Arama

Popüler aramalar

‘’Bu ne sevgi ah!‘’

Müsabaka başlarken Hamzaoğlu’na gösterilen sevgi, Abdullah Yüce’nin hüzzam şarkısını hatırlattı. Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap! Erman hoca der ya ‘ilk el kaldıran ve itiraz eden savunmacı işi bozandır’ diye! Hamza hocayı öpmeye ilk koşanlara baktım. Kimler miydi? Söylemem! Futbol oynamaya niyetli iki ekibin biri, kalecisi sallansa da şöyle böyle savunma yapmaya niyetli ama öteki ı-ıh! Galatasaray’da müdafaa işleri fena halde aksıyor fakat top genelde ayaklarında gözüküyor. İcraat var mı peki icraat? Yok. Çünkü orta alan ve forvetteki arkadaşların ayaklarında derman, gönüllerinde gol-asist iştahı yok.

Defansta boşluklar sırıttı!

Savunmanın da zaten öndekiler kaynaklı sıkıntısı çok! 7’de Yasin günün fırsatını kullanamadı. 82 ve 90’da da zaten kullanamadı! 15’te Selçuk muhteşem bir pas attı, Sabri mi dürtemedi, Harun’a mı çarptı anlaşılamadı. Önce Harun, sonra Muslera’nın çaresizliklerini izledim 30’da. Savunma defolarını da ama gol-mol yok ortada.

Galatasaray futbolcusu ucuz işlere kaçamaz. Sert oyuna izin veren, hatta penaltıyı dahi görmeyen Aydınus’tan da medet umulmaz! Yasin keskin bıçak gibi gelen Karacan’a düdük çalınmasını fuzuli yere beklerken, oyunu sürdüren Batalla sağda herkesi ip gibi dizdi ve kesti. Sivok şahane vurdu kafayı 35’te ve 1-0. Gol sonrası oyun hareketlendi. Stoch iki pozisyonu kıl payı kaçırdı ve Sarı-Kırmızılı savunma boşlukları daim sırıttı.

Carole golü önledi!

Devre bitti. 50’de Bursaspor savunması saçma sapan bir gol yedi. Emre’den Podolski kafasına ve karambolde top Olcan’la ağlarda 1-1.

Bu maçta dikkatimi çeken Harun’a seslenmek isterim ‘Karun olmak için, henüz çok erken Harun’. Taraftarların canını pek sıkmayan, tempolu ve mücadele dozu yoğun ama yetenekmetresi sınırlı, beceri dozu düşük bir futbolprin oyunuydu, aspirin’in hallicesi yani! 79’da Podolski pozisyonda huzur şurubu gibiydi ama Yasin göremedi(!) Bu ne ego aaaah, bu ne ıstırap, arkadaşını ne zaman görecek bu kulun ya Rab ? Hep aynı mektup! İki ucu da yanık mektup vaziyeti. 90’da Carole yüzde 100 golü önledi 1-1 bitti...

30 Nisan 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ana okulu öğretmeni!‘’

Şimşek’in ilk düdüğünden itibaren Kasımpaşa, hücuma öylesi rahat çıkabiliyor ki ‘dur’ diyen yok resmen. Hele hele 10. dakikada Kasımpaşa’nın serbest vuruşu öncesi Galatasaray savunma yerleşimi karmaşa ve acizliklerine şahit olunca düşünmeden edemedim! Bu takımın başına altyapı değil, mutlaka ‘ana okulu öğretmeni’ şart diye. Ev sahibi savunma mekanında, Kasımpaşa Şanzelize turunda! Rikerink fundemantally eğitimi vermek zorunda. Bu konu futbol dünyamızın da, temel eğitim ayıbıdır tabii. Anlayana! Bu arada 63’te rakipten seken topu gol yapan Podolski’ye kalkan bayrakta,bir başka eğitim sorunudur TFF ve MHK kapsamındaki! Maşallah danışmandan da, hatadan ve defodan da geçilmiyor kurumda yani! Selçuk duran top hünerlerini yine örnekledi, Bilal kafa 1-0 dakika 13. Bu golde konuk stoper taymingsizlik, Ramazan çaresizlik içindedir. Podolski 4’te Çolak’a, 14’te direğe çattı!

Mutlaka araştırılmalı...

Çalımbay ekibi gönlünce hücum girişimlerine devam edip 29’da Scarione’yle 1-1’i yakaladı. Bu golde Sarı-Kırmızılı savunmanın kademeden habersiz, karpuzdan farksız nasıl patladığı mutlaka araştırılmalı! 42’de Sabri Castro’ya ‘selam söyle babana, iyi baksın anana’ dileklerini ileti. Devre de 1-1 bitti. İkinci yarı Umut iltihakı, Kasımpaşa orta alan ve savunmasında iltihap yaptı! Aslan’lar da antibiyotik gibi patlattı! Podolski 63, 70’te de, Selçuk VIP vuruşuyla Galatasaray’ı 3-1’e taşıdı. İki teknik adamın da arayışlarını sürdürdüğü savunma defoları zengin oyunda Muslera klasını konuşturdu 82. dakikada. Galatasaray tarihinin en pahalı futbolcusu Tarık dahil oldu 86’da ve 5 dakikalıkta olsa topu depti. Arkadaşı Galatasaray’a depen, sebep olan, çanak tutan da berhudar olsun inşallah... Rodrigez kanatta El Cordebes vari, işler yaptı, Çolak doğru adrese asist ve Podolski 4-1... İşte böyle Emre, yapman gereken doğru buydu! Rikerink’in elinin olumlu yönde değdiğini hissediyor, gözlüyorum. Bu arada uyarıyorum ‘eküristler su koyvermesin, savunma işlerine daha özen göstersin!

25 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Güzel geceydi!‘’

Galatasaray tempolu, iştahlı ve iyi sonuç için kurgulu başladı. İştah, hırs güzel şey elbette. Güzel de arkaya dikkat de, mutlak şart elbette! Cümbür cemaat hücum halindeki Galatasaraylı futbolcular baktılar ki, Rizespor 4 futbolcusuyla Muslera tarafında, top da Orhan’ın ayağında. Sadece Carole var tehlikenin farkında olan ve çaresizce kovalayan. Orhan ayağındaki rezervin farkına varamadı ve topu geri pasından az hallice Muslera’ya bıraktı. Birbirlerini uzun toplarla açık düşürmeye çalışan iki ekibin savunma ve forvet beceriksizliklerini izledik bir süre. Pahada ağır, futbol uygulamalarında hafif sporcular topluluğu. English futbol değil, Avam Kamarası resmi yani!

Podolski ders verdi

Galatasaray’ın dikkat çeken ekürisi Yasin ve Emre bir alışveriş yaptılar ve tahtayı golle kapattılar: 0-1. Dakika 15’te gelen gole ve beceriye ‘bravo’ demek doğrusu. Doğrusu da, şunu da merak etmek gerek doğrusu! Uzun süredir Podolski’ye karşı tavırlı ve pas atmaktan kaçınırmış gibi bu usta ikili. Cübbeli Ahmet hocanın bile jetskiden korkmadığı yerde Podolski’den korkmak niye? 53’te Muslera Rizespor’un beraberlik şansını önledi. 61’de Podolski adeta ders verdi Yasin’le: 0-2. Bu arada Makiadi ve Balta’nın kırmızıları ağır oldu. Akut tayming defolarına, hakem bakış perspektif arızaları da eklendi. 76’da Sercan güzel kesti, Ahmet İlhan bitirdi: 1-2. Orada olması gereken Galatasaraylı bilmem neredeydi? Podolski yoktan yonga çıkardı ve Rize akşamını 1-3’e bağladı. Riekerink, tur performansı örneklediği Rize 90 dakikası ardından, izlenen savunma defolarını dikkatle analiz etmeli. Güzel geceydi.

21 Nisan 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rize maçı son şans‘’

Antalyaspor hezimeti sonrası basın toplantısında Riekerink’in ‘İyi oynadık, elle atılan bir gol yedik’ mealindeki sözleri sonrası ‘Eeey Rabbimin portakalı’ demeyi uygun gördüm ama sustum! ‘Sayın Riekerink sadece 1 değil, yenilen 3 gol daha var, onları nasıl tarif edeceksiniz?’ demem de hiç hoşuna gitmedi Hollandalı’nın. Kabahat seni sevende değil, buralara getirende elbette! Öğretmişler adama ‘Hakemi suçla, gerisini merak etme sen. Bizim buralarda doğru savunma veya hücum aksiyonları nedir? Taktik varyasyonlar ne haldedir? Futbolcuların fizik kalitesi hangi vaziyettedir? Takım olma hali, bütünlük değerleri nicedir? ‘Compact kriterler’ de der, çok bilenler! Konsantrasyon bitik midir, değil midir? Daha nice ayrıntı asla merak edilmez ve gözlenmez. İşi buralarda ya hakem bitirir ya da Başkan yani!’

Rabbimin portakalı!

Rabbimin portakalına Türkiye gerçeklerini kısa sürede belleten akıla ‘bravo’ demeli tabii. Galatasaray son 20 senedir tarihinin en pahalı hizmetlerini alarak batıyor ve hiçbir Mekteb-i Sultani leşkerinin umuru dahi olmuyor! Ne güzel! Denizli’nin bir öpücükle 1 buçuk milyon Dolar’ı keş götürdüğü yerde, Riekerink’e sunulacak lale demeti ne ki? Basın toplantısındaki sorumdan pek hoşlanmayan hoca ‘Savunma önde başlamalı, forvettekiler de gerekeni yapmadı’ gibilerinden geveleyip olması gerekeni bana anında belletti. Pekiii soralım bakalım bu basit işi ve futbol doğrusunu futbolcularına neden öğretmedi? Kısacık basın toplantısında benim gibi ihtiyarın bile idrak edebildiği meseleyi çözemeyen profesyoneller acaba kısmi geri zekalı veya akut ahmak olabilir mi? Antalya 90 dakikası, külliyen serilişin resmi belgesidir. Evet hakem hataları da var ama ‘sonuca etkin’ demek Antalyaspor doğrularına, emeklerine ihanet olurdu.

Akıllı olun yeter

MHK’nın da çocuk parkında kaybolmuş sabiden farksız dolanan hakemini denetlemesi gereği de bir ayrı konu! Galatasaray takım halinde bedenini sarmış olan kibir, umursamazlık, boşvermişlik, hedefsizlik, dikkatsizlik, kuvvetsizlik sendromlarından tamamen arınmak, Rize’de toparlanmak zorunda. Bu konuda öncelikli davranması ve derhal gerekeni yapması gerekenler sporculardır. Hele bu vaziyete çanak tutan ve içeride eküriler oluşturup takım ruhunu imha eden kimlikler... Akıllı olun yeter!

19 Nisan 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gündemdeki eser Rezilsaray !‘’

Antalya tribünlerinin ‘beş-beş’ diye çınlaması Rezilsaray’ın vaziyetini anlatmaya yeterli oldu mu acaba? Bir Başkan ve yönetimi, kulübüne ve camiasına seviye kaybettirir rezil eder de, bu kadar mı kaybettirir. Bu denli mi utandırır arkadaş? 90 dakikalık utanç sona ermiş protokol kapısının önü medya mensuplarıyla dolu. Antalyaspor Başkan’ı göğsünü gere gere geldi ve düşüncelerini paylaştı. Sonra? Sonrası tıssss... Galatasaraylı yöneticiler kabahatli çocuk gibi duvar dibinden bakıyor ama hiçbiri ortaya çıkamıyor, seslendim ben de ‘utanıyor musunuz?’ diye! Kraldan çok kralcılar vardır ya, biri uzanıp uzanıp bakıverdi, duyması gerekenler de tarafımdan seslendirildi!
Kuru kuruya artistlik yok yani.

Antalyaspor kazansa, kümede kalmayı garanti edecekti. Yendi ve etti. Eto’o 1 gol daha atsa, 20 gol bonüsünü hak edecekti. 2 gol attı, geriye bonüs için 1 gol kaldı. İki takımın da sahadaki vaziyetine baktığımızda ev sahibi takım gibi takım ama Galatasaray muhtelif ekürilerden oluşan bir tuhaf akım! Forvetten, orta alana oradan da savunmaya zerre irtibat yok. Dayanışma yok. Galatasaray’da hiçbir şekilde takım olma hali yok.

Savunma ahmaklıkları!

Antalyaspor oyunu tamamen kontrolünde tuttu ve attığından fazlasını da kaçırdı. Eto’o bir gerçek yıldız, takım arkadaşları da eşlik ettiğinde, kuyruklu yıldız ışıl ışıl parlıyor Kırmızı-Beyazlı takımda. Galatasaray bir golü karakol karışık yedi ama öbür 3 golü ‘nasıl’ yedi? Amatör ekiplerin dahi yapmaması gereken savunma defolarıyla... Açıkçası savunma ahmaklıklarıyla yedi. 4 gol yediğin 90 dakikanın sonunda, elle - kolla olan bir topa takılmayacak, felaketin bütününe bakacaksın. Galatasaray Kulübü’nde yönetimden futbolculara kadar oluşan çete başlarına ya ‘dur’ denilecek, ya da ‘dur’ denilecek. Aksi halde Rezilsaray’ın diğer versiyonları sıra sıra gelecek. Bilmem hazmetmek mümkün mü... Bu kafalarla mümkün gözüküyor da!

17 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Olmadı Aleks!‘’

Galatasaray 10 numara Aleks’ten çok çekti ama dert hiç bitmedi ! Arena’da zaten Allah’a emanet, acınacak haldeki Galatasaray, bir başka Aleks kurbanı oldu dün gece de. Fakat Aleks Souza değil, hakem Taşçıoğlu olandır, pozisyonu iç eden. İki şaşı yolda çarpışınca biri ‘gittiğin yere baksana’ dediğinde, öteki de ‘asıl sen baktığın yere gitsene’ cevabını veriyor. Hakem Aleks’in de o esnada nereye baktığı bilinmiyor!

Sarı Kırmızılı kulübü futbolcularının dizayn ettiği konusunda zerre kuşkum kalmadı artık. Emre Çolak bu patlak haliyle derbide yer bulup as geçiniyorsa, geçmiş, tek olumlu işini anlatabilecek yandaşa da ‘helal’ olsun. Orta alanı gergef, savunması kanaviçe Aslan bir kere ‘miyav’ dedi ! Onu da zaten hakem Aleks yedi.

Kıyaksaray kafası!

‘Allah’a emanet’ dediğim Galatasaray vaziyetiyle müsemma bir şekilde korundu yüce Yaradanımızca. Henüz 52. saniye ve dakika 3’te 90’ da Fenerbahçe’nin kaçırdığı nice pozisyon aklın alacağı gibi değildi! Hele hele Muslera’nın 24’te sahnelediği atraksiyona futbol literatüründe bir isim uydurmak mümkün mü, bilemem! Kadıköy bombardımanı biteviye sürdü, hele 70’te kaçan bir fırsat var ki aman da aman. Kaçan onca gol fırsatıyla Fenerbahçe’lilerin tüylerinin diken diken olup, Galatasaraylı’ların da ispermoz tuttuğu 90 dakikada kazanan Beşiktaş oldu 0-0 bitti. Mevcut Kıyaksaray kafası, yapısı, idari ve teknik kadro kurgusuyla oluşmuş Sarı Kırmızılı leşkerlerden bi cacık olmaz... Alenen ilan ediyorum!

14 Nisan 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kayseri'ye rahat yok!‘’

Sezon başından itibaren Kayserispor’u izledikçe, geçmiş sezonun Karabükspor’u da geldi hep aklıma. Her iki ekip savunma ve orta alan kurgularını oldukça iyi oluşturmuş fakat önde topu filelerle buluşturması gereken aklı unutmuştu. Bu vaziyet Karabüklüler’e pahalıya patladı da, bakalım nasıl olacak Kayseri tarafında! Antalyaspor pek telaşe yapmadı, gerekli önlemleri aldı ve gol yemeden evine dönmeyi sağladı. Bu arada 33 ve 48’de direkten dönen iki Kayserispor topu var, kimi ‘şanssızlık’ kimi de, ‘bahtsız hacıyı deve üzerinde yılan ısırır’ dedi. 46’da Ömer’e yapılan penaltı, 53’te Oğulcan’ın yaptığı da harbi ayıptır! Genç usta kaçmalısın bu ince ayar hesap-kitap ve olmadık hayallerden, henüz futbolunun baharındayken!

Hakeme iş kazası!

88’de Kayserispor’un en vurucu tim komutanı Biseswar çıktı, Yakubu girdi ama gol için vakit de, nakit de yetmedi tabii. Arada hakem kardeşimin genç yaşta prostat ameliyatına tabi olması sebebi olacak bir apışarası top kazası izlendi. Futbol leşkerleri hep bir ağızdan ‘bi eferden bi şey olmaz hocam’ diye seslendi ve arzu edilmeden oluşan hasar örtbas edildi. Müsabaka da 0-0 bitti. Hayırlısı!

11 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Dursun Bey'e hız lazım!‘’

Galatasaray’ın sahadaki vaziyetine baktıkça, robot Ronaldo gibi ‘Dursun beye de, hız lazım’ demekten kendimi alamadım! Öyle ya, futbolcu transferini beceremeyen, UEFA’ya itiraz hakkını boş eden, Denizli’ye bu yoklukta 1 buçuk milyon doları, eşantiyon kriterlerinde veren (!) uzun sözün kısası, Galatasaray başkanlığına kesinlikle hafif gelen profile, hız ve beceri lazım. Çünkü Başkan’ın vaziyeti futbol takımına da sirayet etti ve cümle alemin fiber hızı yakaladığı yerde, Sarı Kırmızılı futbolcular bıngıldak sorunlu sabilere benzedi! Topu yüzde 60 hatta zaman zaman daha da yoğun ayağında tutan ev sahibi, konuk Rizespor kadar dahi pozisyon üretmeyi beceremiyor.

Kıyaksaray’da becerisizlik

Podolski’ye top atamayan top cambaz(!)ları ve onların medyadaki yandaşları bakalım nasıl sallayacak Alman’a? Galatasaraylı futbolcular topa sahip olup, o nispette de etkisiz ve beceriksiz kalmanın kitabını yazdı dün! İlk yarının 4. dakikasında Olcan’a İtandje ‘dur’ dedi. Dakika 26’da Emre’nin attığı kafayı orta alandan pişiren Podolski’ydi ama en uçta oynayan Alman’a bir doğru dürüst top üretebilen yürek olmadı. Aksine bir şut da adamın kafatasında patlatıldı! Kıyaksaray’da beceriksizlik ve ayıplar silsilesi, sadece futbol platformu ve yönetiminde barınmıyor ki. Çok çok ucuz cinlikler de sahnede! Esas üzerinde durulması ve kurutulması şart akut cerahat budur ! 88’de Yasin, Emre Çolak’a asist tadında aktardı 1-0 Sonra Muslera uzanamadı, Donk baktı Tzunski attı 1-1 bitti.

10 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI