Trabzonspor’a karşı ön alan baskısındaki agresifliği sebebiyle 21 faule ulaşan Okan Buruk’un öğrencileri Molde’ye oyun kurulumu aşamasında dörtlü baskıyı bir türlü yapamadı. Molde; Kerem ve arkadaşlarının faul yapacak kadar bile yaklaşmalarına müsaade etmedi. Bu aslında nefis bir rakip analizinin sonucuydu. Belli ki, Galatasaray’ın Ljubljana deplasmanıyla, Trabzon maçlarını ezberlemişler. Koca ilk yarı boyunca Galatasaray sadece 3 faul yapabildi. İki pas sonrası uzun ters toplarla rahat çıktılar ve Muslera’ya karşı beklentinin üzerinde şut denediler. Üstelik duran top savunmasını bir yılda düzeltebilen Galatasaray’a karşı ilk kornerde golü attılar. Fiziksel olarak Molde’nin Galatasaray’dan daha enerjik olması anlaşılır bir durum. Zira dün gece 29. resmi maçlarına çıktılar. Sadece kendileri hızlı değil, paslarının hızı da şaşırtıcıydı. Icardi ve arkadaşları 2 isabetli şutu da gole çevirmelerine rağmen Molde’nin hızlı getirdiği toplarla 12 şuta ulaşmış olması işlerin Galatasaray adına ne kadar kötü gittiğinin göstergesiydi.

Kalite farkı

Kuzey Avrupalılarla bu mevsimde oynanan her maç zor olur ve buraları kaliteyle çözersiniz. Galatasaray’ı da Norveç’te kurtaran kalitesiydi. Icardi fizik olarak hazır olmamasına rağmen yine öylesine bir gol attı ki, ağzımız açık hayranlıkla izledik. Gol değil sanki bir ressamın fırçasından çıkan paha biçilemez bir tablo gibiydi. Hele son dakikada Midtsjö’ye yaptığı asist olağanüstüydü. Galatasaray fizik olarak Molde’den hayli geride olmasına rağmen oyuncu kalitesi sayesinde Norveç deplasmanından iyi bir skorla döndü. Salı günü Ali Sami Yen’de kaliteyi coşkuyla buluşturmak işleri kolaylaştıracaktır.

Fenerbahçe’nin sadece son 4 aylık evrimi şaşırtıcı doğrusu. Jesus sezonunda bu maç oynansa Rossi, King, Pedro’lu bir forvet hattı izleyecekken bugün İsmail Kartal’ın sahaya sürdüğü 11’de Tadic, Dzeko, Cengiz ve Fred’i görmek Fenerbahçe’nin bir kaç ayda geçirdiği evrimi gözler önüne seriyor. Cengiz sağda, Tadic solda fikrine karşı Hüseyin Eroğlu Fenerbahçe’yi çizgiye doğru genişletme yoluna giderek Dzeko’yu kutunun içinde yalnız bıraktı. Uzaktan ve cepheden yapılan ortaları da stoperler rahatlıkla alınca Fenerbahçe, Mert Hakan’ın ‘kısa 8 ortaları’na kaldı. Mert Hakan’ın ceza sahası koşuları sonrası forvetlere geçirmeye çalıştığı toplar final pası zamanlamaları sebebiyle pozisyona dönüşemeyince Fenerbahçe uzun süre hücumda durağan kaldı. Tadic’in 1/5 orta isabetiyle oynuyor oluşu futbolun gerçeklerine aykırı görülebilir ama bunu sağlayan tamamen Hüseyin Eroğlu’nun blok aralarına yerleştirdiği fazladan birer savunmacıyla ilgiliydi. Tadic ve Cengiz gibi iki driplingciyi doğru baskıyla içeriye kat ettirmeden mesafeli ortaya zorlayan Samsunsporlu futbolcular ilginçtir golü Cengiz’in yine cepheden yaptığı mesafeli bir ortadan yediler.

Fred büyük kalite katar

Cengiz’in Dzeko’ya yaptığı asiste dönüşen bu orta Fenerbahçe’nin maç içinde yaptığı son ortalardan biriydi. 63 dakikada 17 orta deneyen Tadic ve arkadaşları oyun planını değiştirerek kalan bölümde sadece 1 orta yaptılar. Szymanski ve İrfan Can’ın girişiyle topu merkeze rahat getiren Fenerbahçe maçı 2-0 bitirmeyi başardı. Fred ilk maçına çıkmasına rağmen çok yabancılık çekmedi. Fenerbahçe’nin orta sahasına büyük bir kalite katacağının sinyallerini verdi.

Galatasaray birçok yıldızı kadrosuna kattı ama hala en karizmatik, en bitirici, en klas yıldızı Mauro Icardi. Hazırlık kampı yapmamasına ve takıma geç katılmasına rağmen öylesine güzel iki gol attı ki tartışmasız gecenin adamı olmayı başardı. Ljubljana deplasmanında attıkları 3 golün ikisinde benzer baskı şiddetini gösteren Okan Buruk ve futbolcuları Trabzonspor’a da aynı yöntemle ilk golü attı. Torreira yine merkezde kazandı, Icardi bitirdi. Bu oyun rakip sahada çok fazla ikili mücadele kazanmaya endeksli. Torreira ile yanında oynayan 8 numaranın baskı kaliteleri belirleyici oluyor. Okan Buruk, sorunu başlama aşamasında bitirmeyi ana plan yapmış. Trabzonspor topu Uğurcan’dan çıkardığı andan itibaren Kerem’den Torreira’ya kadar hücum bölgesindeki tüm unsurlar arı sürüsü gibi prese katılıyorlar ve kazanılan topları Icardi’ye taşıyorlar.

Devler Ligi oyunu...

Arjantinli santrfor da sihirli dokunuşlarıyla hücum setlerini sonlandırıyor. Aslında Icardi bir nevi arı kovanındaki ‘Ana kraliçe’ rolünde. Hemen herkes rakip kaleciden top çıktığı andan itibaren baskıya koşuyor, peşinden Icardi’yi arıyor. Attığı ikinci golde penaltı noktası üzerinden Uğurcan’a kafayla attığı şut uzun süre hafızalardan silinmeyecek kadar estetikti. Galatasaray’da Icardi kadar Torreira’nın belirleyici olduğunu söylemek gerek. Okan Buruk, Şampiyonlar Ligi’ni düşünerek hazırladığı bu planla topa çok hakim görünmüyor olabilir ama topa sahip olmayı seven takımlara karşı işe yarayan bir panzehir geliştirdiğinin çok farkında. Galatasaray’ı derbiler ve Şampiyonlar Ligi’nde sık sık böyle oynarken görmeye hazır olalım.

Fenerbahçe’nin Maribor deplasmanında kazanarak turu geçmesi ülke puanı için önemli olduğu kadar İsmail Kartal ve ekibi için de büyük kazanımları beraberinde getirdi. Altay için İsmail hocanın, Kartal için de Altay’ın yerleri ayrı. Altay’ı Ankaragücü’nde oynatıp Türk futbol kamuoyunun tanımasını sağlayan İsmail Kartal’dı. Fenerbahçe’de de iyi bir 6 ay geçirdiler. Ama İsmail hoca dün gece Maribor deplasmanında İrfan Can’a kaleyi vererek forma adaletini işlettiğini gösterdi. İrfan Can Eğribayat kurtardığı penaltı ve çıkardığı toplarla göz doldururken Altay’ı rekabetin içine çekmeyi başardı. İsmail hoca Samet-Perez stoper tandeminin oyun kuramamasına rağmen İsmail Yüksek’in ekstra katkısıyla bölge geçişlerini oldukça efektif yaptı. İrfan Can’ın golünden evvel topun dakikalarca Fenerbahçe’de kalması ve uzunca bir pas serisiyle golün gelmesi İsmail Kartal için çok anlamlıydı.

Merkezde forma pahalı!

Fred geldi Kruniç konuşuluyor, orta sahadaki oyuncu bakiyesi ve elbette kalitesi o kadar yükseldi ki, İsmail’in dün gece sahada basmadık yer bırakmaması rekabetin ateşinin ne boyutlara geleceğinin bir göstergesiydi. Artık Fenerbahçe orta sahasında forma çok pahalı ve onu almak için her fırsat geldiğinde ekstra oynamak gerekecek. Zajc ise olayın ciddiyetini kavramamış gibi oynadı. Tadiç’e geçiremediği toplar, bir metreden kaçırdığı net gol Zajc’ın yıldızını düşürdü. Tribün olayları nedeniyle maçın yarım saat durmasına rağmen Fenerbahçe motivasyonunu kaybetmedi. Szymanski ve Tadic, geceye noktayı koyan isimler oldu.

Okan Buruk’un Ljubljana deplasmanında sayılmayan gollerine rağmen iki stoperini kesmesi dikkat çekiciydi. Emin Bayram ve Kaan Ayhan’ı tandemde kullanan Okan hoca 3-0’lık skorun rahatlığını kalede de kullansa iyi olabilirdi. Günay Güvenç’in öz güven kazanması için böyle maçlar bulunmaz nimetti. Galatasaray’ın bu sezon transferleri taraftarını mutlu ediyor elbette. Fakat stopere mutlaka Şampiyonlar Ligi takviyesi gerekiyor. Sergio Ramos transferi için, oyuncu tarafında sanırım gruplara kalış garantisi aranıyor. Sonuç ne olur bilinmez ama Galatasaray savunmasının Ramos standartlarında bir lidere ihtiyacı olduğu aşikar.

Kerem şaşırttı

Mertens ve Kerem’in ilk yarı performansı şaşırtıcıydı doğrusu. Okan hoca da öyle görmüş ki, Zaha ile Bakambu’yu hemen oyuna sürdü. Bakambu’yu hep Icardi’nin ikamesi olarak kullanan Okan Buruk, Ljubljana’ya karşı Bakambu’yla yeni bir plana geçti. Merkezden Mertens’i çıkaran Okan hoca Zaha’yı sol kenarda Barış’ı sağda kullandığı bir 4-4-2’de Icardi ile Bakambu’yu önde konumlandırdı.

Icardi form tuttukça...

Buruk’un çılgın planı Torreira yüzünden kadük kaldı. Okan hoca 60’ta Halil-Barış değişikliğiyle ön bölgede Zaha, Icardi, Bakambu, Halil dörtlüsüyle oynamanın konforunu yaşamak istedi. Ne var ki, 5 dakika sonra Torreira kırmızıyla atılınca senaryo değişmek zorunda kalsa da Galatasaray sürprize izin vermedi. Okan Buruk ve öğrencileri, Icardi form tuttukça Play-Off turunda Molde’nin sorun çıkarmasını beklemiyordur.

Beşiktaş, düne kadar oynadığı 3 Avrupa Konferans Ligi maçında göz dolduran bir performans sergilemiş olsa da Karagümrük deplasmanında oyunuyla büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Genel anlamda temposuz, keyifsiz bir maç olarak değerlendirebileceğimiz bir maç izledik. Fatih Karagümrük Teknik Direktörü Alparslan Erdem’in santrfor yokluğunda Salih Dursun’u en önde kullanması ilk yarıdaki 0.01’lik gol beklentisini açıklayabilir. Ne var ki, Muleka ve Aboubakar’la oynayan Beşiktaş’ın tek pozisyon bulamadan ilk 45 dakikayı bitirmesini açıklamak mümkün değil. Fatih Karagümrük ligin en zayıf kadrolarından biriyle sezona başlıyor. Beşiktaş’a karşı topu yavaş dolaştırması, oyunun ritmini vasata indirmesi anlaşılır bir durum. Ama Beşiktaş’ın ilk yarıda rakibine uyması hayret vericiydi.

Aboubakar’ı çıkarsak...

Vincent Aboubakar’ın ekmeğini taştan çıkarma çabaları ikinci yarının başında penaltıyla karşılık bulsa da şans Kamerunlu santrforu vuruş esnasında yalnız bıraktı. Aboubakar’ı çıkarsak Beşiktaş’ı sahada tanımak zor olurdu sanırım. Onun bireysel zorlamalarına biraz Fernandes, azıcık da Onur Bulut katkı vermeye çalışmasa hiç hesapta olmayan bir sezon başlangıcı yaşayabilirdi Beşiktaş. Fernandes’in 85’teki golü Beşiktaş’ın üzerindeki kara bulutları dağıtmaya yeter mi bilinmez ama Beşiktaş sağlık ekibinin Cenk’i yetiştirmek için ekstra çaba harcaması, Ghezzal yetişmeyecekse yönetimin sağ kenara transfer yapması kaçınılmaz gibi görünüyor.

Dzeko sahanın en yaşlısıyken Oosterwolde Fenerbahçe’nin en genç ismiydi. Futbolda yaşın önemi yok demek hayatın normal akışına aykırı elbette. Lakin her futbolcu Oosterwolde gibi genç olacağına Dzeko gibi yaşlı olmayı ister. Dzeko yaşının sorun teşkil etmeyeceğini defalarca anlatmaya çalışmıştı. 3 ay önce Şampiyonlar Ligi finaline çıkması, kariyerinin en çok resmi maçını oynadığı sezonu geride bırakması gibi detayların üstüne açılış maçının ilk 20 dakikasında attığı 2 gol uzunca bir süre yaş tartışmalarını rafa kaldırtmak içindi sanki. Oosterwolde ise Samuel’in sakatlanmasının ardından forma şansı buldu ama performansı göz doldurmadı. Genç sol bekin hala gelişim sürecinde olduğunu varsayarsak; set hücumunda bekin rolleri, orta kalitesinin yükseltilmesi gibi konularda fazla ders çalışması gerekiyor. Zimbru ve Maribor maçlarının başlangıç senaryosunda Tadiç’in konumlanmasının Fenerbahçe için ne kadar önemli olduğunu göstermişti.

Bitiriş kötüydü

Lige başlarken İsmail Kartal maceraya girmemeyi tercih etti. Maribor maçının başlangıç değil bitiriş planı üzerinde duran Kartal, Tadiç’i sol kenarda kullandı. Tadiç sol kenardan oyun kurduğunda çok daha verimli oluyor. Gaziantep FK, 2-0 geri düşmesinin ardından Maxim’in protestodan çift sarı kartla atılması oyunun senaryosunu değiştirdi. Gaziantep’in direnci yükseldi, oyunu dar alana çektiler ve üstüne bir de duran toptan attıkları golle devreye moralli girdiler. Fenerbahçe ikinci yarıda topa sahip oldu, pozisyon buldu, bir de penaltı kaçırdı. Başlangıç planı ne kadar iyiyse bitiriş kötüydü.

Sezonun ilk maçı, ağustos ayının ortası, Kayseri deplasmanı ve Çağdaş Atan faktörü. Galatasaray için yeni sezonun en kötü başlangıç senaryosu bu olsa gerek. Icardi henüz fit olmadığından Okan Buruk, Bakambu’yla başlamanın bedelini ödedi. Galatasaray topu rakip ceza sahasına yeterli sayıda getirse de içeri atma becerisi hep eksikti. Icardi oyuna girdikten sonra Galatasaray rakip ceza sahasına daha çok ortayla girmeyi hedefledi. Bu başlarda işe yaradı. Icardi çok net bir kafayı gol yapamasa da Okan Buruk bu hücum setlerinde ısrarcı olmak istedi. Arjantinli golcünün sahada olması rakip açısından tedirgin edici, ancak Çağdaş Atan bu senaryoyu herkesten fazla bekliyor gibiydi. Zira Çağdaş Atan takip ettiği ekol gereği hedefsiz ortalarla hücum etmez, ama bu ortaları savunmak ister. Icardi girdiğinde kenarları iyi kapatıp Galatasaray’ın merkezden yüksek top oynamasını beklediler. Okan Buruk tam 14 dakika boyunca Angelino’yu sol çizgiye indirme çabası sürse de Zaha ile Kerem’i alarak planını büyük oranda değiştirdi.

Tutukluk yaşadı

Zaha oyuna girer girmez sol forvete geçerken Kerem Aktürkoğlu Icardi’nin arkasına 10 numaraya geldi, Barış sağda devam etti. Zaha klas bir oyuncu, ayağına top çok yakışıyor. Sol çizgiden içeri kat etmek istediğinde Kayserispor’un sağ kenarındaki her oyuncu sol ayağının üzerinde sağlam durmayı denedi. Büyük oranda başarılı oldular, Zaha’nın top ceza sahasına girmesini engelleyip çizgide kalmasını sağladılar. Kerem Demirbay da Zaha gibi ilk kez Galatasaray forması giydi. Merkezde inisiyatif kullanmaya çok istekliydi. Pas kalitesi iyi, tercihleri büyük oranda doğruydu. Zaha’nın girişiyle merkeze gelen Kerem Aktürkoğlu ise çizgide oynamaya aşırı alışık olmanın tutukluğunu yaşadı.