‘’Yeni bir profil gerekiyor‘’
Trabzonspor’da teknik direktör arayışları sürüyor. Yönetim bu konuda çok ketum ve ser verip sır vermiyor. Biz önce nasıl bir teknik adam profili olmalı sorusuna cevap arayalım... Çünkü şimdiye kadar bir çok isim zikredildi ama netleşen birşey yok. Abdullah Avcı ilk etapta çok öne çıksa da, hocanın uzun süreli sözleşme isteği ve prensipleri nedeniyle gelmesinin şimdilik zor olduğunu biliyorum. Sonrasında Şota, Tamer Tuna, Mustafa Reşit Akçay ve Samet Aybaba’nın adı geçti. Şu anda bu takımın başına geçecek teknik adamın kulübü iyi tanıyan bir isim olması, tecrübeli olması ve şehrin gerçeklerinden haberdar olması gerekir. Bir kere göreve geldiğinde takımı hemen motive etmesi kısaca ayağa kaldırması gerekir. Ayrıca yönetimin biraz da köşeye sıkışmış baskı altında olduğunu düşünürsek onlara da nefes aldıracak, göğüsleyecek bir hoca olmalı.
Aybaba daha mantıklı
Çünkü Ünal Karaman, Hüseyin Çimşir ve Eddie Newton ile yaşanan süreçte bu ilişki yeterli seviyede olmadı ve hem başarısızlık hem de ayrılıklar geldi. Sözü fazla uzatmadan bu mini analizden sonra adı geçen isimlere bakarsak, en uygun seçenek bana göre Samet Aybaba, sonrasında da içlerinden bir isim olarak Mustafa Reşit Akçay gibi gözüküyor. Çünkü bu dönemde Trabzonspor’un vakit kaybedecek zamanı yok. O nedenle kulübü ve camiayı tanıma açısından elini çabuk tutacak bir teknik adam tarifi ortaya çıkıyor...
‘’Tek teselli 3 puan‘’
Dün gece ilk yarıda şunu çok net gördük. Galatasaray; baskı, tempo ve oyunu dikine oynamazsa ne pozisyon bulabilir ne de maç kazanabilir. Ankaragücü karşısında geriden başlayan yan pasa dayalı ve sol taraftan hücum planlı bir Galatasaray’ın atakları Başkent savunmasının karşısında etkisizdi. Öyle ki ilk 25 dakikada Ankaragücü’nün gol olabilecek iki pozisyonu varken Galatasaray’ın tehlikeli bir hücumunu izlemedik. İlk organize atak 32’de geldi ama Etobo, iyi vursa gol olabilecek bir pozisyonu sıradan bir vuruşla dışarı attı. İlk yarının son anlarında Saracchi’nin nefis asistinde Babel, kalitesine yakışır bir tek vuruşla Ankaragücü ağlarını havalandırdı. İkinci yarıda fazla değişen bir şey yoktu. Hamlelerle idare etmeye çalışan bir Sarı-Kırmızılı ekip vardı sahada. Kısaca kötü futbola rağmen kazanılan bir 3 puan Galatasaray’ın tesellisi oldu.
Gecenin sorusu
Galatasaray, ilk iki haftadaki futboluna niye dönemiyor. Haftada tek maça dönmüşken hala baskılı oynayamaması düşündürücü.
Maçın starı
55 dakika oyunda kalmasına rağmen hem savunmasıyla hem de hücuma katkısıyla Uruguaylı sol bek Saracchi.
Maçın olayı
Ligde son sırada olan ve kovidzede rakibi karşısında Galatasaray’ın zorlanması
Kısa mesaj
Sahaya çıkan 11’de yıldız yani yaratıcı oyuncunuz yoksa ya da çok az ise bugünkü futbolda kazanmanız zor. Nitekim dün de bunu net gördük sadece koşmak ve mücadele etmek, risk almadan oynamak yetmiyor.
‘’Rehavet olursa pahalıya patlar!‘’
Ankaragücü, Kovid-19 vakaları nedeniyle zor günler geçiriyor. Ancak sahaya güçlü bir 11'le çıkacaklar. Galatasaray gelen bilgilere bakarak rehavete kapılırsa, pahalıya mâl olur. Biraz gevşerseniz, canınızı yakacak bir takım Ankaragücü.
Geçen sezon iki maçta da yenemediği Ankaragücü karşısında Galatasaray'ın puan kaybına tahammülü yok. Sarı-Kırmızılı ekipte hedef Erzurum’da kazanılan başarının devamını getirmek ve seri galibiyet. Başkent ekibi Kovid-19 vakaları nedeniyle oldukça zor günler geçiriyor. Ancak altını çizmekte fayda var Ankaragücü sahaya güçlü bir 11'le çıkacak. Galatasaray’ın gelen bilgilere bakarak bir rehavete kapılması pahalıya mâl olur. Artık futbolda saha içi değil saha dışı taktiklerin de maç önceleri geçerli olduğu bir dönemdeyiz.
Sıralamada sonuncu, ama...
Alper Potuk cezası nedeniyle sahada olmayacak, ama iyi bir yabancı kaleci, tecrübeli bir savunma hattıyla birlikte Fuat Çapa’nın kendi bildiği Benelüks ülkelerinden tanıdığı transferlerle hafife alınacak bir takım değil Ankaragücü. Diyebilirsiniz ki puan cetvelinde son sırada. Ben de derim ki erteleme ve boş geçen haftalarla birlikte az maç oynamış bir Ankaragücü var. Ben oynadığı maçları izlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, biraz gevşerseniz canınızı yakacak bir takım Ankaragücü.
Gerçek performansını yansıtırsa
Gelelim Galatasaray cephesine; Falcao cezası nedeniyle yok, tabii ki önemli bir eksik. Ama hücumsal anlamda eğer gerçek performanslarını sahaya yansıtırlarsa Fatih Terim’in elinde önemli forvetler var. Orta alan kurgusunda Etebo’nun cezasının bitmesi bu bölgede hocanın elini rahatlatır. Savunmanın iki kanadı ve tandem en net bölgesi Galatasaray’ın. Sanırım bu maçta da kalede Okan’ı görürüz. Genç kalecinin Erzurum performansı göz doldurdu.
Koşan bir orta saha lazım
Peki hücum hattı nasıl olur derseniz, kişisel gözlemim Babel’i Falcao'nun yokluğunda santrfor oynatıp kanatlarda Feghouli ve Emre Kılınç’ı tercih eder Terim. Orta alanı ise Etebo, Taylan ve Arda üçlüsüyle sahaya sürer. Çünkü rakibin mücadele ile puan almak hedefi karşısında koşan bir orta alana ihtiyacı var Galatasaray’ın. Tabii ki maçın gidişatına göre Diagne, Donk gibi isimler hocanın elindeki önemli silahlar.
Kısa mesaj
Sözün özü kağıt üzerinde favori olan Galatasaray, bu çok normal. Yine söylüyorum maç öncesi Başkent ekibinden gelen haberler, esen negatif rüzgar aldatıcı olabilir benden söylemesi...
‘’Her şey alt üst oldu‘’
Maç önçesi beklentimiz rakibi domine eden, baskı yapan, oyunu Macabi Telaviv ceza alanına yıkan bir Sivasspor'du. Ancak hayal kırıklığıyla geçen bir ilk yarı izledik. Savunmadan orta alanı aşan uzun toplar İsrail ekibinin defansından döndü. Ancak ısrarla bu anlayış ilk 45 dakika devam etti. Orta alanda oyun kurgumuz baskıdan kurtulamadı. Açıkcası oyun ritmini yakalayamayan Sivasspor, bir anlamda kısır bir mücadele sergiledi. Pozisyon derseniz bizim hatamızdan rakibin net bir atağı vardı, neyse ki topa dokunamadılar. Bizim adımıza ise Gradel’in şutunun yandan dışarı çıkmasıydı. Kısaca rakibin istediği gibi geçti ilk yarı. Niye bu sezon sahasında gol atamayışını kanıtlayan bir futbol oynadı Sivasspor. Yani kapanan rakibe çözüm bulmalıydı Rıza Çalımbay... İkinci yarı yakaladığımız ilk poziyonu gole çevirdik. Yatabare, Gradel, Kayode üçlüsünün yapımı bir gol izledik. 55 te öne geçmek bizi biraz rahatlattı. Çünkü yenik duruma düşen Maccabi Tel Aviv katı savunmayı bırakıp hücumu düşünmek zorunda kalınca Sivasspor için kontratak şansı doğdu. Ancak beklenmedik anda kalemizde gördümüz penaltı golü hesapları alt üst etti. Üstelik penaltıya sebebiyet veren Camara’nın kırmızı kart görmesi ve 10’kişi kalmamız işimizi oldukça zorlaştırdı. Demoralize olup savunma disiplinini kaybedince ikinçi golü de kalemizde gördük. Kısaca öne geçip umutlandığımız gece kabusa döndü...
Gecenin sorusu
Niye katı savunma yapan bir rakibe ısrarla savunmadan uzun topla oynadık. Niye set oynayıp topu çeviren taraf olamadık.
Maçın starı
Villareal maçında olduğu gibi sahada her şeyini ortaya koyan Yatabare diyebilirim. Attığımız golün hazırlanışıyla, mücadelesiyle ayakta kalan tek isimdi. Bir topu da direkten döndü.
Maçın olayı
1-0 öndeyken Camara’nın penaltıya sebebiyet verip kırmızı kartla oyun dışı kalması planları alt üst etti.
Kısa mesaj
Rıza Çalımbay sakatlıklar nedeniyle zorda. Ancak yedek kulübesine bakarsak büyük ümitlerle alınan İspanyol ofansif orta saha Felix’e şans vermeliydi.
‘’Sivs'a Rize baskını‘’
Sivasspor içerideki ilk zaferiyle, Rize ise deplasmanda ilk galibiyetiyle tanışmak istiyordu. Hedefi konuk ekip tutturdu. Atmacalar daha 3. dakikada Baiano’yla golü buldu, son ana kadar skoru korudu. Uzatmada Remy resital sundu: 0-2. Yiğidolar’da ise Maccabi maçı öncesi moraller iyice bozuldu.
Hafta içi Avrupa mücadelesine çıkan Sivasspor’da hedef bu sezonki ilk iç saha galibiyetini almaktı. Öte yandan Rizespor da dış sahadaki ilk 3 puanın peşindeydi. Rıza Çalımbay’ın ilk 11’inde Villareal maçından farklı iki bek Ziya ve Barış’ı gördük. Karşılaşmaya hızlı başlayan ve hemen golü bulan Rizespor oldu. Baiano orta alan çizgisinin gerisinden kaptığı topla çok hızlı çıktı ve atağı tek başına götürdü, dar açıdan vuruşunu golle sonuçlandırdı. Açıkçası Sivasspor daha oyuna ısınamadan kalesinde golün şokunu yaşadı. Özellikle sağ kanatta Yatabare’yi kullanmakta zorluk çeken Sivasspor’da dikkati çeken rakip kaleye çok az şut çekmesiydi. İlk 45’te skoru koruyan Rizespor soyunma odasına 1-0 önde giden taraf oldu.
Kontrol ve disiplin
İkinci yarıya Çalımbay iki değişiklikle başladı. Ziya’nın yerine Uğur ve Cofie’nin yerine de Yasin gördük. İlk yarıda kanatta etkisiz oynayan Yatabare’yi santrfora yani gerçek yerine çeken Çalımbay’ın daha rasyonel bir karar aldığını söyleyebilirim. Ancak hamleye rağmen pozisyon kısırlığı devam edince 67’de Kone’yi oyuna alan Sivasspor teknik patronu tüm hücum opsiyonlarını da kullanmış oldu. Zaten bu değişimden sonra oyuna kısmen dönen Sivasspor Yatabare’nin kafa şutlarıyla gol aradı. Yiğidolar orta alandaki olumsuz tablo nedeniyle ofansif anlamda bir türlü net pozisyon bulamadı. Rizespor dış sahada ilk 3 puanını Remy’nin enfes golüyle alırken kontrollü ve disiplinli futbolun karşılığını aldı.
‘’10 kişiyle çok değerli 3 puan‘’
Galatasaray’ın dün geceki oyunu ligin ilk iki haftasını hatırlattı. İki hafta da 6 puan ve iyi futbol Galatasaray’ı bir adım öne çıkartmıştı. Sonrası malum; maç trafiği, yorgunluk, yan pas futbolu ve hüsran...Tekrar hatırlanan taktik anlayışın Galatasaray’ı kımıldattığını gördük. Baskının ardından dikine ve çabuk paslarla hücum yapmayı denedi. Zaten bu anlayış bile ilk yarıda oyunun hakimi olmasına yetti. Orta alandaki hakimiyet ve iki bekin kontrollü futbolu sahaya yansıyınca aradıkları golü de buldu Sarı-Kırmızılı ekip. Erzurumpor ofansif zenginliğine rağmen ilk gol pozisyonunu 37'de Gomes ile buldu. İkinci poziyonda Marcao bire birde ne kadar yetersiz olduğunu gösterdi ve penaltıya sebebiyet verdi. Dadaşlar bu penaltıyla skoru eşitledi... Erzurum ikinci yarıda sadece rakibin hatasını bekleyen bir oyun düşüncesindeydi. Sarı-Kırmızılılar iyi mücadele ederek, 10 kişi kalmasına rağmen değerli bir 3 puanla İstanbul’a döndü...
Gecenin sorusu
Babel belki de en iyi maçlarından birini oynarken ve çok diriyken oyuncu değişikliğind e neden ilk tercihti?
Maçın starı
Falcao attığı golle eleştirilere en güzel cevabı verdi. Kolombiyalı yıldızın attığı gol iyi servis yapıldığında neler yapabilceğinin en güzel göstergesiydi.
Maçın olayı
Gecenin en önemli olayı Falcao’nun aynı faulü iki kere yapıp üst üste iki sarı karttan, kırmızı görmesiydi. Ancak Faul yapılan futbolcunun vücut diline göre kart gösterilmez. Arda Kardeşler’in performansı yetersizdi...
Kısa mesaj
Kim ne derse desin bu tandemle şampiyonluk yaşasa da Galatasaray’ın bu bölgesi en riskli yeri. Siz iki stoperi de bu futbollarıyla üst düzey bir Avrupa takımına satamazsınız...
‘’Erzurum'da Cim Bom'un işi çok zor!‘’
Erzurum, Milli maç arası ve tehir edilen Hatayspor karşılaşması nedeniyle kısa bir devre arası yapmış gibi. Hücumsal anlamda daha etkili silahlara sahipler. Galatasaray’ın maçı kazanması için tempo yapması, savaşması ve çabuk oynaması gerekiyor.
Galatasaray futbol olarak da sonuç olarak da son iki maçını iyi geçirmedi. Fatih Terim'in, Erzurum deplasmanında kötü gidişi durdurmak ve yeniden yarışın içinde olmak için tek hedefi 3 puan. Peki Erzurumspor karşısında bunu başarabilir mi? Oyun tarzı, kadro yapısı ve sahadaki mücadele, işinin çok zor olduğunu gösteriyor. Kanatları sadace iki savunmacı Saracchi ve Omar ile işleyen Sarı-Kırmızılı ekipte ön taraf ne yaratıcı ne de agresif. Hal böyle olunca iş orta alana düşüyor. Etebo cezalı, en yaratıcı isim Emre Akbaba güçsüz ve formsuz, geriye kalan isimlerin yeterlilikleri ortada. Galatasaray’ın maçı kazanması için tempo yapması, savaşması ve çabuk oynaması gerekiyor. Terim de böyle istiyor ama sahada bu anlayışın karşılığı yok.
Kamp yapmış gibiler!
Erzurumspor’a gelince; Milli maç arası ve tehir edilen Hatayspor karşılaşması nedeniyle kısa bir devre arası yapmış gibiler. Orta alanı ve hücum hattı güçlü bir ekibe karşı Galatasaray savunmasının işi zor. Ancak savunma hattının ağırlığı ve kaleci Farnolle faktörü göz önüne alındığında da zaafları olan bir ekip. İki iç saha maçında Sivas’a kaybeden, Rizespor ile golsüz berabere kalan Doğu ekibi, evinde ilk 3 puanını almanın peşinde.
Forvetler için kâbus
İki takımı kıyaslarsak hücumsal anlamda Erzurumspor daha etkili silahlara sahip. Özellikle bu oyun anlayışı Falcao ve Diagne gibi forvetler için kâbus. Bu tip forvetler baskılı oyunu, kanat ortasını ister. Galatasaray’ın temposuz pas futbolu rakip savunmaların yerleşmesi için gereken zamanı veriyor. Sanırım Terim yine Babel diyecektir santrfor bölgesinde.
Luyindama yerine Donk
Bir de tandemde artık Donk ve Marcao ikilisine dönerse daha güvenli olur. Çünkü Luyindama’yı oynatarak oyuncuyu kazanmayı hesaplarken maçları kaybetmeye başlarsınız. Kongolu'nun biraz daha zamana ihtiyacı var. Çok ağır ve oyun kurabilme beceresi kısıtlı. İki takımın mevcut performansına bakarak Galatasaray’ın işinin hiç kolay olmadığını söylemeliyim. Kazanırsa tabii ki sürpriz olmaz ama son iki maç oyunuyla asla!
Kısa mesaj
Kalede Fatih Öztürk yerine Okan tercihi doğru olur. Moralsiz ve formsuz Fatih Öztürk'te ısrar edilirse daha da kötüye gidebilir, dinlenmeye ihtiyacı var. Okan geçen sezon kötü dönemde görev aldı, yine de iyi sinyaller vermişti. Şansı hak ediyor.
‘’Basit gollerin faturası ağır oldu‘’
İki farkla geriye düştüğü maçta dengeyi kuran, kalecisinin kurtardığı penaltıyla morallenen Sivasspor sonunu getiremedi. 3-3'ten sonra sonra yediğimiz goller dün geceki mücadelemize yakışmadı. Deplasmanda 3 gol atmak artımızdı ama kötü olan; gerçekten çok basit 5 gol yememizdi.
Yıllar sonra İspanya’da Avrupa’ya siftah yapan Sivasspor git gelleri çok yüksek bir ilk yarı oynadı. Maça fena başlamamıştık. Ancak hücuma çıkarken orta alanda top kaptırmanın klasik cezasıyla yenik duruma düştük. Ardından bu golün şaşkınlığıyla kalemizde 2. golü gördük. Neyse ki 2-0’dan sonra normal futbolumuza döndük. Kayode çabukluğunu gösterdi ve skoru 2-1'e getirdi. Polonyalı hakemin bana göre penaltı kararı ağırdı. İlk golde hatalı olan Samassa penaltıyı kurtardı ve takımımıza büyük moral geldi. Hemen ardından sahanın en çalışkan ismi Yatabare, Robin Yalçın'ın adrese teslim ortasında nefis kafa golüyle ilk yarının skorunu ilan etti:2-2.
Zaman zaman oyundan koptuk
İkinci yarıya geniş alan bırakmadan rakibin de moralini bozacak bir başlangıç yaptık. Rakibin hatalı geri pasında Kayode golü atsa öne geçecektik. Ancak hemen ardında Villareal‘in kullandığı kornerde top ağlarımıza gidince yenik duruma düştük. Ama Sivasspor önemli gol silahlarına sahipti. Nitekim sahneye Gradel çıktı ve nefis bir frikik golüyle 3-3’ü yakaladık...Ancak üst üste yediğimiz iki gol dün geceki mücadelemize yakışmadı. İspanyol ekibi pas kalitesi yüksek, çabuk oynuyorlar ama ara topları kesmede daha başarılı olabilirdik...
90 dakikanın içinde zaman zaman iyi futbolumuzu sürdüremedik. Deplasmanda 3 gol atmak artımızdı ama kötü olan gerçekten çok basit 5 gol yedik. Sonuca bakmaksızın yorum yaparsak, her şeye rağmen rakibine teslim olmadan elinden geleni yapan Sivasspor grupta ilk iki adayı olduğunu gösterdi.