Arama

Popüler aramalar

‘’Yine Efes‘’

Efes ve Darüşşafaka, 4 gün aradan sonra bu kez Euroleague’de karşı karşıya geldi, kazanan yine değişmedi... Top 16’da ilk iki maçını kaybeden Darüşşafaka, havlu atmış görüntüde başladı maça. Efes de onlara ayak uydurunca, ilk yarı tatsız tutsuz geçti. Forma giyen hiçbir oyuncusundan katkı alamayan Darüşşafaka, ilk yarıda sadece 27 sayı üretebildi. İkinci yarıda Cedi’nin ateşlediği (Bir dakika içinde 2 blok yaptı, dönüşte iki basketten 5 sayı üretti) Efes, Birkan’ın da üçlükleriyle 15- 0’lık seriyle bir anda 18 sayılık farkı yakaladı. Heurtel’in savunmaya çalıştığı Ender’le 3 üçlük bulan Daçka, bu kez 12-0’lık seriyle skoru 61-57’ye getirdi. Maçın seyredilebilir yegane dakikaları da bunlardı. Ardından Granger ve Brown’la tekrar oyuna ağırlığını koyan Efes, en ufak bir direnç görmeden evindeki galibiyet serisini sürdürdü. Hedefi doğrultusunda kazanmaya daha çok ihtiyacı olan Efes, iki oyun kurucusunun toplam 18 asist yaptığı maçta istediği skoru aldı. Darüşşafaka, sıradan bir hazırlık maçı oynuyormuş havasındaydı. Kadro kalitesi itibariyle bundan çok daha iyisini yapabilirler.

16 Ocak 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener düğümü 4. çeyrekte çözdü‘’

Çok zorlandı, çok çaba sarfetti ama sonunda kazanmayı bildi Fenerbahçe, bu yılın flaş takımı Lokomotif Kuban karşısında. Her iki takım da birbirine fazlasıyla önlem almış, iyi hazırlanmıştı dün geceye. Obradovic, ilk planda ligin en önemli skorerlerinden Delaney’i etkisiz hale getirmeyi planlamıştı. Bunu başardı ama Claver ve Draper başta olmak üzere diğerleri başa fazlasıyla bela oldu. Kuban Coachu Bartzokas da savunmada sürekli adam değiştirip Fenerbahçe’nin hücum ritmini bozmayı düşünmüştü. İlk üç çeyrek bunda fazlasıyla başarılı oldu. Ama 4. periyotta maçın bütün hikayesi baştan yazıldı.

Hak edilmiş galibiyet


Datome’yi 4 numaraya çekip 4 kısaya dönen Obradovic’in takımı, savunmada müthiş bir efor sarfederken, hücumda da 30 dakika bulamadığı pozisyonları bulmaya başladı. Fitili ateşleyen ise son haftaların formda ismi Bogdanovic’ti... Hem Delaney’i sahadan sildi, yetmedi hücumda 18 sayı atıp takımın önderi oldu. Ona önce Datome, ardından Vesely eşlik etti. Ters eşleşmeleri maç boyunca kullanamayan Sarı-Lacivertliler, son bölümde kısayla kalan Vesely’i fazlasıyla besleyince hücumdaki tıkanıklık yerini, fırtınaya bıraktı. Liderlik yolunda çok değerli, sonuna kadar hak edilmiş bir galibiyet aldı Fenerbahçe...

15 Ocak 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe kusursuz oynadı‘’

Euroleague’in en zor deplasmanlarından biri Belgrad... İlk turda da Belgrad’da kazanan tek takım Fe nerbahçe’ydi. Unvanını korudu Fenerbahçe...

Bir hafta önce Anadolu Efes’e karşı ikili oyunlardan elini kolunu sallayarak 20-25 basket bulan Kızılyıldız, dün bir tane bile ikili oyun sayısı üretemedi. İstanbul’da 84 sayı atan Kızılyıldız, kendi evinde normalde 90’lı sayılara ulaşırken, 60’larda kaldı.

Obradovic, savunma stratejisini mükemmel belirlemiş. Elinde de Udoh ve Ve sely gibi blokçu oyuncular olunca -ki bu ikisi toplam 7 blok yaptı- Kızılyıldız potayı bile göremedi. Savunma iyi olunca hücumlar da tıkır tıkır işledi. Dixon 11 asist yaparken, Datome 8/10 isabetle 21 sayı üretti. Maçın kahramanı ise 15 sayı, 15 ribaunt ve 5 blokla oynayan Vesely’ydi. Eski Partizanlı, eski ezeli rakibini fazlasıyla sıkıntıya soktu dün gece. Kanarya’da tek sorun, rotasyonun iyice daralması. Obradovic, Türkler’i zaten ikinci plana atmış oynatmıyor. (Sloukas olsaydı, Berk de oynamazdı). Kaliniç ve Hickman’ın dakika aldığı anlarda Fenerbahçe 10 sayı geride. Bu ikili de hiç verimli değil. Koca Top16, 7-8 oyuncuyla umarım sorunsuz biter.

Efes hediye etti

Efes bütün maçı çok iyi savunma yaparak geçirdi. Sürekli öndeydi ama her zamanki gibi maç sonununu oynamayı beceremedi. Elindeki maçı hediye etti Kuban’a.. Son hücumda Granger kısa rakibi arkasına almış potaya gideceğine, topu atmaya cesaret edemedi, zor pozisyondaki Brown’a bombayı bıraktı...

Maçın ritminin değiştiği an, Randolph’un 24 saniye süresi dolduğunda potaya attığı toptu. Hadi İvkovic uyudu farkına varmıyor, kenarda Aggelou var, Adziç var, bir sürü yabancı yardımcı var. Ortalığı yangın yerine çevirir insan, hakemleri monitöre bakmaya mecbur bırakır. Kimsenin sesi çıkmazsa, hakkını aramazsan, o bir basketle de maçı kaybedersin..

09 Ocak 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Moral bozucu mağlubiyet‘’

Tarihinde ilk kez katıldığı Euroleague’de, iç sahadaki ilk Top 16 maçına çıkan Darüşşafaka Doğuş’un mutlaka kazanması gereken bir karşılaşmaydı. Maça da kazanacak gibi başladı Daçka. Özellikle Mehmet Yağmur-Semih Erden ikilisi harikalar yaratıyordu. Mehmet savunmada 3 top çalıp hücumları organize ederken, Semih tam 4 blokla potayı karartmıştı Hırvatlar’a... Hücumda da her aldığını atıyordu milli pivot. Darüşşafaka bir kaç dakika daha böyle devam etse, belki Cedevita erken havlu atacaktı.

Pullen’in gecesiydi

Ne zaman rotasyona girildi, Cedevita da Pullen sayesinde oyuna tutundu. Bütün beş değişince, takımın da ritmi tamamen bozuldu. Ondan sonra tekrar kontrolü eline almak için çabaladı durdu Daçka ama gece Pullen’in gecesiydi. Savunmada müthiş bir enerji koyan Mehmet Yağmur neden bir daha oyuna girmedi anlamadım. 25 sayı atan Pullen’in ilacı olabilirdi o savunma konsantrasyonuyla... Bir de Darüşşafaka’nın iki 4 numarası Bjelica ve Harrangody yokları oynarken, Cedevita’nın 4 numarası Walker, biri maçı bitiren üçlük olmak üzere toplam 3 üçlükle galibiyete büyük katkı yaptı.

Moral bozucu olabilir...

Malaga’dan sonra dün de elindeki maçı verdi Yeşil- Siyahlılar... Tecrübe eksikliğine katılmıyorum. Coach ve kadroya giremeyen Oğuz ile Dudley dahil 13-14 oyuncunun Euroleague tecrübesi var. Sadece oynadıkları forma farklı... Yeni takımların böyle iki yenilgi ile başlaması, moral bozucu olabilir. Teknik-taktik olarak bazı şeyler değişebilir ama bundan sonra önemli olan Darüşşafaka’nın mental olarak direnç gösterip, gösteremeyeceği.

08 Ocak 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Obra bundan hiç hoşlanmaz‘’

Bu tabii ki onore edici bir sonuç. Fakat Obdarovic’in çok da hoşuna gideceği söylenemez. Sırp hoca, kimin, neyi, ne amaçla söylediğini, neyi baskı unsuru olarak kullandığını gayet iyi biliyor.

Fenerbahçe, 24 Euroleague takımının genel menacerinin tamamı tarafından ‘Final-Four’ adayı olarak gösterildi. Yüzde 100 oy alan Fenerbahçe’yi yüzde 95 ile CSKA Moskova izlerken, coach Obradovic de, ‘En iyi antrenör’ kategorisinde yine zirveye oturdu. Tabii ki hem Obradovic’i hem de takımı onore edecek bir sonuç. Fakat, Sırp coachun çok da hoşuna gideceği söylenemez. Yılbaşında kendisiyle yaptığım röportajda, “Diğer ülkelerdeki basketbol adamları ve yabancı basın üzerimizde baskı yaratmak için bizi favori gösteriyor. Biz gerek bütçe, gerekse kadro genişliği olarak şampiyonluk favorisi değiliz” demişti.

Bu sonuç doğal

Obra, çıkan bu sonucu da oyuncular üzerinde bir ‘baskı’ olarak algılayabilir. Kendisi çok ama çok tecrübeli. Kimin, neyi, ne amaçla söylediğini, neyi baskı unsuru olarak kullandığını gayet iyi biliyor. Onun çekincesi oyuncularının bu durumdan olumsuz etkilenmesi ve kendilerini favori görüp rehavete kapılması. Ama şöyle bir gerçek de var; Obradovic’in yaptıkları... Euroleague’i en çok kazanan, en çok Final-Four oynayan coach olduğu için doğal olarak onun takımları da herkes tarafından, her zaman favori görülüyor. Yani baskı kaçınılmaz oluyor.

07 Ocak 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener ve Efes fire vermedi‘’

Maça 14-0 gibi enteresan farklarla başlamak her zaman tehlikelidir. Oyuncular maçın hep böyle gideceğini düşünür ama öyle olmaz. Nitekim dün de, Panathinaikos farkı yavaş yavaş eritti, öne bile geçti ama önce Udoh’un herşeyi yapması, ardından Dixon’un son bölümleri harika oynaması ile kaza kurşunundan kurtuldu Fenerbahçe. Vesely’nin erken faul problemine girmesi, Kaliniç, Sloukas, Hickmann gibi yabancılarından hiç verim alınamamasına karşın, Türk oyuncuların rotasyona girememesi de enteresandı.

Udoh sahadayken 15, Dixon sahadayken 16 sayı fark yaptı Fenerbahçe. Datome, Bodganoviç, Antiç ve Vesely de önemli katkılar verdi ama bu ikilinin yeri bambaşkaydı dünkü Fenerbahçe’de... Panathinaikos, normal sezonu inişli çıkışlı geçirdi. Hâlâ takım olma yolunda sorunlar yaşıyorlar ama çok önemli oyunculara sahipler. Kazanmanın yanı sıra 7 fark da olası ikili averaj açısından bir avantaj sayılabilir. Top 16’ya galibiyetle başlamak güzel. Ama 40 dakikayı çok kopuk kopuk oynadı Sarı-Lacivertliler.

Uçurumun kenarında dolaştı

Anadolu Efes, can havliyle kazandı Kızılyıldız karşısında. Sırp ekibi 30 dakika boyunca elini kolunu sallaya sallaya Efes potasına gitti. En ufak bir dirençle karşılaşmadı. Bütün ikili oyunlardan sayı buldular. Zirbes bütün Efes uzunlarını denize döktü. 12 dakika kala fark Kızılyıldız lehine 15 sayıydı. Onlar atarken, İvkoviç de basketleri seyretti durdu. Ama sonuçta Efes galip geldi. Son bölümde Granger’in verdiği enerji, takımın biraz savunma yapmayı hatırlaması ve bitime 3 saniye kala Sariç’in şutu, Efes’i uçurumun kenarından aldı ama bu oyun Final-Four adayı bir takımın oyunu kesinlikle değildi. Özellikle de savunması.

31 Aralık 2015, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Derbinin mutlak hakimi‘’

Derbiye, Green’in sakatlık haberi ile başlayan Galatasaray’ın zaten o pozisyonda sıkıntıları olduğu için zorluk çekmesi beklenebilirdi. Ama dar rotasyonla oynamaya alışık olan hatta seven Ergin Ataman ve takımı hiç ama hiç zorlanmadı.

Maça Lasme-Dorsey ikilisi ile başlayan, ardından biraz da mecburiyetten 4 kısaya dönen Cim Bom, öldürücü darbeyi de o anda yaptı. Beşiktaş’ın, alan savunması yaptığı, daha doğrusu yapmaya çalıştığı anlarda üst üste 4 üçlük bulan Galatasaray (3’ü Schilb’den geldi), skoru 45-26’ya getirip, maçı da bitirdi.

Derbinin mutlak hakimiydi Sarı-Kırmızılılar... Her oyuncudan maksimum katkı aldı. Son çeyrekte 4/4 üçlükle oynayan Micov’un performası da alkışlanacak cinstendi.

Beşiktaş ise bir kaç dakikalık saman alevi gibi süren performanslar hariç, en ufak bir direnç gösteremedi derbide. Özellikle savunmaları ‘yol geçen hanı’...

Alan savunmasına döndükleri anda, Galatasaray birinci pas sonrası bomboş üçlükler buldu. Antrenmanda bile bu kadar rahatsız edilmeden pozisyona giremezlerdi, dündü derbide bol bol girdiler. Öyle ki, ikinci periyot biterken Beşiktaş faul bile yapmamıştı.

Düşünün sertlikten, savunma konsantrasyonundan ne kadar uzak olduklarını. Takım kimyası olarak, sert savunma yapacak oyunculardan kurulu değiller. Yağızer Uluğ, artık transfer yapamayacağına göre, takım içinde bu sorunu çözmesi gerekiyor. Aksi takdirde maç başına 90’lı sayılar yiyerek bir yere varamayacakları ortada.

29 Aralık 2015, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener, Trabzon'a duvar ördü!‘’

Evinde 90’lı sayıları rahat bulan Khimki’yi 68 sayıda tutup kazanan Fenerbahçe, dün de Trabzon karşısında savunma alışkanlığını sürdürdü, çok iyi oynamasa da kazanmayı bildi. İlk yarı iki takım da savunma müthiş konsantreydi. Birebirde geçilmediler, çok iyi yardımlaştılar, pas açılarını kapadılar. Devre de 28-24 sona erdi.

Kulig’in üçlükleri yetmedi

İkinci yarının başında Fenerbahçe, aynı savunma istikrarını sürdürdü, kolay sayı bulamayan Trabzon’un müdafadaki direnci de düştü. Kanarya, bu bölümlerde Dixon ve Bogdanovic’in üçlükleri ile 40-28’lik üstünlük sağladı. Kulig’in üst üste 3 üçlüğüle 11-0’lık seri yakalayan Trabzon birden geri geldi, skor da 45-43 oldu. Ama son bölümde sahanın yıldızı Datome’nin yanı sıra Dixon ve Bogdanovic ile atmaya devam eden Sarı-Lacivertliler, savunmada biraz yumuşasa da rakibini 70 sayıda tutup kazanmasını bildi. Udoh’un 4. çeyrekteki hücum performansı da, galibiyette önemli rol oynadı.

21 Aralık 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI