Arama

Popüler aramalar

‘’Öğrenilmiş çaresizlik‘’

Play-Off’ta Fenerbahçe’ye karşı oynamak kimsenin istemediği bir şey olsa gerek. Şu ana kadar oynadığı 9 Play-Off maçını da kazanan Fenerbahçe, Baskonia karşısında seriyi 10 maça çıkardı, üst üste 4. kez Final-Four’a yolunda ilk adımı attı. Özellikle ilk yarı, Fenerbahçe’nin bir rakibinin daha ne kadar çaresiz kaldığını olduğunu gözlemledik. Gerek kenar yönetim, gerekse oyuncuların beden dili, ‘yapacak bir şey’ yok gibiydi. “Öğrenilmiş çaresizlik” halindeydiler resmen. Fenerbahçe tam 4 kez 24 saniye yaptırdı Baskonia’ya... Öyle bir savunma performansı sergilediler ki, karşılarında NBA takımı olsa, çözüm bulmakta çok zorlanırdı. Çok agresiftiler, birebirde geçilmediler, pas kanallarını kapattılar, kâbus gibi çöktüler Baskonia’nın üzerine. Takımın en çok top kullanan adamı Wanamaker, bu kez şutları yüksek yüzdeyle attı. Vesely, ‘turbo motor’ takmış gibiydi. Havalarda uçtu yine, pek yere inmedi. Hal böyle olunca, daha ilk yarıda fark 22 sayıya çıktı.

Gecenin sorusu

Bundan sonra ne olur? Fenerbahçe, 3 maçta da rakibini çok düşük yüzdede tuttu. Onlara ritm vermediler. Baskonia’nın seriyi değiştirebilmesi için, bildiği tüm şeyleri değiştirmesi gerekecek.

Maçın starı

İlk yarı 8, toplamda 11 asist yapan Kostas Sloukas, 10 da sayı atıp ‘double-double’ yaptı, geceye damgasını vurdu.

Maçın olayı

İkinci yarıda Fenerbahçe farkın getirdiği rahatlığa kapıldı, Baskonia çok ekstra şeyler yapmamasına rağmen oyuna ortak olur gibi oldu. Ama bunları yapması için bu takıma gelen Wanamaker, soğukkanlılıkla çok kritik iki üçlük atıp, İspanyollar’ın hevesini kırdı.

Kısa mesaj

Fenerbahçe, nasıl kazanacağını çok iyi biliyor. Bu yıl 3 maçta da Baskonia’yı üçlükte yüzde 30’un altında tuttu, ‘benim savunmamı kolay kolay geçemezsin’ dedi.

19 Nisan 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Haydi Fener‘’

Fenerbahçe Doğuş, Play-Off’taki en kritik maçına çıkıyor. Baskonia, bugün hedef maç olarak görecek ve direnç göstermeye çalışacaktır. Ancak Kanarya, normal sezonda yaptığı gibi tempoyu belirler, aynı savunmayı tekrarlarsa kazanmaması için hiçbir neden yok.

Bir Play-Off dönemi daha geldi çattı. 30 maçlık normal sezon sonrası, dananın kuyruğu bugünlerde kopacak. Son üç yıldır rakiplerini 3’er 0’la geçip Final- Four’a kalan Fenerbahçe Doğuş, 4. kez aynı başarıyı tekrarlamak için Baskonia karşısına çıkıyor.

Bu serinin, geride kalan 3 eşleşmeden farkı, kamuoyunun Fenerbahçe Doğuş’u kesin favori göstermesi. İlk iki yıl son şampiyonlar Maccabi ve Real Madrid ile eşleşilmişti. Geçen yıl ise rakip Panathinaikos’tu ama saha avantajı onlardaydı. Atina’dan çıkmanın çok zor olacağı konuşuluyordu. Ama Obradovic ve ekibi üç rakibini de süpürdü.

En büyük sorun; Rahatlık!

Bu kez taraftarda, kamuoyunda eski heyecan yok gibi. Eşleşmede Fenerbahçe için en çok sorun çıkaracak konu bu olabilir; Rahatlık... Obradoviç buna izin vermemeye çalışacaktır ama tribün ve oyuncuların da en az Obra kadar motive olması gerekecek. Onun dışında, ibre Fenerbahçe’den yana. Sarı- Lacivertliler, bu yıl Baskonia’yı normal sezonda iki kez yenmişti. Tabii ki Play-Off havası farklı olur ama sonuçta birbirini tanıyan ve ne yaptıklarını bilen iki takım karşılaşacak. Baskonia’nın en büyük özelliği temposu ve hücum gücü. Ama Fenerbahçe, maç başına ortalama 83 sayı atan Baskonia’yı 69 ve 74 sayılarda tutmayı başarmıştı. En önemlisi yüzde 40 ile üçlük atan Baskonia, Fenerbahçe savunması karşısında yüzde 29 ve yüzde 23’te kalmıştı.

30 maçtan 23’ünü kazandı

Obradoviç, Play-Off’lara bir başka konsantre oluyor. Şu ana kadar 30 Play-Off maçının 23’ünü kazanmış efsane coach. Rakibe göre de farklılıklar yapabiliyor. Burada belirleyici olan tempo olacak. Sahada Fenerbahçe’nin istediği basketbol oynanacaktır. Seri kesinlikle kolay olmayacak. Ama Fenerbahçe Doğuş’un sezon boyunca gösterdiği performans ve Obradoviç faktörü ile 4. Final- Four’un geleceğine inanıyorum.

18 Nisan 2018, Çarşamba 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Peri masalı‘’

EuroCup’ta ülkemize şampiyonluk getiren Darüşşafaka, 56 yıl sonra ilk kupasını kazandı. Daçka’nın bu zaferi, biraz da peri masalını anımsatıyor. Şampiyonluğun gelmesinin arka planında, hem büyük emek hem de Blatt’ın takımda kalması yatıyor.

Yakın geçmişte, Final-Four’ları, finalleri izleyip kazananlara gıpta ile bakıyorduk. Artık biz kazanan taraftayız. Yabancı sınırı tartışması devam ediyor ama en azından işin bir tarafını hallettik. Kulüp takımlarımız bütün kupalarda final oynuyor, şampiyon oluyor. Milli Takım’ı da bu düzen içinde rayına sokmaktan başka çaremiz yok diyelim, Daçka’ya dönelim.

En son Türkiye Şampiyonluğu

Türk takımları bu kupada yer aldıkları son iki sezonda iki şampiyonluk kazandı. Darüşşafaka’nın zaferi biraz da peri masalını anımsatıyor. Türk basketbolunun en köklü kulübü Darüşşafaka. Ama en son kupasını tam 56 yıl önce kazanmış. 1962’deki Türkiye Şampiyonluğu sonrası ilk kez bir kupa kaldırdılar. Bu da Türkiye Ligi’nin ne kadar değerli bir lig olduğunu da ortaya koyuyor açıkçası. Bu kupada büyük emek var ama sezon başında David Blatt’in 2-3 Euroleague takımı ile anlaşmanın eşiğinden dönmesi de belki bu kaderin yazılmasının başlangıcı oldu.

Kupalarda şans yanındaydı

Şampiyonluk sonrası, ‘Çok şanslı biriyim’ diyen Blatt’in kazanılan kupalarda şans da yanındaydı aslında. 2007 Eurobasket finalini kazanırken, 25 saniye kala Pau Gasol topu kaptırıyor, 2 saniye kala Amerikalı Holden’ın basketiyle Rusya Avrupa Şampiyon oluyordu. 2014 Euroleague finalinde CSKA şampiyonluk kutlamalarına hazırlanıyordu. 13 saniye kala 4 sayı öndeydiler. Maccabi önce üçlük attı, ardından Krhypa topu kaybetti. Rice’ın turnikesi Maccabi’ye Euroleague şampiyonluğunu getirdi.

Adeta mucize yazıldı

Ve 2018... Yarı final ilk maçında Bayern Münih’e 23 sayı geriden gelip, Kidd’in son saniye üçlüğü ile haya döndüler. Finalin ilk maçında ise adeta mucize yazıldı. Son 11 saniyeye 3 sayı geride giren Daçka, Sant Ross’un kaptığı top sonrası Wilbekın’ın attığı üçlükle maçı uzatmaya götürüp kazanırken, şampiyonluğu da İstanbul’a getiriyordu. Bu aslında Blatt’in takımlarının karakteri. Denemekten vazgeçmiyorlar, pes etmiyorlar, geri adım atmıyorlar, sonunda da şans hak edenin yanında oluyor.

Darısı Fenerbahçe’ye

Son üç yıldır Türk takımları Avrupa’nın en büyük kupalarını topluyor. Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe ve şimdi de Darüşşafaka. Sırada bir Euroleague şampiyonluğu daha var. En büyük dileğimiz Fenerbahçe Doğuş’un Belgrad’dan kupayla dönüp, bir kez daha tarihe geçmesi...

15 Nisan 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Darüşşafaka'ya çok yakıştı‘’

Türk basketbolunun en köklü kulüplerinden Darüşşafaka... Tarihinde ilk kez Euroleague oynayıp Play-Off oynadıktan sonra, bu yıl da EuroCup’ı kazanıp, tarihinin en önemli başarısını elde ederken, bu kupayı Galatasaray’dan sonra Türkiye’ye getirme onurunu yaşadı. Bu şampiyonluk Darüşşafaka’ya çok ama çok yakıştı... Sezon boyun kupayı domine ettiler. Lokomotiv Kuban 20 maçı kazanmıştı ama onlar da 21 maçın 18’inde galip gelerek finale yükseldiler. Aslında şampiyonluğun müjdesi, Rusya’da bitime 11 saniye kala Sant-Ross’un kaptığı top ve sonrası Wilbekin’ın attığı üçlükle gelmişti. Sezonun MVP’si Wilbekin de, İstanbul’da noktayı koydu. ‘Buranın kralı benim’ dedi.

Adeta ders verdi

Dördüncü periyotta tam 7 dakika sayı atamamıştı Daçka. Ama savunma yaparak rakibin yaklaşmasına çok izin vermedi. 2 dakika kala fark 4’e inmişti ama Wilbekin 8 metreden attığı üçlükle, sımsıkı tuttukları kupayı bırakmayacaklarını gösterdi. Genel Menacer Mithat Demirel, düşük bütçeyle de nasıl değerli bir takım kurulurun dersini verdi. David Blatt, bu takımı sezon başından bu yana harika yönetti. Kupaya çok konsantreydi ve kazandı. Nasıl kazanılacağını zaten en iyi bilenlerden. 6 Türk oyuncu bu takıma çok katkı verdi. David Blatt de onlara güvendi, finalde bile sorumluluk verdi.

Gönülden tebrikler

Tabii ki bütün sezon duran ama finalde coşan Cummings ve diğerleri. Yıllardır bu takıma sponsor olan, bu yıl ismini vermese de desteğe devam eden Doğuş Grubu. Baştan sona hak edilen, son olarak kendilerinden çok büyük bir bütçeye sahip olan Lokomotiv Kuban’ı devirip kazanılan bir şampiyonluk. Herkesi gönülden tebrik ediyorum.

14 Nisan 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bi daha‘’

Darüşşafaka, uzatmada mağlup ettiği Lokomotiv Kuban’ı İstanbul’da ağırlıyor. Yeşil-Siyahlılar, bugün kazanırsa Eurocup şampiyonluğuna ulaşan ikinci Türk takımı olarak tarihe geçecek.

Türk basketbolu için tarihi bir gün daha geldi çattı. Lokomotif Kuban’ı Rusya’da yenip rakibine bu yılki ilk mağlubiyetini tattıran Darüşşafaka, bugün de Volkwagen Arena’da kazanırsa, Eurocup Şampiyonluğu’nu elde edecek.

İlk maç tahmin ettiğimiz üzere, kıran kırana, çok sert geçti. Kupa’nın en efektif savunma yapan ilk iki takımı finale kalmıştı. Bu özelliklerini de fazlasıyla sahaya yansıttılar. Sonunda pes etmeyen Darüşşafaka, mucize eseri uzatmaya götürdüğü maçı kazanıp, 1-0 öne geçti.

Rakibe tam 21 hücum ribaundu vermişlerdi. Tam 10 serbest atış kaçırmışlardı. Ama buna karşın savunmadan ödün vermeden, rakibi yüzde 39 iki sayı, yüzde 40 üç sayı yüzdesinde tutup, saha avantajını ellerine geçirdiler.

Farklı bir maç beklemiyorum

İstanbul’da da farklı bir maç beklemiyorum açıkcası. Sonuçta finale gelene kadar oynadığı 20 maçı da kazanan, 21.’yi ise uzatmada kaybeden bir takım olacak Daçka’nın karşısında. David Blatt ve takımı da bunun fazlasıyla farkında olacak.

Aslında iki takım da sezon boyunca gösterdiği performansla bu şampiyonluğu hak etti. Darüşşafaka, mütevazı sayılacak bir bütçeyle nasıl ‘değerli’ bir takım kurulurun en güzel örneğini de verdi aslında.

Darüşşafaka için artık şampiyonluğa sadece bir adım kaldı. Deplasmanda kazanıldığı için bu maça ‘çantada keklik’ gözüyle bakılmaması gerekiyor kesinlikle. Zor olacak ama işi buraya kadar getiren Blatt ve öğrencilerinin artık geri adım atmayacağını düşünüyorum.

İki yıl önce Galatasaray bu kupayı Türkiye’ye getirmişti. Şimdi sıra Darüşşafaka’da... Umarım o kupa bugün İstanbul’da kalacak.

13 Nisan 2018, Cuma 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Darüşşafaka destan yazıyor‘’

Son yıllarda izlediğim en güzel, en keyifli, en kıran kırana maçta belki. Tabii ki sonucundan son derece mutluğu olduğumuz bir maç. Lokomotif Kuban ve Darüşşafaka’nın, finale bileğinin hakkıyla geldiğinin kanıtıydı belki de...

Bir tane kolay pozisyon vermediler. Takımlar basket bulabilmek için, ekmeği resmen taştan çıkardılar. Emek harcadılar, savaştılar, normal sürede yenişemediler ama biri kazanmak zorundaydı o da temsilcimiz Darüşşafaka oldu...

Sezonun MVP’si Wilbekın’a önlem alan ligin en iyi savunma takımı karşısında, ligin en iyi ikinci savunmacısı Daçka aynı karşılığı verdi. Hücumda ise bu sezon beklentilerin çok altında kalan Cummings kendini hatırlattı. 19 sayı atarken, uzunlarımız pota altında hiç etkili değilken tam 8 ribaunt aldı kısa Amerikalı. Eğer Darüşşafaka şampiyon olacaksa, artık onun da büyük katkısı var. 1.49 kala Kuban 70-63 öndeydi.

Bütün maçı harika oynayan Daçka son çeyrekte rakibine yeniliyordu. Ama Blatt’in öğrencileri asla pes etmeyen karakterlerini bir kez daha ortaya koydular. 11 saniye kala 72-69 gerideyken, top da onlardayken işimiz mucizelere kalmıştı. Ama Sant-Ross, Kuban kenardan oyuna başlarken topu kaptı.

O panikle gidip turnike atabilirdi belki ama Wilbekin’ı gördü. O da en iyi yaptığı işi yapıp üçlükle maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada da geriden gelmenin avantajını kullanan Darüşşafaka, oynadığı 20 maçı da kazanan Kuban’a ilk yenilgiyi çok da güzel bir zamanda tattırdı. Tabii ki herşey bitmedi. İstanbul’daki maç da kolay olmayacak ama hem saha, hem psikolojik avantaj Darüşşafaka’da...

11 Nisan 2018, Çarşamba 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kupa aşkına!‘’

Avrupa’nın en büyük kupasında, bir yıl aradan sonra bir Türk takımı şampiyonluğa çok yakın. Galatasaray’ın kazandığı Eurocup’tan sonra Türk takımları bu kupaya katılmamış, bir yıl aradan sonra geri dönmüşlerdi. Dönüşümüz de muhteşem oldu. David Blatt yönetimindeki Darüşşafaka, oynadığı 21 maçın 18’ini kazanıp, tarihinde ilk kez finale kalma başarısı gösterdi. Rakip ise Lokomotif Kuban. Onlar ise 20 maçın tamamını kazandılar. Tıpkı 2006’da David Blatt’in Dinamo Moskovası gibi. Bu serinin finalde son bulacağını umut ediyoruz. Finaldeki iki takım, ‘Hücum maç kazandırır, savunma ise şampiyonluk’ klişesini fazlasıyla doğrular bir performans sergiledi bu yıl. Kuban, yüzde 0.849’luk savunma etkinlği ile Eurocup’ın birincisi. Darüşşafaka ise yüzde 0.877 ile ikinci sırada. Rakibini en düşük yüzdede tutan iki takım, savunma başarıları ile finale kalmayı başardı.

Broekhoff sakat

Kuban, Elegar, Qvale, Lazaric Jones gibi Türkiye’de orta karar takımlarda oynamış ve başarılı olamamış Amerikalılar’la, coach Sasha Obradoviç yönetiminde iyi bir takım kimyası oluşturdu. Darüşşafaka da benzer bir yapıda. 6 genç yerli ve 6 orta karar yabancı ile David Blatt yönetiminde çok önemli bir iş yaptılar. Finalde saha avantajı Kuban’dan yana. Ama Darüşşafaka’nın çok başarılı deplasman performansı, bizi fazlasıyla umutlandırıyor.

10 Nisan 2018, Salı 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sıkıysa yakala!‘’

Play-Off’ta şu ana kadar oynadığı 9 maçı da kazanan, Maccabi, Real Madrid ve Panathinaikos’u süpüren Fenerbahçe’nin yeni rakibi Baskonia. Geçen yılın aksine bu kez saha avantajı da Kanarya’da... Bu zamanları çok seven Obradoviç ve takımı, turun yine büyük favorisi...

Baskonia, Fenerbahçe Doğuş’un bu yılki Play-Off rakibi. Şampiyonluğu yok belki ama, 2001 yılından itibaren tam 6 Final-Four’u, 2 de finali var. Geleneği, geçmişi, tecrübesi Fenerbahçe’ye oranla daha fazla belki, tıpkı Fenerbahçe’ye Play- Off’larda 3’er 0 kaybeden Maccabi, Real Madrid ve Panathinaikos gibi...

Baskonia, bu üç takıma göre daha kolay bir eşleşme gibi görünse de, maçlar oynanmadan kazanılmıyor.

Diğer kulüplere göre değişik bir yapısı var Baskonia’nın... İstatistik ekibi müthiş. Dünya’nın her yerinden, özellikle de Güney Amerika’dan adı sanı duyulmamış oyuncuları alıp, bir yılda yıldız seviyesine ulaştırabiliyor.

Yıldız fabrikası

Son 5 yılda, Fabian Causeur, Adam Hanga, Nemanja Bjelica, Mike James, Darius Adams, Kim Tillie, Johannes Voigtmann gibi isimleri parlatıp Avupa basketboluna hediye ettiler. Bu yıl da Vincent Poirier, Baskonia mutfağından geçti. Bu yıl da, 2 sezon önce Fransa 2. Ligi’nde oynayan Vincent Poirier sunumunu gerçekleştirdiler.

Sezona 4’te 0’la başlayınca efsane oyuncu, tecrübesiz coach Pablo Prigioni’nin yerine Pedro Martinez gelince, takımın çehresi de değişti.

Her zaman olduğu gibi kadroyu tamamen yenilemişlerdi. Zamanla, kendilerine has basketbolu oynamaya başladılar, son 7 maçın 6’sını da kazanarak Play-Off’a 7. sıradan girdiler.

Granger, Beaubois, Huertas, Vildoza gibi 4 kaliteli oyun kurucu, Timma, Jenning gibi keskin şutörleri, Voigtmann ve Poirier gibi uzun, çabuk ve şutu olan 5 numaralarının yanı sıra Shengelia gibi süperstar olma yolunda hızla ilerleyen 4 numaraları var.

Deplasmanda zayıflar

Potansiyelli, ligin en iyi hücum eden 3. takımı konumundalar. Takım istatistikleri Fenerbahçe ile birbirine çok yakın. Savunmaları hariç.

Bir de 15 deplasmanda sadece 6 kez kazanabildiler. İspanya dışında ise sadece 3 galibiyetleri var. Efes, Kızıl Yıldız ve Zalgiris’e karşı.

Fenerbahçe Doğuş, Baskonia’yı bu yıl iki kez mağlup etti.

Tabii ki Play-Off havası farklı olur. Ama Play-Off, Obradoviç ve Fenerbahçe’nin işi. 3 yıldır böyle oluyor, rakip kim olursa olsun, ‘süpürülmekten’ kurtulamıyor.

Bu yıl da aynı senaryo gerçekleşir mi bilemem ama Obradoviç’in başında olduğu bir takımı, 10 gün içinde 3 kez yenmek, değil Baskonia, CSKA Moskova için bile çok ama çok zor.

07 Nisan 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI