‘’Çok gol istedi!‘’
Galatasaray dün gece evinde fabrika ayarlarına döndüğünü gösterdi. Gerçekten hafta içi çok konuşulan Kayserispor’un bir sürpriz yapar mı sorusuna ilk yarıda 4-0'lık bir skorla cevap verdi Okan Buruk’un öğrencileri. Özellikle baskı yapmaya çalışan Kayserispor karşısında çabuk ve dikine oyun Galatasaray’ı 4 golün haricinde bir 4 gollük pozisyonda yakalattı.
Her zaman savunduğum görüşüm orta sahan iyiyse işler yolunda demektir. Dün gece de Galatasaray orta alanı hem uyumlu hem de bir dinamo gibi çalıştı. Bir de bunlara ilerde Kerem, İcardi ve Rasicha üçlüsünün uyumu eklenince ortaya Arjantinli’nin hat-trick yaptığı bir ilk yarı çıktı.
İlk yarının sonunda penaltıya sebebiyet veren Hoseyni’nin kırmızı kartla oyun dışı kalması ve ikinci yarıda sahada bir eksikle mücadele eden Kayserispor karşısında Galatasaray’ın fark beklentisi hakimdi. Nitekim Kerem harika bir frikik golüyle skoru 5-0’a taşırken taraftarını da mestetti. Gol şov Zaniola ile devam etti Nef stadında. İtalyan forvet göğsüyle indirdiği topu sol ayağıyla çok sert vurdu ve Kayserispor ağlarını havalandırdı.
İyi motive
Açıkçası dün geceki futbola baktığımızda Okan Buruk takım iyi oynamıyor eleştirilerini fazlasıyla dikkate almış ve bu maça takımını çok iyi motive ederken rakip analizini de mükemmel yapmış. Açıkçası çok zor geçeceği beklenen Kayserispor karşılaşması belki de sezonun en kolay maçı oldu tarihi bir farkla zirvedeki yerini korudu Galatasaray... Özellikle İcardi’yi oyunda tutup yanına Gomis’i alması Okan Buruk’un ne kadar çok gol istediğinin göstergesiydi...
‘’Sivas'ta kazanan yok‘’
Sivas ev sahibi dinlenmiş ve eksikleri dönmüş bir şekilde oldukça maça çıktı. Başakşehir ise hafta içi kupada Galatasaray’ı eleyip yarı finale çıkmanın moraliyle geldi bu deplasmana. Ancak konuk ekibin önemli isimleri cezalı ve sakatlıkları nedeniyle kadroda yoktu. Maç öncesi Sivasspor ağır basıyordu. İki takım adına gol beklentisinin çok düşük olduğu ilk yarıda gol de Başakşehir'in kendi kalesine atmasıyla geldi. Duarte engellemek isterken topu kendi kalesine atınca Sivasspor soyunma odasına 1-0 önde girdi. İkinci yarıya Başakşehir baskılı başladı. Aradığı golü serbest vuruşta buldu. 61'de top arka direkte bekleyen Szysz’in önüne geldi. Polonyalı takımını beraberliğe taşıdı: 1-1.
Kabul edilemez hata
Dakikalar 70’i gösterirken Sivasspor hücumunda ceza alanı içinde net ele çarpan topa Arda Kardeşler'in 'devam' demesi tribünleri çileden çıkardı. Özellikle VAR odasından da bir uyarı gelmemesi gerçekten düşündürücüydü. MHK’nın bu kadar tartışıldığı bir ortamda böyle net ele değen pozisyonun geçiştirilmesi kabul edilebilir değil. Kulübesi çok da güçlü olmayan konuk ekipte son bölümde hamleler gördük. Sivasspor cephesinde işi Rıza Çalımbay kazanmak için tüm kozlarını sahaya sürdü ama tecrübeli rakibi karşısında işi kolay değildi. Rakamsal olarak da oyun olarak da dengeli gözüken 90 dakikanın sonunda skor olarak denge vardı: 1-1.
‘’Hamlelerde geç kaldı‘’
Kupa maçı lig maçına benzemez çünkü telafisi yoktur. Dün geceki gibi yarı finale giden yolun tek karşılaşma ile olması farklı bir stratejiyi gerektirir. Ligde 7-0 yendiği rakibi karşısında Galatasaray ilk yarıda çok pozisyon buldu, çok pozisyon da verdi. Özellikle iki bekin fazla ileriye çıkmasını iyi değerlendiren Başakşehir 2-1 önde soyunma odasına girdi. Özellikle sadece hücumu düşünen savunmayı unutan orta alandaki zafiyeti iyi değerlendiren Başakşehir, gol adetini daha da yükseltebilirdi. Savunmada bu kadar kötü Galatasaray ilk yarıda İcardi’nin kaleye arkası dönük asistlerinde çok net gol pozisyonlardan yararlanamadı. İki sayılmayan gol iptali bana göre doğru karardı ancak Ömer Ali’nin ceza alanı içinde topa elle dokunması penaltıydı. Emre Belezoğlu’nun takımı 2-1 öndeyken bir taç kararı yüzünden önce sarı sonra direkt kırmızı kart görmesi de hoş değildi. Velev ki hatalı da olsa itirazını abartmamalıydı.
3. golü beklememeliydi
Okan hoca Zaniolo’yu oynatarak kazanmak istiyor ama İtalyan forvetin isteğine rağmen hazır olmadığı çok açık. İkinci yarıya Okan Buruk hamlelerle çıkar diye bekliyordum ancak aynı 11’le başladı. Nitekim kalesinde 3. golü gördükten 3 değişiklik acilen yapan Galatasaray için zor bir gece olacağı belliydi. Maçın hakeminin, ikinci penaltı pozisyonunda Lima’nın koluna çarpan topu görmezden gelmesi düşündürücüydü.
Gecenin sonunda ligin lideri kupaya veda ederken, Başakşehir yarı finale kalmayı başardı.
‘’Çok önemli galibiyet‘’
Dün gece akılları rakip kalede olan iki ekibin maçını izledik. Galatasaray erken bir golle öne geçip rahatlamak istedi ve bu golü getirebilecek baskıyı da kurdu. Ancak rakip savunma iyi kapandı ve yakalanan pozisyonlarda son vuruşlar yeterli değildi. Adana Demirspor özellikle ortayı kapatıp rakibini kanatlara yöneltti ve gelen ortaları da İcardi’ye ulaşmadan bertaraf etmeyi başardı. Galatasaray sakatlıktan dönen Mertens’i kullanmak istese de başaramadı. İkinci yarıda Mertens ve Adekugbe’nin de gördüğü sarı kartlar, bu maç 11’e 11 biter mi dedirtti... Maç kilitlendi. Bu kilidi açmak için Okan Buruk, Zaniola hamlesini yaptı. Şampiyonluk yarışında önde olmak ve yakaladığı ritmi kaçırmak gibi handikaplar yaşadığı belli Galatasaray'ın... Zirveyi yakalarken ve puan farkını açarken sıkıştığı anlarda yıldızlar devreye girerdi.
Çok yerde yattılar
Dün gece çok koşan mücadele eden ama çözüm üretemeyen bir Galatasaray vardı. Hamleler meyvesini verir mi derken Midtsjö, nefis bir şutla takımını öne geçirdi. Belki de bu gol, kadro zenginliğinin ne kadar önemli olduğunun göstergesiydi. Nitekim bir başka sonradan oyuna giren isim Zaiolo skoru perçinledi… Adanademirspor’u tebrik ediyorum müthiş mücadele ettiler. Tek eleştirim, her pozisyonda çok yerde yatmalarıydı. Özetle dün gece Galatasaray adına şampiyonluk yarışında çok önemli bir 3 puan aldı ve bugünkü derbi öncesi zirve yarışında haftayı kayıpsız geçirdi.
‘’Adana'nın puanı sürpriz olmaz‘’
Konuk ekibin gözü ilk 3 ’te ve bu hedefi önemli bir motivasyon unsuru olarak gözüküyorum. Adana Demirspor’un teknik direktörü Montella göreve geldiği günden bugüne kadar çizdiği tavır ve performans ile kamuoyunda büyük bir sempati topladı. Üstelik adının Trabzonspor ile çok geçmesi acaba kafasını karıştırmış mıdır diye de merak ediyorum. Bugüne kadar içerde dışarda oyun ezberi olan bir takım yarattı ve Galatasaray’a karşı da aynı etkiyi sahada hissettirecektir. Özellikle rakibinin savunma arkasına atılan toplardaki zafiyetini kullanabilecek önemli silahları olan Adana Demirspor yaşlı ama güçlü ve kaliteli orta sahasıyla puan almasının sürpriz olmayacağını düşünüyorum. Galatasaray 50 bin taraftarıyla puan kaybının bedelinin ne kadar ağır olduğunun bilincinde baskılı ve çabuk bir oyun ile skora ulaşmak isteyeceği için Adana Demir hafta içi bunu bilerek karşılaşmaya hazırlandı.
Gol silahları var
Emre Akbaba ve oynarsa Onyekuru, Guldbransen, Akintola gibi gole yakın silahlarla Nef ’te gol bulmaları mümkün. Gelelim savunmaya; iki stoperini Beşiktaş ve Fenerbahçe ’ye veren Adana bu bölgede Semih ve Mert’e şans veriyor. Bu ikili hava toplarında hakim olsa da karşılarında dünyanın en iyi golcülerinden Icardi karşısında işleri kolay değil.
‘’Haziran ayı beklenmemeli‘’
ENES YERİNE CENK OLMALIYDI
2-0 yenildiğimiz Hırvatistan maçında rakiple aramızdaki en büyük fark neydi? Onlar neyi doğru yaptı, biz neyi yanlış yaptık?
Tek forvetle çıkmamız doğru karardı. Ancak bana göre tercih edilen isim Cenk Tosun olmalıydı. Niye derseniz, Enes Ünal İspanya’da önemli işler yapsa da A Milli Takım performansının yeterli olmadığı bir gerçek ve zorlamanın manası yok. Bence Kuntz’un en büyük sorunu; ikilemlerinden kurtulamaması. Evet, kazansak fark 5 puana çıkacaktı. Ancak böyle bir rakibe karşı, tribünlere sevimsiz gelse de kontrollü oyunu ve önce 1 puanı denemeliydi. Alman hoca ev sahibi duygusu ve baskılı oyunla hücumu denedi ama bunu kaldırabilecek kalitede bir rakiple oynadığını unuttu. Kısacası doğru 11 ama yanlış oyun kurgusu bize yenilgiyi getirdi.
10 ÜZERİNDEN 3 PUAN ALIR!
Kuntz’un sahaya sürdüğü 11’i ve yaptığı değişiklikleri nasıl yorumlarsınız? Bu maç özelinde teknik adam performansına 10 üzerinden notunuz nedir?
Sahaya sürdüğü 11, Enes tercihi hariç doğruydu. Ancak dünyanın en kaliteli orta sahalarına karşı elinizdeki orta saha ile mücadele etmek, üstünlük sağlamak mümkün değildi. Nitekim iki gol de Kovacic’ten gelirken, bizim orta alanımız rakip kalede etkisizdi. Ve belki de en önemlisi Kuntz’un kenardaki etkisi ve kapasitesi... 19 maçtır A Milli Takım’ın başında olmasına rağmen futbolcularına sanki ilk maçında çıkıyormuş hissi vermesi, bu işin olmayacağının en büyük göstergesi. 10 üzerinden bana göre 3 puan alır yani sınıfta kalır.
ALMANYA'YA GİDERLER AMA...
Her yenilgi sonrası olduğu gibi yine teknik adam değişikliği spor kamuoyunun gündeminde. Kuntz’la devam etmeli miyiz?
Portekiz maçını kaybettikten sonra ‘bu hocayla yola devam hata olur’ diyenlerdenim. Keşke haklı çıkmasaydım ama Hamit Altıntop ve yönetim ‘devam’ dedi ve de bugünlere geldik. Bence sadece Kuntz değil, futbolun başında olan Hamit Altıntop’la da yollar ayrılmalı. Çünkü bu ekibi buraya getiren kendisi ve getirmeye de devam ediyor. Haziran’daki Letonya ve Galler maçları beklemeden bu iş bitirilmeli ve yerli bir teknik adam getirmeliyiz A Milli Takım’ın başına. Aksi halde bu teknik kadro Almanya’ya gider, çünkü oradan geldiler. Ancak A Milli Takımımızı orada göremeyiz!
TEPKİ VERMEYE HAKKINIZ YOK
Haziran ayında Letonya ve Galler maçlarımız var. A Milli Takımımız’ın gruptan çıkma şansını nasıl görüyorsunuz?
İki takımın çıkacağı grupta normal şartlarda şansımız çok görünüyordu. Ancak oynadığımız iki maça bakarsak, işimiz çok zor. Hani derler ya; bu kafayla nasıl olur... Gerçekten kapasitesiz bir hoca ve devamlı ‘biz buyuz’ diyen maç sonu demeçlerle geçiştirilen başarısızlıklardan sonra nasıl umutlu olalım ki? Uzun süredir Milli Takım’dan sorumlu olan Hamit Altıntop ve ekibinin zaten tepki göstermeye hakkı yok. Elinizi tutan mı var? Alt yapı, üst yapı serzenişinde bulunacağınıza icraat yapsaydınız. O nedenle ülke insanının inanmadığı bir ekiple bu yolculuk başarılı olamaz. Zararın neresinden dönsek kârdır. Bir an evvel A Milli Takım’ın yönetimi emin ellere bırakılsın.
‘’Kuntz yetersiz kaldı‘’
Dün gece bizler böyle bir rakip bekliyorduk ama beklemeyen sanırım Kuntz olmuş. Dünya sıralamasında bizden çok gerilerde bir rakibin yapabileceği tek şey koşup mücadele etmek, oynatmamak ve kaptıkları toplarla da savunmamızın arasına girip gol atmak. Ermenistan ilk yarıda aynen bunu yaptı bir gol geldi arkasından benzer pozisyonda bir gol de kaçırdılar. Rakibin presi karşısında oyun kurmakta zorlandık ve biraz da şaşkınlık yaşadık. Böyle bir oyunla gol atmamız mümkün görünmüyordu. Çözümü ise Orkun Kökçü'de bulduk. Feyenoord’un kaptanı nefis bir şutla Ermenistan ağlarını havalandırıp takıma derin bir nefes aldırdı. Rakip çok sert oynayıp bir sarı kart görürken, bizde ilk yarıda 3 oyuncumuz sarı kart gördü. Oysa tecrübeli bir takım olarak biz değil Ermenistan’a bu kartlar çıkmalıydı. İspanyol hakem, Cenk Tosun’a ceza alanı içinde yapılan mutlak penaltılık faule devam kararı yanlıştı. İkinci yarı ilk yarıda aksayan Cenk’in yerine Kerem ve sarı kartlı Merih’in yerine de Salih Özcan ile başladık. Aslında bizim bireysel olarak yeteneklerimiz olsa da takım oyununda yetersiz kalıyoruz. Böyle bir maçta fizik güç mücadele önemliyse ve kadroya da çağırdıysan Umut Nayır o sahada olmalıydı bence.
Soru işaretleri doğdu
Neyse ki dünkü oyunda o ana kadar etkisiz gözüken Enes’in, Kerem’e nefis asistiyle galibiyet golümüz geldi ve biraz kendimize geldik. Sonuçtan bağımsız Milli Takım cephesinde değişen bir şey göremedik. Kuntz tercihlerinde gerçekten yetersiz olduğunu Erivan’da da gösterdi çünkü Ermenistan karşısında çözüm üretemeyen bir teknik adam salı günü Hırvatistan karşısında ne yapar dedirtiyor. Açıkcası ilk maçımızda grupta bu futbol ve verdiğimiz gol pozisyonları Almanya yolculuğumuz için büyük soru işaretleri doğurdu. Şimdiden söyleyelim başarısızlıkta hoca konusunda uyarılara rağmen ısrar edenler bunun vebali altında kalırlar
‘’Sonradan girenlerin büyük katkısı‘’
Lider Galatasaray’ın kaybetmesiyle aradaki puan farkını azaltmak için önemli bir şans yakalayan Fenerbahçe, Alanya deplasmanında sahaya mutlak 3 puan parolasıyla çıktı. Farioli’nin oyun anlayışından Yanal’ın oyun anlayışına evrilen Alanyaspor ilk yarıda erken golle öne geçti ve biraz da golün üstüne yattı deyim yerindeyse. Rakibine ceza alanına kadar müsaade eden Alanyaspor, Fenerbahçe’yi yan ortalara ve uzun toplara zorladı ve bunda da büyük ölçüde istediğini aldı.
İlk yarıda geriden başlayan ama 3. bölgede üretken olmayan Fenerbahçe izledik. Sadece Valencia üzerinden gol beklentisi yetmedi. Ferdi her zamanki gibi takımı adına en pozitif isimdi. Jesus 3 değişiklik yaparak devreye başladı. İkinci yarı aynı savunma anlayışı devam eden Alanyaspor’un gol yemesi kaçınılmazdı. Nitekim Samuel atağında Valencia penaltıdan beraberliği sağladı.
Ersun Yanal geç kaldı!
Jesus’un agresif hareketleri ve itirazları sonucu kırmızı kart görmesi yakışmadı böyle kritik bir maçta. Ersun Yanal’ın uzun süre aynı 11’le oynaması acaba kulübesinin zayıf olduğunun göstergesi miydi! Oysa Fenerbahçe’de oyuna giren isimler katkı açısından etkili oldular. Özellikle Emre Mor sağ kanatta olumlu işler yaptı. Fenerbahçe normalde çok rahat kazanacağı maçta zorlandı ama golcüsünün penaltı golleriyle yüzü güldü. Başlangıç olarak Alanyaspor’un oyunu kabul edilebilir ama sürdürülebilir değildi. İki stoperin tecrübesizce yaptığı iki penaltı Fenerbahçe’nin 3 puanı almasına yetti ve önemli bir deplasmandan kayıpsız döndü.