‘’Aslan pes etmedi!‘’
Yine enfes bir maç izledik Sinan Erdem'de... Galatasaray ile Anadolu Efes arasında oynanan seri nefesleri kesiyor. Bu kez kazanan Galatasaray oldu ve durumu 2-2'ye getirdi. Yine çok çekişmeli ve başa baş maç izledik. Ama kırılma anlarında özellikle Blackshear ile arka arkaya 6 sayı bulan Cim Bom, 15 bin taraftarı önünde zafere imza attı. Pitsoilis, bugün Kravish yerine Ndour'u tercih etti. Ndour çok faydalı oynarken, genç Sadık'ın kritik anlarda 3 üçlük bulması Galatasaray adına çok değerleydi. Tabii ki Dee Bost. İkinci çeyrekte takım 18-25 gerideyken arka arkaya tam 12 sayı attı ve skoru 30-25'e getirdi. Bu ivme ile taraftar desteğini de arkasına alan Sarı-Kırmızılılar, bir daha da kontrolü bırakmadı.
Taraftarı önünde
Anadolu Efes son iki maçı 7 kişilik rotasyonla oynayabiliyor. Uzun serilerde daha da zorlanacaklar. Ergin Ataman, 5. maçı da bu şekilde oynayacaktır. Ama finale kalırlarsa, rotasyonu genişletmek zorunda. Savunma profesörü Dunston, dün Blackshear karşısında birebirde sürekli yenildi. Bunun fiziksel yorgunluktan başka açıklaması yok. Şimdi 5. maç Efes taraftarı önünde oynanacak. Yine mükemmel bir maç bizi bekliyor. Her iki takım da, serinin hakkını sonuna kadar verdi. Kaybedene yazık olacak...
‘’Aslan avantajı kaybetti‘’
Anadolu Efes ile Galatasaray NEF arasındaki yarı final serisi mükemmel geçiyor. Tribünler tıklım tıklım, sahada da inanılmaz bir mücadele var. Ekstra oyuncu çıkaran taraf avantaj sağlıyor. Efes'in kısaları Micic ve Larkin'i Euroleague takımları bile etkisiz hale getirememişti. Galatasaray, başta Göksenin'in önderliğinde çok iyi savunma yaptı. Dakikalar 26'yı gösterdiğinde Larkin'in 2, Micic'in ise '0' sayısı vardı.
Ama skorda Efes, 49-43 öndeydi. Bunda Dunston ve Bryant'ın attığı 36 sayının önemi çok büyüktü. Bu ikili ve Efes'in de yaptığı iyi savunma takımı skorun içinde tuttu, son sözü ise Micic söyledi. 14 dakikada 13 sayı atan Micic kritik anlarda sahne alırken, Larkin skor 62-60'ken yere düştüğü sırada yaptığı asist maçı bitirdi.
Skorerleri devreye sokamadılar
Galatasaray cephesinde işin mücadele yönünde hiç bir sorun yoktu. Ama onlar da kendi skorerleri Bost, Melo ve Canaan'ı devreye sokamadılar. Bu üçlü 23'te 6 ile üçlük atınca takım 64 sayıda kaldı. Blackhear da 7'de 1 üçlükle oynadı. Onlarda da Sadık ekstra katkı yapmasına rağmen, başrol oyuncularının düşük yüzdesi mağlubiyeti getirdi.
‘’İlk finalist Fener‘’
Basketbol Ligi'nde ilk finalist Fenerbahçe Beko oldu... Bu yıl her zamankinden zor geçiyor. Önce Bursa'yı, ardından da ligin en dirençli ve sert takımlarından Darüşşafaka'yı geçen Sarı-Lacivertliler, artık finaldeki rakibini bekleyecek.
Kanarya, Euroleague'de aradığını bulamasa da, ligde hedefi yolunda ilerliyor. Finalde de saha avantajı onlarda olacak. Serinin 2. ve 3. maçları çok çekişmeli geçmişti ama dar bir rotasyonla oynayan Darüşşafaka'nın dün nefesi yetmedi. Mücadeleye ve sertiğe dayalı bir basketbol oynayan Darüşşafaka, yorgunluktan çok etkilendi.
Bunda tabii ki Fenerbahçe'nin kararlı savunmasının da rolü büyüktü. İşi baştan sıkı tutan Sarı-Lacivertliler, ilk periyot 10, ikinci periyotta ise sadece 13 sayıya izin verdi.
Zorlu bir engeli aştılar
Darüşşafaka kullandığı ilk 14 üçlüğün hiçbirinde isabet bulamazken, Fenerbahçe geniş rotasyonu çok iyi kullandı, hemen hemen tüm oyunculardan katkı buldu.
Dün sahada en dikkat çeken isim İsmet Akpınar oldu.
Az da oynasa, çok da oynasa maksimum katkı vermeye çalışan İsmet, Darüşşafaka karşısında 5/7 üçlük isabet oranı ile 21 sayı üretirken 91-65'lik galibiyette önemli rol oynadı.
İlk 5 dakika hariç (0/8 şut isabeti ile başlamışlardı) harika bir oyun sergileyen Fenerbahçe Beko, zorlu bir engeli daha geçmiş oldu.
Sakatlanan Guduric'in de umarız ciddi bir sorunu yoktur. Darüşşafaka da kısıtlı bütçesi ile gerek Avrupa'da, gerekse Türkiye'de önemli işler yaptı, lige renk kattı. Onlar için sezon bitti. Ama evlerine huzurlu bir şekilde gideceklerdir...
‘’Efes kendine geldi‘’
Anadolu Efes ile Galatasaray NEF arasındaki yarı final serisi harika maçlara sahne oluyor. Galatasaray, son iki yılın Euroleague şampiyonu Efes'i ilk maçta 35 farkla mağlup ederken, dün Lacivert-Beyazlılar, 91-77 kazanıp durumu 1-1'e getirdi. İlk maçtan önce de belirtmiştim. Efes'in 5 yabancı tercihini 3 uzundan yana kullanmaktan başka şansı yok. Simon, Beaubois, Anderson ve Bryant'tan 3'ü dışarıda kalacak. Moerman, Singleton, Dunston ve Pleiss'ten 3'ü içeride olacak... Aksi takdirde ne uzun rotasyonu yapabiliyor Efes, ne uzun ne kısa savunması, ne de ribauntlarda etkinlik sağlayabiliyor...
Taraftarı önünde
Ergin Ataman, ilk maçın aksine Beaubois'in yerine Dunston'u sahaya sürünce bir kere savunma dengesi oturdu ribauntlarda hakimiyet sağlandı. Maç dengeye gelince, Miciç, Bryant ve Larkin hücumda söz sahibi olabildi. İlk çeyrek 21-21 berabere geçildikten sonra Efes sistematik olarak farkı açmaya başladı. 35 fark yenilen ilk maçı aksine oyunun içinde kalmayı başaran, uzunları Dunston ve Pleiss'tan da 27 sayı bulan Lacivert-Beyazlılar, hem ribauntlarda, hem de asistlerde Galatasaray'a üstünlük sağlayıp, seride 'ben de varım' dedi. Şimdi seri yine aynı salonda ama Galatasaray tarafları önünde devam edecek.
İlk hamlesi...
Galatasaray, Pistoilis yönetiminde 11 maç sonra ilk kez kaybetti. Hayat bu seviyelerde güllük gülistanlık olmuyor. Yine de iyi mücedele ettiler. Kravish'in yerine Ndour tercihini kullandılar. Pistoilis de serinin devamını, neler yapabileceklerini düşünüyor. Sonuçta deplasman takımı olarak istediklerini elde ettiler. Ama bu seyirci avantajıyla 2 maçı rahat kazanacaklar anlamı taşımıyor. Ergin Ataman, 3 uzun tercihi ile ilk hamlesini yaptı. Bakalım Pistoilis, bu rotasyona karşı ne gibi bir reaksiyon gösterecek?...
‘’On numara Galatasaray‘’
Galatasaray NEF, coach Pistoilis geldikten sonra 10. maçını da kazanmayı başardı. Hem de son iki yılın Euroleague şampiyonuna karşı. Sezonu müthiş bitirmişlerdi, daha da gelişerek devam ediyorlar. Galatasaray iyi bir kadroya sahipti, Pistoilis ve Canaan'ın gelmesiyle birbirlerini tamamlayan bir takım haline geldiler.
3. periyottaki 36-17'lik seri, Dee Bost'un bu serideki resitali, 6 üçlük atan Bost'a, Canaan'ın 5 üçlükle eşlik etmesi, en önemlisi Okben ve Sadık'ın yanına Göksenin, Canberk, Eray'ın da monte edilip rotasyonun çok genişlemesi bu sıradışı zaferi Cim Bom'a getirirken, bu rotasyon Galatasaray'ı şampiyonluğun de en önemli adaylarından biri yapıyor.
Tabi ki seri uzun. Efes mutlaka reaksiyon gösterecektir.
Galatasaray sevris kırdı
Ama şu bir gerçek ki, Sertaç'ın gitmesiyle yerli rotasyonda kimyası bozulan Efes, her ne kadar Euroleague şampiyonu olsa da ligde geçmiş yıllardaki kadar favori değil...
Normal sezonda aldıkları 7 yenilgi de bunun göstergesi.
Ergin Ataman, Galatasaray'ın süper kısalarına karşı Micic-Beaubous ve Bryant tercihini kullandı. Bence rakip kim olursa olsun Larkin jokeri de düşünüldüğünde 3 kısa yerine 3 uzun tercih edilmeli. Egemen ve Yiğitcan, bu seviyeler için tecrübesiz kalıyor. Burada Buğrahan ve Erten Gazi'ye güvenmek, Egemen-Yiğitcan tercihine göre daha mantıklı gibi geliyor.
Sonuçta harika bir Play-Off dönemi geçiyor. Çeyrek finalden itibaren hiçbir seride net favori olmadığını belirmiştim. Nitekim Darüşşafaka da Galatasaray da servis kırmayı başardı.
Önümüzde de bizleri bekleyen mükemmel maçlar var.
‘’Büyüksün Efes büyüksün Ataman‘’
Anadolu Efes üst üste 2. kez Euroleague şampiyonu... Bunu yapabilen 3. Avrupalı, ilk Türk... Avazımız çıktığı kadar bağrıyoruz 'Şampiyon' diye. Şampiyon olmak zordur belki ama unvanı korumak daha da zordur. Nitekim çok zor bir yoldan geldi Lacivert- Beyazlılar. Herkes onu yenmek istiyordu. Sakatlıklar, istikrarsız basketbol vs. İlk kez Play-Off'ta saha avantajı olmadan yola çıkıyordu. Ama Messina'nın Milano'sunu eledi Efes. Ardından sezonun en formda takımı Olympiakos'u, son olarak da finallerin gediklisi Real Madrid'i. Simon yoktu. Beaubois hazır değildi. Efes'in sezon başından bu yana görünen en büyük problemi Sertaç'ın yerini dolduramamasıydı. Petrusev hiç katkı yapamıyordu. Nitekim ilk yarı bu eksikliği fazlasıyla hissettik.
Kazanmanın yolunu buluyorlar
Tavares, Real'in ilk 15 sayısının 12'sini atıyordu. Bütün ribauntları alıyordu. Real savunması, Efes kısalarını da etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Ama Ataman ve takımı her zaman kazanmanın bir yolunu buluyor. Atamıyorlarsa attırmamayı başardılar bu kez. Real, 3. çeyrekte 8, 4. çeyrekte ise 15 sayı atabildi. Hücumda ise bir kahraman çıktı.: Tibor Pleiss. Hem Real uzunlarıyla savaştı hem de öyle kritik anlarda öyle şutlar soktu ki resmen hayat öpücüğüyde Efes için. 8/10 isabet oranı ile 19 sayı attı, eksik oyuncuları fazlasıyla tamamladı.
Singleton işi bitirdi
Bir de Singleton... Hücumda ortalarda yoktu ama son dakikada 2 hücum ribaundu alıp işi bitiren isimlerden biri oldu. Ve tabii ki MVP Micic, yine ikinci yarıda oyunu tamamen kontrolü altına aldı. Attı attırdı, savunma da yaptı. İnanılmazdı. Geçen yıl olduğu gibi yine MVP seçildi. Ergin Ataman, sezon başından beri iddialı konuşuyordu. 'Yine şampiyon olacağız' diyordu. Özellikle Barcelona deplasmanında atılırken, yaptığı yumruk şovla bugünün mesajını veriyordu. Sözünde durdu Ataman. Efes'i yine Avrupa'nın zirvesine taşıdı. Son 3 yılda 3 final ve 2 şampiyonluk. Daha ne olsun. Bu takımla ne kadar gurur duysak az. Ülkenin mutluluk kaynağı oldular bir kez daha. Emeği geçen herkese tebrikler.
‘’Büyük final‘’
Türk basketbolu bir final heyecanı daha yaşıyor. Bahçeşehir ve Frutti Extra Bursaspor'dan sonra Anadolu Efes, sezonun finalini yapmaya hazırlanıyor. Normal sezonu 4. bitiren Real Madrid ile 6. sırada bitiren Anadolu Efes, Euroleague finalinde kozlarını paylaşacak. Yol uzun ve engebeliydi. Aslında iki takım da inişler-çıkışlar yaşadı ama sezon sonunda ayakta kalmayı başaran taraflar şampiyonluk kupasının kulbundan tuttu.
Birbirini iyi tanıyan iki coach iki takım!
Belgrad'da iki yarı final serisi de harika geçti. Anadolu Efes, Micic'in son saniye üçlüğü ile zafere ulaşırken, Real Madrid, ezeli rakibi Barcelona'yı geriden gelip mağlup etti ve bu yıl Katalanlar'ı ilk kez yenme başarısı gösterdi. Finalde birbirini çok iyi tanıyan iki coach ve iki takım var. Real Madrid'in finale çıkması her ne kadar sürpriz olarak görünse de çok yönlü oyuncuları olan, hücumda alternatif silahları olan, rakibi her an şaşırtabilen bir potansiyele sahip Real. Keza coach Laso da.
Sonunda kazanan hep Ataman'ın takımı oldu
Dünkü basın toplantısında Ergin Ataman da son bir yıldır Laso'nun kendilerine karşı sürekli 'şapkadan tavşan' çıkarmaya çalıştığından bahsetti. Efes yine kendi oyununu oynayacak, Laso da Efes'in kısalarını durdurmanın yollarını arayacak. Aslında geçen yılki Play-Off serisinden bu yana izlediğimiz film aynı. Real'in, eksiklerine rağmen Laso sayesinde Efes'e kafa tutması, ardından diğer bütün coachların Laso'nun izinden gitmesini seyrettik sürekli. Jasikevicius, bu yılki Play-Off serisinde Ettore Messina... Hepsinin ana planı, kendi oyunlarını oynamaktan ziyade, Efes'i ritimden çıkarmanın yolunu aramaktı. Nispeten bu yolu buldular da. Ama sonunda kazanan hep Ergin Ataman'ın takımı oldu.
Biz uzunlara onlar bizim kısalara önlem alacak
Efes, Micic-Larkin üzerinden oynayan bir takım. Real ise Tavares, Poirier, Yabusele gibi uzunlarını daha ağırlıklı kullanıyor. Olympiakos da, dün Fall ve Martin'in sayılarıyla Efes'e pota altında üstünlük sağlamıştı. Efes, rakibin uzunlarına, onlar da bizim kısalara önlem alacaklar.
Hedef bunu başaran 3. takım unvanını almak
Satranç mücadelesine benzer bir maç izleyeceğiz. Sonunda işi biraz da bireysel yetenekler çözecek. 4 yıldır Efes Avrupa basketbolunun zirvesinde. Buraya gelmelerinin tesadüf olmadığını defalarca kanıtladılar. Ergin Ataman ve öğrencilerinin önünde şimdi yeni bir hedef var. Üst üste 2 kez şampiyon olmayı başaran 3. takım olmak. Bunu daha önce sadece Maccabi ve Olympiakos yapmıştı. Sıra şimdi Anadolu Efes'te... Haydi Efes. Şampiyonluğa sadece bir maç kaldı... Daha önce yaptın, yine yaparsın...
‘’Ne kadar gurur duysak az...‘’
Kalpten gidiyorduk az kalsın ama Efes'te MVP çok... O ana kadar maçı Larkin ve Bryant getirdi belki ama noktayı kaybedilmesi halinde en çok eleştiriyi alacak oyuncu olan Miçiç koydu... Efes üst üste 3. kez finalde... 4 yıldır Avrupa basketbolunu domine ediyorlar. Bir yıl pandemi olmasa belki şu an 3. şampiyonluk peşinde koşacaklardı. Sezon çok inişli - çıkışlı geçti belki ama Ataman ve öğrencileri, yine ait oldukları yere geldiler. Bu çok özel bir takım. Belgrad'da 10 bin Olympiakos taraftarı vardı. Hücumun en önemli dişlilerinden Simon yoktu, Beaubois de yok gibiydi.. Dakikalar 34'ü gösterdiğinde Efes'e 20, Olympiakos'a sadece 10 faul çalınmıştı. Dunston 5'leyip kenara gelmişti.
Türkiye'yi sevince boğdu
Ama bu özel takım yine ortaya müthiş bir karakter koydu. Son 2 dakika içinde Larkin ve Miçiç hiç alışık olmadığımız şekilde 3 serbest atış kaçırmasa, maç son topa bile kalmazdı belki. Ama o ana kadar çok düşük yüzde ile oynayıp tercih hataları yapan Miçiç, 'Ben MVP'yim. O topu yine ben kullanırım' dedi. Mental olarak da çok güçlü olmak gerekli. Miçiç dahil takımdaki tüm oyuncularda Ataman'ın aşıladığı bu özgüven var. Sırp yıldız son saniyede o zor üçlüğü attı, tüm Türkiye'yi sevince boğdu. 10 bin Yunan taraftar ise şoktaydı... Maçın başında iki uzunu Fall ve Martin'le tam 17 sayı bulan Olympiakos skoru hep önde götürdü.
1 galibiyet kaldı
Efes ilk yarıda beklenen savunma konsantrasyonundan çok uzaktaydı. Kolay basketler yediler. Ama ikinci yarıdan itibaren Efes savunması normale döndü. Burada bir kahraman ortaya çıktı. Elijah Bryant, ilk 4 üçlüğün tamamında isabet bulup, Simon ve Beaubous'dan gelmesi gereken skor katkısını yapmayı başardı. Hal böyle olunca Miçiç ve Larkin üzerindeki savunma konsantrasyonu da azalmış oldu.