‘’Gol iptali doğru‘’
Deniz Çoban, Gaziantep-Fenerbahçe maçının hakemi Hüseyin Göçek’i değerlendirdi...
Hüseyin Göçek; tam 10 ay sonra bir üç büyük maçında görev yaptı. Onca tecrübesine ve göğsündeki FIFA kokartına rağmen bunca zaman üç büyük maçlarından uzakta tutulması normal değildi aslında. Göçek maça iyi başladı. Kontrolü eline aldı ve maç süresince de bırakmadı. Maçta gösterdiği ya da göstermediği sarı kartlarda bir-iki hata dışında, kusursuzdu. 87. dakikada Gaziantep FK’nın beraberlik golü VAR müdahalesi ile iptal edildi. Golden önce Ozan’a, Kayode’nin net bir faulü var. Hakem bu faulü tespit edemedi, ancak Riva’da video odasında Koray Gençerler’in gözünden bu faul kaçmadı.
Kırmızı doğruydu
Doğru bir müdahale ile Hüseyin Göçek’in hatalı gol kararını düzeltti. Maçın son dakikalarında Vedat Muriç gördüğü 2. sarı kartla oyundan atıldı. Muriç rakibinin önündeki topu uzağa vurarak hem oyunun başlamasını geciktirdi hem de rakibine sportmence olmayan bir davranışta bulunmuş oldu. Bu sarı kart kesinlikle doğruydu. 2. sarı karttan sonra kırmızı kart gören Muriç cezasını Kayserisporla oynanacak kupa maçında çekecek ve ligde Başakşehir maçında sahada olacak.
‘’Çakır ve Kalkavan'ın cezası bitmedi!‘’
Eldeki hakem kadrosu hem sayı olarak hem de yetenek olarak hayli zayıf ve yıpranmış. 9 maça 9 hakem bulmak, 9 da VAR atamak çok kolay değil. Atanan isimlere baktığınızda kusur bulmak kolay ama MHK penceresinden bakınca, hak vermemek de mümkün değil. Fenerbahçe’nin maçında Hüseyin Göçek var... Uzun süredir 3 büyük maçlarında görev alamıyordu. En son 9 Mart 2019’da görev yaptığı Başakşehir-Fenerbahçe maçından bu yana 3 büyük takımın maçında ilk kez sahaya çıkacak. Tecrübesi fazla ama son zamanlarda performans olarak geride bir isim.
Zorbay Küçük çok yetenekli
Trabzonspor’un maçında Zorbay Küçük düdük çalacak... Çok genç ve bir o kadar yetenekli bir isim. Tecrübe eksiği var. İleride çok iyi hakem olacağını düşünenlerdenim. MHK kendisini zor maçlara hazırlıyor gibi. Umarım kendisine güvenenleri mahcup etmez.
Uğurlu vasatı aşamadı
Galatasaray’ın evinde oynayacağı maçta da Yaşar Kemal Uğurlu var. Performans olarak vasatı aşamayan Uğurlu; yıpranmış hakem kadrosu içerisinde kısmen yeni jenerasyonu temsil ettiği için şanslı. Zor maçlarda görev buluyor. İlk yarının son haftasında yönettiği Sivasspor maçında faul değerlendirmeleriyle saç baş yoldurmuştu.
Şansalan için kader maçı
Beşiktaş’ın Sivasspor’la oynayacağı maçta ise yine çok genç bir hakem görev yapacak. Tecrübesi çok sınırlı olan Şansalan dikkatimi çeken bir istatistiğe sahip... İlk yarıda 9 maçta görev almış ve en çok maç yöneten 4 hakemden birisi konumunda. Görev yaptığı maçlar içerisinde verdiği kararlara VAR müdahalesi hiç olmamış. Yani VAR’a sırtını dayamamış, ne gördüyse çalmış. Bu maç kariyeri açısından çok önemli bir maç olacak...
17. hafta da boş geçmişti
MHK; Aydınus, Çakır ve Kalkavan’a bu hafta görev vermedi. Aydınus’un son maçındaki performansı MHK’yi memnun etmemişti. Belli ki o yüzden beklemiş. Çakır ve Kalkavan ise 17. Haftayı ve kupa haftasını boş geçmişlerdi. Serdar/Vida pozisyonunda MHK; Çakır ve Kalkavan’la aynı görüşte olmadıklarını açıklamıştı. Demek ki MHK’nin gözünde bu iki hakemin cezaları bitmemiş.
‘’Kaleci öne çıkarsa tekrar!‘’
Geçtiğimiz sezonun 21. haftasında Galatasaray’ın 3-1’lik üstünlüğüyle sonuçlanan Trabzonspor maçına Ümit Öztürk, Galatasaray ceza sahasında Marcao ve Ekuban arasında yaşanan pozisyona “devam” demişti. VAR’ın uyarısıyla pozisyonu kenarda tekrar izleyen Öztürk kararını değiştirmemişti. Bu kararı Trabzonspor cephesinin büyük tepkisini çekmiş ve uzun süre ligde görev alamamıştı. Bu maçın ardından, Öztürk kokardını muhafaza edemedi. Öztürk’ün yerine kokardı taşımaya başlayacak olan Arda Kardeşler’in ise bu sezon bir türlü istenilen performansı yakalayamaması da kokardın onda da fazla kalmayacağını gösteriyor gibi.
Yağış etkisi!
Antalya’da devam eden seminerde hakemler teorik eğitimlere devam ederken, fiziki çalışmaları ise aksadı. Antalya’yı etkisi altına alan yoğun yağış; hakem antrenmanlarını ve yapılması gereken atletik testleri engelledi.
Beyaz noktaya dikkat!
Eğitimlerde ilk yarıda yapılan hatalar üzerinde duruluyor, ikinci yarıda uyulması gereken talimatlar aktarılıyor. İlk yarıda en çok tartışılan konulardan biri de penaltı atışında kalecilerin çizgi ihlali yapmasıydı. Bu konuda MHK net bir tavır koydu. İkinci yarıdan itibaren kalecilerin penaltıyı kurtarması halinde, hakemler pozisyonu titizlikle ele alacak. Penaltıyı kurtaran kaleci, topa vurulmadan önce, 1 cm dahi çizgiden ayrılarak (Topuğu ile çizgi arasında yeşil zemin görülüyorsa) penaltıyı kurtarırsa, penaltı hakem tarafından tekrar ettirilecek. Hakem bu ihlali göremezse VAR mutlaka devreye girecek.
‘’Hedefe ulaşmadı‘’
Sayın Zekeriya Alp’in yaptığı toplantının hedefe ulaştığını düşünmüyorum. Tartışmaları sonlandırmadığı gibi, yeni tartışmalara da zemin hazırladı. Çünkü futbol kamuoyunda ikna edilmesi mümkün olmayan, inandığının peşinde koşan bir kitle var. Alp’le ilgili iki farklı itham da bunun göstergesi değil mi? Bir grup Zekeriya Alp’in Koç grubuyla olan ticari ilişkisini gündeme getiriyor. Bu ticari ilişkiden dolayı, Zekeriya Alp’in Fenerbahçe’ye iltimas yapabileceğini ima ediyor. Buna inananların sayısı hayli fazla.
Hakemlere mesaj...
Diğer bir grup da Fenerbahçe’nin kazandığı maçları yöneten hakemlerin, Alp’in Kurulu tarafından cezalandırıldığını ve ertesi hafta maç verilmediğine inanıyor. Bu yolla da hakemlere mesaj verildiğini ifade ediyorlar. Yani Alp, futbol kamuoyunun bir gruba göre Fenerbahçe sempatizanıyken, bir grubuna göre de Fenerbahçe düşmanı konumunda!
Bilginin peşinde değiliz!
Çoğunluğun böylesi zıt iki gruba ayrılabildiği bir ortamda, söylediklerinizin hedefe ulaşmasını beklemek de hayalcilik olur. Maalesef gerçeğimiz bu. Bence dün de öyle oldu. Kimse paylaşılan bilgilerle, istatistiklerle ilgilenmedi. Herkes işin magazin boyutuna odaklandı.
Sadece 6 kişi vardı!
Dün Riva’da Şenol Güneş ya da Nihat Özdemir toplantı yapıyor olsa bu kadar kalabalık olmazdı. Sene başı UEFA eğitimcisi Hollandalı Dany Makkelie’nin VAR ile ilgili sunumuna ve MHK’nin değişen oyun kurallarıyla ilgili toplantısına, yine bütün basın davetliydi. O sunumda ilk yarı boyunca tartıştığımız konuların tamamı bilgi olarak paylaşılmıştı. O toplantıda sadece 6 kişi vardı. Dün ise 60’ın üzerinde katılım vardı. Bu bile bizim bilginin peşinde koşmadığımızı ama tartışmalarla beslendiğimizi göstermesi açısından önemli bir delildi.
‘’Penaltıyı atladı‘’
Maçın hakemi Halil Umut Meler’in dün akşam şansı yanındaydı, maçı Fenerbahçe kazandı. Aksi durumda Fenerbahçe cephesinin büyük oranda tepkisinden nasibini alacaktı. Maçın başında Orhan’ın arka arkaya faullerinde sadece 1 sarı kart çıkarttı. 20. dakikada Orhan’ın Gustavo’ya yaptığı faul minimum sarı kart gerektirirdi. Topa dokunmuş olsa bile, Orhan’ın rakibinin bacağını makasa alması yasaklanmış hareketlerdir. En az sarı kartı gerektirir. Meler bırakın kartı, faul bile çalmadı. Hakem bu sarıyı çıkartsa; Orhan 1 dakika sonra yine sarı kartlık hareket yaptığında, belki de oyundan atılmış olacaktı.
Boldrin’e gerek yok!
33. dakikada Fenerbahçe hücumunda Muriç penaltı bekledi. Abarhoun kafa topu mücadelesinde Muriç’in omuzuna basarak yükselmişti. Fenerbahçe lehine penaltı verilmesi gereken bir pozisyondu. Maçın son dakikalarında Boldrin’in yerde kaldığı pozisyonda Dirar’ın rakibine penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Hakemin devam kararı doğruydu.
‘’Tartışmalı bir yönetim‘’
Hakemleri hedef alan açıklamalarla dolu bir haftanın ardından oynanan dün akşamki maçın gidişatını; hakemin verdiği kararlar ve hakemin tavırları önemli ölçüde etkiledi. 11. dakikada Vida, Nadir Çiftçi’ye net sarı kartı gerektiren bir faul yaptı. Aydınus faul dahi çalmadı. Faulün çalınmadığına sinirlenen Nadir, itirazın ölçüsünü kaçırınca sarı kart gördü. Aydınus Nadir’in peşini bırakmadı! Oyun tekrar başlayınca Nadir belli ki hakeme onur kırıcı bir dil kullandı ve kırmızı kartla oyundan atıldı. Gençlerbirliği’ne çalınmayan bir faul sonrası, Gençlerbirliği 10 kişi kalmış oldu.34’de Yasin Ljajic’e sert bir faul yaptı. Yasin’in dizi gergin, kramponunun vidaları rakibe dönük, ayağı havada; rakibinin bilekten üst kısmına acımasız bir darbesi oldu.
Golün iptali doğruydu
Bu pozisyon kırmızı kartın tarifi gibiydi. Aydınus VAR yardımıyla doğru bir kırmızı kart çıkartmış oldu. 68’de Ruiz ile Candeias’ın kafa topu mücadelesinde; Ruiz’in kolu Candeias’ın yüzüne geldi. Bu tür müdahaleler yasaklanmış hareketlerdir ve sarı kart gerekir. Ruiz’in sarı kart vardı ve bu dakikada 2. sarı kartla oyundan atılmalıydı. Maçın başında Beşiktaş’ın ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golü ise doğruydu. Gökhan topa dokunmasa bile; topa doğru hareketlenerek kaleciyi yanılttığı için yardımcı hakemin yorumu doğruydu.
‘’İki ihtimal var!‘’
Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan ve Alper Ulusoy. 3’üne de görev yok. İlk ihtimal MHK performanslarından memnun değil. Diğeri ise hakemi korumak. Hemen maç verip bu kadar konuşulurken ateşe atmamak!
Bu haftanın atamalarına bakınca MHK’nin çok zorlandığını görebiliyorum. MHK üyeleri görevlendirmeleri yapıp arkalarına yaslandığında, kendileri de bu atamaları beğenmemişlerdir. Ama yapacakları çok başka bir şey de yok. Kadro belli. Kadro yetenek ve sayı olarak sınırlı... Kulüplere hakem beğendirmek, performansı yüksek hakem bulmak, uygun maça uygun hakemi yerleştirmek bu kadroyla mümkün olmuyor. Maçın bitirin de hakem sağlamsa, diğerin de VAR sağlam tutuluyor. Ortaya böyle bir atama listesi çıkıyor.
4. hakem bile!
Haftanın hakemleri açıklanınca gözler Çakır ve Kalkavan’ın maçının olup olmadığına odaklandı. İkisinin de maçı yok! Hatta 4. hakem Alper Ulusoy’un da maçı yok. “MHK’nin üç hakemin de performansından memnun olmadığı ve dinlendirildikleri” ilk akla gelen ihtimal olarak duruyor.
Hemen maç risktir!
Diğer bir ihtimal de: MHK “hakemlerini korumak” istemiş olabilir. Bu kadar tartışılan hakemi, hemen ertesi hafta maça atamak risktir. Atadığınızda “Hakemimizin arkasındayız!” mesajı verirsiniz ama olası bir olumsuzlukta yara daha da derinleşir. Çakır ve Kalkavan gibi iki FIFA hakemini de bir hafta maç alamadılar diye, “Harcanmış” hakem konumuna düşürmek doğru değil.
‘’Penaltıyı atladı‘’
Haftanın önemli maçlarından birine çıkan Halil Umut Meler, vasat bir maç çıkarttı. Mücadelenin 15. dakikasında Trabzonspor hücumunda Abdulkadir ceza sahasında yerde kaldı ve penaltı bekledi. Topu kurtarıp koşusuna devam eden Abdulkadir’in koşu yoluna vücudunu koyan Alper çok masum değildi. Bu pozisyonda penaltı çalınması daha doğru olurdu.
Hakem, 76’da Sörloth’un Ali Turan’ın yüzüne yaptığı darbeyi kartsız geçti. Ali Turan’ın kanlar içinde kalan yüzünü görüp tepkisiz kalmak kabul edilebilir değil...
Oyuncuların sinirlenmesi ve bu duruma tepki göstermesi çok doğal. Zaten bu sinirin bedelini de Ömer Ali ödedi. 82’de Ömer Ali, Yusuf’a kontrolsüz bir müdahalede bulundu ve hakem de haklı bir 2. sarı kartı gösterdi.