‘’Kazanma zamanı!‘’
Trabzonspor adına derbide oynanan oyun takdir gördü. Oyuncular kötü gidişata adeta tepki verdi. Favorisi olunamayan maçın üç puan kaybeden tarafı oldular maç sonunda. Puan cetvelinde kötü durumda gözükse de Sivasspor’un bir Rıza Çalımbay takımı olduğunu unutmamak gerekiyor. Evinde kolay teslim olmayan, büyüklerin her zaman çekindiği bir deplasmandan bahsediyoruz. Trabzonsporlu oyuncuların yeni teknik adamlarıyla buluşma maçında savaşan, mücadele eden taraflarını göreceğimizi düşünüyorum.
Sorun fazlalıklar
Beşiktaş maçında oynanan doğru oyundan taviz verilmemesi gerekiyor. Eksikler var ancak Trabzonspor’da eksiklerden daha büyük sorun fazlalıklar! Yeni teknik adama kendini gösterecek, gelecek planları yapabilmesi için doğru veriler üretecek oyuncu grubu gerekiyor. Trabzonspor bu akşam yeni hocasıyla, onun küçük direktifleriyle kazanmaya daha yakın taraf. Ancak başta da söylediğim gibi, Sivasspor puan durumu riskli bölgede olduklarını işaret ediyor. Onlar adına mutlak kazanma maçı. Trabzonspor içinse Avrupa hedefi için mutlak kazanma maçı.
‘’Onlar isterse olur‘’
Şiddetle kazanmaya ihtiyacı olan iki büyük takımın mücadelesi ilk yarısı itibariyle 'Şiddetle kaybetmeme' senaryolarıyla başladı. Karşılıklı kontrollü oyun ilk bölüme damgasını vururken, izleyenler açısından keyifsiz, zevksiz ama kenardaki teknik adamlar açısından 'Amacı belli' bir oyun gibi gözüktü. İhsan Derelioğlu, birkaç sene evvel Alanyaspor önünde Pereira ile yaptığının benzerini bu kez Peres ile yaparak hem rakibini hem de taraftarlarını şaşırttı. Sezon başından itibaren bir türlü çare bulunamayan sağ açık mevkiine adeta ‘Açıklık’ getirip Peres’i oraya monte etti. Bu tercih rakibinin sol taraf akınlarını tıpkı sağ kanat organizasyonları gibi etkisizleştirdi.
Formda ve favori rakibine karşı, formsuz ve favorisi olamadığı karşılaşmanın bu ilk bölüme dair önlem planı kusursuz işledi. İkinci yarıda Trezeguet hamlesiyle oyunda tempo da arttı. Pozisyonlar, gol pozisyonları birbiri ardına gelmeye başladı. Türkiye’nin iki özel kalecisinin devleştiği gece de gol ayakları da bir o kadar suskun kaldı.
Eleştiriler terse döndü
Daha birkaç hafta geriye gidildiğinde oyuncu grubunun 'Bırakmışlığı' üzerine yaptığımız tüm eleştirilerin tersine döndüğü bir karşılaşma oldu. Dün gece Trabzonsporlu oyuncuların 'Eğer onlar isterse olur' dediğimiz motivasyonu sahadaydı. Neydi bu değişimin, isyanın, reaksiyonun nedeni diye düşünürken aklıma gelen tek ekstra şey şu oldu. Abdülkadir Ömür’ün sağ ayak baş parmağındaki çatlak nedeniyle oynamayacağı düşünülüyordu. “Maç öncesi büyük bir özveriyle “iğne” gayretiyle sahaya çıkan bir arkadaşı olan takım tam da böyle takımdaşlık gösterebilirdi” dedim. Öyle de oldu.
‘’Fırtına isterse!‘’
Son dönemin en etkili oyun üreticisi Beşiktaş takımı ile yine son dönemin en kafada bitirmiş takımı Trabzonspor karşılaşıyor... Böylesi bir ezeli mücadelede Trabzonspor adına maçı kazanmak için “eğer oyuncular isterse” seçeneği haricinde taktiksel bir görüş aklımıza gelmiyor... Lig ve kupa maçlarında verdikleri görüntü umutsuz vaka olduklarını düşündürüyor... Teknik adam belirsizliğine karşı İhsan Derelioğlu geçici çözümü oyuncu grubunda heyecan yaratmamış olacak ki Kasımpaşa maçında yine bitse de gitsek durumu yaşandı... İhsan hoca maç önü ve sonunda yaptığı tespitlerle durumu anlatmıştı. Bugün teknik, taktik değerlendirme adına hoca tarafında bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Oyuncular ne kadar savaşacak, ne denli isteyeceklerse gecenin de belirleyici bu psikolojileri olacak... Rakipleri Beşiktaş Şenol Güneş’le şampiyonluk yaşadıkları moral değerlere erişmiş gözüküyor.
Başkanın konuşması...
Oyuncuların bireysel performanslarını yine yükselten, oyunu güzelleştiren bir teknik adama sahipler... Şenol Güneş, “Bundan olmaz” denilen bir çok oyuncuyu sistemin içine çekerek yeniden değerine ulaştırdı. İbreler Beşiktaş’tan yana bu gece... Ancak son şampiyon haftalardır veremediği reaksiyonu ezeli rekabetin ve derbinin havasına girerek verebilir de... Saha ve seyirci avantajı da birleşirse Trabzonspor “buradayım” diyebilir. Siopis, Bakasetas gibi mücadele gücü yüksek oyunculara diğer oyuncular da eklenmeden hiçbir şey olmaz. Kim ne derse desin Trabzonspor’un iyi bir kadrosu var. Oyuncular bunun farkında olmalı... Maç öncesi başkanın motivasyon konuşması ilaçları olabilir mi? Bunu bekleyip de görmek mümkün...
‘’Galibiyet her şeyi değiştirir‘’
Trabzonspor’da adı geçen hoca adayları arasında en doğru tercih hangi isim olur?
'Montella tercihi heyecanlandırabilir'
En doğru tercihi isimden ziyade öncelikle kriterler açısından değerlendirmek gerekiyor. Şampiyonluğun hemen ertesinde yaşanacak bu değişiklik için çıta epeyce yüksekte artık. Yerli tercih için boşta ve şampiyon teknik adam olması özelliğiyle Sergen Yalçın ismi ön plandaydı. Kendi içinde son derece tutarlı, mantıklı gözüken bu hamle pürüzlerin küçükten büyüğe sıralanmasıyla olumsuz sonuçlanmış gözüküyor. Yabancı tercihi içinse öncelik ülkemizi bilen güçlü isimler olmalıydı. Öyle de oldu. Adeta parıldayan iki İtalyan teknik adamın isminin sıklıkla konuşulması da bu nedenle. Hatta Pirlo ile sıcak temasa bile geçildi. Bu son derece doğru bir girişimdi. İzinler alındı, görüşmeler yapıldı, pürüzler aşamasına geçildi. İşin uzaması, sorunların aşılamadığını düşündürüyor. Eğer sezon sonu beklenecekse, bence Montella tercihi camiayı daha fazla heyecanlandırabilir.
Trabzonspor, gelecek planlaması konusunda nasıl bir yol izlemeli?
'Ağırlıklardan kurtulmalı'
Öncelikle bir panik havası esmemeli. Panik görüntüsü, gelecek ve gidecek olanların elini güçlendirir. Trabzonspor elini her daim güçlü tutmalı. Büyük olan taraf kulüp elbette. Bu gelecek olanlara da gidecek olanlara da hissettirilmeli. Sosyal medyanın son dönem kulüpleri yanlış yönlendirmelerine tanığız. Dikkat edilmeli. Camiaya doğru mesajlar verilmeli ve bu kayıp sezonun kazanımlarının da olabileceği unutulmamalı. Şampiyonluk bütçesine çekilecek takımda, doğru tercihler, doğru vazgeçişlerle kalite düşmeden tekrar yarışan takım oluşturulabilir. Trabzonspor bir an evvel ağırlıklarından kurtulmalı. Takım içi denge ve arkadaşlık bağları öncelenmeli. Yabancı tercihler yurt içinden yapılmalı. Tüm bunlar yapılırken camia başkan ağzından kısa, net bilgilerle sürece dahil edilmeli.
Hedefsiz kalan Trabzonspor için Beşiktaş maçı ne ifade ediyor?
'Fırsatlar teselli olabilir'
Hedefsiz Trabzonspor maalesef hedefsiz oyuncuların da eseri biraz da. Ancak bu kadar para kazanılan bir sektörde 'Etkilendim kısmını uzun haftalara yaymaları kabul edilebilir değil. Oyuncu en azından bireysel hedefleri için işine saygısını göstermeli. Kupadan uzaklaşmak, ligden uzaklaşmak futbolda var. Sahada savaşamamak ise yok. Hedefsizlik sendromu kötüdür. Ancak fırsatlar da sizi teselli edebilir. Bundan sonra oynanacak büyük maçların kazanılması hedefi Trabzonsporlu taraftarları kayıp sezon da olsa memnun eder. Sahada savaşan, ezilmeyen, takımdaş bir görüntü ve derbi galibiyeti de gelirse sezon sonuna kadar kalan maçlar için yeni bir hedef konulur. Ayrıca Trabzonspor’un şu an matematiksel hesapları tutarsa Avrupa’ya gitme ihtimali var. Bu durumu oyunculara iyi anlatmak, anlamayanlarla şimdiden vedalaşmak da bir çözümdür.
‘’'Bitse de gitsek' oyunu‘’
Trabzonspor için koca bir ilk 45 dakika yine yoksunluklarla geçti. İlk kurguyla birlikte daha önceden test edilmiş başarısızlıkların bir tekrarı daha yaşanmış oldu. Aşırı korunaklı olan 'Defans önüne iki defansif oyuncu daha' tercih edilmesi, Trabzonspor’u daha da hareketsiz hale getirdi. Trabzonsporlu oyuncuların haftalardır kulvar fark etmeksizin oynadıkları 'Bitse de gitsek oyunu' için hoca değişimi de çare olmadı. İhsan Derelioğlu için zor bir dönemde üstlenilmiş bu görev onun tercih ettiği onbire de böylece yansıdı diyebiliriz. Onun ilk maçında sağlamcı bir kurguyla başlayıp, adeta kazaya kalmak istememesi; bu kez bırakın kazayı hasarı da büyüttü. Elbette şu saha içi performans düşüklüğünü teknik adamla ilişkilendirmek en son yapılacak eleştiri. Ancak hoca için önemli bir şanstı farklı şeyler gösterebilmek adına. Mesela genç oyuncu tercih etmek gibi. Olmadı, hoca tercih etmedi.
3 puanı hak ettiler
Ülkemizde özellikle işlerin planlandığı gibi gitmediği ilk yarılarda oyuna 'Oyuncu değiştirmek' suretiyle hamle yapılamaması hâlâ büyük sorun benim gözümde. Ben yazmaktan bıkmayacağım. Öyle gözüküyor ki, teknik adamlar da bu konuda oyuncularını korumaya devam edecekler. Üstelik takımları kaybetmeleri pahasına. Kasımpaşa baştan sona üstünü olduğu oyunu hak edilmiş bir 3 puan alarak tamamlamış oldu. Trabzonspor kötü gidişe dur diyemediği gibi, umut da vermedi.
‘’Önce hedefsiz şimdi kulvarsız‘’
Amaçsız, hedefsiz bir görüntüde olduklarını Kayserispor maçında zaten göstermişlerdi. Şimdi de kupa mücadelesinde gösteremedikleri dirençle kulvarsız kaldılar. Trabzonspor hasbelkader golü de bulduğu karşılaşmada sonunu getiremedi. Sonunu getiremeyeceğine dair o kadar çok emare vardı ki, bu maç böyle bitmeyecek diyenler için sürpriz olmadı. Hatta farkın açılacağını ön görmek bir süre sonra normalleşmişti bile. Defansı evlere şenlik, orta sahası dirençten uzak, forvet hattı Markovic’in performansına bağımlı olunca 1-0’ı korumalı oyun bir yerde mutlaka patlayacaktı, büyük de patladı. Abdullah Avcı’nın eleştiri aldığı, belki de gidişine sebep oyun içi konuların hemen hemen hepsinde daha da geriye gidişin bu kadar hızlı olması manidar. Oyuncuların yaşadığı kopuşu saymıyorum bile. Herkes sezonu bitirmiş, gelecekten kredisini yer gibiydi. İzlerken kafaya öylesine çıkışlardan, gereksiz asabiyet gösterilerine kadar bir çok vücut anlatım dili ile kafa olarak bitirdiklerini o kadar güzel anlattılar ki, şaşırmadık.
Başlamadan kaybettiler
Trabzonspor’da kayıp sezon yaşanıyor. Bir umut kupa gelir mi diye düşünenler için bu bölüm de kapanmış oldu. Geçen yılın şampiyon takımı, kümede kalma mücadelesi vermesine rağmen sahada savaşan Ankaragücü takımına da direnemedi. Tıpkı Kayseri takımına direnemediği gibi. Savaşmadan olmayacaktı. Ankaragücü ve Tolunay hoca büyük kazandı. Orhan hoca ise daha başlamadan büyük kaybetti. Futbol maalesef hayatın ta kendisi ve acımasız.
‘’Savaşan Trabzonspor turu geçer‘’
Trabzonspor’un bu sezonda iddiasını sürdürebileceği son kulvarı kaldı. Türkiye Kupası’nı kaldırıp, Süper Kupa finali oynayabilir ve bu kulvar ona böylesi kötü bir sezonda 2 kupa kazandırabilir. Bugün bu nedenle çok önemli. Taraftarının gönlünü alabilir, gelecek sezonun planlamalarını yapan yönetimin de şevkini artırabilirler... Oyuncu grubu ve Orhan Ak büyük sorumluluk duygusuyla bu maça çıkmalılar. Telafisi olmayan maçların kazanımları da yıpratıcılığı da farklı olur. O yüzden Trabzonspor rakibi Ankaragücü karşısında mutlak kazanmak zorunda.
Yumuşak orta sahayla olmaz
Tolunay Kafkas’la ilk maçına çıkan ve iyi görüntü veren Ankaragücü coşkulu bir takım. Ligdeki yerleri yanıltır. Ali Sowe tam da Trabzonspor’un zaaflarından faydalanacak profilde oyuncu. Kayseri maçında görüldü ki, maça önce doğru kurgu, sağlam tercihlerle başlanmadığında işleri sonradan toparlamak zorlaşıyor Trabzonspor için. O nedenle doğru başlangıç kurgusu şart. Denenmiş ve bu denemelerden de başarısız sonuçlar alınmış her uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerekiyor. Yumuşak orta sahaların bizim ligimizde başarılı olması imkansız. Trabzonspor’un bir ideali ve ideal de bir 11’i olmalı artık. Macera aramamalı.
Kafkas disiplini bırakmaz
Ankaragücü takımı yeni hocasıyla daha da disiplinli bir takıma evriliyor. Tolunay Kafkas kupa konusunda deneyimli ayrıca. Bu durum maça konsantrasyonun önemini artıran bir konu. Kolay maç olmayacak iki taraf için de... Bırakan, vazgeçen değil asılan, savaşan bir Trabzonspor ancak turu geçebilir. Bu konuda Abdülkadir Ömür ve Bakasetas’a büyük görevler düşüyor. Kaptan Uğurcan kilit adam olur karşılaşmada. Bildiğimiz o eski Uğurcan’a dönmesi şart.
‘’Heba sezonu!‘’
İlk yarı oynanırken oyuncu değişiklikleri yaptı Deschamps.. Ve o üst düzey oyuncular bu durumu böylesi bir gecede, takım menfaati gereği yapılıyor diye düşünüp, kabullenmekte zorlanmadılar...Konu bile olmadı...Ancak nasıl oluyorsa bizim ligimizde “oyuncuya yanlış olur” düşüncesini bizler bir türlü değiştiremiyoruz... Destek de buluyor bu düşünce... Zaman geçiyor, koca dakikalar heba ediliyor... Oyuncuyu kaybetmeyelim de... Takım kaybetmiş ne gam! Ne için peki?
Baştan bu orta saha kurgusuyla olmayacağı belli bir karşılaşmanın, defolarıyla erken dakikalarda yüzleşilmesine rağmen teknik ekipten herhangi bir hamle gelmedi saha içine. Kocabir45dakikaheba edildi... Ki bunun basit provasını daha bir maç önce Adana Demirspor önünde de test etmişken, bu yanlış kurguda ısrar edilmesini anlamak mümkün olmadı... Devre arası geldi. Bardhi hamlesiyle coşku, tempo artı... Pozisyonlar, goller, penaltılar, atılanlar, yenilenler birbirini takip etti. Eşitlik geldi...Trabzonspor artık kazanır diye beklerken, bu kadar geniş alanda oynanan oyunun, geniş alan oyuncularına sahip takımı Kayserispor dördüncü golü buldu. Çağdaş Atan transfer tahtası kapalı ve giden oyuncuları olmasına rağmen oynattığı oyunla alkışı bir kez daha hak etti.