Arama

Popüler aramalar

‘’Konya'da kabus gecesi‘’

Konya’da dün gece kâbus gibi bir ilk yarı izledik. Deplasmanda ilk maçta aldığımız beraberlik evimizde bize ye ter turu rahat geçeriz rehaveti diyebiliriz bu sendroma. Aslında Avrupa’nın küçük ülkelerinden birinin takımı karşısında değer ve kalite olarak tartışılmaz bir üstünlüğümüz vardı kağıt üzerinde. Ancak sahaya indiğimizde rakipten beklediğimiz hatalar bizden geldi. Üstelik penaltı golüyle öne geçmenin rahat lığıyla oyunumuzu zenginleştirmeyi planlarken işler tersine döndü. Önce aynı ilk maçtaki gibi bir duran top ve bir kafa ile ağlarımı z havalandı. Ardından Uğurcan’ın büyük hatasını rakip yine affetmedi ve soyunma odasına 2-1 mağlup girdik. Aslında hafta sonu Ankaragücü maçı bize biraz sinyaller vermişti Konyaspor hakkında. Özellikle duran toplarda ve yan toplarda Konyaspor'un ciddi bir zamanlama ve hava topu zaafı var. İkinci yarı biraz ger ilim filmi gibiydi. Rakip morallenmiş ve hızlı hücumlarla Konyaspor’u oldukça hırpaladı. İlhan Palut olması gereken değişiklikleri ikinci yarı yaptı ve keşke bu 11’le sahaya çıksaydık diye düşündürdü bizi.

Acı ders

Ekibimiz o bildiğimiz oyun ezberinden çok uzak ve öz güvenleri olmaya n bir takım görünümündeydi. 3-1‘i yakalayan rakip için 70’ten sonrası skor u korumak ve savunmaya ağırlık vermekti taktikleri. Konyaspor son bölümde rakibin savunma tuzağına düştü, 4. golü de yedi. 90+5'te Hadziahmetovic son sözü söyledi: 2-4. Dün gece aslında Türk futbolu adına acı bir dersti. Süper Lig'de geçen sezon şampiyonluğa oynayan Konyaspor, ligi bile olmayan bir ülkenin takımına elenişi bence düşündürücü. Üstelik Vaduz bize futbol dersi vererek bunu başardı, tebrik ediyorum. Artık ülke olarak aynaya bakıp yüzleşmemiz lazım, kendimizi yıllardır futbol ülkesi diye aldatmanın anlamı yok, kimse kusura bakmasın. Son sözüm de zemine; İslam oy unlarının tarihi belli, Konyaspor’un da maçının tarihi belli o zaman gereken önlemler alınmalıydı. Futbol adına sahaya baktığımızda tablo hoş değildi!

12 Ağustos 2022, Cuma 08:05
YAZININ DEVAMI

‘’Başarı hikayesi‘’

Süper Lig’in yeni takımı Ümraniyespor, Fenerbahçe için kapalı kutuydu. Nitekim dün gece Kadiköy’de Fenerbahçe karşısında bir oyun planı olan bir rakip buldu. Geçen yıl tüm sezonu ilk iki içinde olmayı başarıp Süper Lig’e yükselen İstanbul ekibi, yaptığı mütevazi ama yerinde transferlerle kolay lokma olmayacağının mesajını verdi. Bence kadro mühendisliği farklı bir iş ve Recep Uçar ve yönetim bu konuda mazeret değil çözüm üretmişler. Piyasa değeri 7.5 milyon avroluk bir takım olarak 170 milyon avro değerindeki Fenerbahçe ile başa çıkmak ancak bu üst akıl ile olur. Sonuçta sahaya aynı sayıda oyuncu ile çıktığınıza göre takımınıza uygun doğru taktiğini öğretip oyun ezberi hale getirirseniz ortaya bir başarı hikayesi çıkar. Bütün bunları skordan bağımsız söylüyorum çünkü sezon uzun ve bunu net göreceğiz. Karşılık verdiler... Fenerbahçe açısından baktığımızda transfer sirkülasyonu değişen 11’ler ve mutlak başarı baskısı zaman zaman artı gibi gözükse de bazen rüzgar aleyhinize dönebiliyor. Ama Jesus bir kere çabuk ve dikine oynayan bir oyun mantalitesini takıma oturttu. Top Fenerbahçe’deyken bunu net gördük ancak top rakipteyken zaaflar olduğunu gördük. Duran toptan yenilen gol ve ara pasların savunma arasına atıldığında defansif sıkıntılar gördük. İlk yarının özeti Fenerbahçe taraftarı çantada keklik bir maç olmadığını ve Ümraniyespor’un karşılık verebilecek özgüven yüklü bir takım olduğunu gördü.

Serkan geçit vermedi

Maçta ikinci yarı önde olmanın moraliyle daha etkili ve daha çok gol pozisyonuna giren bir Fener vardı sahada. Ancak Ümraniyespor’un tecrübeli kalecisi Serkan kritik kurtarışlarla geçit vermedi. Dün gece Fenerbahçe’nin artılarının yanında orta alanda defansif eksiklik göze çarptı. Çünkü Ümraniyespor’un orta alanda savunma arkasına atılan her top Fenerbahçe kalesinde tehlikeli oldu. Açıkçası orta alanın rakibine baskı yapıp bu pasları önlemesi gerekirdi ama yeteri kadar yapamadı sarı-lacivertli orta alan.

Kolay maç beklentisi...

Dolu tribünler ve taraftarın müthiş desteğiyle daha coşkulu bir Fenerbahçe bekliyordum ama sahada bunu göremedim... Son bölümde iki teknik adamın hamlelerini izledik. Ümraniyespor bu konuda hemen meyvesini aldı ve önce beraberlik sonra da penaltıdan galibiyet golünü kazandı. Gerçekten maç öncesi Fenerbahçe için kolay bir maç beklentisini fazlasıyla boşa çıkartan bir 90 dakika ve 3-3 sona eren bir oyun izledik.

09 Ağustos 2022, Salı 07:35
YAZININ DEVAMI

‘’Ne Sivas, ne Antep!‘’

Sivasspor, Süper Kupa'yı kaybederken, kötü de bir futbol sergilemişti. Dün Gaziantep FK karşısında evinde taraftarının önünde içinde mahcubiyet duygularınızda yoğun olduğu bir maça çıktı. Rıza Çalımbay’ın ilk 11’inde kalede Muammer ve savunmada Goutas ilk göze çarpan değişikliklerdi. Temkinli ve kontrollü bir futbol ile rakibin hatasını arayan Yiğidolar bir serbest vuruştan topu ağlarında gördü. Maxim vatandaşı Hagi’yi hatırlatan nefis bir frikik ile konuk ekibi öne geçirdi: 0-1. İlk yarıdaki futbolu değerlendirdiğimizde mücadele eden ama bu yetmez dedirten bir Sivasspor vardı sahada. Tek net pozisyonda Goutas kafa ile topa dokunamadı diyebiliriz. Oysa Gaziantep, gol öncesi ve sonrası sahada daha etkili gözüken taraftı. Açıkcası ilk 45 dakikanın skoru oynanan oyunu da doğruluyordu. İkinci yarıda Sivasspor oyunda dengeyi kurdu ve rakibin hücum aksiyonlarını büyük ölçüde kesti. Özellikle Gradel’in bulunduğu sol kanattan gol arayışlarını sürdüren ev sahibi ekibi aradığı beraberlik golünü penaltıdan buldu.

Plan tutmadı

Rakip ceza alanı içinde oluşan karambolde ceza alanı dışına çıkan topa Ulvestad sert vurdu, Haunsek elle önleyince Ali Şansalan tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Gradel kaleci Günay’ı ters köşeye yatırarak skoru 1-1’e getirdi. Oyunun bundan sonraki bölümünde her iki taraf da golü düşünen bir anlayışla mücadele etti. Gaziantep, özellikle sol kanadı iyi kullanırken etkili de oldu. İki teknik adamın oyuncu hamleleriyle dengeyi kendi lehine çevirme planı tutmadı. Geçen sezon da Sivas’ta oynanan maç 1-1‘ik sonuçla bitmişti ve 90 dakikanın sonunda aynı skor çıktı, iki takım birer puana razı oldu.

07 Ağustos 2022, Pazar 08:10
YAZININ DEVAMI

‘’90 dakikada bitirmeliler‘’

Tarihinde ilk defa Türkiye Kupası’nı müzesine götüren Sivasspor bu gece bir ilki daha başarıp Süper Kupa’yı da almak istiyor. Tabii ki 38 yıl sonra gelen şampiyonluk apoletiyle sahaya çıkacak Trabzonspor’un bileğini bükmek kolay değil. Bunu en iyi bilen isim de Rıza Çalımbay bana göre. Tecrübeli teknik adam, rakip zaaflarından yararlanmayı hedefliyor. Herkes Lucescu’ya ‘kurt hoca’ der. Bana göre de Türkiye’nin Lucescu’su Rıza Çalımbay’dır. Sadece Sivasspor’da değil, çalıştırdığı bir çok takımı nerelerden alıp nerelere getirdiği hepimizin malumu. Üstelik bu başarı öykülerini oldukça dar ve kısıtlı kadrolarla yazmış olması bence daha da değerli.

Hızlı hücum planı

Gelelim maça; sahada nasıl bir Sivasspor olur. Bana göre Gerede kampı ve Avusturya kampında hem fizik kondisyon yükleyen hem de hazırlık maçlarında takımını gören Çalımbay’ın taktik planı; rakibini karşılayan ve kapılan toplarla da Trabzonspor’un savunma zaaflarından faydalanıp gol aramak üzerine olacaktır. Peki bunu yapabilecek gücü var mı? Özellikle kanatlardan Gradel ve Erdoğan Yeşilyurt’un performansı çok çok önemli. Çünkü bu iki isim hem gol atıyor hem de attırıyor. Yatabare de ilerleyen yaşına rağmen bu tip kritik maçlarda her şeyini ortaya koyan bir golcü.

Hamle gücü zayıf

Bunlar işin artıları. Süper Kupa’da maçın uzama ihtimalini de düşünürsek, kadro genişliği ve hamle gücü açısından Sivasspor’un eli daha zayıf. O nedenle 90 dakikada sonuca gitmeleri gerektiğini düşünüyorum. Tribündeki Yiğidolar’ın da desteğiyle Çalımbay ve öğrencileri, en az Trabzonspor kadar Süper Kupa’yı alacak güce sahip.

30 Temmuz 2022, Cumartesi 09:02
YAZININ DEVAMI

‘’Başakşehir tutu kaptı‘’

Başakşehir, İstanbul’da yenemediği rakibini İsrail’de devirmek ve turu geçmek için bilenmişti. İlk maçtaki 11’den iki değişiklik yapan Emre Belezoğlu baskı yapmayı seven ve yapabilen Netanya karşısında sabır futbolunu tercih etti. Panik yapmadan kontrollü bir oyun anlayışı hakimdi ekibimizde. Çünkü oldukça tecrübeli oyunculardan oluşan kadroya sahip Başakşehir klas ve kalite olarak Netanya’dan daha iyi bir takım olduğu tartışma götürmez gerçek. Bu kez erken gol temsilcimizden geldi ve 9'da 1- 0 öne geçtik.

İlk yarıda her şey istediğimiz gibi geçti

Orta alanda kaptan Mahmut ve Biglia ikilisi oyunu iki yönlü organize ederek rakibin baskısına rahatlıkla cevap verdiler. Rakip ilk maçta olduğu gibi Twumasi ile tehlikeler yaratmaya çalış. Öne geçmenin rahatlığıyla tempoyu düşürüp oyunu soğutunca rakibin havaya girmesine izin vermedi Başakşehir. Havanın sıcak olması nedeniyle yaş ortalaması yüksek takımımızın bundan etkilenmemesi için kontrollü oyun doğru bir tercihti. Rakip baskılı gözükse de pozisyon vermediğimiz ilk yarıda her şey istediğimiz gibi gitti.

Kontrolü bırakmadı

İkinci yarının başında Maccabi Netanya beklediğimiz baskıyı yaptı, 49'da da gole çok yaklaştılar ama Twumasi'nin boş kaleye kaçırdığı pozisyon Başakşehir'in şansı oldu. Turuncu-Lacivertliler kontrollü oyununu bu devrede de sürdürdü, Maccabi Netanya'nın hızını kesmeyi yine bildi. Temsilcimiz savunma oyununu iyi oynamayı sürdürürken hızlı hücumlarda goller aradı. Oyunun hücum kısmında etkili olamadılar, stres son ana kadar devam etti. Emre Belözoğlu'nun ekibi skoru artırıp oyunu koparma fırsatını bulamasa da ur için gerekli olan galibiyeti normal sürede almasını bilip bizleri bizleri sevindirdi, Türkiye'ye turla döndü.

29 Temmuz 2022, Cuma 10:07
YAZININ DEVAMI

‘’Acayip bir Play-Off kararı‘’

Yıllardır bu ligi en yakından takip eden bir gazeteci olarak TFF'nin 1. Lig Play-Off sistemi ile ilgili almış olduğu kararı hayret ve şaşkınlıkla karşıladım. Biliyorsunuz bu ligin sistemi; ilk 3takım direkt çıkar şeklindeydi ve bu da sezonun son bölümünde iddiasız bir çok takımın oluşmasına neden oluyordu. Haluk Ulusoy başkanlığı döneminde bundan vazgeçilip ilk ikinin direkt, arkasındaki 4takımın Play-Off oynayıp3.takımın da bu şekilde Süper Lig'e çıktığı sisteme geçildi. Ancak bu sistemin de bir sıkıntısı vardı, 4takım lig usulü karşılaşıyordu. İlk maçta kaybeden büyük ölçüde iddiasını sürdüremediği için son oynadığı maçta motivasyon sorunu çekebiliyordu. Bu işlerde medya da kafa yoran biraz tuzu olan birisi olarak sonraki başkan Mahmut Özgener'e İngiltere Championship'teki sistemi, yani son uyguladığımız modeli önermiştim. Sağ olsun Sayın Özgener de bu sistemi hayata geçirdi.

Dahiyane fikir kimin?

Şimdi geldik bugüne... Ne oldu da 3. olana tek maç oynatan, 7.'nin de Play-Off'a katıldığı sisteme geçildi. Kim bu dahiyane fikri yeni federasyon başkanımız Mehmet Büyükekşi'ye sundu bilemiyorum. Büyükekşi göreve gelir gelmez hızlı bir başlangıç yapıp radikal kararlar alındı, bizler de iyimser olmuştuk. Ama bu alınan kararın detaylarına baktığımızda acayip bir karar olduğunu gördük. Sezonu 3. bitiren ekibi finalde pestili çıkmış yorgun bir takım ile karşılaştırmak istiyorsanız fazla yorulmaya gerek yok. Bence ilk sisteme dönüp ilk 3'ü Süper Lig'e alın, bitsin. Ya da sosyal medyada bir arkadaşımızın paylaştığı gibi maçları oynatma, penaltı atışlarıyla kimseyi yormadan Süper Lig'e çıkan 3.takımı belirleyin… Böyle şey olur mu demeyin sakın, Somut bir örnekle konuyu kapatayım. Bu sezon 3. Lig'e çıkan Malatya Arguvanspor grup sisteminde oynanan Play-Off'ta Gaziantep Ankasspor-Talasgücü maçını tribünden izledi. Gaziantep Ankaspor maçı kazanınca Arguvanspor ile puanları eşitlendi. O karşılaşmanın bitiminden sonra Malatya ekibi sahaya indi ve Gaziantep Ankaspor ile seri penaltı atışları yaptı, 5-4 kazanıp profesyonel lige çıktı. Burası Türkiye, her şey istenirse olur…

23 Temmuz 2022, Cumartesi 09:44
YAZININ DEVAMI

‘’Konyaspor şov yaptı‘’

UEFA'nın Belarus takımlarına yaptırımı nedeniyle tarafsız saha seçimine Konyaspor'un önerisiyle UEFA iki maçın da Konya'da oynanmasına karar vermişti. Karar gereği seyirci yoktu. Orta saha ve hücum hattını koruyan Konya'da sol bek Guilherme dışında yeni bir geri dörtlü vardı. Maça hızlı başlayan bir Konyaspor vardı. Bol pas yaparak Konya'nın temposunu düşürmek isteyen BATE'nin planını temsilcimiz baskı kurarak bozdu. Baskıya rağmen golün gecikmesi, kenar ortalarının rakip savunmayı çalıştırır gibi ezbere yapılmasından kaynaklandı. Gol ikinci yarıya mı kaldı diye düşünürken, Hadziahmetovic'in pasında Bytyqi tabelayı değiştirdi. Uğur'un devre bitmeden gördüğü kırmızı kart zorlu bir ikinci yarının bizi beklediğinin habercisiydi. Ancak temsilcimiz sakin ve kontrollü oynadı.

Kaldığı yerden devam ediyor

Eksik kalmasına rağmen yine hücum düşündü temsilcimiz. Cikalleshi'nin pasında Michalek farkı ikiye taşıyan vuruşu yaptı. 90+5'te Muric skoru belirledi. Haftaya yine evinde ama bu kez taraftarının desteğiyle oynayacak olan Konyaspor tur kapısını fazlasıyla araladı. dün gece kanatları iyi kullanan oyun setlerini sahaya yansıtan açıkcası geçen sezon bıraktığımız yerden devam eden başarılı bir Konyaspor izledik.

22 Temmuz 2022, Cuma 08:07
YAZININ DEVAMI

‘’Doğru karar‘’

Statü nedeniyle yerli oyuncunun çok kıymetli olduğu şu dönemde, çok ihtiyaç olan bir mevkiye Abdülkerim transferi doğru bir karar gibi gözüküyor. Niye bu yaşa kadar çıkış yapamadı, diyenler olabilir. Ben bu sorunun cevabı olarak kabahatli tarafı Abdülkerim olarak göremem. Kabahatli olan, bugüne kadar bu oyuncuda bu cevheri göremeyenlerdedir. İsmail Kartal ve İlhan Palut ile bu çıkışı yapması bir şans değil, tamamen hocalarının oyuncuya olan olumlu etkisidir. Düşünün ki Portekiz 2. Ligi'nden alınan Marcao yere göğe koyulamazken, kendi liginde yıldızı parlayan yerli bir isme burun kıvırılması bana hakkaniyetli gelmiyor.

Son iki sezon...

Gelelim Abdülkerim Bardakcı’nın geçmiş ve gelecek performansıyla ilgili düşüncelerimize; şöyle bakarsak Konyaspor’da uzun süre kiralık verilen bir oyuncu, son iki sene içinde ne yaptı da Galatasaray’a transfer oldu. Bunu son iki sezon performansındaki oyununa bakarak izah edebiliriz. En büyük özelliği, çevik ve gözü kara bir yapısının olması. Artı topu oyuna sokma becerisi ile gol atma mahareti yüksek. Zaten istatistikler bunu çok rahat destekliyor. Kendisini yakından tanıyan hocalarından aldığım bilgi olarak söylüyorum, kişilik olarak da iyi bir karakter. Uzun ve isabetli paslar atabilmesi büyük takım stoper kriterleri açısından önemli bir artısı olarak gözüküyor. Bir avantajı da Konyaspor geçen sezon büyük takım formatında oynadı ve stoperler çok önde mücadele ettiler. Yani kale ile savunma arasında mesafeyi uzak olarak oynaması, Galatasaray deneyimi için önemli bir artı olabilir.

Hataları tecrübesiyle telafi eder

Peki sorun yaşarsa nerde olur derseniz, Konyaspor’daki toleransı yaşamayacak ve tribün baskısı onu daha çabuk oynamaya iteceği için hataya zorlayabilir. Ama bunu da olgun bir yaşta olmasıyla telafi edebilir Abdülkerim. Bence tecrübeli stoperin bir avantajı Okan Buruk faktörü diyebiliriz. Yerli ve onu iyi tanıyan bir teknik adamla bu serüvene başlamak Abdülkerim Bardakcı’nın başka bir şansı diyebilirim. Üstelik Marcao’nun satılmasının gündemde olduğu bir dönemde, doğru bir transfer olarak gözüküyor. Tabii ki maliyet ödenen rakamlar konusu oyuncunun performansıyla eder mi, etmez mi zaman gösterecek.

26 Haziran 2022, Pazar 07:29
YAZININ DEVAMI