Fenerbahçe Beko, Türkiye Ligi Şampiyonluğu ile sona eren, ancak Euroleague’de hayal kırıklığı yaşanan sezonun ardından yeni yapılanma için düğmeye erken bastı. Coach Djordeviç ile yollarını ayırıp, son 5 yılda 2 Euroleague şampiyonluğu kazanan Dimitris İtoudis’i takımın başına getiren Sarı-Lacivertliler, Maurizho Gherardini’yi direktörlük görevine çekip Genel Menacerlik koltuğunu da Derya Yannier’e teslim etti. Gherardini-Yannier ikilisi uzun süredir yeni sezon için çalışmalar yapıyordu. Bu çalışmalarda da sona gelindi...

Rüştünü ispatladı

İtoudis’le 3 yıllık anlaşılma yapılması demek 3 yıl boyunca kafaya oynayan, hedefi Final-Four olacak bir takım oluşturulacak anlamı taşır... Yıllarca Obradoviç’in yardımcılığını yapan, ardından 1 yıllık Banvit deneyimi sonrası 5 yıldır CSKA Moskova’yı çalıştıran İtoudis, head coach olarak da rüştünü çok çabuk ispatladı. CSKA ile 2 Euroleague şampiyonluğu yaşayan Yunan teknik adam bir dönem Gaziantep ve Bahçeşehir’i de çalıştıran Stefanos Dedas’ı da yardımcı olarak İstanbul’a getiriyor. Gelelim transferlere...

Motley önemli transfer

Geçen yıl Lokomotif Kuban forması ile harikalar yaratan ve bütün Euroleague takımlarının peşinde koştuğu Jonathan Motley, Fenerbahçe Beko’yu tercih etti. Dün Kuban’dan ayrıldığı resmi olarak açıklanan Motley’in bugün kamuoyuna tanıtılması bekleniyor... Uzun, atletik, güçlü, birebiri ve şutu olan komple bir oyuncu Motley... Euroleague’de de önemli işler yapacaktır.

Wilbekin, Barça’dan döndü...

Ve en önemlisi Scottie Wilbekin... Barcelona ile anlaşan ve imza aşamasındayken döndürülen Wilbekin’in alınması önemli bir idari başarı... Burada tek sorun Maccabi Tel Aviv ile ‘buy-out’ konusunda anlaşmak. Ama iki kulübün ortak bir noktada buluşacağını düşünüyorum. Wilbekin’in yerli statüsünde oynuyor olması, Basketbol Süper Ligi’nde Fenerbahçe’nin gücünü artıracak.

De Colo’yla çalışmaz

Bir de gidecek ve kalacak olanlar var. Vesely, De Colo, Floyd, Barthel ve Starks’ın sözleşmeleri bitti. Floyd, Barthel ve Starks kalmayacak. Herkesin merakla beklediği konu ise Vesely ve De Colo’nun durumu. Bu ikisi halen herhangi bir kulübe imza atmadılar. Kalıp kalmayacakları biraz da İtoudis’e bağlı olacak. Daha önce şampiyon olduğu halde De Colo’yu CSKA’dan gönderen İtoudis’in Fransız yıldızla çalışmak isteyeceğini sanmıyorum. Vesely’nin durumu da bütçe ile doğru orantılı olacak gibi. Adı Barcelona ile anılan Vesely, halen Katalan ekibine imza atmadı ve Fenerbahçe’nin kararını bekliyor gibi. Devin Booker, Marko Guduriç, Pierra Henry, Achille Polonara ve Deyshawn Pierre’in ise sözleşmeleri devam ediyor...

Fenerbahçe Beko, inişli-çıkışlı Euroleague performansını bir kenara bırakırsak, ilk günden beri domine ettiği Türkiye Süper Ligi’ni şampiyon tamamlamayı başardı. Kendi kurmadığı kadronun başına gelen, Euroleague’e çok şanssız yenilgiler ile başlayan Djordeviç, De Colo ve Vesely’nin uzun süreli sakatlıklarına rağmen seri galibiyetlerle müthiş bir çıkış yakalamıştı. Ama tüm sakatların dönmesi sonrası rotasyonu iyi yönetemedi.

8 yenilgi, sonunu hazırladı

Zorlu fikstür, Rus takımlarının dışarıda kalması derken mental olarak da ayakta kalamadılar. Son 9 maçta gelen 8 yenilgi Djordeviç’in de sonunu hazırladı. O zamanlar Fenerbahçe Beko, yıllarca Obradoviç’in yardımcılığını yapan, CSKA Moskova ile iki Euroleague şampiyonluğu yaşayan Dimitris İtoudis ile anlaşmıştı. Vesely’nin Barcelona, De Colo’nun da Monaco ile adları anılıyordu. Çok ama çok büyük olasılıkla bu iki oyuncu da önümüzdeki sezon Fenerbahçe forması giyemeyecek. Ama Djordeviç ve bu oyuncular başta olmak üzere tüm takım müthiş bir spor ahlakı ile mücadele etti.

Takımı harika yönetti

Djordeviç gideceğini biliyordu ama Play-Off’larda takımı harika yönetti. Rotasyonu genişletti, 6 Türk, 5 yabancıdan çok büyük katkı aldı... Vesely MVP olurken, De Colo da giderayak Fenerbahçe’deki en iyi performanslarından birini sergiledi. Çok büyük saygı duyulacak karakterler bunlar. Ve Melih, İsmet, Şehmus, Metecan, Ahmet ve Biberoviç’in aldıkları her dakikanın hakkını vermeleri, Anadolu Efes’e karşı üstünlük sağlanmasında önemli rol oynadı...

Bologna’daki gibi...

Efes, dar rotasyonla yıpranırken, Djordeviç istediği her an, yorulan ya da faul problemine giren oyuncunun yerine herhangi birini gözü kapalı sahaya atabildi. Eli geniş olan, daha doğrusu elini kendi rahatlatan Djordeviç’in bu şampiyonlukta payı büyük... Hayat enteresan. Geçen sene Bologna’yı Eurolague hedefine taşıyamadığı için ondan vazgeçilmişti. Ama yine aynı sorumlulukla Play-Off finalinde Milano’yu 4-0 ile geçip şampiyon olmasına rağmen kulübünden ayrılmıştı. Şimdi aynısını Fenerbahçe Beko’da yaşıyor...

Hedef yine Final-Four

Evet hayat enteresan ama aynı zamanda acımasız. Gerek Bologna, gerekse Fenerbahçe kadroları Avrupa’da başarı için kurulmuştu, lokal şampiyonluklar yönetimleri memnun etmedi. Şimdi İtoudis geliyor. Final-Four ve şampiyonluklara alışık bir coach. Mutlaka iyi bir kadro kurmak isteyecektir. Gherardini-Derya Yannıer ikilisi zaten aylardır bu sezona hazırlanıyorlar. Bütçe geçen yıldan düşük olmayacaktır. Fenerbahçe Beko, gelecek yıl da artık kendisi için geleneksel hale gelen Play-Off ve Final-Four hedefiyle yola çıkacaktır...

Ve Fenerbahçe Beko 3 yıl aradan sonra yeniden Basketbol Süper Ligi şampiyonu... İki takım arasında yıllardır süren gerek Euroleague, gerekse BSL'deki rekabette gülen taraf bu kez Sarı-Lacivertliler olmuştu. Play-Off finaline bu kez saha avantajıyla başlayan Fenerbahçe Beko, derin kadro avantajını da çok iyi kullandı. Euroleague Play-Off'undan bu yana neredeyse 2 günde bir maç yapan Anadolu Efes, bu maçların Türkiye'de olanlarını neredeyse 6-7 kişiyle oynayabilen Anadolu Efes de elinden geleni yaptı belki ama karşısında son derece kararlı, hazır ve iyi basketbol oynayan bir takım buldu. Fenerbahçe aslında Play-Off'taki Bursaspor serisi itibariyle bugünlere hazırlanıyordu.

Önemli karakter

Coach Djordeviç, inişli-çıkışlı geçen Euroleague sezonu sonunda takımı finale çok iyi hazırladı, rotasyonu genişletti, rolleri belirledi. Sezon içinde yıldızların uzun süreli sakatlıkları nedeniyle bunu başaramamıştı Sırp teknik adam. Ama gerek Bursa, gerek Darüşşafaka, gerekse Anadolu Efes serisinde 11 kişilik bir rotasyon hazırladı. 5 yabancıyı hiç değiştirmedi. Melih, Tarık, Ahmet, İsmet, Metecan ve Şehmuz ciddi süreler aldı. Anadolu Efes'te Ergin Ataman yerli oyunculardan sadece Buğrahan'dan çok kısıtlı verim alabildi. Aradaki kadro derinliği farkı, sonuca da etki etti.. Fenerbahçe gerek coach Djordeviç ve ekibi, gerekse belki de gelecek sene takımda olmayacak olan Vesely veDe Colo önemli bir karakter ortaya koydu.

Hak ettiler

Dünkü maça gelince... Fenerbahçe yine kararlı başladı maça. Belirleyici olacak olan 3. periyottu. Efes beklenildiği gibi agresif girdi bu periyoda. Arka arkaya üçlüklerle farkı 1'e kadar indirdi. Ama burada önemli olan mental olarak ayakta kalabilmek ve yanıt verebilmekti. Fenerbahçe, Efes'in her hamlesine anında cevap verdi. Henry, Booker, DeColo ve Melih kritik üçlüklere imza attı. Efes'in o can havliyle yaptığı son atak da sonuçsuz kaldı böylece. Daha çok isteyen, daha çok mücadele eden, daha iyi oynayan ve daha motive olan taraf Fenerbahçe Beko'ydu. Kazanan da onlar oldu... Şampiyonluğu sonuna kadar hak ettiler. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Anadolu Efes de fazla üzülmedi bence. Onlar için de sezon harika geçti. Üst üste 2 kez Euroleague şampiyonu olup tarihe adlarını altın harflerle yazdırdılar... İki takım da sezonu mutlu bitiriyor. Önümüzdeki sezon ikisini de FinalFour'da görmek dileğiyle basketbol sezonunu kapatıyoruz...

Anadolu Efes için ya tamam, ya devam maçıydı. Ülker Arena'da iki maçı da farklı kazanan Fenerbahçe Beko, Sinan Erdem'e şampiyon olmak için gelirken, son iki yılın şampiyonu buna izin vermedi. Maç muazzam bir üçlük yüzdesi ile başlarken, başladığı gibi de bitti aslında...

Daha ilk çeyrekte 7 üçlükten 21 sayı

İlk iki maç sahaya enerji koyamayan Efes, dün reaksiyon gösterdi. Shane Larkin önderliğinde harika bir hücum performansı sergileyen Lacivert-Beyazlılar, Miçiç, Bryant ve Pleiss'ın ona katılımı ile 103 sayıya ulaştı. Efes daha ilk çeyrek 7 üçlük üzerinden 21 sayı üretirken, Fenerbahçe Henry, Guduriç, De Colo üçlüsü ile yanıt verdi. Devrenin sonunda Melih'in üçlüğü ile 50-49 öne geçmelerine rağmen Efes, Larkin'le soyunma odasına 52-50 önde gitti.

Larkin'den dört dörtlük performans

2. maçın bir benzeri Sinan Erdem'de yaşandı. Bu kez 3. periyotta fark yaratan Efes oldu. Larkin ve Miçiç üçlük bombardumanına devam etti, skor bir anda 69-56 oldu. Fenerbahçe Beko pes etmedi. Sürekli geri gelmeyi denedi. Neredeyse başarıyordu da. Ama sahada alev alev yanan bir Larkin vardı. Kullandığı 14 üçlüğün tam 9'unda isabet bulan ve 37 sayı atan Amerikalı yıldız, kendi Play-Off rekorunu kıramadı belki ama dört dörtlük bir performans sergiledi.

İkili oyun savunmasında sınıfta kaldı

Kazandığı maçlarda rakip oyunculara baskı yapıp onları top kaybına zorlayan Fenerbahçe, dün ikili oyun savunmasında sınıfta kaldı. Larkin ve Miçiç, her ikili oyun sonrası bir dripling yapıp bom boş üçlük attı. Miçiç-Larkin ikilisine artık kimse bu kadar boş alan bırakmıyor. Fenerbahçe savunma stratejisi bunu başardı. Seride durum 2-1. Efes dünkü galibiyeti ile umutlandı. Ama hala saha ve seyirci avantajı Fenerbahçe'de... Yarın yine bizi harika bir maç bekliyor olacak...

Finalin ikinci maçında, ilk karşılaşmada kazanan Fenerbahçe Beko'dan çok, kaybeden Efes'in ne gibi değişiklikler yapacağı merak ediliyordu. İlk maç oynamayan Micic dönerken, Ergin Ataman, Singleton ve Dunston'ı kenara alıp, Moerman'ı sahaya sürdü... Bu tercih, Moerman'ın ‘0’ çekmesiyle kendisinin de hiç hoşuna gitmedi. Fenerbahçe Beko aynı kadroyla sahada yer alırken, yine saldırgan ve agresif savunma ile maça başladılar. Üst üste 3 top alıp, 9-2 öne geçerek Efes'i yine erken molaya zorladılar. Efes, Ataman'ın molası sonrası Micic'in 6 sayısıyla dengeyi kurdu ve periyodu 20-18 önde bitirdi. İkinci periyodun ilk 5 dakikasında ise maçın bütün hikayesi yazıldı. Guduric'le başlayan üçlükler, Vesely'nin hiç kaçırmadan bulduğu orta mesafe şutları ve yine De Colo'nun ilk yarıda attığı 4/4 üçlükle gelen 18-0'lık seri Efes'in zaten çok az olan direncini kırdı. Skor bir anda 36-22 olurken, atmaya devam eden Kanarya, devreyi 54-32 önde bitirdi.

Hiç enerji yok

İkinci yarıda da fark sistematik olarak açıldı. Fenerbahçe 70-42 ile en büyük farkı görüp salonu tıklım tıklım dolduran taraftarı önünde finalde 2-0 öne geçti. Artık şampiyonluk onlar için çok yakın. Gerek oynadıkları basketbol, gerek gösterdikleri mücadele, Efes'ten daha istekli olmaları onları çok avantajlı kılıyor. Seri öncesi de favori olarak Fenerbahçe'yi görüyordum. Yerli rotasyonu çok dar olan Efes, üst üste 2. kez Euroleague'i kazanırken çok yıprandı, çok yoruldu. Yarı finalde de neredeyse Galatasaray'a eleniyorlardı. Gerek oyuncularda, gerekse takımın bütününde hiç enerji yok. Larkin-Micic ikilisinden başlayan enerji düşüklüğü savunmaya da yansıyor. Tabii ki Efes için de her şey bitmedi. Kendi evlerinde kazanabilirler. Mücadeleyi bırakmayacaklardır. Ama seriyi 2-0'dan bu düşük enerji ile çevirmeleri zor görünüyor...

Basketbol Ligi'nde final serisinde ikinci gün... Fenerbahçe Beko, kendi taraftarı önünde son iki yılın Euroleague ve BSL Şampiyonu Anadolu Efes'i 85-76 yenerek 1-0 öne geçti. Zaten dar bir rotasyonla oynayan Efes'e karşı Micic'in de yokluğunda 40 dakika boyunca akıllıca davranıp, baskılı savunma yapan Fenerbahçe Beko, 12 top çaldı. Galibiyetin kilidi Fenerbahçe açısından buydu. Larkin'i de ilk yarı boyunca devreye sokmayan Fenerbahçe savunması, ribauntlarda da üstünlük sağlayıp sonuca gitti.

Fenerbahçe benzer oyunu tekrarlamaya çalışacak

Bireysel anlamda ise Vesely önderliğinde, hücumda topu paylaşan ve skoru 10 kişiye dağıtan Sarı-Lacivertliler evindeki ilk maçta hata yapmadı. Şimdi ikinci maç yine Ülker Arena'da oynanacak. Fenerbahçe Beko benzer bir oyunu tekrarlamak isteyecektir. Yabancı rotasyonunda değişiklik yapacaklarını düşünmüyorum.

Coach Ataman 3 numarada riske girebilir

Burada farklı bir şeyler yapmak durumunda olan Anadolu Efes olacak. İlk maçta oynamayan Micic'in bugün bir şekilde sahada olacağını düşünüyorum. 3 yabancı uzundan vazgeçemeyecek olan Lacivert-Beyazlılar, ilk maçta 20 sayı atan Beaubois ya da Elijah Bryant'tan birinden vazgeçmek durumunda kalacak gibi duruyor. Bryant tüm maçlarda oynadı. Ama Beaubois da iyi durumda olduğunu gösterdi. Ergin Ataman, bu kez Larkin-Micic- Beaubois üçlüsünü deneyip, 3 numaradan riske girebilir...

Yine keyifli bir maç bizi bekliyor

Sonuçta Fenerbahçe daha geniş bir rotasyonla oynuyor ve saha avantajına sahip. 7-8 oyuncudan faydalanabilen Anadolu Efes, Final-Four'dan bu yana yorgun ve yıpranmış durumda. Avantaj Fenerbahçe'de görünüyor. Ama tabii ki maçlar oynanmadan kazanılmıyor. Yıllardır Avrupa basketbolunu domine eden Efes kadrosu da kolay pes etmeyecektir. Yine keyifli bir maç bizi bekliyor...

ING Basketbol Ligi'nde final serisi bugün dev maçla başlıyor. Normal sezon son yıllara göre çok keyifli ve çekişmeli geçti. Küme düşecek, Play-Off'a ve ilk 4'e kalacak takımlar son hafta belli oldu. Play-Off'larda da kalite üst seviyeydi. Şimdi Fenerbahçe Beko ile Anadolu Efes, bu üst düzey ligin şampiyonu olmak için son tura çıkıyorlar...

Micic'in ilk maçta forma giymesi beklenmiyor

Daha önce de belirtmiştim. Son iki yılın BSL ve Euroleague şampiyonu olan Anadolu Efes, bu yıl eskisi gibi uzak ara favori değil. Nitekim normal sezonda çok fazla yenilgi alıp ilk kez finalde saha avantajını Fenerbahçe Beko'ya kaptırdılar. Ligde 5 yabancı oynayabildikleri için Sertaç, yerli rotasyonun ana unsuruydu. Onun yeri dolmayınca Lacivert-Beyazlılar, mecburen 5 yabancının 3'ünü uzundan yana kullanabiliyor, o fark yaratan kısa rotasyonundan en az 2 yıldızı kenarda bırakmak durumunda kalıyordu. Nitekim Galatasaray serisinde de 7 en fazla 8 kişilik rotasyonla oynayabildiler. Yük Larkin ve Micic'in üzerinde. Ama sakatlanan Micic'in ilk maçta forma giymesi beklenmiyor. Yorgunluk Efes'i etkileyecektir ama sonuçta oyuncu kalitesi olarak bir adım öndeler.

Fenerbahçe'nin avantajı geniş rotasyonu

Fenerbahçe Beko'da Euroleague'de işler yolunda gitmedi. Tek hedef BSL ve onda da Play-Off'larda fena iş çıkarmadılar. Ligin en formda takımı Bursaspor'u, ardından da en dirençli ve disiplinli takımı Darüşşafaka'yı elediler. Efes'in aksine Djordeviç daha geniş bir rotasyon kullandı. 5 yabancının yanı sıra Melih, Metecan, Ahmet, İsmet, Şehmuz ve Biberoviç ciddi süreler aldı. Neredeyse 12 kişiyi kullanabiliyorlar. Bu zor, uzun ve sert geçecek seride Fenerbahçe'nin avantajı. Ama tabii ki önemli olan bu avantajı parkeye yansıtabilmek.

Olaysız, kavgasız bir final izlemek dileğiyle

Efes'te Micic'in yerine Beaubois'in kadroda olacağını düşünüyorum. Play-Off ilk maçında sakatlanan Pierre'in durumu belirsiz. Djordeviç de De Colo, Vesely, Booker, Guduric ve Henry'li bir yabancı rotasyonu tercih edecektir diye tahmin ediyorum. Zevkli ve çekişmeli bir seri bizi bekliyor... Olaysız, kavgasız, gürültüsüz bir final izlemek dileğiyle....

Nefesleri kesen yarı final serisinde, finalist Anadolu Efes oldu. Her iki takımın 2'şer galibiyet aldığı 5. maç öncesi heyecan doruktaydı. Ama Lacivert-Beyazlılar, 2. periyodun ortalarından itibaren oyuna ağırlığını koyup, beklenenden kolay bir zafere imza attı.

4 maç çok iyi mücadele eden Sarı-Kırmızılılar, savunmalarının bel kemiği Göksenin'in sakatlanmasının ardından mental olarak oyundan düştü. İkinci yarının başında coach Pistiolis'in 3 uzun tercihi ise tamamen Efes'in işine yaradı.

Larkin'in son saniye basketi ile devreye 51-42 önde giden Efes, karşısında Blackshear, Ndour ve Sadık'tan oluşan üç uzunlu ve alan savunması ile başlayan bir beş bulunca skora çok rahat gitti.

Üçüncü periyotta bitti!

Micic'in iki üçlüğü sonrası 12-2'lik seri yakalayan Efes, skoru 63-44'e getirdi ve maç da orada bitti. Larkin kullandığı ilk 8 üçlüğün yedisinde isabet bulurken, 3. periyot 30-11'lik bir seri ile (81-53) sona erdi. Formalite icabı oynanan son çeyrek sonrası Anadolu Efes bir kez daha finale kalmayı başardı: 104-77.

Micic 3. çeyreğin ortasında kullandığı atış sonrası ters basarak bileğinden sakatlandı. İlk gelen haberler ciddi bir problemin olmadığı yönünde. Sırp oyuncunun durumu final serisini doğrudan etkileyecek. Galatasaray için harika bir sezon sona erdi. Finali sonuna kadar zorladılar. Umarım seneye de bu durum devam eder ve Galatasaray basketbolunda da kalıcı, devamlılığı olan bir yapı oluşur. Sarı-Kırmızılılar, artık evlerine gidiyorlar ama görevlerini yapmanın verdiği huzur ve mutluluk ile.