Arama

Popüler aramalar

‘’Şimdi onlar düşünsün‘’

Kaliteli ve fark yaratacak oyuncunun zor bulunduğu ya da alındığı ülkemizde Galatasaray, harika bir iş yaparak hem Henry Onyekuru hem de Emre Akbaba’ya sahip oldu. Onyekuru, Belçika’da ‘özel yetenek’ sınıfındaki bir oyuncuydu. Emre ise tartışmasız son dönemin en yetenekli Türk futbolcularından biri.

Onyekuru’dan başlarsak; genç yıldız yeteneklerini çok iyi kullanıyor ve Rodrigues’in aksine ‘nerede ne yapılır’ konusunda aklını daha iyi kullanıyor. Emre ise Galatasaray’daki ilk maçında gelecek adına neler yapacağını net şekilde gösterdi. Sol ayağı mükemmel olmasının yanı sıra adam geçiyor, asist yapıyor ve şut atıyor.

​Açıkçası şimdi söylenecek en güzel şey; bundan sonrasını rakip savunmalar düşünsün!

21 Ağustos 2018, Salı 10:18
YAZININ DEVAMI

‘’Onyekuru resitali‘’

Onyekuru resitali Her iç saha maçında olduğu beklenti; Galatasaray’ın mücadeleye coşkulu başlamasıydı. Ancak Göztepe, yediği gole kadar iyi kapandı ve hızlı ataklarla pozisyon aradı.

6’da eski Galatasaraylı Yasin ceza sahası içerisinde Muslera ile karşı karşıya kaldı, plasesinde top Muslera’da kaldı. 19’da Yasin bu kez ön direkte vurdu, Muslera yine gole izin vermedi. 32’de Cim Bom’da sol taraftan Nagatomo’nun yerden ortasında kale önünde Eren’in dokunuşunda savunma araya girdi. 42’de hızlı davranan Aslan’da Fernando’nun harika pasında Onyekuru, kaleci Göktuğ ile karşı karşıya kaldı ve enfes aşırtma vuruşuyla takımını öne geçirdi: 1-0. Galatasaray bu klas golle soyunma odasına önde gitti.

Kontrolü alamadılar

İkinci yarıda Fatih Terim, Eren-Gomis değişikliğine gitti. Takım ilk yarıya göre daha etkili gözüktü ama oyunun kontrolünü tam anlamıyla eline alamadı. Göztepe de pozisyonlar bulmaya devam etti. Özellikle 58’de Tayfur’un kafasında top direkten döndü ve beraberlik şansı kaçtı. 61’de Aslan’ın yeni transferi Emre Akbaba sahne aldı ve takımına hareket getirdi. Emre 3 dakika sonra Mariano’nun pasında gole çok yaklaştı ama topa dokunamadı. 69’da kullandığı frikikte Göktuğ gole izin vermedi.

Maicon harikaydı

Cim Bom son ana kadar rakibine beraberlik konusunda cesaret vermesine rağmen 3 puanı kaptı. Akılda kalanlara baktığımızda ise; Onyekuru’nun yanı sıra özellikle geçen sezon 56 maç oynayan stoper Maicon, bu maçın kazanılmasında büyük pay sahibi oldu. Akbaba da formayı haftaya kapacağının sinyalini net şekilde verdi. Gomis, son maçların aksine daha istekli gözüktü ama geçen sezonki performansının hala çok uzağında yer aldığı gerçek.

20 Ağustos 2018, Pazartesi 06:22
YAZININ DEVAMI

‘’Şampiyon Fransa‘’

2018 Dünya Kupası finalinde Fransa, Hırvatistan’ı 4-2 yenerek şampiyonluğa ulaştı. Tarihinde ilk kez final oynayan Hırvatlar, 1998’de evinde mutlu sona ulaşan, 2006’da ise kupayı İtalyanlar’a kaptıran, iki sene önce de Euro 2016’yı finalde kaybeden Fransa karşısında maça hızlı başladı. Daha atak Hırvatlar oynasa da 18. dakikada Antoine Griezmann, kendisine yapılan serbest vuruşta topu ceza sahasına yolladı ve Mandzukic’in kafayla yaptığı ters vuruşta, Horozlar 1-0 öne geçti. Beraberlik için bastıran Zlatko Dalic’in öğrencileri, 28. dakikada İvan Perisic’in düşürülmesiyle faul kazandı. Modric’in çalışılmışın da dışına çıkan ortasıyla başlayan pozisyonda top kafa vuruşlarının ardından Vida’nın önünde kaldı.

Önce sağ vurdu, sonra solla attı

Onun pasında Perisic ceza sahası içinde sol ayağıyla Hugo Lloris’i avladı ve eşitliği sağladı: 1-1. Ancak 34’te tartışmaya yol açan pozisyonda Perisic’in eline çarpan topun ardından hakem Nestor Pitana, VAR uyarısıyla pozisyonu inceledi ve verilen penaltı kararı sonrası 38’de Griezmann, Fransızlar’ı yeniden öne geçirdi: 2-1. İkinci yarıda Pogba, kendi başlattığı atakta Griezmann’ın pasıyla 59’da önce sağ ayağıyla vurdu, topu savunma karşıladı. Pogba bu kez sol ayağının içiyle farkı 2’ye çıkardı: 3-1.

Lloris’ten büyük hata...


Ataklarını artıran Fransızlar’da Mbappe, 65’te ceza sahası dışında vurdu ve Monaco’dan eski takım arkadaşı Subasic’i geçmeyi başardı: 4-1. 4 dakika sonra Umtiti’nin geri pasında Fransa’nın kaptanı Lloris, üzerine gelen Mandzukic’e çalım atmak istedi ama Hırvat forvet topa dokundu ve skor 4-2 oldu. Hırvatlar, mucize için çok çabaladı ama kalan dakikalar bunun için yeterli olmadı.. Ve Fransa, tarihindeki üçüncü finalinde ikinci kez şampiyonluğa ulaştı.

16 Temmuz 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Ne maçtı ama!‘’

Maç beklediğimiz gibi başladı. Ruslar, sabırlı şekilde savunmayı düşünecek ve doğru zamanda, doğru fırsatı gole çevirecekti. 31’de Dzyuba’nın pasında Cheryshev’in ceza sahası dışından harika golü, tam da istedikleriydi. Daha fazla hücumu düşünen ancak Ruslar’ın kontratak tuzağına düşmek istemeyen Hırvatlar, 40’ta Mandzukic’in akıl dolu pası sonucunda Kramaric’le skora dengeyi getirdi. İkinci yarıyla birlikte ise neler oldu neler…

Rakipleri ise İngiltere

Rusya’nın hocası Cherchesov, 67’de Dzyuba’nın yanına Smolov’u alıp, forveti çiftleyerek tam beni şaşırtmışken, 12 dakika sonra Dzyuba’yı çıkardı. Yani uzatma ve penaltılara döndü! İstediklerini de aldılar. Vida’nın uzatmadaki kafası, Hırvatlar’ı coşturdu ancak bu kez Brezilya asıllı Fernandes’in kafası, maçı penaltılara taşıdı. 2-2 biten maçın penaltılarında Hırvatlar, 4-3’lük skorla 1998’den (üçüncü olmuşlardı.) sonra yeniden yarı finali gördü, İngiltere’nin rakibi oldu.

Maçın sorusu

Rusya’nın hocası Cherchesov’un uzatmada bir ara takımından çok taraftarı motive etmeye çalışması! Böyle bir atmosferde seyirci neden kendi kendini motive edemez? 48 yıl sonra çeyrek finaldesin.

Maçın starı

Elbette 89’da sakatlanan ve maçı bu şekilde tamamlayan Hırvatistan kalecisi Subasic. Uzatmada harika kurtarışlara imzasını atmakla kalmadı, penaltılarda yine yıldızlaştı.

Maçın olayı

Tartışmasız Dünya Kupası’nın en iyi maçını izledik. Bu çeyrek finalin tek bir olayı yoktu. Çünkü Rusya-Hırvatistan kapışması, başlı başına bir olaydı.

Kısa mesaj

Kupa için emeklilik kararından dönen ve kulüpsüz olan 38 yaşındaki Ignashevich, üst üste iki uzatmalı maç oynadı. Penaltısını da attı, formasının hakkını sonuna kadar verdi.

08 Temmuz 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Proje dediğin böyle olur!‘’

Bundan tam 8 sene önce Belçika, Euro 2012 elemelerinde Türkiye’ye 3-2 yenilmiş, gruptan da çıkamamıştı. Ancak Belçikalılar, bu genç takıma sonuna kadar güvendi ve onlar şimdi 2018’in şampiyonluk adayı...

Türk futbolunda yıllardır ‘alt yapıya yatırım’, dilden dile, nesilden nesile kurulan bir kalıp haline geldi. Ancak sözler hep havada kaldı.

A Milli Takımımız’ın hocası Mircea Lucescu, geldiğinden beri kulüplerimizin yerli oyuncu oynatmamasından yakınıyor. Ancak kulüpler başarı için daha uzun süreçli alt yapıya yanaşmaktansa, borçlanmayı göze alıp yabancıya yöneliyor. Eğer biz çıkış yolunu bu şekilde bulamıyorsak, önümüzdeki iyi örneklerden ilham almamız şart!

İki maçta da yenilmedik

Daha önce Almanya’nın yaptığının benzerini yapan Belçika, yeteneklerine genç yaşlarda güvendi ve bunun meyvelerini bugün tam anlamıyla alarak Dünya Kupası’nda Brezilya’yı da 2-1 yenerek yarı finale kaldı.

Bundan 8 sene önce Euro 2012 elemelerinde Belçika ile aynı gruptaydık. Çok genç bir kadroyla karşımıza çıkan rakibimizi evimizde 3-2 mağlup ederken, deplasmanda 1-1 berabere kaldık. İstanbul’daki maçta bizim karşımıza çıkan Belçika 11’inden 8’i (Sadece Dembele yedekti), önceki günkü çeyrek finalde sahadaydı.

Adım adım gittiler

O zaman Alderweireld 21, Kompany 24, Vermaelen 25, Vertonghen 17, Eden Hazard 19, Fellaini 23, Lukaku 17, Witsel 21 ve Dembele 23 yaşındaydı. Aradan 8 sene geçti ve Belçikalılar, gruptan çıkamadığı o jenerasyonuna güvenmeye devam ederek bunun karşılığını almayı başardı.

Sonrasında bu takım 2014 Dünya Kupası’na gidip çeyrek final oynadı, Euro 2016 finallerinde de son 8’e kaldı ve yarı finale kaldığı 2018’de ise şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri konumunda yer alıyor.

08 Temmuz 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hedef tarih yazmak‘’

48 yıl sonra çeyrek final gören ev sahibi Rusya, 1998'de üçüncülük kürsüsüne çıkan ve bu kupada iddialı olan Hırvatistan'la karşılaşacak. Kazanan yeni bir tarih daha yazıp, adını yarı finale yazdıracak.

Kupadaki en ilginç çeyrek final eşleşmesi kesinlikle Rusya-Hırvatistan arasında oynanacak. Bir tarafta turnuvanın ev sahibi, diğer tarafta 1998 Dünya Kupası’nda üçüncü olan jenerasyonun ruhunu yeniden yaşatmakta kararlı olan Hırvatlar.

Rusya, bu aşamaya gelene kadar herkese, bir teknik direktör takımı nasıl olunur gösterdi. Ruslar, hocaları Stanislav Chervhesov yönetiminde hep sabırlı oynadı, son ana kadar en iyi fırsatı kovalayıp, 1970’ten sonra İspanya’yı devirerek ilk kez Dünya Kupası’nda son 8’e kaldı.

Hırvatlar’a baktığımızda Rusya’ya göre daha yaratıcı oyunculara sahipler. Dünyanın en iyi orta sahaları arasında yer alan Luka Modric ve İvan Rakitic’e sahipler. Forvette Mandzukic, bir golcüden daha fazlası. Onların yanı sıra Brozovic, Perisic ve Rebic’in katkıları da ortada. Hücumu seviyorlar ama savunmada bir bütün olmayı başarıyorlar.

Tam anlamıyla karşımıza bu akşam; sabırla bekleyen, diğer tarafta gol isteyen iki takımın kapışması çıkacak.

07 Temmuz 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Şaşırtan kupa!‘’

Rusya’daki turnuvada ikinci tur maçları da tamamlandı. Bu sürece gelene kadar birçok dikkat çekici olay yaşandı. İlk olarak daha turnuva başlamadan İspanyollar hocasını kovdu Almanya, son şampiyon unvanıyla geldiği kupada grup sonuncusu oldu. 19’luk Klyian Mbappe yıldızlaşırken, Messi ve Ronaldo çeyrek finali göremedi. VAR destekli kararlar ise çok konuşuldu.

İspanya’da hoca krizi

Güney Afrika’da düzenlenen 2010 Dünya Kupası’nda şampiyon olan İspanya’da ortalık, turnuvanın başlamasına sadece 1 gün kala karıştı. İspanya Futbol Federasyonu, kupanın ardından Real Madrid’in yeni hocası olacağı açıklanan Milli Takım Teknik Direktörü Julen Lopetegui’nin görevine, Portekiz maçı öncesi son verdi. Onun yerine ise Sportif Direktör pozisyonundaki Fernando Hierro getirildi. Zar zor gruptan çıkan Boğalar, ikinci turda ev sahibi Rusya’ya penaltı atışlarında elendi.

Aynı günde veda ettiler

Herkes kupa öncesi Ronaldo ve Messi’nin neler yapacağını merak ediyordu. Ronaldo, kupaya harika başladı ve İspanya maçında hattrick yaptı. Ancak sonrasında son anda gruptan çıkan Portekizliler, ikinci turda Uruguay’a 2-0 mağlup oldu. İnişli çıkışlı bir performans göstererek son 16’ya kalan Arjantin, Nijerya’yı 2-1 devirip, Fransa’nın rakibi oldu. Ancak Güney Amerika temsilcisi, Horozlar’a, 4-3 yenilerek eve döndü. Aynı günde hem Messi hem de Ronaldo için kupanın sonu oldu.

Tribünde Maradona resitali

FIFA’nın efsaneler projesi kapsamında Diego Armando Maradona, maçları kendisi için özel olarak tahsis edilen locadan takip etti. Özellikle ülkesi Arjantin’in maçlarının vazgeçilmez ismi olan Maradona’nın, FIFA’dan her gün 10 bin Pound para aldığı öne sürüldü. Karşılaşmalar sırasında zaman zaman kendinden geçen, tribünde tartıştıklarına orta parmak işareti yapan Maradona, Tangocular elenene kadar dikkatleri üzerine çekti.

‘VAR’la yüzde 99.3 başarı

Dünya Kupası’nın tartışmasız en çok konuşulan konularından biri de bu kupa tarihinde ilk kez kullanılmaya başlanan VAR (Video Yardımcı Hakem) sistemi oldu. Maçı yöneten hakemlere, kritik anlarda yardımcı olan VAR hakemleri, kimi zaman kendileri karar verirken, kimi zaman da hakemlere pozisyonu saha kenarından izlemeleri tavsiyesinde bulundu. Birçok penaltı kararı VAR sayesinde verilirken, şu ana kadar doğru karar yüzdesi 99.3 olarak açıklandı.

En temizi Japonya

Galatasaraylı Nagatomo’nun formasını giydiği Japonya, performansıyla büyük beğeni toplarken, daha çok taraftarlarıyla hafızalara kazındı. Çünkü Uzak Doğu ekibinin taraftarları, her maçtan sonra bulundukları statta oturdukları yerleri temizledi. Yanlarında getirdikleri torbalarla, çöpleri toplayan Japonlar, herkesin büyük takdirini kazandı. Bu arada Japonlar’ın, grubunda aynı puanda olduğu Senegal’i, Fair-Play kuralıyla yani daha az sarı kart (6’ya 4) görerek geçerek bir üst tura çıkması da çok konuşuldu.

Kylian Mbappe damga vurdu

Birçok yıldızın yer aldığı Dünya Kupası’na şu ana kadar damgasını vuran isim, Fransa’nın henüz 19 yaşındaki oyuncusu Kylian Mbappe’den başkası değildi. Fransa’nın Dünya Kupası’nı
kazandığı 1998 yılında henüz dünyada olmayan Mbappe, Arjantin’i ikinci turda tek başına yıkarken, çeyrek finaller öncesi 4 maçta 3 gol attı. Mbappe, kupada kazanacağı tüm primi de yardıma muhtaç çocuklar için hayır kurumuna bağışlayacağını açıklayarak, alkışı sonuna kadar hak etti.

05 Temmuz 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Golcülerin gecesi‘’

Çeyrek finale çıkma mücadelesinde iki farklı futbol kültürüne sahip olan ekip karşı karşıya gelecek. Güney Amerika temsilcisi Kolombiya, H Grubu’nu lider olarak bitirdi. Ancak 3 maçlık periyotta Falcao ile birlikte en önemli yıldızları James Rodriguez’i, sakatlığı sebebiyle istediği gibi kullanamadı. İngiltere maçı öncesi de Rodriguez’in durumu belli değil. İngilizler, Belçika’nın ardından G Grubu’nu ikinci sırada bitirdi. 2014’te gruplardan çıkamayan Ada temsilcisi, genç kadrosuyla adını son 8 takım arasına yazdırmak istiyor. Teknik anlamda Kolombiyalılar, İngilizler’in önünde. Ancak hız ve fizik gücü dediğimizde İngilizler, daha ağır basıyor. Sonucunu kestirmenin son derece zor olduğu bir mücadele bizleri bekliyor.

Bu istatistiğe dikkat

İngilizler, grup aşamasında 3 gol yerken, Kolombiya sadece 1 gol (ilk maçında) yedi. Kolombiya’nın iki stoperi Davinson Sanchez ve Mina bu başarıda elbette büyük rol oynuyor.

Ön plana kim çıkar?

Her iki takımın da golcüleri, maça damgasını vurabilecek kalitede. Kolombiya’da Falcao’ya, İngiltere’de Harry Kane’e takım arkadaşlarının vereceği destek, maçın sonucuna direkt etkide bulunacak.

Kısa mesaj

James’in sahada olup, olmayacağı maçın kilit faktörlerinden biri olacak. Çünkü onun sahada olması, Kolombiya için çok şey ifade ediyor.

03 Temmuz 2018, Salı 07:33
YAZININ DEVAMI