Arama

Popüler aramalar

‘’Yükü eşit dağıtmalı‘’

Trabzonspor’un böylesi kötü bir dönemi ‘yeniden yaşama’ ihtimalinin yüksekliği hepimizin malumu bir durumdu. Yeniden yaşama ihtimali diyorum çünkü; bir ihtimal de yaşamayacağı, ders almış olacağı yönündeydi. Zirvede yer aldığı her dönemin sonunda oyuncularının yükselen cazibesi ile bir şekilde gitme durumları hep yaşandı. Gidenler ve kalanlar hep konuşuldu. Olumlu olumsuz bin tane cümle kullanıldı. Hepsinin bir şekilde gelecek sezonlara ders niteliğinde katkısı beklenen durumdu ama olmadı. Trabzonspor bu hususta adeta sınıfta kaldı hep!

Üzüntü ve öfke hali

Her defasında yeniden başlama gücünü bulması elbette büyüklüğünün gereği, genetiğinin dayatmasıydı. Yine öyle oluyor. Bu sancılı geçiş sürecinin de sonu mutlaka zirve yarışı olacaktır ama ne zaman? Hadi yıkılma konusunda ders ezbere dönüştü diyelim, bari ayağa kalkma konusunda bu kez camia deneyimi gelişim göstermiş olsun diyelim...

Gidenlere, kalanlara bir bakalım. Yönetime uzaktan şöyle bir bakalım. Taraftara bir bakalım. Medyasına, camiayı var edenlerine bakalım... Herkesin ortak olduğu, paylaştığı tek şey ‘üzüntü ve öfke’ hali... Herkes ama istisnasız herkes kendine zayıf gördüğü, kolay gördüğü, erişilebilir gördüğü hedefler seçme gayretinde.

Bugünler elbet geçer

Oyuncu bazlı hedefleri olanlar her zaman oldu bu camiada. Sezonluk Hüseyin Türkmen idi, o kurtuldu kenarda kalarak. Hedef şimdi diğer yerli isimler olmamalı; üstelik yersiz, acımasız isnatlarla... Uğurcan’ın gözyaşları, Abdülkadirler’in saç boyutlarına yansıyan bir şey var Trabzon’da... Bu çocuklar Lille’dekiler için rahatlıkla kullandığımız ‘Ekstra bizim çocuklar’... Çocuklarımız... Bu yük onlara fazla gelirse vay haline o zaman işte Trabzonspor’un. Bugünler geçer, bugünleri kimlerle aşacağınızı bildikten sonra elbet!

05 Kasım 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Dere gider kumu kalır‘’

Futbolun gerçekleri diye bir kavram vardır, hepimizin bildiği...Sonrasında da ‘ülke futbol gerçekleri’ diye bir kavram söz konusudur ki başka bir başlık açıp konuşulması gerekir... Akabinde de ‘kulüplerin gerçekleri’, gelenekleri, alışkanlıkları vardır ve böylece de uzayıp gider bu ‘gerçeklikler’ konusu. Trabzonspor özelinde konuya bakmaya çalışalım... Dünya, ülke futbol gerçeklerine Trabzon’da bu kez; şehrin gerçekleri, şehrin dinamikleri eklenir ve işin boyutu tamamen değişir.

Newton güven bırakmadı

Trabzonspor geçen sezon sadece şampiyonluğu kaçırmakla kalmadı. Oyuncularını da elinden kaçırarak, umudunu, güven duygusunu da elinden kaçırmış gözüküyor. Eddie Newton’un Dünya ve Premier Lig futbol gerçekleriyle Trabzon futbol gerçeklerini örtüştürmesi bir umut olarak beklenen durumken, bunun oluşamaması ona güveni bitiren unsur oldu. Bir transfer dönemi boyunca ülke futbol gerçeklerine uygun olarak ‘orta alana takviye’ yazı ve sözlerimiz arşivlerde öylece duruyor.

Trabzon’un gerçekleri...

Ancak olmadı...Teknik adamın 3 adet 8 numara ile oynama isteğine, fikrine, oyun görüşüne saygı duymakla birlikte asla katılamadık. Ülke futbol gerçeklerine uygun gelmediği için eleştirdik. Gelelim Trabzon futbol gerçekleriyle durumun ilişkilendirilmesine...Ligimizde deneyimli teknik adamlarla bile yola devam süreleri belli iken ligin deneyimsizi bir teknik adamın transfer taleplerine yönetimlerin de dayatmaları ‘süreklilik’ adına bir ülke futbol gerçekliği... Sonuçta iş hep ‘dere gider kumu kalır’ sözüne geliyor. Dere gitti, gidecek, gidiyor ya da... Kulüplere kalan hep kumu oluyor...

01 Kasım 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Değişim kaçınılmaz!‘’

Orta alanda ‘güçlü isim’ eksikliği yine maça damga vurdu denilebilir. Başlangıcı kötü, bitirişi ondan da kötü Trabzonspor’un kayıp hanesine bir yenisi daha eklendi. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor, ilk çare bu açıkçası..

Şiddetle puana ihtiyaç duyduğunuz bir karşılaşmaya adeta fırtına gibi başlamanız beklenir... Öyle olmadı. Şiddetle puana ihtiyaç duyduğunuz bir karşılaşmanın son bölümlerini de fırtına gibi olamasa da doğru oyunla bitirmeniz beklenir... O bölüm de öyle olmadı. Beklentilerden aşırı uzak bir başlangıç ve beklentilerden aşırı uzak bir bitiriş yaptı dün gece Trabzonspor... Rakibin oyununu gerek maç başında, gerekse maç sonunda bu denli kabul edişlerin sonunun hüsran olmaması sadece mucizevi bir durum olabilirdi, haliyle öyle olmadı.

Reaksiyon veremediler

Trabzonspor’da yediği ilk gol sonrası sadece oyuna değil sonuca da reaksiyon beklentisi olsa da; yine baskı altında geçirilen uzun sayılabilecek dakikalar yaşandı... Uzunca süre sahada Trabzonspor yoktu denilebilir. Oyun kurmakta zorlanan, sürekli geriye oynayan, rakibin ön alan baskısını bir türlü kıramayan Trabzonspor’un Serkan’la gelen golü ve oyunun çehresinin bir anda değişmesi maça dair ilk notlardı.

Tek kişilik şov: Nwakaeme

Trabzonspor için adeta orta alansız bir oyun, dirençsiz bir oyun ve sonrasında tüm inisiyatifleri eline alan Nwakaeme’nin sahneye çıkışı... Attığı, attırdığı goller ve rakip defansın tüm dengesini tek başına bozan estetizmi ile Trabzonspor bir anda 3 gol buldu dersek abartılı yorum yapmış olmayız. Sahada NWakaeme harici bir Trabzonspor mevcudiyetinden bahsetmemizin önüne açıkçası Uğurcan Çakır’ın penaltı kurtarışı ve sonrasında uzun süre oyunu tutan kurtarışları geçti denilebilir. Haftalardır, bireysel olarakonun da çok fazla ihtiyacı olduğu apaçık belli olan o penaltı kurtarışı ile adeta Uğurcan Çakır adeta kalan bölümlere takımı adına damgasını vurdu.

Müdahaleler yetersiz

Ancak başta da bahsettiğim; hatta koca bir transfer döneminde hem yazıp hem konuştuğumuz, bahsettiğimiz orta alanda “güçlü isim” eksikliği yine maça damga vurdu denilebilir. Başlangıcı kötü, bitirişi ondan da kötü, ilk kurgusu kötü, müdahalelerle son kurgusu yetersiz Trabzonspor’un kayıp hanesine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak, bugünün konusu olarak karşımızda duruyor, ilk çare bu açıkçası...

31 Ekim 2020, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Tek seçenek var o da kazanmak!‘’

Kasımpaşa’nın iyi durumda ve baskısız olması belki de en büyük tehlike... Üstelik kazanmak harici hiçbir sonucun kabul görmeyeceği bir hafta Trabzonspor için... Bu durum başlı başına bir gerilim sebebi ancak bu stresi doğru yönetebilmek de başarının en önemli anahtarı.

Kazanmak harici hiç bir sonucun kabul görmeyeceği bir hafta Trabzonspor için... Bu durum başlı başına bir stres, bir gerilim sebebi ayrıca. Ancak, bu stresi doğru yönetebilmek de başarılı olabilmenin en önemli anahtarı. Yönetirsen başarılı, yönetemezsen de başarısız adlediliyorsunuz.

Kimse detaylara bakmaz

Rakip şimdi Kasımpaşa takımı... İyi durumda olmaları, rahat durumda olmaları hatta özetle baskısızlıkları belki de en büyük tehlike Trabzonspor açısından... Bu haftayı da teknik adam konusunda yaşanan belirsizlikler ve takıma yansımaları üzerinden oluşan haberlerle geçirdiğimiz düşünüldüğünde, bu durumun maça yansıması hakikaten merak konusu. Kenarda bir türlü istediği puanları hanesine yazdıramayan teknik adamı olacak Trabzonspor’un. Bir aşamadan sonra hiç kimse maç detaylarıyla ilgilenmez çünkü. Kim oynamış, kim oynamamış, neden oynamış, neden oynamamış kimsenin umurunda olmaz futbolda.

Newton’da ısrarlıyım...

Ben ısrarla Newton’un ideal bir kadro ile geçtim iki maç üst üste maç yapma şansı yakalayamadığı konusunu, istediği kadrolarla idman bile yapamadığını düşünüyorum ve bunun çok çok önemli bir detay olduğunu belirtmek istiyorum. Bir türlü hazır olunmadan, ‘tamam’ olunamadan oynanan maçların 6’sının 3’ünün de Beşiktaş, Başakşehir ve Fenerbahçe maçları olduğunu düşünürsek, ortada toparlanmak için büyük bir engel kalmadığı da görülebilir.

Eli bu kez güçlü

Eddie Newton’un, gözüken o ki eli diğer haftalara göre daha güçlü olacak kadro açısından. Haliyle Kasımpaşa maçı sonucu da onun kariyeri açısından önemli ve gitse de kalsa da bunu kazanarak gerçekleştirmek zorunda. Kafası bu hengamede ne kadar maça odaklanabilir birlikte göreceğiz. Kabul edelim ki, en zor sınavı bu karşılaşma olacak, koşullar gereği...

Kim ön plana çıkar?

Karşılaşmada NWakeme’nin oyunuyla ön plana çıkabileceğini düşünüyorum. Abdulkadir Ömür’ün de silkelenme emareleri göstermesi önemli. Hepsi bir yana, Trabzonspor’da uzun zamandır oynamayan Abdülkadir Parmak’ın sahalara dönüşü gerçekleşirse farkını net hissettireceğini düşünüyorum...

30 Ekim 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kenetlenmek şart!‘’

6 haftalık sürecin tüm olumsuzlukların üst üste geldiği bir dönem olarak görülmesi gerekir. Trabzonspor’un sorumlu oyuncular, sorumlu teknik ekip ve yönetim anlayışıyla büyük bir kenetlenme yaşayıp bu kaos ortamından kısa sürede çıkacağını düşünüyorum.

Trabzonspor 6 haftalık periyotta çok ciddi sıkıntılar çekti. Kıymetli oyuncularını kaybetmenin dezavantajını yaşadı. Yerlerine alınan oyuncuların adaptasyonu, Newton’un elindeki kısıtlı malzemelerden estetik işler çıkarma gayreti çoğunlukla fayda sağlamadı. Sakatlıkların, hastalıkların adeta belini büktüğü karşılaşmalar oynadı. Halen durum değişmiş değil ve Trabzonspor’un bu anlamda kabul edilebilir kısa hikayesi söz konusu. Hakem hatalarının da sakatlıklara, hastalıklara ilave yük getirmesi ortaya 6 haftalık süreçte kötü bir fotoğraf çıkardı. Açıkçası oyunun başlangıç bölümlerinde ortaya futbolun umut verici tarafı çok. Umut kıran tarafı özellikle yenilen goller sonrası yaşanan durum. Trabzonspor gol yediğinde adeta oyunu bırakıyor gibi bir görüntü veriyor. Bu özellikle son iki yıldır yaşanan öne geçme ve puan kaybetme akışkanlığı gibi duruyor.

Lider oyuncu gerek

Trabzonspor’un saha içinde bir lider oyuncu ihtiyacı söz konusu. Lider oyuncu olunmaz doğulur gibi iddialı bir cümle kurmak istemem ama şu an itibariyle böyle bir oyuncuyu kadro içinden çıkarmak zorunda Trabzonspor. Pereira’nın takımını ayağa kaldıran görüntüsüne, savaşçı haline bir kaç oyuncunun daha eklenmesi şart. Abdülkadir Ömür’ün onu yıldızlaştıran oyununa dönmesi için teknik adamın da kafa yorması gerekiyor. Trabzonspor’un dar kadrosunda oyuncu küstürme, kaybetme lüksü asla olamaz.

Eksikler döndükçe...

Beşiktaş, Başakşehir ve Fenerbahçe mağlubiyetlerinin 6 haftanın üçünü teşkil etmesi de doğru okunması gereken bir durum. 6 haftalık sürecin tüm olumsuzlukların yaşandığı bir dönem olarak görülmesi ve yeniden yükseliş evresine sakatların, hastaların dönmesiyle geçileceğine dair umutlar noktasında hala bardağın dolu tarafı var. Trabzonspor’un sorumlu oyuncular, sorumlu teknik ekip ve yönetim anlayışıyla büyük bir kenetlenme yaşayıp bu kaos ortamından kısa sürede çıkacağını düşünüyorum.

27 Ekim 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe'nin golünden önce faul var‘’

Trabzonspor, bulduğu golle ve uyguladığı taktikle, rakibi karşısında istediği gibi bir ilk yarı oynamayı başardı. Fenerbahçe’nin beraberlik golü ise dengeleri ev sahibi lehine çevirdi. Ancak bu gol öncesinde kırılma anı; yardımcı hakemin önündeki bariz faulün atlanmış olmasıydı.

Bulduğu golle ve orta alanda özellikle rakibinin kilit oyuncularına uyguladığı baskı ile istediği gibi bir ilk yarı oynadı Trabzonspor. Açıkçası ilk bölüm için bu durum çok da öngörülebilir bir durum değildi her iki taraf için de…Daha önceki maçlarında güçlü orta alan üçlüsüyle oyuna ağırlığını koyan Fenerbahçe takımı Trabzonspor'un orta alan kurgusuna tepki vermekte zorlandı. Trabzonspor orta alanında özellikle Kamil Ahmet'in enerjisi, Baker ve Flavio'nun doğru oyunu, karşı üçlünün tüm bağlantılarını kopardı denilebilir.

Kenar planını devreye soktu

Sosa ve Lemos'un ortak hatası sonrası da Afobe'den gol geldi. İkinci yarıya Sosa'nın yerine Cisse hamlesiyle başlayan Erol Bulut; ilk yarıda merkezden yapamadığını kenarlardan yapma planını devreye sokmuş oldu adeta. Alan ve adam paylaşımı karmaşası içinde yenilen ilk gol karşılaşmada dengeleri tamamen Fenerbahçe lehine çevirdi. İlk gol sendromu Başakşehir maçı sonrası bu maçta da yaşandı diyebiliriz. Şunu da ifade edelim... İlk golden önce yardımcı hakemin önünde bariz faulün atlanmış olması ve akabinde golün gelmesi karşılaşmanın kırılma anıydı. Ayrıca üçüncü gol öncesinde de Valencia'nın eline çarpan topun devamında da golün gelmesi ikinci bir kırılma anıydı.

Eşiğinden döndü diyebiliriz

Eddie Newton'un eksiklerine Pereira'nın da eklendiğini düşünürsek kısıtlı kadro ile iyi iş çıkarmanın eşiğinden döndüğü söylenebilir. Rakibinin oyuncu çeşitliliği, kenardan gelenleri de düşünüldüğünde dengelerin değişmesi de doğal gibi düşünülebilir. Newton eldeki malzemeden doğru işler çıkarabilir mi? İlk 45 dakikalık oyunu ve ilk 11'de artık dinlenmesi gerekenlere radikal işlem yapabilme cesareti ve gücü varsa neden olmasın.

26 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Orta saha belirler‘’

Trabzonspor, İstanbul’a eksik kadrosu ve tamamlamakta problem yaşadığı 11. isim belirsizliği içinde geliyor... Kadro kurmanın, kadro oluşturmanın Kovid- 19’un da izin verdiği kadar mümkün olacağı bir sezon yaşayacağımız ortada! Eddie Newton’un isminin tartışıldığı, onaylandığı ancak durumun adeta bir kredibilite meselesine dönüştürülmüş olması hali, kenar yönetim için mevcut sınavını daha da ciddi hale getiren bir başka unsur... Fenerbahçe takımında ise; geniş, kaliteli ve her mevkide alternatifi bol bir kadro ile sahaya çıkacak Erol Bulut... Her anlamda elinin güçlü oluşu, kenar yönetimlerin performans kıyası açısından çok önemli bir detay olacaktır. Özellikle Ozan’ın adeta tek başına uyguladığı ön alan baskısı ile takımını sürekli öne çekmesine Newton’un önlemi nasıl olacak?

Abdülkadir faktörü...

Daha da önemli soru, orta alan kurgusu nasıl olacak, 11. isim kim olacak? Defansı tamam dedirten Trabzonspor’un, ön tarafı da tamam gibi. Orta alandaki kabiliyet ve güç, karşılaşmanın sonucunu tayin edecek. Ayrıca Trabzonspor’da Abdülkadir Ömür’ün rakip defans ve orta alan bloğu arasında yapacakları takımı adına belirleyici olacak.

Ön plana kim çıkar?

Lewis Baker’ın Başakşehir maçında yalnızları oynaması düşünülürse, Flavio’nun ona ve takımına katacakları Newton’un elini güçlendiren unsur olarak değerlendirilebilir. Bu maç, Baker’ın orta saha liderliğini göstermesi için iyi bir fırsat.

25 Ekim 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Endişe verici‘’

Başakşehir karşısında izlediğimiz Trabzonspor’un gole kadar farklı, golden sonra çok farklı bir karakteri vardı sahada. Bir teknik adamın elindeki en önemli oyuncularından dördünün aynı anda türlü gerekçelerle sahada olamaması elbette ki; ona eleştirilerin dozunu düşürmesi gereken unsur... Ancak; elindeki malzemelerle kurduğu en ideal 11’inin gol sonrası girdiği ruh halini ve ikinci gol sonrası ise tamamen çökmesi haline seyirci kalması elbette kabul edilebilir gelmedi. Hamleleri ile çöken hatlarına, biten oyuncularına uzun süreli hamlesiz kalması kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Merkezi zaten sıkıntılı şekilde maça başlayan Trabzonspor’un rakibine ezildiği bölümlerde, düşen oyununu daha kaba fakat daha güçlü oyuncularla ayağa kaldırmaya çalışması düşünülemez miydi? Bu tip emarelerin gözükmemesi açıkçası endişe verdi!

19 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI