Galatasaray ‘scout’ ekibi şefi Emre Utkucan’ın ‘İmparator ve askerleri’ paylaşımını gördüğüm anda, önümüzdeki sezonla ilgili pozitif umutlarım pekişti. ’Mutlu bir sezona daha hazırlanmalı camia‘ diye sesleniyorum şimdiden. Fahri Yılmaz, Levent Şahin, Hasan Şaş, Ümit Davala, Şükrü Hanedar, Emre Utkucan ve Fatih Terim birlik, beraberlik, deneyim ve güven duygusunun o kadar güzel resmini vermişler ki, gel de ‘Gerçekleri tarih yazar, formülü Terim şampiyonluk diye yazar ve tekrarlar’ deme...

Çok doğru tercihler

İmparator acele etmeyip hataya şans vermeden, en uygun kadroyu oluşturma amacında. Teknik kadro ve idari yönetim uyumu, sağlıklı yapılanmayı kesinlikle temin edecektir. Çok yönlü, dikkatli ve detaylı, yoğun araştırmaları kapsayan çalışma var fakat çok sesli koro sesliliği ve karmaşası yok! Gidecek ya da gelecek isimler, zihinlerde olumsuzluk yaratmadı. Ozornwafor geçtiğimiz sezondan beri kontrol altında. Gelişimi için duacıyız Nijeryalı stoperin. Adem Büyük her daim hayranlıkla izlediğim, Galatasaray’a karşı her müsabakada da harbiden tilt olduğum bir isim! Kısa mesafede öyle işler yapar ki, nerede nasıl kundakladı çözemezsiniz rakibini. Büyük Adem olmasını bekliyorum, Aslan formasıyla. Babel rakip savunmalar için kesinlikle kötü kader. Uyuntu uyuntu topla muhabbet ettiğini sanır ama kalecinin de aynı hisle mum olduğuna şahit olup, topun ağlarla buluşmasını alkışlarsınız. Banega var şimdi sırada, henüz imza atılmadı ya! Sonra konuşuruz Argentina star hakkında. Galatasaray her açıdan doğru yolda... Gerçekleri tarih, tarihi elbette Galatasaray yazar emin olunuz...

Galatasaray kulübü aleyhine iş bilmez acemi müstafi başkanlarca çıkartılan, saçma sapan adisyon hesaplar artık dursun! Yeter yani, bunca akıl ve mantığa sığmaz çile. Hakan Can yazısında ‘başkanlar görüşsün’ demiş. Görüşsün de, Dursun bey önce vicdanıyla görüşsün. Hamza Hamzaoğlu 4 buçuk milyon Euro tazminatından vaz geçti. Mustafa Denizli hocamıza 1 buçuk milyon dolar boşu boşuna verildi. Mecidiyeköy oteli senede 5 milyon dolar gelir getirecekti. Şu kısacık hesapta Mecidiyeköy otel, olası geliri 20 milyon dolar kayıp! Garantiyi ben vermedim, Galatasaraylıların önünde Dursun bey verdi. Dumankaya nasıl duman edildi? Mustafa Denizli işine de hiç kimsenin aklı ermedi. Veee profesyonel Hamza Hamzaoğlu’nun 4 buçuk milyon Euro anasının ak sütü gibi helal tazminatından vazgeçtiği yerde, Galatasaraylı Dursun Özbek söz verip sağlayamadığı paralardan zerre söz etmiyor ve kulübü icraya veriyor! Bu pahalı ve Galatasaray değerlerini alt üst eden saçmalıktaki kazık adisyon Dursun ve adaletli olan neyse o yapılsın. Kulübü adam gibi yöneten ibra edilmiyor, yönetemeyen ibra ediliyorsan işin içinde iş var. Böylesi tuhaf yapıdaki genel kurul da, asla vicdanlarda ibra olmaz, hesap mahşere bırakılır zannedersiniz... Değil mi?

Galatasaray’ın Torik Necmi, Baba Özer, Kova Osman, Coşkun Özarı, Ertan Gürkan, Ayhan Elmastaşoğlu, Metin Oktay, Kadri Ortaç, Kâmil abi ve daha nice eşsiz efsanesi ile yaşam ve futbol sevinçlerini birlikte soluma şansım oldu. Babam Hakkı Dizer’in yakın arkadaşları, dostları zaman zaman Adapazarı’nda konuğumuz olurdu... Hasnun Galip sokağındaki kulüp binası, Afrika Han’da Beykoz’lu Erdoğan, hemen yanda Suat Mamat’ın lokali ve sadece insanları değil, tüm yaşamı sarıp sarmalayan Galatasaray renkleri ve eşsiz nezaketi, vefa erdem ve saygının henüz gaibe karışmamış ruhu tabii.

İhanet ve hıyanet var

Ne diye 60 yıl öncesi anılarına gittim? Çünkü nezaket, dirayet, samimiyet, dürüstlük ve güven kavramıyla yoğrulmuş Galatasaray yapısı son 25 yıldır resmen felaketin içinde. İhanet ve hıyanet tavan yapıyor, 500 yıllık camia çatır çatır göçüyor! Bu arada 50 sene, sportif hiçbir etkinlikte görmediğim modeller kulüp içinde türüyor! Adnan Öztürk’ün otelini seçim ofisi olarak kullanmasıyla, elde edilen müthiş hasılat Talimhane esnafı, mektepli Dursun Özbek’in sportif damarını (!) kabarttı ve sınıf arkadaşı Tulun vasıtasıyla, yağma Hasan‘ın böreğine balıklama daldı!

Her imzası incelensin

Galatasaray kongresinde ibra edildikten hemen sonra yer değiştiren ve organize yancılarla birlikte ibrasızlık oyu kullanan eski başkan, “1 buçuk yıldır karşı taraftan bir aksiyon olmadı” sözleriyle hukuki işlem başlattı! Bu kişi Galatasaray adına attığı her imzanın, en ince detaylarına kadar incelenmesi gereken şahıstır. Esasen Galatasaray’ın son 25 yılı mutlaka tepeden tırnağa araştırılıp, vaziyet kamuoyu bilgisine sunulmalıdır! Kim neyi nasıl götürdü? Hangi çömez milyonları hangi yoldan aktardı mutlaka çözümlenmek zorundadır. Kulübün sağlıklı geleceği için başka yol yok! Suyun kaçtığı her delik bulunmalı ve tıkanmalı! Bu tür Euro karşılığı borçlara uygulanmak istenen faiz dursun! Fatih Altaylı’nın mali kongrede; hak edene açık ve net söylediği “tefeci” uygulamaları da dursun! Uzun sözün kısası transfer döneminde bu aksiyon dursun!

1. Lig’e avdet gecesinde Sakaryaspor ve Karagümrük müsabaka süresince öncelikle insani değer kriterlerinde mükemmeldi. Tamamen doğru futbola konsantre, centilmen, imrenirdi etik değerler ve iki taraf tamamen namuslu mücadeleye konsantre. E böyle olunca sahada pırıl pırıl saygı duyulası bir final 90 dakikası izlendi. Sakaryaspor tehlikenin farkında ve olabildiğince dikkatli.

Fakat Karagümrük ortamı yakaladığı an 4 iplik overlok gibi işliyor. Özellikle Erkan Zengin zemini ve topu mest ederken rakip savunmacıları harbiden bezdirdi. Sanırım her Sakaryalı futbolsever “Acaba neden bizim takıma böyle bir beyin bulunmaz?” diye söylendi.

Yeşil Siyahlılar; 18-20-21-36-44’te kaleci Oğuz becerisiyle ayakta kaldı. Karagümrük kalesinde 12 ve 32’deki Dilaver aksiyonlarından başka akılda kalan bir pozisyon olmadı. Sakaryaspor ikici yarıya da temkinli başladı. Başladı da alan kapatmayı, rakipleri bloke edip doğru savunma yapmayı başaramadı. Çünkü Kırmızı-Siyahlılar’ın ne tarafına baksan tehlike! Oyuna taze giren Selçuk 69’da çok şık vurdu. Kaleci Oğuz’un başarabileceği bir yeni mucize yoktu. Bu arada Selçuk’a “Ne yapıyorsun birader?” diyen ve mani olmaya niyetlenen bir Sakaryalı savunmacı da ortada yoktu.

81’de Tarık olağanüstü bir kurtarışla belki de gecenin kaderini değiştirdi. 87’de Erkan Zengin yine çil çil çalım atıp alemi dağıttı ve Ahmet Aras vaziyeti 2-0 yaptı. Bu final Karagümrük’e yakıştı. Tabii Sakaryaspor da finale yakıştı ama bir Zengin zenginliğini harbiden aradı... Helal olsun her iki tarafa ve hakem Kalkavan’a da... Geceye kalite katan yönetim örnekledi. Tebrikler tüm emekçilere...

Sakarya uzun yıllardır hasret kaldığı lig değerlerine, kavuşmak için beklemede. Şaban Yıldırım komutasında, karakter ve mücadele değerleri üst düzey, doğru futbol yapısı uygulayan Yeşil-Siyahlı armada, sahne alacak Bursa’da. ‘Doruktaki sevgi’ diye tanımladım, şehrim halini.

Neden? Sevgi bir etkinlik olarak kabullenilip, mevcut koşullarda güç harcayıp başarı sağlama ve farklılık oluşturma eylemi olarak tarif edilirse... Sakaryaspor ve Sakaryalı bu eyleme hazır. Şehrimde günlerdir, mutlulukla soluduğum hava; sevmenin real bir eylem olduğu, duygunun çok ötesinde bulunduğu durumu. Sakaryalı herhangi bir beklentiye veya olasılığa kapılmadan, sadece başarı üretiminin parçası olmanın, içinde bulunmanın peşinde. Tüm Yeşil-Siyah yürekler sahadaki emekçileriyle bütünleşecek ve şehri mutlu edesi doruktaki sevgiyi, beklenen başarıyı getirecekler. Sakarya bunu çok önceden hak etti fakat maalesef 10 sene geç kaldı!

Şişman kadın sahneye çıkmadı ama şişman skor çıktı. Süper Lig’imizin son haftası bugün itibarıyla, şampiyonun aldığı 4x4 dersle perdeyi kapattı.

Fatih Terim santrfor oynadı, orta sahayı toparladı, futbol yaşamını libero olarak tamamladı. Yani hemen hemen sahanın her yerinde vardı. İşte bu becerisi nedeniyle de ‘Sementa’ lakabı ile anıldı. Yeni nesil pek bilmez Sementa her derde deva bir dizi yıldızıydı gençlik dönemimizde.

Dev teknik direktörden, yardımcı arkadaşların alması gereken çok ders var. Nedir mesela? Terim kulübede veya çizgi kenarında gibi gözüküyor ama sahanın her yanında lüzumu halinde oluyor. Kimi zaman kademede, bazen önde, gereğinde hücum girişiminde...

Galatasaray bu olumlu katkı ve eksik kapatan artı değerden yoksundu dün gecenin Sivas deplasmanında. Sarı Kırmızılılar sathı değil, hattı pozisyonda kaldılar ve Terim’in doldurduğu boşlukları asla dolduramadılar.

Gecenin sorusu

Zorbay Küçük ama bence, büyük hakem olma yolunda bir gencimiz... Daha önce neden göremedik acaba?

Maçın starı

Muhammed çok etkiliydi, klastı, iyiydi ve sezdiğim kadarıyla kırgındı!

Maçın olayı

Galatasaray futbolcuları kazandıklarını zannettiler ama Muhammed liderliğindeki Yiğido direnişini akıl edememe gibi bir zafiyeti fena halde örneklediler.

Kısa mesaj

Olacakla, olmayacakların belirlendiği bir geceydi...

Gazişehir baskılı başladı. Osmanlıyı hilal kurgusuyla bir güzel baskıladı ve dakika 43’te de Poepon’la avladı. 29’da Burhan Eşer’in sakat şutu, kendisini de sakatladı! 31’de kaleci Günay tek pasta Poepon’u pozisyona sokmuş olası golü stoper Numan Çürüksu önlemişti. Benzer uygulamaları değişik mesafelerde değişik futbolcularıyla ısrarla deneyen Gazişehir sporcuları Oğulcan estetiği, Erhan figürleri ve Poepon süratiyle, Özköylü’ye ‘ne şehittir ne gazi bir ara topta bağrına oku yedi bizim kaleci!’ dedirtti. Dakika 43 ve Meler ‘neler VAR neler?’ diye sordu! VAR ‘el yok, ofsayt yok, gol var’ dedi ve ev sahibi 1-0 öne geçti. 45+’da da heyecan var ama gol yoktu. Devre 1-0 ev sahibi Gazişehir lehine bitti.

Yürekli ve yiğitçe

Günay’ın asist tadındaki uzun topları, arkadaşlarını da pozitif etkiledi. 59 ve 68’de vuku bulan ve biri direkte patlayan Osmanlı tehlikesi ardından; Aktolgalı beylerbeyi Altıparmak haykırdı ‘haydi gaziler sıra sizde bu işi temizle’ 69’da Oğuz vurdu, Poepon kellesini koyup işi bitirdi: 2-0. Kenan Özer oyuna girdi gol yapamasa da güzel pozisyonlar üretti. İki takımında içten, yürekli ve yiğitçe mücadelesi her açıdan mükemmeldi. İki potinden ilkini Gazişehir 2 düğüm atıp bağladı... Diğerinin ne olacağı Osmanlı maharetine kaldı! Hayırlısı pazara Ankara’da...

Arena tribünleri 90 dakikaya, müthiş bir patlamayla girdi. Tribünler girdi de, sahadaki Galatasaray’lı aslanlar nerede? Üst üste final değerindeki zorlu 90 dakikalar, öncelikle zihinsel yorgunluk nedeni olmuş sanki. Naif bir aslan topluluğu var sahada. Muslera ikramını dakika 10’da Bajic değerlendiremedi. 17’de kolay topu reddetmedi kibarca golü attı ama sonra tribünlere yaptığı çok kabacaydı. Kulübeler karıştı, hocalar atıştı. Sahadakiler uymadı! Başakşehir 1-0 önde girdi devreye. İkinci yarıya ‘Terimtimol Q10’ formülü girmiş devreye! Tribünlerle, sahadaki Galatasaray futbolcularının müthiş bileşimi net olarak ortada. Feghouli’nin şiir tadındaki golü ve 1-1 dakika 47. Sonra Cüneyt Çakır ‘Allah’ın hakkı üçtür’ dedi ve bu mübarek ramazan akşamı Galatasaray 3 attı 1 saydı: 2-1. Şampiyonluğun daim abonesi, Türkiye’nin yüz akı Sarı-Kırmızılı armada 22. Şampiyonluk kupasını da bileğinin hakkıyla, haksızlıkları aşa aşa kazandı... Ders olsun herkese ders olun...

Gecenin sorusu?

Ligin başından bu yana istikrarıyla dikkat çeken Başakşehir, ne oldu da son 6 maçta 13 puan kaybetti?

Maçın starı

Umulmayan provokasyon ve mandepsilerle bezeli bir sezonun şampiyonluk mücadelesine ancak Cüneyt Çakır dürüstlüğüyle ; hakkaniyet ve erdem katabilirdi. Kattı. Helal olsun.

Maçın olayı

Golü attığında sevineceksin. Hakkın. Ama tribünlere yaptığın hareket çok çirkin ve iğrençti Riad Bajic. Yazıklar olsun. Herkesin yaptığı kendi şahsına... İyi mi?

Kısa mesaj

Galatasaray tribünlerine tebrikler, şampiyonlukları kutlu olsun. Türlü provokasyon girişimi kulübeler arası kapışmalar seyrinde kaldı ve bazılarının istediği yere varmadı... Helal olsun Galatasaraylı!