Arama

Popüler aramalar

‘’En büyük görev Kalinic'in‘’

‘5 kişi yetmez’

Antic ve Sloukas’ın sakatlığı sonrası ligdeki TED Kolejliler maçını zor da olsa 1 sayı farkla kazanan Fenerbahçe, bu kez Avrupa’da kritik Anadolu Efes maçında nasıl önlem alır?


Fenerbahçe’nin dar olan rotasyonu iyice daraldı. Bu bölümü mümkün olduğunca az hasarla atlatmak isteyeceklerdir. Baktığımız zaman ilk olarak Dixon, Bogdanovic, Vesely, Datome ve Udoh istikrarlı olarak katkı veriyor. Biraz da Antic etkili olmaya başlamıştı. Ama Kalinic, Sloukas, Hickmann, Melih, Berk, Barış ve gençler çok az katkı verdi. Sadece 5 kişinin iyi oynaması ile bu dönemde sıkıntı çekilebilir. Obradovic’in bu saydığım isimleri de işin içine çekmenin bir yolunu bulması gerekecek.

‘Efes’in rotasyonu geniş’

İki önemli ismin sakatlığıyla kadro rotasyonu daha da daralan Sarı-Lacivertliler, Avrupa derbisinde de yerli oyunculardan verim alamazsa ne gibi sıkıntılar yaşar?


Yerli oyuncular TED maçında önemli süreler aldılar ve özellikle hücumda çok etkili olamadılar. Melih, Gecevicius savunmasında çok başarılı oldu ve Obradovic’ten de övgü aldı. Efes, Fener’e oranla çok daha geniş bir rotasyona sahip. 12-14 oyuncudan katkı alabiliyorlar. Onlar da Malaga galibiyetinin daha anlamlı olabilmesi için iç sahada mutlaka kazanmak isteyeceklerdir. Galip gelirlerse ilk iki için avantaj sağlarlar.

‘Datome süperstar gibi’

Bu iki oyuncunun yokluğunda, kadroda hangi isimlere daha büyük görev düşer?


Datome son maçlarda ‘süperstar’ gibi oynuyor. Cedevita ve TED maçlarında ihtiyaç olan anlarda sahneye çıktı ve takımını sırtladı. Antic’in yokluğunda Datome’nin 4 numarada da süre alacağını düşündüğümüzde burada en büyük görev Kalinic’e düşecek. Ama Sırp oyuncu geldiği günden bu yana hep geri planda kaldı. Özgüven eksikliği de var. Gerek Kızılyıldız, gerekse milli takımda çok önemli işler yapmıştı ama Fenerbahçe’de düşüşte. Bu kritik süreçte en büyük görev Kalinic’e düşecek. O iyi oynarsa Bogdanovic ve Datome’nin de yükü azalmış olacak.

04 Şubat 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yine Kaf Kaf‘’

Trabzon kazanırsa büyük olasılıkla turu geçecek, Pınar Karşıyaka ise veda edecekti. Ama Karşıyaka, İzmir’de olduğu gibi Bordo-Mavililer’i Trabzon’da da devirdi, şansını son haftaya bıraktı. Trabzon, son transferler sonrası hücumda tamamen Hardy’nin eline bakan bir takım haline geldi. Galatasaray’la oynadıkları lig maçında da Hardy, 6 sayıda kalınca Trabzon hücumda tıkanmıştı. Dün de Amerikalı daha maçın başında sakatlanınca, Bordo-Mavililer koca maçta sadece 43 sayı üretebildi. Trabzon’da başka değerli oyuncular da var ama Hardy’yi kaybedince bir anda oyundan düştüler ve ‘nasıl olsa kazanamam’ düşüncesi kafalarda yer edince, ortaya da 33 sayılık bir yenilgi çıktı.

İlk periyot 17-16 Karşıyaka lehine sonuçlandıktan sonra, tamamen tek taraflı bir maç izledik. İzmir ekibi maça çok iyi hazırlanmış. İyi savunma yaptılar, kaptıkları toplarla da Trabzon’un direncini kırdılar. Fark sistematik olarak açıldı. Devre 35-21 sona ererken, sahanın en iyilerinden olan yeni transfer Lazaric Jones ve Wright’ın sayılarıya 28. dakikada fark 26’ya çıktı: 27-53. Trabzon sadece 13 basket bulurken, Karşıyaka forma giyen 12 oyuncudan da skor katkısı aldı ve salondan 33 sayı farkla (43-76) galip ayrıldı.

03 Şubat 2016, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener kabus gördü!‘’

‘Ligde kolay maç yok’ klişesine tam uyan bir maç izledik dün Ankara’da... Fenerbahçe’nin, Antic ve Sloukas’ın yokluğunda zorlanması bekleniyordu. Yerlerine oynayan yerliler hiç katkı vermeyip, Vesely de 1/8 ile oynayınca, maç tam bir kaosa döndü Sarı-Lacivertliler için. TED Kolej de maç boyu büyük bir direnç koydu. Onlar da kazanmayı hak etti. Vesely’yi ritmden çıkarmaya çalışan takımın en önemli kozu Sanikidze, kendi ritmini de bulamadı. O da 1/8 ile oynadı kolay turnikeleri kaçırdı.

Datome’nin dönüşü
Udoh’un son sözü!

25. dakikada skor 50-40 Kolej lehineydi. Ama burada Datome bir karar daha aldı. Aynı Cedevita maçında olduğu gibi ilk yarıyı 2 sayıyla tamamlayan İtalyan, ikinci yarıya 15 sayı sığdırdı. Ev sahibinde Lucas da maçı çok istiyordu. Son anlarda bir TED, bir Fenerbahçe öne geçti ama kritik hücumlarda oyuncu kalitesi farkı ortaya çıktı. Önce maç boyu durgun olan Bogdanovic üçlükle takımını öne geçirdi: 67-69, Lucas aynı şekilde yanıt verdi. Son hücumda Bobby Dixon, pota altında bom boş Udoh’u topla buluşturdu, Lucas bu kez kaçırınca Fenerbahçe yine çok zorlandığı bir deplasmanı kayıpsız atlattı: 70-71.

01 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes hayata döndü‘’

Top 16’da kazanabileceği iki deplasman maçını veren Anadolu Efes, dün Malaga’da adeta turnayı gözünden vurdu. Çeyrek final yolundaki en önemli rakiplerinden birini dış sahada hem de 10 sayı farkla yenmek, kadayıfın üzerindeki ‘kaymak’ oldu.

Her ne kadar ilk üç periyot savunma çok yumuşak olsa da, 4. periyotta gerçek bir Euroleague takımı gibi müdafa yapmaları, Efes’e zaferi getirdi. Maçın karar anı 24. dakikaydı. Sadece 24 dakikada tam 59 sayı yemişti Efes. Ama önce Granger ardından Cedi’nin mucize üçlükleri ile başlayan ve 16-4 ile sona eren 4 dakikalık seriyle oyuna tutunan Lacivert- Beyazlılar, son dakikada Diebler’ın füzeleri ile işi bitirdi. Granger çok özel bir performans sergiledi. Cedi’nin enerjisi, Diebler’ın füzeleri, uzun zaman sonra İvkovic’in aklına ilk kez gelen Doğuş’un savunmaya kattığı sertlik, pivotlardan yine hiç katkı alınamayan maçta çok
değerliydi.

Top 16’da 5. hafta geride kaldı. Efes, kazandığı maçlarda bazı bölümleri çok iyi oynadı. Ama bu oyunu hâlâ genele yayabilmiş değil. Neyi iyi yaptıklarında işlerin yolunda gittiğini artık görmeleri gerekiyor. Kızılyıldız ve Malaga maçlarının son çeyreklerinde gösterdikleri performansı, nasıl kazandıklarını tekrar tekrar izleyip beyinlerine kazırlarsa Top 16’nın geri kalanı onlar için daha verimli geçer.

30 Ocak 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe'den duble zafer‘’

Coach Obradovic maçın yanı sıra, uzun zamandır ritm bulamayan Hickman ve Sloukas’ı da kazanmayı hedeflemişti dünkü Cedevita maçında. Nitekim ilk beşte başlayan bu ikili müthiş oynarken, Udoh’un 11 sayı ve 4 blokluk performansı ile ilk periyot 27-12 sona erdi.

Kafalarda da maçın kolay kazanılacağı düşünceleri oluşmaya başladı. Ama İstanbul’a bu yıl iki kez gelip hem Efes’i hem Darüşşafaka’yı yenen Cedevita’nın pes etmeye niyeti yoktu. Sloukas ve Hickman kenara gelince, bu kez ‘as’ oyunculardan kenar katkısı alamadı Fenerbahçe. Udoh’un faul problemine girmesi, Vesely’nin sakat sakat oynaması da savunmanın düşmesinde etkendi belki ama özellikle 3. çeyrekte yenilen 28 sayının açıklaması olamaz. Kanarya her zamanki gibi son çeyrekte vidaları tekrar sıkınca, zora giren maç farklı bitti. Burada performansı sürekli yükselen Datome’nin katkısı çok büyük oldu.

Hickman 11 sayı, 6 asist; Sloukas da 11 sayı ile geri döndü. Kaliniç yine ortalarda yok. Açıkçası bir ışık da vermiyor. Ligde onun lisansını iptal edip, Hickman’ı aktive etmek çok daha mantıklı olur gibi. Sakatlanan Antiç ve Sloukas’ın durumları umarım ciddi değildir. Uzun rotasyonu zaten sıkıntılı. Bir de Antiç eksilirse, acil transfere ihtiyaç olabilir.

29 Ocak 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şovu Türkler yaptı‘’

Son yılların en özenle düzenlenmiş, emek harcanmış All-Star’ını izledik Ülker Arena’da...

Her şeyden önemlisi katılımcılar da izleyenlere daha çok saygı göstermiş, özellikle de yerliler yarışmalara özel olarak hazırlanmıştı. En çok hazırlanan da Furkan Korkmaz olmuş. Daha önceki smaç yarışmalarında çoğu yarışmacılar, hiçbirşey hazırlamadan çıkıp doğaçlama birşeyler yapmaya çalışıyorlardı. Ama Furkan, atletik yeteneklerini, zekasıyla birleştirince ortaya müthiş bir şov çıktı. Özellikle son smaçta ‘Jedi’ Cedi Osman’la beraber ‘Darth Vader’ kostümü ile vurduğu smaç, salona kostüm ve ışın kılıçları ile çıkması harikaydı.

Ligdeki süreleri az ama...

Berk Uğurlu’nun ‘yetenek’, Melih Mahmutoğlu’nun ‘üç sayı’ yarışmasını kendi taraftarları önünde kazanması, tribünleri de mutlu etti. Türkler ligde fazla dakika alamıyor, ama All-Star’a damgalarını vurdular. Üç yarışmada birden, birbirinden yetenekli yabancıları geçtiler. Darısı önümüzdeki maçlara!...

Para ödülü de yetmedi!

All-Star maçında ise bu kez kazanana ödül vardı ama yine beklenen ciddiyet yoktu. Tamam All-Star bir şov ama, biraz da kazanmak için oynanmalı. Bunun için ilk kez ‘para ödülü’ kondu fakat çok da farkeden birşey olmadı. İkinci yarıda 15 sayı geriden gelip 156-136 ile kazanan Asya Karması, sayı rekorunu da kırmış oldu.

Gabriel maçta şov yaptı

Geçen yıl smaç şampiyonu olan Kenny Gabriel bu kez All-Star maçında şov yaptı, ‘En Değerli Oyuncu’ seçildi. 14/14 isabet oranı ile (çoğu smaçtan geldi), 34 sayı atan Gabriel, bu seneyi de boş geçmedi. Maçta Yeşilgiresun’lu Crocker, 8/12 isabet oranı ile sadece 14 dakikada 8/12 üçlük isabeti ile 32 sayı atması da zor bir performanstı. MVP’yi kıl payı kaçırdı ligin yeni ismi.

25 Ocak 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’All-Star erken başladı‘’

Hiç alışık olmadığım, hatta ilk kez şahit olduğum bir Euroleague maçı izledim dün Volkswagen Arena’da... All-Star maçı yarın ama Fenerbahçe ve Darüşşafakalı oyuncular (çoğu da oynayacak zaten), All- Star havasına erken girmiş sanki. All-Star tadında toplam 206 sayının olduğu bir Euroleague maçı vardı sahada. Fenerbahçe’nin müthiş hücum performansı ile başladı maç. İlk çeyrek 37, devre biterken de 62 sayı üretmişlerdi. Ama ‘nasıl olsa atıyoruz’ havasında oynadıklarından en az Darüşşafaka kadar kötü savunma yaptılar, oyunu koparamadılar. Nitekim deplasmanda 106 sayı atıp kendi rekorlarını kırdıkları bir maçı bile riske attılar. Darüşşafaka Doğuş, hep geriden geldi ama hep oyunun içinde kaldı. Bunun ödülünü de almaya ramak kalmıştı. Maçtan önce sorsalar ‘Fenerbahçe’ye 100 sayı atacaksınız’ diye kendileri bile inanmazdı. Ama 100 attıkları maçı kaybettiler. Sonuçta izleyenlerin son derece keyif aldığı, hücumların mükemmele yakın olduğu, tuhaf bir Türk derbisine şahit olduk Euroleague’de... Bu sonuçla Darüşşafaka şansını artık mucizelere bırakırken, Fenerbahçe liderlik yolunda önemli bir engeli daha aştı.

23 Ocak 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes'e yakışmadı‘’

Hedefin Final-Four’sa, bütçen iki yıldır Avrupa’da ilk dörde giriyorsa, Top 16’da ‘çerez’ sayılabilecek bir deplasmanı kazanman gerekir. İlk çeyrekte 47, maç sonu ise 84 sayı inanılır gibi değil. Oysa ki, Top 16’ya daha iyi başlayan, sürekli gelişen bir Efes izliyorduk. Kaybedilen Kuban maçında dahi son top hariç oldukça dengeli, ne yaptığını bilen bir takım vardı sahada. Ama Cedevita maçı sanki öylesine bir hazırlık karşılaşması gibi oynandı. Fark 13’e çıktıktan sonra Efes’te bazı şeyler ‘dank’ etti ama maç sonunu oynayamama sorunu bir kez daha ‘hort’ladı. Efes’in kafa kafaya girip kaybettiği bu kaçıncı maç! 13 sayı geriden gelip Birkan ve Brown’un kişisel çabaları ile öne geçtiler ama gerisi gelmedi. Bocalama döneminde İvkoviç de maçı izlemekle yetindi, hiç müdahele etmedi kayıp giden oyuna. İvkoviç’in hediye ettiği maçlara bir yenisi daha eklendi Zagreb’de.. Cedevita’da Zoriç yoktu, tek pivot Bilan tek başına denize döktü Efes’in tüm uzunlarını. İvkoviç, prensip olarak Tanjeviç gibi, pivotlara yardım getirtmiyor. Başlarının çaresine baksınlar istiyor. Ama sanki bu taktik biraz ‘demode’ olmuş gibi. Onlardan başka uygulayan da yok. Zirbes’i, Stimaç’ı, Bilan’ı, yani Avrupa’nın vasat sayılabilecek pivotlarını ‘star’ yapıyor bu savunma planı. Sonuçta bu yenilgi, ilk iki yolunda ağır bir darbe vurdu Efes’e... Belki çeyrek finale kalırlar ama saha avantajını ellerine geçirmeleri artık çok zor görünüyor.

22 Ocak 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI