‘’Konya, Karabük'ten kaçamadı‘’
Karabük’te ev sahibi son haftalardaki kötü gidişi durdurmak için sahaya çıktı. Son iki deplasmanını kazanan Konyaspor ise kaldığı yerden devam etmek istiyordu. Tudor dolayısıyla iç sahada daha ofansif tercihler denedi. Ancak ilk 45’te gördük ki savunmanını sağında Poko tercihi pek tutmadı. Konyaspor’un golünde ofsaydı bozan isim Dany’ydi. Konyaspor ise rakibin bir anlık şaşkınlığını gole çevirdi ve 14’te Rangelov’un golüyle öne geçti.
Oysa Karabükspor ilk yarıda 30. saniyede Traore, 9’da Yatabare ile golü kaçıran taraftı. Volkan’ın ceza alanı içinde Traore’ye yaptığı faulü sonunda hakem penaltı noktasını gösterdi. 32’de Traore kulladı, Serkan kurtardı.
Barış’ın kademesi!
İkinci yarı golle başladı. 47’de Dany’nin uzun topunda önce Zec dokundu, dönen topta Yatabare ağları havalandırdı: 1-1. Eşitlikten sonra iki takımın da skoru bozma çabaları vardı. 59’da Bajic’in kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda Barış inanılmaz bir kademe ile mutlak golü önledi. Bu maçın da kırılma anıydı. 77’de Douglas’ın nefis şutunu Adriano kornere attı. Son 10 dakika müthiş bir Karabük baskısı vardı. Yatabare, Tanase ile rakip kalede tehlikeli olmaya çalışan Karabükspor skoru bozamadı ve bir puana razı oldu.
‘’Güzel bir gece‘’
Fenerbahçe emin adımlarla yoluna devam ediyor. Süper Lig’de yakaladığı istikrarı Avrupa Kupası’na da yansıtan Sarı-Lacivertliler, Rotterdam’da üstün olan taraftı. Gerçekten iki takım arasında çok net kalibre farkı var. Dün Hollanda’da, Feyenoord karşısında ilk yarıda 4 net pozisyon yakaladık ama çok dahakolayını rakibin ikramından attığımız golle öne geçtik. Hatta gereksiz diyebileceğim 2 de tehlike yaşadık kalemizde.
Tepki gösterildi!
Advocaat aslında Fenerbahçe’yi kurduğu beton gibi orta sahayla çözdü. Mehmet Topal-Souza ikilisini Alper’le güçlendirdi ve inanılmaz koşan yıpratan bir orta alan oluştu. Yalnız burada Souza’ya bir parantez açmak istiyorum. Brezilyalı geldiğinde orta alan için bu çarkta bir oyuncuya bu kadar bonservis parası fazla değil mi diye tepki gösterildi. Ama şu bir gerçek ki Souza inanılmaz performansı ile galiba herkesin ağzını kapatacak.
Hak etti
Tabii ki Fenerbahçe takım kurgusu savunma hattıyla da çok dengeli. Kajer ve Skrtel ikilisini önümüzdeki senelerde bozmazlarsa klasik Edu-Lugano, Högh-Uche gibi efsane olma yolundalar. Rotterdam’da ev sahibi, Lens-Van Persie ikilisine önlem almış kısmen başarılı dü oldu diyebiliriz. Ama bu grupta çıkmayı Fenerbahçe, Manchester’daki farklı yenildiğimiz maç hariç rakiplerine fark atarak fazlasıyla hak etti.
Osmanlıspor’un gruptan çıkmasıyla Beşiktaş ile birlikte 3 Türk takımı Avrupa Kupası’nda yoluna devam ediyor. Özetle tribündeki taraftarıyla, sahada mücadele eden futbolcularıyla Fenerbahçe ve Türk futbolu adına güzel bir geceydi tebrikler...
‘’Timsah güldü Rize çöktü!‘’
Bursa’da soğuk bir pazartesi gecesi sıcak bir meç izledik. Ev sahibi 5. sıradaki yerini korumak ve ilk yarı hedefini tutturmak için mücadeleye çıktı. Rizespor’un ise puan cetvelinde küme düşme hattında bir ekip olarak şiddetle zafere ihtiyacı vardı. Ancak Karadeniz ekibinin, Kweuke’nin yaşadığı trajik olay nedeniyle bu maça ne kadar hazırlanabildiği kocaman bir soru işaretiydi. 20’de Oğulcan’ın ortasında son anda Erdem araya girip topu kornere attı. 33’te yine Oğulcan nefis ortaladı, Tzunsky’nin yarım volesini Harun kurtardı. 45’te Harun ayakla oyunu başlattı, Sivok’tan topu kapan Tzunsky’nin gollük pasında Merter son anda araya girip önledi: 0-0. Rize’nin etkili oyunu ikinci yarıda da devam etti. Ancak Bursaspor da üstün görünen rakibine karşı hızlı hücum silahlarını harekete geçirmişti. Nitekim, yakalanan hızlı bir atakta oluşan karambolde 63. dakikada Deniz takımını öne geçirdi. Başarılı futbolcu Batalla’nın asistinde 68’de farkı 2’ye çıkaran isimdi.
Rize’nin çabaları yetmedi
Bu dakikadan sonra Rize’nin baskısı arttı. Kweuke hamlesi Yeşil-Mavililer’in hücum gücünü de yükseltti. 85’te Kweuke kendi kazandırdığı penaltıda topu Harun’a nişanladı. 2 dakika sonra ise Recep Niyaz ligdeki ilk golüyle farkı 1’e indirdi. Ancak Rize’nin son anlardaki çabaları Harun’un ellerinde eridi.
‘’Antalya uçuyor‘’
Antalyaspor 4’te 4 yapmak için sahaya çıktı. Adanaspor ise lige tutunmak için puan almak zorundaydı. Curcic dün gece Magaye’yi kulübeye alıp, Edgar ile sahaya çıktı. Ev sahibi ekipte ise Rıza Çalımbay, Trabzonspor galibiyetini kazanmış başarılı 11’i bozmadı, tek değişiklik sakatlığı geçen Eto’o’yu kulübeye almıştı. İlk 8 haftada kazanamayan Antalyaspor, son 3 maçı kazanması büyük bir dopingti. Açıkcası maç öncesi, zor bir 90 dakikayı işaret ediyordu. İlk tehlike 15’te Antalyaspor’dan geldi. Celustka’nın pasında Mbila döndü vurdu üst direkten geri geldi, Sakıp döndü vurdu top savunmadan kornere çıktı. 20’de Deniz’in Danilo’dan aldığı pasla yaptığı ortada Ramos, Hayrullah’tan önce topa dokunup kornere yolladı.39’da Adanaspor çok paslı bir organizasyondan sonra Cem’in ortasında Edgar dokundu, top Ferhat’ta kaldı. 40’ta Deniz orta alanda aldığı topla rakibinden sıyrıldı, şutu direkten döndü ama Motta ağlara yolladı: 1-0.
Zorlu fikstür!
İkinci yarıya Adanaspor etkili başladı. 49’da Cem’in ortasında Edgar’ın kafa şutu Ferhat’ta kaldı. 58’de Koman çıktı, Magaye girdi Adanaspor’da. 68’de Diego’nun serbest atışını Hayrullah kornere çeldi. 78’de Danilo’nun vuruşu Hayrullah’tan döndü. Antalyaspor belki çok iyi oynamadı ama doğru bir taktik ve disiplinle mücadele etti. Rıza Çalımbay, galibiyet serisini 4’e çıkartıp, rahat bir nefes aldı. Çünkü bundan sonraki ilk yarı bitene kadar çok zorlu bir fikstür vardı önünde Antalyapor’un. Adanaspor ise ciddi bir takviye isteyen takım. Futbolcuların kafaca psikolojilerinin ligde kalmaya inanması gerek, bu futbol yetmez...
‘’Dipten Alanya çıktı‘’
Süper Lig’de ilk defa karşı karşıya gelen iki takımın bu maç öncesi hedefleri, 90 dakikadan mutlaka puanla ayrılmaktı. Alanyaspor Süper Lig’in yenisi olmakla birlikte, 11 haftalık performansı inişli çıkışlı oldu. Kayserispor ise bir türlü istediği istikrarı yakalayamamanın sancısını çekiyor. Kadro bakımında ev sahibinde Hüseyin Kalpar’ın Sulley ve Berkan Emir’le savunmayı kurması dikkat çekiciydi. Kayserispor’da ise Anıl ile Mabiala’nın yokluğunda Hakan Kutlu mecburi değişikliğe gitti.
İlk yarı golsüz
1. dakikada Emre ortaladı, Candeias’ın kafası dışarı çıktı. 4’te Welliton’un şutunu savunma engelledi. 31’de Welliton gole giderken Omeruo topu son anda kornere yolladı. 31’de Umut kaleciyle karşı karşıya kalmıştı ki araya Berkan girdi. İlk yarı golsüz eşitlikle geçildi.
Muammer kırmızı gördü
İkinci yarı ev sahibinin golüyle başladı. 48’de Berkan’ın kornerinde dönen topa Sackey nefis vurdu: 1-0. 56’da Sulley, Deniz’i ceza sahasında indirirken, hakemin devam kararı tartışılır cinstendi. Ümit Öztürk penaltı vermeyip, devam ettirdi. 67de Hüseyin Kalpar, Efecan hamlesiyle Alanyaspor’u iyice canlandırdı. 76’da ise Umut Bulut’un pasında Welliton mutlak golü kaçırdı ve Haydar’ı geçemedi. 83’te Vagner Love’a Mijailovic’in yaptığı faul sonrası hakem penaltı noktasını gösterdi. İtiraz eden kaleci Muammer kırmızı görürken, Vagner Love beyaz noktadan farkı ikiye çıkarttı: 2-0.
Penaltıyı yaptıran attı
Muammer’in yerine eldivenler bu golden önce Ahamada’ya geçerken, Murat Duruer oyundan çıktı. 90’da ise ceza sahasında bu kez Emre yerde kaldı. Emre Akbaba kendi kazandırdığı penaltıyı gol olarak sonuçlandırdı: 3-0. Alanyaspor alt taraftan kurtulma yolunda önemli bir zafer kazandı.
‘’Osmanlı Başkent'e bıraktı‘’
Osmanlıspor, Bükreş’te öyle bir ilk yarı oynadı ki, 1-0 önde soyunma odasına giderken ‘yazık’ dedirtti.
Gerçekten Başkent ekibi müthiş bir dış saha takımı olduğunu, yaptığı nefis kontrataklarla gösterdi. Zaman zaman iki bekiyle zaman zaman da orta alanda kapılan topları çok iyi ileri uca aktararak Steau Bükreş’i şaşkına çevirdi. İlk 45’te ev sahibine net bir gol pozisyonu bile vermemesi dikkat çekiciydi.
Mustafa Akçay çok iyi bir kadro planlaması yapmış ve böyle bir takım kurmuş. Bir kere adam eksilterek rakibin alan savunmasını dağıttılar. Mor-Beyazlı oyuncular, son vuruşlarda biraz dikkatli olsalar net 3 veya 4-0 ile işi ikinci yarıya bırakmazdı. 30’da baskılı futbolun neticesinde gol geldi. Delarge’ın nefis pasında Vrsajeviç nefis bindirdi ve pasında Ndiaye, Steau ağlarını havalandırdı: 0-1. 68’de bu defa sağ kanattan yapılan serbest atış kalecimizden döndü Momcilovic ağları sarstı: 1-1.
Rehavete kapıldı
71’de Procazka’nın ceza alanı içinden vuruşu üstten dışarı çıktı. 74’te oyuna sonradan giren Achim’in sert şutu Karcemarkas’ta kaldı. 82’de ev sahibinin kullandığı kornerde, arka direkte Achim mutlak gollük pozisyonda topu dışarı attı. 86’da yine aynı kanattan kullanılan serbest atışta eski Galatasaraylı Tamas kafa ile Steau Bükreş’i 2-1 öne geçirdi. Dün gece Osmanlıspor ilk yarıda oynadığı pozitif futbol ve skorun rehavetine kapıldı ikinci yarıda. Osmanlıspor açıkçası rahatlıkla 3 puanla dönmesi gereken bir maçı göz göre göre verdi.
‘’Anadolu takımı kadar oynamadı!‘’
Ben bu filmi defalarca gördüm Kadıköy’de. Her derbi öncesi Galatasaray cephesinde, ‘bu defa kazanacağız’ demeçleri ve ardından sahaya çıktığında ezik ve mahkum bir Galatasaray. Fenerbahçe ile Kadıköy’de oynayan herhangi bir Anadolu takımı bile birkaç pozisyon bulurken, Galatasaray nerdeyse pozisyonsuz bitirdi maçı. Volkan kalesinde tek bir tehlike görmeden soyunma odasına girdi. Orta alanda savaşıp, topu tutup aklı sıra Fenerbahçe’yi etkisiz hale getirmeyi planlamış Riekerink ama bu taktik tam bir hayalkırıklığıydı.
Savunmanın gerisine atılan toplar özellikle Bruma ve Carole’ün olduğu kanattan gelen akınların Fenerbahçe’yi öne geçireceği belliydi, sadece geç geldi. Galatasaray orta alan ve forvet hattı arasında ciddi bir koordinasyon sorunu var. 1. ve 2. bölgede top yaparak maç kazanılmaz, sadece topla oynama oranlarında öne geçersiniz. Bu maçın ilk yarısında Fenerbahçe gol atmadan içeri girseydi haksızlık olurdu.
Serdar tercihi hatalı
İkinci yarıda Fenerbahçe aynı taktik disiplinle rakibin üzerine giderken Galatasaray’ın bir reaksiyonunu göremedik. Özellikle ev sahibi ekip alanı çok iyi kapatıp rakibe hücumda göz açtırmadı. Zaten ilk 11 tercihi Riekerink’in 3 değil bir puan için geldiğini gösteriyordu. Bence Hollandalı’nın, abisi Hollandalı’dan öğrenceği çok şey var. Stoper gibi hassas bir mevkide sezonun ilk maçını oynayan Serdar Aziz’e bu maçta şans verilir mi! Şimdiye kadar Eren ve Bruma ile yarışta tutunan Galatasaray’ın bu anlayışla sıradan bir takım görüntüsü var.
Bir de Lens olsa
Dün gece bir Kadıköy klasiği izledik, herkes bu maç öncesi, ‘Topal yok, Lens yok’ diye Galatasaray adına umutlandı. Ben de diyorum ki bir de Lens olsaydı vah Galatasaray’ın haline... Bu futbolla bu skoru öpsün başına koysun Galatasaray. Fenerbahçe bileğinin hakkıyla, fazlasıyla hakettiği bir 3 puan aldı tebrikler...
‘’Timsah Aslan'ı geçti!‘’
Bursa’da ev sahibi sakatlıklar nedeniyle sahaya farklı bir 11’le çıktı. İlk 10 haftada futbol olarak değil ama sonuç olarak başarılı bir dönem geçiren Yeşil-beyazlılar geçmiş sezonlarını arayan Akhisar karşısında maçın favorisiydi. Tolunay Kafkas’ın ekibi son iki maça kadar 6 gol yemiş ama son iki maçta kalesinde 8 gol görmüş ve ligin en az gol atan takımı durumunda. Karşılaşma çok hızlı başladı. Daha 3. dakikada Batalla’nın nefis ara pasında Del Valle Fatih’i geçemedi.
7’de bu defa Akhisar önemli bir pozisyon yakaladı ama İsmail, Rodallega’dan önce dokundu ve mutlak bur golü önledi. 44’te John’un ve Batalla’nın şutlarını Fatih önledi. İkinci yarıda baskı yapan, tempoyu yükselten bir Bursa izledik. Buna karşılık iyi savunmasının yanı sıra rakip kalede daha çok görünen bir Akhisar vardı.
Kurtarıcı Fatih
56’da yakın mesafeden Faty’nin kafası Fatih’te kaldı. 60’ta oyuna sonradan giren Mervan’ın yerden şutunu Harun son anda kornere çeldi. Son bölümde artık Bursaspor’un tek kale oynadığı ve Akhisar’ın da tamamen savunmaya dönük futbolunu izledik. 90 dakikanın sonunda ik taraf da bir puana razı oldu: 0-0.