Arama

Popüler aramalar

‘’Düdüklere dikkat yani!‘’

Riekerink’in hücum hattında oluşturduğu çabukluk ve hareketlilik, savunma faslında ‘pozisyon algımetre arızası’ olarak yansıdı. Orta alanların sorgusuz sualsiz ve çabuk geçildiği oyunda, Batalla ceza çizgisine hareketlendi. ‘Bu sabi nasılsa Kanatsızkuş, problem yok’ diyen Serdar rakibe değil, topa yönlendi. Sabri gelmesi gereken yere gelmedi, seken topu Kanatsızkuş çok şık plaseledi 1-0 öndedir Bursaspor. Golde savunma ve duruş arıza kokusu var, golde ofsayt kokusu var!

Topa şaplak

Dakika 16’da Kanatsızkuş Bursaspor ceza alanında adeta kanatlandı ve topa şaplak attı! Şimşek vaziyeti çakamadı! Bir sorunlu gol yiyen ev sahibinin, bir de penaltısı verilmedi nolcek şimdi? Hele hele 32’deki Bursa kontrasında Muslera olmasa, ensende pişmişti Riekerink, mutlaka boza! Bizde hiç kimse sorunların özüne bakmaz, nasılsa fıtratlarında var diye hocalara bakar ve sallar. Yönetimler de arkalarında durdukları(!) hocalarını hiç bakmaz kulüp dışına sallar! Sneijder, Podolski ve Yasin’le biten mükemmel bir alışveriş izledim 32’de ve Yasin’le 1-1.

3 fahiş hata

Bu arada Serdar’a uygulanan bir ceza alanı operasyonu da güme gitti... Etti mi iki? İlk 45 dakikada fahiş 3 hakem hatası ve soruyorum şimdi ‘nerede Yusuf’cum bu işin cezası?’ Kazanmaya şartlı Galatasaray aynı azmi ikinci yarıda de örnekledi. 55’te Sneijder özlenen gösterisini sahneye koydu ve duran topa çok şık vurdu 2-1. Podolski, Yasin, Sneijder ve Bruma hareketlilikleriyle geceye hem renk hem de heyecan ve mutluluk kattı. Bruma’nın ‘van men şovdan’ daha paylaşımcı bir mantaliteye odaklanması şart. Savunmanın da, rakip kontralarına karşı çabuklaşması ve pozisyon kavrama yeteneklerini yoğunlaştırması şart. Yasin’le başlayan atak Sinan’la olgunlaştı ve Eren’in vuruşuyla taçlandı 3-1. Güzel galibiyet, güzel geceydi de, ya Galatasaraylı futbolcuların direnci ve gayretleri olmasaydı, kim neyi nasıl edecekti?

Düdüklere dikkat yani !

26 Kasım 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe jazz...‘’

Kanarya, Kadıköy’de mükemmel jazz performansı örneklerken, sağdan soldan toplama Pera çalgıcılarından farksız haldeki Galatasaray, harbiden fısladı! Hele hele arabesk modellerin uydur kaydır icra etmeye çalıştığı sol minör faslında! Riekerink sol tarafından çok fena çuvalladığı gibi, Kadıköy sahnesi için seçtiği vokalistlerle orkestra elemanları da detone sesler, olmadık cızırtı beş para etmez patırtılar çıkardı.

Bruma’nın önde ara sıra sunduğu solo viyolonsel lezzeti tamam da, ya sonra? Yan tarafında Sneijder tıkanmış trombon, arkada Carole acemi saksafon, toparlama işlerinde de maestro diye bir eleman yok ama kademede var bi Balta, öyle olunca da savunma zurna!

E ortalık böylesi berbat, sahne de karman çorman olunca, Fenerbahçe, Ciguli’nin ‘Binnaz’ faslından, jazz ritmine girdi ve ilk yarıyı da, 45’te Van Persie’nin attığı golle 1-0 önde bitirdi.

Yoğun gerilim

Galatasaray Eren’i en öne koymuş ama ‘majeskül’den farkı yok, bu arkadaşın. Büyük harf gibi gösterişli duruyor ilerlerde bir yerde ama işte hepsi o. Sağda Sinan ha var, ha yok fakat Sarı Kırmızılı ekibin tamamında yoğun gerilim çok. Bu arıza işlerinin başında da Sneijder var. Oysa Kaptan çıkmışsan sakin olacak, arkadaşlarını doğruya, hatta doğru futbola yönlendireceksin. Hollandalı bakım isteyen futbol değerleri gibi hal ve tavrıyla da, sarımtırak işaretler verdi. Zaten ikinci devre de gitti! Galatasaray bu müsabakaya hiç hazırlanamamış! Koskoca 90 dakikada Galatasaray’ın tek doğrusu, Sarı-Kırmızı formalarıydı. Geceye noktayı uzun zamandır istirahatte olan milli Serdar’ın azizliği nokta koydu ve hiç yoktan var ettiği penaltıyla ; Kanarya geceyi 2 golle ve 1 puan önde kapattı...

1999 Aralık ayından beri bitmeyen şarkı, yine sahnedeydi ve Galatsaraylılar, ‘My way’i bu sefer de Advocaat&Van Persie ikilisinden dinledi...

21 Kasım 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anten meselesi!‘’

Başakşehir’in anten sistemi, harbi mükemmel çalışıyor! ‘Anten meselesi de, nereden çıktı şimdi?’ diyebilirsiniz! Tecrübe konuşuyor tecrübe! Konuk ekibin dehşet içinde izlediğim müsabakaları olmuştu, Bursa deplasmanı gibi. Bursaspor’un çikolatalı kestane şekeri kıvamında itinayla paketlenip, tezgaha konulduğu 90 dakika vardı ya! Anten hassasiyetle işlev görünce uzak ve zor deplasmanlarda dahi, Başakçity ekranı her daim net görüntü verebiliyor. Riekerink 1-2 Avcı... Yine kazandılar deplasmanda Arena gecesinde de...

Palabıyık geleceğe dönük ışıl ışıl ışık saçarken, dün gece Başakşehir’in de ışıltısını sağladı ve düdüğün geleceği iyice parladı! MHK Başkanı Yusuf Namoğlu iyi ahbabımdır. Değerlendirmeyi eski dosta bırakıyor ve soruyorum... Emre abisinin, Ali Palabıyık biraderinin bıyıklarını yolma, posta koyma operasyonunu nasıl yorumlarsınız? Yalçın’ın 9. dakikada Eren’e yaptığı ne? Bekir’in düdük çalınmayan el operasyonu sonrası, Sneijder için öten düdük reva mı? Carole’nin sarı kart gördüğü pozisyonda, Yalçın, Mossoro ve Emre hiç aklınıza geldi mi?

İyi oynuyor ama

Şimdi gelelim işin özüne... Başakşehir iyi futbol oynuyor ama hakemden yana da huzur içinde ve özgüven kokan relaks 90 dakikalar soluyor. İşte bu motivasyon, en kralına bile negatif gerilim ve gerginlik yüklerken, Başak gümbür gümbür semiriyor! Düdük hoşgörüsünün yanında olduğunu hep hisseden Avcı ekibi zirvede koşuyor! Düdük adaleti dengesinin, limitleri olumsuzca zorladığı lig yarışında, Başakşehir’in planladığı mevkiyi yakalaması kimseyi şaşırtmasın! Emre, Yalçın ve daha niceleri görmezden gelen düdüğün egemen olduğu yerde ‘hunter’ avlanmayacak da, Riekerink mi avlanacaktı? Uzun sözün kısası bu ayak işi meselesi ülkemde futbol mutbol değil, öncelikle yetenekli anten meselesi.

Palabıyık Fenerbahçe maçı sonrası, Galatasaray derbisini de yara almadan tertemiz geçti. İki derbi 6 puan mis gibi! Batıksaray 1-2 Başaksaray...

05 Kasım 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Dikkat tehlike Riekerink!‘’

Galatasaray Teknik Direktörü eğer Hollanda’da iş başında olsa... Böylesi kritik Başakşehir müsabakası türü, zorlu 90 dakikaya hazırlansa, Portakallı Medya ‘Aardacht Gevaar Riekerink’ anonsu yapardı mutlaka! ‘Dikkat tehlike Riekerink!’ derken Hollandalı müminin değil, Hunter yani Avcı’nın sıkıntı kaynağı olabileceğine işaret etmek istedim. Niçin?

Avcı’nın sniper ustaları ‘ava giden avlanır’ sözünü, futbol alemine mükemmel uygulamış. Özellikle de dış saha maçlarında! Aslında geçtiğimiz hafta Kafkas ekibi de, gol atıp rakibini avlayacağını zannetme halisünasyonu içindeyken golleri yedi! Vurulduğundan yani ruhunu teslim ettiğinden habersiz, Antilop gibi gibi boşa koştu gitti. Serildi sonra!

Dışarıda şehirleşiyor!

Şehrinde daha mazlum hatta kasabamsı olan Başak sakinleri, sanki dışarıda şehirleşiyor! Konyaspor, Osmanlıspor beraberlikleri evde solundu. Ama Bursaspor 2, Gaziantepspor 1, Alanyaspor 5, Karabükspor 2’şer golle kentlerinde devrilmekten kurtulamadı! Üstelik bu deplasman müsabakalarında Cüneyt Çakır, Bülent Yıldırım, Özgür Yankaya, Mete Kalkavan gibi deneyimli isimler görev yaptı!

Rakibin oyunu başlattığı mevkide derhal baskı uygulayan, bu formatı ciddiyetle ve sert kademeyle tahkim eden yapı; Mossoro ve Visca gibi sprinterleri karşı kaleye salarken, zaman zaman uzun Memedi de tevzi makarası hükmünde mükemmel değerlendirmekte! Diğer yürüyen aksamları da, uzun uzun anlatmaya yerim yok burada! Anlayan anladı zaten... Fakat Galatasaray orta alan ve savunmasının elektrik akımından farksız hücumcular karşısında, nasıl çuvalladığı da sertifikalı ve ayan beyan ortada... Aardacht yani gevaar modunda olmak şart cuma akşamında, Galatasaray adına!

04 Kasım 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Where is the consantrasyon?‘’

Ne yapalım arkadaş? Türkçe söyledik anlatamadık. Mecburen İngilizce & Fransızca harmanı yaptık! Galatasaray’da aşırı dozda dikkat eksikliği, yani ‘olmasa da olur, boş ver’ makamında bir rehavet natürmortu var. Bu kafada devam edilirse, sezonu ‘mort’ etme garantisi olasılığı da var! Demek ki sadece Florya-Riva değil, futbol sezonu da riskte.

Dakika 70’te 4. golünü deplasmanda fevkaladenin fevkinde bir şahane vuruşla atan... Babla’ya bu nasıl da bir muazzam vuruş, diye tezahürat yaptırtan Bruma; Adana gecesini kısmen sıkıntıdan uzaklaştırdı ama yetmez! ‘Akıl başa, kuzgun leşe’ realitesi şart, Sarı-Kırmızılı armadada. Hiç kimse Riekerink’e bakmasın, durduk yere sallamaya da yeltenmesin sakın, öncelikle futbolculara bakın! Podolski, Selçuk, Yasin olmaları gerektiği gibi olmalı. Tolga şut atmayı madem seviyor, özel çalışma mutlaka ama mutlaka yapmalı. Sabri’nin iyi niyet ve gayretine saygı duyup, yeri garantilerin örnek almasını gerektiğini düşünüyor, 100 milyon harcandı, yerini dolduracak adam bulunamadı diyorum. Üstelik Caravana’da dahil!

Semih dakika 12’de, sonra Chedjou akıllı faulüyle ve 51’de de Tevfik’in şutunu Muslera nefis uyanışıyla önledi. Adanaspor ilk yarı az geldi, tehlikeli geldi. İkinci yarı motor bloğu ısınınca hararet yaptı ve hamleleri akim kaldı. Bayram bey 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mutluluğuna set çeken tork kaybının çarelerini elbette bulacak, kayıplara ve sebeplerine güvenlik halatı atacaktır diye umuyorum. Galatasaray beklenen performansı örneklemediği ama ev sahibinin aşırı güç kaybı nedeniyle, su kaynattığı yarışta 1 golle 3 puan aldı...
Kazananın konsantrasyon kaybedenin güç zafiyeti, sağa sola sellektör yapıyor, anlayana!

30 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Olamadı mı olmuyor!‘’

Galatasaray’ın dakika 17’de yediği golde Bruma ciddi anlamda kabahatli. ‘Emtiayı efrenciye’ yani yabancı mallar statüsünde, en güvenilir konumda olan adam topla hücuma çıkarken bir kaptırdı, gerisi de toparlanamadı. Neden? Çünkü arkadaşları da, nasılsa çalımlar gider diye, en az tribündeki seyirciler kadar rehavete dalmıştı! Demek ki top işinde bırak Brumayı babana dahi güvenmeyecek, daim teyakkuz halinde kalacaksın. Ekici topu kaptı, Castillo paketledi, Bero süsledi ve N’Doye gole havale etti. Galatasaray saha içi ve tribünde külliyen baktı 0-1 şimdi. Topla en az yüzde 60-70 hatta daha fazla haşır neşir olan Galatasaray, baskılı gözüktüğü oyunda, önce Trabzonspor savunmasını, sonra Onur’u aşamadı. Çünkü Yanal’ın savunma sanatları etkinliği vardı.

Defansı açamadılar

Bu arada Sneijder, Selçuk ve Tolga, beklenen alışveriş hareketliliği ve pas isabetini de ne yazık ki sağlayamadı. Eren ve Podolski’nin bırak nefes almayı, gaz salma özgürlüğünü dahi kısıtlamış savunma anlayışı içinde harbiden etkisiz olduğu yerde, Bruma da yalnız kaldı. Devre böyle bitti. Ev sahibi daha da etkili gözükürken, Trabzonspor yine kontraya çalıştı. Gümüş, Josue, De Jong
oyunda ama! Ama hepsi o kadar. Trabzonspor’un savunma bütünlüğü, disiplin, inanç ve inadını çözecek formül tüm aramalara rağmen Galatasaraylı futbolcularca üretilememesi yenilgiyi getirdi. Uzun sözün kısası Galatasaray gol için elinden geleni denedi. Eren 90+5’te şahane vurdu, direkten döndü, olmayınca olmadı yani. Trabzonspor’da defansif mücadele gücü ve kalecisi emekleriyle kazandı yani. Önlerindeki maçlara bakacaklar artık!

23 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kayseri'de 'Deniz' mevsimi bitmez!‘’

Gaziantep’li İsmail Kartal baklavayı hazırladı ama şerbeti ve fıstığını katmak, elbette o doyumsuz lezzetin tadına varmak Kayserili Hakan Kutlu’ya kaldı! Tam bu alışverişle müsemma bir 90 dakika izledim dün gece Gaziantep’te! Konuk, önce Gaziantep’li ustaya yufkayı ince ince hazırlattı, ardından ‘tamam bundan sonrasını bana bırak’ diyerek şerbeti ve fıstığı kendi kattı.

Konuk olduğu ev sahibi sofrasında baklavanın kralını, 3 puanla birlikte haybesine attı, 73 ve 56’da Deniz’in ustaca vuruşlarıyla. Gaziantepspor doğru pas yapısıyla ve diri başladığı oyunda, 17’de Ghilas’ın indirdiği pozisyonda Larsson topla buluşamadı. Az rötar yaptı da demek yanlış olmaz tabii. 22’de Musa dokundu, az farkla top dışarı gitti. 28’de Nakaulma, 29’da Welliton, Umut Bulut’un şahane pasıyla ‘biz bu gece bu sofradan baklavayı götürürüz!’ dedi sanki.

Alkışlar kaleci Muammer’e

41’de Musa Nizam hikayeden yattı, sonra 42’de Ghilas daha gerçekçi yattı ve penaltı... 43’te 1-0 Ghilas’la önde ev sahibi. Ya sonra? Kayseri şerbet ve fıstıklama işini üzerine aldı ve 3 puanı da kaptı.

Welliton’u indirdiler, penaltıyı Deniz Türüç attı: 1-1. Muhammed’in faulünde Mijailovic yerde ve frikiği harikulade bir vuruşla yine Deniz gol yaptı: 1-2. Gecenin bir başka başarılısı da, kaleci Muammer’dir. Kaderini değiştiren de, Gaziantepspor’un yüzde 100 pozisyonda kullanamadığı büyük gol kısmetidir.

22 Ekim 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Harward Cafe!‘’

Riekerink 'Türkiye T.D.'si olsun' dediğimde birçok gelişmeyi de, hususiyet ve özenle süzdüm herhalde! Müşterekül Menfaa Reji Şirketi sokağı köşesindeki limonlu kahve pişpirik sanatları ile Harward Cafe kültürü briç arasındaki fark kadar ayan beyandır Hollandalı'nın Sarı Kırmızılı Armada'ya kattığı futbol değerleri.

Rakibe pozisyon verme konusunda Cavcav Üstad cimriliği, gol bulma azmi ve ikinci yarıdaki onca baskıya rağmen Galatasaray koordinasyon zaafiyeti yaşamadı. Çakır'ın düdüğünden itibaren konuk ekip cetvel, iletki, pergel, gönye, intizamında futbol mimarisi modeli sahneye koydu. Hatta balta dahi falçata zerafeti örnekledi!

Üzülmez doğruları artı Selçuk, Stancu, Khalılı, Aydın ve Serdar etkinlikleri de, futbol lezzeti verdi. Ev sahibinin savunma gustosu da, bir başka şıklık göstergesiydi. Eli yüzü düzgün iki yapının, yıldız statüsünde oyuncusu daha yoğun olan yapının, mimari süslemeler imkanı Riekerink'te vardı ve kullandı.

Hollandalı işi ele aldığından beri plan, proje, pas organizasyonu, ciddiyet, paylaşım kriterleri hep artı değerlerde. Hele hele Carole. Yasin'de şık işler yaparken arada bir sanki şeytan dürtüyor ve pat düşüyor! Bruma 90'da gol yapardı, yine Çalık'a çattı! Eren'de hep inçe işlere(!) maruz kaldı ama futbolda bu itiş kakış, Tophanevari kavga sisteminde zaten olmazsa olmazdı ! Tolga son anda anlayamadım nasıl kaçırdı? Atsa çilekli Aysal pastası olacaktı. Son anda da, Podolski, kaleye değil Brumaya uzattı. 'Prost' olmadı!

Josue üretimi, Bruma&Eren ARGE'si bir mükemmel golle öne geçen 111 yılın spor-kültür-eğitim mekteb-i sultaniyesi, 3 puan da Ankara'dan getirdi. İkinci yarı ev sahibi harbiden iyiydi ama Muslera alayından daha iyiydi ... Güzel oyun, şık gece oldu yani, Galatasaraylı'lar için tabii...

16 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI