‘’3 puan değerli oyun sorunlu‘’
Milli araya kadar haneye ne kadar puan yazdırırsanız o kadar iyidir denilir. Trabzonspor’un bu iki haftalık periyotta oyun olarak eleştirilecek çok şeyi varken kazandığı altı puan, ilerleyen haftalar adına umutlu konuşabilmek için önemli. Ancak yalnızca alınan puanlar altın değerinde, oynanan oyuna dair ise bir türlü giderilemeyen sorunlar da Trabzonspor’un önünde önemli dersler olarak duruyor. Hız yok, tempo yok. Takım halinde savunma arızalı. Oyuncuların bireysel yetenekleri, sonuç alabilmek için en önemli silah gibi görünüyor. Trabzonspor taraftarlarına bu oyunu sevdiremez. Temaslı oyun yok. ‘İyi orta gol olur’ demiştik geçen hafta, bu kez iyi orta da gelmedi, Onuachu öyle kaldı.
Zubkov değiştirdi
Yine de bir oyuncu, o da Zubkov, oyunun kaderini değiştirmeyi başardı. Bu oyunu, ihtiyaç duyulan merkez orta sahanın transfer edilmemesine bağlamak ise hataları görememek anlamına gelir. Üç puan çok değerli ama oyun bir o kadar sorunlu ve anlaşılmaz görünüyor. Trabzonspor, iki eski efsane golcüsünün rakip kenar yönetiminde olduğu bir maçı geride bıraktı. Ancak o efsaneler bu kez sanki geçmişte golcü değil de defansif orta saha oynamış gibiydiler..
‘’2'de 2 zamanı‘’
Trabzonspor’un oyunu tam anlamıyla oturana ve oyuncular sisteme adapte olana kadar kazanma odaklı bir futbol izleyeceğimizi düşünüyorum.
Bugün de Kasımpaşa karşısında kazanmaya yakın tarafın Trabzonspor olduğu kanaatindeyim. Kasımpaşa geçen hafta kaybetmesine rağmen pozitif futboluyla dikkat çekti. Şota hocayla birlikte ‘çok atan, çok yiyen, çok pozisyona giren ve veren’ anlayışın kısa sürede değişmeyeceğini düşünüyorum. Bu akşam da oynamak isteyecekleri hücum futbolu Trabzonspor’un avantajına dönüşebilir.
Trabzonspor orta alanda istediği üçlüyü hâlâ kuramamış olsa da Fatih Tekke’nin eksikler ve mecburiyetlere rağmen doğru hamleleri bulacağına inanıyorum. Ligde ikinci hafta itibarıyla her takımın kadro yapısı dengeleri değiştirebilecek güçte. Trabzonspor da orta sahadaki eksiklerine rağmen güçlü bir kadroya sahip. Bahane değil, galibiyet ve 2’de 2 yapma zamanı.
‘’İyi orta gol olur!‘’
İstediğimiz kadar atıp tutalım; bir kural var, değişmiyor: Atanın ve tutanın iyi olacak. Dün gece Uğurcan kalesinde adeta devleşirken, dev santrfor Onuachu, kendisine servis edilen ortalara gereğini yapmakla meşguldü. Attığı gol, bu tip sezon başlangıçlarında ya da sezonun herhangi bir bölümünde kilitlenmiş, açılmayı bekleyen oyunlarda ‘cam simidi’ gibi ortaya çıkan cinstendi. Sezonun ilk karşılaşmaları, her türlü sonuca açık ve her türlü sürprize gebe maçlardır. Kocaelispor, mükemmele yakın bir savunma, pres ve agresif oyunla Trabzonspor’un ilk yarıda tek seçeneğinin ortalarla gol aramak olmasına neden oldu. Gerçi ikinci yarı da ondan farklı olmadı! Trabzonspor’un hazırlık döneminde oyun anlamında yaptığı çalışmaları sahaya ne kadar yansıttığını bilemiyorum ancak dünyanın ve bu ülke futbolunun tek gerçeği bir kez daha görüldü: Futbol basit bir oyun, zor olan ise basit oynamak. İyi orta, Trabzonspor’da ‘gol olur’ bundan sonra. Onuachu’nun olduğu her maçta iyi bir orta varsa, orada gol de olur. Yeter mi peki?
Not: Trabzonspor orta sahası hâlâ ‘oyuncu alın’ diye bağırmaya devam ediyor. Bir de oyuna müdahaleler süre ve tercih olarak tartışmalıydı.
‘’Açılış maçı sezonun aynasıdır‘’
Trabzon’da sezon açılış maçları her zaman özel bir atmosfere sahiptir. Gurbetçilerin memlekete döndüğü bu günlerde tribünlerin boş kalması neredeyse imkânsızdır. Hazırlık maçlarında sergilenen dalgalı performans, beklentileri bir miktar törpülese de açılış karşılaşmalarının coşku ve tempoyla geçtiği gerçeği değişmez. Fatih Tekke’nin sahaya yansıtmak istediği oyun, hız ve enerjiyle birleşirse tribünlerle güçlü bir bağ kurulabilir. Futbolda bilinen bir gerçek vardır: Önce takım oynar, tribün ardından gelir.
Kocaelispor’a dikkat...
Rakip Kocaelispor, Selçuk İnan yönetiminde ligin yeni ama disiplinli ekiplerinden biri. Transfer ettikleri golcü (Petkovic), geçmişte Trabzonspor’un da gündemine gelmişti. Sıcak ve nemli hava oyunun temposunu etkileyebilir; ancak sonuçların bu koşullar üzerinden değerlendirilmesi beklenmez. Trabzonspor için güçlü bir başlangıç, sezonun genel gidişatı hakkında önemli ipuçları verecektir. Açılış maçı, eksiklerden çok mevcut potansiyelin sınandığı bir mücadele olacak.
‘’Hedefsiz olmanın bedeli‘’
Trabzonspor-Samsunspor karşılaşmasının son bölümü tam anlamıyla bir heyecan kasırgasına dönüştü.
Sezon başından bu yana hedefi üçüncülük olan ve bu hedeften hiç sapmayan, transfer yasağına rağmen mücadeleyi bırakmayan Samsunspor, uzun süre önde götürdüğü maçta son dakikalarda art arda yediği iki golle geriye düştü. Ancak kısa sürede gösterdiği reaksiyonla skoru dengeledi ve deplasmandan bir puanla döndü. Bu maç, “Hedefi olanla olmayan takım arasında ne fark vardır?” sorusunun en net cevabıydı.
Trabzonspor açısından ise gelecek sezona nelerin taşınacağı iyi analiz edilmeli. Dünkü Trabzonspor’un hedefi tam olarak neydi? Muhammed Cham belki sezonun en iyi performansını sergiledi ama sezon genelindeki grafiği de göz ardı edilmemeli. Hocanın hazır olmadığını düşündüğü Sikan’ı ilk 11 başlatıp devre arasında çıkarması büyük hataydı. Visca’nın yine solda az çok fark etmez süre alması, denenmesi de kafa karışıklığını gösteriyor. Bir puan prestij açısından değerli olabilir ama yanlışlar Nwakaeme ile örtülemez. Taraftar sayısı yok denecek kadar azdı ve kalanlar da oyuncuları protesto etti. Bu tepki sizce sadece oyunculara mıydı?
‘’Kıymetli olan oyuncu kazanmak‘’
Trabzonspor, evinde en son Galatasaray’a mağlup oldu ancak Fatih Tekke yönetiminde iç saha performansı oldukça iyi bir seviyeye geldi. Samsunspor ise transfer yasağına rağmen sezon boyunca istikrarlı bir grafik çizdi. Zaman zaman kısa süreli düşüşler yaşansa da, genel olarak bulundukları konumu korumayı başardılar.
Bugün lig üçüncülüğünü kaptırmamak adına sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkacaklardır. Samsunspor’un başarısında; kompakt yapı, birbirini tanıyan oyuncu grubu ve iyi bir kenar yönetiminin payı büyük. Özellikle altını çizmek gerekir ki, transfer yasağının getirdiği mecburiyetler, onların en büyük avantajına dönüşmüş durumda. Trabzonspor ise Galatasaray karşısındaki hem kupa hem de lig maçlarında gösterdiği dirençsiz oyunla kamuoyunda tepki çekti. Bodrum’daki karşılaşmada da gerek kazandığı gerekse kaybettiği şeyler dikkat çekiciydi. Haftalardır Salih’in oynatılması gerektiğine dair yapılan eleştiriler, oyuncunun sahada gösterdiği performansla bu ısrarı haklı çıkardı. Herkesin aklında olan bir başka soru ise; Sikan oynayacak mı?
Hem beklenti hem hak...
Bugünkü maçta U19 takımından birkaç oyuncuyu ilk 11’de görmek, Trabzonsporlular için hem bir beklenti hem de bir hak. Bu çocuklara şans vermek, kulübün geleceği adına atılacak en doğru adımlardan biri olur. Çünkü Trabzonspor için bugünkü karşılaşmanın prestij dışında çok büyük bir anlamı olmayabilir. Elbette prestij önemlidir, ama asıl kıymetli olan, gelecek sezona taşınabilecek oyuncular kazanmaktır. Günlük memnuniyetlerin ötesine geçmek ve kalıcı başarılar hedeflemek, bugün Trabzonspor’un en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.
‘’Motivasyon şart!‘’
Ligde ve kupada Galatasaray’a mağlup olan Trabzonspor, kötü geçen sezonun kalan maçlarında geleceğe dair umutlar vermek için sahada olacak. Kalan maçları kazanmak önemli. Kazanırken de radikal kararların altyapısı oluşturulmalı. Hangi motivasyon aracıyla Trabzonsporlu oyuncular Bodrum karşısında galibiyet arayacaklar, bu da tartışılır bir konu elbette. Bu anlamda Fatih Tekke’nin işi hayli zor. Bodrumspor için hayati öneme sahip bir karşılaşmada, Trabzonspor’un reaksiyonu nasıl olacak; soru işareti. Mutlak kazanmaları gereken bir karşılaşmada, en azından kazanamıyorsan kaybetme mantığı işleyebilir Bodrum tarafı için. Hırslı ve istekli, bir o kadar da kontrollü olacaklar. Hızlı geçişler en önemli silahları ancak rakip alanda da oynayacakları zaman aralıkları hayli fazla olacaktır.
Belirleyici taraf Bodrum
Trabzonspor ne yapabilir? Fatih Tekke, ‘henüz hazır değil’ dediği oyuncularına şans verebilir. Seneye uygulamak istediği sistemin provalarına devam edebilir. Benim kanaatime göre, Bodrum takımının maç motivasyonunun gücü Trabzonspor’a da sirayet edecek ve rakibinin temposuna Trabzonspor da doğal olarak eşlik edecek. Ortaya mücadele gücü yüksek bir maç çıkacak. Yani belirleyici taraf daha fazla Bodrumspor olacak. Matematiksel olarak ilk beşe girmenin Trabzonspor’u motive etmesi kâğıt üzerinde beklenen bir durum ama verilen görüntü bu hedeflerle örtüşmüyor. Ayrıca “Avrupa’ya gitmenin en kestirme yolu Türkiye Kupası” sözü, final oynayanın her durumda Avrupa’ya gittiği dönemlerin sözü. Artık en kısa yol değil; bunu Trabzonspor yaşayarak görmüş oldu. Büyük takım, büyük bütçe, forma... Seni ilk 4 içine otomatik yerleştiriyorken orada değilsen, eksik işlerin çok demektir. Nwakaeme oynarsa Trabzonspor maçı alabilir. “Bu cümle de sezon başından beri değişmedi” diyebilirsiniz. Ona da saygı duyarım!
‘’Böyle kaybetmek olmaz!‘’
Ligde şampiyon olmak üzere olan Galatasaray takımı, Türkiye Kupası’nı da müzesine götürerek mükemmel bir sezon finaline imza atmış oldu. Okan Buruk ve oyuncu grubunu tebrik ederim… Daha birkaç gün önce iki takımın karşılaşmış olması, bugüne dair öngörülerimizi şekillendiren en önemli veriydi. Trabzonspor, spor kamuoyunun da beğendiği bir ilk 45 dakika oynamıştı. İkinci yarıda Mustafa Eskihellaç oyundan çıkarılmış, akabinde Trabzonspor’da düzen bozulmuş; Galatasaray ise istediği alanları bulup skor üretmişti. Daha birkaç gün önce oldu bunlar. Birkaç kez uyarmaya da çalıştım, cümle aralarında var detaylar. Trabzonspor için bu sezon “ideal on bir” diye bir şey ben görmedim, üç teknik adam da bulamadı zaten. Haliyle, Galatasaray’la ligde oynanan maçın ilk yarısındaki kadro “Kim bilir, belki de senin en ideal on birindi.” demiştim. Dün akşam Gaziantep’te yaşanan hadiseyi görünce, “Evet” dedim, “Trabzonspor’un en ideal oyunu da, on biri de oymuş gerçekten.” Trabzonspor dün akşam hem farklı yenildi hem de çok az reaksiyonla finalin büyük kaybedeni oldu.
Artık konu gidecekler
Evet, Galatasaray kendileri açısından mükemmel bir sezon finali yaparken, Trabzonspor’un onlardan rol çalması çok kolay olmayacaktı. Ancak futbolda güçlü ve formda kadroları yenen kadrolar da yok değil. Bu şans, kötü bir oyunla kaybedilmiş oldu. Sezon başından itibaren başlayan planlama hatalarının finali de böyle olabilir zaten. Johan Cruyff’un dediği gibi: “Futbol basit bir oyun. Zor olan ise basiti oynayabilmektir.” Trabzonspor, basiti de oynayamadı bu sezon. Özetle, dün akşamki kadro aslında gerçek rotasyonlu kadroydu sanırım. İdeali ise ilk maçtaki on birdi. Yine kaybedebilirdiniz ama bu kayıp kabul edilebilir durmadı. Yazık oldu. Hakikaten bu kadar yakın zamanda test maçı yapılmışken bu hataların yapılması, kondisyon anlamında, analizler anlamında ekip çalışmasında eksikleri de işaret ediyor olabilir. Ama bugünün konusu sanırım “gidecek oyuncular” olacaktır.









































