‘’Bu iş daha bitmedi‘’
Bir anlamda Play-Off şansını böyle yakaladı. Konya deplasmanında ikinci maç için avantaj yakaladılar ama 1-0’lık skoru rakip de elde edebilir. Çünkü kamuoyunda ilk maçlarda alınan sonuçlara bakılarak, “Finalin adı belli oldu” gibi bir hava estirildi. Bence Buca’nın Konyaspor karşısına skor 0-0’mış gibi çıkması lazım. Konyaspor ise Play-Off öncesi genelde Süper Lig’e en yakın takım olarak gösteriliyordu. Çünkü sezon bitimine doğru gösterdiği performansla iyi bir takım olarak dikkat çekmişti. Evdeki hesap çarşıya uymadı ama iki ayaklı Play-Off’ta, Konya’nın şansı sürüyor. Final bileti hâlâ ortada diyebilirim iki takım adına.
Tarzan finale yakın
Manisaspor şu anda 4 takım içinde finale en yakın olan ekip. Kadro olarak da tecrübe olarak da ev sahibi avanatajını kullanabilecek güçteler. İlk maçta Adana’da aldıkları 2-0’lık zafer büyük bir avantaj. Çünkü bu farkı kapatmak için risk alacak rakibi karşısında bol pozisyon bulacaklar. Adana Demir de tam tersi 4 takım arasında final şansı en az gözüken ekip. Ama futbolun en güzel tarafı sürprizleridir. Güney ekibi gününde olursa sürpriz yapabilcek bir kadroya sahip. Ancak ilk maçta aldıkları 2-0’lık yenilgi nedeniyle işleri oldukça zor. İlk yarıda gol yemeden öne geçmeleri dengeleri değiştirebilir. En azından bunu deneyeceklerdir.
‘’En iyi oyuncun Tolga ise...‘’
Oyunun ilk 5 dakikasında Fenerbahçe kalesinde etkili gözüken Trabzonspor öyle bir gol yedi ki sezonun özetiydi. Musa Sow gol vuruşunu yaparken onu kovalayan Volkan Şen'di. Volkan Şen demişken oyundan çıkarken yaptığı tepkiler hiç de hoş değildi. Sanki bütün sezon harikalar yaratmış bir futbolcu edası ile "beni nasıl çıkartırsınız" tavrını Tolunay Kafkas sanırım bir kenara not etmiştir.
Karşılaşmanın genelinde orta alandaki etkinliği ister istemez Fenerbahçe'yi daha dominant yaptı. İyi pas yapan Sarı Lacivertiler, sağ kanattan Gökhan Gönül'ün de etkili hücumlarıyla Trabzonspor kalesinde tehlikeler yarattı. Ancak Trabzonspor'un kalesinde kaptan Tolga devleşti ve geçit vermedi.
İkinci yarıdada oyunda gel gitler izledik iki takım adına. Son 25 dakukeda risk alan Trabzonspor'un baskısı vardı. Skoru koruma duygusu ile savunmaya ağırlık veren Fenerbahçe karşısında Bordo Mavililer'in beraberlik golü arayışları vardı. Ancak bu baskının üretkenlik ve pozisyon zenginliği açısından Trabzonspor adına çok da iyi geçtiğini söyleyemeyiz.
Son 5 dakikadaki baskıyı Trabzonspor daha erken devreye sokmalıydı. Ancak şu bir gerçek ki sezon performanslarını karşılaştırırsak Fenerbahçe daha çok hak eden taraftı ve öyle de oldu. Avrupa kupası, Süper Lig ve kupada başarılı bir mücadele sergileyen Fenerbahçe için teselli oldu Ziraat Türkiye Kupası. Eğer günün başarılı ismi Trabzonspor kalecisi Tolga ise demek ki kupayı daha fazla hakeden kazanmış.
‘’Karabükspor ucuz kurtuldu!‘’
Oysa Fenerbehçe çarşamba günü kupa finali oynayacak olmasına rağmen inanılmaz disiplinli, rakibe önde basarak müthiş etkili bir futbol ortaya koydu. Özellikle Webo forvette her zamanki performansının üstündeydi adeta. Sanki, “Eski takımı Belediyespor için oynuyor” dedirten cinsten bir mücadeleydi Webo’nunki. Ama hakkını yemeyelim Fenerbehçe ilk yarıda tam takım mücadele etti. Zaten bu oyunun eksiği goldü. O gol de Mehmet Topuz’un kafasından geldi. Kısaca ilk 45 dakikada ev sahibi adına işler kötü geçti.
İkinci yarı soyunma odasında ne oldu bilemeyiz ame Karabükspor fırtınası çıktı sahaya. Dakikalar 50’yi gösterirken tabela 2-1’lik Karabükspor galibiyetini gösteriyordu. Önce penaltıdan Lualua, ardından da Ziegler’in hatasını Ahmet İlhan affetmedi.
İkinci yarı nefes kesti. Sahada bambaşka bir Karabükspor vardı. Sanki and içmişlerdi kazanmaya, ligde kalmaya. Ama bir tarafta da “Maçı asla bırakmam” diyen Webo vardı. Fenerbahçe’nin yıldızı skoru 2-2’ye getirdi. Ama Lualua nefis bir golle cevap verdi ve takımını tekrar öne geçirdi. Gerçekten İstanbul’dan, Ordu’dan gelen sonuçlar futbolseverleri hop oturup hop kaldırdı. Ama Süper Lig’de kalmak için sadece galibiyet yetiyordu Karabükspor’a ve o 3 puanı da ikinci yarıdaki etkili oyunlarıyla almayı başardılar.
Süper Lig’de kaldılar ama bu sezondan çıkaracak çok ders olmalı Karabükspor adına. Şimdi sıcağı sıcağına sevinsinler ama yönetim gelecek sezon için elini çabuk tutup bu sezonki hataları iyi analiz yapmalılar.
‘’Play-Off'un affı olmaz!‘’
Aynı rakipleri gibi son maçta bileti alan Demir’in en büyük dezavantajı istikrarsızlığı. Gününde olduklarında farka koşan bir takıma sahipler ama içeride gol yollarında başarısız oldukları zaman kâbus görüyorlar. Rakibin sağlam savunma anlayışı ve az gol yiyen bir takım olması risk almalarını gerektirecektir. Bu riski alırken savunmayı unutmamaları lazım. Manisaspor aslında ayağına gelen ilk iki şansını ikinci yarıdaki sert düşüşüyle kaçırdı. Ancak Adanaspor karşısında final niteliğinde bir maçı hem de deplasmanda kazanmaları büyük moral oldu. Adana’da bu defa karşılarında çok gol atan ve çok gol yiyen bir rakip var. İyi bir kaleciye sahipler ve zaman zaman bu ligin üstüne çıkabiliyorlar. Kontralarla başarılı olursalar final için avantaj yakalayabilirler.
Buca Efe’siz zor
İyi bir iç saha takımı olarak göze çarptılar bu sezon. Yetenekli bir takım olmaları en büyük özellikleri. Efe’nin kadro dışı olması önemli bir handikap. Bence yönetimin bu sorunu çözüp savunmada Efe’den yoksun çıkmaması lazım Play-Off’a. Zorlu bir rakiple oynayacakları unutulmamalı.
Tütüneker faktörü
Play-Off’u çok iyi bilen ve iki sezondur çalıştırdığı takımların Süper Lig’e yükseldiği bir teknik direktör var Konyaspor’un başında. Uğur Tütüneker’in ekibi çok tecrübeli yerli ve yabancı isimlere sahip. Ligin sonuna doğru önemli bir çıkış yakalayıp Play-Off’a gelmeleri performans açısından artı bir gösterge. Çok gollü bir maç beklemiyorum. İkinci maçı da düşünerek oynayacak Konyaspor.
‘’Heyecan bitmez‘’
34. haftayı da bitirirken Süper Lig’e çıkan Erciyes ve Çaykur Rize’ye başarılar dileyelim. Şimdi Play-Off zamanı... Bakalım Süper Lig’e çıkacak 3. takım kim olacak? Manisaspor’un ilk yarıdaki performansıyla ligin ikinci yarısındaki performansı çok şaşırtıcıydı. Aslında bu sert düşüş bir anlamda Rize’nin de önünü açan en büyük faktördü. 1461 Trabzon için fazla bir şey söylemeye gerek yok. Trabzonspor’la olan organik bağları nedeniyle başarıları bir anlamda heba oldu. Böyle bir ekibin hem kupada hem de ligde önemli işler yapmasına rağmen statü gereği Play-Off oynayamaması talihsizlikti. Son haftayla ilgili iki maç var konuşulması gereken. Bu maçlarda içeride oynayan takımlar büyük bir strateji hatası yaptılar. Adanaspor ayağına gelen şansı resmen elinin tersiyle itti. Güney ekibi Manisaspor karşısında öne geçmesine rağmen bunu kullanmadı. Maçın kırılma anı 85’te Mbilla’nın karşı karşıya kaçırdığı gol fırsatıydı. Bir de maçın bitmesine 4 dakika varken kaleci Zülküf’ün kaleyi terkedip korner atışına katılmasıydı. Manisa da bu boşluğu iyi değerlendirdi ve Kahe ile 3 puanı alıp 3’üncülüğü yakaladı.
Strateji hataları
İzmir’de ise Göztepe deyim yerindeyse ayağına kurşun sıktı. Ev sahibine beraberlik yetiyordu. Rakip Tavşanlı ise galibiyete muhtaçtı. Göztepe gibi sezon başı Süper Lig için kurulmuş bir takımın, güçlendirilmesine rağmen işi son maça bırakması zaten fiyaskoydu. Böyle maçlarda riske girilmez. Öne geçmen gerekir, herhangi bir kazaya karşı. Ama Göztepe golü yiyene kadar beraberliğe yatan bir anlayışla mücadele etti. 80’de gelen Agbetu’nun golünden sonra ise çabalar nafileydi. Ve Türk futbolunun önemli bir markası 2. Lig’e düştü. Bu düşüşte kimse sadece Kemal Kılıç ve futbolcuları sorumlu tutmasın. Bence camia olarak, yönetimsel olarak herkes sınıfta kaldı.
Holdinge benzemez!
Bir holding takımı olarak, herkesin gözündeki imajı ve maddi güçten doğan rehavet, bugünlere getirdi takımı. Holding ile kulüp yönetmenin çok farklı olduğunu bu acı tecrübeyle geç de olsa anlamıştır Göztepe’nin sahipleri. Altınbaş Holding’in Beşiktaş ve Gaziantep duygusallığından sıyrılıp, gerçekçi adımlarla tekrar başarıyı yakalaması mümkün. ‘Sayın başkana akıl hocalığı yapanların takımı getirdiği nokta bu’ diyelim, noktayı kolayım...
‘’Farklı yenilgi ligi de etkiler‘’
Ancak dakikalar ilerledikçe Sivasspor’un silik futbolu karşısında daha cesur, daha atak bir Trabzonspor izledik. Yiğidolar’ın en büyük sorunu takım savunması sezon başından beri. Gol bulup öne geçememeleri halinde işleri çok zorlaşıyor. Nitekim dün gece de bırakın gol atmayı pozisyon bulmakta bile zorlandılar. Adrian’ın attığı 3 gole baktığınızda gelecek sezon için Sivasspor’un nasıl oyuncular alması gerekiyor çok rahat anlarsınız. Tamam, top ayağındayken göze hoş gelen isimlere sahipsiniz. Ama Erman, Grosicki, Aatıf ve Eneramo savunma anlamında etkisiz olunca farklı yenilgi kaçınılmaz oluyor. Böyle bir yarı finalde bu kadar etkisiz dörtlünün hücumda ve savunmadaki etkisiz futbolları Rıza Çalımbay’ın planlarını alt üts etti. Düşünün, aynı takım daha Sivas’taki ilk maçta turu garantileyebilecekken son dakikada frikik golüyle şanısını zora sokmuştu. Ancak dün geceki farka bakınca iki takım arasında bu kadar da fark olmamalıydı. Sivasspor, İstanbul’da Galatasaray’dan 4 gol yerken bile bu kadar ezik değildi. Kupada yarı finale gelen bir takıma bu kadar farklı yenilgi yakışmadı. Üstelik bu hafta evinde Karabükspor ile oynayacakları kritik maç öncesi yaşanan hezimet sanırım takımın kimyasını olumsuz etkiler.
Trabzonspor ise başta Adrian olmak üzere, Halil ve Volkan’ın özellikle ikinci yarıdaki etkili ofansif katkılarıyla finale kalmayı başardı. Kötü bir sezon geçiren Trabzonspor finali yakalayıp Avrupa kapısını araladı...
‘’Son durak!‘’
PTT 1. Lig’e çıkan iki takım önceki hafta belli olmuştu. O nedenle 33. hafta Play-Off ve küme düşme hattını ilgilendiriyordu. Özellikle ilk 6 mücadelesi veren takımların aldıkları sonuçlar dikkat çekiciydi. Sadece Buca mutluydu. Ege ekibi Süper Lig’e çıkmayı garantileyen Rize’yi güzel bir oyunla yenip tarihinde 3. kez Play-Off oynama hakkını elde etti. Diğer taraftan ayağına gelen fırsatı tepenler ve işi son haftaya bırakanlar vardı. Özellikle Karşıyaka ve Manisa evlerinde kaybederek büyük hayal kırıklığı yaşadı. Manisaspor’un inanılmaz düşüşü bu hafta da devam etti. Tarzan evinde Erciyes’e mağlup oldu. Önceki hafta Kayseri’de Erciyes’i deviren Karşıyaka ise 6 puanlık maçta Adanaspor’a kaybetti. Oysa İzmir ekibi kazansa rakibini yarışta saf dışı bırakmış olacaktı, fakat 90 dakika sonunda Kaf Kaf’ın umutları başka bir bahara kaldı. Haftayı üzüntülü kapatan bir başka ekip de Konyaspor’du. Şanlıurfa önünde 2-0 yenilmekten kurtulamadı, işini son maça bıraktı.
Elveda markaların takımı!
Düşme hattına gelince; uzun yıllardır bu ligin markası olmuş; Volkan Demirel, Egemen Korkmaz, Servet Çetin gibi yıldızları Türk futboluna kazandırmış Kartalspor, PTT 1. Lig’e veda etti. İstanbul ekibi 1984’te profesyonel olduğundan bu yana ilk kez düştü. Kadroya baktığınızda bırakın düşmeyi, ilk 6’yı bile zorlayacak kapasitede bir takımın bu hale gelmesi düşündürücü. Teknik direktör değişikliklerindeki yanlışlar ve gecikmeler en büyük neden bana göre. Mehmet Altıparmak ve ekibini daha önce takımın başına getirseydi yönetim, bugün, bu acıklı tabloyu yaşamazlardı.
Alkışlar Ankaragücü’ne
Ankaragacü için söylenecek tek söz var; kocaman bir alkış. Mustafa Kaplan ve öğrencileri biraz destek olsa belki de destan yazacaklardı. Yine de bu kulübü değil ama bu takımı ve teknik kadroyu tebrik etmek lazım. Ankaragücü düştü, bence o takımı bu duruma düşürenler utansın. PTT 1. Lig’de düşecek son takım, son hafta belli olacak. Samsun, Gaziantep Belediye’yi deplasmanda yenip ligde kalmayı başardı. ‘3. takım kim olacak?’, sorusu İzmir’de yanıt bulacak. Göztepe’yle Tavşanlı kozlarını paylaşacak. İzmir ekibine 1 puan yetiyor, Tavşanlı ise kazanmak zorunda.
33. haftayı geride bırakırken iki takımı Süper Lig’e; iki takımı da 2. Lig’e gönderdik. PTT 1. Lig’de gelecek sezon oynayacak 4 takım da belli oldu. Mersin ve Ordu Süper Lig’den düştü. 2. Lig’den ise Balıkesir ile Kahramanmaraş geldi.
‘’Kımıldayan kazandı!‘’
Oysa puan cetveline baktığmızda iki takım için de kazanması halinde ciddi bir ilk 5 şansı ortayadaydı. Hadi 3 maç üst üste kazanarak Kayseri’ye gelmiş Trabzonspor’un önceliği kaybetmemek olabilirdi. Ama haftaya İstanbul’da Kasımpaşa ile oynayacak olan Kayserispor’dan daha agresif, daha istekli bir futbol beklemek hakkımızdı. Şöyle bir kadrolara baktığımızda Kayserispor’da iki bek sakat, Ceyhun cezalı bir de bunlara son dakika Pablo Mouche eklenince ofansif kurguda sıkıntılı gözüktüler. Özellikle Ceyhun’un yokluğunda şans bulan Okay Yokuşlu’ya uzun süre yedek kalmak yaramamış. U20’nin kaptanı isteksizdi ve oyun olarak da ağırlaşmıştı.
Trabzonspor’da ise Tolunay Kafkas başarılı 11’i bozmazken, ilk yarıda Kayserispor’un üstüne geleceğini düşünerek kontrollü bir futbolu tercih etmişti. Ancak ilk 45 dakikada sahada Trabzonspor’un üstüne gelmek ister gibi gözüken ama gol pozisyonu dahi bulamayan bir Kayserispor izledik.
İkinci yarıda anlaşılan Prosinecki soyunma odasında futbolcularına gerekli uyarıları yapmış. Hırvat teknik direktörün ilk hamlesi Okan’ı alıp Biseswar’ı sokmak oldu. Prosinecki ilk hamlesinin meyvesini hemen gördü. Önce Biseswar, ardından Bobo ağları sarstı. Tolunay Kafkas, Zokoro-Henrique değişikliği yaptı. Bu tercih Bordo-Mavililer’i biraz hareketlendirdi. Olcan harika bir gol atarak farkı 1’e indirdi. Ancak puan alamadı.
Dün gece Kayseri’deki mücadelede biraz kımıldayan kazanırdı. İlk yarıda iki takımın da niyeti yoktu. İkinci yarıda Kayserispor biraz kımıldadı ve maçı kazanıp ilk 5 için önemli bir 3 puanın sahibi oldu. Trabzonspor için artık lig bitti, tek hedef kupa.
Tunç Kayacı