Arama

Popüler aramalar

‘’Avcı dersine çalışmış‘’

Süper Lig’in lideri, Ali Sami Yen’de Galatasaray karşısında lider gibi oynadı. Abdullah Avcı Galatasaray’ı iyi analiz etmiş. Bunun en güzel göstergesi Galatasaray’ın en etkili iki gol silahından biri Bruma tek bir pozisyon bulabildi, Eren ise resmen sıfır çekti. Galatasaray dün gece önde basan rakibine karşı çözüm bulmakta zorlandı. Buna benzer bir durumu Trabzonspor karşısında da yaşamıştı. Ama o maçtan farkı Başakşehir’in iyi hücum yapabilen bir takım olmasıydı. Özellikle Sneijder uzun süredir verimsiz, adeta patinaj yapıyor. Hollandalı yıldızın duran toplar dışında da saha da eski günlerini hatırlaması gerek.

Podolski’yi tutması zaafiyet

Öte yandan Başakşehir, Burma’yı durdururken Galatasaray Visca’yı tutamadı. Üstelik ceza alanında hava toplarındaki Galatasaray savunmasının zaafiyeti ve yenilen goller düşündürücüydü. 2-1 yenik durumdayken Riekerink’in Podolski’yi kulübede tutması bir teknik adam zaafiyeti olsa gerek. Oysa bu tür tıkanan maçlarda kilidi açacak oyuncuya ihtiyaç vardır. Riekerink’in elinde bu kilidi açabilecek bir ismi böyle bir maçta bu kadar geç oyuna almasından herhalde en çok Abdullah Avcı memnun olmuştur.

Çözüm üretemeyen bir görüntü

Topla oynama oranının fazla olması, maçta koşu mesafesinin fazlalığı rakamsal verilerdir ama futbol rakip kaledeki becerinle doğru orantılıdır ve rakibe ne kadar az pozisyon verdiğinle değerlendirilir. O nedenle bu sezon zaman zaman göze hoş gelen futbol oynadığını söyldiğimiz Galatasaray, dişine göre rakiplere karşı başarılı ama iyi kapanan ve disiplinli oynayan rakiplere çözüm üretemeyen bir görüntü çiziyor.

Sözün özü Abdullah Avcı dersini her zamanki gibi iyi çalışmış. Riekerink için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. En azından Galatasaray’ın yediği iki kafa golü yeter de artar bu düşüncemiz için Riekerink hakkında.

Bir çift sözüm de maçın hakemine; çok kritik pozisyonlarda her iki takım adına da kararlarında yetersizliği göze çarptı.

05 Kasım 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Eto'o döndü Antalya güldü‘’

Kayseri’de ilk 45 dakikanın hakimi Antalyaspor’du. Rıza Çalımbay, Beşiktaş maçında özellikle ilk yarıda oynattığı futbolla iyi sinyaller vermişti. Sahada iyi mücadele eden, orta alanı çabuk geçen bir konuk ekip izledik. Çalımbay, Sakıp’ı sol bekte kullanınca Motta gibi kaliteli bir sol ayağı da orta alanda daha üretken hale getirmiş. Kayserispor ise kanatlardan etkili olmaya çalıştı ama rakip, önlemini almıştı. İlk yarıda Kayseri adına 37’de Deniz’in serbest atışını Fornezzi kaleye girerken çeldi. 45 artı 1’de kornerden gelen topta Mabiala kafayı yere vursa takımının beraberlik golünü
atabilirdi. Antalya ise 13’te ve 24’te Motta ile pozisyon yakaladı. 28’de Eto’o’ya, Kana-Biyik gereksiz bir faul yapınca Cüneyt Çakır penaltıyı verdi. 29’dü atışı gole çeviren Eto’o takımını öne geçirdi.

Yıldızlar etkisiz

Dün gece Rıza Çalımbay sezon başı Kayserispor’a kaptırdığı iki eski öğrencisi Nakoulma ve Welliton’u, aldığı savunma önlemleriyle etkisiz hale getirdi. Ancak son 10 dakikada iyice savunmaya çekilen Antalyaspor karşısında Kayserispor büyük bir baskı kurdu. Rakibi ortadan delme girişimi Kayserispor adına sonuçsuz kalınca, Antalyaspor bu sezonki ilk galibiyetini deplasmanda alarak evine döndü.

01 Kasım 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Antep tırmanıyor‘’

Gaziantepspor iç sahadaki iyi futbolunu dün de devam ettirdi ve Osmanlıspor gibi bir deplasman takımını 3-1 yenmeyi başardı. İki ekibin de ofansif futbol isteği otaya zevkli bir 90 dakika çıkardı. Ghilas’ın sakatlığının nüksetmesi sonucu kadrodan çıkması ve yerine ilk 11’e giren İlhan Parlak’ın parlak futboluyla kazanan Gaziantepspor oldu. Dünün ev sahibi adına başka yıldızları da vardı; Angan, Fatau ve Barış gibi. Bunlar arkadaşlarından bir adım öne çıkan isimlerdi ama takım olarak 3 puan hak etti Gaziantepspor. Maçın dakikalarına gelince: 10’da Van Hintum’un kornerini Hakan Arıkan son anda çizgiden çıkardı. Dönen topta Umar takımını öne geçirdi: 0-1.

İlhan Parlak şov

Sevinci iki dakika sürdü ve karambolde İlhan Parlak skoru eşitledi: 1-1. İkinci yarıya çok etkili başlayan taraf Gaziantepspor’du ve ani hücumda savunmanın arkasına sarkan Angan 2-1 yaptı. 75’te İlhan Parlak yoktan var ettiği pozisyonda topu taşıdı ve vuruşu direkten döndü, Vrsajevic’e çarpan top Osmanlıspor filelerine
gitti: 3-1.

30 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol Turizmi bitiyor‘’

Ülkemiz kritik bir darbe sürecini atlattı ama ekonomiye yönelik artçı sarsıntıları devam ediyor. Bu ortamda başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinin takımı güvenlik gerekçesiyle Antalya’ya gelmeyecek. Ancak sıkıntı bununla sınırlı değil. Devre arası sadece 1 hafta olduğu için kendi takımlarımız da Antalya’da olmayacak. Yani yüzlerce milyon liralık kazancın sağlandığı futbol turizmi büyük darbe yiyecek.

Futbol Federasyonu’nu zaman zaman eleştiriyoruz. İyi işler yaptıkları zaman da takdir ediyoruz. Mesela maç fikstürünü haftalıktan çıkarıp, uzun vadeli açıklamaları çok olumlu bir gelişmeydi. Ama burada bazı eleştirilecek noktalar da var. Bir kere gelecek sezon lig ne zaman başlayacak şimdiden belli olması lazım. Niye lazım derseniz, sebebi şu: Takımlar gelecek sezon öncesi yapacakları kamp planlaması için tarih açıklanmasını bekliyorlar. Şimdiden bilseler giderler, yerlerini tespit ederler ve daha ucuza bu işi çözmüş olurlar. Öbür türlü son ana kadar belli olmayan tarih yüzünden kamp yapacakları yer seçiminde de alternatif azalıyor. Dolayısıyla seçebildiklere yere çok fazla para ödüyorlar.

Kendimizi bitiriyoruz

Bu işin yaz kampı kısmı. Gelelim kışa. Bu sezon ligin ilk yarısı 16 hafta, ikinci yarısı 18 hafta oynanacak. Planlama yapanların mutlaka bir bildiği vardır. Ama devre arasının neredeyse 1 hafta olması pek anlaşılabilir bir durum değil. Çünkü sezon sonunda ne Dünya Kupası ne de Avrupa Şampiyonası gibi bir organizasyon yokken niye böyle bir karar alındı? Üstelik madalyonun bir başka yüzü; ülkemiz çok kritik bir darbe süreci atlatmış ve bunun ekonomiye yönelik artçı sarsıntıları sürerken, Antalya gibi bir turizm kenti büyük darbe yemişken, kendi takımlarımızın kamp yapmalarına engel değil mi bu karar!

Ciddi bir hata...

Eğer devre arasına makul bir süre ayrılsaydı, Antalya’da birçok otel kulüplerin getireceği katkıdan yararlanmış olacaktı. Ayrıca orada yapılan hazırlık maçları ve turnuvalar nedeniyle, taraftar ile menacer düzeyinde pek çok insan da normalde Antalya’yı ziyaret ediyordu. Üstelik bu yıl, terör sebebiyle başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin kendi federasyonlarını kampla ilgili uyardığı da biliniyor. Yani ‘Antalya’ya gitmeyin’ deniyor.

Kısacası turizmin kötü gittiği, özellikle kış sezonunda dibe vurduğu bir dönemde şimdiye kadar uygulanmamış böyle kısa bir kamp dönemini denk getirmek ciddi bir hata. Art niyetli değilim ama sanırım düşünülmeden alınmış bir karar.

İşte açıklanan program

Türkiye Futbol Federasyonu, sezon öncesinde ilk yarı fikstürünü açıklamıştı. Buna göre ligin ilk devresi 16 hafta oynanacak ve son maçlar 26 Aralık pazartesi günü tamamlanacak. 27-28-29 Aralık’ta ise Türkiye Kupası karşılaşmaları var. Dolayısıyla takımlar dinlenme süreci bulamayacak. İkinci yarı ise 6-7-8 Ocak’ta yani 1 hafta sonra başlıyor. Kısacası programın bu denli sıkışık olmasından dolayı takımlarımız şehir dışında kamp yapamayacak. TFF 1.Lig takımları için de durum aynı ancak bazıları kupada olmadığı için kampa gidebilecekler.

Geçen sezonki gelir 200 milyon lira

* Antalya ve çevresinde takımların kamp yapabileceği yüzlerce otel bulunurken, tam 170 futbol sahası yer alıyor.
*Ortalama bin takımın kamp yaptığı Antalya’da geçen sezonki spor turizminin kazancı yaklaşık 200 milyon lira.
* Bir takımın kamp masrafı ortalama 50 bin Euro yani 170 bin TL. Bu rakama 10 bin Dolar’lık kargo bedeli de dahil.
* Geçen sezon Schalke 04, Ajax gibi Avrupa’nın önemli takımları Antalya’ya gelmişti.
* Antalya’da kampların yanı sıra takımlar arasında yüksek para ödüllü turnuvalar da düzenleniyordu.
* Alman kulüpleri başta olmak üzere Avrupa’daki pek çok takımın başka rotaları seçmesi, Uzak Doğu ekiplerinin de Antalya’ya ilgisini azalttı.
*Bu sene tek olumlu gelişme, Rusya ile kriz bittiği için Rus kulüplerinin gelecek olması.

29 Ekim 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Konya, eksikleri aradı‘’

Lens varsa Fenerbahçe var demek açıkçası düşündürücü bir saptama. Milyon Evrolar’a kurulan bir kadronun rakip kalede etkili olmasının bir oyuncuya bağlı olması, kadro planlamasındaki çarpıklığı gösteriyor. Lens sakatlandıktan sonra sonuç aşamasında zorlanan Sarı-Lacivetliler dün Konya’da Hollandalı’nın yaptırdığı penaltıyla ilk yarıyı önde bitirdi. Maça baktığımızda iki takım da önde basarak birbirine fırsat vermedi. Zaten penaltı hariç Fenerbahçe’nin rakip kalede pozisyonu yoktu. Konyaspor ise Vukoviç ve Ali Çamdalı gibi iki önemli ismi aramadı dersek yalan olur.

İlk yarı kısır geçti

Fenerbahçe, kadro olarak Ozan Tufan’ın yokluğunu tolare edebilir ama Konyaspor önemli iki ismi edemez. Nitekim Abdulkerim’in sebebiyet verdiği penaltının, oyuncunun maç eksikliğinden kaynaklandığı bir gerçek. Yani Vukoviç böyle bir pozisyonda daha dikkatli, daha temkinli bir giriş yapardı. İlk yarısı kısır ve sadece mücadeleye dayalı forvetlere göz açtırmamaya çalışan bir anlayış izledik, yani zevk almadık oynanan futboldan...

İstatistiklerde üstün

Aykut Kocaman ikinci yarıya iki ofansif isim Miloseviç ve Bajiç ile başladı. Özellikle stoperden Ali Turan’ı çıkartması ikinci yarıda risk aldığını gösterdi. Orta alandaki ofansif gücüyle Bajiç ve Rangelov ile aradığı golü bulmaktı Kocaman’ın hedefi. Baskılı futbol Konyaspor’un rakip kalede etkili pozisyonlar yakalamasını sağladı. Özellikle 65’ten sonra oyunu iyice rakip sahaya yıkan Konyaspor kanatlardan etkili olmaya çalıştı. 70’te Bülent Yıldırım ceza alanı içinde Skrtel’in eline çarpan topa devam kararı verince, Konyaspor isyan etti.

Kocaman son kozu Meha’yı alıp duran top silahını kullanmayı denedi. Advocaat ise Sow, Alper ve Neustadter’i oyuna sokup orta alanı kalabalık tutarak skoru korumayı hedefledi. Konyaspor belki ikinci yarıda istediği oyunu sahaya yansıttı, istatistik olarak üstünlük sağladı ama skoru değiştiremedi ve evindeki uzun süreli yenilmezlik serisini kaybetti.

25 Ekim 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kaleyi Kasımpaşa fethetti‘’

Osmanlıspor’un evindeki 17 maçlık yenilmezlik serisine Kasımpaşa son verdi. İstanbul ekibi, Pavelka ve Adem’in golleriyle zafere uzanırken Ndiaye’nin sayısı Başkent ekibine yetmedi.

Başkent’te ev sahibi yenip sıralamada 5.’liği yakalamak istiyordu. Konuk ekip ise kötü gidişi durdurmuş olmanın moraliyle kazanıp son 3 sıradan kendini dışarı atmak amacındaydı. Reşit Akçay’ın öğrencileri iki kulvarda başarılı bir mücadele sürdürürken sükselerini de bozmak istemiyordu. Osmanlıspor ilk 11 de 8 yabancıya yer verirken bu sayı Kasımpaşa 11 inde 7 olarak notlarımıza geçti. İlk yarının hakimi Osmanlıspor’du, Başkent ekibi orta alandaki başarılı organizasyonu ile etkili hücumcularına iyi servisler yaptılar. Kasımpaşa ise savunma futbolunu hemen hemen rakip kalede net bir pozisyon bile bulamadan ilk 45’e sığdırdı. İkinci yarı sürpriz bir golle başladı. 50’de Kasımpaşa maçtaki ilk pozisyonunda Pavelka ile 1-0 öne geçti. Bu sezon oynadığı maçlarda ilk defa yenik duruma düşen Osmanlıspor sendeledi ama 77’de Ndiaye ile 1-1’i yakaladı.

Webo şaşırttı

80’de Adem ceza alanına girdi şutunda top Prochazka’nın eline çarpına Ümit Öztürk tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Adem takımını deplasmanda 2-1 öne geçirdi. 90’da Webo müthiş bir pozisyon yakaladı, şutunu Ramazan kurtardı. Kasımpaşa iyi savunma yaptı, baskı yemesine rağmen rakibine çok pozisyon vermedi. Rakip kalede ise az göründü ama değerlendirip Ankara’dan altın değerinde bir 3 puanla evine döndü.

24 Ekim 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gecenin güleni Trabzon‘’

Lige iyi bir başlangıç yapan Galatasaray, sezona oldukça kötü bir giriş yapan Trabzonspor karşısında maç öncesi favoriydi. Ama futbolda oynamadan pozisyona girmeden kazanmak çok zor. Bu sezon iyi denilen Galatasaray’ın en büyük sorunu baskılı gözüken futboluna rağmen az pozisyon bulması. Dün gece de Arena’da Trabzonspor karşısında ilk yarıda rakibine tek pozisyon verdi ve kalesinde golü gördü. Aslında Trabzonspor açısında oyun mantalitesi doğruydu. Ersun Yanal buradan alacağı puan veya puanlarla ileriye dönük bir kredi kazanmak istiyordu hakım olarak. O nedenle böyle bir deplasmanda göze hoş gelmese de savunma ağırlıklı oynamak kabul edilebilirdi şartlara göre. Galatasaray için savunma yapan rakibe Eren ile yakaladığı tek pozisyon vardı beraberlik için.

Yaratıcı oyuncu eksikliği!

İkinci yarıda Galatasaray baskıyı artırıp Trabzonspor’un savunma dengesini tempoyla bozmak istedi. Bruma üzerinde gelişen ataklarda final paslarındaki yetersizlik sonucunda Galatasaray aradığı gol pozisyonlarını bulmakta zorlandı. Aslında ev sahibi ekipte en büyük sorun orta alanda yaratıcı oyuncu eksikliği. Sneijder’in bir türlü formunu yakalayamaması adeta patinaj yapması Galatasaray’ın vitesini de düşürüyor. Şimdiye kadar Muslera, Eren ve Bruma’nın bireysel farklarıyla gelen puanlar vasat futbolu örtmüştü. İyi kapanan takımlar karşısında formül üretemeyen Riekerink performansı buna eklenince Trabzonspor karşısında tribünleri dolduran taraftarların kafasında soru işareti yarattı.

Erken golle...

Hollandalı hocanın yaptığı oyuncu hamleleri de sonuç vermeyince gecenin güleni Trabzonspor oldu. Şu bir gerçek ki Galatasaray’ın bu kadro yapısında 3 puan alması için mutlaka
2 gol atması gerekli. Çünkü Sarı-Kırmızılı ekibin savunma anlayışında kalesinde gol görmesi çok doğal ve Trabzonspor bu zaafı değerlendirdi. Karadeniz ekibi için şu anda öncelik iyi futboldan çok iyi sonuçtu ve erken bir golle hedefe ulaştılar. Maçın özeti; Trabzon tek golün üzerine iyi kapandı ve istediğini alırken, Galatasaray deyim yerindeyse havanda su dövdü...

23 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Farklı yenilgi kabullenildi‘’

Dün gece Old Trafford’a umutlu çıkmıştık ama boynumuz bükük ayrıldık. Son dönemlerin en kötü Manchester United’ı karşısında kalemizde pozisyon görmeden 3-0 yenik duruma düştük. Bu maçı izlemeyen biri, “Bu adam ne diyor” der ama gerçek bu açıkçası. Rakibin sahaya çıkan 11’ine baktığımızda Mourinho’nun hafta sonundaki Chealsea maçını düşündüğü belli. Çünkü İbrahimoviç ve Fellaini gibi önemli isimleri yedek kulübesine çekmişti. Şunu diyemeyiz kardeşim, “Bu Manchester United’ın ölüsü çıksa kendi sahasında normaldir bu sonuç”... Dün gece sorun Fenerbahçe’nin yetersizliğiydi. Acemice yapılan iki penaltıdan sonra mental olarak da çöküyorsunuz. Ligde kötü gidiş desek o zaman Feyenoord maçı nasıl kazanıldı! Bu takımı Lens’in varlığı-yokluğu bu kadar etkiliyorsa durum daha da vahim demektir.

Büyük pay Advocaat’ın

Bu kötü gidişte Periara’nın payı varsa Advocaat’ın daha fazla var bana göre. Hollandalı, tecrübeli bir hoca ve uzun süredir takımın başında ama her şey eski, tas eski hamam. Dün gece Manchester’da Fenerbahçe’yi izlerken zihinsel bir tedaviye ihtiyaç var diye düşündüm. Bu sadece kadro için değil yönetim için de geçerli.
Düşünün, her şeye rağmen takımı için buralara gelmiş 7 bin civarında taraftar için bile futbolcular bir reaksiyon gösteremiyorsa ve farklı yenilgiyi kabulleniyorsa, Fenerbahçe’nin bundan sonra işinin hiç de kolay olmadığını söyleyebilirim.
Aslında bir maç yorumu yazmak için klavyenin başına geçtik ama takımdan çok kulüpten ve saha dışından bahsettik. Çünkü sahanın içinde bahsedecek bir şey göremedik. Yazık, çok yazık...

21 Ekim 2016, Cuma 02:23
YAZININ DEVAMI