Arama

Popüler aramalar

‘’Kupakolik...‘’

Galatasaray Antalya kampını bir kupayla daha süsledi ve hak ettiği gibi taraftarlarca ‘Kupakolik’ sıfatıyla ödüllendirildi. Mancini’nin Sarı-Kırmızılı kulübe çok farklı bir hava artı huzur getirdiğini gözlemliyorum mükemmel kamp sürecinde. Teknik heyetten tüm görevlilere kadar yansıyan bir mutlu havayı görmezden gelemem. Otel görevlilerinden, gazetecilere kadar bir huzur ve anlayış ortamı kampı sarıp sarmalamış. Bu havayı görmezden gelmek emeklere haksızlık olur. Kaya Otel’in değerli personel ve ekibine şükran ve teşekkürlerimi sunuyorum. Kampın bu denli güzel yaşanmasında değerli katkıları ve güler yüzleri var. Sinyor Mancini’nin centilmen hali, her yanı sarıp sarmalamış ve olumlu yönde etkilemiş yani... Bu arada cast yapısındaki olumlu ve yapıcı ortam da bir farklı olumlu katkı olarak yansıyor tabii.

Mancini sosyal yönden olumlu katkılarıyla kalmıyor. Galatasaray futbol karakterinde ve oyun anlayışında da hemen her gönül vereni mutlu edecek renk güzellikleri ve değerleri var. Muslera ve Melo hemen herkesin gönül penceresinde yer bulurken, diğer futbolcularda da olumlu gelişmeler gözden kaçmıyor. Riera mükemmel bir profesyonel, bir türlü kendisine sıcak bakılmıyor ama İspanyol başarılı performansından zerre ödün vermiyor. Gençler emin olunuz ki şahane bir yapılanma ve güvenle geliyor, Bülent Ünder farklılığı mı acaba bu gençlerle ilgili gelen ve herkesçe gözlenen güzellikler...

Bu arada dikkatle incelenmesi ve mutlaka da önlenmesi gereken bir zafiyet de var tabii. Türkiye bütçe, Galatasaray da savunma açığını kapatamıyor bir türlü. İşte bu hal oluşan tüm güzellikleri de ziyan edebilecek tehlikeler içeriyor. Celtic finalinde de savunma arkasına çok top kaçırıldı, kolay pozisyonlar verildi. Mutlaka tamir edilmeli.

Mancini TSYD toplantısında konuktu ve ‘Türkiye’de teknik adamlar ve futbolcular yeterince hazır ve donanımlı değil’ şeklinde algıladığım bir ifade kullandı. Savunma defolarımız içinde sanırım bu zafiyetimizin de bulunduğu işareti vardı.

Bir de yine TSYD toplantısında Fatih Terim ‘Yıldırım Demirören ve TFF yönetimine vizyonları ve bakışları nedeniyle teşekkür ederim’ dedi. Türkiyenin gelmiş geçmiş en başarısız TFF başkanlığı ödüllü Beşiktaş başkanı bu methiyeyi hak etti mi be Terim... Üstelik futbolumuz da Allah kerim... ‘Doğruların tartışılıp hak edenlere teşekkür edildiği ortamlara kadar sabredin’ derim..

15 Ocak 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’İyi günler yakında‘’

Bu tarzın amacı bloklar arası iletişimden önce aynı yerde bulunan elemanlar arası sağlıklı bağlantıyı sağlamak. Ajax müsabakasında ise henüz pek yarar sağlanamadığını gördüm. Özellikle de savunmada. Galatasaray’ın tedavi edilemeyen kronik savunma arızaları var. Fischer adında bir genç Hollandalı dün gece Galatasaray savunmasını delik deşik etti. Aykut uzun süreli ayrılığa karşın güven veren, Ceyhun devamlılık sağladığı anda çok işler beceren olur. Semih denge unsuru, doğru ve güzel bir görüntüde. Bruma futbol zevki arayan alemin zevk ötesi kafa dahi yapabilecek düzeyde tatlı çikolata renklisi... Galatasaray orta alanda topu istediği gibi kullanmayı becerdiği anda gerçek bir Avrupa markası. Hele hele Selçuk. Klasın ve çalışkanlığın simgesi. ‘İyi günler yakında’ dedim. Kamp çalışmaları ve dün geceki karşılaşma beni bu şekilde olumlu düşündürüyor. Dördüncü yıldıza doğru Mancini kumandasında kararlı adımlarla ilerleyen bir Galatasaray fotoğrafı var Antalya’da. Elbette savunma açıklarına kalıcı çare bulunması şartıyla...

11 Ocak 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Demedi demeyin!‘’

Televizyon ekranlarında mis gibi giden ve yenilgi yüzü görmeyen taktikler, Karaman sahaya indikten sonra fena halde su almaya başladı! Erciyesspor-Galatasaray karşılaşmasının devre arasında kameralara konuşan teknik adam ‘aslında oyuna compact başladık fakat orta alanda dominant olmayı başaramadık ve difans etkinliklerinde de, maalesef fena patladık’ dedi.

Galatasaray Kayseri’nin ayaz gecesine sıcacık bir Sneijder golüyle başladı herkesin içini ısıttı. Dakika 2 ve 1-0. Bu gol Sarı-Kırmızılı ekip için, oyunun tapusunu erkenden eline alma avantajı oldu. Takım halinde kendin emin, iyi pas yapan ve çok sayıda pozisyona giren bir Galatasaray var sahada. 13. dakikada Bruma kale alanına ortaladı, Kral Burak kafasıyla topu direk dibine mıhlayıp 2-0’lık avantajı sağladı. Erciyesspor savunmasının büyük bunalım yaşadığını ve bunun sebebinin Galatasaray forvetlerinin çok alan değiştirmesi olduğunu görüyorum. Savunmada bir türlü denge kuramayıp, Hakan Balta, Melo, Bruma ve Selçuk’un sürpriz çıkışlarına çare bulamıyorlar... Sneijder, Drogba ve Burak’a hele, zaten bulamıyorlar! Asist sırası Muslera’daydı ve bu kez Melo bıraktı 3-0.

İkinci yarı Karaman’ın kendisini sağlam dinletip reytingini yükselttiği anlaşıldı! Kaderine razı görüntüdeki Erciyes gitmiş, yerine Aslan’la mücadeleye daha hazır bir Panter gelmişti sanki. Bu motivasyonun semeresini de aldılar ve durumu 3-1’e getirdiler. Yediği gol Galatasaray’ı daha canlı oynamaya ve olması gereken ciddiyete doğru itti. Karşılıklı çok çok güzel hareketleriyle bezeli futbol gösterilerine şahit oluyor, futbolsever olarak da mutlu oluyoruz tabii. Erciyesspor’un attığı şık gol, Galatasaray savunmasını daha özenli olmaya yöneltti özellikle Kerim, Turgay ve Yasin’in etkinlikleri oyunu daha bir renklendirdi . Yordocevic’in mükemmel kurtarışları da, birbirinden mükemmeldi. Sırp kaleci 3 gol yemesine rağmen açık farkı önleyendi. Galatasaray emin adımlarla Şampiyonluğa doğru yürüyor, Aslan yürüdükçe de birilerinin yüreği fena halde pır pır edip, bacakları titriyor... Demedi demeyin!

29 Aralık 2013, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sindirmemeli!‘’

Galatasaray’ın kanatlarının defosu, herkesçe ve futbol alimlerince konuşulurken, göbeğinin kaçıklığı yine belgelendi! Stancu, kalabalığın içinden çok rahat çıktı ve topu Muslera’nın soluna sorgusuz sualsiz bıraktı: 1-0. Yenilen golde, takım halinde hata yapmayı başaran bir savunma kalabalığı izledim. Gol fakiri Gençlerbirliği, 90 dakikaya golle başladı yani.

6. dakikadaki golden sonra, Özdilek’in ‘hastayı sakın yataktan kaldırmayın, enfeksiyon kapmasına da, size bulaştırmasına da mani olun’ nasihatı tüm örneklerini ve bu uygulamaya Yunus Emre misali, huşu içinde bakan bir hakem modeli izledim! Galatasaray’ın iflahını sertlikle yıldırarak kestiği gibi, futbolun sadece ruhunu değil yıldızlarını da katletmeye niyetlenen bir anlayışın taşeronu sanki! ‘DİREN GALATASARAY’ diye yazmıştım, tekrarlıyorum. Bir bütün halinde TFF’si, MHK’sı, eski hocası, eski futbolcusu ve bir sürü iç düşmanlarıyla, Galatasaray’ın kurban edilmesi operasyonu, tüm hızıyla sürdürülüyor ve bu camianın ‘ülkemizin yüz akı’ olduğu, görmezden gelinmeye çalışılıyor.
Açık ve net söylüyorum; bir takım yalaka futbol yorumcularının, şeytanca tutum ve gayretleri, Türk futbolunu iyice gömer. Herkes ayağını denk alsın, aklını da başına toplasın!

Galatasaray’ı futbolla değil, sertlikle sindirme operasyonu tuttu. Çünkü Sarı-Kırmızılı ekipte bazı şişirilmiş balonlar, harbiden uçuyor ve ayakları yere basmıyordu. Ramazan’ın çok iyi oynadığını da söylemezsem, olmaz tabii. Adeta dövülen ve Yunus Emre tarafından ‘çocuk dayak yiye yiye adam olur’ muamelesine tabi tutulan Drogba, bir kafa vuruşuyla 1 puana katkı yaptı ve oyun beraberliğe bağlandı. 1-1. Galatasaraylı, Galatasaray’a karşı uygulanan katletme operasyonunu sindiremez, sindirmemeli!..

16 Aralık 2013, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Annesi çağırdı!‘’

Bu şartlarda zafere uzanan teknik kadro, futbolcular, tüm emeği geçenler ve ille de büyük Galatasaray taraftarını kutlamak isterim. İki gündür İstanbul’u adeta morartan ayazı, yüreklerindeki ateşle adeta Juventus için cehenneme çevirdi Sarı-Kırmızı sevdalısı çilekeşler.
Mutluluğumuz çok büyük ama dün geceden itibaren yaşadıklarımız ve şahit olduklarımız, Galatasaray’ın ‘ASY’ konusunda devletten yediği büyük kazığı ört bas edemez. Mancini çok akıllı bir diziliş ve oyun planı uyguladı, üstelik bizim gibi akıl oyunları konusunda pek sabırlı olmayan ve Allah ne verdiyse saldırmayı seven plan ve programdan uzak bir yapıyı karşısına almayı göze alarak uyguladı. Mancini vakti zamanında Luciano Pavorottiyi dahi beğenmediğimizi ve İtalya’ya geri gönderdiğimizi bilemez tabii. Yaşanabilecek bir aksilikte İtalyan teknik adama da Pavorotti muamelesi çeker, ‘Mancini seni Padova’dan annen çağırıyor!’ diyebilirdik! Müstafi teknik adam sonra futbol dünyası kralı olmuş ne gam? Bizde Abüziddin’in 10 kişilik kahvesinden 50 teknik adam çıkar... Ne gam!
Juventus’un topla daha fazla beraber olduğu, pas işlevinin Galatasaray’dan daha muntazam olduğunu kabullenmek zorundayız. Özellikle savunmamızdan çıkan neredeyse tüm topların prematüre olduğunu da! Bu büyük eksiklerimizi gidermek için sanırım çok uğraşacak Mancini. 57. dakikada Drogba’nın şık vuruşunu Buffon klasına yakışır bir güzellikte çıkardı. O pozisyon sonrası Juventus’un ciddi baskısına katlanmak zorunda kaldık.
Bu arada HUMMER performansı örnekleyen Drogba’yı her futbolcunun örnek alması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Cansiperane mücadele etti Aslanlar ve Sneijder, 85. dakikada tüm savunmayı çaresiz bıraktı: 1-0 Aslanlar yine sadece taraftarlarını değil, ülkesini seven herkesi zafere boğdu. Gözün aydın Galatasaray, ne mutlu TÜRKİYE, annen mi çağırdı Juve?

12 Aralık 2013, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kabahat UEFA'da!‘’

Galatasaray’ın tempolu, Juventus’un temkinli başladığı gecede özellikle Riera sivrildi. Transferinden beri en etkili oynamaya niyetli olduğu 90 dakikada da, bu kez Portekizli hakem Pedro Proença, İspanyola müsaade etmedi. İtalyanlar savunma çizgilerini mükemmel belirlemiş ve Tevez gibi bir tehlikenin yanına Llorente’yi de katarak oyun düşüncesini şekillendirmiş.

Özellikle sol kanattan Riera’nın ürettiği ataklarla etkili olan Galatasaray, çok önemli bir tehlike yaratamadan Llorente’nin ayağından paçasını kıl payı kurtardı. Eski Atletico Madrid’li topla öyle kolay buluşup öyle de sinsi bir vuruş yaptı ki, Muslera ancak bakabildi. Topta zaten hemen direk dibinde dışarı gitti.

20. dakikayı tamamlarken kar önce hızlandı, sonra iyiden iyiye yoğunlaştı ve yemyeşil çimler kayboldu. Saha çizgileri de tabii. Garcia derhal odasına çekildi ve bir daha da sahayı kontrol için dahi geri gelmedi. Bir ara tünelin ucunda gözüktü ama oradan da ileri gelmedi ve maçı ertelediğini ilan etti.

Bu arada Real Madrid’in 2-0 önde olduğu haberi geldi ve taraftar o sevinçle fazla tepki vermeden evine döndü. Galatasaray’ın oynamadığı bir müsabakayla UEFA Ligi’ni garantilediği, Şampiyonlar Ligi ümitlerini de devam ettirdiği bir geceydi yani.

UEFA hava şartları nedeniyle ya Rus veya Norveç’li bir hakem ithal edecek, ya da Portekiz’li düdük için uygun bir ısı oluşmasını bekleyecek... Bu stadın üzerini kim kapatacaktı sahi? Var mı bilen?

11 Aralık 2013, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’7 buçuk dakika!‘’

2. senesini yaşayan bir kulüp, bu yapıda bir defans kurgusuyla sahada olmamalı, geçmişten ders almalıydı. Yazlık takım tadında bir savunma oluşturmuş, o halde de sahaya çıkmışlar. Okan Buruk ne yapsın? Yazık. İlk golü henüz ilk anda yediler. Bu kolay oluşmuş gibi gözüken pozisyonun mükemmel bir arka planı ve cast emeği var. Melo hücumda start alan defans operasyonu anlayışıyla olmayan pozisyonu yoktan var etti ve terse aktarılan top Drogba’nın ayağından asiste dönüşerek ağlara gitti. Bu şık golde Selçuk’un uzak köşeye gönderdiği kafa vuruşu da bir ayrı övgü vesilesi olmalı elbette 1-0.

Bu golden hemen 5 dakika sonra, Burak bir faule maruz kaldı ve ‘kendin pişir, kendin ye’ işi bir gol yaptı. Kaleci Zülküf direğe kadar uzandı ama top daha önce direğe bir buse kondurup ağlara doğru gitmişti bile 2-0 ve henüz dakika 7. İşte bu şok gollerden sonra Elazığspor’dan bir hareketlenme bekledim ama zerresini dahi görmek mümkün mü? Gaziantep BB’nin direniş ve gol arayışları acaba Elazığspor’un futbol bünyesinden de yansır mı diye düşündüm ama 90 dakika boyunca göremedim.

Galatasaray’ın da mutlak terapi alması lazım. Ne terapisi? ‘2-0 avantaj sağlandıktan sonra farkı daha da açmak için ne yapmak gerekir acaba?’ terapisi! Farklı bir kadro yapısı ve oyun anlayışıyla boy gösteren Mancini ekibi; Juventus öncesi 7 dakika gövde gösterisi yaptı ve 2 golle galip geldi. Galatasaray bu sezon gol yemediği ender gecelerden birini yaşadı ama Elazığspor bırakınız gol atmayı kale önüne dahi gelmeyi beceremedi ki! Bu geceden Juventus gecesinin mesajı alınamaz, zaten alınsa da kendini kandırmaktan ötesi olmaz...

07 Aralık 2013, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Nereye böyle?‘’

Diye sormadan edemedim! Disiplin yok, oyun düzeni kayıp, fizik kalite zayi, beklenen sonuçlar mafiş... Arkadaş bir de üzerine milyonlarca para döküldüğü halde bu ortaya çıkan nasıl bir iş? Galatasaraylı büyük ölçüde tedirgin ve endişe içinde. Üstelik radikal tedbirler ve çözüm formüllerine de rastlanılmıyor. Hatta sorunları halletmeye dönük bir iz dahi ufukta gözükmüyor, bu durum da başarıya alışmış
Galatasaraylılar’ı kahrediyor.
Yaşanan kaos ortamının bir numaralı sorumlusu Başkan Ünal Aysal, yeni yönetimi ve tabii danışman kadrosudur. Bu hatalar sıkıntısının en büyük ortağı da Fatih Terim’dir elbette. Aysal ve Terim in milyonlarca Euro ya mâl olan, daha da fazlasına gebe kalan ego çekişmeleri, sadece yanlış transferlere neden olmakla kalmadı, Galatasaray’ın yola girmiş gibi gözüken tekerine de çomak oldu. 75’lik ve 60’lık iki gencin akıllara sığmayacak ve camianın ufuğunu karartacak Sarı-Kırmızılı camiayı kahreden kimlik savaşı sonuçları fena halde sırıtmaya başladı!
Fatih Terim ve Bülent Tulun arasındaymış gibi gözüken Florya çekişmesi gereğinden çok ama çok fazla uzatıldı ve aralarına Ünal Aysal da katıldı. Gün geçtikçe büyüyen kavga sadece Florya içinde kalmayıp, kulübün tamamını sardı, arada hiç günahı olmayan başkalarını da yaktı. Bu süreçte insanın canını en çok sıkan, sorumlu mevkileri işgal eden profesyoneller ve Galatasaray’a yararlı olmaları için seçilmişlerin egolarına yenilmekle kalmayıp üzerine de kulübü tuş edecek girişimlere gözleri kapalı dalmaları olmalı!
Galatasaray futbolcuları da bu zaafiyet gösterisine gözü kapalı daldı ve ortalığı iyice karıştırdı maşallah! Gelinen vaziyette en az suçlu İtalyan teknik adam Mancini’dir. Bu gerçeği görmek ve kabullenmek gerekir. Aysal ve Terim birilerine dalmaya devam etsinler ama futbolcular çok acele kendilerine gelsinler. Olmazsa olmaz gerekliliktir bu! Galatasaray kadrosu Juventus’u aşacak güce sahip, tabii ki güçlerini doğru yerde harcamaları şartıyla... Home party, night clup ve special topluluk işlerine ara verecek, esas profesyonel işlerine bakacaklar tamam mı?

03 Aralık 2013, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI