U18 Erkek Basketbol Milli Takımımız 2019'daki Avrupa 2.'liği başarısını tekrarladı. İzmir'in ev sahipliği yaptığı şampiyonada, taraftar desteğini de arkasına alan Ay-Yıldızlılar, finalde yine İspanya'yı mağlup etmeye çalıştı ama olmadı, gruplarda da kaybettiği güçlü rakibine 68-61 yenilerek, üst üste 2. kez gümüş madalya elde etti.

U18 Milli Takımımız, 1 haftadır İzmir'de bize heyecan dolu bir hafta yaşattı... İzmir halkının bu turnuvaya gösterdiği büyük ilgi belki de FIBA altyapı organizasyonlarında rekor seyirci sayısına ulaşmasını sağladı. Basketbolsuz geçen bugünlerde, bize böyle bir heyecan yaşatan bu takıma ve turnuvayı İzmir'de düzenleyen TBF'ye teşekkür edelim. İspanya basketbolda gerek A Takım, gerekse alt yapılarda başka bir seviyede. Yıllardır bir ekol yarattılar ve harika oyuncular çıkarıyorlar. Bunu yaparken de kazanmayı, şampiyon olmayı da başarıyorlar. Bizi grupta rahat yenmiş, yarı finalde de Sırbistan'ı 38 sayıda tutmuşlardı.

Bu takımın en büyük özelliği asla pes etmemesi

Milliler bu yaş kategorisinde iyi bir jenerasyon yakaladı. Tek tek isim vermeyeceğim. Potansiyelli oyuncularımız var. İspanya bizden daha iyiydi belki ama bu takımın en önemli özelliği asla pes etmemesi ve geri adım atmaması. Sonuna kadar deniyorlar. Litvanya ile oynanan çeyrek final maçında da böyle oldu, Slovenya'yı 20 sayı geriden gelip yendiğimiz yarı final maçında da... Dün de 5 dakika kala 10 sayı gerideydik. Özgür Cengiz'in üçlüğü sonrası farkı 5 sayıya kadar indirip umutlandık. Yine denedik, çabaladık ama İspanya'nın oyuncu kalitesi ağır bastı...

Asıl başarı oyuncuları üst seviyeye çıkarabilmek

Avrupa ikincisi olmak tabii ki büyük başarı. Ama asıl başarı bu oyuncuları üst seviyeye çıkarabilmek ve bunlardan faydalanabilmek. Dediğim gibi potansiyelli oyuncularımız var. Ama hemen hepsinin eksik yönleri de var. Bunları geliştirip, çok çalışıp, süre alabilecekleri takım bulabildikleri takdirde Türk basketbolunun geleceği parlak...

Nasıl desteklediklerini unutmasınlar

Umarım hepsi Euroleague ve NBA seviyesinde basketbolcu olurlar. Ama NBA'e giderlerse de bu bir hafta boyunca ne kadar sevildiklerini, kendilerini ne kadar değerli hissettiklerini, tribündeki binlerce, televizyon başındaki milyonlarca insanın kendilerini nasıl desteklediklerini de unutmasınlar...

Türk basketbolu, ikinci Ömer Faruk Yurtseven vakası yaşıyor. Ömer Faruk daha önce de Dünya Kupası öncesi Milli Takım'a katılmayı red etmiş, Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) tarafından sadece 8 maçlık ceza almıştı. O zaman ben dahil hiç birimiz sesimizi çıkarmadık. Çünkü Ömer Faruk çok gençti. Hata yapabilirdi. Bir oyuncuyu kaybetmek çok kolaydı, kazanmak ise zor. TBF yöneticileri o zaman Ömer'i kazanmanın yolunu seçmişti. Çok da doğru yapmışlardı. Nitekim Ömer Faruk bu kez çağrıyı kabul etti ve Temmuz ayı başındaki Büyük Britanya maçında forma giydi.

Artık çocuk değil

Aldığı süreden, diğer NBA oyuncuları Cedi, Furkan ve Alperen'e verilen izinden memnun olmamış olsa gerek 28 Temmuz'da, takım İtalya kampına gitmeden 3 gün önce 'ben gelmeyeceğim, NBA'de yeni sezona hazırlanacağım' dedi. Oysa ki haziran ayındaki ilk görüşmelerde milli takım yetkililerine kampa katılacağını ve Avrupa Şampiyonası'nda oynayacağının sözünü vermişti. Bir anda kıvırdı, sözünden döndü... Bu süre içinde ne değişti, aklını kim karıştırdı bilmiyorum. Ama Ömer Faruk Yurtseven artık çocuk değil. Kendisi için en doğru kararı kendisi verebilir.

NBA yıldızları geliyor

Bu Avrupa Şampiyonası tarihin en kalitelilerinden biri olacak. Luka Donçiç, Nikola Jokiç, Rudy Gobert, Valenciunas, Dragiç, Cedi, Furkan, Fournier ve bir çok NBA yıldızı milli formalarına hizmet için Avrupa'ya geldiler. Daha doğru dürüst NBA oyuncusu bile olmayan, geçen yıl önündeki iki pivotun sakatlandığı dönem haricinde süre bile almayıp kenarda oturan Ömer Faruk ise milli görevi hiçe sayıyor. İpe sapa gelmeyen de bir açıklama yapmış... Şimdi gelmiyorum ama bir daha çağırırlarsa koşa koşa gelirim diyor.

Çünkü bu ülkeye borcun var

Oldu Ömer beyefendi. Senin keyfini bekleyecek bu takım. Her zaman geleceksin. Ne zaman çağrılırsan o zaman geleceksin. Çünkü bu ülkeye borcun var. Neden mi?.. Bu ülke sayesinde sen Ömer Faruk Yurtseven oldu. Türk takımı Fenerbahçe'de, altyapı Türkiye milli takımlarında, Türk antrenörlerinin sayesinde basketbolcu oldun. O yüzden ne zaman ihtiyaç duyulursa gelip Türk Milli Takımı'nın formasını giyeceksin... Demek ki sende Türkiye'ye bir aidiyet, bir vatan borcu, bir vefa hissi yokmuş. Artık yolun açık olsun. NBA'de All Star bile olsan Türk insanının umurunda olmayacaksın. Türk medyasında yer bulamayacaksın. Amerika'da sana mutluluklar..

Altyapılarda asıl amaç A Takım'a kalifiye oyuncu yetiştirmektir. Ama o oyuncu yetişirken kazanmayı da öğrenmelidir.

U18 Milli Takımımız, pazar gününden bu yana İzmir'de Avrupa Şampiyonası oynuyor.

Polonya, Almanya, Büyük Britanya'yı yendiler. Grupta favori İspanya'ya ise mağlup oldular.

Dün de Litvanya ile çeyrek final mücadelesine çıktı U 18 Milli Takımı... Samet, Berke, Arda, Kerem, Tan, Efe, Hamza gibi geleceği parlak olabilecek oyuncular var. Hatta kadroya giremeyen bir kaç isim daha sayabiliriz...

Bu takım turnuva boyunca belki çok iyi oynamadı, çok kötü üçlük attı, çok kötü serbest atış attı ama şu anda yarı finaldeler.

Lİtvanya gibi ekol bir ülkeyi 32'de 5 üçlük atıp, yani 27 üçlük kaçırıp yenmek 'kazanmayı öğrenmek' anlamı taşıyor... Türk takımlarının A takım dahil her seviyede en büyük eksikliği, final kaybetmekti. Başa baş giden maçlarda bir şekilde kritik hatayı yapan taraf hep biz oluyorduk.

Ama bu U 18 milli takımı, şampiyon olur olmaz bilemem ama 'Pes etmemeyi' öğrenmiş, karakterli oyunculardan oluşuyor.

Son periyotta fark 7-8'e çıkmasına rağmen savunmayla, presle, top kapmayla geri geldiler, müthiş bir mücadele sergilediler, o formanın hakkını verdiler maçı 64-61 kazanıp yarı finale çıktılar.

Coach Fikret Doğan, tüm takımı ve İzmir seyircisini kutluyorum.

Maç sonrası sevinçleri biraz abartılıydı belki ama galibiyetin tadını çıkardılar, eğlendiler, kendilerini desteklemeye gelen binlerce İzmirli'yle beraber zaferi doyasıya kutladılar.

Enerjisi çok güzel bir takım.

İçlerinden kaç tanesi üst seviyeye çıkacak, kaç tanesi yıldız olacak bilmiyorum ama bu takımın sahadaki duruşunu, geri adım atmamasını çok beğendim...

Umarım önce yarı finalde Slovenya'yı yenip, ardından da finali kazanıp şampiyon olurlar....

Önümüzdeki 1.5 ay Türk basketbolu için kritik bir dönem olacak. Ağustos sonunda oynanacak iki Dünya Kupası Eleme maçı ve 1 Eylül'deki Avrupa Basketbol Şampiyonası için, hazırlıklara bugün başlıyor... Coach Ergin Ataman'la beraber yeni bir sayfayı, madalya hedefi ile açıyoruz...

12'yi tamamlayacak isim bulamıyorduk

Türk basketbolu, A Milli Takım seviyesinde uzun süredir bir başarı elde edemiyor. Maalesef geçiş dönemini çok başarılı geçiremedik. Ama şu anki mevcut kadro, hem genç, hem tecrübeli hem de fazlasıyla potinsiyelli görünüyor. Başlarında da Ergin Ataman gibi her zaman iddialı olan bir coach olunca, bu önemli günler öncesi heyecanlanmamak imkansız. Geniş kadro açıklandı. Shane Larkin, Sertaç, Furkan, Cedi, Ömer Faruk, Alperen gibi NBA ve Euroleague yıldızlarının yanına sezonu formda geçiren bir çok isim katılıyor. Uzun süredir 12'yi tamamlayacak oyuncu bulamıyorduk. Şimdi 19 kişilik kadrodan 12'yi seçmek Ergin Ataman'ın en çok zorlanacağı konulardan biri olacak.

En kaliteli Avrupa Şampiyonası

12 Dev Adam bugün Bormio'ya gidiyor. 8 günlük kamp sonrası İstanbul ve Atina'da iki turnuva oynayıp 25 Ağustos'taki Letonya ve 28 Ağustos'taki Sırbistan Dünya Kupası Eleme Grubu maçlarının ardından Eurobasket 2022 için Gürcistan'a gidecek. Bu Avrupa Şampiyonası son yılların en kalitelisi olacak gibi duruyor. Miçiç-Bogdanoviç ve Jokiç'li Sırbistan, Larkin-Cedi- Alperen'li Türkiye, Donçiç-Dragiç-Tobey'li Slovenya, Gobert-Fournier-Yabusele'li Fransa, Lorenzo Brown- Hernangomez-Garuba'lı İspanya, Sabonis-Valenciunas-Grigonis'li Litvanya ve Antetokoumpo-Sloukas-Dorsey'li Yunanistan... İtalya, Çekya ve Almanya da iddialı kadrolarla Şampiyona'ya katılacaklar.

İyi bir sonuç beklemek çok da hayalcilik değil

Tabii ki işimiz kolay olmayacak ama Milli Takım'ın potansiyelli bir ekip olduğunu düşünüyorum. TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu ve ekibi de artık daha tecrübeli. Ergin Ataman ve yıldızlarımızın formda olması durumunda hem Dünya Kupası bileti alıp, hem de Avrupa Şampiyonası'nda iyi bir sonuç beklemek, çok da hayalcilik olmayacaktır. Sakatlıksız bir hazırlık dönemi geçmesi dileğiyle...

Milli Takım kadrosu

Buğrahan Tuncer, Shane Larkin, Egehan Arna (A.Efes), Kartal Özmızrak (Bahçeşehir), Furkan Haltalı (Beşiktaş), Doğuş Özdemiroğlu (D.Şafaka), Melih Mahmutoğlu, Metecan Birsen, Şehmus Hazer (F.Bahçe), Onuralp Bitim, Yiğitcan Saybir (Bursa), Sadık Emir Kabaca (G.Saray), Muhsin Ya şar (Gaziantep), Berk İbrahim Uğurlu (Tofaş), Cedi Osman (Cleveland), Sertaç Şanlı (Barcelona), Alperen Şengün (Houston), Ömer Faruk Yurtseven (Miami), Furkan Korkmaz (Philadelphia).

Basketbol Şampiyonlar Ligi... FIBA tarafından Euroleague'e rakip olarak kuruldu. 11 A Lisanslı takım dışında, başta İspanya ve Türkiye olmak üzere bütün ülkelerden büyük talep alıyor. Yeni sezon kuraları da dün İsviçre'nin Mies kentinde çekildi. Bu yıl TOFAŞ ön elemeyi geçerse Şampiyonlar Ligi'nde yine tam 5 Türk takımı olacak. Ligde en çok takımla temsil edilen ülke olacağız. Malaga ve Breogan ön elemeyi aşarsa İspanya da 5 takımla mücadele edecek.

İlk hedef kesinlikle Final-Four olmalı

Geçen yıl Bilbao'da düzenlenen Final-Four'u yerinde takip etmiştim. Tenerife'in şampiyonluğu ile sona eren sezonda Hapoel Holon, Ludwigsburg ve Murcia diğer üç katılımcı olmuştu. Gözlerimiz Türk takımı aradı. Orada bizden birinin şampiyon olması işten bile değildi. Bu yıl da Galatasaray NEF, Pınar Karşıyaka, Bahçeşehir Koleji, Darüşşafaka ve elemelerden gelecek olan TOFAŞ'la temsil edileceğiz. Bu takımlarımızın ilk hedefi kesinlikle Final- Four olmalı. En az 2 takımımızı Final-Four'a atmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Geçen yıl Euroleague, Eurocup ve FIBA Europecup finallerinde hep Türk takımları vardı. Tek eksiğimiz Şampiyonlar Ligi'ydi... Bunu da umarım 2022-23 sezonunda gerçekleştireceğiz.

Kaf Kaf ile Aslan turu geçer

Gruplara bakacak olursak, Pınar Karşıyaka zor bir grupta gibi gözükse de ilk ikiye kendini atacaktır. Galatasaray, İsrail Şampiyonu ve geçen yıl Final-Four oynayan Hapoel Holon ile aynı gruba düştü. Bu iki takım da turu geçer diye düşünüyorum.

Daçka'nın grubu zor gibi

Darüşşafaka en zor grupta gibi. Geçen yıl Final-Four oynayan Ludwigsburg, Hapoel Jerusalem ve elemelerden büyük olasılıkla gelecek olan Breogan (İspanya) ile kozlarını paylaşacak.

Bahçeşehir önemli transferler yapıyor

Son FIBA Europecup Şampiyonu Bahçeşehir, çok önemli transferler yapıyor. Onlar da Bilbao ve Nymbruk gibi iki tecrübeli ekiple tur atlamak için kapışacak. TOFAŞ da turu geçerse geçen yılın finalisti Murcia ile aynı gruba düşecek.

Şampiyonlar Ligi için zamanı geldi...

Kuvvetli ve tecrübeli takımlar var basketbol Şampiyonlar Ligi'nde. Ama geçen yıl Avrupa'daki 4 kupadan 3 finalist ve 2 şampiyon çıkaran basketbol Süper Ligi'nin bu yıl da Şampiyonlar Ligi'nden bir şampiyon çıkarmasının zamanının geldiğini düşünüyorum.

Dünya Kupası Elemeleri'nde çok kritik bir maçtı Türkiye için. Yunanistan'a 2 kez yenilip, hiç hesapta olmayan zor bir duruma düşen milliler, Ergin ataman'la çıktığı ilk maçta Büyük Britanya'yı deplasmanda 85-71 yenip ikinci tur grubuna 2 galibiyet taşımayı başardı. Maça 13-3'le başladıktan sonra 16-15 geri düşen 12 Dev adam Melih'in üçlüğü ile ilk periyodu 20-18 önde bitirdi, bir daha da rakibine yakalanmadı. anadolu Efes hücumlarından esintiler izledik dün newcastle'da. larkin önderliğinde, Buğrahan, Melih, Şehmuz ve onuralp gibi kısaların üzerinden pozisyonlar yaratan 12 Dev adam, basit top kayıpları, kolay atışlar kaçırmasına rağmen 85 sayıya ulaşmayı başardı. Yeni coach, yeni sistem ve yeni oyuncular vardı. Özellikte Efes'te hiç süre bulamayan Yiğitcan'ın 9 sayılık katkısı, Bursa'da çıkış yapan onuralp'in cesur oyunu ilerisi için sevindiriciydi. ataman, daha ilk 14 dakikada 12 oyuncusuna da süre verdi. Kimden ne kadar verim alacağını görmeye çalıştı, maçı da doğru beşlerle bitirdi.

2'de 2 ile başlarsak...

Büyük Britanya, bizim ayarımızda bir takım değil belki ama kış döneminde burada Yunanistan'ı yenme başarısı göstermişlerdi. Şimdi letonya, Belçika ve Sırbistan ile beraber yeni bir 6'lı grup oluşacak. Buraya Yunanistan 3, Türkiye, 2, Britanya ise 1 galibiyet taşıyor. Öteki taraftan da letonya 3, Sırbistan 2, Belçika ise 1 galibiyetle gelecek. Dünya Kupası'na gitmemiz için ilk 3'e girmemiz gerekiyor. Bu takımın yine başaracağını ve yine Dünya Kupası bileti alacağına inanıyorum. ağustos sonundaki penceredeki iki maçta alperen, Furkan ve Cedi'nin de katılacağını düşündüğümüzde 2'de 2 ile başlarsak, gerisini diğer oyuncularımız halleder.

Belarus'un diskalifiye edilmesinin ardından üç takım da tur atladı. Bugün kazanırsak 4 maçta 2 galibiyetle bir üst tura çıkacağız. Bu nedenle galip gelmemiz, ikinci tur grupları öncesi çok ama çok önemli. ergin Ataman'la yeni bir sayfa açtık. Ataman daha ilk gün bu Dünya kupası elemeleri'ni bir şekilde geçeceğimizi, asıl hedeflerinin eylül ayındaki eurobasket 2022'de altın madalya olduğunu açıkladı. istanbul'da 84-67 yendiğimiz Büyük Britanya ile Newcastle'da karşılaşacağız. kadroda NBA oyuncularımızdan sadece Ömer Faruk var. Ama Larkin, Sertaç Şanlı ve oldukça iyi bir sezon geçiren Türkiye Ligi oyuncuları ile beraber güçlü bir şekilde ingiltere'ye gittik.

Fazlasıyla konsantre

Onlar da istanbul'daki maçın aksine çok farklı bir kadro ile yer alıyorlar. Daha genç ama daha atletikler. Fakat tecrübeleri çok fazla değil. Önceki gün Atina'da yunanistan'a 93-71 mağlup oldular. iç sahada tabii ki daha farklı oynayacaklardır. Burada yunanistan'ı yenme başarısı göstermişlerdi. Darüşşafakalı Olaseni, ingiltere Ligi'ne dönen Dan Clark, ispanya 2. Ligi'nde oynayan Vas Ostrum dışında genç bir kadroya sahipler. Bu bizim gibi tecrübeli bir takım için avantaj olacak. Ayrıca ergin Ataman faktörünü de unutmamak gerekiyor. yola çok iddialı çıktığı için bu ilk resmi maça fazlasıyla konsantre olacak, takımı da mental olarak iyi hazırlayacaktır.

Bir galibiyetten fazlası

kağıt üstünde rakipten çok üstün bir takıma sahibiz. kazanıp, ikinci tura bir galibiyet fazla taşımak çok önem taşıyor. Burada Belçika, Letonya ve Sırbistan ile 6'lı bir grup daha oluşacak ve ilk 3 sırayı alan takımlar Dünya kupası'na gitmeye hak kazanacak. yunanistan'a 2 kez kaybettiğimiz için onları geçmek zor olacak. Diğer grupta Sırbistan'ın varlığını da göz önüne aldığımızda Letonya ve Belçika'yı altımıza almak gerekecek. Bu nedenle Büyük Britanya maçının bir galibiyetten fazla anlam taşıdığını unutmamak gerekiyor.

Fenerbahçe Beko, uzun uğraşlar sonunda, aynı zamanda yerli statüsünde oynayabilen Scottie Wilbekin transferini gerçekleştirdi... Daha önce Maccabi Tel Aviv ile bonservis konusunda pazarlıklara başlayan Sarı- Lacivertliler’in işi, Barcelona’nın devreye girmesi ile çok zorlaşmıştı. Ama Wilbekin ikna edildi, son anda Barcelona’ya imza atmaktan vazgeçen Amerikalı yıldız Fenerbahçe ile anlaşmaya vardı. Tek sorun bonservisti. Maccabi Tel Aviv’inyeni coachu Oded Kattash’ın da Wilbekin için ısrarcı olmaması sonrası İsrail kulubüyle anlaşmaya varıldı ve yıldız isim Fenerbahçe Beko’nun oyuncusu oldu...

Henry de dönerse...

Wilbekin’in Türk statüsünde bulunması, Larkin’in ezeli rakip Anadolu Efes’te forma giyiyor olması nedeniyle de ayrı bir önem taşıyor. Darüşşafaka ile Eurocup Şampiyonluğu yaşayan, ardından Maccabi Tel Aviv’de çok iyi sezonlar geçiren Wilbekin, şutör ve delici bir oyun kurucu ihtiyacında olan Fenerbahçe’nin gücünü artıracaktır. Wilbekin’in kiminle beraber oynayacağı da çok önemli. Fenerbahçe’ye ‘veda mesajı’ yayınlayan Henry ileberaber çok agresif, saldırgan ve skorer bir oyun kurucu ikilisi olabilirlerdi. Henry’nin sadece NBA çıkışı var. Bir ihtimal geri dönebilir. De Colo’nun da durumu belirsiz. Onunla farklı oyun karakterlerine sahip olsalar da hücum anlamında çok yaratıcı bir Fenerbahçe ön alanı izleyebiliriz.

Takımın yarısı belli

İtoudis, Gherardini ve Derya Yannier üçlüsü, iyi bir takım kurabilmek için ciddi mesai harcıyor. Bu üçünün deneyimi, ortaya iyi bir sinerji çıkaracaktır. Uzun pozisyonda Motley’den sonra Tonye Jekiri ile de anlaşmaya varıldı. Vesely’nin boşluğu zor dolacak gibi duruyor. Motley-Jekiri ikilisinin yanına Euroleague tecrübesine sahip bir ismin eklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta kadronun henüz yarısı belli gibi. Ortaya nasıl bir tablo çıkacak, bekleyip göreceğiz. Ama şu ana kadar yapılan transferlerin ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum...