‘’Kritik kararları doğruydu‘’
Maçta hakem Atilla Karaoğlan iki kritik karara imza attı. Galatasaray lehine verdiği penaltıda VAR’dan yardım alırken, Boldrin’e kırmızı kart gösterdiği pozisyonda da yardımcı hakem Serkan Ok’tan yardım aldı. Ekip çalışması ve yardımlaşma olumlu yönde maça katkı sundu. 44. dakikada Melnjak ile Emre’nin kafa topu mücadelesinde hakem devam kararı vermişti ama VAR müdahalesi ile Galatasaray penaltı kazandı. Bu pozisyonda penaltı kararı verilmesini futbolun ruhuna aykırı bulanlar ve doğal bir çarpışma olduğunu düşünenler var. Kısmen de haksız sayılmazlar. Ancak UEFA’nın bu tür pozisyonlar için tavrı net. Yüze gelen dirsek temaslarını kontrolsüz kabul ediyor, faul ve sarı kart istiyor. Oyuncu sağlığını ön planda tutuyor. Karar kesinlikle doğru.
Ayağa basmaları atladı
77’de Boldrin’nin kolu Emre’nin yüzüne geldi. Tartışmasız sarı kart gerektiren pozisyonda hakem ekibi yanılmadı ve doğru bir sarı kart çıktı. Boldri’nin gördüğü iki sarı kart da doğruydu. Atilla Karaoğlan’ın eleştirilecek tek yönü: üç kez farklı oyuncular tarafından gerçekleşen ayağa basmaları atlaması oldu. Bu pozisyonlar faul ve kart gerektiriyordu.
‘’Bu mücadele için çok erken!‘’
Merkez Hakem Kurulu, cesaretli atamalarına devam ediyor. Seyircisiz ve atmosferi düşük maçlar MHK’nin işini fazlasıyla kolaylaştırıyor. Ama unutmayalım ki yeni görev almaya başlayan hakemlerin zor anlarda neler yapabileceklerine, tartışmalı kararlar verdikleri maçlarda, baskı altında kaldıklarında nasıl reaksiyon göstereceklerine dair kanaatimiz henüz tam olarak oluşmadı. Derbiler diğer maçlardan çok daha farklıdır. Her düdüğün tek tek eleştirildiği, tepkilerin kat kat fazla olduğu maçlardır. Böylesi zor geçmeye aday bir derbi için MHK, Türkiye’de tecrübesi en düşük hakemlerinden birini tercih etti.
Ligdeki 9. maçı
Ligde 9. kez düdük çalacak hakemimizin daha önce kariyerinde Fenerbahçe ya da Beşiktaş maçı yok. Numanoğlu’nun performansını değerlendirebilmemiz için bize referans olabilecek, şu ana kadar yönettiği en zor sınav bu sezonki Galatasaray-Alanyaspor maçı. Numanoğlu; sezona iyi başlayan, bu kadroda 3. yılını yaşayan, önceki iki yılda toplam 4 maç yönetebilmiş bir hakemimiz. Hakemlik yeteneklerinin olduğu muhakkak ama tecrübe olarak çok gerilerde olduğu da aşikâr... Bu maçta tecrübesizliğinin kurbanı olmazsa, atmosferi düşük bir maç oynanırsa altından kalkabilir ama ya aksi olursa?
Değişim olmalı ama...
Elbette Türk hakemliğinde bir değişime ihtiyacımız var. Fakat değişim adı altında derbiye bu kadar tecrübesiz bir ismi koymak ne kadar mantıklı? Bu maçı yönetebilmesi için yönettiği tek referans maç Galatasaray-Alanyaspor maçı olan bir hakem için henüz derbi erken değil mi? Yanılmayı çok isterim ama bence çok erken!
‘’Hakem kaçırdı VAR yakaladı!‘’
Dün akşam oynanan maçı ligde tecrübesi çok düşük olan Turgut Doman yönetti. Kariyerindeki 3. maçı, bir büyük takımın karşılaşması oldu. Oyun genelinde onu zora sokacak, kritik kararlar vermesini gerektirecek pozisyonlar yaşanmadı. Maç genelinde kararlarında tutarlıydı. Hakkında tam bir fikir sahibi olabilmek için onu daha zor bir mücadelede izlemeye ihtiyacımız var. 39’da Linnes, ceza sahası ön çizgisi üzerinde Muğdat’ı kolundan çekerek düşürdü. Hakem, ‘devam’ dedi. Burada net bir faul vardı ve Linnes sarı kart görmeliydi. Top, henüz Muğdat’ın kontrolünde olmadığı için kırmızı kart gerekmezdi. 60’da Muğdat, Linnes’in topuğuna bastı. Bu hareket hakemin gözünden kaçmıştı ama VAR’ın gözünden kaçmadı. Penaltı kararıyla birlikte Muğdat’a çıkan ikinci sarı kart da doğruydu. Maçın uzatma dakikalarında Hasan Hüseyin’in Linnes’e penaltı gerektirecek bir müdahalesi yoktu.
‘’Karar doğruydu (G.Birliği - F.Bahçe)‘’
Hakem Halil Umut Meler için fazla kritik pozisyonun yaşanmadığı bir maç oldu. Maçta tek tartışılan pozisyon Fenerbahçe lehine verilen penaltıydı. Halil İbrahim/Perotti mücadelesinde hakem penaltı düdüğü çaldı. Pozisyonu 3-4 açıdan izledim ve Perotti’ye penaltıyı gerektirecek bir temas ilk başta göremedim. Ancak devre arasında yayıncı kuruluş ekrana farklı bir açı getirdi. O açıdan Halil İbrahim’in, topu erken davranıp almak isteyen Perotti’nin ayağına bir darbesi görünüyor. Bu açıya göre verilen penaltıya hatalı dememiz mümkün değil.
‘’Penaltı doğru, 'VAR' yanlış‘’
Maç süresince tartışılacak iki kritik pozisyon vardı. İlki 63’te yaşandı. Rafael yerde kalınca hakem penaltı noktasını gösterdi. Tüm görüntüleri incelediğimizde bu pozisyon kesinlikle ceza sahası dışında diyebileceğimiz bir görüntü yok. Bence hakemin penaltı kararı doğruydu. VAR masasında oturan Mete Kalkavan gereksiz bir müdahale ile pozisyonu ceza sahası dışına taşıdı. Penaltıya müdahale edilmemesi ve geçerli sayılması gerekirdi.
70. dakikada Aboubakar’ın şutunda top Mehmet Topal’ın koluyla buluştu. Hakem penaltı verdi ve ikinci sarı karttan Topal’ı oyundan attı. Kararı doğruydu. Topal’ın kolunun açık bir şekilde topa hareketi var ve eliyle topla oynuyor. Kaleye giden şutu önlediği için de ikinci sarı kartı görmesi kurallara uygun.
‘’MHK'nın en kritik haftası‘’
Galatasaray’ın Kayserispor ile oynayacağı maça Lig’de henüz iki maçlık tecrübesi olan Turgut Doman atanmış. Trabzonspor maçına atanan Erkan Özdamar da aynı. Yaşanacak bir olumsuzlukta sorumlu hakem olmayacaktır. Bu isimleri henüz olgunlaşmadan görevlendiren Merkez Hakem Kurulu tek sorumlu gösterilecek!
Bu haftaya kadar, Serdar Tatlı başkanlığındaki MHK’nın kadroyu gençleştirme ve yeni yüzlere görev verme çabalarından övgüyle bahsettim. Destekleyen yazılar yazdım. MHK’nın 9. hafta atamalarını gördükten sonra “Bu kadarını da beklemiyordum!” diye içimden geçirdim. Galatasaray’ın Kayserispor ile oynayacağı maça Lig’de henüz iki maçlık tecrübesi olan Turgut Doman atanmış. Trabzonspor maçına atanan Erkan Özdamar’ın durumu da farklı değil. Onun da Doman gibi iki maçlık tecrübesi var.
Emeklemeden koşmak!
İkisi de çok başarılı hakemler olabilir. Yetenekleri ve yeterlilikleri üst düzey olabilir. Ancak kariyerinde henüz 2 maç yönetmiş bir hakem ne kadar yetenekli olursa olsun, henüz olgunlaşmadan böyle zor maçlarda sahaya sürülmez. Emeklemeden koşulmaz! Koşmayı denersen ilk engele takıldığında tepetaklak olman kaçınılmazdır.
Riske gerek yoktu
Deniz Ateş Bitnel’i hatırlatmak isterim. Bitnel bugün hakemlik yapmıyorsa, sebebi henüz hakemliği olgunlaşmadan atandığı zor maçı kaldıramadığı içindir. Şunu açıkça ifade edebilirim: Yarın bu maçlar sorunsuz geçerse bu büyük oranda “şans” ile açıklanabilir. Yaşanacak bir olumsuzlukta ise sorumlu hakem olmayacaktır. Bu isimleri henüz olgunlaşmadan görevlendiren Merkez Hakem Kurulu tek sorumlu olacaktır. Bu kadar riske girmeye, bu genç isimleri bu kadar zora sokmaya gerek yoktu diye düşünüyorum.
Kovid’den sahaya
Diğer yandan Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler atanmış. Bu sezon vasatı aşamayan performansa sahip ama tecrübesine söylenecek sözüm yok. Beşiktaş maçında da tecrübeli bir diğer hakemimiz Ümit Öztürk var. Kovid rahatsızlığı nedeniyle 35 gündür sahalardan uzak kalan Öztürk’ü, MHK zor bir maçla sahalara döndürmek istemiş.
20 yıl önceye dönüş!
Dün itibarıyla 2021 yılında FIFA kokardı takacak hakemlerimiz açıklandı. Türk hakemliği adına izahının çok mümkün olmadığı bir listeyle karşılaştık. 40 yaşındaki hakemimiz Yaşar Kemal Uğurlu FIFA listesine yazılmış. Bu yaşlarda kokart takıp -İngiliz, Alman, Fransız, İspanyol ya da İtalyan değilseniz- senede bir-iki tane alt yaş gurubu maçı, bilmem kaçıncı ön eleme maçları dışında, Avrupa’da üst düzey maç yönetme şansınız yok. UEFA ve FIFA bu yaşlarda hakem istemiyor. Genç ve uzun yıllar çalışabileceği hakem istiyor. Son 25 yılın FIFA hakem listelerine baktım. 2001 yılında Ali Aydın 40 yaşında FIFA olmuş. 2003’te İsmet Arzuman 39 yaşında, 2005’te Cem Papila 38 yaşında FIFA kokardı takmış. Anlayacağınız mevcut MHK vizyon olarak 20 yıl önceye dönmüş. Şampiyonlar Ligi’nde maç yöneten hakemlerimizden Çakır 30 yaşında, Palabıyık 34 yaşında FIFA oldular. Palabıyık 40 yaşında Şampiyonlar Ligi’nde maç yönetebildi. Kadromuzdan bir kontenjanı genç bir isim yerine 40 yaşında bir hakeme ayırmanın mantığını ben anlayamadım.
‘’1 penaltı daha vardı‘’
Sivasspor’a VAR müdahalesiyle verilen penaltı doğruydu. Hemen ardından 45. dakikada Kayode yine yerde kaldı ancak faul yoktu. 51. dakikada ise Emre Taşdemir’in Yatabare’ye yaptığı harekete penaltı verilmeliydi.
Dün akşam oynanan maç hakem açısından oldukça zordu. İkili mücadelelerinin çoğunlukta olduğu maçta hakemler kritik kararlar vermek zorunda kaldılar. 8 tane sarı kart çıktı. Maçın hakemi biraz daha hassas olsa kart sayısı daha da artabilirdi. 16. dakikada Taylan Gradel mücadelesinde Gradel kendini çok kolay yere bıraktı. Penaltı beklentileri gereksizdi. 42. dakikada Kayode-Marcao mücadelesine VAR müdahalesiyle penaltı kararı verildi. Doğru bir karardı. Marcao ’nun rakibine dikkatsiz ayak darbesi vardı. Kaçan penaltının hemen ardından, 45. dakikada yine Kayode yerde kaldı, Sivaslılar bir kez daha penaltı beklediler. Bu pozisyonda Marcao ’nun rakibine penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu, devam kararı doğruydu.
Diziyle rakibi bozuyor
51. dakikada Yatabere, Galatasaray ceza sahasında yerde kaldı. Yatabare’nin arkasında kalan Emre Taşdemir Yatabare’nin ayağına diziyle temas edince Yatabare’nin ayakları birbirine takılarak yerde kaldı. Bu pozisyonda penaltı kararı verilse daha doğru olurdu.
‘’Golden önce faul yoktu‘’
Trabzonspor’un iki haftadır süre gelen şanssızlığı bu hafta da devam etti. Fenerbahçe maçında verilmeyen faul kararının devamında korner olmuş ve o kornerden gol yemişlerdi. Aynı maçta verilmeyen bir elle oynamanın devamı da yine korner olmuş, o korner de golle sonuçlanmıştı. Geçtiğimiz hafta Kasımpaşa maçında Nwakaeme’nin göğsünden dönen topa el kararı verilmiş, o serbest vuruş Trabzonspor kalesine gol olmuştu. Aynı şanssızlık bu hafta da devam etti. Trabzonspor’un yediği golden önceki serbest vuruş kararında; Hugo, Davidson’a faul yapmamıştı. Daha doğrusu Hugo, Davidson’a hiç dokunmadı. Dokunmadığı gibi en az 40 cm. önüne doğru kaydı. Alanyalı oyuncuyu rahatsız edecek bir kayış değildi bu. Palabıyık yanıldı ve faul verdi.