‘’Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın suçu ne?‘’
Yukarıdaki başlık ‘Fatmagül’ün suçu ne?’ Dizisini anımsattı ama Fenerbahçe ve Beşiktaş ‘ın UEFA Avrupa Ligi ile THY Avrupa Basketbol Ligi iç saha maçlarında yaşadıklarının; ‘Fatmagülün suçu ne?’ Senaryosundan pek farkı kalmadı!
Öyle ya ! Zerre günahsız kız, kendisine kıyan adamlarla evlenmeye zorlanmış ve dram üzerine dram yaşanmıştı Kanal D’de yayınlanan 80 bölümlük dizide.
Bu iç sahada oynanması gereken ama deplasman mecburiyetine tabi tutulan iki kulübümüzün bu çilesi daha ne kadar sürecek bilinemezki!
Fenerbahçe evinde oynaması gereken Maccabi Playtika müsabakası için Litvanya deplasmanına gitmek zorunda bırakıldı. Gidiş geliş havada geçen 8 saatlik yolculuk. Ya risk? Sonsuz ! Yorgunluk ve yıpranma da cabası. Bu kıyak Filistin ‘de can alan İsrail’e yaramış, hiç bir günahı olmayan Fenerbahçe ise canını zor kurtarmıştır. Netice ; 84-82 ev sahibi (!) galebesi! Bu maç Ataşehir ‘de oynansa böyle mi biterdi?
Hem suçlu hem de güçlüye yapılan bu kıyağı namuslu, erdemli vicdan kabul edebilir mi?
Ya Beşiktaş ? UEFA yönetimi güvenlik gerekçesiyle, bu maçı da tarafsız ülke sahasında oynatacak! Eeeeey UEFA Maccabi Tel Aviv’in güvenliği tamam da ya Filistinli, Lübnanlı çocuklar ve kadınların can güvenliği ne olacak? İsrail’in soykırım melunluğuna mı, havale edilecek?
İnsan düşünüyor; Rus sporcuları ve kulüplerinin günahı ne? Spor platformundan men edildiler. Katliamın Nirvana’sını icra eden İsrail ise her yerde yarışıyor ve Türkiye gibi ülkeler de bu katliamcı ülke temsilcileri için ‘güvensiz’ olarak tüm dünyaya lanse ediliyor.
Arkadaş her komşusuna saldıran, katliamdan adeta zevk alan İsrail derhal tüm spor yarışmalarından men edilmeli, zerre günahı olmayan ülkelerin mağduriyeti önlenmelidir.
Bu yanlışa son ver eeey Avrupa ve Dünya !
‘’Askıda sponsorluk !‘’
Aslında Karşıyaka - Galatasaray basketbol karşılaşması hakkında düşüncelerimi paylaşmaya niyetliydim. Ev sahibi müsabakanın ilk dakikasından itibaren üstünlüğü ele almış, konuğa sadece bir an yaklaşma olanağı vermişti. O kısa süreyi de çabucak kendi lehlerine çevirip, gönüllerince maçı bitirdi. Üstelik oldukça zorlu, sorunlu bir seyahatten, sorunlarla yüklü dönmüştü Ufuk Sarıca ve basketbolcuları.
Galebeye karşın bir burukluk vardı Sarıca ve sporcularda. Nedenini Kenan Sipahi’nin doğru, dosdoğru seslenişi sonrası anladım. İzmir’in Karşıyaka basketbol takımı ciddi ekonomik sorunlar yaşıyor, başarılarına rağmen sponsor bulamıyor! Ekonomik anlamda verilen sözler de, askıda kalmış anladığım kadarıyla !
İzmir inanılmaz ivme kaybı yaşıyor spor bazında! Altay, Altınordu, İzmirspor ve daha İzmir’in onur vesilesi kulübümüzün yaşadıkları ve durumları ortada. Karşıyaka da eklenecek galiba, terkedilmişler kervanına! Altınordu bir zamanlar basketbolumuz müthiş armadasıydı. Ya şimdi ? Ya da Altay’ın iç acıtan vaziyeti. İzmirspor nerede şimdi? Arkas da galiba voleybola veda eti!
Tavsiyem İzmir kulüplerine acilen ‘ ASKIDA SPONSORLUK ‘ müessesesi ihdas edilmesi !
İzmir spor kurumları; kaşarlar anıları ve laklak gösterilerinden, çok daha değerlidir.
Çene suyu çorba işlerini bırakın da, gerekeni yapın; İzmir iş adamları, sanayici, bürokrat ve siyaset organları.
Bakınız ! Gaziantep Rusumat-4 gençlik ve spor kulübünden yetişen, şu sırada da ENKA camiasında tenis sporunu sürdüren Zeynep Sönmez WTA şampiyonluğunu Meksika Merida Öpen Akton’da Ann Li’ yi 2-0 yenerek kazandı. Dünya klasmanında 91. sıraya yerleşerek Top100 ve Grand Slam’lere direk katılma onurunu yaşadı. Adana’dan da Çağla Büyükakçay WTA seviyesinde yüz akımız, şampiyonumuzdu.
İzmir’den yıllardır bu tür bir müjde var mı? Yok. Aksine gaibe karışmış nice efsane İzmir kulüpleri kervanına Karşıyaka’nın da dahil olabileceği kuşkusu çok! Gaziantep ve Adana sportif çabada var da, neden İzmir yok? Fuar şehrinin belkide imkanı yok !
Duam İzmir’de ‘ askıda sponsorluk ‘ için yani. Hem de acilen !
‘’Süleyman Seba’nın kulübü ve şehri!‘’
Beşiktaş camiası Arda Kardeşler yönetimi nedeniyle ; kıyametleri koparırken, Seba’nın şehri ekibi Sakaryaspor, Bandırma’da Oğuzhan Aksu tarafından resmen linç edildi. Top Erdi’nin yüzüne çarptı, ekranlardaki milyonlarca şahit gördü. Düdük göremedi !
Sakaryaspor’un yenilgisinde, savunmada asla olmaması gereken hatalar elbette var. Var da, inanılmaz hakem hataları da var. Yeşil Siyahlı ekip deplasmanda 2 gol atmasına rağmen 3-2 yenildi ve şehrine döndü. Kıyamet kopmadı ne Adapazarı, ne de camiada.
Üzüldük elbette. Üzüldük de; cennet mekan Süleyman Seba öğretisinde, önce kendi hatalarımıza baktık ve daha da iyisinin icra edilmesi, hatalarımızdan arınma adına çalışmalara başladık. Süleyman Seba’nın şehrinde vaziyet budur yani !
Ya Beşiktaş ? Arkadaş derbiye muazzam motive olmuş, hatta beklenti sınırlarını da sinirsel baraj kapaklarınızı patlatacak seviyeye de ulaşmışsınız. Konsantrasyon güzeldir ama sınırlarını belirlemek ve tehlikeli seviyeye taşımamak gereklidir. Yaşanmış örnek ‘Türkiye-İsviçre’ müsabakası ! Hatırladınız mı ?
Beşiktaş’a topu veren Okan Buruk aklı, Galatasaray ‘a 2 duran top golü kazandırdı. Siyah Beyazlı yorumcular, her daim flu pencereden baktılar ve yine gerçekleri süzemediler ! Futbol başarıları; hakeme yaslanmak veya geçmişteki ‘arkandayım Kuddusi!’ destek nidaları eşliğinde kısmen olur da, her daim olmaz. Beklentilerinizi sadece hakem odaklı kurmuş olursanız, Fenerbahçe ve Beşiktaş akibetine uğrar, neticede her daim Galatasaray’ın arkasında baka kalır ağlarsınız. Son çare olarak da, beceriksizliğinizi hakeme bağlarsınız.
Arda Kardeşler hata yapmıştır, hangi müsabakada hakem hatası olmuyor? Hataları fasikül fasikül birikmiş eski düdükler de, bu hatalardan yol buluyor!
Netice? Beşiktaş sahaya Galatasaray’ı mağlup edebilecek performans koyamamıştır. Aşırı gerilim de, yaramamıştır. Ev sahibi ise sonuca odaklanıp işini doğru yapmıştır.
TFF ve MHK hakemine sahip çıkmamakta ısrar ederse, hata yapar.
Kulüplerimizin berbat hale gelip, borç batağında boğulması nedeni hakemler değil, hırsları aklının önüne geçmiş ve menajer esiri olmuş bir kısım yöneticilerdir.
Bu doğruyu en iyi Samet Aybaba bilir, golcü Feyyaz’a da hatırlatması elzemdir! Beşiktaş‘tan, Seba dönemi Kadıköy’e açılan yolun nedenini de, Kaptan iyi bilir.
Galatasaray eleştirilip, hatta tahammül sınırları dahi zorlansa da, dimdik durup engelleri aşmayı iyi bilir. Di mi?
‘’Evdeki hesap!‘’
Beşiktaş yandaşı yorumcular; hafta boyunca hayallerindeki Kartallar’ı zikretti. Siyah Beyaz camiayı Işıl Işıl parlatıp olası zaferi kurgulayıp, çene suyu çorba programlarında da, bol bol anlattılar. Hatta derbinin adını ‘Beşiktaş’ın liderlik müsabakası’ diye tanımladılar! Oysa hayallerle gerçekler örtüşmediği gibi, evdeki hesap da, çarşıya uymuyor. Olimpiyat Stadı’nda Galatasaray sakal tıraşı oldu, dersini aldı ve dün gece de Kartal’ın kanatlarını kesti, liderlik umutlarını da, bitirdi tabii. Okan Buruk apandisitinden kurtuldu da, Beşiktaş’a methiye üzerine methiyeler düzen, kasideler yazan yandaş yorumcularının alayını apandisit hastası etti! Haddini bileceksin arkadaşım, fazla uçmayacaksın ! Bulutlar üzerine çıktığın an fena halde çakılırsın. Geleneksel Beşiktaş ve Beşiktaşlı duruşundan asla vaz geçmemek, fuzuli işlerle uğraşmamak gerek ! Efsane Süleyman SEBA başkanımızın dahi kıymetini bilmeyenlere ne anlatmaya çalışıyorum ben? Boşa çaba!
Değerlere yakıştı
Galatasaray 90 dakikanın süresince rakibine daha çok top kullanma izni verdi. Verdi de; bu süreçte Sanchez ve Osimhen ile Beşiktaş kalesine duran toptan 2 gol gönderdi. Bu gole Beşiktaş Muci’nin harikulade vuruşuyla cevap verdi 2-1 bitti. Cumhuriyetimiz değerlerine yakışan, sportmenlik ve şık mücadelelerle bezeli derbi Galatasaray’ın 2-1 üstünlüğü ile sona erdi. Arda Kardeşler ve ekibini de kutluyorum. Müsabakayı namıyla müsemma değerlerde, mükemmel yönettiler. Sarı-Kırmızılı armada bildiği yolda devam ederken, ezeli rakipleri de yeni hesaplar ve mevzular bekliyor. Hayırlısı!
‘’Galatasaray‘ın gecesi !‘’
Hemen her hafta adeta kontür yükler gibi, kadrosuna eklediği oyuncularıyla güç kazanan Yukatel Merkez Efendi basketbol takımının; Galatasaray ‘ı zorlayacağını tahmin ederdim. Ederdim ama gecenin bu denli ev sahibi adına kaos içinde geçeceğini düşünemezdim.
Galatasaray maça iyi başladı. Başladı da sonrasını, iyi devam ettiremedi. Hele hele Livingston ! Henüz ilk periyotta sayıya giderken, hatta ‘attım’ derken, kafasına doğru bir blok yedi. Daha da iflah etmedi ! Sanırım kendisi dahi, böylesi kritik oyunda bu denli berbat performans beklemezdi.
Son 2 Galatasaray deplasmanından galibiyetle dönmeyi başarmış olan Yukatel Merkez Efendi basketbolcuları, Basketbol Gelişim Merkezi tribünlerini dolduran Galatasaray sevdalılarına düşündürdü harbiden ‘Denizli temsilcisi 3 maçlık yenilgi serisini bitirecek ve Galatasaray’ı da üçüncü kez deplasmanda yine yenip evine dönecek mi?’ diye.
Ev sahibi öyle isabetsiz, elbette zamansız şutlar attı ki, aman da aman!
Ya konuk Letonya’dan Lomazs’ı kadrosuna katmış. Letonyalı da kenardan oyuna dahil olup attı da, attı ve 12 sayı ile ilk devreye damgasını vurdu. Cooper bir başka alem zaten. Cook, Ayberk derken kan kusturdular ev sahibine kan!
İşte Galatasaraylı’lar asına dramatik dakikaların yaşandığı anda; cezası sona eren ve takımına katılan Buğrahan Tuncer çok şeker sayılar attı. Son iki dakikaya 73-73 berabere girilen muazzam kapışmada Buğrahan adeta infilak etti ve çabası, tabii attıkları Sarı Kırmızılılara 84 - 78 ‘lik kritik galibiyeti getirdi. Bu arada Palmer, Delgado ve Cummings katkılarına da dikkat çekiyor. Bu arada Sadık Emir Kabaca’nın durumunun nedenini de merak ediyorum ! Sadık Emir de, Barış Alper gibi özel antremanlarının dozunu mu kaçırıyor nedir ?
Galatasaray’ın gecesi oldu. İyi de oldu. Neden ? Yüksek isabetle, büyük hırs, azimle oynayan mükemmel bir rakibi; içerideki kişisel arızalara rağmen, direnen ve yenmeyi başaran birkaç yiğit aslan izledik te o yüzden.
‘’Kim söylemiyor?‘’
Muhterem dinleyenlerim; merak, elbette gerginlik içindeyim. Galatasaray futbol takımına, “müsabakaların ciddiyetle oynanması gerek, ikinci 45 dakikalık bölümünün de olduğunu” kim söylemiyor? Olacak iş değil! İlk yarı 3-0 öndesin, ikinci yarı da Kasımpaşa 3-0 önde! Netice 3-3 hüsran. RFS ile Letonya’da ilk yarı 2-0 ama sonunda yine hüsran 2-2 ve düş kırıklığı.
Galatasaray taraftarı ve camiasının günahı nedir arkadaş? Arifeyi görüp bayramı görememe kaderi mi? Dün gece de muhteşem ilk yarı, birbirinden güzel 3 gol ama ikinci devre başlar başlamaz peş peşe yenilen 2 gol ve iliklerimize kadar işleyen ayaz ve içleri titreten kaos havası. Bu arada sağ kanatta şahit olunan iki fahiş hatanın sorumlusu kim? Söylemem! Okan Buruk not etmiştir zaten, bir kenara!
En önemlisi bu
Gerginliği müsabakanın tamamında cengaverce, özveriyle mücadele eden Yunus 83’te attığı muazzam golle izole etse de, düellodan vazgeçmeyen Elfsborg gerginliğimizi 90’da yeniden körükledi. Galatasaray 4-3 Elfsborg. Eveet uzatmalar korku şelalesi gümbürtüsü içinde, ‘acaba ne yaparız da, konuktan bir gol daha yemez de, sudan çıkmış balıktan beter olmayız’ korkusuyla geçti ve adeta kabus ortamında bitti... Gelelim sadede ‘maçın zorlu olacak 45 dakikası daha olduğunu, nasihat etmeyi acaba kim ihmal etti?‘ Esas çözülmesi gerek arızalardan biri değil, en önemlisidir bu!
‘’Bir Galatasaraylı, nasıl dörtköşe olmaz?‘’
Açıkçası çok merak ettim. Bir Galatasaraylı azami mutluluk enjekte etmesi gereken bir netice ardından, nasıl olur da ‘dörtköşe’ olmaz ve gerginlik içinde kalır. Oynadığın 3 müsabaka sonunda, son derece zorlu bir deplasmanda kazanarak 4 puana ulaşmışsın. Eğer bu kritik mücadeleyi de kaybetsen, iyice diptesin. Umutlar Merkezefendi maçına taşınacak ve hemen ardından Karşıyaka ile zor mu zor bir deplasman maçı oynanacak.
Sıkıntı ve problemler onca sakat oyuncunun yanında şelale olacak yani!
İşte o kaostan kısmen kurtulduğu, hatta döndüğü için mutluluktan dörtköşe olmasını umduğum Yakup Sekizkök; yine keyifsiz, yine gergin bir halde düşüncelerini paylaştı yayıncı kuruluş basketbol muhabiri ile. Neden? Çünkü daha önceki karşılaşmalarda yaşadığı düdük tuhaflıkları yüzünden! Özellikle de Türk Telekom karşısında öten lüzumsuz ve haksız düdükler, Galatasaray’ın olası galibiyet sevincini çalmıştı! Benzer uyduruk kararlar, dün gece de; Bahçeşehir lehine çalışmış, benim dahi gözümden kaçmamıştı. Sekizkök’ün dikkatinden nasıl kaçsın? Mesela bir çalınan faulde, kaç açıdan bakarsan bak, hangi kameradan incelersen incele, Galatasaraylı oyuncu rakibine en ufak bir temasta dahi bulunmadı bile! Temassız ve çok kritik anda uydurulan bir faul yani neticede! Hayret bir şey.
Yakup Sekizkök’ün keyifsiz halini görünce aklıma 2004 - 2005 sezonu ve Turgay Demirel marifetleri geldi tabii! Galatasaray’da Ergin Ataman’ın yardımcı antrenörü olarak Euro Cup ve lig şampiyonluğu yaşamış Sekizkök’ün TBF yapısını ve baştakilerin Galatasaray ve Ergin Ataman sevgisini (!) anımsadıkça, böylesi gerginliği yaşamaması mümkün müdür ?
Mümkün değildir tabii !
Akıllı, vicdanlı, namuslu olun ve adaleti hakkaniyetle dizayn edin nokta.
‘’Rekorrama Galatasaray‘’
Sarı-Kırmızılı armada; Süper Lig’de keyifli, güzel, hatta büyüleyici sonuçlar almayı sürdürüp sevenlerini mest ediyor. Antalya zor deplasman. Alex’in futbolcuları fizik kalite, direnç ve disiplinleriyle, özellikle son iki müsabakalarında dikkat çekmişti. Aynı performanstan taviz vermedikleri, dün gece yine belirgindi. Transfer tahtası önce kapalı olan, son anda açılsa da, eldeki mevcut doğru karakterlerle yiğitçe mücadeleye soyunan Kırmızı-Beyazlı ev sahibini takdir etmek gerek. Hele hele Piric nefis kurtarışlarıyla geceye renk kattı. Mert’in sakatlanması ve yılların kadim sol kanadı, Erdoğan’ın sağ arkada mükemmel görev yapması, hücumlara katkısı takdire değmez mi?
İki avatar!
Icardi ve Osimhen’in yer yüzüne mükemmel goller için gelmiş iki avatar olduğunu düşünüyorum. Ne mutludur ki, ikisi de Galatasaray formasıyla. Icardi’nin attığı iki golde de vuruş kalitesi hem kafa hem de ayak vuruşu ile o kadar enfesti ki, başarılı kaleci Piric harbiden çaresizdi. Osimhen’in oyuna dahil olur olmaz attığı gol de nefisti, kıl payı ofsayta kurban gitti! Bu arada sahanın içine, dışına hatta ona buna, yani her şeye karışan ve beyanat vermekten zerre kaçınmayan TFF başkanına sormak isterim ‘Şansalan hakkında ne diyeceksiniz’ bakalım? Bu arada Osimhen +90’da avatar olduğunu adeta kanıtlayan bir muhteşem gol daha attı. VAR ve düdük muazzam golü uzun süre kurcalasa da, bir şey uyduramadı! Lider bir rekor daha kırdı, nice nice başarılı sağlık, mutluluk dolu yıllara Buruk. Bilumum yamuklara rağmen, asla olma sen buruk... Efsanesiniz futbolcularınla el ele, gönül gönüle Antalyaspor 0 - 3 Galatasaray