‘’Paşa'ya yanlış kırmızı‘’
Arda Kardeşler 1 Ocak 2020 itibariyle göğsüne FIFA kokardını takacak. Böylesi bir taltife rağmen, ligimizde yönettiği her maçtan sonra eleştirilerden kurtulamıyor. Dün de çaldığı/çalmadığı düdüklerle, gösterdiği/göstermediği kartlarla standardı tutturamadı. Başarısız bir yönetime imza attı. Maçın 15. dakikasında Karim Hafez’e gösterdiği kırmızı karta katılmıyorum. Atiba topu Hafez’den kurtarmaya çalışırken ayağından fazla açıyor. Topun hızı da çok fazla... Atiba’nın topa yetişme ihtimali kadar kalecinin de topa yetişme ihtimali var. Dolayısıyla ortada yüzde 100 bir gol atma şansı yok! Bu pozisyonda kırmızı kart göstermek yerine sarı kart daha doğru olurdu.
Standardı tutmadı!
Diğer yandan pozisyonda Atiba’nın az da olsa topu yakalama ihtimalinin varlığı, pozisyonu “açık, bariz hata” olmaktan çıkartıyor. Bu yüzden de VAR devreye giremiyor. Kasımpaşa’nın 28. dakikadaki ilk golünden önce Vida’ya yapılan net bir temas görünmüyor. Görüntüler bizi yanıltmıyorsa ben Koita’nın ayağını yere bastığını görüyorum. Dolayısıyla devam kararı bence doğru. 54. dakikada Koita’nın Gökhan’ın yüzüne doğru yaptığı hamlenin karşılığı sarı kart olmalıydı ve bu dakikada Koita 2. sarı karttan atılmalıydı. Maçta 8 sarı, 1 kırmızı kart çıktı ve kartlar arasında tam bir standart yoktu.
‘’Meler'e geçer not‘’
Halil Umut Meler maç genelinde başarılı sayılabilecek bir yönetim gösterdi. Adem’in attığı goldeki ofsayt kararı doğruydu. 19. dakikada N’Sakala’nın açık olan koluna gelen topun temas etmesinde çaldığı penaltıda yanılmadı. 34’te ceza sahası içinde Donk’un eline çarpan topta hakemin devam kararı da doğruydu, çünkü eli vücuduna kapalıydı. 10. dakikada Seri’nin rakibinin yüzüne gelen eline bir sarı kart çıkmalıydı. 15’te ise Marcao’nun, Alanyalı Bammou’nun ayağına bastığı pozisyonda da sarı gerekirdi. Maçtaki hataları bunlardı.
‘’Sorunsuz yönetim‘’
Ligin genç ve bu tür maçlar için tecrübesiz hakemi Ali Şansalan başarılı bir maç çıkarttı. Faullerde ve kartlarda doğruluk oranı yüksekti. 12’de Muriç penaltı bekledi. Penaltı değildi, hem de ofsayttaydı. 23’te beraberlik golünde, Isla ofsaytta değildi. Rakip pası kesmek için bilinçli temas etti. 26’da Kruse’nin golünde hakem yanılmadı. Değişen kurallara göre gol olan pozisyon öncesi ele temas eden toplar ihlal sayılıyor.
Tartışmalar sonlandı
Haftalardır dile getirilen bir iddia var. “Fenerbahçe maç kazanırsa, o maçın hakemi cezalandırılıyor ve sonraki hafta maç verilmiyor!” deniliyor. Bu iddiaya katılmadığımı daha önce ifade etmiştim. Şansalan’ın sorunsuz maç yönetmesi bu tartışmayı da sonlandıracaktır. Çünkü sorunsuz yönetiminin ödülü olarak haftaya büyük olasılıkla MHK ona tekrar maç verecektir.
‘’Penaltıda 'ifade' karmaşası‘’
Malatyalı Farnolle ve Fenerbahçeli Altay’ın kurtardığı penaltılar sonrası yaşananlar, gündemimizi hayli meşgul etti. Öncelikle şunu belirtelim. Penaltı vuruşlarında ‘kalecinin çizgiyi terk etmesi ve golü kurtarması’ VAR’ın müdahale yetkisindedir. Diğer yandan, VAR’ın müdahale edebilmesi için, VAR felsefesi gereği, ihlalin ‘açık, bariz, net’ olması gerekir. İşte tartışma tam burada başlıyor: Kaleci çizgiyi ne kadar terk ederse; açık, bariz, net bir ihlal olarak kabul edilecek?
Uilenberg standardı açıkladı
Hakemlerimizin eğitiminden sorumlu Uilenberg seminerlerde bu tür pozisyonların standardını daha önce açıkladı. “Kalecinin 1 metreye kadar yaptıkları ihlaller; açık, bariz, net ihlal olarak kabul edilmeyecek, 1 metreden daha az olan ihlale VAR müdahale etmeyecek! Kaleci 1 metreden fazla açılarak bir ihlal yapmışsa; açık, bariz, net bir ihlal kabul edilecek ve VAR müdahale edecek” demişti. 1 metreden daha az olan ihlaller sahadaki hakemin sorumluluğundadır ve VAR müdahalesi gerekmez diye de konu bağlanmıştı. Hatta bu ders sırasında itiraz eden, sanki bu günleri gören ve üst üste denk gelecek bu tür pozisyonların sorun olabileceğini söyleyen hakemler de olduğunu duymuştum.
Aydınus’un müdahalesi doğru
Sonuç olarak; böylesi pozisyonlarda hakemlerin alması gereken tavır, hakemlere önceden iletildi. Bu açıdan baktığınızda; Malatyaspor maçında Farnolle’ün ihlaline Mustafa Öğretmenoğlu’nun karışmaması, hakemlere verilen eğitime uygun bir tavırdı. Dolayısıyla Öğretmenoğlu’nun sonraki hafta da görev alması normaldi. Sorumluluk o pozisyonda VAR’da değil, hakemdeydi. Altay’ın ihlali ise 1 metreden fazla olduğu için; Fırat Aydınus’un aldığı eğitim gereği yaptığı müdahale tartışılmayacak kadar doğruydu. Bu durum, IFAB’ın protokole koyduğu ‘açık, bariz, net’ ifadelerinin ne kadar muğlak olduğunu da belli oranda ortaya koyuyor. Adalet duygusunu zedelemeyecek bir standarda ihtiyaç olduğu da açıkça ortaya çıkıyor.
‘’Öztürk'ten başarılı yönetim‘’
Ümit Öztürk, geçtiğimiz sezonun 21. haftasında yönettiği Galatasaray- Trabzonspor maçından sonra Trabzonspor cephesinin tepkisini çekmişti. Bu sebeple sezonu kapattı ve sezon sonuna kadar maç alamadı. Uzun süre maç alamadığı için de 2020 yılı FIFA listesinden ismi çıkartıldı, yerine Arda Kardeşler alındı. Gol kararı doğru Bu sezon başından itibaren tekrar görev almaya başladı ve sezon başından bu yana 3 maç yönetti. Dün gece itibariyle de 10 ay aradan sonra, ilk kez bir üç büyük maçında sahaya çıktı. Bu sebeplerle tedirginliği her halinden belliydi ancak bir o kadar dikkatliydi. Çaldığı/çalmadığı düdüklerinde, gösterdiği/göstermediği kartlarında doğruluk oranı çok yüksekti, başarılı bir maç tamamladı. Beşiktaş’ın 2. golü öncesi Caner topu çevirdiğinde topun tamamı, iz düşümü olarak, çizgiyi terk etmemişti. Gol kararının verilmesi doğruydu.
‘’Tek bir tartışma!‘’
Sezonun en formda hakemi Ali Palabıyık, bu sezon 7 kez sahaya çıktı. Yönettiği 7 maçın 7’sinin de dört büyük maçı olması, MHK’nin Palabıyık’a olan güveninin bariz bir göstergesiydi. Dün akşamki maçın en çok tartışılan anı 26. dakikada Ömer Bayram’ın, Pereira’nın yüzüne eliyle vurmasıydı. Öncelikle belirtmek isterim: Benim futbol anlayışıma göre bu davranış net bir kırmızı kart. Dahası Ömer Bayram’ın bu tokadı atarken dilinden dökülen, ‘meşhur ifade’ de masum değil. Açık şekilde rakibini hedef alarak, bu sözü planlı bir şekilde kullanıyor. Dolayısıyla pozisyondan Ömer Bayram’ın sarı kartla kurtulması onun için büyük şans oldu.
VAR’ın devreye girmemesi...
Şu hususu da ifade etmek isterim: Hakemlere; topsuz alanda gerçekleşen bu tarz pozisyonlar için kart gösterilirken şiddet unsurunu göz ardı etmemeleri ve kullanılan gücün düşük olması durumunda sarı kartı tercih etmeleri eğitimlerde sıklıkla söylenen bir konu. Her ne kadar katılmasam da salt vurma olayına Palabıyık’ın sarı kart göstermesi ve VAR’ın devreye girmemesi tamamen hakemlerin aldığı eğitimin gereğiydi.
Penaltı beklentileri gereksiz
72’de Kamil Ahmet’in top eline değil yüzüne geliyor, penaltı beklentileri gereksizdi. 83’te Emre Mor/Kamil Ahmet mücadelesinde ise penaltıyı gerektirecek bir müdahale olmadığını ve devam kararının doğru olduğunu düşünüyorum.
‘’Kararlar doğru ama standart yok!‘’
Hakemler verdikleri kararlardaki doğruluk yüzdesiyle dün akşam maçın gidişatına olumsuz etki etmediler. Bu maçta verilen kararları, bir önceki hafta Malatya’daki hakem kararlarıyla karşılaştırmak daha doğru olacaktır. Hakemlerden beklenen, hem aynı maç içerisinde hem de farklı maçlarda standart kararlar vermeleridir. Benzer pozisyonlarda farklı kararların çıkması, adaletin terazisinin şaşmasına sebep oluyor.
İtirazlar kabul edilebilir
Göztepe takımı kazandığı haklı penaltıyı kullanırken, kaleci Altay 1 metreden fazla öne çıkarak penaltıyı kurtardı. Sonrasında VAR devreye girdi ve penaltı doğru bir kararla tekrar edildi. Ancak Malatya’da bir önceki hafta kalecinin penaltı sırasında öne çıkması ile birlikte ceza sahasına 8 oyuncunun vuruştan önce girmesine rağmen penaltının tekrarlatılmamış olması, ciddi bir tutarsızlığın işaretiydi. Fenerbahçeliler’in bu pozisyona değil de geçen haftaki pozisyona itirazlarını haklı bulabilirim.
Yardımcılar işini yaptı
Maçın VAR müdahaleleri sonucu gerilmesi ve karmaşık kararların çıkması oyundaki tansiyonu çok fazla yükseltmesine rağmen, Abdulkadir Bitigen kontrolü kaybetmedi. Yardımcılarıyla birlikte başarılı kararlar verdi. Yardımcı hakemler Mehmet Cem Hanoğlu ve Serkan Ok işi VAR’a bırakmadan iptal edilen gollerdeki ofsaytlarda doğru kararlar verdiler.
Gustavo’nun 2. sarısı yerinde
25’te Ozan’ın ayağından kaleciye giden topta kaleciye pas yoktu, devam kararı doğruydu. 30’da Rodrigues, Alpaslan mücadelesinde, Rodriuges’in penaltı beklentisi gereksizdi. 73’te Emre’nin Gassama’ya faulünde, Emre’nin hareketine sarı kart gösterilmemesi doğruydu. 90+1’de Gustavo’nun 2. sarı karttan atılması da yerindeydi.
‘’Tek ihtimal vardı‘’
Bu maçta görev yapabilecek, performans ve kalite olarak yeterli, çok az sayıda hakemimiz var. Cüneyt Çakır geçen hafta Trabzonspor’un maçını yönetince bu maça atanma şansı kalmamıştı.
Özkahya ve Göçek Galatasaray - Konyaspor, Fırat Aydınus ise 2018’deki Galatasaray - Fenerbahçe maçlarından sonra Galatasaray’ın müsabakalarından uzak tutuluyorlar. Meler ve Kalkavan’ın ise geçtiğimiz hafta başarısız performanslarından ötürü bu hafta görev alma şansları kalmamıştı. Ümit Öztürk ise geçen sezonun 21. haftasında yönettiği, FIFA kokartını kaybetmesine sebep olan, Galatasaray - Trabzonspor maçından sonra bu maça atanma ihtimali en az olan hakemdi! Bu maça çıkma yeterliği olan hakemlerimizin, her birisi için bulunan atama engellerini bir çırpıda sıraladım. Geriye tek bir isim kaldı. O isim de Ali Palabıyık! Yani tek ihtimal, tek liman!
Çıkış yolu zor
Dolayısıyla MHK mecburi bir atamayı ilan etmiş oldu. Bu tablonun tek sorumlusu mevcut MHK değil elbet! Türk hakemliğini son 5 yılda yönetenlerin ve hakemleri yıpratma yarışına giren tüm futbol kamuoyunun ortak kabahati bu... Henüz 13. haftada maçlara alternatif hakem bulmakta zorlanan MHK, kalan haftalarda nasıl bir çıkış yolu üretir, onu da bekleyip göreceğiz.