‘’Eskişehir fırsat tepti‘’
Eskişehirspor belki de sezon başından beri oynamak isteyip de oynayamadığı futbolu dün gece Kadıköy’de sergiledi. Ertuğrul Sağlam hafta içi gazetemize verdiği röportajda zor bir göreve soyunduğunu ve genelde alt klasman futbolcularla yola çıktıklarını belirtmişti. Bunun tabiki sebepleri vardı. Bir kere kulübün mali yapısındaki zorluklar ve dar bütçeyle çok iş prensibini kabullenmek kolay olmasa gerek. Yüksek maliyetli ve verimsiz oyuncularla bu yüzden yollar ayrılmıştı. Ama hocanın beklediği yaptığı bu fedakarlığa karşılık taraftarın ve camianında anlayışlı olmasıydı. Ancak kötü giden sonuçlar ve sabırsızca yapılan eleştirilerden, tepkilerden alınmıştı hoca. Hatta bir demecinde biz kimseye gerek kalmadan istifa etmesini de biliriz bundan önce yaptıklarımız gibi deyip mesajı da vermişti gereken yerlere. İşte bu noktalarda dolaşan bir Eskişehir geçen hafta Erciyesspor’u yenip en azından bir nefes almıştı Fenerbahçe maçı öncesi.
İlk yarı plan tuttu ama...
Aslında Sağlam, Bursaspor karşısındaki Fenerbahçe’yi iyi analiz etmiş ve doğru bir oyun kurgusu ile sahaya çıkmıştı. Malum rakipten beklenen baskıyı kırdıktan sonra da istediği olgun atakları geliştirmeye başladı Eskişehirspor. Erkan attığı ilk golü aslında daha önce de bulabilirdi ama final paslarındaki zamanlama hataları bu golü geciktirdi. İlk yarıda hesaplar tutmuştu ama maçın sonunu bu skorla getirmenin Kadıköy’de ne kadar zor olduğunun da bilincindeydi Eskişehirspor. Nitekim baskı kuran ve forveti güçlendiren hamlelere rağmen uzunca bir süre skoru korumasını bildi Kırmızı-Siyahlılar. Webo ile gelen biraz da Boffin gibi tecrübeli bir kaleciye yakışmayan hatadan oluşan gole rağmen demoralize olmadı Eskişehirspor. Üstelik Fenerbahçe 2. golü ararken Arjantinli Funnes Mori fırsatçığını ve kalitesini gösterip takımını deplasmanda öne geçirdi. Oyunun bundan sonraki bölümünde gerilim filmi gibiydi. Fenerbahçe’nin son saniyelerde gelen penaltı golüne rağmen Eskişehirspor 3 puanı kaçırmanın gururuyla gelecek haftalara umutla bakarak evine döndü.
‘’Trabzon'da taşlar yerine oturuyor‘’
Trabzonspor kısa sürede takım olmuş. Karadeniz ekibinde huzur hakim. Bu sahaya fazlasıyla yansıyor. Aslında bu zengin fanlık yeteneklerle donatılmış kadronun olması gereken de bu bence. Ersun Yanal'ın elinde sihirli değenek yok. Sadece iyi bir profesyonel olarak taşları yerine çabuk oturttu. Galatasaray galibiyetiyle başlayan rüzgarı Metalist karşısında da devam ettirdiler. Bir kere tribünlerin dolu olmasından futbolcular mesajı almıştı.
Bu ne demekti futbolcular için? Taraftar bize güveniyor...
Gerçekten de başta orta alanda Mehmet Ekici olmak üzere herkes taşın altına elini sokarak oynadı. Sağ ve sol kanatları iyi kullanan Trabzonspor aradığı golü de ilk yarıda bulmayı başardı. Ama şu bir gerçek ki bizim Avrupa takımlarıyla aramızdaki en büyük farkı oyun içinde yaşadık. Metalist'i yenik duruma düşmesine rağmen oyun disiplininden ödün vermedi ve bildikleri plan içinde oynadılar. Hemen hemen 68. dakikaya kadar, yani golü attıkları ana kadar pozisyonları bile yoktu dersek yalan olmaz. Açıkcası hiç de beklemediğimiz bir anda kalemizde golü gördük.
Gerçekten de iyi giden işler bir anda tersine dönmeye başladı. Hiç beklemediğimiz anda gol yedik, hiç beklemediğimiz anda Mejjani'nin gördüğü kırmızı kartla 10 kişi kaldık.
Ama Trabzonspor son sözü daha söylememişti. Gecenin yıldızı Bosingwa ile başlayan atakta final vuruşunu bir başka yıldız Mehmet Ekici yaptı ve nefis bir şutla Trabzonspor'u 2-1 öne geçirdi. Son sözü Mehmet Ekici söyledi demiştik ama oyuna sonradan giren bir başka gurbetçi Sefa "Ben söyleyeceğim" dedi ve Trabzonspor'u 3. golünü Metalist ağlarına yollayan isim oldu. Hem de 10 kişi kalmışken maç 1-1'ken 2 gol daha atmak kolay bir iş olmasa gerek.
Gruptan çıktık, Trabzonspor'un 2015'te de Avrupa'da yolu açık olsun. Tebrikler.
‘’Bursa doğru yolda ilerliyor‘’
Bursa'da bu kadarını beklemiyorduk. Neyi beklemiyorduk... Bir kere daha maçın başında bu kadar erken bir gol. Fenerbahçe savunmasının böyle bir hata yapacağını beklemiyorduk, erken golle öne geçen Bursaspor'un ilk 45 dakikada coşacağına ve şaşkın bir futbol oynayacağına... Ayrıca yenik duruma düşen Fenerbahçe'nin oyun üstünlüğüne rağmen, doğru dürüst tek pozisyon bulamamasını şahsen beklemiyordum. Kısacası iki takımın bu maç öncesi başarılı performanslarından sonra böyle bir futbolu ilk yarıda göstereceğine inanmıyordum. Ha bir de Caner'in oyundan çıkartılırken bu denli hırçınlık çıkaracağını bekliyordum. Çünkü bir oyuncu kötü futbolunu görmezden gelineceğini zannetmesi, onun için büyük bir yanılgıdır. İsmail Kartal'a tavrı hiç hoş olmadı. Bursaspor'da ilk yarıda orta alanda Belluschi ve Ozan ile ayakta kaldı. Josue ve Bakambu etkisizdi. İkinci yarıda iki takımın da futbol oynama isteği tribünleri heyecanlandırdı. Fenerbahçe'nin özelikle orta alan hakimiyetini eline alması skorun eşitlenmesinde büyük etkendi. Belki gol deyim yerindeyse kısmetti ama daha önce Meireles yüzde yüz bir pozisyonu dışarı atarak, golün çok yakında olacağını söylemişti. Bursaspor'da Bakambu ve Josue adeta saklanarak oynadı. Fernandao'nun sergilediği mücadeleyi destekleyen oyuncu sayısı az olunca aranan golü bulmak da zordu. Şenol Güneş, özellikle Bakambu'ya 78 dakika nasıl dayandı hayret ettim. Ozan İpek ve Bekir doğru hamleydi ama çok geçti. Nitekim bu geç hamle bile Bursaspor'a hareket getirdi ve üst üste gol pozisyonların yaratılması sağladı. Dün gece Bursa'da ev sahibi nedendir bilinmez Fenerbahçe karşısında puana inanmamış gibiydi. Bence inansalar kazanırlardı çünkü öne geçecek pozisyonları her şeye rağmen buldular.
‘’PTT 1. Lig'e hoca dayanmıyor‘’
7 haftada 5 takım teknik direktör değişikliğine gitti. PTT 1. Lig’de istikrar kalmadı. Ancak görünen köy kılavuz istemez. Direkt Süper Lig biletini alacak 2 takım şu an ilk 4’ün içinde. Play-Off yarışı ise çok çetin geçecek.
PTT 1. Lig’de manzara yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Aslında puan cetveline baştan değil de alttan baktığınızda vahim bir tablo görüyorsunuz. Alttaki 4 takımdan Giresunspor’u ve Manisaspor’u hariç tutarsak diğer 2 takım tam bir hayal kırıklığı. Zaten daha ligin başlarında sayılırız ama bu 4 ekipte de teknik kadrolarla yollar ayrılmış durumda.
Antep hüsran dolu
Gaziantep Belediyespor’un yaşadığı travma ve beklentiyi karşılayamaması tam bir analiz konusu. Çünkü kurulan ekibe, oyuncu grubuna bakıldığında takımın geldiği noktanın normal karşılanmaması gayet doğal.
Kayseri dirildi
Orduspor iyi bir kadro ama kulüpsel sıkıntıların sahaya yansıdığı ortada. Erkan hocadan görevi devralan Sebahattin Akbayrak’ın işinin kolay olacağını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Tabii ki teknik direktör kıyımını ilk yaşayan takım Kayserispor oldu. Yol yakınken, ‘Birbirimizi daha fazla yıpratmayalım’ deyip, Mutlu Topçu’yla yollar ayrılmıştı. Bu ayrılış sonrası seri galibiyetlerle zirveye ortak olmayı başardı Kayserispor. Bugün puan cetveline baktığımızda lig şimdiden ikiye ayrılmış gibi gözüküyor. Olağanüstü bir çıkış olmazsa ilk 9 sıradaki takımın içinden Süper Lige çıkacak 3 takım gelir gibi duruyor açıkçası. İlk iki için kuvvetli adaylar ise şu anda ilk 4’te bulunan takımlar içinden çıkacak. Play-off için de kıyasıya mücadele izleyeceğiz ligin ikinci yarısında.
Gözler Alanya’da
Haftanın maçlarına baktığımızda ise gözler Alanya’da olacak. Alanyaspor hem kendisi için hem de kentin bir başka takımı Antalyaspor için mücadele edecek. Osmanlıspor bu deplasmandan 3 puanla dönerse bir anlamda bir rakibini yarışta az da olsa dışlamış olur. Aslında geçen sezonu bir aklımızdan geçirdiğimizde; o zaman ki adıyla Ankaraspor hepimizin bankosuydu ama ligin ikinci yarısında hayal kırıklığı yaşadılar ve Play Off’ta kaybettiler. Başkent ekibinin şimdi adı değişti ve Osmanlıspor oldu. Umarım bu değişim kafaca olmuştur ve güçlü kadrosuyla aynı hataya düşmez Osman Özköylü’nün takımı.
‘’Çek bir derby!‘’
Kadıköy’de iyi bir ilk yarı izledik. Hollanda’yı yenen Çek Cumhuriyeti karşısında oyuna daha iyi başladık. Maç öncesindeki Gökhan Töre polemiklerine, Fatih Terim genç oyuncuyu ilk 11’de oynatarak cevap verdi. Bu tür maçlarda erken goller çok önemlidir. Ancak Türk futbolunun en büyük zaafı olan yan ve duran toplar yine başımızın derdiydi. Üstelik tanıdık bir isim Sivok, rahat bir konumda topu filelerimize yolladı. Sanırım bu tarz pozisyonları Fatih Terim hafta içi taktik çalışmalarda defalarca anlatmıştır. Biraz dengemiz bozulsa da toparlandık. Umut’un golünün ardından tekrar atarız denemeleri sonuçsuz kaldı. Orta alanda Ozan Tufan, stopere çekilen Mehmet Topal abisini aratmadı dersek yalan olmaz. Açıkçası ilk 45 dakika sonuç olarak istediğimiz gibi değil ama futbol olarak yeterliydik. Ayrıca İsveçli hakem Arda’nın düşürülmesinde kesin penaltıyı görmezden geldi ve belki de ilk yarı adına soyunma odasına önde girmemizi engelledi.
İkinci yarıya şokla başladık. Aslında ilk yarı biterken yakaladığımız tempolu oyunu devam ettirmeliydik. Ama durgun oyun ve ve sol kanatta Caner’le başlayan hatalar zinciri kalemizde 2. golü görmemize sebep oldu.
Aslında dün gece gruptan gelen sonuçlar canımızı sıkan cinstendi. Tamam 12 tane oyuncu sakat olabilir ama kaybetmek hem de evinde kabul edilebilir bir şey değil. İlk iki iddiası ile başlayan serüven daha ikinci maçta patlamış gözüküyor. Çekler’i yenemiyorsan, yenilmeyeceksin.
Uzun lafın kısası... Ligimizde bu paralar bu futbolculara verildiği sürece bizim bir yerlere gelmemiz çok zor. Avrupa’da bu rakamlara oynayan futbolculardan bir milli takım yapın, Çekler nasıl yenilir görürsünüz.
‘’Bu ligde favori yok!‘’
PTT 1. Lig’in bu sezon çok çetin geçeceği belli oldu. Kimse kendini peşin favori sayamaz. Her sezon olduğu gibi güçlü takımlara karşı sürpriz ekipler bu yarışta sahne alacak. Büyük yatırımlar yapılırken yabancı kontenjanını iyi kullananan takımlar fark yaratabilir.
Ziyafet oldu eziyet!
Yerli oyuncu kadrosu ortalamanın üstüne çıkamadığına göre fark, kullanılan yabancı hakkından geçiyor. Bu hafta atılan gollere bakarsanız bu farkı rahatlıkla görmek mümkün. Adana’da nefesler kesildi. Adana Demirspor yaptığı çıkışla dikkati çeken bir takımdı. Kayserispor için ise erken olacak ama ‘tamam mı devam mı?’ karşılaşmasıydı. Konuk ekip öyle bir galibiyet aldı ki hem lige ‘merhaba’ dedi hem de 7 beraberliğin olduğu bir haftada 17 puan topladı. Deplasmana Cüneyt Dumlupınar’la giden Kayserispor, Nobre ve Bobo’nun iki golüyle Adana’dan zaferle dönen taraftı. Ah bir de TRT bu maçı WEB tv yerine normal bir kanaldan verseydi, tadına doyulmazdı. Hiç olmazsa futboldan kaçmaya başlayan taraftarı futbola döndürme açısından iyi bir hizmet olurdu.
Antep şimdilik hüsran
PTT 1 Lig’de şu ana kadar en büyük hayal kırıklığı Gaziantep Belediyespor. Nurullah Sağlam’ın yönetiminde kurulan güçlü kadro bir türlü istenileni veremedi. Sezon başı sorsanız, ‘en büyük ilk iki adayı’ derdim rahatlıkla. Tabii ki lig uzun bir maraton ancak önemli bir kan kaybı yaşadılar. Aslında en büyük güvencem Sağlam’dı Gaziantep Belediye hakkında. Çünkü daha önce bu ligde bir Mersin tecrübesi yaşamış ve başarıya ulaşmıştı. O nedenle bu ligi iyi bilen ve iyi futbol oynatan bir teknik adamın üstelik memleketinde maddi anlamda sorunsuz kulübüyle daha iyi bir lig başlangıcı yapmasını bekliyorduk. Ama olmadı şu ana kadar...
Yazımı bitirirken Manisa’daki gol ziyafetine değinmeden geçemeyeceğim. Manisa öne geçti, ardından Antalyaspor 3-1’i yakaladı ve ‘maç bitti’ zannetti. Ancak Manisaspor başta da söylediğim gibi yabancı isimlerin farkıyla sahasında Antalyaspor’a boyun eğmedi.
Antalya hafife almamalı
Bu maçta dikkatimi çeken şey, Manisaspor’un her hafta üstüne koyan bir takım olmaya başlaması. Antalyaspor ise kalitesini sahaya yansıtıyor, ancak ligi hafife almaması lazım. Geçmiş kurban bayramınızı kutlayarak noktayı koyalım...
‘’Bir başka Antep‘’
Bazen sezona çok iddalı hazırlanırsınız ama başlangıçlar beklentinin altında olur ve beklemediğniz sonuç zihninizde soru işaretleri yaratır. Acaba dersiniz; bu iş olmayacak mı?
..Ve daha gerilere gidip çok güçlü transferler yapıp da başarılı olamayan takımlar aklınıza gelir... Aslında bunların düşünülmesi çok doğaldır. Gaziantep Belediyespor çok idddialı bir takım olarak daha ilk maçında evinde takılması moralleri bozmuş olabilir. Ancak lig 34 haftalık bir maraton ve bu köprünün altından daha çok su geçecek. Üstelik puan kaybettiği takım belki de şimdiye kadar şansının en çok tuttuğu takım Boluspor. Ama futbol böyle bir oyun ve hiç beklemediğiniz kayıplara her zaman hazır olacaksınız.
Sağlam işini bilir
Hiç unutmam Nurullah Sağlam'a, Mersin İdman Yurdu, o zamanki adıyla Bank Asya 1. Lig'de teklif yaptığında hepimiz şaşırmıştık. Hatta ben içimden, 'Hoca, Süper Lig hocası, herhalde kabul etmez' demiştim. Mersin İdman Yurdu 2 yıl içinde hocadan Süper Lig bekliyordu ve Sağlam ilk yılında Mersin'e bunu hediye etti. Manisa'dan Adem Büyük'ü alırken tereddütleri vardı, çünkü çok iyi tanımıyordu. Ama o Adem Büyük belki de hocanın hayatının kararıydı ve Mersin İdman Yurdu'nun lige çıkmasında büyük katkısı oldu.
Yönetimi saha içine girmesin
Bugüne dönersek; artık Nurullah Sağlam bu ligi iyi bilen, tanıyan bir teknik adam. Ve arkasında maddi anlamda büyük destek var. Zaten şu anda kurulan kadro herşeyi anlatıyor. Sezon öncesi Sivas'taki turnuvada gövde gösterisi yaptılar. Sivaslılar hâlâ konuşuyor. O nedenle paniğe gerek yok. Direksiyonda tecrübeli bir kaptan var ve bu takımı hedefe taşıyabilecek kalibrede. Gaziantep Belediyespor Yönetimi'nin içi rahat olsun ve işlerine baksınlar, üzerlerine düşeni yapsınlar. Saha içini bu teknik kadro ve futbolcular halleder...
Tarih yazdılar
Aynı kentin Süper Lig'deki temsilcisi Gaziantepspor ise sezona önemli 3 puanla başladı. Gerçekten Okan Buruk'un öğrencileri şimdiye kadar Sivas'ta hiç yenemedikleri rakibini devirmeyi başardı. Üstelik yepyeni bir kado ile sahaya çıkan Gaziantepspor ilk yarıda tam bir savunma futbolu oynadı ve beraberliği hedefledi. Ne zamanki ikinci yarının başında golü yedi. Okan Buruk hemen kulübedeki silahlarını devreye soktu. Zaten bunlardan sadece bir tanesi 3 puan için yetti.
İbrahim Akın döndü!
Yılların tecrübesi İbrahim Akın, sahanın bir başka yıldızı Muhammet'i iki kere topla buluşturması yetti. Genç Muhammet attğı iki golle takımına 3 puanı kazandırırken sezona da müthiş bir giriş yapmış oldu. Gaziantepspor'u gördüğüm kadarıyla sezon ilerledikçe tanıyacağız. Çünkü sahaya çıkan 11'e baktığınızda Süper Lig'de ilk defa forma giyen 5-6 futbolcu gördük. Tabii ki abartılmasın bu 3 puan ama süper Lig'in ilk maçında hem de dış sahada alınması büyük bir artı yeni br kadro için.
Aşı tutsun yeter
Şu anda çok transfer yapmış Gaziantepspor ama bana göre en büyük transferi teknik direktör Okan Buruk. Genç hoca mütevazi tavrı ve gizli otoritesiyle Gaziantepsporlu futbolcuların çok saygı duyduğu bir isim. Bu saygı ve sevgi sahaya pozitif yansıyor. Yeni sezonda eğer aşı tutarsa Gaziantepspor futbolcu satışından kasasını bayağı doldurur gibi...
‘’Futbolu öldürüyorlar!‘’
Hoşgeldin PTT 1. Lig... Yeni sezon öncesi tüm takımlarımıza başarılar diliyorum. Hayırlı olsun hepimize. Hayırlı olsun, olmasına da tribünleri görünce pek hayra alamet değil durum. Tamam biz de yöneticilerin ‘tribün asalakları’na bedavadan bilet vermesine karşıyız. Çünkü bu sistem bir rant kapısı olmuştu, o bir gerçek. Yöneticiler, başkanlar, kulüp yetkilileri, biletleri vermediği zaman tribünleri yönetim aleyhine provake eden bir güruh oluşuyordu. Başkan ve yönetim de doğal olarak koltuğunu korumak için bir anlamda bu şantaja boyun eğiyordu. Şimdiye kadar anlattıklarım madalyonun bir yüzü.
Taraftar stadın etrafında
Gelelim şimdiki duruma... Peki statların içinden çok dışarıda kalabalıkların oluşmasını nasıl önleyeceğiz! Bence bu acilen yanıt bulunması gereken bir soru. Çünkü futbol seyircisi mâlum nedenlerden dolayı futboldan soğumuş ve kaçmaya başlarken son vurulan Passolig darbesi tribünleri hepten boşalttı. Passolig’i devreye sokan akıl hocaları, konuyla ilgili konuşurken ağızlarından bal damlıyor. Ama uygulamada yaşanan aksaklıkları sorduğunuz zaman, ‘kem küm’ cevaplarla işi geçiştirmeye çalışıyorlar.
Cevapsız sorular
‘Şu şirket kollanmış, bu şirkete menfaat sağlanmış’ şeklindeki bir takım söylemlere ben itibar etmiyorum. Benim derdim ortadaki sorunun çözülmesi ve zaten az gelen taraftarı tribüne daha çok nasıl sokarız meselesi. Bir televizyon kanalında, ‘Fenerbahçe niye katılmıyor?’ diye sorulan bir soruya Passolig yetkilisi sağlıklı ve net bir cevap veremedi. ‘Bazı şeyleri konuşamam’ dedi.
Neyi gizliyorsunuz!
O zaman burada gizlenen ve açıklanmasında sakıncalı bir durum olan bir şeyler söz konusu. İnsanın kafası karışıyor. Sözün özü şimdi siyaseti, rantı, çıkarı bir kenara koyup futbolun menfaatini düşünüp bu işi en kolay, en pratik nasıl çözeriz ona kafa yormalıyız. Görünen o ki Passolig şu anki haliyle tutmadı ve ortada bir dayatma var. Bu iş dayatmayla olmaz, kimseyi zorla maça getiremezsiniz. Herkes ekran başına koşar ve büyük bir darbe almış olan futbolumuz, ikinci bir darbeyi kaldırmaz, yerlere serilir bizden söylemesi...