‘’İstanbul Paşa'sı!‘’
Süper Lig’de 12. haftanın açılış maçında Kasımpaşaspor, Denizlispor’a şans tanımadı. Koita (2) ve Varga’nın golleriyle 3 puana ulaşan Lacivert-Beyazlılar sahasındaki yenilmezlik serisini 13 maça taşıyıp kendi rekorunu geliştirdi.
Kasımpaşa eksikler yüzünden savunmasını tamamen değiştirmişti. Denizlispor’da dikkat çeken değişiklik; kalede Pantilimon’un yerine Cenk Gönen’in olmasıydı. Maça atak başlayan Ege ekibi, 9’da Sacko ile net fırsatı kullanamadı. Pas yüzdesi düşük ve temposuz ilk yarının başladığı gibi golsüz bitmesi beklenirken 6 dakikada 3 gol oldu. 36’da sol bekte oynayan Yusuf’un yerden pasında Koita’nın dokunduğu top Mustafa Yumlu’ya çarpıp Cenk’in bakışları arasında ağlara gitti: 1-0. Üç dakika sonra kaleci Ramazan’ın da kararsızlığından yararlanan Recep Niyaz skoru dengeledi:1-1. 42’de Varga’nın ortasında Koita ev sahibini yine öne geçirdi: 2-1. Uzatmada Sagal’ın vuruşunda topun üst direkten dönmesi konuk ekip için talihsizlikti.
İkinci mucize gerçekleşmedi
İkinci yarıya da ev sahibi golle başladı. 51 de Yusuf’un şutunda kaleci Cenk’ten dönen topu Varga ağlara yolladı:3-1. İki farka rağmen reaksiyon göstermekte geç kalan Denizlispor iyi planlanmadan kurulan kadronun sıkıntılarını yaşıyor. 90+2’de penaltıdan Rodallega ile golü bulup, 3-0’dan iki uzatma dakikası golüyle 3-3 bitirdikleri Başakşehir deplasmanını akıllara getirdiler ama bu kez olmadı. Dün Kasımpaşa beklediğinden çok daha rahat bir 3 puan aldı, 2014’teki 12 maçlık İstanbul’da kaybetmeme rekorunu 13 maça taşıdı. Denizlispor için tehlike çanları biraz erken çalmaya başladı.
‘’Lidere son darbe Göztepe'den‘’
İzmir’deki deprem felaketi nedeniyle ertelenen 7. hafta maçı dün oynandı. Göz Göz, lider Alanyaspor’u Tripiç’in müthiş golüyle yıktı. Sarı-Kırmızılılar son 4 karşılaşmadan tam 10 puan çıkartırken, Güney ekibi ise üst üste ikinci yenilgisini aldı.
Son 3 maçta 7 puan toplayan Göztepe, liderliği bırakmak istemeyen Alanyaspor ’u devirmek istiyordu . Başkent’te ilk yenilgisini alan Alanya da hafta sonu evinde oynayacağı Beşiktaş maçına moralli çıkmak niyetindeydi. İki tarafın da yüksek galibiyet arzusu, İzmir’de bizlere hareketli bir ilk yarı izlettirdi. Ancak bu istek fazla gol pozisyonu getirmedi. Aslında hem Göztepe hem de Alanyaspor’da şutör isimler vardı. Ev sahibinde Soner, Tripiç ve Guilherme ilk akla gelenler... Alanyaspor’da ise Bakasetas ve Babacar, cezayı kesebilecek futbolcular... Nitekim ilk yarıda Babacar’ın sol taraftan bir şut denemesi çok az farkla dışarı gitti. Göztepe’de ise Alpaslan’ın duran toptan iki kafası çerçeveyi bulmazken, 40’ta Soner’in nefis plasesini Alanyasporlu Ahmet iyi çıkardı. Devre bitmeden Bakasetas’ın ceza alanı dışından şutu da kaleci İrfan Can’da kaldı.
VAR çağırmalıydı...
İkinci yarı önce Guilherme ile gole yaklaşan Göztepe oldu. Ardından Alanyaspor’un yıldızı Babacar’a İrfan Can şans tanımadı. 60’ta Marafona üst üste kurtarışlar yaparken, 62’de Salih ’in ceza alanı içinde Murat tarafından düşürülmesine maçın hakemi Ali Şansalan ‘devam’ dedi. Bence VAR’dan çağrı gelmeliydi çünkü görüntü fazlasıyla penaltı kokuyordu. Açıkçası karşılaşmanın gidişatı; iki taraftan biri mutlaka gol atar hissini veriyordu.
4 günde iki kayıp
Nitekim 70’te Halil’in ortasında Tripiç’in nefis volesinde kaleci Marafona çaresiz kaldı: 1-0. Son bölümlerde kulübelerden gelen karşılıklı hamleler vardı. Ancak sonuç değişmedi. Gecenin kazananı Göztepe olurken, Alanyaspor 4 gün içinde iki deplasmandan da puansız ayrılarak büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.
‘’Son şampiyon yine kayıp‘’
Malatya’da öyle bir ilk yarı izledik ki ilk gol pozisyonu 38'de geldi. Gerçekten Başakşehir yorgun ve durgundu. Bu yorgunluğun sadece fiziksel değil zihinsel olduğu da belliydi. Her ne kadar mücadele etmeye çalışsalar da etkin değillerdi. Malatyaspor açısından baktığımızıda ev sahibi ekip istekli ancak bal yapmayan bir arı gibiydi. Hamza Hamzaoğlu içeride 3 galibiyet alan, kazanan bir takım oluşturdu. Okan Buruk için Avrupa’ya veda ettikten sonra bir anlamda Süper Lig'e kesin dönüş maçıydı. Leizpig kadrosundan dinlendirdiği isimlerle hafif bir rotasyon gözlemledik. Leipzig maçının yıldızı İrfan Can 11'deydi ama sahada pek göremedik. Ancak klas oyuncu, devrenin sonunda yaptığı nefis asistle Giuliano'ya 'Al da at' dedi. Brezilyalı da takımını 1-0 öne geçiren golü attı. Ancak ilk 45'te iki takım da kontrollü ve an az hatayla oynayınca ofansif yönden kısır bir maç oldu.
Kaleciler devleşti
İkinci yarı Yeni Malatyaspor’un istediği gibi başladı. Hamza Hamzaoğlu erken bir golle oyunu ve skoru dengelemeyi hedefliyordu. Nitekim 50. dakikada Adem Büyük’ün altıpasta Skrtel’e attığı çalımlardan sonra yakın mesafeden şutu önce Mert’in göğsüne çarptı, ardından Ponck’un ters vuruşuyla top Başakşehir ağlarına gitti. 82 de İrfan’ın serbest atışını Ertaç müthiş kurtardı. Ancak 90’da Malatyaspor’un üst üste mutlak goller kaçırdığını gördük. Oyunun büyük bölümünde olmayan gol pozisyonu zenginliği uzatmalarda fazlasıyla oldu. Bu bölümde de iki kaleci devleşti. Özetle Başakşehir son 3 maçında 7 puan kaybederek deplasmandan buruk dönüyor. Yeni Malatyaspor ise önce bir sonra 3 puan anlayışıyla çıkmıştı, bir puana razı oldu.
‘’Hızlanırsa bu direnci bozar‘’
Hatayspor’un oyun planı, Galatasaray’ın kurgusunu bozmak üzerine olacak. Galasatasaray eğer pasa dayalı, rakibi koşturan futbolunu Rize’deki gibi çabuk kaleye giden tarzda uygularsa fazla zorlanmaz. Sarı-Kırmızılı ekip rakibin direncini bozacak kalite ve çabukluğu sahaya yansıtmak zorunda.
Galatasaray önemli eksiklere rağmen futboluyla ve skoruyla Rize deplasmanından büyük bir moralle döndü. Sezon başındaki fabrika ayarlarını yakalayan hatta daha da üstüne koyan bir Sarı-Kırmızılı takım izledik. En çok konuşulan konulardan biri Fatih Terim, Hatayspor’a karşı bu 11’i bozar mı... Bence sakatlık olmazsa çok büyük bir ihtimalle aynı takım çıkar. Belki Belhanda, belki Saracchi hazırsa monte edilebilir. Diğer iyileşen, dönüş yapan oyuncuları maçın gidişatına göre kullanabilir Terim.
O 3 maçı kazanırlarsa...
Hatayspor karşısında tabii ki kağıt üzerinde favori olan Galatasaray, Kayserispor maçı öncesinde de favoriydi ama 90 dakikadan beraberlik çıktı. Her maçın ayrı bir hikayesi vardır, bu maçın da öyle olacak. Hatayspor şu anda 7 maç oynamış ve 12 puana sahip. Yani eksik olan 3 maçını kazansa, Galatasaray’ın bir puan üstüne çıkıyor. Yani hiç de küçümsenecek bir performansları yok. Alanyaspor’a deplasmanda 6-0 kaybettikleri maçı bir kenara koyun, her rakibine karşı dirençli bir futbol sergilemiş. Sezon başında Galatasaray ile oynadıkları hazırlık maçında beraberlik almışlardı. Şimdi lige daha da ısındılar. İyi bir kalecileri, kaliteli, kariyerli Diouf gibi bir golcüye sahipler.
Erken gol sorunu çözer
Galasatasaray eğer pasa dayalı, rakibi koşturan futbolunu Rize’deki gibi çabuk kaleye giden tarzda uygularsa fazla zorlanmaz. Aslında Kayserispor karşısında ilk yarıda her şey vardı, son vuruşlar etkisizdi. Rize’de böyle bir sorun yaşanmadı, maçı başladığı gibi bitirdi. Hatayspor’un oyun planı Galatasaray’ın bahsettiğimiz bu kurgusunu bozmak üzerine olacak. O halde bu direnci bozacak kalite ve çabukluk sahaya yansımak zorunda. Zorlanma ihtimali yüksek maçlarda erken gol sorunu çözer. Sahneye kimler çıkmalı böyle bir durumda diye sorarsanız, ilk isim Diagne geliyor. Rize’de 3 gol atan Diagne, ‘Servis yapılırsa neler yaptığımı gördünüz’ mesajını verdi. Tabii ki bu servisi yapma işinde, başta Feghouli ve Emre Kılınç’a, hatta Emre Akbaba’ya çok iş düşüyor. Açıkçası bu maçı kilit paslar çözer.
‘’Her şey bitmedi‘’
Avrupa Ligi'ndeki 5. sınavında İspanyollar'ın köklü ekibi Villarreal'i ağırlayan Sivas, 75'te Chukwueze'nin attığı gol ile sahadan 1-0 yenik ayrıldı. Yiğido, Maccabi'nin takılmasıyla umutlarını son maça taşıdı. Kırmızı-Beyazlılar, gelecek hafta İsrail temsilcisini devirirse, gruptan çıkacak.
Gruptan çıkabilmek, son maçımıza umutlu gidebilmek için çok kritik bir karşılaşmaydı Sivasspor için. Ekibimiz bu karşılaşmaya da yine önemli eksiklerle çıktı. Başta Rıza Çalımbay olmak üzere Kovid-19 nedeniyle eksiklerin kulübeye de yansıdığını gördük. Biri kaleci olmak üzere 4 yedekle Villarreal karşısında hamle gücümüz de sınırlıydı. İlk yarıya baktığımızda kontrollü oynamaya çalışan Sivasspor’un gol ümidi Gradel’di. Yasin ve Yatabare’nin taşıdığı toplarla hücumda gözükmeye çalışsa da Sivas’ın önceliği savunmadaydı.
Planı tutturdu
Yani Sivasspor adına bu maçta sabırla oynayıp, 'Kazanamıyorsam da kaybetmeyeyim puan puandır' düşüncesi hakimdi. Caner’in sağ bekte, Robin Yalçın’ın ofansif orta saha oynadığı karşılaşmada, Villarreal biri direkten dönen, biri de az farkla dışarı çıkan iki önemli pozisyon yakaladı. Sivasspor ise bu yarıyı gol yemeden bitirip, işi ikinci yarıya bırakma planını tutturdu. İkinci yarı temposu düşük, iki takımın da beraberliğe razı izlenimi veren bir maç izledik.
Başka çare yoktu
Villarreal kendi ceza alanına Sivasspor’u sokmadan orta alanda oyunu kabul edip, rakibin hatalarını bekledi. Sivasspor ise hamle gücü olmadığı için elindeki kadroyu maksimal ekonomik kullanma amacındaydı. Açıkçası uzun süre gol yemeden götürdüğü bir karşılaşmada savunma akıllardan çıkmıyordu. Ancak 75’te ani bir atakta kalemizde golü gördük ve puan planlarımız bozuldu. Yenik duruma düşüktükten sonra Rıza Çalımbay’ın yokluğunda takımın başında sahaya çıkan Bülent Albayrak’ın forvete Kone’yi soktuğunu gördük. Zaten kadroya da baktığımızda başka çaremiz yoktu.
‘’Başakşehir'in gecesi‘’
Temsilcimiz Başakşehir Şampiyonlar Ligi’nde final niteliğindeki maçta bu akşam Leipzig’i ağırlıyor. Saat 20.55’teki kritik karşılaşmayı kazanırsak hem ülke puanı adına büyük bir zafer elde edeceğiz hem de böylesine zorlu grupta umutlarımızı son maça taşıyacağız.
Başakşehir grupta kader maçına çıkıyor. Leipzig karşısında alınacak galibiyet son maçımızı da anlamlı hale getirecek. Oynadığımız 4 maçtaki futbol, bize ‘neden olmasın!’ dedirtiyor. Sonuçta sadece 3 puanımız var ancak oyunumuz ve kalitemiz bu inancı veriyor. Şampiyonlar Ligi’nin en zor grubuna düşmemize rağmen her maç üstüne koyan ve rakiplerine kök söktüren bir Başakşehir, bu gece Alman rakibi karşısında kazanmak için sahaya çıkacak. Leipzig de 6 puanlı bir takım olarak en azından kaybetmeyi aklından geçirmiyor. Grupta ilk iki için bizden daha şanslılar. Ama yenersek hem puan olarak Leipzig’i yakalamış olmak hem de rüzgarı arkamıza almış olacağız. Manchester deplasmanında oynadığımız futbolu tekrarlar, yaptığımız hataları yapmazsak kazanmamız asla sürpriz olmaz.
Artık tecrübeliyiz
Artılarımıza gelince... Kaleden başlayan tecrübe, kanatların önü ve arkası çok kaliteli, orta sahamız oyunun iki tarafını da oynayabiliyor. Öte yandan hücum hattımızda hamle gücümüz yüksek ve en önemli özelliğimiz şutör bir ekip olmamız. Visca, Deniz ve Guldbrandsen gibi son vuruşları etkili isimlere sahibiz. En uçta Demba Ba yaşına rağmen müthiş bir özveriyle oynuyor. Kazanmak için telaş yapmadan sabırlı ve disiplinli oynamalıyız. Geriye de düşsek panik yapmadan rekasiyon göstermeliyiz.
Çok güzel olacak
Her maçın bir hikayesi, bir kahramanı vardır. Ama her zaman söylenen bir söz vardır. Futbolda atanın da tutanın da iyi olacak. Normal şartlarda Başakşehir’in bu yönden bir sıkıntısı yok, yeter ki gününde olsunlar. Özetle bu maçın şifresi sabır ve disiplin. Beklentimiz ve inancımız Başakşehir için, bu gece çok güzel olacak.
‘’Aslan oynamazsa Rize can yakar!‘’
Son iki sezonda Rize deplasmanları Galatasaray adına can sıkıcıydı. Skor olarak kazandı kaybetti ama en önemlisi çok önemli isimler ağır sakatlıklar yaşadı. İlkinde Emre Akbaba sonrasında Muslera ayak kırılması yaşadılar. Açıkçası unutmak isteseniz de başta Fatih Terim olmak üzere futbolcuların kafasında bu travmanın izleri silinmez. Bu durum maç öncesi psikolojik durumu gösteriyor. Maça gelince; Galatasaray, Kayserispor ile içeride oynadığı ve istatistikleri alt üst ettiği maçta 1-1 berabere kalırken tek gol penaltıdan geldi. 53 kere rakip ceza alanında topla buluşan bir takımın tek golünün penaltıdan gelmesi düşündürücü. Üstelik Rizespor, Kayserispor’a göre çok formda ve güçlü bir ekip.
Yine de etkili silahlar var
Galatasaray’ın önemli isimleri bu maçta da yer almayacak. Arda, Belhanda, Okan ve Falcao, Rize maçı kadrosunda bulunmazken, Saracchi, Omar ile Babel'in olmayışı da takımı olumsuz etkileyecek. Bunları niye yazıyorum, şu anda Galatasaray’da bir futbolcunun bile olup olmaması önemli. Ama bütün bu olumsuz gözüken tabloya rağmen Galatasaray, maçın kaderini çizecek silahlara sahip. Özellikle Feghouli, Emre Akbaba ve Emre Kılınç gibi yaratıcı ve skora direkt etki yapacak isimlerin Rize deplasmanında göstereceği performans Galatasaray’ın kaderini belirler. Tabii ki bu oyuncuların artısı, Diagne’nin de gol yollarındaki etkinliğini belirler.
Skoda havadan çok zorlayacak
Rizespor cephesinde ise moraller yerinde. Karadeniz ekibi bu maça tam kadro hazır. Son 4 maçta 10 puan toplayan Tomas’ın ekibinde Kovid’den yeni çıkan Remy’nin tam hazır olmamasını eksiklik olarak söyleyebiliriz. Fransız golcü milli maç arasına girmeden evvel formunu yakalamıştı, ama hastalık performansına ister istemez sekte vurdu. Diğer yandan Rizespor mücadele gücü yüksek, kanatları iyi kullanan bir takım. Özellikle yan ortalarda Skoda’nın hava hakimiyeti Galatasaray savunmasını oldukça zorlayacaktır. Dönen toplara iyi şutlar çıkartabilen oyunculara sahip Karadeniz ekibinin bir özelliği de serbest vuruşları iyi kullanan Boldrin gibi önemli oyunculara sahip olması.
Kritik viraj, zorlu bir maç
Açıkçası Galatasaray'ın, Rize deplasmanında kazanması için tempoyu yükseltmesi ve çabuk, dikine bir oyun sergilemesi gerekir. Çünkü Rizespor’a karşı oyununuzu kabul ettiremezseniz, kadro olarak baskıyı seven yapısıyla canınızı yakar. Özetle, Galatasaray kritik bir virajda ve zor bir 90 dakikaya çıkacak... Göze hoş gelen pas futbolu değil, mücadele ve skora dönük futbol daha gerçekçi olur.
‘’Süper Yiğido‘’
Avrupa Ligi'ndeki tek temsilcimiz Sivasspor, Karabağ'ı geriden gelip yenmeyi başardı. 8'de Zoubir'in golüne, 40'ta Kone (pen.) ile yanıt veren Yiğido, 51'de Matic'e engel olamadı. Çalımbay'ın öğrencileri pes etmedi; 58'de Kayode, 79'da Kone zaferi getirdi. Sivas, umutlarını son 2 maça taşıdı.
Koronavirüse yakalananlar ve sakatlar nedeniyle Sivasspor sahaya yedek kulübesi dahil 15 kişi çıkmıştı. Aslında rakip Karabağ da benzer sorunlarla bu maça geldi. İstanbul’daki mücadelede ev sahibi olan Karabağ karşısında Sivasspor mutlaka kazanmak zorundaydı. Alacağı galibiyet bir anlamda yola devam demekti. Temsilcimiz adına en olumlu faktör savunma hattımızın ilk defa bu sezon bir arada olmasıydı. Uzun bir aradan sonra Appindangoye yeniden bu maçla sahalara dönmüştü. Maça pek istediğimiz gibi başlayamadık. Nitekim erken bir golle savunmanın arasına atılan bir topu kalemizde gördük.
Kayode'nin golü hayat verdi
Robin Yalçın’ın 20. dakikada sakatlanıp, çıkması talihsizlikti. İlk yarı da işler iyi gitmezken penaltı imdadımıza yetişti. Kone şık bir vuruşla skoru 1-1'e taşıdı... İkinci yarı öne geçmeyi beklerken, Matiç ile 2. golü bulan Karabağ oldu. Gerçekten hiç hesapta olmayan bir goldü. Ama oyuna giren Kayode ilk topta kafa ile 2-2’ye taşıdı Sivasspor’u. Bu gol bir anlamda bizi maçta tuttu ve umutların sürmesini sağladı.
Kone tecrübesini konuşturdu
2-2'den sonra risk alıp önemli hücumlar geliştirdik... 80’de Kone tecrübesini konuşturdu ve nefis bir ayak içi ile skoru 3-2'ye getirdi. Dün gece şartlara baktığımızda kolay bir maç olmayacağını biliyorduk. Nitekim öyle de oldu ve kazanmamız gereken bir 90 dakikadan mutlu ayrılıp Avrupa kupasında yola devam dedik. Rıza Çalımbay ve öğrencilerini kutluyorum.