‘’Fenerbahçe iyi yolda‘’
Yeni kurulmuş Fenerbahçe Beko'nun, kendini sınaması açısından çok önemli bir maçtı. Sonuçta maç bir topla bitti. Kazanan Fenerbahçe de olabilirdi ama şu an Sarı- Lacivertliler için galibiyetten ziyade CSKA gibi bir takıma karşı nasıl reaksiyon gösterdiği önemliydi benim için. Tabii ki bir eksik vardı. Tecrübesizlik, hücumda durağanlık, savunmada yapılan yanlışlar vs... Ama oyunun geneline baktığımızda eksik oyuncuları da olsa son aktif şampiyon CSKA Moskova'ya karşı nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı Fenerbahçe... Maçın genelinde sert savunma yaptı. Bir çok kez rakibi hataya zorladı. De Colo, diskalifiye edilene kadar hücumları çok iyi yönlendirdi. Ki bu tip maçlarda 8-9 kişinin skorun içine girmesini bekleyemezsiniz. De Colo 25 dakikada 21 sayı atarken, keskin şutör Eddie 6/6 üçlük isabeti ile Fenerbahçe kulüp rekorunu kırdı. Pierre, istatistiklere çok yansımayan katkılar yaptı.
Basket girse belki dünün kahramanıydı
Brown, De Colo'dan sonra liderlik sorumluluğunu aldı. Her ne kadar dün başarısız olsa da, cesareti, eli titremeden el yakan topları kullanması ilerisi için umut vericiydi. Nitekim son turnikesi çemberin içinden çıktı. Girse belki de dünün kahramanıydı Brown... Kokoskov'un her molası sonrası Fenerbahçe ya basket attı, ya da çok kolay pozisyon buldu. Ulanovas dün hiç oyuna giremedi. Keza Danilo Barthel...
NBA'den gelen bir alışkanlık olabilir
Sonucu biraz da son Euroleague finalinde Anadolu Efes'e karşı olduğu gibi Will Clyburn belirledi. Tamamen bireysel yetenekleri ile maçı CSKA'ya getirdi ABD'li yıldız. Normal sürenin sonunda Clyburn'ün üçlüğüne izin vermek yerine faul yapması gerekiyordu temsilcimizin. Ama bunu denemediler. Belki de Kokoskov'un NBA'den kalan bir alışkanlığıydı bu. Orada 3 sayı öndeyken, faul yerine savunma yapmak tercih ediliyor. Bilemiyorum. Sonuçta galibiyet Fenerbahçe'nin özgüvenini biraz daha artıracaktı. Ama olmadı. Daha sezonun başı. Sonuçtan ziyade oynanan basketbol ve takımın mücadele azmi, kararlılığı beni sezon başı itibariyle memnun etti.
‘’Efes sezonu açtı‘’
Ligin şampiyonluk adaylarından Anadolu Efes, İstanbul’da 2’de 0 yaparak başlamıştı sezona. Kaybetmenin yanı sıra hücumda çok durağan oynayan, geçen sezondan çok uzak bir görüntü çizmişti Lacivert-Beyazlılar... Ama Efes, İstanbul dışına çıktığı ilk maçta eski günlerden kesitler sundu Berlin’de... Larkin ve Doğuş yoktu belki ama, hücumdaki ritm geri gelmiş, iyi yapılan savunma ise devam ediyordu. Alba Berlin ilk yarıda tam 9 üçlük isabet bulmasına rağmen sadece 35 sayıda kalmıştı...
Alman ekibinin olağanüstü üçlük yüzdesi olmasa, Efes ilk yarıya 53-35 değil, belki de 53-20 ile girecekti. Gerçi ikinci yarı da da benzer senaryolar izledik. Efes, rakibini bir an olsun yanına yaklaştırmadı. Micic, her ne kadar halen şut sokamasa da, 13 sayı ve 13 asistle hücumlara yön veren isim oldu. Pleiss-Dunston ikilisi pota altında 14/18 isabet oranı ile 36 sayı üretti. Takım olarak 93 sayıyı 28 asist üzerinden bulan Anadolu Efes, sezonun devamı açısından kritik bir galibiyete imza attı.
Yavaş yavaş...
3’te 0’la başlamak mental olarak takımı olumsuz etkileyebilirdi. Efesli oyuncular sadece geçen yıl neler yapabildiklerini biraz olsun hatırlamaya başladı. Devamı da gelecektir. Yarın Kaunas’ta 3 maçını da kazanan Zalgiris’le oynayacaklar. Yine benzer bir galibiyet bekliyorum. Larkin’in de gelmesi ile işler yavaş yavaş yoluna girecektir.
‘’Fener'in dediği oldu‘’
Anadolu Efes, sezonun favori takımlarından. Ama çok formsuz başlamışlardı sezona. Fenerbahçe ise tamamen yeniden yapılanmış, yeni takım olmasına rağmen Efes’e oranla daha hazır ve iyi basketbol oynayan taraf konumundaydı.
Nitekim maç içinde çok fazla gel gitler, iniş çıkışlar oldu ama sonunda kazanan Kokoskov’lu Fenerbahçe, hem de 48 ribaunt alarak kulüp tarihinin rekorunu kırarak oldu. Fenerbahçe, geçen yılın en kötü ribaunt alan ve en çok top kaybeden takımıydı. Dün de 21 top kaybı yaptılar (ki bu ileride büyük sorun yaratabilir), ama işin ribaunt tarafını çok iyi hallettiler. Yeni transferler; Ulanovas, Hamilton ve Pierre Fenerbahçe’nin atletizm özelliğini artırırken, ribaund ve savunma tarafına büyük katkı veriyorlar.
De Colo ve Brown hücumları yönlendirirken, Sarı-Lacivertliler oyunun genelinde fazla sıkıntı yaşamadı.
Pota altına önlem almışlardı. Efes çok fazla boş dış atış buldu. Ama üçlük çizgisinin gerisinden felaket şut atınca yenilgi de onlar için kaçınılmaz olu. 28 üçlüğün tam 19’unu kaçıran Lacivert-Beyazlılar, ritm bulamayınca moral olarak da çöktü ve kolay turnikeleri bile kaçırmaya başladı.
Kokoskov Efes’e iyi çalışmış
Micic 1/9, Beaubois 1/5 ile üçlük attı. Larkin’in yokluğunda, bu iki skorer guard 14’te 2 ile üçlük atarsa, diğer şeyleri çok doğru yapsan bile kazanamazsın. Fenerbahçe ribauntlarda 48’e 22 gibi inanılmaz bir üstünlük kurdu. Fenerbahçe bu yıl böyle oynayacak. Ribaunt aldıkça geçiş hücumları yapabilecek. Bu sisteme uygun bir çok oyuncusu var. Kokoskov, Efes’e çok iyi çalışmış ve takımı hazırlamış. Sonuna kadar hak ettikleri bir galibiyet aldılar.
Efes formsuz ve akıllar biraz geçen senede kalmış. Ama enseyi karartmalarına gerek yok. Daha önlerinde koca bir sezon var ve neler yapabileceklerini çok iyi biliyorlar.
‘’Euroleague'de erken derbi‘’
Hazır ve başarılı bir kadronun, yeni kurulan bir ekibe karşı çok daha avantajlı olduğu düşünülebilir. Ama bugün itibarıyla Efes istenilen form seviyesinde değil. Fenerbahçe ise beklenenden daha iyi basketbol oynadı. Tabii ki bu kısa sürede, çok az hazırlık ve resmi maç yapıldığı göz önüne alındığında bu durum ölçü almak için elimize yeterli bir veri vermiyor.
Shane Larkin yok ama...
Larkin bu maçta da oynamayacak. Ama ben Efes’in henüz istenilen seviyede olmamasını Larkin’e bağlamıyorum. Geçen yıl takım olarak formdalarken, uzun süre Dunston, 3-4 maç da Larkin olmadan aynı basketbolu oynayabilmiş ve farklı galibiyetler almışlardı. Tabii ki Larkin, Ergin Ataman sisteminin önemli bir parçası ama özellikle geçen yılki Efes’in oynadığı basketbolu sadece Larkin’e bağlamak Ataman ve diğer oyunculara haksızlık olarak görüyorum.
Bu maçın hikayesi farklı olur
Fenerbahçe cephesine gelince... Kokoskov’un, oynatacağı sisteme uygun oyuncular transfer edildi. Oyuncular pozisyon varsa o şutu 5. saniyede bile kullanmaktan çekinmiyor. Geçiş hücumunu daha fazla deneyen, De Colo ve Brown üzerinden oynamaya çalışan bir takım görünümündeler. Efes’e göre oyuncular daha formda gibi. Ama bu maçın hikayesi farklı olacaktır. Daha sezonun çok başı olduğu için sonuç iki takım için de çok fazla anlam ifade etmeyecek.
Özgüven kazanmak için önemli
Fakat Fenerbahçe gibi yeni kurulan, bütçesi düşen, Obradovic sonrası neler yapacağı merakla beklenen bir takım için alınacak galibiyet, moral ve özgüvenin kazanma açısından önemli olacaktır. Anadolu Efes kazansa da kaybetse de sezon içinde bir şekilde geçen yılki pozisyonuna ulaşacaktır. Bugün itibarıyla, o günlerden uzak gibi görünseler de sonuçta Ergin Ataman ve bu kadronun neler yapabileceğini geçtiğimiz yıl fazlasıyla gördük...
‘’Özgüven kazandıracak bir galibiyet‘’
Fenerbahçe Beko gibi yeni kurulmuş bir takım için sezona galibiyetle başlamak çok önemliydi. Herkes, Obradovic sonrası Fenerbahçe’yi çok fazla merak ediyor. Biz de öyle... Kızılyıldız karşısında sezonun ilerleyen kısımları için olumlu sinyaller aldık. Tabii rakibin Kızılyıldız olduğunu da unutmadan söze başlayalım. 20 yıldır Amerika’da olan Kokoskov’un Fenerbahçesi’nde biraz NBA esintileri hissettik. Takım De Colo, Vesely ve Brown üzerine kurulu olacak, diğerleri tamamlayıcı rollerde yer alacak. Dün bu ana üçlü çok iyi oynayıp diğerleri de üstlerine düşen görevleri yerine getirince ortaya farklı bir galibiyet çıktı.
2. periyotta Pierre ve Hamilton’un oyuna girmesiyle Fenerbahçe’nin atletik gücü arttı, uzun kollu ve fiziksel oyuncular sayesinde savunma agresifliğini yukarıya çeken Sarı-Lacivertliler, kendisine maçı kazandıracak farka ulaştı. Kokoskov ilk Euroleague maçını kazandı. Eddie, Hamilton ve Pierre ilk kez Euroleague oynadı. Ulanovas ve Barthel ilk kez ülkeleri dışındaki bir takımda forma giydi.
Tabii ki Fenerbahçe’nin işi kolay değil ama bu üç isim dışındakilerin de rollerini kabul etmeleri, takım için oynamaları, oynarken de kendilerini mutlu hissetmeleri ilerisi için sevindirici noktalardı. Ama Fenerbahçe taraftarı şunu unutmamalı. Kızılyıldız’a karşı bu oyun yetebilir ama hâlâ gelişme adayı olan bir takım için Real Madrid, Anadolu Efes, Barcelona, CSKA gibi takımlara karşı özellikle sezon başında büyük sorunlar yaşanabilir.
4 numaralar...
Rakipler, De Colo-Hamilton üzerinden organize edilen hücumlara illa ki önlem alacaklardır. Burada diğerleri ne kadar devreye girebilecek? Yıllardır Fenerbahçe hücumlarında 4 numaralar büyük önem taşıyordu. Ama şu ana kadar bu pozisyonda hiç verim alamıyor Kokoskov. Belki de kendi tercihi! Sonuçta moral ve özgüven kazanmak adına iyi bir başlangıç oldu Fenerbahçe adına. Önlerindeki 5 haftada Efes, Maccabi ve Panathinaikos deplasmanları, iç sahada oynanacak CSKA ve Bayern münih maçı var. Alınacaklar sonuçtan bağımsız olarak Fenerbahçe’nin bu zorlu mücadelelerde nasıl bir karakter ortaya koyacağı sezonun devam eden kısmı açısından da belirleyici olacak.
‘’Beklediğimiz gibi olmadı‘’
Euroleague’i çok özlemiştik ama sezonun açılış maçında hem oyun, hem de skor olarak hayal kırıklığına uğradık biraz. Zaten seyirci olmayınca, bizler kadar oyuncuların da motive olması zorlaşıyor. Geçen yılı zirvede ve basketbol olarak müthiş bir seviyede bırakan Anadolu Efes ve diğer takımlar için bambaşka bir macera başlıyor aslında. Efes’in aylar sonra bıraktığı yerden devam etmesi, hayatın doğal akışına da aykırıydı... Larkin yoktu. Bazı oyuncular covid positiften dolayı idmansız kalmıştı. Ama yine de Anadolu Efes’ten daha iyi bir basketbol bekliyorduk açıkçası. Miçiç 9 asist yaptı belki ama 0/4 üçlük attı, az ama kritik yerlerde hatalar yaptı.
İlk yarıda takım olarak sadece 1 üçlük bulabilmişti Efes, ikinci yarıda Simon 4/4 üçlük attı skor da 61-53 oldu. Ergin Ataman’ın devre arası uyarıları işe yaramıştı. Ama burada geçen yıl Zenit’te olmayan basketbol aklı ve lider oyuncu kavramı devreye girdi. Barcelona’da basketbolu çok özleyen Pangos, sahneye çıktı ve zor maçı Zenit’e getirdi.
Sezonun başı unutmayalım...
Zenit bu sezon Pangos, Gudaitis, Rivers gibi takviyelerle bir gömlek daha iyi durumda. Ama 1 ve 5 numara yedekleri yok. Sezon içinde büyük sıkıntı yaşayacaklardır. Efes, geçen sezona da iç sahada Barcelona mağlubiyeti ile başlamış, 2. iç saha maçında ise Alba Berlin’i uzatmada yenebilmişti. Efes sadece kötü bir maç çıkardı ama daha sezonun başı olduğunu unutmayalım...
‘’EuroLeague yeniden başlıyor‘’
Euroleague’de tamamlanmamış sezon aynı takımlarla yeniden başlıyor... Çok özlemiştik Euroleague basketbolunu. Gerçi çoğu ülkede maçlar seyircisiz oynanacak, bazılarında çok az taraftar salona girebilecek ama hiç yoktan iyidir diyelim. Bu durum tabii ki taraftar desteğini arkasına daha çok alan Fenerbahçe, Anadolu Efes gibi bazı takımları daha çok etkileyecek. Pandemi nedeniyle bütçeler düştü, takımların kadrolarını çok güçlendirdikleri söylenemez ama yine öne çıkan takımlar belli.
Zirveye çıkmak kolay ama kalmak zor!
Anadolu Efes’ten başlayalım... Geçen yıl zirvedelerken lig yarım kalmıştı. Aynı teknik ve oyuncu kadrosu ile yola devam ediyorlar. En büyük avantajları iki yıldır beraber oynamaları. Bıraktıklarında basketbol olarak inanılmaz bir seviyedeydiler. Ergin Ataman’ın işi diğerlerine göre kolay gibi görünse de zirveye çıkmak kolay ama orada kalmak daha zordur... Yeni bir yarışa başlıyor. Takımı eski form ve özgüven düzeyine çıkarabilirse, ki bunu yapabileceğini düşünüyorum, yine şampiyonluğun en güçlü adayı olacaklardır.
Gözler Jasikevicis’un takımı Barça’da
Tüm gözler Jasikevicius’lu Barcelona’da. Oyun kurucu sorununu Calathes’le çözmüş gibi duruyorlar ama sonuçta yeni bir coach ve yeni bir sisteme adapte olmaları zor olacak. Yıldızlar topluluğu, oyun içinde serbestliğe alışmışken, Jasikevicius gibi bir ‘kontrol delisi!’ elinde nasıl bir takıma evrilecek hep beraber göreceğiz... CSKA ve Real Madrid, bu iki takımla beraber yine Final-Four adayı. En çok merak edilen takım ise Fenerbahçe Beko... Obradovic’le geçen 6 yılın ardından yarı yarıya düşen bütçe ve ilk kez bir Euroleague takımı çalıştıracak olan Kokoskov’la yola çıkıyorlar. Diğer takımlar gibi çok az hazırlık maçı yapabildiler. 20 yıl Amerika’da çalışan, NBA takımında head coachluk yapan ilk Avrupalı olan Kokoskov hiç kuşkusuz çok değerli bir basketbol adamı. Obradovic’le kıyaslanması kendisine haksızlık olur. Çok farklı karakterde ve farklı bir basketbol mantalitesine sahip. Oyunculara rahatlık sunan, daha fazla özgürlük alanı bırakan Kokoskov, istediği sisteme uygun oyuncular transfer etti.
De Colo’nun sorumluluğu artıyor...
Sistem, De Colo’nun üzerine kurulacak. Fransız yıldızın bu yıl daha sorumluluk alması, taşın altına elini koyması gerekecek. Eddie, Pierre ve Hamilton ilk kez Euroleague oynayacak. Ulanovas ilk kez doğup büyüdüğü, basketbolu öğrendiği Litvanya’dan ayrılıyor. Alıştığı, öğrendiği ve kendisini güvende hissettiği bir sistemin dışına çıkıyor. Rahatlık alanının dışında nasıl göstereceği performans Fenerbahçe için belirleyici olacak. Sonuçta daha atletik, daha az ribaunt sorunu yaşayan, daha çok koşan, topu potaya daha çabuk atan bir takım göreceğiz. Başlarda üst seviye takımlara karşı zorluk çekeceklerdir ama Fenerbahçe’yi ilk sekiz adayı olarak görüyorum. Maccabi ve Atina takımları her zaman buraları zorlayacaklardır. Sezon bugün başlıyor. Bitirmek dileğiyle...!
‘’Efes kaldığı yerden‘’
Anadolu Efes geçen yıl zirvede bıraktığı takımla, Galatasaray Doğa Sigorta ise bambaşka oyuncularla sezonun ilk maçına çıktı. Her iki takımda da eksikler vardı ama Efes’in TÜBAD Turnuvası’nda da rahat yendiği Sarı- Kırmızılı ekip karşısında çok da zorlanması beklenmiyordu.
Galatasaray gelişime açık
Sonuçtan bağımsız yazıyorum, Ertuğrul Erdoğan her zaman eldeki kadrodan maksimum verimi almayı başarabilen bir coach. Bu yıl da Hamilton ve Macon ikilisi, gerek Türkiye, gerekse Avrupa’da önemli işler yapabilir. Takım gelişime açık bir görüntü çizdi. Nitekim 3 periyot geride de olsalar bir şekilde oyunun içinde kalmayı başardılar.
Hunter’ın tutarsız üçlükleri
Fakat Telekom’da da felaket bir sezon geçiren RJ Hunter’ın üst üste 3 kez kaçırdığı şutlar, (3’ü de doğru tercih değildi) sonrası Anadolu Efes beklediği fırsatı yakaladı ve bir anda Galatasaray’ın tüm direncini kırdı. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi. TÜBAD’daki 2. maçta 9’da 1 ile üçlük atan Hunter, dün de 1/7 ile oynadı. İmkanları el verir mi bilmiyorum ama yol yakınken Ertuğrul Erdoğan’ın bir değişiklik planlaması, takım için iyi olabilir..
Savunmaya daha konsantre
Ergin Ataman’ın takımı bu yıl savunmaya daha fazla konsantre gibi. Tabii ki ölçü olmaz ama BSL’de bir takımı 56 sayıda tutmak kolay iş değil. Efes adına dikkat çeken taraf, büyük beklentiler içinde olduğumuz Tolga’nın hücumunu geliştirmesi, daha özgüvenle oynayıp katkı vermeye başlaması, Sertaç’ın çok yukarılarda bıraktığı çıtayı, aynı yerden alıp taşımaya devam etmesiydi.
Efes’te artık iki Doğuş var!
Takımın tek yenisi Erten Gazi, Doğuş’un benzeri. Takımda bir tane Doğuş vardı, şimdi iki tane oldular. Rakipler için çok sinir bozucu savunma yapan bir isim Erten. Ama 8’de 1 ile oynadı. Şutunu çok geliştirmesi gerekiyor. Efes farka giderken, ribaunt hakimiyetinin de büyük etkisi oldu. Lacivert-Beyazlılar tam 16 ikinci şans sayısı bulurken, Galatasaray’da bu sayı ‘0’dı. Hesap da zaten ortada...









































