‘’'Kerem' İsmiyle müsemma kreatif yıldız!‘’
Galatasaray hücum ve savunmada vasat iştahlı, rölanti hamle modunda. Taraftar da İnönü stadyumu; iki direk arası Arslan'lar topluluğu kalabalıklığında! Antalyaspor mu? Trabzonspor 90 dakikası keyfi ve yorgunluğunda! Birkaç hafta öncesi 'Made in Germany' diye tanımladığım armada; savunma ve atak becerisi(!) anlamında 'Made in China' kıvamında, hayret!
Sezon başı müsabakalarında, attığı 3 gol cezasını; lig kısıtlaması olarak çeken Aytaç sahada. Hemen her pozisyonda başarılıydı. İsmail kalede çok başarılı durdu. Alpaslan, Emre Kılınç, Atalay durumları fena halde merak edilen sporcuların da; sağ, salim, esenlik içinde oldukları görüldü. Merak izale oldu, hayırlısı! 'Kreatif'‘ uygulamalar içinde de görmeyi bekleriz, becerileri tarife lüzum olmayan 'krearif' cümle Galatasaraylılar'ı.
7 veren gülü gibi
7 hafta süregiden kademsizlik, kısmetsizlik süreci sonrası; Kerem ismiyle müsemma yıldız özelliklerini sahneye koydu. Öncelikle cömert, eli açık ve Feghouli asisti mükemmeldi: 1-0. Hele hele ayağı nasıl da bereketli. 52'de attığı gol şahaneydi: 2-0. Üstelik Antalyaspor'lu futbolcuların hücumdaki hemen her beceriksizliği ardından adeta; uygulamalı görsel ders verdi!
Futbol mutfak ürünleri konusunda, beceri zafiyetlerinin çoğunlukta ve ne yazık ki fevkaladenin fevkinde olduğu 90 dakikada Kerem vardı. Noel öncesi 7 veren gülü gibi dekora mükemmel renk verdi, Aslan'a can kattı!
‘’Farkında değil misiniz yani?‘’
Fanatik; meseleyi son derece açık ve net ifade etmiş ‘Galatasaray bu sezon Süper Lig’de tarihi tersten yazıyor!’ Aslıhan Çil zerre itiraz edilemeyecek gerçekleri, her daim örneklediği gibi, şakır şakır gözlerimiz önüne getirdi yine. Teşekkürler.
Galatasaray tarihi tersten yazarken, Terim de realiteye, acaba tersten mi bakıyor? ‘Çocuktan al haberi’ derler ya! İmparator’un minnak canlarından İnan ‘çalışarak gelişemiyorsak, değişerek gelişeceğiz. Bu konuda çalışmalarımız var’ dedi mi? Dedi. Forvetler gol atamıyor da, müdafiler ne yapıyor peki ? Galatasaray tam 23 gol yemiş. Averajı eksi 1 yani. Eskiler ne demiş? ‘İşten artmaz, dişten artar!’ Nelsson, Luyindama, Marcao milyonlarca Euro karşılığı transfer edilmedi mi? Mesela Alpaslan, Emin Bayram, Kaan, Atalay, Aytaç değerlendirilse, Galatasaray acaba nasıl bir savunma performansı sahnelerdi? Maliyeti ölçülü, gazsız, mütevazı sporcular, sizin için değerli değil mi ?
Yunus’un görmezden gelindiği yerde; görülen Rumen yıldızları, allayıp pullayan, hatta kakalarında boncuk arayanlara da helal olsun yani! Galatasaray‘ın milyonlarca Euro’sunu böylesi çarçur etmeye değmezdi ki muhteremler!
Futbolcu üretiminde dünyanın en mümbit millet ve ülkelerinden biriyiz. Peki neden öyleyse, ithal futbolcu konusunda rekor peşindeyiz? Çözüm abur cubur transfer hovardalığında değil, ayağını yorganına göre uzatıp; akıllı davranmakta. TFF yayın bedeli 335 milyon doları, 7 lira 90 kuruş olarak sabitledi ve Türk lirasına çevirdi. Gelir tersine giderken, transfer giderleri döviz bazında sözleşme yapanların servetine servet katıyor. Terim’in transfer tatminsizliği; resmen iflasa sürüklenmektir. Farkında değil misiniz yani?
‘’Yunus'un sopası yok!‘’
Fatih Terim, ‘Kafanızı kaldırın, gerekirse herkesle mücadele edeceğiz. Biz Galatasarayız‘ dedi. Dedi de; galiba Adana Demirspor’la nasıl oynanması gerektiğini söylemedi! Sarı-Kırmızılı futbolcular, ilk dakikadan itibaren, bilenikti! Montella sakin kalmayı tercih etmiş belli. Ev sahibi kendinden emin, topla daha az haşır neşir olmasına karşın etkili ve üst üste 3. galibiyeti almaya niyetli. Galatasaray mı? Tabiri caizse ,'Çene suyu çorba’ niyeti başarısızlık serisini durdurmama! Uzun süredir iştigal mevzuları da zaten çene çalma ve kavga. Fatih Terim; ilim, bilim, eğitim, kültür ve spor ocağı camiayı, sindirilmesi çok zor bir ortama çekmiştir. Gergin, kontrolü zor, hır çıkarıp, bahane uydurmaya amade iklimdedir şimdi Galatasaray! Hangi kulüple futbolcu takası yapılacaksa, rulet markası gibi öne sürülen Yunus, rulet değil ‘Futbol markası' olduğunu, attığı birbirinden mükemmel 2 golle cümle aleme kanıtladı. Yunus’un sopası yok. Golleri var, asistleri var.
Müthiş gelecek var
Eğer iş disiplinine sadık kalırsa, müthiş de geleceği var. Emin olabilirsiniz. Galatasaray’da ise her an gönderilip, yenisi alınacak bir vagon aday var! Matluba muvafık olan bünyedeki yıldız adaylarının işlenip, hazırlanıp Sarı-Kırmızılı formayı temsil etmesi değil, bol bol yabancı starların Florya’ya doldurulmasıdır. 90+'da Sinan’ın şutunu İsmail çelmese, 3-0 olacaktı 2-0’da kaldı. Necati şimdi acaba neyi ateşleyecek? Bakalım hele!
‘’Kurusıkı tabancalı Aslan!‘’
Galatasaray ‘ın onca baskı ve gayrete rağmen, çaresizlik ve gerilim içinde bocaladığını izledikçe ; ‘kurusıkı tabancalı Arslan!’ diye düşünmemek mümkün mü? 5729 sayılı yasaya göre ses ve gaz fişeği atabilen aygıtlar, kurusıkı silah olarak adlandırılır. Sistemi aynı normal tabanca gibi olan aletlerin kurusıkı diye tanımlanmasının nedeni, mermi çekirdeklerinin olmamasıdır! Diagne’nin ilk 45’te heba ettiği 2 net fırsat ‘karavana’ değil, ‘kurusıkı tabancalı, mermi çekirdeği olmayan Aslan’ın marifeti, diye ifade etmek gerek. Ya Okaka ? Amerikalı Rusya’dan iltica balet Mikhail Baryshnıkov’u dahi imrendirecek klasta bir vuruş yaptı 9 gole ulaştı. Nigeria kökenli maden in İtaly...Diğer Arslan’ların benzer beceriksizlik marifetleri 5’i biryerdenin çıkıp, yeni 5’i biryerdenin dahil olmasını gerektirdi. Hatta Babel’ de dahil olunca, yoğunlaşan kuru sıkı bombardıman; 88’de Mohammed’le 1-1’i getirdi.
Ortada Galatasaray ‘ın milyonlarca Euro karşılığında kurduğu kadro var. Peki bu kadro kurusıkı ateş edip taraftarı kanser etmek için mi var? Altay’ın elinden zor kurtuluyor. Sivas mahşerinden çıkamıyorsun! Sonra yine Başakşehir karşısında ecel terleri döküyor ve son anlarda kurtuluyorsun! Bunca sarfedilen döviz ve yüklenilen kurumsal hayati riskli, karavana gösterisi neydi ? Zirvedeki Trabzonspor’la 42’ye 24 farkını koruyabilmek için mi ?
‘’Süper Lig zirvesine bay bay‘’
Eski Yunan trajedilerinde; assolistle bir oyuncu arasında geçen şarkılı konuşma, acı dolu tiyatro; futbol kaza versiyonu izlendi Sivas sahnesinde! 80’de Muslera ile Luyindama çarpışması sonucu, boşta kalan topu Yatabare takım arkadaşı Faycal Fajr'a asist değerlerinde kazandırınca 1-0 oldu ve 90 dakika bu sonuçla son buldu.
Futbolumuz bilimsel & istatiksel vakanüvisleri, Muslera'nın kontrolünü kaybetmesi neticesi oluşan elim vakayı tarihe; 'hangi kılıfla' kaydeder bilemem tabii! Bence Muslera ağır, Luyindama hafif hasarla atlattı. Galatasaray mı? Süper Lig'de çokça rastladığı feci savunma kazalarından birine daha uğradı!
5'te boş geçen
Aslan Rıza Çalımbay'ın 'yangında ilk kurtarılacak' felsefesi hamili olarak kurguladığı oyunda, hakimiyet yüzde 70 Galatasaray'da gözüktüğü halde, kazanan ev sahibi oldu. Bir tarafta malzemesi kısıtlı ve çok dikkatli kullanmak zorundaki Atom Karınca. Diğer yanda da Galatasaray'ın her türlü zenginlik hamili Emporatore Terim’i. Sarı Kırmızılı Avrupa Fatih'inde bir star çıkıyor, başka yıldız giriyor ama ummadık taş baş yarıyor! Zirve ile fark itina ile korunuyor! Bravo Çalımbay, 5'te boş geçen Aslan'dan 'Süper Lig zirvesine bay bay'
‘’Kutlu olsun Türkiye!‘’
Lokal futbol değerlerimiz, ne denli güdük eksende inşa edilip; berbat icra edilse de; Galatasaray Avrupa podyumunda gerçekten bir başka mahalde! Roma gecesi ilk yarı üretimine bakınca, netice? Sarı-Kırmızılı, Arslanlar matluba muvafık uygulama ile ‘Dolce vita’ oksijeni soluttu.
Babel, Feghouli, Diagne savunma ve hücum etkinliklerinde artı değerler yansıttı. Kerem her topla buluşmasında Lazio savunmasını strese, bizi umuda taşıdı. Aanholt, 42’de gole çok yaklaştı, direkte kaldı. Sarri ve İmmobile gergin, Terim sakin, güvenli hali ilk 45’in ve 90+5 dakikanın lider armadası net profili 0-0. Müsabakayı iyi yöneten İspanyol, 51’ de İmmobile’nin, Musleramız'a reva gördüğü kartlık harekete katarakt hamili gibi nasıl baktı? 60’tan itibaren Sarri ve Terim akıl oyunları ardından; hamleleri başladı.
Sarri tepindiği ile kaldı!
Emre Kılınç, Morutan, 69’da da Ömer Bayram. Doğru tercih önde her an her şeyi yapabilecek iki genç takviyesi ve bayrama kazasız belasız kavuşabilme adına Ömer Bayram sahada. 80’de hakem Morutan pasını belki de olası Galatasaray golünü önledi! 87’de Mohammed ve Luyindama zemine indi. 89’da Muslera hem topu hem de yüreklerimizi elinde tuttu; Zaccagni kafa vuruşunda. En uzun 5 dakikaya geçtik şimdi. Muslera İmmobile’ye ‘Muslecilin' aşısı yaptı. Mohamed ve Emre Kılınç’ın cümlemize Prozac; Lazio’ya ‘Sodyum siyanit’ etkisi yapacak gol girişimi de akim kaldı. Neticede Galatasaray lider gittiği Roma’da 0- 0 ile lider kaldı. Kutlu olsun Türkiye.
‘’Kadere bak!‘’
Rakipler karşılıklı nasıl taktik yapıp, reaksiyonu nerede ne şiddette üretiyor? Dominant yapının yanı sıra, kompakt işlevler hakkında hangi tür düşündürtmekte? Kim nerede hangi geçiş oyununa, ne zaman geçip etkinleşiyor? Yorumcular tüm ayrıntılarıyla zaten yazıyor. Eski hakemler pozisyonları saatlerce evirip çevirip nalına mıhına çakıyor. Bu akşam farklı bir zaviyeden bakmak istedim ben! Kadere bak! Kimler kimlerle oynuyor?
Çatır çatır oynadı
40 yaşındaki Altaylı İbrahim Öztürk, Kayseri Erciyesspor’da profesyonel futbola başladığında; Mohammed- Kerem-Halil İbrahim ana okulu, Feghouli ise orta okulda! Ana okulu ve ortaokul talebeleri zamanla birer futbol starı oldu ve yaşamı boyunca tevazu içinde işini yapan İbrahim’in karşısına Galatasaray formasıyla çıktı. ‘Kırk tırt pırt‘ tekerlemesi hamili yiğit, çatır çatır oynadı. Kiminle Galatasaray orjinli Murat Akça ile. İbrahim 75 bin, Murat Akça 300 bin Euro değerinde.
Mütevazı bir yapı
Altay kadrosu külliyen 7 milyon Euro’ya oluşturulmuş, bir mütevazı yapı. Galatasaray'ın sadece Nelsson’un bonservisine verdiği miktar yani! Bu paranın dahi minnacık kaldığı çok isim var; sahada olmayanlar var, terk-i kulüp edenler var! Bu delicesine masrafa karşı geldiği için cennet mekan Mustafa Cengiz’e hainlik yapıp, sırtından vuranlar da var. Dün gece Nelsson’un 7+1 buçuk milyon Euro ve sürpriz bonusları kadar dahi etmeyen Altay mütevazı kadrosu, pahalı starlarla donanımlı Galatasaray ile evinde 2-2 berabere kaldı. Kimler kimlerle, nelere ve nerelere ne için oynuyor? Tartışacağız!
‘’Adaletin bu mu dünya?‘’
Gaziantep’te oynanacak Türkiye Kupası eleme müsabakası öncesi, Sakaryaspor eski futbolcularından Mustafa Özbey (Kostik) telefon etti. ‘Oğuz abi dikkatini çekti mi, Gaziantep FK yabancı futbolcu oynatabiliyor fakat Sakaryaspor ve alt liglerden katılan diğer kulüplerin, böyle bir şansı yok!’ Vay canına! Kostik Mustafa’nın meseleyi telafuz ettiği ana kadar, bu kritik detay zerre dikkatimi çekmemişti.
‘Adaletin bu mu dünya ?’ Dedim ve hemen sormayı arzu ettim ‘ eeeey Türkiye Futbol Federasyonu ; başkanı, yönetimi, onlarca profesyonel elemanı, danışmanı, şusu, busu, görevlisi, bilgilisi, bilgisizi, medyacısı, direktörü, mirektörü ! Hiç mi düşünmezsiniz bu konuyu arkadaş? Belirli bir etaba kadar yükselmiş ama yabancı sporcu istihdam hakkı olmayan kulüpleri; her türlü donanımlı üst düzey rakiplerle, mücadeleye sokmak adaletli midir ? Hücumbot karşısına çıkmış sandalcının çaresizce kavgasından, ne farkı var bu halin? Kritik meseleye TFF düşünenleri, düşünemeyenleri; derhal çözüm üretmeli nokta.
Ercüment Coşkundere çoşmamış ve gaza gelmemiş! Sahaya çıkardığı gençler iyi oynadığı gibi gelecek adına umut verdi. Hele hele ikinci yarı 2 farka rağmen eğer yeterli deneyim ve oyun akışkanlığı hamili olsalar Gaziantep FK’nın hayallerini yerle bir ederlerdi. Hele hele Kadir Ari az şanslı olsa ve 77’de Ali Özgün işi 66’ya bağlasa ‘Erol Bulut sen turu unut’ demesi işten bile değildi, Coşkundere’nin.
E tabii Sagal, Tosca, Djilobodjia, Figeerido, Olkowski, Borven, El messaoudi, Kitsou gibi ithal destekli yapı. Bir de iyi tanıdığım Kenan, Oğuz, Recep Niyaz, Doğan Erdoğan, Halil İbrahim Furkan gibi Süper Lig apoletli yıldızlara karşı; Sakaryaspor yiğitçe oynadı. Bravo alın teri döken tüm emekçilere.
Türkiye Kupası yolunda rastlanan yabancı futbolcu adaletsizliğine, mutlaka çare bul TFF!