‘’Avrupa aşkına‘’
Fenerbahçe’nin banko stoperleri Kim ve Serdar Aziz olmayınca, takımın defans kurgusu bozulmuştu. İlk defa yan yana oynayan Tisserand ve Novak (2 penaltı yaptırdı) oyun boyunca arkadaşlarını arattılar. Osayi de olmayınca, defansın en kritik hamlelerini yapmak Ferdi’ye kalmıştı. Fenerbahçe maça golle başlayınca oyun erken elektriklendi. Fenerbahçe orta sahası etkisiz, İrfan Can ve Mert Hakan top kullanmada becerilerini rafa kaldırmışlardı. Beşiktaş’ın baskısı arka arkaya onlara 2 penaltı kazandırdı. Batshuayi’nin karavanasından sonra Ghezzal’ın golü skora denge, oyuna Beşiktaş üstünlüğü getirdi.
Ghezzal mükemmeldi...
Fenerbahçe rakibinin baskısından kurtulmayı beceremiyor, top kayıpları zirve yapıyordu. Rossi ve Serdar Dursun’da etkisiz kalınca pozisyon bulmak şans toplarına kalıyordu. Beşiktaş oyunun ikinci bölümünde de üstün gözüktü. Ghezzal takımını mükemmel yönetiyor, pozisyonlar hazırlıyordu. İsmail Kartal son 20 dakikada hamlelerini yapıyor, İrfan Can ve Serdar Dursun’u dışarı alıp, Osayi ve Valencia’yı sahaya sürüyordu. Bu bölümde Ghezzal’ın dışarı alınışıyla Fenerbahçe hemrahatlıyor, hem de rakip kaleye gitmeyi başarıyordu. İki takımın da 90 dakika boyunca kale önü becerisizlikleri skorun değişmesine engel oluyordu. Maç bittiğinde kaybetmeyen Fenerbahçe, Avrupa hedefine çok yaklaşırken, Beşiktaş ise bu hedefinden biraz daha uzaklaşıyordu.
‘’Seyir zevki‘’
Fenerbahçe eski teknik direktörü Erol Bulut’un Kadıköy’e rakip takımın başında çıkışı, oyunu meraklı bir 90 dakikaya çevirmişti. Sarı-Lacivertli takımın bankoları (Kim, Osayi,Crespo) bu maçta yoktu. Onların olmayışı takımın futbolunu nasıl etkileyecekti, bu da bir başka merak konusuydu. Gaziantep takımı, açık futbolu tercih etmişti. Öyle ki, ilk 5 dakika dolmadan gelen Rossi'nin (çıkışını sürdürüyor) golünde defansları tek savunmacıyla yakalandı. Gol erken gelince, Fenerbahçe daha da havalandı. Kulübenin kıdemlileri Tisserand, Gustavo veNazım (ilk golün asistini yaptı), ilk 11'in gediklilerini hiç aratmadılar. Mert Hakan ve İrfan Can (hakemlerle ve rakiplerle fazla muhabbet onlara zarar veriyor) kalitelerini konuşturdular.
Ne dersiniz, Jesus gelsin mi?
Serdar Dursun kale önünde yakaladıklarını atsa, oyunun ikinci bölümü idman maçına dönerdi. Serdar Dursun ikinci yarı başında takımına bir penaltı kazandırdı ama atışı yine karavana oldu. Sonra Mert Hakan’ın asistiyle şeytanın bacağını kırıp golünü attı. Misafir takımın Sagal ile gelen golü ve Valencia ile Arda Güler’in son bölümde oyuna girişleri, tribünlere heyecan getirdi, hepsi bu. Dinamo Zajc’ın attığı gole de şapka çıkartılır. İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe kazanmaya, en önemlisi de seyir zevki vermeye devam ediyor. Ne dersiniz, Jesus gelsin mi?
‘’Siz Ali Koç olsaydınız...‘’
Fenerbahçeli’nin şu günlerde en çok merak ettiği konu şüphesiz teknik direktör meselesi. Kimi İsmail Kartal devam etsin diyor, kimi yeni bir teknik adam istiyor. Yeni teknik adam isteyenlerin içinde yabancı olsun diyen de var yerli olsun diyenler de... Yerli isteyenler, Ersun Yanal’ın, Aykut Kocaman‘ın isimlerini telaffuz ediyorlar. ‘Peki Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ne düşünüyor?’ derseniz, konuyu biraz açalım. Göreve geldiği günden beri kulübe inanılmaz maddi destek sağlayan başkanın bana göre aklı yine karışık. 4 senedir teknik direktör konusunda ‘karavana’ atan başkan, karar vermekte yine zorlanıyor.
İki kulvardan elendi
Başkan, İsmail Kartal’ı göreve getirirken inanıyorum ki futbol takımın büyük bir çıkış yakalayacağını beklemiyordu. Belki göreve gelen İsmail hoca bile takımın ilk 4’e girmesinin başarı olacağını düşünüyordu. Fenerbahçe, büyük futbol sürprizleri olmazsa bu ligi ikinci bitirir ve Şampiyonlar Ligi ön elemeleri oynar. Bu başarı mı, derseniz hiç yoktan iyi derim. Ancak hemen bir hatırlatma yapayım. Fenerbahçe, İsmail Kartal yönetiminde önce Türkiye Kupası’ndan ardından da Konferans Ligi’nden elendi. Daha önce defalarca önümüzdeki sene takımın başına yabancı bir hoca getireceğini açıklayan başkan bu konuda ısrarcı. Tabi yine her zaman olduğu gibi, tribünlerin sesine ve sosyal medyaya takılıyor.
İşler kötü giderse...
Diyelim ki başkan, İsmail Kartal ile devam etmeye karar verdi. Yeni sezon başladı, bir iki kötü sonuç alındı. Camianın eleştirileri şimdiden hazır: Löw, Jesus, Kovac ile yola çıktın, neden Kartal’a döndün? Ya da başkan yabancı bir hoca ile yeni sezona girdi ve işler iyi gitmedi. O zaman da, “İsmail hoca başarılıyken bu maceraya ne gerek vardı? Aykut Kocaman’a da Ersun Yanal’a da aynısını yaptın” diyecekler. Kısacası başkan işler kötü giderse, kimi getirirse getirsin yine topa tutulur. Onun için karar vermesi çok zor. Bırakın başkanı sizlere soralım: Ali Koç olsaydınız kimi seçerdiniz? Gördünüz mü, sorunun cevabı hiç de kolay değil
‘’Başlarken biten maç‘’
Maç başladı, Baiano'nun ihaneti, oyunun finalini bize çabuk gösterdi. Orta alanda Kim’e dirseği yapıştıran Baiano, takımının teslim bayrağını çekiverdi. Fenerbahçe maçın mutlak favorisiydi, rakip ilk dakikada eksik kalınca da güle oynaya, fazla terlemeden maçı farklı kazandı. 90 dakikanın fazlaca teknik analizini yapmaya gerek yok. Formda, istekli ve hedefi belli Fenerbahçe ilk 10 dakika dolmadan Rossi ile golü bulunca oyun tek kale maça döndü.
Gündem: Gitsin mi kalsın mı?
Fenerbahçe gibi güçlü silahları olan bir takıma karşı bir kişi eksik oynamak elbette ki kolay değildi. Rizespor da sahada hiçbir varlık gösteremeden maçı farklı kaybedip, Süper Lige el sallamaya başladı. Fenerbahçe'de ikisi penaltıdan olmak üzere hat-trick yapan Serdar Dursun maçın öne çıkan ismi oldu. Devre 3 farkla bitince, Arda Güler de kulübede fazla beklemeyip, ikinci yarı sahaya sürüldü. Genç Arda sahada yine kalitesini gösterip, adrese teslim ortayla, Valencia’ya (Serdar Dursun'un yerine girdi)5. golü attırdı. Farklı skora rağmen Fenerbahçe’nin 90 dakika maça asılışı da hanesine artı olarak yazıldı. İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe içeride dışarıda kazanmaya devam ediyor. Büyük futbol sürprizleri olmazsa bu takım ligi ikinci bitirir. Önümüzdeki haftanın gündemi de belli;"İsmail Kartal gitsin mi, kalsın mı?" Sizce?
‘’Kadıköy 'Kapalı gişe'‘’
Rakip Süper Lig'de vedaya hazırlanan Göztepe. Fenerbahçe için maç görünüşte, 'Çantada keklik' ancak hemen hatırlatalım, futbolda oynanmadan hiçbir maç kazanılmaz. İsmail Kartal cezalı İrfan Can’ın yerine Pelkas’ı koymuş, bilinen 11 ile fazla oynamamıştı. Oyun başladı, maç hemen tek kaleye döndü. İlk 4 dakika dolmadan Serdar Aziz’in kafa golü de gelince, tribünler fark beklemeye başladı. Fenerbahçe 2. golü bulamadan Pelkas sakatlandı. İsmail Kartal, Szalai'yi oyuna alıp sol beke, Ferdi’yi de sol öne attı. Bu hamleler, sahaya olumlu yansımadı. 'Kaybedecek bir şeyim yok' diyen Göztepe, kendini göstermeye başladı, pozisyonlar buldu, sonuç alamadı. Oyunun ikinci bölümünde İsmail Kartal‘ın tek hamlesi, saha içinde oldu. Rossi sağa, Ferdi sola geçti. Fenerbahçe orta sahası maça ağırlık koyamayınca, oyun başabaş devam etti. Son 20 dakika İsmail Kartal’ın hamleleri geldi.
Penaltı ile çözdüler
Serdarlar ve Mert Hakan yerlerini Valencia, Arda Güler, Berisha’ya bıraktı. Maç, VAR’dan gelen uyarı ve kazanılan penaltı ile çözüldü. Penaltıyı Arda’ya attıran, zihniyeti de kutlamayı unutmayalım. Fenerbahçe seriye devam ederken, tribünlerde 'Burası Kadıköy burdan çıkış yok' sloganı yeniden gündeme getirmenin mutluluğunu yaşıyorlardı.
‘’Sezon kurtuldu‘’
Maçtan önce bu sayfalarda “Galatasaray’ın kazanma şansı yok denecek kadar az“ demiştik. Bunu iddia ederken iki tarafın kadrolarını teraziye çıkarmıştım. Bakın maçta Fenerbahçe yedek kulübesine, yine rakibiyle başa baş oynayacak bir takım daha var. Fenerbahçe’nin İrfan Can, Mert Hakan gibi orta saha ustaları vardı. Osayi gibi kanatları iyi kullanan, adam eksilten bir kenar beki vardı. Crespo ve Zajc gibi defansif ve ofansif futbol becerileri olan orta saha oyuncuları vardı. Defansı tek başına ayakta tutan Kim vardı. Bu takım karşısında Galatasaray alan savunması yaptı ama hücumu beceremedi. İlk yarıda biri Kerem’le biri de Cicaldau ile iki cılız pozisyon dışında rakip kaleye gitmekte zorlandılar. Çünkü orta alanda ne Taylan’ın ne Berkan’ın oyunu domine edecek becerileri yoktu. İlk45dakikamutlak Fenerbahçe üstünlüğü ile geçerken, Zajc’ın hazırlanış ve sonuç alan mükemmel vuruşuyla gol de geldi. Torrent’in kulübede maça etki edecek hamle oyuncuları yoktu, zaten fazla hamlede yapamadı.
Sürprizler olmazsa
Yaptığı Halil, Morutan ve Arda Turan hamleleri de göstermelik, gecikmiş hamleler idi. Fenerbahçe oyunun ikinci bölümünde de maçı istediği gibi şekillendirdi. Golüde mükemmel bir organizasyon sonunda Serdar Dursun ile buldu. Oyunun son bölümünde İsmail Kartal, çıkanları ve girenleri(Pelkas, Arda Güler, Gustavo, Szalai, Berisha) alkışlattığı hamleler ile noktalandı. Fenerbahçe bir yerde ezeli rakibini de üstün bir oyunla devirerek sezonu kurtardı. Büyük futbol sürprizleri olmazsa bu takım lig ikinciliği hedefini de yakalar. Peki bu camiayı keser mi derseniz, ona da ”Hiç yoktan iyidir” derim.
‘’Avrupa yolu açıldı‘’
İsmail Kartal ilk 11’le fazlaca oynamıyor. Milli maç yorgunları Rossi ve Serdar Dursun’u bile dinlendirmemiş, sadece cezası biten Mert Hakan’a yer açmıştı. Rakip Kayserispor iyi takım, evinde daha da iyi. Fenerbahçe için zor deplasman diyenler çoğunlukta. Maç başladı, sahada önde baskı yapan, pasla oyun kurup çıkmaya çalışan rakibine göz açtırmayan, onu hataya zorlayan, pozisyonlar bulan ve ilk 45 dakika bittiğinde 2 farkı yakalayan bir Fenerbahçe seyrettik. Kayserispor kendi evinde oynamasına rağmen pozisyon bulamamış, sadece Emrah Başsan’ın direkte patlayan frikiği ile teselli bulmuştu. İkinci yarı başladığında Hikmet Karaman’ın hamleleri İrfan Can’ın jeneriklik golüyle çabuk rafa kalktı. Fenerbahçe’yi kısa zamanda gözde takım yapanlar kimlerdi derseniz sayalım. İsmail hoca ilk 11’ni buldu.
Takım tam gaz gidiyor
Kartal, zamanı gelince kulübedekileri de sahaya sürüyor. (Pelkas, Arda Güler, Ferdi, Szalai, Gustavo) Osayi süper sağ bek oldu. Kim’i anlatmaya gerek yok. Crespo-Zajc ikilisinin uyumu, mücadelesi mükemmel. Mert Hakan kendine geldi, Rossi gözde oldu.. Ve bir paragraf da İrfan Can’a açalım. Direksiyona geçti mi takım tam gaz gidiyor. Yeteneğine ihanet etmezse bu ligin en keyif veren oyuncusu olmaya devam eder. Kapanışı ise ağabeyine nazire yaparak attığı golle Arda Güler yaptı. Kayseri tribünleri bile ayağa kalktı. Bu zor deplasmanı beklenenden kolay geçen Fenerbahçe için artık, “Avrupa yolu açıldı” diyebiliriz.
‘’Başkanın kararı belli‘’
Geçen hafta gençlere attırdığı imza töreninde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Önümüzdeki sezon takımın başında yabancı bir teknik adam olacak” dedi.
Bu teknik adam Löw mü, yoksa başkası mı belli değil.
Bu açıklamadan sonra gözler yeniden İsmail Kartal’a çevrildi.
Konyaspor maçından sonra da gazeteciler başkanın bu açıklamasını Kartal’a hatırlattılar.
İsmail Kartal bana göre buna kaçamak cevap verdi.
3-5 maçla oluyorsa...
Fenerbahçe’nin son dönemlerde bir çıkışı var. Bunu İsmail Kartal’a bağlayanlar var.
Bir grup önümüzdeki sene Kartal’ın takımın başında olmasından yana.
Bu doğru mu tartışılır .
Bu işler 3-5 maçla oluyorsa başkana sorarlar, “Emre Belezoğlu’nu o zaman niye gönderdin?” diye.
Aslında Başkan Koç’un kararı belli.
Takım bir yabancı hocaya teslim edilecek.
Çok riskli olur
İsmail Kartal’a takımı yeni sezonda teslim etmek başkan için çok riskli.
Sezon başı alınacak bir iki kötü sonuç, sezonu başlamadan bitirir.
Esas mesele şu: Yabancı bir hoca gelirse İsmail Kartal yardımcısı olmayı kabul eder mi?
Löw gelirse belki.
Başka bir yabancı, zaten ekibiyle gelir.
Sonuç olarak Başkan Koç’un kararını değiştireceğini düşünmüyorum.
O kararını çoktan vermiş.