‘’Fiyasko yönetim!‘’
Dün oynanan maçta tartışılan ve hakemin hatalı verdiği önemli kararları oldu. Bu kararlar oyunun gidişatını önemli ölçüde etkiledi. 19’da Welinton’un Sosa’yı düşürdüğü pozisyonda Trabzonspor lehine penaltı kararı verilmeliydi. 21’de Novak’ın golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Sosa topu ortaladığında Novak ofsayt değildi. Novaktan önce topa yükselen iki Trabzonlu oyuncuya top temas etmemiş görünüyor. Gol kararı verilse doğru olurdu. Fakat bu yorumu yayın sırasındaki görüntülere göre yaptığımı ifade etmeliyim.
N’Doye sırta basıyor!
54’te N’Doye rakibinin sırtına basıyor. Pozisyonda şiddet fazla yok. Müdahale sınırda. Kırmızı verse de olurdu ama sarı dahi çıkmadı. 77’de sarı kart gören Sackey, hemen bir dakika sonra N’doye’nin ayağına bastı. İkinci sarı karttan atılması gerekirdi ancak hakem faul dahi çalmadı. 80’de bu kez Alanya penaltı bekledi, hakem devam dedi. Pereira rakibini arkadan itmişti. Penaltı verilmeliydi. 90+5’te hakemin cezalandıramadığı Sackey’i Burak cezalandırdı. Sackey’e dirsek vurdu ancak hakem kırmızı kartını çıkartması gerekirken sarı kart çıkarttı.
‘’Nagatomo'nun golü verilmeliydi‘’
Dün akşam oynanan maç; hem oyun olarak hem de sayısal olarak uzun süre Galatasaray’ın üstünlüğünde oynandı. Rahat geçen maçta Bülent Yıldırım tecrübesine yakışan bir yönetim sergiledi.
Maç süresince konuşabilecek ve maçın gidişatını etkileyen en önemli pozisyon 38.dakikada yaşandı. Pozisyonda topu rakibinden kaparak kaleciyle karşı karşıya kalacak olan Belhanda’yı Ekong faulle durdurdu. Belhanda faule maruz kalmasa “Bariz gol atma” şansı vardı. Dolayısıyla Bursasporlu Ekong’a çıkan kırmızı kart doğruydu. Son dakikalarda Nagatomo’nun golünün Asım Yusuf Öz’ün ofsayt bayrağıyla iptali yanlıştı. Gol nizamiydi.
‘’Ligde Çakır kupada Aydınus‘’
Namoğlu tercihini Cüneyt Çakır’dan yana kullandı. Gerçi çok fazla bir tercih şansı da yoktu. Performansı yetersiz ve “yasaklı” hakemleri çıkarttığınızda geriye kalan ikinci ve yegâne isim; Fırat Aydınus’tu. Belli ki Çakır’ı bu maça uygun gören Namoğlu; hafta arası Türkiye Kupası maçına da Fırat Aydınus’u atayacak.
İşi bu ortamda zor
Hafta içi Chelsea- Barcelona maçını başarıyla yöneten ve moral motivasyon olarak zirvede olan Çakır, bu maçı yönetecek her türlü donanıma sahip. Beşiktaş’ın geçtiğimiz haftadan, Fenerbahçe’nin önceki haftalardan gelen “hakem isyanı” ve derbi atmosferiyle birlikte gerilen ortam; işini zorlaştıracaktır ancak Çakır geçmişte çok daha zor maçları yönetmiş bir isim.
Hep aynı hakemler
Aslında bu maça Çakır’ın atanması Türk hakemliğinin uçurumun kenarında olduğunu ortaya koyuyor. Zor maçlar hep aynı isimler etrafında dönüyor. Yeni bir hakem bu maçları yönetmeye aday olamıyor. Namoğlu son görev döneminde neredeyse 2. sezonunu tamamlayacak. Şu ana kadar ligde üç büyük takım arasında oynanan 10. derbi maça hakem atadı. Bu 10 maçın üçüne Çakır’ı, üçüne Aydınus’u, ikisine de Palabıyık’ı görevlendirdi.
‘’Kırmızı doğru gol nizami‘’
Maç Beşiktaş için çok şanssız başladı. Henüz 16. dakikada savunmamızın yaptığı akıl almaz hata sonrası; Lewandowski’yi durdurmaya çalışan Vida, Polonyalı yıldızı düşürdü. Lewandowski faulle durdurulmasa kaleci ile karşı karşıya idi, bariz gol şansı vardı. Bu nedenle çıkan kırmızı kart doğruydu. 43. dakikada Beşiktaş’ın yediği ilk golde Müller, ofsaytta gibi görünüyordu ancak Adriano çok içerde kalmıştı ve ofsaytı bozuyordu. Gol nizamiydi.
‘’MHK'dan bir falso daha!‘’
Beşiktaş maçındaki Alper Ulusoy’un yönetimini bir de şu gözle değerlendirin. Günlerden Perşembe. Konya’daki maçtan 1 gün önce. Saat 10.30 Ulusoy eşi ve çocuklarıyla İzmir Kordon’da yürüyüş yapıyor. Ailece güzel bir gün geçirme niyetindeler. Birden telefonuna mesaj geliyor ve Cuma günü Konya’da maç yöneteceğini öğreniyor. Apar topar eve dönüyor, çantasını hazırlıyor, seyahat planı yapıyor ve aynı gün, gece geç saatlerde ekibiyle Konya’da oluyor. Hiçbir hazırlık yapamadan, takım-oyuncu analizi yapmadan, belki de dinlenemeden sahaya çıkıyor. Bu hakemden ne beklersiniz?
Belgeye belge!
İki haftadır Cuma maçı hakemleri, Perşembe günü görevlerini öğreniyorlar. “Bursaspor-Beşiktaş maçına; çarşamba günü atanan hakem, perşembe günü değişti” tartışmasını yalanlayan MHK; kendini bu yolla temize çıkartmaya çalışıyor. Namoğlu tehdit ettiği için hakemliği bırakan Abdullah Yılmaz da, bu açıklamanın doğru olmadığını belgesiyle paylaştı. 20 Ekim 2017 (Cuma) tarihinde yöneteceği Adanaspor- Ankaragücü maçı için 18 Ekim 2017 (Çarşamba) günü aldığı tebligatı gösteren FYS (Futbol Yönetim Sistemi) mesajını açıkladı.
Neden yalan?
Bu mesaj ispatlıyor ki; cuma maçlarında görevlendirilen hakemlere, çarşamba günü tebligat yapılıyor. MHK’ye sormak lazım... Madem hakemi değiştirmediniz; çarşamba atadığınız hakemi “Perşembe atadık” diye neden “yalan” söylüyorsunuz?
‘’Gol kararı doğru olurdu‘’
Dün Trabzon ’da oynanan maçta düdük çalan Bülent Yıldırım; yarım kalan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının ardından uzun süre sonra Trabzon’daydı.
Maçta tartışılabilecek iki kritik pozisyon yaşandı. İlki 18. dakikadaydı. Arda’nın golü hakem tarafından faul gerekçesiyle iptal edildi. Hakem Epureanu’nun Durica’ya faul yaptığını işaret etti. Burada bence Epureanu sadece elini Durica ’nın sırtına koymuştu ama onun hareketlerini kısıtlayacak şekilde onu itmemişti. Gol kararı verilmesi daha doğru olurdu.
52. dakikada Burak ceza sahasında yerde kaldı. Yıldırım net bir şekilde ‘devam’ dedi. Kararında haklıydı ancak hiçbir temas yokken kendisini yere bırakan Burak’a sarı kartını da göstermeliydi. Burak’ın pozisyonun penaltı olmadığını söylemesi fair-play adına olumlu olsa da, sarı kartın gösterilmesine engel değildi.
‘’Özkahya'nın kararı doğru‘’
Halis Özkahya oyun genelinde başarılı bir yönetime imza atmasına rağmen, yaşadığı tek bir pozisyondan dolayı eleştirilerin hedefinde olacaktır. Bu pozisyon hakemin ağır eleştirilemeyeceği; “sana göre-bana göre” diye tabir edilecek bir pozisyondu. Bahsettiğim o pozisyonda Halis Özkahya Kasımpaşa lehine penaltı düdüğü çaldı.
Müdahale dikkatsizce
Bana göre Kasımpaşalı oyuncuyla mücadeleye giren Serdar, topuğuyla topa dokunuyor ancak anlamsız bir şekilde; topun üzerinden, ayağını yükseğe kaldırarak, rakibinin koşu yoluna doğru uzatıp; rakibinin takılıp düşmesine neden oluyor. Bu en basit tabirle “dikkatsiz hareket” olarak ifade edilebilir. Dikkatsiz hareketin oyun kurallarındaki karşılığı da direk serbest vuruştur. Ben bu açıdan pozisyona baktığımda hakemin kararının doğru olduğunu düşünüyorum. Diğer fikirlere de saygı duyarım ancak “Skandal karar!” diyenlere asla katılmam.
‘’Yardımcılar sınıfta kaldı!‘’
Dün akşam oynanan maçta görev yapan hakem ve iki yardımcısı birer defa kritik karar vermek zorunda kaldı. Hakem Ümit Öztürk sınıfı geçerken, yardımcıları vasatı aşamadı. Ümit Öztürk genelde başarılı tespitlerde bulundu. Fenerbahçe lehine çaldığı penaltı düdüğünde yanılmadı. Pozisyon ceza sahası çizgisi üzerindeydi ve çizgi üzeri ceza sahası içine dâhildir. Fenerbahçe’nin kazandığı ikinci golde Fernandao ofsayttaydı. Bu golün iptali gerekirdi. Yardımcı Gökhan Bilir hatalı bir gol kararı verdi. 51. dakikada Fernandao’nun şutunda top çizgiyi geçmiş görünüyor ancak yardımcı Ali Saygın Ögel pozisyona hatalı şekilde devam diyor.