‘’Fenerbahçe sürpriz peşinde‘’
Fenerbahçe yeni bir takım. Uzun vadede başarılı olabilmesi için herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekecek. Maccabi'nin de Euroleague'de, temsilcimiz gibi 2 galibiyet ve 3 yenilgisi var. Ama Fenerbahçe'ye oranla daha oturmuş bir kadroya sahipler. Kanarya bugün galibiyet çıkarırsa, sürpriz yapmış olur.
Kokoskov yönetimindeki yeni Fenerbahçe Beko, Euroleague'deki 6. maçına çıkıyor. İlk iki hafta Kızılyıldız ve Anadolu Efes'i çok iyi bir oyundan sonra yenen, ardından evinde CSKA ve Bayern'e kendi hataları ile mağlup olan Sarı-Lacivertliler fena bir başlangıç yapmazken, Panathinaikos deplasmanında sezonun en kötü performansını sergiledi. Defoları bu maçta biraz açığa çıkan Sarı-Lacivertliler'in, De Colo etkisiz hale getirildiğinde hücumda ne duruma düştüğünü de görmüş olduk. Fenerbahçe yeni bir takım. De Colo ve Vesely gibi iki yıldız etrafına, rol oyuncuları diyebileceğimiz isimleri monte ederek bir sistem oturtmaya çalışan bir takım. Uzun vadede başarılı olabilmesi için herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekecek. Bu da zaman alacak.
Başarıyı beklememek lazım!
Bugünkü rakip Maccabi de sezona çok iyi başlamadı. Fenerbahçe gibi 2 galibiyet ve 3 yenilgileri var. Ama Fenerbahçe'ye oranla daha oturmuş bir kadroya sahipler. Fenerbahçe gibi takımların deplasmanlarda hele ki sezon başında çok başarılı olmasını beklememek lazım. Bugün Tel Aviv'den bir galibiyet çıkarırlarsa bana göre sürpriz yapmış olurlar. Zor bir deplasmanda ortaya nasıl bir karakter koyacaklarını göreceğiz. Bu akşamki oyun, gelecek için Fenerbahçe'nin yoluna ışık tutacaktır.
‘’Küçük çaplı skandal!‘’
İlk yarıdaki Fenerbahçe Beko’nun mükemmele yakın basketbolu karşısında bir çok not almıştım. Ama onların hiç bir değeri kalmadı.
Yazmanın da anlamı yok zaten. Evinde devreyi 20 sayı önde kapayıp, belki CSKA’ya, Real Madrid’e, Barcelona’ya kaybedebilirsin ama Bayern Münih’e kaybetmenin mazereti olamaz.
İzahı ise olur...
Yeni kurulan Fenerbahçe Beko’nun sezona beklediğimizden daha iyi başladığını söylemiştik. Ama işler hep yolunda gidiyordu Sarı- Lacivertliler için. İki yıldızı bulunan, tamamlayıcı oyuncularından katkı almaya fazlasıyla mecbur olan bir takım için işlerin kötü gittiğinde nasıl bir reaksiyon vereceğini görmek gerekiyordu.
Dün gördük. Resmen çuvalladılar. Geride kalan 3 maçta deplasmanda Alba ve Maccabi’yi yenen, Milano’ya ise son saniye üçlüğü ile kaybeden Bayern Münih fazlasıyla iyi durumdaydı. Ama ilk yarıda hiç maçın içine giremediler. İkinci yarıda Trinchieri basketbolunu oynamaya başladıklarında, Fenerbahçe ve Kokoskov çaresiz kaldı. Alınan 3 mola işe yaramadı. Hücumda hiç birşey üretemediler. Brown zaten soru işaretiydi. Kritik anlarda kendisine güvenilip güvenilmeyeceği konusunda o soru işaretlerini kaldıramadı...
Eddie, Pierre, Ulanovas’ın da eli titreyince ki bu gayet doğal böyle bir takım için, bütün iş De Colo ve Vesely’e kaldı.
İlk yarı 15 asist üzerinden 45 sayı atan Fenerbahçe, 2. yarı 7 asist ve 16 sayıda kaldı. Hem de Bayern gibi vasat oyunculardan kurulu bir takıma karşı.
En çok övündükleri yön olan ribauntları da 36’ya 28 kaybetti Fenerbahçe. Bir yerde defoların erken çıkması hayra alamet olarak yorumlanmalı.
Alınan 2 galibiyet, herkesi çabuk havaya sokmuştu. Bayern, ayakları yere bastırdı. Fenerbahçe’nin en azından şapkasını önüne koyup, eksikleri düzeltme adına önünde uzun bir zaman var.
‘’Fenerbahçe iyi yolda‘’
Yeni kurulmuş Fenerbahçe Beko'nun, kendini sınaması açısından çok önemli bir maçtı. Sonuçta maç bir topla bitti. Kazanan Fenerbahçe de olabilirdi ama şu an Sarı- Lacivertliler için galibiyetten ziyade CSKA gibi bir takıma karşı nasıl reaksiyon gösterdiği önemliydi benim için. Tabii ki bir eksik vardı. Tecrübesizlik, hücumda durağanlık, savunmada yapılan yanlışlar vs... Ama oyunun geneline baktığımızda eksik oyuncuları da olsa son aktif şampiyon CSKA Moskova'ya karşı nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı Fenerbahçe... Maçın genelinde sert savunma yaptı. Bir çok kez rakibi hataya zorladı. De Colo, diskalifiye edilene kadar hücumları çok iyi yönlendirdi. Ki bu tip maçlarda 8-9 kişinin skorun içine girmesini bekleyemezsiniz. De Colo 25 dakikada 21 sayı atarken, keskin şutör Eddie 6/6 üçlük isabeti ile Fenerbahçe kulüp rekorunu kırdı. Pierre, istatistiklere çok yansımayan katkılar yaptı.
Basket girse belki dünün kahramanıydı
Brown, De Colo'dan sonra liderlik sorumluluğunu aldı. Her ne kadar dün başarısız olsa da, cesareti, eli titremeden el yakan topları kullanması ilerisi için umut vericiydi. Nitekim son turnikesi çemberin içinden çıktı. Girse belki de dünün kahramanıydı Brown... Kokoskov'un her molası sonrası Fenerbahçe ya basket attı, ya da çok kolay pozisyon buldu. Ulanovas dün hiç oyuna giremedi. Keza Danilo Barthel...
NBA'den gelen bir alışkanlık olabilir
Sonucu biraz da son Euroleague finalinde Anadolu Efes'e karşı olduğu gibi Will Clyburn belirledi. Tamamen bireysel yetenekleri ile maçı CSKA'ya getirdi ABD'li yıldız. Normal sürenin sonunda Clyburn'ün üçlüğüne izin vermek yerine faul yapması gerekiyordu temsilcimizin. Ama bunu denemediler. Belki de Kokoskov'un NBA'den kalan bir alışkanlığıydı bu. Orada 3 sayı öndeyken, faul yerine savunma yapmak tercih ediliyor. Bilemiyorum. Sonuçta galibiyet Fenerbahçe'nin özgüvenini biraz daha artıracaktı. Ama olmadı. Daha sezonun başı. Sonuçtan ziyade oynanan basketbol ve takımın mücadele azmi, kararlılığı beni sezon başı itibariyle memnun etti.
‘’Efes sezonu açtı‘’
Ligin şampiyonluk adaylarından Anadolu Efes, İstanbul’da 2’de 0 yaparak başlamıştı sezona. Kaybetmenin yanı sıra hücumda çok durağan oynayan, geçen sezondan çok uzak bir görüntü çizmişti Lacivert-Beyazlılar... Ama Efes, İstanbul dışına çıktığı ilk maçta eski günlerden kesitler sundu Berlin’de... Larkin ve Doğuş yoktu belki ama, hücumdaki ritm geri gelmiş, iyi yapılan savunma ise devam ediyordu. Alba Berlin ilk yarıda tam 9 üçlük isabet bulmasına rağmen sadece 35 sayıda kalmıştı...
Alman ekibinin olağanüstü üçlük yüzdesi olmasa, Efes ilk yarıya 53-35 değil, belki de 53-20 ile girecekti. Gerçi ikinci yarı da da benzer senaryolar izledik. Efes, rakibini bir an olsun yanına yaklaştırmadı. Micic, her ne kadar halen şut sokamasa da, 13 sayı ve 13 asistle hücumlara yön veren isim oldu. Pleiss-Dunston ikilisi pota altında 14/18 isabet oranı ile 36 sayı üretti. Takım olarak 93 sayıyı 28 asist üzerinden bulan Anadolu Efes, sezonun devamı açısından kritik bir galibiyete imza attı.
Yavaş yavaş...
3’te 0’la başlamak mental olarak takımı olumsuz etkileyebilirdi. Efesli oyuncular sadece geçen yıl neler yapabildiklerini biraz olsun hatırlamaya başladı. Devamı da gelecektir. Yarın Kaunas’ta 3 maçını da kazanan Zalgiris’le oynayacaklar. Yine benzer bir galibiyet bekliyorum. Larkin’in de gelmesi ile işler yavaş yavaş yoluna girecektir.
‘’Fener'in dediği oldu‘’
Anadolu Efes, sezonun favori takımlarından. Ama çok formsuz başlamışlardı sezona. Fenerbahçe ise tamamen yeniden yapılanmış, yeni takım olmasına rağmen Efes’e oranla daha hazır ve iyi basketbol oynayan taraf konumundaydı.
Nitekim maç içinde çok fazla gel gitler, iniş çıkışlar oldu ama sonunda kazanan Kokoskov’lu Fenerbahçe, hem de 48 ribaunt alarak kulüp tarihinin rekorunu kırarak oldu. Fenerbahçe, geçen yılın en kötü ribaunt alan ve en çok top kaybeden takımıydı. Dün de 21 top kaybı yaptılar (ki bu ileride büyük sorun yaratabilir), ama işin ribaunt tarafını çok iyi hallettiler. Yeni transferler; Ulanovas, Hamilton ve Pierre Fenerbahçe’nin atletizm özelliğini artırırken, ribaund ve savunma tarafına büyük katkı veriyorlar.
De Colo ve Brown hücumları yönlendirirken, Sarı-Lacivertliler oyunun genelinde fazla sıkıntı yaşamadı.
Pota altına önlem almışlardı. Efes çok fazla boş dış atış buldu. Ama üçlük çizgisinin gerisinden felaket şut atınca yenilgi de onlar için kaçınılmaz olu. 28 üçlüğün tam 19’unu kaçıran Lacivert-Beyazlılar, ritm bulamayınca moral olarak da çöktü ve kolay turnikeleri bile kaçırmaya başladı.
Kokoskov Efes’e iyi çalışmış
Micic 1/9, Beaubois 1/5 ile üçlük attı. Larkin’in yokluğunda, bu iki skorer guard 14’te 2 ile üçlük atarsa, diğer şeyleri çok doğru yapsan bile kazanamazsın. Fenerbahçe ribauntlarda 48’e 22 gibi inanılmaz bir üstünlük kurdu. Fenerbahçe bu yıl böyle oynayacak. Ribaunt aldıkça geçiş hücumları yapabilecek. Bu sisteme uygun bir çok oyuncusu var. Kokoskov, Efes’e çok iyi çalışmış ve takımı hazırlamış. Sonuna kadar hak ettikleri bir galibiyet aldılar.
Efes formsuz ve akıllar biraz geçen senede kalmış. Ama enseyi karartmalarına gerek yok. Daha önlerinde koca bir sezon var ve neler yapabileceklerini çok iyi biliyorlar.
‘’Euroleague'de erken derbi‘’
Hazır ve başarılı bir kadronun, yeni kurulan bir ekibe karşı çok daha avantajlı olduğu düşünülebilir. Ama bugün itibarıyla Efes istenilen form seviyesinde değil. Fenerbahçe ise beklenenden daha iyi basketbol oynadı. Tabii ki bu kısa sürede, çok az hazırlık ve resmi maç yapıldığı göz önüne alındığında bu durum ölçü almak için elimize yeterli bir veri vermiyor.
Shane Larkin yok ama...
Larkin bu maçta da oynamayacak. Ama ben Efes’in henüz istenilen seviyede olmamasını Larkin’e bağlamıyorum. Geçen yıl takım olarak formdalarken, uzun süre Dunston, 3-4 maç da Larkin olmadan aynı basketbolu oynayabilmiş ve farklı galibiyetler almışlardı. Tabii ki Larkin, Ergin Ataman sisteminin önemli bir parçası ama özellikle geçen yılki Efes’in oynadığı basketbolu sadece Larkin’e bağlamak Ataman ve diğer oyunculara haksızlık olarak görüyorum.
Bu maçın hikayesi farklı olur
Fenerbahçe cephesine gelince... Kokoskov’un, oynatacağı sisteme uygun oyuncular transfer edildi. Oyuncular pozisyon varsa o şutu 5. saniyede bile kullanmaktan çekinmiyor. Geçiş hücumunu daha fazla deneyen, De Colo ve Brown üzerinden oynamaya çalışan bir takım görünümündeler. Efes’e göre oyuncular daha formda gibi. Ama bu maçın hikayesi farklı olacaktır. Daha sezonun çok başı olduğu için sonuç iki takım için de çok fazla anlam ifade etmeyecek.
Özgüven kazanmak için önemli
Fakat Fenerbahçe gibi yeni kurulan, bütçesi düşen, Obradovic sonrası neler yapacağı merakla beklenen bir takım için alınacak galibiyet, moral ve özgüvenin kazanma açısından önemli olacaktır. Anadolu Efes kazansa da kaybetse de sezon içinde bir şekilde geçen yılki pozisyonuna ulaşacaktır. Bugün itibarıyla, o günlerden uzak gibi görünseler de sonuçta Ergin Ataman ve bu kadronun neler yapabileceğini geçtiğimiz yıl fazlasıyla gördük...
‘’Özgüven kazandıracak bir galibiyet‘’
Fenerbahçe Beko gibi yeni kurulmuş bir takım için sezona galibiyetle başlamak çok önemliydi. Herkes, Obradovic sonrası Fenerbahçe’yi çok fazla merak ediyor. Biz de öyle... Kızılyıldız karşısında sezonun ilerleyen kısımları için olumlu sinyaller aldık. Tabii rakibin Kızılyıldız olduğunu da unutmadan söze başlayalım. 20 yıldır Amerika’da olan Kokoskov’un Fenerbahçesi’nde biraz NBA esintileri hissettik. Takım De Colo, Vesely ve Brown üzerine kurulu olacak, diğerleri tamamlayıcı rollerde yer alacak. Dün bu ana üçlü çok iyi oynayıp diğerleri de üstlerine düşen görevleri yerine getirince ortaya farklı bir galibiyet çıktı.
2. periyotta Pierre ve Hamilton’un oyuna girmesiyle Fenerbahçe’nin atletik gücü arttı, uzun kollu ve fiziksel oyuncular sayesinde savunma agresifliğini yukarıya çeken Sarı-Lacivertliler, kendisine maçı kazandıracak farka ulaştı. Kokoskov ilk Euroleague maçını kazandı. Eddie, Hamilton ve Pierre ilk kez Euroleague oynadı. Ulanovas ve Barthel ilk kez ülkeleri dışındaki bir takımda forma giydi.
Tabii ki Fenerbahçe’nin işi kolay değil ama bu üç isim dışındakilerin de rollerini kabul etmeleri, takım için oynamaları, oynarken de kendilerini mutlu hissetmeleri ilerisi için sevindirici noktalardı. Ama Fenerbahçe taraftarı şunu unutmamalı. Kızılyıldız’a karşı bu oyun yetebilir ama hâlâ gelişme adayı olan bir takım için Real Madrid, Anadolu Efes, Barcelona, CSKA gibi takımlara karşı özellikle sezon başında büyük sorunlar yaşanabilir.
4 numaralar...
Rakipler, De Colo-Hamilton üzerinden organize edilen hücumlara illa ki önlem alacaklardır. Burada diğerleri ne kadar devreye girebilecek? Yıllardır Fenerbahçe hücumlarında 4 numaralar büyük önem taşıyordu. Ama şu ana kadar bu pozisyonda hiç verim alamıyor Kokoskov. Belki de kendi tercihi! Sonuçta moral ve özgüven kazanmak adına iyi bir başlangıç oldu Fenerbahçe adına. Önlerindeki 5 haftada Efes, Maccabi ve Panathinaikos deplasmanları, iç sahada oynanacak CSKA ve Bayern münih maçı var. Alınacaklar sonuçtan bağımsız olarak Fenerbahçe’nin bu zorlu mücadelelerde nasıl bir karakter ortaya koyacağı sezonun devam eden kısmı açısından da belirleyici olacak.
‘’Beklediğimiz gibi olmadı‘’
Euroleague’i çok özlemiştik ama sezonun açılış maçında hem oyun, hem de skor olarak hayal kırıklığına uğradık biraz. Zaten seyirci olmayınca, bizler kadar oyuncuların da motive olması zorlaşıyor. Geçen yılı zirvede ve basketbol olarak müthiş bir seviyede bırakan Anadolu Efes ve diğer takımlar için bambaşka bir macera başlıyor aslında. Efes’in aylar sonra bıraktığı yerden devam etmesi, hayatın doğal akışına da aykırıydı... Larkin yoktu. Bazı oyuncular covid positiften dolayı idmansız kalmıştı. Ama yine de Anadolu Efes’ten daha iyi bir basketbol bekliyorduk açıkçası. Miçiç 9 asist yaptı belki ama 0/4 üçlük attı, az ama kritik yerlerde hatalar yaptı.
İlk yarıda takım olarak sadece 1 üçlük bulabilmişti Efes, ikinci yarıda Simon 4/4 üçlük attı skor da 61-53 oldu. Ergin Ataman’ın devre arası uyarıları işe yaramıştı. Ama burada geçen yıl Zenit’te olmayan basketbol aklı ve lider oyuncu kavramı devreye girdi. Barcelona’da basketbolu çok özleyen Pangos, sahneye çıktı ve zor maçı Zenit’e getirdi.
Sezonun başı unutmayalım...
Zenit bu sezon Pangos, Gudaitis, Rivers gibi takviyelerle bir gömlek daha iyi durumda. Ama 1 ve 5 numara yedekleri yok. Sezon içinde büyük sıkıntı yaşayacaklardır. Efes, geçen sezona da iç sahada Barcelona mağlubiyeti ile başlamış, 2. iç saha maçında ise Alba Berlin’i uzatmada yenebilmişti. Efes sadece kötü bir maç çıkardı ama daha sezonun başı olduğunu unutmayalım...