Anadolu’nun Avrupa kupalarındaki gediklisi Sivasspor ligde zor günler yaşasa da Konferans Ligi'nde yoluna devam etmek için tarihi bir maça çıktı. İlk maçta alınan 1-0'lık yenilgi bize 'neden olmasın?' dedirten bir sonuçtu. Fiorentina bir marka ve 200milyon Euro'nun üzerinde kadro ve sezona kötü başlayıp yükselişe geçen bir takım. Ama futbolda her şey para değil sahaya yüreğinizi koyduğunuzda bütün bu farklar kapanır. Dün gece Sivassporumuz bu duygularla zoru başarmaya çalıştı. İlk 20 dakikada gol sesi çıkmazken konuk ekip uzaktan şut denemeleriyle kalemizi yokladı. Dakikalar 35’i gösterirken harika bir golle öne geçtik. Cofie’nin pasında Erdoğan sol kanattan içeri katettiği pozisyonda sağ ayakla nefis bir şutla Fiorentina kalesinin 90’ına adeta bir füze yolladı: 1-0. Bu dakikadan sonra hedefimiz soyunma odasına önde girebilmekti ama hiç de haketmediğimiz bir karambol golü yedik: 1-1.

Geriye düşünce çok zor

İkinci yarısı taktik bir savaş içinde geçeceği belliydi. Ancak bir duran top kornerden Milenkoviç’in kafasından kalemizde 2. golü gördük. Yenik duruma düştükten sonra Çalımbay’ın hamleleri vardı. N’jie ve Leke James ile güç tazeleyip skor bulmayı hesapladı Çalımbay. Ancak sağlam savunması ile Fiorentina karşısında yenik durumdayken gol bulmanın zorluğu da ortadaydı. Çalımbay sakatlıktan yeni çıkan kozu Yatabare’yi de oyuna alarak tüm şansını zorladı ama bi yere kadar. 3-1 yenik duruma düştükten sonra altından kalkmak çok zordu. Üstelik Hakan'ın kırmızı kartıyla 10 kişi kalıp tüm ümitlerimizi yitirdik ve iyi başladığımız gece 4-1'le kötü bitti. Her şeye rağmen Sivasspor Avrupa'da şimdiye kadar ülkemizi layıkıyla temsil etti. Emeklerine, yüreklerine sağlık hepsinin.

Derbilerin favorileri olmaz sözü bu maçta da yerine oturdu. Karşılaşma öncesi iki kulüp arasında yaşanan erteleme polemiği, zemin polemiğinin cevabını sahada iki takım oyuncuları futbollarıyla verdi. Gerçekten ilk dakikalarda ikisi net pozisyon yakalayan Beşiktaş sonrasında oyunu Galatasaray ’a teslim etti. Barcelona’dan yorgun ama mutlu dönen ev sahibi ekip taraftarının da desteğiyle agresif ama ne yaptığını bilen bir futbol sergiledi. Sahada planları tutmayan Önder Karaveli devre bitmesini beklemeden Güven ve Kenan'ı alıp Larin ile Batshuayi hamlesini yaptığını gördük. Sanırım içinden keşke ilk 11 böyle çıksaydım mesajıydı bir anlamda.

Doğru hamle

Etkisiz gözüken Atiba ’nın yerine Josef ’i alarak orta alanda dengeyi kurmayı amaçlayan Karaveli doğru bir hamle yaptı. Torrend ise hem skor hem de Barcelona maçını düşünüp Feghouli ’nin yerine Cicaldau alarak orta alanda enerji tazeledi. Babel, Boye ve Gomis 3'lü değişikliğiyle yakaladığı skor ve oyun avantajı sağlama almak istedi İspanyol teknik adam. Şunu net olarak söylemeliyiz Torrend için yaptığımız eleştirilerden biri rakip analiziydi. Ancak son iki maçta gördük ki hem Barcelona hem de Beşiktaş karşısında oyun planı ve sahaya yansıması doğruydu.

Gecenin yıldızı...

Belki de şimdiye kadar ki sezonun en iyi futbolunu oynayan Galatasaray dersek abartmış olmayız. Kişisel fikrim karşılarında böyle etkili bir Galatasaray bulacaklarını hiç düşünmemiş gibiydiler... Gecenin yıldızı ilk etapta Kerem gözükse de bana göre rakip savunmayı çaresiz bırakan Mustafa Muhammet derim... Gecenin özeti; yorgun ama moralli olan kazandı, maç öncesi favori gözüken kaybetti.

Avrupa Kupası yorgun Sivasspor üst üste iki İstanbul deplasmanında dün geceki rakibi İstanbulspor’du. Deprem öncesi son iki maçını kazanan ev sahibi ekip deprem sonrası ilk mücadelesine daha diri daha dinlenmiş sahaya çıktı. Nitekim ilk yarıya baktığımızda fiziksel olarak farkın yanı sıra taktiksel anlamda etkili gözüken İstanbulspor penaltıdan Ethemi’nin attığı golle ilk yarıyı 1-0 önde bitirdi. Sivasspor cephesinde ise ne savunma ne de hücumda etkili olamazken akıllar Fiorentina rövanşında mı dedirtti. Rıza Çalımbay muhtemelen bu kadroyu çıkartırken revize yapıp tur için bazı isimleri saklamıştı. Ancak ligde 24 puanınız var ve rakibinizden 3 puan öndeyken alacağınız yenilginin de bedeli ağır olacaktı bunu da bir kenara yazmak gerekirdi...

İlk yarıdaki oyunun puan için yetmediğini gören Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay ikinci yarıya 3 değişiklikle başladı... Sivasspor beklemediği bir anda kalesinde 2. golü gördü. Duhan'ın orta şut karışımı vuruşu kaleci Ali Şaşal’ı gafil avlayınca İstanbulspor 2-0 öne geçti. 88. dakikada Lokilo, son sözü söyledi: 3-0.

Düşündürücü!

80’de Gradel’in ikinci sarıdan gördüğü kırmızı kart bir anlamda Yiğidolar’un puan umutlarını da bitirdi. Gradel’in Fiorentina maçından sonra lig maçında da gördüğü kırmızı kart düşündürücüydü. Çünkü Fildişili isim zor günler geçiren Sivasspor için önemli bir kayıp.

Geceyi özetlersek İstanbulspor üst üste 3. maçını kazanarak ligde kalma yolunda umutlarını artırdı. Sivasspor ise İstanbul’da Karagümrük’ten sonra İstanbulspor’a kaybederek ligdeki kötü gidişi durduramadı...

Kasımpaşa tamamen savunma üzerine ve oynatmama anlayışı ile sahaya çıkmış ve ilk yarıda sıfır gol pozisyonu ile soyunma odasına gitti. Böyle bir rakip karşısında Galatasaray savunma duvarını aşmakta zorlandı. Kasımpaşa gibi katı savunma yapan takımlara karşı kilidi gol açar. O golü atamadığınız sürece de bu tür takımların oyun anlayışı değişmez. Galatasaray kısır geçen ilk yarıda oyunu Kasımpaşa’nın ceza alanına yıktığında dakikalar 45’i gösteriyordu. Oysa bu tür maçlarda kapalı defans yapan rakiplere karşı çabuk ve baskılı oynayıp hataya zorlamalısınız. Sarı-Kırmızılı ekip bence yetersizdi. Nitekim ilk 45 dakikada gol sesi çıkmadı...

İkinci yarı Yunus çıkıp Zaniolo girince gol de geldi. Okan Buruk'un etkili olamayan genç Yunus’un yerine genç İtalyan’ı alıp skoru değiştirme hamlesi hemen karşılığını buldu. Tabii ki gol sonrası savunmadan vazgeçen Kasımpaşa karşısında daha çok pozisyon bulan bir Galatasaray izledik. Özellikle kanatlarda iki beki ataklarda kullanıp skoru yükseltme çabaları taraftarı da coşturdu.

Beklentinin altında

Dün gece belki beklentinin altında bir Galatasaray izledik ancak bunun başlıca iki sebebi uzun süredir resmi maç eksikliği ve Kasımpaşa’nın sadece savunmayı düşünen futbol anlayışıydı. Şampiyonluğa giderken zorlanarak alınan galibiyetlerden biri diyebiliriz. Her maçtan olduğu gibi bu 90 dakikadan da çıkarılacak dersler olmalı. Özellikle bazı isimlerin daha hazır olması gerekirdi. Kaldığı yerden devam eden bir savunma hattı dünkü Galatasaray’ın en büyük artısıydı. Gecenin yıldızı yine Boey sezona damgasını vuracak performansını hem savunmada hem de hücumda yaptığı katkıyla sürdürüyor…

Şampiyonluk yarışında uzaklarda kalan Beşiktaş dün Ankaragücü karşısına farklı bir 11 le çıktı. Şenol Güneş savunma ve orta alanda radikal değişiklikler yaptığını gördük. Özellikle geri 4 yüzde iki yeni isme şans vermesi ve dünya kupasının yıldızı Saiss’i kulübeye çekmesi tüm oyunculara mesaj olarak görebiliriz... Aslında ilk 11 de bana göre sürpriz Maxim’in olmayışıydı. Üstelik bir iç saha maçı ve rakibin savunma ağırlıklı oynayacağını düşünürsek Rumen yıldızın sanki sahada olması daha iyi olurdu diye maç öncesi aklımdan geçti... Özellikle sol kanattan Redmond ve Onur ile önemli ataklar geliştirirken gol ise sol kanattan bir duran toptan geldi. Dün şunu gördük rakibi oyunla açamadığınız anlarda duran top ve bu duran topları iyi kullanan oyunculara sahip olmanın bir avantajı çok önemli. Gerçekten de Ahmedoviç serbest atıştaki orta kalitesiyle Salih’in golü geldi. Açıkcası ilk yarı Ankaragücü karşısında soyunma odasına farklı bir skorla da girebilirdi ama kaleci Gökhan Akkan izin vermedi... Dün Beşiktaş yeni transferlerini mercek altına aldığımızda stoperde Colley iyi bir izlenim bıraktı.

Pas hataları...

Diğer yeni transfer Onur çok diri ve hem hücum hem savunma görevini dengeli ve etkili bir şekilde yerine getirdi Rossie’in formayı alması zor gibi... Ahmetoviç bence orta alanda Gedson ve Salih’i oynarsa Maxim’i rahatlatacak bir transfer olduğunu gösteriyor... Aboubakar için fazla söze gerek yok, bir hata sonucu gelen beraberlik golünden sonra nefis hareketlerle takımını öne geçirdi ve ‘buradayım’ dedi... Başkent ekibi baskı anında zaafları var ama topa sahipken iyi ayaklara sahipler. Ancak potansiyellerini kullanma da dün pekte gününde değillerdi bu ayaklar ve attıkları gol de Beşiktaş’ın ikramıydı... Özetle belki istatistikler farklı şeyler söylese de bu kadar çok pozisyonun oluşması kimseyi aldatmasın, tamamen pas hataları ve savunma kalitesinin düşüklüğüydü bana göre... Beşiktaş forvetleri dün biraz becerikli olsa farka giderdi ama çok bonkör davrandılar

Alanyaspor Ersun Yanal ile çıktığı ilk maçta ev sahibi takımın oyun formatını merak ediyordum. İlk yarı itibarıyla deyim yerindeyse çok yavan sıkıcı bir maç izledik.

İki takım da kontrollü risk almadan oynayınca gol beklentisi çok düşük bir 45 dakikaydı. Sadece kanatlardan çıkışlarla atak girişimleri ev sahibi adına çok yetersizdi. Başakşehir ise rakibine göre çok daha güçlü tecrübeli bir kadro olmasına rağmen hücumda çok kısırdı. İlk yarıda akılda kalan Ahmet Hasan’ın direkten dönen dokunuşu ve Başakşehir’den Okaka’nın negatif istatistikleriydi.

İkinci yarı golle başladı. Alanyaspor’un ilk etkili atağında Efecan’ın sert şutunu Volkan çeldi Efkan önüne gelen topu Başakşehir ağlarına yolladı: 1-0. Yenik duruma düştükten sonra Emre Belezoğlu oyuncu değişikliğine gidip, 3 ismi alıp, 3 yeni ismi sahaya sürdü.

Neredeyse pozisyon vermediler

Özellikle Serdar ve Okaka’nın yerine Aleksiç ile Figierado tercihleri doğru ve yerindeydi. 70'te orta alanda Leroy Fer’in orta alanda gereksiz yaptığı sert faul ile kırmızı görmesi dengeleri değiştirdi. Başakşehir baskılı bir oyun sergiledi ancak Alanyaspor ceza alanına girmekte zorlandığını gördük.

Dün gece evinde Alanyaspor Ersun Yanal’ın yönetiminde daha az hata yapan bir ekip görünümünde Başakşehir’e nerdeyse gol pozisyonu vermeden kazanmayı başardı. Konuk ekip bulduğu az sayıda gollük pozisyonda kaleci Runarsson'u geçemedi.

Ümraniyespor erteleme maçında evinde Adana Demirspor’u ağırladı. Gerçekten yaşadığımız deprem felaketinden sonra bırakın futbol oynamayı yazı yazmak bile insan zorlanıyor. Travmaların fazlasıyla yaşandığı ortamda iki takımda centilmence profesyonellik gereği sahada mücadele etmeye çalıştılar. İlk yarısı klasik karşılıklı akınlarla geçse de golsüz bitti. İkinci yarı takımların golsüzlüğü bozma çabalarıyla başladı. Özellikle Demirspor sağ kanattan Yusuf Sarı ile önemli gol pozisyonlarından yararlanamadı. Buna karşılık Ümraniyespor’da Sekidika ve Geraldo ile kenarları kullanıp topu Umut Nayir ile buluşturmayı denedi. Aslında maçın istatistiklerine baktığınızda topun daha çok Demirspor’da olduğunu görüyoruz. Ancak gol atma istekleri olmasına rağmen oyundaki gol beklentisi iki takım adına düşüktü.

Oyuna girdi, takımı kurtardı

66’da sakatlanan Onyekuru’nun yerine Akintola girerken Montella orta alandan da Stambouli’yi alıp yeni transfer N’diaye’yi soktu. Son bölümlere geldiğimizde golü atanın kazanacağı bir 90 dakikaya evrildi karşılaşma. Nitekim Demirspor 78’de direkten dönen top ve kazandığı korner atışından gelen karambolde Badou Ndiaye takımını deplasmanda 1-0 öne geçirdi. Son dakikalarda iki teknik adamın oyuncu hamleleri ve Ümraniyespor’un rakip ceza alanındaki baskılarıyla beraberlik çabalarını izledik. Ve oyuna sonradan giren Kayode yakın mesafeden tek vuruşla takımını 1-1’e taşıyan gole imzasını attı. 90 dakikaya bakarsak 1-1’lik skor maçın hakkıydı dersek haksızlık yapmış olmayız.

Geçen sezon 90’da Taylan’ın yaptığı geri pası dün gece Torreira 15. saniye de yaptı ve Trabzonspor maça 1-0 galip başladı. Ancak Galatasaray önce oyunda dengeyi kurdu ve ardından Mertens ile şık bir golle beraberliği yakaladı. İlk yarıda Trabzonspor öne geçmenin avantajını kullanamadı ve rakibinin oyunu domine etmesine engel olamadı. Trabzonspor kanatlardan gelen Galatasaray hücumlarına karşı iyi savundu ancak orta alan hakimiyeti bir türlü ele geçiremedi. İkinci yarıya Okan Buruk, Berkan ve Yunus’la başladı. Bir anlamda Buruk ilk yarıda çok koşmalarına rağmen verimlilikleri düşük iki isim Toreira ile Barış Alper’den memnun olmadığını gösterdi bu değişiklikle. Baskı futbolu Yunus’un düşürülmesiyle penaltıyı getirdi ve İcardi nefis bir vuruşla takımını öne geçiren isim oldu.

Herkes mücadele ediyor

Hep söyleriz generallerin yanında askerler de olacak bir takımda, Sarı-Kırmızılı ekipte generallerde yani yıldızlar da askerler gibi mücadele ediyor. Bunun en güzel örneği Muslera’nın sakatlanıp, çıktığı pozisyonda hava topunu uzaklaştıran isim İcardi’nin olmasıydı. Skora bakmaksızın 90 dakikayı analiz yaparsak Galatasaray dün gece liderlik koltuğunda hakkıyla oturduğunu oynadığı pozitif futbolla gösterdi. Trabzonspor İçin daha önce kaybettiği deplasman maçlarına göre daha dirençliydi oyuna skor üstünlüğüyle başlamasına rağmen moral üstünlüğü ele alamadı futbol olarak diyebiliriz.