‘’Zirve kayıplarda!‘’
PTT 1. Lig’de haftanın kazananı İstanbul Büyükşehir oldu. İstanbul ekibi rakiplerinin kazanamadığı bir haftada Manisaspor karşısında aldıkları 3 puan lig yarışı için çok önemliydi. Dışarıda daha iyi oynayan ama içeride zorlanan İstanbul Büyükşehir, Manisaspor karşısında da ‘zorlanmadı’ dersek yalan olur. Cihat Arslan özellikle içeride daha defansif düşünüyor ve sağlama yatmaya çalışıyor. Ofansif zenginliğini genelde sıkışınca kullanıyor. Bence ligin boyu kısalıyor ve şu anda maç fazlasıyla ilk ikinin içindeler ve bu fark yeterli olmayabilir.
Lider düşüşte
Bir başka belediye kökenli takım Ankaraspor ise oldukça düşündürücü sonuçlar alıyor. Özellikle savumasında ciddi sorunlar yaşıyorlar. Gaziantep Belediyespor karşısında 3-1 öne geçen Ankaraspor’un 3-3 berabere kalması Süper Lig iddiasında bir takım için iyi bir sonuç değil. Osman Özköylü gibi başarılı bir teknik adamın bu sorunu çözeceğini tahmin ediyorum.
Siyaset bulaşmasın
Haftanın maçı Balıkesir’deydi. Balıkesirspor, belki sahasında berabere kaldı ama yine de tebriği hak etti. ‘Niye?’ derseniz uzun bir süre 10 kişi oynadılar ve 1-0 yenikken öne geçtiler. Son dakika golü bir anlamda Adilovic kalitesiydi ve yapacak da bir şey yoktu. Samsunspor ise fırsatı değerlendiremedi. Ancak 12 haftadır da kaybetmeyen bir takım var ortada. Bu da bir gerçek. Tribündeki olaylara gelince; gerçekten buram buram siyaset kokuyordu. Bence bürokratların bu toplara girmemesi lazım. Çünkü bugün oradasın, yarın başka yerde, maçını seyret ama müdahil olma... Bence bu tür olaylardan en büyük zararı Süper Lig’e çıkmak için yarışan Balıkesirspor görür...
Korner olay oldu
Fethiye’de ise ilginç bir karşılaşma izledik. Alt sıralardan kurtulma savaşı veren Fethiyespor 3 puan için büyük çaba harcadı ama Anıl Taşdemir müsade etmedi. Orduspor’un orta alandaki yıldızı gerçekten iki usta işi golle zorlu deplasmandan takımının bir puanla evine dönmesini sağladı. Orduspor’un kornerden attığı ikinci golde topun doğru yere konmadığı için Fethiyespor’un itirazı var. Maçın tekrarını istediklerini öğrendik. Bu konuda talimatlar ve maçın hakeminin ne diyeceği önemli. Bu tür pozisyonlar sadece ülkemizde olur. Bu top gol olmasa kimse bu konudan bahsetmezdi. Şimdilik üst bölgeyi konuştuk, haftaya da biraz da alt sıralardan bahsedeceğiz.
‘’İyi bir test oldu‘’
Fizik gücü iyi, disiplinli İsveç karşısında erken gol morali ve performansı yükseltti. Fatih Terim aslında 2016 kadrosunu aşağı yukarı belirlemiş. Bu 11’e birkaç oyuncu girer çıkar ama genel olarak bizi Paris’e taşıyacak kadro bu olur. Kim mi girer? Ömer Toprak gelir savunmaya, hücum hattına da Cenk Tosun. Dün gece özellikle sol kanadı çok iyi çalışan ve top rakipteyken rakibi izlemeyen pres yapan bir milli takım izledik. Sol kanatta Caner gerçekten müthiş oynuyor ve oynatıyor. Arda ile birlikte o bölgede cok etkili oldular. Sağ kanatta ise Gökhan Gönül’ün de aynı etkiyi göstermesi için önünde tamamlayıcı bir isim olmalı. Oyuna sonradan giren isimler Olcan ve Murat Duruer etkili oldular ve katkıları istenen seviyedeydi. Terim takımı her zamanki gibi iyi motive etmiş ve oyuncularda artık büyük organizasyonları televizyondan izlemek istemediklerini gösterdiler. Kazanmak güzel ancak kazanırken de eksiklerimizi görmeliyiz. Orta alanda Selçuk, Galatasaray’daki gibi düşük performansı milli takımda da devam ettiriyor. Tecrübeli oyuncu da bir var, topu ayagından geç çıkartıyor pas hatası yapıyor. Oysa Selçuk ortalaması geçmiş yıllara bakarsak her zaman bunun üzerindedir. Semih önemli bir hata yaptı ve pahalıya patladı hatası. Neyse ki bir özel macta yaptı ve gereken dersi çıkartmıştır. Başkent’te geceye damgasını vuranlar, Caner, Arda, Onur ve Mevlut diyebilirim. Sanırım Amerika turnesinde daha da kaynaşırlar ve Eylül ayında güzel bir başlangıç yaparız.
Sözün özü; şimdiye kadar futbolcularımız her milli macta gösterdikleri performans bana kulüp takım maçlarını düşünerek oynuyor hissini veriyordu. Dün geceki mücadele de böyle bir duygu aklımın ucunden bile geçmedi olması gereken de budur...
‘’Hak yenmesin‘’
Herkesin gözünün içine baka baka bir durumu şeklen çarpıtmak, Türk futboluna ve bizlere saygısızlık. Takımları maç sonlarında, gerçek hocaların yorumlaması gerek. Federasyon bu duruma el atmalı...
PTT1. Lig’de heyecan bugün oynanacak maçlarla devam edecek ancak bir gerçek varki atlanmaması gerekli... Bilindiği üzere hem üst sıralar hem de düşme potasındaki ekipler için çok kritik bir dönemdeyiz. Budönemin sağlıklı geçilmesi için en büyük yük hakemlerimizde. Fakat yapılan hatalar dikkat çekici boyutta. MHK’nın canla başla mücadelelerini sürdüren bu takımlarının haklarını göz ardı etmemesi gerekiyor. Özellikle bazı hakemlerimiz Süper Lig’den PTT1.Lig’e atanınca dışlanmışlık psikolojisine giriyor ve tabiri caizse önemsemeden ‘adam sende yönetimler’ sergiliyorlar. Burada bir yığın emek var, alın teri var, hırs var... Sezon sonunda sırf bu yüzden Süper Lig şansını kaybeden ve ya 2. Lig’e düşen bir takımın uğrayacağı maddi manevi hasarı tamir etmek mümkün değil. Olağanüstü bir durum yok ama ben şimdiden uyarıyorum aman dikka t‘HAKYENMESİN’!
Kıyım sürüyor
25’nci haftayı geride bıraktığımız PTT 1.Lig’de 2 teknik adamda görevinden ayrıldı. Bolu’daki kötü gidişin faturası Besim Durmuş’a kesildi. Öte yandan Adanademirspor’u ayağa kaldırmak için Play-Off hedefiyle gelen Mustafa Uğur’da Bucaspor yenilgisinden sonra istifasını verdi. Bana göre Adanademirspor gelecek sezon planlarına başlasın ve ligde de gidebileceği yere kadar devametsin.
İşler karıştı
Bana göre haftanın maçı İzmir’de oynandı. Ege derbisinde Karşıyaka yenik duruma düşmesine rağmen güçlü rakibi Manisaspor’u 3-2 mağlup ederek taraftarına 3puanı hediye etti. Lider Ankaraspor kendi sahasında zorlansa da Denizlispor’u 2-1’le geçmeyi başardı. Ancak Lacivert-Beyazlıekipte sorunlar da baş göstermeye başladı. Özellikle savunma hattında yapılan hatalar ve yenilen goller kafalarda soru işaretlerine yol açıyor... Dikkat çekici mücadelelerden biri de Mersin’deydi. İlk 2 hesabı yapan Mersin ve İstanbul Belediye yenişemeyerek 1’er puana razı oldu. Rakipleriyle puanlarını eşitleme şansı yakalayan Ordu’ysa fırsat tepti. Karadeniz ekibi evinde lig sonuncusu Kahramanmaraş’la 0-0 berabere kaldı. Samsun’da işler yolunda gidiyor. Dışarda kaybetmeyip içerde kazanmaya devam eden Hüseyin Kalpar’ın öğrencileri Bolu engelini aşarak ilk 6 içindeki yerini sağlamlaştırdı. Alt sıralar için büyük önem taşıyan maçta Adanaspor, Tavşanlı Linyit’i 3-0 mağlup ederek nefes aldı. Yükselen performansını sürdüren Fethiyespor ise zorlu Şanlıurfa deplasmanından 3 puanı kaparak sonunda ateş hattından uzaklaştı.
‘’Cehennem ligi!‘’
PTT 1. Lig’de işler her geçen gün biraz daha kızışıyor. Zirve yarışında kopmalar yaşanmaya başladı. Ancak benim bugüne kadar yaşadığım tecrübelerime göre ilk 2 içinde bir sürpriz olabilme ihtimali öngörüyorum. Ankaraspor şu anda lider ama maç fazlasıyla. PTT 1. Lig’in gizli lideri ise Orduspor. Karadeniz ekibi tüm maddi sıkıntılarına, transfer yasağına rağmen yarışı bırakmıyor. Bu hafta da Manisa’da, ligin en zorlu deplasmanlarından birinde çok kiritik bir galibiyet aldılar. Bu 3 puanın değeri sezon sonunda daha çok anlaşılacak. Başkan Tahsin Türkmen ve teknik direktör Erkan Sözeri ikilisi üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyorlar. Biri içeride biri dışarıda müthiş bir uyumla takımı taşıyorlar Süper Lig’e doğru.
Anıl futbolu düşünsün
Çok konuşulduğu için Anıl olayına da kısaca değinmek istiyorum. Bu ligin en önemli oyuncularından biri olmak, Anıl’a her türlü hareket serbestliğini tanımaz. Adı üzerinde; futbol takım oyunu. O zaman 10 kişi otursun. Tek başına çıksın Orduspor’a maç kazandırsın. Her şeyden evvel arkadaşlarının emeklerine saygısızlık yaptı. Hocasına karşı tavrı konusunda, duyduklarımdan sonra çok üzüldüm inşallah bir an evvel aklını başına alır ve sadece futbolu düşünür. Ankaraspor’a gelince; Fethiyespor yenilgisinin altyapısını hazırlamışlardı bundan önceki oynadıkları olumsuz futbolla. Güzel taraf teknik direktör Osman Özköylü’nün bunun farkında olması. Her takım zaman zaman sezon içinde böyle düşüşler yaşar, normaldir. Ama Ankaraspor yine de bu kadrosuyla işi Play-Off’a bırakmamalı diyorum. Fethiyespor gerçeğinin de altını çizelim.
Mucizenin adı Fethiye
Tam bir Engin İpekoğlu mucizesi bana göre. Bir takımı bu kadar kısa sürede bu noktaya taşımak bir teknik adam başarısıdır, fazla söze gerek yok. Diğer maçlara baktığımızda; artık lige havlu atmak üzere olanları görmeye başladım. Adana Demirspor ve Şanlıurfaspor için kritik haftalar geldi. Ya tamam ya da devam maçlarına çıkacaklar. Çünkü ilk 6 potasıyla puan farkı ortada. Onlara yetişme, ön grubu yakalayabilme kredileri bitti denebilir. Alt bölge, yani son 4 ise tam bir cehennem. Boluspor ve Adanaspor toparlanmazsa futbolun acımasız yüzünü yaşarlar benden söylemesi. Son haftalara kadar ateş hattında büyük bir kapışma yaşanacağı kesin.
‘’Sponsor mu spor mu!‘’
PTT 1. Lig’de 23. haftayı geride bıraktık. Zirve yarışı, Play-Off telaşı, transfer karmaşası derken geçip gidiyor haftalar. Maçlara değineceğiz, değerlendireceğiz ama ben bu hafta daha önemli bir konuya dikkatleri çekmek istiyorum. Federasyonun kırmızı top uygulaması... Gerçekten, futbolumuzu yönetenlerin yalnızca bir ‘sponsorluk anlaşması’ nedeniyle sadece PTT 1. Lig takımlarına böyle bir dayatmada bulunması akıl almaz bir durum. Bilindiği üzere bu ligde bütün maçlar kırmızı topla oynanıyor. Karlı havalarda, futbolcuların topu görüş zorluğu yaşadığı karşılaşmalarda başvurulan ve kimse tarafından sevilmeyen kırmızı topların günlük güneşlik maçlarda kullanılmasından herkes rahatsız. Hemen hemen her hafta bununla ilgili maç sonu açıklamalarında hocalardan da futbolculardan da şikayetler duyuyoruz. Görüşme imkânı bulduğum; merak edip sorduğum kaleci kardeşlerimiz de bu konunun ciddi bir sıkıntı olduğunu söylüyorlar.
Vazgeçilsin!
Yani demek istediğim; Süper Lig’e alternatif olmasını beklediğimiz, geleceğin yıldızlarının parlamasını düşlediğimiz PTT 1. Lig’de, zaten binbir dertle boğuşan takım ve futbolcuların işini kolaylaştırmalıyız. İyi niyetli bakalım biz yine de olaya... Federasyon gelir getirmek amacıyla böyle bir uygulamaya gitmiş olabilir. Ancak yaptığınız yenilik, iyilik getirmiyorsa bunu tekrar gözden geçirebilirsiniz. Anlaşma yaptığınız firmayla yeniden masaya oturup buna çare bulabilirsiniz, bence bulmalısınız... Bir düşünsenize İzmir’e, Antep’e senede kaç kere kar yağıyor.
Mersin’i kutlamak gerek
Gelelim kıran kırana oynanan maçlara. Haftaya Mersin’de başladık. Hakan Kutlu’nun cezalı olduğu maçta Güney temsilcisi sayısız fırsata girdi, Ben Yahia’nın frikik golüyle güçlü rakibi Manisa’yi devirdi. Şanlıurfa yükselen formuyla zirve takipçisi Belediye’yle berabere kaldı. Son dakikada ofsayt gerekçesiyle verilmeyen konuk ekibin golüne de dikkat çekmek gerek. En coşkulu maçlardan birisi de Balıkesir’deydi. Kırmızı-Beyazlılar, 4’te 4 yapan Adana Demirspor’u fazla fırsat vermeden eli boş yolladı. Balkes’te erken oyundan alınan Lalawele’nin hocasına olan tutumu çirkindi. Zaten yönetim gerekli uyarıyı yapmış, sorun çözülmüş. Trabzon’daki düello da nefesleri kesti. 1461 2-0’dan gelerek müthiş bir geri dönüşe imza atıyordu ki İskender’in enfes golü maçın hakkını tayin etti. Barış Memiş yine ön plandaydı ama bunu devamlılık haline getirmesi gerek. 10 maç sonra kazanan Adana ile evinde rakiplerine göz açtırmayan Buca, Ordu, Samsun ve Denizli haftanın kârlılarıydı.
‘’Bu komedi bitsin!‘’
PTT 1. Lig’deki teknik direktörlerin diploma yetersizliği nedeniyle yaşadıkları sıkıntı artık komik bir hâl almaya başladı. Bu konuya federasyon başkanımız
Yıldırım Demirören mi el koyar ya da futbolumuzun patronu Fatih Terim mi ilgilenir bilemem! Ancak tek bildiğim bir şey var, aynı eczane açmak isteyenlerin diplomalı bir eczacı bulduğu gibi; kulüpler elinde yeterli diplomaya sahip ama kendilerince yeterli görmedikleri isimlerle mukavele yapıyor ve akıllarınca prosedürü uyguluyorlar. Ama televizyonlarınızı açtığınızda takımın teknik direktörünü başka, teknik patronu başka olduğunu görüyorsunuz.
Yıllardır bekliyorlar
İsmini çok yakından tanımadığınız, hatta gördüğünüzde şaşırdığınız kişiler 90 dakikaların sonlarında görüş belirtiyor, takımların durumları hakkında değerlendirmelerde bulunuyor. Sadece prosedürün yerine getirilmesi için. Oysa takımı hazırlayan, kadroyu yapan, yöneten başkası. Bugün PTT 1. Lig’de Karşıyaka Teknik Direktörü Yusuf Şimşek; Gaziantep Belediyespor’un başındaki Hasan Özer gibi Türk futboluna damga vurmuş isimler yalnızca bu yetersizlik nedeniyle saha kenarına başka bir görevle çıkıp takımlarını yönetiyorlar. Ama maç sonunda diploması yeterli olan ve kağıt üzerinde görünen kişi konuşma yapıyor. Gerçekten federasyonun yapması gereken bir an evvel bu komediye son vermesi...
Bunun adı saygısızlık!
Herkesin gözünün içine baka baka ve herkesin bildiği bir durumu şeklen çarpıtmak Türk futboluna da yeterli-yetersiz kişilere de ve bizlere de bir saygısızlık olarak yorumluyorum. Diyebilirsiniz ki, “Kardeşim bu arkadaşlar da gitsin yeterli olan diplomayı alsın”. Tamam da, ipler sizin elinizde. Diploma almak istiyorlar, ancak bunun için gerekli sınavları açmıyorsunuz ki. Sadece Hasan Özer’in 3 yıldır beklediğini ve çağrılmadığını bizzat ben biliyorum. Bakın televizyon programları olsun, yazılı basın olsun, takımlarla ilgili yorumlarda emeği geçen insanlar yerine, diplomasını vermiş ama hiçbir katkısı olmayan insanlar konuşuluyor. Bence bu uygulama derhal kaldırılmalı. Ya diploma mecburiyeti varsa yeterli olanlara izin verin ya da bu şekliyle devam edilecekse bırakın maçlara ekipleri kim hazırlıyorsa açıklamaları da onlar
yapsın.
‘’Timsah 'ES'ti geçti‘’
İlk 45 dakikaya bakarsak işler Sağlam'ın değil Daum'un istediği gibi geçti. 11. dakikada Bursaspor hiç de beklemediği bir golle öne geçti. Sol kanattan Taiwo'nun yumuşak kornerinde Kamara topu önlemek isterken kafa ile kendi ağlarını gördü: 1-0. 25'te Şener'in sağ kanattan ortasında Kazım yükseldi ve kafayı vurdu top dışarı gitti. 28'de sağ taraftan kullanılan kornerde Civelli'nin kafası Boffin'de kaldı. 36'da çok şık bir Bursaspor golü izledik. Belluschi ile başlayan atak; Şener, Kazım ve Sestak ile buluştu. Slovak forvet'in şık pasında Ferhat, Eskişehirspor filelerini havalandırdı: 2-0. Fark ikiye çıkınca Eskişehirspor'da kıpırdanma gördük. 43'te Kamara'nın kafası Frey'de kaldı.
Timsah tutulmuyor
45 artıda Necati'nin pasında Dede kötü bir vuruş yaptı. İlk yarıda Serdar Aziz baş dönmesi nedeniyle yerini İbrahim Öztürk'e bıraktı. Kısacası ilk 45 dakika ev sahibinin hak ettiği bir skordu. İkinci yarıda Tello çıktı, Erman oyuna girdi. 50. dakikada Sezgin'in pasında Kamara boş kaleye dokunamadı ve takımını mutlak bir golden etti. 53'te Belluschi'nin pasında Sestak'ın plase vuruşu Boffin'de kaldı. Ertuğrul Sağlam 57'de ikinci oyuncu hamlesini yaptı ve Hürriyet'i alıp genç Aytaç'ı soktu. Orta alanda hücüma dönük iki isimle birlikte Eskişehirspor ilk yarıya oranla dengeyi kurdu. Ancak Eskişehirspor'un dün Bursa Atatürk stadında kontrol altına alamadığı bir futbolcu vardı. İkinci golün asistini yapan Sestak'ın 3. golde de imzası vardı. 65'te Sestak'ın ara pasında Belluschi, Boffin'in kararsızlığını iyi değerlendirdi ve skoru 3-0' a taşıdı. Bu dakikadan sonra iyice rahatlayan Bursaspor güçlü rakibi karşısında istediği gibi oyunu yönlendirdi. 70'te yeni transfer Fernandao sahneye çıktı. O dakikaya kadar ortalarda gözükmeyen Fernandao soldan gelen ortaya boş kaleye kötü bir kafa vuruşu yaptı. 72'de Erman'ın pasında Necati'nin şut denemesi sonuçsuz kaldı. 75'te Erman'ın kornerinde Bursaspor defansı adeta uyudu. Diego kafa ile Bursapor filelerini havalandırdı: 3-1.
Son söz Kazım'dan
81'de Belluschi'nin ara pasında Fernandao'nun vuruşunu Boffin önledi, dönen topa tekrar vurmak isterken Dede'nin hareketini hakem penaltıyla cezalandırdı. 82'de Kazım penaltıyı gole çevirdi: 4-1. Dün gecenin yıldızları Bursasporlu Belluschi ve Sestak'tı. Bu iki oyuncu gollerde de asistlerde de sahne aldı. Daum, Batalla krizini takımına aldırdığı başarılı sonuçlarla geçirmeye çalışıyor. Eskişehirspor ise son 25 dakikalık oyunun 90 dakikaya taşımalıydı. Özellikle yedikleri gollerden ders çıkartmalılar.
‘’La Liga gibi!‘’
‘Nasıl olsa ikinci yarı var’ diyerek ilk yarıyı bitirmiştik. İşte şimdi telafisi olmayan maçlar dönemine girmiş bulunuyoruz. Gerçekten de çok kısa bir ara verilmişti PTT 1. Lig’e... Sıkıntılı kapatanlar için ilk maçlara baktığımızda aynı sorunların devam ettiğini gördük. İlk haftada bana göre şaşırtan sonuç İstanbul’dan geldi. Büyükşehir Belediye herkesin ortak fikri olarak en büyük Süper Lig adayı. Ancak ev sahibi ekip Samsunspor karşısında adeta dağıldı ve 3-1 gibi ağır bir skorla mağlup oldu rakibine. Samsunspor’u kutluyorum. Bakalım Hüseyin Kalpar tüm fırtınalara rağmen Samsunspor’un başında ikinci kez Süper Lig mutluluğunu yaşayabilcek mi!
Ankara koptu geliyor
Manisa’da bir anlamda Atletico Madrid-Barcelona maçı izledik. Ev sahibi futbol oynadı, konuk ekip hızlı hücumu denedi. 87’de gelen Ankaraspor golü belki de erken bir Süper Lig müjdesiydi Başkent ekibi için. Çünkü Osman Özköylü’nün öğrencileri en büyük rakiplerinden birini dışarıda devirdi. Tabii ki, ‘çok erken’ diyebilirsiniz ama önemli bir 3 puan bence.
Ordu tutulmuyor
Karadeniz’de sessiz sedasız bir başarı öyküsü izliyoruz. Orduspor tüm maddi sıkıntılarına rağmen yoluna devam ediyor. 2-0’la gelen 3 puan, yarıştaki iddiasını gösterdi Karadeniz ekibinin. Adanaspor’un kara bulutlar üzerinde. Bir an evvel toparlanmalılar. Balıkesirspor ikinci yarıya da iyi başlayanlardan. Tavşanlı deplasmanında kazanıp zirve takibini sürdürdü. Genç Bucaspor ise Kahramanmaraş’ta 4 gol atıp 3 puanı cebine koydu. İzmir ekibinin öncelikli hedefi ligde kalmayı garantilemek. Sonrasında Play-Off hesabı yapmak. Hem oyuncu vitrine çıkartıp hem de mücadele etmek, aynı zamanda kulübü ayakta tutmak kolay bir iş değil. Bucaspor bütün bunları bir arada yapabiliyor.
Fethiye fırtınası!
Fethiye fırtınası sürüyor. Engin İpekoğlu’nun öğrencileri 1461 Trabzon’u 4-0’la geçip çıtayı yükseğe koydular. Adana Demirspor ise önemli olan bir 3 puan aldı ilk maçta. Boluspor önünde özellikle Efe’nin galibiyet golü çok şıktı. Ancak son dakikalarda Boluspor’un kaçırdığı mutlak gol pozisyonu ev sahibi için geceyi kabusa çevirebilirdi. Denizli’de ise gülen olmadı ve Gaziantep Belediyespor öne geçtiği maçta avantajını koruyamadı. 90 dakikanın sonunda tabela 1-1’i gösteriyordu.Karşıyaka ise deplasman takımı Şanlıurfaspor’u eli boş gönderip ikinci yarıya Yusuf Şimşek’le iyi bir başlangıç yaptı.