‘’Beşiktaş'ın penaltısını atladı‘’
Mustafa Öğretmenoğlu kariyerinde ilk kez ligde üç büyük maçında düdük çaldı. İyi ve yetenekli bir hakem olduğu belli. Namoğlu’nun sezon başında değil de ligin kızıştığı haftaları bekleyip, kendisini sahaya sürmesi ne kadar doğruydu, onu sorgulamak lazım. Bu maçta hakemin hataları da vardı elbette... Her şeye rağmen Öğretmenoğlu; maçtaki genel yönetimiyle, üç büyük maçlarını yönetmeye aday bir hakem olduğunu gösterdi.
Medel’in pozisyonu...
Maçın 16. dakikasında ceza sahasında Atiba’nın sol ayak bileğine, Pogba’nın net bir teması var. Bu temas penaltıyı gerektirecek bir temastı. Öğretmenoğlu, top Atiba’nın sağ ayağında olduğu için muhtemelen o bölgeye yoğunlaşmıştı ve sol ayağına yapılan bu teması göremedi. 26. dakikada ceza sahası yan çizgisi üzerinde Medel- Jailton mücadelesinde Gençlerbirliği oyuncuları penaltı bekledi. Penaltı diyenlere de saygı duyarım ancak ben bu itmenin penaltı için yeterli olmadığını düşünüyorum.
‘’Kadın...‘’
Yıllara meydan okuyan çınar ağacı misali…
Gölgesi yeter insan olabilene…
Ev hanımı, iş kadını, bazen bir kahraman...
Yürekleri kocaman. Ve o yüreğe dünyaları sığdıran…
Bebeği kucağında, Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan…
Şehit tabutuna sarılan, ağıtlar yakan...
Sabırlı, sıcak, şefkatli, koruyucu, bağışlayan…
Göz nuru, hayatın can damarı. İnsanlığın devamı için, olmazsa olmazı!
En büyük dertlerin dertlisi, çilekeşlerin çilekeşi.
Mutlulukların ardındaki kahraman.
En asil alın terinin sahibi, canımın içi, gözümün bebeği…
Gözünden akan bir damla yaşa ömrümü feda edeceğim kişi.
Dünyada açan rengârenk çiçeklerin en şahanesi.
Anam o benim…
İki kız evladım…
Karım benim...
Canımın öteki adı… Başımın tacı…
Nice 8 Martlara… Nice Yıllara… Her zaman yanı başımızda…
‘’3'e inmesi muhtemel‘’
Quaresma, Disiplin Kurulu’na 43 ve 44. madden sevk edilmişti. Buna göre Quaresma’yı en az 8 maç ceza bekliyordu. Fakat Disiplin Kurulu; sevk yapılan maddeleri göz ardı ederek, farklı bir değerlendirme yaptı. “Saldırı” fiilinden yapılan sevki “yok” saydı. Kırmızı kart görmesine neden olan eylem ile kırmızı kart gördükten sonra yaptığı eylemleri tek bir suç olarak değerlendirdi. Bu suçu da “Şiddetli hareket” kapsamına sokarak (talimatta karşılığı 3-6 maç) Quaresma’ya 5 maç ceza verdi. Quaresma’nın tek bir ihlalden cezalandırılması, Tahkim Kurulu’nda cezanın daha da düşmesinin yolunu açtı. Alt sınırdan uzaklaşarak verilen ceza, alt sınıra yaklaşılarak 3 maça kadar inebilir. Hatta “Haksız tahrik indirimi” de uygulanabilir.
Olan Türk futboluna oluyor!
Burada asıl mevzu Disiplin Kurulları’nın tutarsızlığıdır. Bu isim bu gün Quaresma olur, yarın bir başkası. Talimatlara ve hukuka bağlı kalarak değil de birilerini memnun etmek üzere verilen cezalar; futbolu yönetenlere duyulan güveni azaltıyor. Olan Türk futboluna oluyor.
■ Caner’e sırf toplumun gazını almak için önce “suç uydurularak” haksız bir ceza verilip, sonra talimat maddesi değiştirilmedi mi?
■ Fernandao’nun tribünlere yaptığı hareket, sokakta cinayet sebebiyken; “Hakaret” den yapılan sevke rağmen, “Sportmenliğe aykırı” davranıştan 1 maç ceza verilmedi mi?
■ Bu sezon Alper ve Babel’e talimata göre “Ciddi faullü oyun” karşılığı 2 maç, Gomis’e “Şiddetli hareket” karşılığı 3 maç ceza verilmesi gerekirken, 1 maç ceza verilmedi mi?
■ Başakşehirli oyuncuların gazeteci dövmesine verilen cezalar talimatın emrettiği cezalar mıydı?
■ Kırmızı kart gören Tosic’in “idari tedbir” e uymayarak saha kenarından maç izlemesi; cezayı hafifletmek için, “Cezalı olmasına rağmen akredite alana girme” şeklinde yumuşatılmadı mı?
■ Meireles’in 11 maçlık cezasını düşürmeye uğraşan Tahkim Kurulu’nun her bir üyesi “Kriminal İnceleme Uzmanı” olmadı mı?
Yeniden düzenleme şart!
Sözün özü: Talimat hangi cezayı emrederse emretsin, talimat maddelerinin etrafını dolaşılarak mutlaka bir çıkar yol bulunuyor. Her karar aşamasında, karar verecek olanları “boncuk boncuk terletmek” yerine, talimat maddelerini herkesi mutlu edecek şekilde yeniden düzenleseniz, daha iyi olmaz mı?
‘’Gol iptali doğruydu‘’
Maç boyu sakin kalan ve çoğunlukla doğru düdükler çalan Halis Özkahya, ekibiyle birlikte maçı başarıyla tamamlamayı bildi. İlk dakikadan itibaren oyuna ağırlığını koydu ve konsantrasyonunu son dakikaya kadar taşıdı. 21. dakikada ceza sahasında Talisca ’nın eline gelen topta penaltı beklentileri oldu. Top Okay’ın kafasından sekerek, kısa mesafeden Talisca ’nın eline gelmişti. Devam kararı doğruydu.
En net hata
50. dakikada Özkahya ender hatalarından birini yaptı. Savunmasından gelen uzun topa hareketlenen N’Doye, Medel tarafından faule durduruldu. Özkahya ‘devam’ dedi. Her ne kadar Medel son adam pozisyonunda olsa da pozisyonda bariz gol şansı yoktu. Faul çalınsa bile sarı kart yeterli olurdu. Çünkü N’Doye topa henüz sahip olamamıştı, top kontrolünde değildi.
Hakemler yanılmadı
Belki de Özkahya adına maçın en kritik kararı 77. dakikadaydı. Maç 0-1 devam ederken, N’Doye ’un ayağından gelen golü Özkahya faul gerekçesiyle iptal etti. Pozisyonda Fabri’ye N’Doye’un faulü gerektirecek bir teması yoktu ancak Fabri’nin hemen arkasından topa yükselen Rodallega, Fabri’nin kafasına haksız bir müdahalede bulunarak faul yapmıştı. Gol iptali doğruydu. 84. dakikada Negredo’nun ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golünde de hakemler yanılmadı. Ofsayt kararı doğruydu.
Olumsuzluğun...
Son haftalarda Beşiktaşlılar, maruz kaldıkları hakem hataları ve art arda oynanan iki derbide yaşananlar dolayısıyla gergindi. Quaresma’nın cezasının açıklanacağı günlere denk gelecek yeni bir hakem hatası Beşiktaşlılar’ın sinirlerini daha da gerebilirdi. Özkahya’nın başarılı yönetimi birçok olumsuzluğun da önüne geçmiş oldu.
‘’Penaltıyı atladı!‘’
Arda Kardeşler lig kariyerinde henüz 20. maçına çıkarken, ligde ilk kez üç büyük maçında görev yaptı. Hakemliği idare edenler ondan çok şey bekliyorlar.
Beklentileri karşılayabilecek mi, onu zaman gösterecek. Namoğlu’nun böylesi zor bir dönemde, bu görevlendirmeyi yapmasının hayli cesaretli olduğunu belirtmeliyim. 64. dakikada ceza sahasında Lopes’in Fernandao’yu arkadan ittiği pozisyon net bir penaltıydı.
Lopes’in topla oynamak gibi bir niyeti yokken, tek amacı Fernandao’yu bozmaktı. Kardeşler devam diyerek önemli bir hata yaptı. 74. dakikadaki Soldado-Mustafa Yumlu pozisyonunda penaltı yoktu, Yumlu nizami bir şarj yapıyordu.
‘’Böyle yönetim olmaz!‘’
Dün akşam 27. derbisini yöneten Fırat Aydınus; maçı ‘yönettiği’ dakikalarda kritik ve doğru kararlara imza atarken, maçı ‘idare’ etmeye çalıştığı dakikalarda ise önemli hatalar yaptı. 12. dakikada Pepe’nin düşmesiyle topu kazanan Alper, Fabri ile karşı karşıya kaldığında; ofsayt düdüğüyle Fenerbahçe’nin önemli bir atağı kesildi. Aslında top Medel’den gelmişti ve Alper’e ofsayt bayrağı kalkması hatalıydı.
Kargaşaya neden oldu...
39’da ve 44’te Alper’in gördüğü iki sarı kart ve kırmızı kart, 52’de Quaresma’nın gördüğü kırmızı kart tartışmasız doğru kararlardı. 45’te gol sevincini abartan Volkan’ın
sarı kartı da doğruydu. Sarı kartı varken hakemin üzerine itiraz için koşarak giden Volkan’ın atılması da kurala uygundu. Kısaca Aydınus 3 kırmızı kartta da yanılmamıştı ancak Volkan Demirel 24 dakika önce Quaresma’nın atıldığı pozisyonda kalesini terk edip olayları yatıştırmaya gelmesine rağmen yeni bir kargaşaya neden olduğu için, aslında 52. dakikada oyundan atılmalıydı.
Soldado-Pepe’ye göz yumdu
90+7’de Fenerbahçe hızlı hücuma çıkarken Valbuena’yı düşüren Medel’e ikinci sarı karttan kırmızı çıkmalıyken, Aydınus sadece faul çaldı. Hemen bir dakika sonrasında ise Hasan Ali’nin Babel’in sol alt baldırına yapmış olduğu müdahalede Beşiktaş lehine çalması gereken penaltı düdüğünü çalmadı. Aydınus; maçın ilk dakikalarından itibaren eşleşen ve bu eşleşme neticesinde oyunun gerilmesine neden olan Soldado-Pepe mücadelelerini de çok fazla idare yoluna gitti.
‘’Bu atamanın kezinlikle izahı yok‘’
“Kupa hakemleri açıklandı” diye telefonuma bildirim geldiğinde, hiç oralı olmadım. Çünkü bu maça Fırat Aydınus’tan başkasının atanamayacağını biliyordum. Bu sütunlarda, katıldığım programlarda, sosyal medya hesaplarımda; bu maçı Aydınus’un yöneteceğini bir hafta önce dile getirmiştim. Bu işi çok iyi bildiğimden değil, “Namoğlu’nun yapacak başka bir şeyi olmadığından” bu kadar emindim. Açın bakın... Namoğlu İstanbul derbilerine Çakır’dan, Aydınus’tan, Palabıyık’tan başkasını atamış mı? Yeni bir hakem çıkartmış mı? Görevde bulunduğu süre zarfında sermayeyi kediye yükleyen esnaf gibi, ha bire cepten yemiş. Futbolu yönetenler bunu fark ettiği gün, iş işten geçmiş olacak, ben ona yanıyorum!
O kadar hata yaptı ki!
Gerçekten hakem kim diye bakmamıştım. “Kupa hakemlerini gördün mü?” diye hakem camiasından mesajlar gelince, açıp baktım. Hakem Aydınus’tu ama 4.hakemi görünce iki kere yutkundum. “Namoğlu her işi ezbere yapıyor” diyordum ama bu kadar ezber de fazla olmuş. Özgür Yankaya daha iki gün önce 1. Lig’in kader maçlarından birinde o kadar bariz hatalar yaptı ki, takımlar isyanda. İsyanları da boşuna değil. Derbi maçlar; ödül maçlarıdır. Hakem de olsanız, yardımcı hakem de olsanız, kariyerinizin en anlamlı günlerinden biridir. Ve Namoğlu iki gün önce çok bariz hatalar yapan ve maçın kaderine etki eden bir hakemi derbi ile ödüllendirmiş.
Namoğlu’na göre ‘tozpembe’
Bu yapılan; İstanbulspor futbolcularına, yöneticilerine ve taraftarlarına; futbol kamuoyuna ve atamayı gördükleri dakika bana mesajla isyanlarını bildiren hakem camiasının fertlerine bir hakarettir. Bu izahı mümkün olmayan bir atamadır. Aslında bu atamanın tek bir izahı var: “Namoğlu oynanan maçları izlemiyor!” İzlemediği için de yapılan hakem hatalarından habersiz. Habersiz olduğu için de hakemleri 3 gün Riva’ya toplayıp tek saat ders yapmadan geri gönderiyor. Kendisine sorarsan “her şey tozpembe” gidiyor.
‘’Skandal kararlar‘’
Dün akşam kritik ve hatalı hakem kararları vardı. Hatalı kararlara maruz kalan Beşiktaş’ın maçı kazanması, çok yoğun hakem tartışılmasının önüne geçmiş oldu. Belki de Namoğlu’nun ömrünü uzattı.
Maçın 8. dakikasında Fenerbahçe atağında Giuliano’nun şutunda Vida’dan dönen topu tamamlayıp gol yapan Fernandao ofsayt pozisyonundaydı. Golün iptali gerekirdi. Kurala göre kale çizgisine Fernandao’dan daha yakın 2 savunma oyuncusu olması gerekir. Fabri kalesinde olmadığı için Vida tek başına Fernandao’nun gerisinde kalmıştı. Ayrıca gol sevinci sırasında Fernandao’nun iki koluyla yaptığı gol sevinci bence çok masum değil. Kırmızı kartı gerektiren bir sevinç gösterisi bu. Hareketi kendi seyircisine yapıyor olsa da fark etmez. Çakır bu sevinci görmüş olsa, kırmızı kartla cezalandırırdı.
Son golde ofsayt yok Maçın 37. dakikasında ceza sahasında topu kazanmaya çalışan Isla, Quaresma’nın ayağına bastı. Hakem Beşiktaş lehine penaltı vermeliydi ama devam dedi. Isla’nın bu dakikada sarı kartı da vardı. İkinci sarı karttan ihracı gerekirdi. Beşiktaş’ın son dakikada kazandığı golde ofsayt yoktu. İki oyuncu ofsayttaydı ancak topa hareketlenen Negredo ofsayt değildi. Gol nizamiydi.