Arama

Popüler aramalar

‘’Bursa'ya transfer lazım‘’

Bursaspor evinde tribün cezası nedeniyle taraftarın tam desteğiyle oynayamadı. Son maçlarda içerde Galatasaray’a karşı kaybetmeyen ve bunların çoğunu kazanan Bursaspor, aslında sahaya çıkarken psikolojik bir üstünlüğe sahipti bu faktörlerden dolayı. Şenol Güneş sadece iki yabancı ile sahaya sürdü 11’ini. Fernandao ve Bakaya vardı Galatasaray’a karşı mücadele eden Bursaspor’da. Sonrasında sakatlan Ferhat’ın yerine Belluschi girdi. Oyuna baskı altında başlasa da daha sonra dengeyi kurdu ev sahibi. Ancak iki takımın da aşırı kontrollü hatta ofansif anlamdaki korkak futbolu kısır bir ilk yarı izletti bize. Sadece Volkan Şen vardı Galatasaray’ı zorlayan ama tek başına bir yere kadar dedirtti. Şenol Güneş’in zamana ve takviyeye ihtiyacı var iyi bir Bursaspor için. Tabii ki hedefiniz ve çıtayı nereye koyduğunuza bağlı. Eğer hedef Avrupa kupalarıysa bu kadronun çok yeterli olduğunu söylemek iyimserlik olur. Çünkü futbolda sadece koşmak ve mücadele etmek yetmiyor, daha yaratıcı olacaksınız ki sizden iyi rakiplere karşı üstünlük kurabilesiniz. Yakalanan önemli pozisyonlarda ise karşılarında Muslera’yı buldu Yeşil-Beyazlılar.

Galatasaray’a yenilmek dünyanın sonu değil. Önemli olan skordan daha çok sahadaki üretkenliğiniz. Bursaspor’da dün gördüğüm en büyük eksik oyunun iki tarafını da yeteri kadar oynamamaları. Galatasaray’a gelince; kondisyon ve dayanıklılık açısından iyiydiler. Ama günün kahramanı yine Muslera’nın olması düşündürücü...

31 Ağustos 2014, Pazar 02:25
YAZININ DEVAMI

‘’Dersine iyi çalışmış‘’

Rotterdam’da müthiş bir ilk yarı oynadık. Kontrollü futbol ve erken goller sayesinde Feyenoord adeta dağıldı. Kampın yıldızı Mustafa Pektemek, klasına yakışır bir golle takımını öne geçirdi. Slaven Bilic, rakibi iyi analiz etmiş. Hollanda temsilcisi, birinci ve ikinci bölgede yan topta zorlandı. Kanatlarda da rakibe hava toplarında başarılı bir savunma yapıldı. Beşiktaş, bildiğimiz ruhunu sahaya yansıtıp, önemli bir avantaj ele geçirdi. Özellikle ilk 45 dakikada Serdar Kurtuluş’un olduğu sağ kanattan hücum denemeleri yapıldı ama Ersan ve Pedro Franco kimseye geçit vermedi. Orta alanda Atiba, ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu oyunun her iki yönünde de gösterdi. Eğer Oğuzhan biraz kımıldasa, Beşiktaş adına işler daha da güzel olurdu. Çünkü böyle maçlarda öne geçtiğinizde, önde topu tutup, tempoyu ayarlayacak oyuncuların sahne alması lazım.

Elbette ikinci yarının daha zor geçeceğini biliyorduk. Çünkü rakip bir beraberlik golüyle üstünlüğü eline alabilirdi. Önemli olan 45 ile 60 arasındaki bu baskıyı kırmaktı. Çünkü bunu başardığımız takdirde rakibin direnci kırılacaktı. 59’da Bilic, doğru bir hamle yaptı ve Oğuzhan’ı alıp Demba Ba’yı sahaya sürdü. Böylece rakibe bir mesaj verdi ve ikinci bir forvetle Feyenoord defansını tedirgin etti. Genç Kerim ise kaptığı topu 70 metre sürdü ve Şampiyonlar Ligi’nin kapısını aralayan golü attı. Özetle dün gece sezona iyi hazırlanmış bir Beşiktaş, rakibi iyi analiz etmiş ve dersine çalışmış bir Bilic vardı. Umarız bize ikinci bayramı yaşatan temsilcimiz, İstanbul’da bir üst tura çıkmayı başarır.

31 Temmuz 2014, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yatırım değil, ilk 11 oynar!‘’

Oyunu dikine oynayan, topla Robben stili gidebilen bir oyuncu Sinan Gümüş. Galatasaray'ın şu anki kadrosunda tarz olarak karşılığı olan futbolcu yok. İlk 11'de banko görürsek sürpriz olmaz

Bunca hengamenin içinde Galatasaray sesiz sedasız çok önemli bir transfere imza attı. Habere bakıldığında haklı olarak Semih'in sözleşmesinin uzatılması öne çıkmıştı. Ama ardından borsaya açıklanan Sinan Gümüş transferinin sezon içinde anlayacağız ne kadar önemli olduğunu. Galatasaray'ın şu anki kadrosunda tarz olarak karşılığı olan futbolcu yok. Oyunu dikine oynayan, topla Robben stili gidebilen bir oyuncu Sinan Gümüş.
Sttugart B takımından alınan genç isim Almanya U-20 milli takımının önemli bir ismi. Yeni sezonda Galatasaray'ın ilk 11'inde banko görürsek asla sürpriz olmaz. Genelde orta alanın sol kanadında oynayan ama gerektiğinde sağ kanatta da yer alabilen bir futbolcu. Güçlü fiziği ve top sürerken kontrolü ve rakibi rahatlıkla geçebilen stiliyle gerçekten yerinde bir transfer.

Yepyeni bir yıldız geliyor

Abartıp abartmadığımızı zaman gösterecek. Ama şimdiye kadarki tecrübelerime göre, yeni sezonda Türk futbolu ve Galatasaray yeni bir yıldız kazanacaktır. Eksikleri yok mu, var tabii ki. Bir kere çok genç ve ilk defa üst düzey bir takıma geldi bunun sıkıntısını yaşayabilir. Ayrıca son vuruşlarda daha iyi olması lazım. Bu da giderilebilecek bir eksik bence. Prandelli sanırım böyle bir yetenekle çok yakından ilgilenecektir. Çünkü Sinan Gümüş ilgilenmeye değer bir altın bence.

10 Temmuz 2014, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hak eden kazansın‘’

PTT 1. Lig'de son bilet bugün belli olacak. Hatay mı, Alanya mı? Bu sorunun cevabı Olimpiyat Stadı’ndaki finalde karşılığını bulacak. Finaller zordur. Çünkü biri kaybederek mutlaka ve bütün sezonun emeği bir anda bitmiş olacak. Ancak statü bu, bunu bilerek yola çıkıyorsunuz. O nedenle gerçeği bilen iki takım sahada kıyasıya bir mücadeleye girecek. Alanyaspor grubunda zorlu rakiplerle mücadele etti ama Altınordu mutlu sona ulaştı. Hatayspor ise ligde ayağına gelen büyük bir fırsatı tepen takım olarak dikkat çekti. Büyük puan farkını kullanmayıp birinciliği Giresunspor'a kaptırdılar. İşte bu kaçan fırsatı telafi için bir şans daha yakaladı Bordo-Beyazlılar... Kadro olarak iyi bir takım ve bunu da Play-Off'ta finale gelerek gösterdiler.

Alanyaspor ise Mehmet Altıparmak ile önemli bir süre başarılı gittikten sonra ligin sonunu getiremedi. Alanyaspor’dan da aynı Hatayspor gibi lig içinde iyi bir takım olarak bahsedildi. Ancak kader bu iki takımı finalde karşı karşıya getirdi... Maç ne olur derseniz Alanyaspor biraz daha tecrübe kokuyor. Ama final tecrübesi açısından Hatayspor daha avantajlı gibi. Geçen sezon finalde Fethiyespor'a kaybeden Hatayspor'un bu defa daha dikkatli olacağı kesin. Aslında bu maçta taktik-teknik her şey önemli ama en önemlisi finalin gerginliğini kaldırabilmek. Her iki takıma da başarı dileklerimizle noktayı koyalım...

31 Mayıs 2014, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Demirören kafası bu!‘’

Türkiye'de futbolu kim idare ediyor belli değil. 'Yeter Yıldırım Demirören' tezahüratı belki gereksiz gelebilir ama, tribünler haksız değil bunca kargaşadan sonra bu duruma. Göreve geldiği günden beri yaptığı bir sürü saçmalığı ve plansızlığı bir tarafa bırakalım, son dönemdeki kararları bile onu eleştirmek için yeterli. Liglerin başlama tarihi 29 Ağustos, yani eylül ayında başlıyor futbol heyecanımız. Hemen bir hafta sonra Euro 2016 elemeleri programında milli maçlarımız var ve ara verilecek. Diyebilirler ki, 'Cumhurbaşkanlğı seçimleri var böyle düşündük.' Ne alakası var cuma, cumartesi oynatırsın pazar günü de seçim olur, geçer gider. Bu konuda peki geçmiş yıllarda, 'Bu sıcakta top oynatırlır mı?' diye sitem ediyordunuz. Buna da, 'Biz de havaları düşünerek böyle bir karar aldık' cevabı gelebilir. Ona da kabul ama, en azından Ağustos 15 olmasa bile 22'sinde başlayabilirdi. Çünkü 18 Mayıs'ta lig bitmiş ve tam 100 gün ara çok çok fazla. Bu dinlenmeden öte bana göre. Üstelik sezon 31 Mayıs'a kadar sürecek. Gerçekten plansız programsız, fazla irdelenmeden masa başnda alınmış bir karar gibi geldi bana.

Gelelim bir başka konuya; Soma için milli maç kararı verildi. Nerede Manisa'da,

Niye? Acılarımızın olduğu yer ve maddi katkısı olsun diye.

Oysa 70 bin kişilik Olimpiyat Stadı'nda yap, hem duygusal bir maç hem de gerekli kaynak sağlansın ve o insanlara bir katkı olsun. Ama aynı kafanın bir başka kararı, Alanya-Hatay 2. lig finali Olimpiyat'ta. Niye belli değil, hangi kafa karar vermiş, ne düşünmüş belli değil. Ben düşündüm, bir türlü işin içinden çıkamadım. Oysa bu iki takım finale kaldığında ilk aklıma gelen kentler olarak Mersin, Kayseri ve hatta Ankara bile düşünülebilirdi. Hadi İstanbul'da yaptın bari git, Kasımpaşa Stadı'nı ver hiç olmazsa, şehrin göbeğinde gitmesi gelmesi kolay. Ama kimsenin umurunda mı! Baksana A Milli Takım turnede, kamuoyunun ne ilgisi var, ne de alakası. Hadi Kosova'yı anladık da, Amerikalar'da İrlandalar'da ne işimiz var. Millet Dünya Kupası modundayken Honduras ile Türkiye saatiyle gecenin 3'ünde maç yapsak ne olur. Gerçekten Fatih Terim gibi karizmatik ve tecrübeli bir teknik adamın böyle bir planlamayı nasıl yaptığını da merak ettim doğrusu...

29 Mayıs 2014, Perşembe 15:25
YAZININ DEVAMI

‘’Hoşgeldin Mersin‘’

Play-Off finali olaylı başladı... Futbol federasyonunun Samsunspor hakkında verdiği ceza nedeniyle kadın ve çocuk taraftar desteğiyle oynamak zorunda olan Karadeniz ekibi öfkeliydi. Demirören federasyonu, 98. maddeye istinaden verdiği kararı 3 büyükler olunca kaldırıveriyor. Kimse, “Bu madde 2 yıl önce kondu, Play-Off için geçerli” demesin. Maddeye baktık Play-Off finali tarafsız sahada. Hiçbir şey anlamak mümkün değil. “Nasıl olsa bir Anadolu takımı, sesi fazla çıkmaz” deyip yapıştırayım gitsin cezayı. Gerçekten ülkemizin şu acılı günlerinde böyle bir karar almak neyin nesi çözemiyor insan. Hadi aldın diyelim. Fenerbahçe- Galatasaray Süper Kupa maçı için nasıl geçerli değil diyorsun. Bu maç için de söyleyebilirdin. Hâl böyle olunca bu yasağı delmek için Mersin tribünlerine sızan çok sayıda Samsunspor taraftarı vardı. Maç öncesi işin içinden çıkılmaz bir hale geldi stat. Sonuçta 17.30’da başlayacak maç Samsunlu erkek seyircilerin dışarıya çıkartılması operasyonu nedeniyle geç başlamak zorunda kaldı. Bir Play-Off finalini bile yüzüne gözüne bulaştıran federasyon ile Türk futbolu nereye gider varın siz düşünün.

Maça gelince; iki takım da temkinli başladı. Ancak taraftar avantajı Mersin İdmanyurdu’nu daha rakip kaleye itti diyebiliriz. İlk 20 dakika Berkan, Ben Yahia ve Ali Tandoğan ile gole yaklaşan bir Mersin İdmanyurdu izledik. Samsunspor ise ilk 45’te Umar ile bir kere rakip kalede tehlikeli olabildi. Mersin Güven’le öyle bir pozisyon kaçırdı ki, ‘İçimizden çok arar bu fırsatı’ dedirtti. Ancak aynı Güven 42’de ceza alanında yakaladığı fırsatı bu defa affetmedi ve Mersin İdmanyurdu’nu öne geçirdi. İlk yarıdaki etkisiz futbol Hüseyin Kalpar’ı değişiklik yapmaya zorunlu bıraktı. Gerçekten kötü bir gününde olan Musa Sinan’ın yerine sahada Ekigho’yu gördük. Zaten böyle bir finalde kazanmak için ofansif bir hamle gerekiyordu. Nitekim Ekigho oyunu Samsunspor lehine çevirdi. Mersin İdmanyurdu skoru koruma duygusuyla savunma ağırlıklı bir futbol sergiledi. Tabii ki bu anlayışın çok uzun sürmesi mümkün değildir genelde. Mersin İdmanyurdu’nun daha fazla hücumu düşünmesi gerekirdi. Ali Tandoğan’ın sakatlanıp çıkması Güney ekibi için şanssızlıktı. Hüseyin Kalpar’ın ikinci oyuncu hamlesi orta alana Arif Şahin oldu. Samsunspor baskısı önemli tehlikeler yaratsa da Mersin İdmanyurdu kalecisi Ahmet Şahin’i geçmekte zorlandılar. Cem Sultan’ın golü gelince Play-Off şampiyonu belli oldu. Hoşgeldin Mersin İdmanyurdu...

19 Mayıs 2014, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Atan kazanacaktı...‘’

Gerçekten sahaya çıkan 11’lere baktığımızda gariplik Galatasaray’dı. Mancini yine şapkadan tavşan çıkarmış ve Semih’i sağ beke çekmişti. Semih’in önünde de Sabri koymuş ve Eskişehirspor’un Erkan ve Tarık Çamdal’dan oluşan sol kanadını etkisiz hale getirmeyi planlamıştı. Ancak ilk 45 dakikada bütün Eskişehirspor atakları hemen bu kanattan geldi. Yani Semih, Mancini’ye “Beni burada oynatırsan benden bu kadar” der gibiydi. Her ne kadar Mancini hücumdayken 3’lü savunmadayken 4’lü bir anlayış içinde olsada uygulamada böyle olmadığını gördük.

Aslında iki takımında şimdiye kadar ki sezonluk performanslarına baktığımızda kolay bir maç olmayacağını gösteriyordu. Bir kere Süper Lig’in en az gol yiyen iki takımı, çok pas yapan iki takımı ve rakibe cepheden en az pozisyon veren iki takımı sahada mücadele edince gol de zor olur. Nitekim ilk yarıda Galatasaray adına iki Eskişehirspor adına da tek bir pozisyon vardı notlarımızda ve iki kaleci gole izin vermedi başarılı kurtarışlarla.

İkinci yarıya Ertuğrul Sağlam tecrübeli bir silahı oyuna aldı. Özgür çıktı, Necati hücumcu olarak gol yollarında izledik. Orta alanda kıyasıya bir mücadele yaptı iki takım. Ancak pres olarak alan savunması olarak Eskişehirspor ne yaptığını bilen taraftı. Özellikle rakip hücuma kalkarken Eskişehirspor orta alanı taktik faullerle tehlikeli atakları başlangıçta durdurdu. Özellikle iki takımın en başarılı yaptıkları iş savunmanın önündeki oyuncularının görevlerini iyi yapmalarıydı. Zaten bu bölgedeki aksama bir anlamda skor anlamında değişikliği getirebilirdi.

Nitekim 65. dakikadan sonra Galatasaray’ın orta alanıda çözülmeler başladı ve Eskişehirspor’un tehlikeler yarattığını gördük. Ancak 70. dakikada Galatasaray atağında Sneijder klasına yakaşır bir gole imza atarak takımını öne geçirdi.

Mancini ilk değişikliği 83’te yaptı ve günün başarılı ismi Yekta’nın yerine Hamit’i soktu. Oyunun geri kalan bölümünde Galatasary tecrübesiyle skoru korudu ve 52. Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanan taraf oldu. Eskişehirspor niye kaybetti derseniz sezon başından beri yaşadığı hastalığı gol yollarındaki etkisizliği kaderlerini belirledi.

08 Mayıs 2014, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sezona bedel‘’

Bu hafta dananın kuyruğu bakalım Balıkesir de mi Şanlıurfa’da mı kopacak! Süper Lig’e ikinci bileti kimin alacağı belli olacak. Geçtiğimiz hafta çok şey konuşuldu, ama Kahramanmaraş’ta son sözü oyuna sonradan giren Burak Çalık söyledi. Tecrübeli oyuncu öyle bir gol attı ki herhalde Balıkesirspor’a gönül verenler yıllarca unutamayacaktır. Golün hem dakikası hem de değeri paha biçilmeyecek nitelikteydi.

Spekülasyonlara cevap!


Maç öncesi spekülasyonlar vardı. ‘Niçin Kahramanmaraş bu maça tam kadro çıkıyor küme düşmüş bir ekip olarak?’ şeklinde... Aynı Kahramanmaraş’ın, Ordu’da aldığı beraberliği unutmamak gerek. Balıkesirspor’a bu haftaki son maçında alacağı bir beraberlik yetiyorsa bu sonucun değeri daha iyi anlaşılıyor. Ancak şu bir gerçek ki; sezon başından bu yana izlediğim Balıkesirspor’un ilk bakışta PTT 1. Lig’e yeni çıkmış bir takım olarak Play-Off’a kalması bile başarıydı. Buna yeterli diyebilirdik.

Herkesten çok istediler


Ancak ilk yarıdaki performansı öylesine güzeldi ki, ‘Sürekliliği olacak mı?’ diye düşünmeden edemedik. Hedefe ulaşmaya çok yakınlar ve önlerinde evlerinde oynayacakları sadece son bir maç kaldı. Başarıda birçok faktör var. Ama bana göre İsmail Ertekin ve yardımcısı Deniz Kolgu’nun müthiş bir performans mühendisliği gösterdikleri bir gerçek. Bu ikili o kadar şeffaf hareket ettiler ki, kötü zamanı kabullendiler, iyi dönemlerde ise asla rehavete kapılmadılar. Yönetim ise üzerine düşeni yaptı, her zaman sözünde durdu. İşte üst taraf böyle olunca sahadakilerin işi sadece mücadele ve kazanmaya kaldı. Balıkesirsporlu futbolcular da belki de birçok takımdan daha alt
kalibredeydiler ama herkesten çok istediler ve bugüne geldiler.

Mücadele etsinler yeter


Balıkesir’in Belediye maçındaki avantajı bana göre mücadele gücü. Kaybetmek akıllarının ucundan geçmiyor ve sadece bir puan yetiyor Kırmızı-Beyazlılar’a. Tabii ki, son maçlardaki trajik sonuçları düşünüp, itidalli olmak lazım.

Ordu bekleyecek


‘Orduspor’un şansı ne?’ derseniz; kısaca kazanıp rakibin kaybetmesini bekleyecekler.Yani ipler kendi elinde değil. Ne yazık ki sezonun büyük bir bölümünde ipler hep Orduspor’un elindeydi ama İzmir’de Bucaspor’a kaybettikleri
maçla bu şanslarını oldukça zora soktular

01 Mayıs 2014, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI