‘’Şimdi değilse ne zaman!‘’
Nenad Bjelica mecburiyetler nedeniyle ortada ve defansta değişikliklere gitti. Denswil ve Berat tercihlerinin anlaşılır tarafları vardı, ancak sağ tarafta Larsen tercihinin anlaşılır yanı yoktu. Haftalardır iyi işler yapan Mehmet Can bu kez kenardaydı. Teknik adamın elbet bir bildiği vardır diye düşündüğümüz bu kaçıncı hafta oldu, hatırlamıyorum. Ancak rakibi iyi analiz yaptı ve görülemeyeni gördü diye de düşündük. Ve o gözle bakıp karşılaşmaya odaklandığımızda, geçen haftadan bu maça bir arpa boyu ilerleme kaydedilmediğini anlamamız güç olmadı. Evet Trabzonspor son performans verileriyle bakıldığında Adana Demirspor karşısında zorlanacaktı. Maçın favorisi ev sahibiydi. O nedenle de başka şeyler yapılmalıydı. Aynı şeyleri yaparak bir ileri bir geri giden takım görüntüsüne büründü Trabzonspor.
Mesela Umut Güneş...
Değişim, gelişim, maalesef söz konusu bile değil. Adana Demirspor karşısında “başka şeyler denenecek miydi?” sorusuna cevap; kocaman bir “hayır” oldu. Adana Demirspor oyunu istediği gibi yöneten takım olarak da ilk bölümü attığı golle süsleyen taraf oldu. Oyunun ikinci bölümünde önde baskılarla oyun üstünlüğü kurmaya çalışsa da geçişlerle kalesinde yine tehlike gören taraf Trabzonspor oldu. Bardhi tercihi de arızalı bir tercihti. Açık konuşmak gerekirse... Trabzonspor’un ne oynadığına dair konuşmak ve yazmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Yumuşak bir orta saha. İşe yaramayan bir ilk kurgu. Hamlelerin gecikmesi ve tuhaflığı... Dakikalar 52’yi gösterirken bir türlü başlamayan oyun! Balotelli’nin yay üzerinde özene bezene rahat rahat attığı şut... Maça dair benim aklımda yer edenler bunlar. Son not: Bu orta sahaya ihtiyaçtan alınan yüksek maliyetli Umut Güneş nerede mesela... Radikal kararlar şimdi değilse ne zaman?
‘’Oyun değil 3 puan önemli!‘’
Sezon başında yazdığım küçük bir not gözüme ilişti: ‘Genel bir uzun oynama sorunu var. Bu durum atak yönünü değiştirmek için olumlu gözükse de sıklıkla sorunlu!’. Şimdi bakıyorum da değişen pek bir şey yok Trabzonspor’da. Notu yazdığım dönemde Onuachu yoktu. Şimdi uzun oyuncusu var ama nitelikli orta atma konusunda büyük eksiklik yaşanıyor. Ne sağdan ne de soldan çizgiye inip orta yapılmıyor mesela. Uğurcan’dan itibaren uzun oynanıyor. Ve ayağa, kısa, şiddeti de iyi ayarlanmış hızlı paslarla organize bir hücum da çok fazla gerçekleşmiyor Trabzonspor’da. Kısa yollar deneniyor. Nenad Bjelica direkt rakip kaleye, sonuç odaklı oyun oynatıyor Trabzonspor’a.
Şampiyonlardan eksiği yok
Adana Demirspor bu ligin en göze hoş gelen futbol üreticilerinden hafta itibariyla. Şampiyon adayı takımlardan hiç bir eksiği yok. Coşkulu bir taraftar ve oyuncu grubu var. Sahada keyif aldıkları belli. Trabzonspor mevcut oyun ve koşullar ele alındığında hayli zor bir deplasman maçı oynayacak. Her iki takım da attıkları gol sayıları ve yedikleri ile birbirlerine benziyorlar. Oyun bu anlamda izleyenlere güzellikler vaad ediyor. Trabzonspor bu durumu kontrollü bir kapanma ve geçiş oyunuyla lehine çevirmek isteyecektir. Kora kor oyunda ise orta sahalar hızlı geçilir diye düşünüyorum.
Trezeguet’nin maçı olabilir
Bol gol beklenen maçların gizemli bir kısırlığı da geçmişte sıkça yaşanmıştır. Bu da olabilir. Mendy yok. Özellikle Eren Elmalı-Yusuf Sarı eşleşmesinin sonuçları maçın da sonucunu etkileyecek gibi. Topla az oynamanın anlaşılır ve kabul edilebilir olduğu nadir karşılaşmalardan biri diyebilirim Trabzonspor adına. Bu kadar git-gel yaşayan Trabzonspor için ‘yeter ki 3 puan alsın, oyun önemli değil’ denilen bir hafta bu. Defans arkası koşular için uygun atmosfer oluşursa, Trezeguet’nin maçı olabilir...
‘’Bu oyun yetmez ‘’
Oyun başta stadyuma gidenler olmak üzere izleyen hiç kimseyi mutlu etmedi. Hatay karşısında alınan mağlubiyetin izlerini silmek için çok daha iyi bir futbol ve sonuç bekliyordu herkes. 3 puana rağmen Trabzonspor’un oynadığı oyun mutlu etmek bir tarafa kaygıları daha da artıran durum oldu. Topu rakibe bırakmak diye ifade edilen şey büyük takımların arada bir kabullenebileceği bir durum. Bjelica ile bu sezona dair planlama topla az oynamak üzerine. Bu artık resmileşti, tescillendi Pendik maçıyla. Bjelica, Trabzonspor camiasına kabul ettireceğini zannediyorsa büyük hatalarına daha büyük bir hata daha ekliyor demektir. Pendikspor gibi saygıyı sonuna kadar hak eden, ligin yenisi olması hasebiyle de gücü ve deneyimi belli sınırlarda olan takıma karşı düşülen durum kabul edilebilirlikten uzaktı.
Hakemler kötü
Trabzonspor’un ilk maçına bakın. Ve son oynadığı bu maça bakın. Ve “arpa boyu” hesabıyla hesabınızı da sizler yapın. Yeni hocasını geçen yıl alırken; ligi, ülke futbol iklimini ve Trabzon dünyasını iyice bir ezber etsin, içselleştirsin de gelecek sezon zorlanmasın diye düşünen yönetimin bu düşüncesine saha içinden destek yok. Hiçbir gelişim, değişim emaresi ile karşılaşılaması eminim yönetimi de kara kara düşündürüyor. Bu kırılgan oyun yetmez. Trabzonspor taraftarını mutlu etmez. Stadyuma gidenler de gitmez olur. Ki en büyük tehlike de bu olur. Birkaç söz de hakeme. İzlerken kötü hakem dedim. Ki ben eskiden daha çok kötü niyetliler diye düşünürdüm. Artık onun da önüne geçtiler. Genel bir sorun olduğu kanaatindeyim hakem camiasıyla ilgili olarak.
‘’Mazeret yok!‘’
Trabzonspor istikrarsız bir takım görüntüsünde. Altı maç oynuyor… Yarısını kazanabiliyor sadece. Diğer yarısını da kaybediyor… Kaybetmek var, kaybetmek var üstelik. Puanların tümünü bırakıp sahadan çıkıyor olmak da bu stratejik oyunun en yanlış kurgularından biri.
Radikal karar gelir mi?
Futbolda ya hep, ya hiç diye bir şey yok. Trabzonspor ne kazanmaya alışıyor ne de tam kaybetmeye. Hâl böyle olunca da teknik adam konusunda “tamam mı devam mı” diyemiyor. Hatay önünde alınan mağlubiyetin izahı yapıldı yapılmasına ama kabul gören açıklamalar değildi bunlar. Nenad Bjelica sezona Umut Bozok inadıyla başladı. Sonuçları ortada. Şimdi de inatları isim, şekil ve boyut değiştirmiş gözüküyor. Bardhi, Bakasetas ve Abdülkadir Ömür üçlüsünde; yer, konum, zaman, mekan tercihleri ile kaybettirmeye devam mı edecek yoksa radikal kararlar mı alacak birlikte göreceğiz.
Sol açık Trezequet’dir
Kimse kusura bakmasın bu takımın sol açığı bellidir. O da Trezeguet’dir. Trezeguet’yi stratejik bir uygulama ile kenarda tutmaya saygı duyuyorum. Ancak oyuncuyu 83’te oyuna almak, strateji yok demektir. Geçen maç bu anlaşılmış oldu. Beşiktaş’ı yenip, Hatay’a 2-0’dan maç vermek taraftarları üzmenin de ötesinde bir durumdu. Pendik önünde iyi bir galibiyet bile o maçın etkisini kolay kolay azaltmaz. O nedenle yüksek performans beklentisi iyi bilinmeli. Trabzonspor’un artık iyi ve alternatifleri bol bir kadrosu var. Mazeret asla kabul görmez. Benden söylemesi.
‘’Kabul edilmesi zor mağlubiyet‘’
Skor üstünlüğünü eline alıyorsun ama oyun üstünlüğü sende değil. Bunu kenar yönetimi olarak fark etmen gerekiyor ama öyle olmuyor. Öne geçmenin öz güveniyle birlikte Onuachu’yu oyundan alıyorsun. Abdülkadir’i oyundan alıyorsun. Seni öyle ya da böyle 2-0’a taşıyan ilk kurguyu bozuyorsun. Sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Nenad Bjelica, Beşiktaş maçının övgülerini ne kadar hak ettiyse, Hatay maçının da yergilerini bir o kadar hak etti dün gece. Trezeguet gibi bir hücum silahını oyuna neden bu kadar geç aldı izah etmesi gerekiyor. Hocaya güven azalır. Oyunun akışını bu kadar terse döndürüp kazanmayı beklemek güçtü. Öyle de oldu. Trabzonspor dün gece sadece 3 puan kaybetmedi. Hocasına olan güveninde de azalmalar yaşadı. Bekleri Mehmet Can ve Eren’in üst düzey performansları ile bir yere kadar yürüyen takım, neredeyse kalesine gelen her topu gol olarak izletti.
İzahı hakikaten zor
Birbirinden kopuk, yardımlaşmanın zayıf, bireysel performansların düşük kaldığı bir karşılaşmada hakem ve VAR uygulamaları da geceye damga vurunca kazanmak için çok bir neden kalmamıştı. Ele temasın olduğu bir pozisyonda VAR devreye girdi. Hakem izledi, iptal etti. Ele çarpan ve gol olan pozisyonda hakem golü verdi. Bu kez VAR devreye girmedi. Bu durumun izahı hakikaten çok zor. Trabzonspor bir ileri bir geri performansıyla, hakemlerin çelişkileriyle ama en çok da Nenad Bjelica’nın hatalarıyla taraflar nezdinde kabul edilmesi zor bir mağlubiyet almış oldu. 6 haftada 3 mağlubiyet çok şey düşündürür bundan sonra.
‘’Fırtına seri için sahada‘’
Trabzonspor’da moraller yerinde. Kötü başlanan sezonu, iyi devam edilen sezon haline getirdiler. Bjelica ve oyuncu grubu kazanmanın tadını aldılar. Çok gol atıyorlar. Yeni transferler ilk maçlarını oynarken acemiliklerini daha ilk dakikalarda üzerlerinden atacak kadar yetenekli olduklarını gösterdiler. Eskilerle yenilerin mükemmel uyumu büyük oranda gerçekleşmiş gözüküyor. Saha içinde yardımlaşmanın zirve noktası Beşiktaş maçında yaşandı. Sonradan oyuna girenlerin katkısıyla birlikte de Trabzonspor’da herkes forma savaşına dahil olmuş durumda. Koşan, basan takım özlemi duyan taraftarın da keyfi hayli yerinde. Tüm bu olumlu koşulların ışığında Trabzonspor, Hatay karşısında kazanmak ve Beşiktaş maçını anlamlı hale getirmek istiyor.
Onuachu beslenirse
Hatay kaybetmeye tahammülü olmayan bir görüntüde. Defansif ve ofansif güçlerini iyi kullanabiliyorlar. Volkan Demirel ve ekibi iyi bir takımdaşlık örneği sergiliyor. Trabzonspor’un Hatay önünde en büyük kozu usta ayakları olacak. Trezeguet ve Visca kanatları Trabzonspor’u uçuracak gibi duruyor. Onuachu’yu besledikleri sürece gol sorunu yaşanmaz. Bardhi, Bakasetas ve tabii ilk maçında gönülleri fetheden Mendy Trabzonspor’un en büyük kozları olacaklar.
Top bu kez Trabzon’da
Beşiktaş maçındaki topa sahip olma oranları ölçü olacak mı bu bilinmez ama topu bu kez Trabzonspor’da görebiliriz daha fazla. Beklerinin performansı da üst seviyede Trabzonspor’un. Bu durum “kenar oyunlarıyla sonuç alınabilir” dedirtir. Ancak Hatay’ın da form durumu, merkezde baskıları sonucunda kapacağı toplarla geçiş senaryoları, sonuç almaları olasılığını yükseltir bu karşılaşmada. Keyifli bir futbol günü olacak. Trabzonspor asla bırakmayan oyunuyla kazanıp, serisini devam ettirirerek Trabzon’a döner.
‘’Geri döndüler...‘’
Bunun adı lige muhteşem bir geri dönüş. Favorisi ilan edilmediği bir karşılaşmada yeni transferleriyle birlikte mükemmel bir meydan okuma yaptı Trabzonspor. Sezona yeniden başlamak için bundan daha güzel bir maç seçilemezdi. Trabzonspor, ezeli rakiplerinden Beşiktaş karşısında aldığı bu galibiyetle, “bensiz hesap yapmayın” mesajını tüm rakiplerine vermiş oldu. Takım olma becerisini daha önce yakalamış Beşiktaş karşısında mücadelenin gücü devreye girmiş oldu. Beşiktaş’ın orta alanda müthiş üçlüsüne yerinde yapılan baskılar karşılık buldu. Trabzonspor’da takım bütünlüğü oyun kalitesinde değilse de bireysel performans ve savaşma ruhu dün gece fark yaratan unsur oldu.
Kusursuza yakındılar
Zamana ihtiyaç duyan bu oyuncu grubu takım olma becerisi de kazandığında çok can yakar. Can yakar derken akla gelen ilk isimlerden Mehmet Can’a kocaman bir parantez açmak gerekiyor. Sessiz ama müthiş bir transfer olduğunu daha ilk süre aldığında hissettiren Mehmet Can dün de sahanın en iyilerinden oldu. Tek tek tüm oyuncular girenler, çıkanlar kusursuza yakın oynadılar dün gece.
Uygulamalar karşılık buldu
Bjelica için “koşan, basan, savaşan, mücadeleyi asla bırakmayan takım yapar, yeter ki sabır gösterilsin” sözleri hafızalarda taptaze. Dün de bu sözlerin tam karşılığıyla sahadaydı. Tüm uygulamaları karşılık buldu. Trabzonspor özellikle ilk yarı istatistiklerinde de görüldüğü üzere topu takibine, ikili mücadeleyi ise kendine sakladı. Mendy yerini dolduran, atakları güzelleştiren, Onuachu ise anlamlandıran oyuncu oldu. Trabzonspor için bu muhteşem galibiyetle birlikte, “geri döndüler” diyebiliriz...
‘’Dönüş fırsatı ‘’
Trabzonspor için çok önemli bir eşik Beşiktaş maçı. Sezona istedikleri gibi başlayamadılar çünkü. 4 haftada 2 galibiyet bakış açısına göre olumlu ya da olumsuz değerlendirmeye açık bir konu. Evinde Rizespor’a yenilmese çok da dert edilecek durum değildi ama bu mağlubiyet hayırlı vesileleri de beraberinde getiren faktör oldu. Eksikleri belliydi Trabzonspor’un. Nokta atışlar gerekiyordu ama gecikiyordu. Bu mağlubiyetle birlikte yükselen tepki sesleri yönetimin de hızlanmasına sebep oldu. Trabzonspor nokta hamlelerle kadrosunu güçlendirdi. Kadrosunda mevcutta da bulunan güçlü isimlerle birlikte takım şimdi daha ele avuca gelir oldu. Her iki takım için de kötü bir denk geliş bu hafta. Kaybeden taraf olmak hayli baş ağrıtır. Trabzonspor seyircisi geçen yıldan itibaren boşalma eğilimi gösteren tribünlere yeniden dönüyor. Bu çok önemli bir katkı demek.
Ön alanda 4 önemli isim
Güçlü rakibi karşısında yükselen performansıyla Visca, dönecek olan Trezeguet ve Onuachu’lu ön alan oyuncuları galibiyetin üç mimarı olabilirler. Bardhi yükseliyor. Etti dört etkili gole yakın ön oyuncusu. Abdülkadir ya da Bakasetas tercihi kritik. Tabii Mendy kilit isim çünkü bilinmezleri çok. Takımı için de rakibi için de. Trabzonspor’un şampiyonluk sezonu dahil en önemli kozu Uğurcan’ın büyük maç performansı. Taraftarının desteği, beklerinin ve stoperlerinin az hatalı oyunu Trabzonspor’a istediği galibiyeti getirebilir. Bu bir ‘dönüş ve buradayım’ maçı. Kazanç düşünülünce iyi konsantrasyon ve anların doğru oynanması hali, her şeyin yeniden başlaması demek. Bjelica ve oyuncuları bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir.