‘’İlk yarıda fişi çekti‘’
Zirve yarışında zorlu bir maça çıkan Galatasaray belki de sezonun en iyi ilk yarılarından birini oynadı. Yükselen bir performansla Rams Park’a gelen Başakşehir karşısında her zaman yaptığı ön alan baskısında çıtayı yükselttiğini gördük. Adeta rakibine nefes aldırmayan Okan Buruk’un öğrencileri bu baskıya rağmen kapanan rakibi karşısında çok pozisyon bulamadı. Ancak bu pres karşısında rakibin bir hata yapması kaçınılmazdı ve Barış Alper ile Mertens’in golleri skoru devre bitmeden 2-0’a getirdi. İlk 45 dakikada sahanın yıldızı orta alanda inanılmaz oynayan Kerem Demirbay’dı. Gurbetçi oyuncu adeta Bundesliga günlerinden nazire yapan bir performans gösterdi. Gerçekten Galatasaray’ın orta saha kurgusu oturunca hem savunma hem de hücumda rakibini sürklase ediyor... Dün gece İcardi eski günlerini yakalasa maç ilk yarıda da farka gidebilirdi ama Arjantinli istekli olmasına rağmen yeterli değildi gol yollarında.
Maçın 3 yıldızı var
İkinci yarıya aynı tempo ile başlayan Galatasaray’da hiç de hesapta olmayan Nelsson’un sakatlığı, rakibi cesaretlendirdi. Onun çıkışıyla ister istemez oyun içinde kurgu değişti ve bu da takımın ritmini etkiledi. Başakşehir sonrasında daha tehditkar olmasına rağmen Galatasaray 2-0’ı korudu ve evindeki müthiş seriyi sürdürüp, şampiyonluk yarışında bir engeli daha kayıpsız geçti. Dün akşamın yıldızları Kerem Demirbay, Mertens ve Barış Alper’di. Özellikle Kerem’in yükselen performansı Almanya Milli Takımı’nın hocası Nagelsmann’ın dikkatini çekebilir. Çünkü Hoffenheim’da da onu yıldızlaştıran hocaydı. Neden olmasın...
‘’Gecenin iki yıldızı var‘’
Türkiye Kupası’nda belki de bu turun en zor maçı oynandı. Şampiyonluğun neredeyse hayal olduğu bir sezonda alınacak bir kupa başarısı, buruk da olsa Beşiktaş taraftarını memnun edebilir. İşte bu motivasyonla sahaya çıkan Santos’un takımı, karşısında ligin en oturmuş kadrolarından birini buldu. Sergen Yalçın’ın Antalyaspor’un da taşlar yerine oturmuş ve her mevkiisini layıkıyla dolduran oyuncular vardı. Ev sahibi ekibin set oynayabilme özelliğinin yanı sıra belki de ligin en şütör kadrosuna sahip olması, önemli bir artıydı. Beşiktaş‘ın son galibiyetlerine baktığımızda hepsinde Semih’in imzası var. İmza atmadığı maçlarda malum Beşiktaş adına işler yolunda gitmedi. Dün ilk yarıda oyuna hakim olan dominant taraf fazlasıyla ev sahibiydi ve skoru 1-0’lehine getirerek soyunma odasına gitti.
Hesaba katamadı
İkinci yarı Beşiktaş’ın skora razı olmayacağını biliyorduk. Özellikle dün gece sakatlanıp oyundan çıkana kadar Rashica, sahanın Beşiktaş adına en etkili ismiydi. Kosovalı forvet, Muleka’ya yaptığı asistle gole katkı verdi. Tabii ki Beşiktaş adına attığı gecenin bir başka yıldızı ise ikinci yarı oyuna girerek iki gol atan Muleka’ydı. Açıkçası Sergen Yalçın, Semih’i durdurdu ama Muleka hesabında yoktu. Sonuç olarak çeyrek final yolunda en zorlu eşleşmenin kazananı Beşiktaş, İstanbul’a hem turla hem de moralle döndü.
‘’Rize'de Konya'ya geçit yok‘’
Sezonun flaş takımı Rizespor, küme düşme hattındaki rakibi Konyaspor’u ağırladı. Konuk ekibi çalıştırırken önemli başarılar yakalayan İlhan Palut aynısını yapabilmek için Rizespor’da yoğunlaştığını biliyoruz. Rizespor adına en çok dikkati çeken faktör yenilgilerde farklı mağlubiyetler yaşaması. Şu maça çıkarken 5. sırada yer almasına karşın eksi 6 averaja sahip olması çok ilginç. Kadro olarak oturmuş bir ekibe sahip olan Rizespor karşısında, Konyaspor yeni transferlerini sahaya sürerek oyuna başladı. Omeroviç, Cikalleshi gibi önemli bir golcüyü kulübede tutarken, yeni transfer Ethemi’yi sahada gördük. İlk yarısı denk kuvvetlerin mücadelesiydi. Ev sahibi topu rakibe verip hızlı hücumlarla gol aradı. Aslında iki net pozisyon yakalayan taraf Rizespor gol kaydına muvaffak olamadı. Rakamlara baktığımızda ilk yarıdaki golsüz beraberlik istatistikleri doğrular nitelikteydi.
Hakkı 1’er puandı
Omeroviç kaleden başlayan ve ileri uca kadar uzanan transferler ile yeni bir Konyaspor oluşturmakta. Hesapları bozan geçen hafta evlerindeki Başakşehir mağlubiyeti oldu bana göre. İkinci yarısında pes etmeyen, rakibin oyununa boyun eğmeyen bir Konyaspor vardı sahada. Rizespor kazanırsa çok önemli bir 3 puan olduğunu biliyordu. Ancak bu kazanma baskısı futbolu biraz olumsuz etkilemiş olabilir. Açıkçası 90 dakikaya baktığımızda bu maçın hakkı birer puandı, öyle de oldu.
‘’Antalyaspor gününde olursa...‘’
Fenerbahçe için fikstüre baktığımızda zorlu gözüken bir deplasman, Antalyaspor karşılaşması. Sergen Yalçın, Nuri Şahin’in Dortmund’a gitmesiyle boşalan göreve gelirken işlerin yoluna girdiği bir ekibe geldiğini biliyordu. İlk iki sıranın koptuğu Süper Lig’de 3 ve 4. sıra için en büyük adaylar Trabzonspor ile Beşiktaş gözüküyordu. Ancak iki ekibin inanılmaz kötü skorlar alması ve kadro zaafiyetleri takipçilerini umutlandırdı. İşte o umudu en yüksek taşıyan takımların başında Antalyaspor geliyor. O nedenle bu maçta ev sahibinin en büyük motivasyonlarından biri bu olacak. Ayrıca eldeki kadronun, gününde olduğunda rakip kaleye inmede ve sonlandırmada sorunu yok. Ancak rakibin de beraberliğe bile razı olmadığını çok iyi biliyor Antalyaspor. Özellikle forvette Buksa’nın performansı Antalyaspor’da gol yollarındaki belirleyici faktörlerin başında geliyor. Ayrıca Akdeniz ekibinin şutör özellikli önemli isimlere sahip olması da önemli artılarından biri.
‘’Şans da yanında olacak‘’
Kendi sahasında şimdiye kadar beraberlik dahi almadan kazanarak yoluna devam eden Galatasaray taraftarına acı çektirmeyi sürdürüyor. Dün gece de Gaziantep FK karşısında ezici bir istatistik üstünlüğüne rağmen ilk yarının sonunda soyunma odasına 1-0 yenik gitti. İki direkten dönen top var ama baskıyaya rağmen net pozisyon bulmada rakip Gaziantep daha üstündü. Üstelik hava toplarında başarılı 3’lüye sahip rakip karşısında ısrarla havadan oynamak bence akılcı değildi. Bu tür kapanan rakiplere karşı yerden ve çabuk oynayıp hataya zorlamak gerekir bunu Galatasaray çok az yapabildi bana göre. Kerem Aktürkoğlu’nun her topta ısrarla İcardi arayışından vazgeçmeli hatta pas yerine insiyatif kullanmalı derim. Gaziantep FK sürpriz yapmadı beklendiği gibi oynadı ve bunu Okan Buruk’un bilmesine rağmen ilk yarıda hava toplarıyla gol arayışı anlamsızdı... İkinci yarı gerilim filmi gibiydi Galatasaray için. İşi kapanan rakibini açmak için tüm opsiyonları denedi ilk yarının aksine ama son vuruşlarda bir türlü istediğini bulamadı.
Kimyasını bozdu!
Okan Buruk ikinci yarının başında Zaha’yı alarak hücum gücünü daha da yükseltti ancak Kerem Aktürkoğlu belki de en verimsiz maçlarından birini oynadı çıkana kadar. Okan Buruk 70’te Tete ve Halil’i oyuna alarak son hamlesini denedi ve hemen de karşılığını Zaha’nın beraberlik golüyle aldı. Dün gece gördük ki gerçekten futbol şansı da yanınızda olacak 5 topun direklerden dönmesi bir anlamda Galatasaray’ın kimyasını da bozdu. Futbolda bazı maçlar vardır her şeyi yaparsınız olmaz biraz öyle bir geceydi Sarı-Kırmızılılar adına... Evinde 12 maçlık galibiyet serisi bu maçta bozulmamalıydı ve Barış Alper nefis golüyle seriye devam dedi...
‘’‘Kazanan haklıdır’ diyelim...‘’
Galatasaray kağıt üzerinde maçın favorisiydi. Ama futbol kâğıt üzerinde oynanmıyor yeşil zemindeki mücadele bambaşka. Nitekim öyle de bir ilk yarı izledik. Takımı Süper Lig’e taşıyan Osman Zeki Korkmaz’ın, tekrar göreve gelince ilk yaptığı iş, oyun formatını değiştirmek oldu. 5’li savunma geriden pasla çıkma yerine dikey oyun anlayışı ve ikili mücadele üstünlüğü üzerine kurulu kurgu; Kayseri deplasmanında 3 puan getirmişti. Belki de penaltı olmasa Galatasaray soyunma odasına evinde yenik gidebilirdi. Peki Trabzon’da şov yapan Galatasaray niye böyleydi diyebilirsiniz. Bence iyi kapanan bir takıma karşı Zaha’nın, forvetin ortasında fazla şansı olmaz. Bir Okan Buruk’un, Tete’den Medet umması adeta ilk yarıyı bir kişi eksik oynamasına neden oldu. Çare ister istemez kulübeden Icardi’yi işaret ediyordu. Çünkü bu tür maçlarda kilidi açacak çilingir ihtiyacı vardır. Bu isim de Icardi’den başkası olamaz… Bir de uyarım olsun, ara transfer bitmeden sol bek sorunu çözülmeli.
Buna kim inanır...
Ayrıca Abdülkerim’in savunmada ne kadar önemli olduğunu dün gece Nelsson ile Sanchez’in uyumsuzluğunda gördük. Bir de Okan Buruk, Kerem Demirbay’ı çıkartıp Ndombele’yi oyuna almasına hiçbir anlam veremedik. Osman Zeki Korkmaz, kısa sürede kadroyu maksimum verimli hale getirmiş. Gerçekten dışardan birisi gelse, bu takımın lig sonuncusu olduğuna zor inanır. Geceyi özetlersek, Galatasaray taraftarını yine gererek bir galibiyet armağan etti ama hep diyoruz, ‘Nereye kadar’. Şimdilik, ‘Kazanan haklıdır’ diyelim...
‘’İstekli ama üretemeyen!‘’
Bu sezon gerçekten zor günler geçiren Beşiktaş, dün gece Adana Demirspor karşısında ilk yarıda pozisyon bulmakta güçlük çekti. Portekizli teknik adam Santos elindeki dar kadrodan en iyisini sahaya sürüp verim almak istiyor. Ancak iyi takım olmak için futbolcu kumaşınızın da kaliteli olması gerekir. Sadece iki kanat Semih ve Rashica ile gol bulabilmek kolay değil çünkü rakip de bu bölgeler için önlemini almıştı. Buna rağmen iki kanattan bir kaç etkili atak da sonuçsuz kalınca gol sesi duyamadık. Konuk ekip ilk yarıdaki gücünden uzak ama oyun disiplini açısından yeterliydi ve mücadele ederek rakibine karşı ezilmedi. Özellikle önde baskı yapmakta etkili olamayan Beşiktaş karşısında Adana Demirspor savunmadan paslarla rahatça çıktığını ve gördük. Açıkçası golsüz biten ilk 45’te temposu düşük bir oyun vardı. İkinci yarının başında hakemin yüzüne gözüne bulaştırarak çıkan acemice bir kırmızı kart gördük. Atilla Karaoğlan önce Stambuli sonra yanlışını anlayıp Yusuf Barasi’yi ikinci sarıdan kırmızı kart ile oyun dışı bıraktı. Tabii ki bu dakikadan sonra baskıyı artırmaya çalışan Beşiktaş’a karşı tempoyu düşürüp rölanti bir görünümde Adana Demirspor izledik.
Yeterli değildi
Hikmet Karaman ayağa paslarla Beşiktaş’ın ritim yakalamasını önleyip puan almayı hesaplamıştı. Santos ilerleyen bölümde Rebiç ve Ghezal gibi tecrübeli gol üretebilecek silahlarını sahaya sürse de etkileri isimleri kadar yeterli değildi. Son anlarda uzun süre 10 kişi oynayan Adana Demirspor tamamen kapandı açıkçası bu şartlarda yapacağı başka bir şey olamazdı. 90 dakikayı özetlersek Pendik hezimetinden sonra Beşiktaş’ın nasıl bir futbol sergileyeceği merak konusuydu. Dün gece istekli baskılı 3 puanı çok isteyen ama üretken olmayan bir Beşiktaş vardı sahada...
‘’Kritik virajdan kayıpsız döndü‘’
Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi, Galatasaray’ı, Trabzon deplasmanında motive eden önemli bir unsurdu. Sarı-Kırmızılı ekip kazanırsa puan farkını kapatma avantajını değerlendirmek için oyuna konsantre başladı. Trabzonspor’un önemli isimlerinden yoksun olması evinde de olsa gerçek gücünü düşürmüştü. İlk yarıda özellikle sağ kanadı etkili kullanan bir Galatasaray izledik. Bu maçta sağ önde oynayan Barış Alper’in hızlı hücumunda yaptığı asisti İcardi’nin mevkisinde oynayan Zaha gole çevirince konuk ekip oldukça rahatladı. Trabzonspor biraz bu kadroyla bu kadar olur havasında ama dolu tribünlerin itmesiyle oynar gibiydi. Bu baskı da maçı önde götüren Galatasaray’a gol atmak için yeterli değildi.
İdare ederek devreyi kapadı
Ancak ilk yarıda Galatasaray adına eleştirim geriden çıkan topların pas kalitesinin düşüklüğüydü. Zaten bir kere savunma arkasına atılan toptan da gol geldiğini gördük. Oysa Trabzonspor’un skoru eşitleme çabaları karşısında daha kaliteli Galatasaray hızlı hücumları görebilirdik. Ama Kerem Aktürkoğlu sol kanatta geçmiş maçlarına göre daha savunma ağırlıklı oynatılması ve hücumda etkisinin az olması olası bir 2. golü bulmasına engeldi. Özetle ilk yarıda aradığı golü bulup öne geçen Galatasaray durumu idare ederek soyunma odasına gitti.
Buruk'un değişiklikleri...
İkinci yarı Trabzonspor’dan bir reaksiyon bekliyorduk ama gecenin yıldızı Zaha bir bir asist ile takımının 3-0 öne geçmesini sağladı. Abdullah Avcı ikinci yarıda Baniya’yı çıkartıp Mendy’i stopere çekti, sonrasında Bakasetas’ı orta alana alsa da deyim yerindeyse iş işten geçmişti. Ancak maçın rehavetine girmiş olsa gerek ki Buruk anlamsız 3 oyuncu değişikliği yaptı. Gerçekten parçaların birbirine uymadığı bir değişiklikti ve arkasından Enis Destan golü geldi Trabzonspor’un. Neyse ki dün gününde olmayan Kerem Aktürkoğlu nefis bir golle hem takımın hem de hocasını rahatlattı. Böyle zorlu gözüken bir deplasmanda alınan bol gollü galibiyetten sonra Okan hocayı eleştirmek abartı gelebilir. Ama tam işler yolundayken 3 puanı garanti altına almak varken ne düşündü de böyle bir oyuncu değişikliklerine gitti pek anlayamadım. Özetle Galatasaray 4 nefis golle şampiyonluk yolunda önemli bir virajı kayıpsız geçmeyi başardı ve İstanbul’a mutlu döndü.