‘’Olmadı!‘’
İsveç’in mavilileri galip duruma gecti son dakikada da 1-2 yenik durumdan kurtulup galibiyet şansını Galatasaray ‘a vermedi. 90 dakika başladığında gözle görülen, Sarı Kırmızılı’ların vites geçişlerinde yaşadığı sıkıntıyı. Resmen senkromec arızası! Sakat çok olunca galibiyet beklentisi de, sakatlanıyor. Bir de Sanchez’in ilk yarıdaki sakatlığı tuz biber ekti arızalı vaziyete! Okan Buruk adeta DA Vinci şifresi kıvamında bir formül üretti ve oyuna stoper değil topu kullanan değerde bir futbolcu attı. Dayı çözüm üretti, pas yaptı ve bir de Jelert’e asist indirdi. Malmö ev sahibi ve iklim avantajını dibine kadar kullandı. Bir oyunun başında, bir de sonunda attılar ve beraberliği kurtardılar.
Galatasaray eğer galibiyetle bitiŕebilse ilk 8 için büyük avantaj kazanmış olacaktı. Beraberlik ve 1 puan da kazanç sağlanmalı ve gelecek müsabakalara bakılmalı. Bu ligde yenilmeden yürümek her babayiğit harcı olamaz, Galatasaray bunu başarıyor. Üstelik çok önemli eksiklerine rağmen. Tayming meselesi çok önemli demiştim. Dün gece de bunun cezası çekildi! Özellikle savunmada. Batshuayi’yi de etkili görmek isterdim ama göremedim. Diğer tüm futbolcuların görevini iyi yaptığını Yunus’un ise yine ışıl ışıl parladığını söyleyebilirim. Bunca sakatlık ve patırtıdan sonra, süreçten en az hasarla çıkabilme azmindeki Okan Buruk ve ekibine ‘bravo’ diyerek, teşekkürler sunabilmek en güzelidir diye düşünüyorum. Malmö 2- Galatasaray 2 umuda devam. Başka çare yok.
‘’Galatasaray nasıl isterse!‘’
Evet, TFF başkanı ve yandaşları; dün yine kanıtlandı ki, Galatasaray nasıl isterse öyle olacak. Henüz 11. dakikada ‘Bariz gol şansını önleme’ kabahati neticesi önce sarı, ardından kırmızı gören Metehan’sız, müsabaka süresince 10 kişi oynadı Sarı-Kırmızılılar. Bay İbrahim bilesin ki ‘Ruhunu alırım’ tehditi, realiteye teşebbüs edildiğinde bir aslan Galatasaraylı canı hayasızca alır da camianın asil ruhunu asla alamaz! Demokratik ülkelerde de, bu teşebbüs cezasız kalmaz. Turgut Doman adaletle müsabaka yönetmeye gayret etti. Etti de ikinci sarı kartı hak eden Sivassporlu futbolcuyu atmaya cesaret edemedi. Hele hele Manaj’ın Barış‘a kasıtlı, acımasız hareketini nasıl seyretti ve insanlık erdemine insafa sindirdi? Ama bilumum girişimlere rağmen olası netice fark etmedi! Mayasıla çare bulundu, Manay’a bulunamadı. Adam sanki mayın memesi gibi tehlikeli! Galatasaray’ın yaşadığı tüm sıkıntılarda var. Özellikle Barış’ın melunca sakatlandığı, Metehan’ın atıldığı pozisyonda, Rodrigues’in attığı golde. 45+’da direkten dönen topta ve Galatasaray‘ın 90+’da yediği 2. golde.
Aslanlar gibi...
Cim Bom Bom aslanlar gibi mücadele etti. Galatasaray camiası başkanı, idari ve teknik yönetimi, taraftarı, duayenleri ve sevenleri ile birlik olduğu maratonun zafere doğru koşusu Sivas’ta örneklendi. Rakipler ve yandaşlarının çözemediği sırrın şifresi budur. Okan Buruk ve sporcuları lidere yakışan duruşu mükemmel örnekledi ve Sivas’tan 3-2 galibiyet üretti. Üstelik ‘10 kişi ile mücadele ile nasıl kazanılır?’ problemine çare üreterek. Galatasaray birilerinin umutlarını yerle bir etti. Sivasspor ise bu maçı kazansa bile şampiyonluğu nasılsa kazanamayacağını bilmeliydi, boşuna sertliğe yeltendi!
‘’Arda her daim fayda‘’
Mecidiyeköy ASY’de henüz çocukken başlayan futbol yaşamı boyunca, Galatasaray’a her daim faydalı olan Arda, dün gece de faydalıydı. Eyüpspor müsabakada dimdik durdu, mükemmel mücadele etti, 1-0 öne de geçti. Galatasaray mı? Olacaklar olmadı da, Alper 45+ da resmen urganı iğne deliğinden geçirdi! Sonra da neleri sokamadı, kimini Berke kurtardı, kimini de Galatasaraylılar auta salladı. Arda Turan ekibini çok iyi organize edip, hazırlamış. Tecrübeli, futbolcularından azami yarar sağlayabileceği, projeyi de kurgulamış. Sporcuları da planı hakkıyla uygulayınca Akbaba ile öne geçtiler. ‘Arda her daim fayda’ neden dedim? İşte bu doğru futbol projesi yüzünden. Galatasaray‘ı daha iyi, daha da dikkatli olması için yönlendirdi dün gece. Faal futbol döneminde Sarı Kırmızılı forma ile eşsiz başarılara imza atan, Avrupa’da yüzümüzü ağartan Arda, dün gece de, Eyüpspor teknik direktörü olarak, başarı kovaladı. Yüz ağartan durum budur işte. Adam gibi, dürüstçe, hakkaniyetle mücadele et, alnı ak yüzü pak yaşa. Kalecini de mutlaka kucakla. Okan Buruk zorlu sürece rağmen futbolcularının dirençle mücadele etmesini sağlıyor, perşembe Avrupa, pazar Rams arenada. Adalet nerede usta. Sarı-Kırmızılı armada her futbolcusuyla iyi mücadele edip, kazanma adına gayret gösteriyor. Tabii Galatasaraylı futbolcularının bir iki adım daha rakibine yakın ve dikkatli olması da gerekiyor!
Haftaya ne olacak, bakacağız
Hele hele yenilen 2 golde ve kaçırılanlardan sonra! Sallai 2-1’i sağladı, Eyüp yılmadı; teslim olmadı Taşkın nefis bir pas attı. Prince de berberliği sağladı. Savunmanın uyanık olması şarttı. Tayming denilen şey önemli çok önemli 2-2 ‘Kaleci Berke tarih yazdı’ desem abartmış olmam. Tarih yazdı fedakarca kurtarışlarıyla, bravo. Bu arada İbrahim Hacıosmanoğlu ve TFF ve MHK ‘yı en kalbi duygularımla tebrik ederim. Ali Koç’a yaranma adına ne gerekiyorsa icra ediyorsunuz maşallah. 2-2 bitti. Bodrum azami direnmişti 4’lük oldu dağıldı, bakalım Eyüpspor haftaya ne yapacak? Bakacağız.
‘’Hızlı tren!‘’
Edirne’den öteye geçtiğimiz zaman, kabul etmek zorunda olduğumuz bir gerçek var. Avrupalı’lar hızlı tren evrimini yakalamışken, bizim temsilcilerimiz ise buharlı tren kıvamında kalmış. Henüz ikinci dakikada yediğimiz golün şifresi budur. Alkmaar gençleri bütün halinde müthiş bir sürat ve enerjiyle hareketlenirken, bizimkiler havalı magırus ya da lokomotif kıvamında devir tutturmaya çabalıyor. Sara eğer sibop ise zerre arıza yapmayacak! Hele hele Galatasaray hücuma çıkarken. Bir hava kaçırdı, anında savunmamız pörsüdü ve golü yedik. 20. dakikadan sonra, ‘ tam devir tutturmaya başladık ‘ derken bir sibop arızası daha, alayımıza sara krizi geçirtti. Olası golü için Muslera resmen gözünü feda etti de kurtulduk ikinciyi yemekten.
Doğrusunu yaptı
İlk yarı sonlarına doğru devir tutturmaya uğraşırken, Alkmaar hem hücum hem de savunma aksiyonlarında, öyle kalabalıklaşıp alan kapatıyor ki bravo yani. Golümüzü yine Osimhen kazandırdı 1 - 1 ve devre. Savunmamıza ‘bir çabuk adam iyi olur‘ derken, Buruk Metehan’ı kattı. İyi de yaptı. Sanchez etkiliydi, göbekte çok daha etkili oldu. Batshuayi de yerini Dayı’ya bıraktı. Bu değişim topun daha fazla Galatasaray’da kalmasına yaradı. Abdülkerim direkten döndü. Demirbay muazzam bir tehlikeyi önledi. Kim ne derse desin Alkmaar Hollanda futbol kültürü yüz akı temsilcisi. Doğru, daim koşu vedip diri tempodan zerre tavizleri yok. Osimhen uzatmada attığı golde ofsayttı, gam yok... Böylesi tempolu rakipten Afas stadyumunda 1 puan almanın da, yararı çok. Alkmaar 1 - 1 Galatasaray
‘’Çubuklu yakışmış!‘’
Bodrum FK; çubuklunun arka bahçesi olduğu kanaatimle müsemma formasıyla çok şık, çok da hırslı arzulu elbette motive 90 dakikaya başladı. Hele hele Rize fatihi Gökhan bambaşkaydı. Önce takım arkadaşını, ardından Galatasaraylı’yı pert etme hamleleri neticesi kendisini hurdaya çıkardı ve gitti! Yerine Diego Sousa geldi. O da mükemmel oynadı harbi. Kalesinde devleşti ama Batshuayi golünde yapabileceği bişi yoktu. Bodrum FK’nın en iyi futbolcularından biri olan Ege, sanırım hakemi bugün izlenen Kayseri’deki düdükle karıştırdı. Karıştırdı da, fena halde yanıldı. Sahada son zamanlarda izlediğim en iyi hakemlerden bir tanesi vardı . Muhammed Ali Metoğlu dürüst, erdemli, hakkaniyetle bezeli müsabaka yönetti. Gösterdiği tüm kartlar doğruydu. Abdülkerim’in sarı kart gördüğü andaki şaşkınlığına, ben de şaşırdım. Hak etmiştin aslan nokta.
Son pas sorunu
Galatasaray oyuna, topa sahaya hakim olmasına rağmen, son pas meselesinde sorun yaşadı. Sorun yaşamadığı pozisyonlarda da Diego Sousa muhteşem kurtarışlar yaptı. Hakim Ziyech ise bomboş kaleye doğru, kendisinden asla beklenmeyen vuruşu yaptı! Okan Buruk doğru staretijisiyle yine gönülleri fethetti. Fredy’i ise Galatasaray’ın hem savunma hem de hücum girişimlerindeki kabusu idi. Bunca yıldır izlediğim futbolcunun böylesi tempo ve gücüne ise aklım ermedi. Muazzam güç yüklemesi yapmış valla. Motivasyonu da caba! İkinci yarı hem savunma hem de forvette şahane görev üstlenen ve beceren Gökdeniz’in 90’da direkten dönen vuruşu çubuklunun şanssızlığı değil de neydi? Galatasaray’ın sadece sahadaki rakibiyle mücadele ettiğini zannedenler yanılıyor. Aslanlar bilumum mandepsi ve kurgularla, arka bahçelerle baş etmeyi başarıyor. Çubuklu Bodrum FK 0 - 1 Galatasaray
‘’Forza Montella‘’
Bastır Türkiye... Bu mücadelenin neticesi, ne olursa olsun, ısrarla belirtmek istediğim budur. Forza Montella, bastır Türkiye. İtalyan teknik adama emanet ettiğimiz milli takım, refahın değil; bilumum sıkıntının içindeydi. Tamamı halledildi, hatta ne diye finale erişilmedi diye Montella eleştirildi. Her turnuvada finalde boy gösterirdik ya ! Bırakın turnuvaları 73 yıllık ömrümde, Ay Yıldız’ı izleyebildiğim sadece bir Dünya şampiyonası var. Oraya da nasıl gidebildiğimizi, iyi bilirim! Galler’de oynadığımız maçta bizi tıknefes eden rakibimiz, Kayseri’de tıknefes oldu da, çocuklarımız onca şut çekip, pozisyon üretmesine rağmen işi golle bitiremedi. Bu arada Kerem’e yüzde 100 penaltı içeren darbe ; İspanyol tarafından görmezden gelindi.
Biraz daha sakin
VAR zaten devreye girmedi. Yazık! Ömrümce GB ülkeleri takımları karşısında geldiğimiz berbat halleri izledim. Dün gece de, GB Armada’sı Galler’in bizim elit futbolcularımız karşısında tirit olduklarını izledim. Hele hele Yunus enerjisi, kalitesi, direnci, gayreti her haliyle örnekti. Penaltımızı kazandırdı. Kerem maalesef dışarı attı. İşi Kayseri’de bitirme umudumuz yattı. Eğer takım halinde biraz daha dikkatli, sakin olabilsek ya. Olamadık umutları, aydınlığı Karadağ’a sakladık.
‘’Penaltılar yetti mi!‘’
TFF, MHK, Meler ve bilumum pürüzlük, envai kirlilik üreterek centilmence (!) mücadele eden muhterem rakiplere sormak isterim. Penaltılar yetti mi? Yetmedi! Peki, ne yapmak gerek sizleri mutlu edebilmek için o halde? Galatasaray‘ın yorgun olduğu ilk dakikadan itibaren, belirgindi. Belirgindi de, azminden zerre taviz vermeyeceği de, belirgindi elbette. Meler’in hangi baskı altında olduğu da, asla belli değildi. Öyle böyle değil, muazzam ölçülerde yanlı müsabaka yönetti. Net! Dün gece ‘Yorgunluk, ciddi rakip, bir yerlerden tırsmış düdük ve tembih almış VAR kuvvetleri ile var gücüyle mücadele eden Sarı-Kırmızılılar Samsunspor engelini 3 mükemmel gol vuruşuyla aştılar. Hiç kimse güçlü Samsunspor’un iyi mücadele ettiğini, direndiğini, inkar edemez. Üstelik hakem tarafından kollanıldığının, aksini de iddia edemez. Halil Umut Meler görevini mükemmelen ifa etmiş, ama daha da fazlasını becerememiş, üstelik konuğun da gücü zaten Galatasaray’a yetmemiştir.
Bekleneni veremedi
Rakipler daim beklentileri ve umutları için, önümüzdeki maçlara bakacak! Yaşanmış 90 dakika ve çam sakızından beter uzatmaların taktik, tuktuk, 3-5- 2 veya 4-3-4 kim dominant kim değil bloklar arası açıklığın zararları, boş alana koşuların rakibe basmanın faydalarını, hatta Samsunspor’un hakem marifetiyle beraberliği nasıl kaçırdığı reçetelerini, tarafsız kalemlerimizden okuyabilirsiniz. Galatasaray 3-Samsunspor 2... Kendisinden çok şey beklenen Kırmızı-Beyazlı Karadeniz ekibi, beklenileni veremedi. Penaltılar ve düdük ise yetmedi, yetemedi.
‘’Galatasaray & Okanvilla dersi!‘’
Aston Villa’dan ilk golü yemiş olmasına rağmen, ‘Aston Tiny house’ yapan Tottenham, gençleriyle de olsa, gözümü fena halde korkutmuştu valla. Ama Galatasaray önde baskı formülasyonunu devreye, öyle bir soktu ki, İngilizler feleğini şaştı kaldı.
Daha çok şaşan da oldu da, kimler? Söylemem! Reisi söylemem şart ama Galatasaray & Okanvilla billa! Ali Sami Yen ‘yabancıları yenmek amacımız’ dedi. Galatasaraylı kurucusu sözünü dinledi, Okanvilla da, ‘bu hedefin, mimar Sinan’ı olacağım’ dedi. Galatasaray’ın rakibi karşısında ‘karavan’ olacağını umanlar ise, boynu büyükler konteyner kervanına eklendi! Saray’ın eserini projelendiren idari ve teknik sorumlular yanı sıra; sahada inşa eden mimar ve mühendislerden, efsane ustalardan da bahsetmek gerek elbette.
Büyük işti
Mertens, Sara mimar ise, golleri atan Yunus ve Osimhen üretim mühendisi, Sanchez, Kaan, Abdülkerim, Torreira usta, yenilen ikinci golde de Muslera acemi amele olabilir mi? Icardi ve Barış Alper çimento santralı gibi daim harç taşıdı. Olmadık fırsatlar da maalesef kaçtı. İngilizlerin futbolun ‘marabası’ apoletiyle Rams arenayı terk etmesi kaçınılmazdı! Icardi bir iş kazası geçirdi, sedye ile gitti. Batshuayi ve Berkan girdi. Savunma dizilişi revize edildi. Jelert ve Kerem sağlık enjekte etti. Berkan hamlesiyle fişi çekti ve son dakikalardaki becerileriyle ünlü Tottenham, neticede Galatasaray’a 3-2 yenildi. Büyük beceri, devasa işti. Galatasaray’ın da, İngilizlere kendi oyununu kabul ettirdiği görkemli harikulade, gecelerden biriydi... Tebrikler.









































