Ali Koç rüzgarı biraz hafifleyince, normal bir final serisi izledik Ülker Salonu’nda... 40 sayılık fark, Tahinci Basketbol Ligi finali için bir ölçü değildi. Nitekim Tofaş, daha derli toplu, dirençli başladı maça. İlk gün hiç katkı alamadığı Morgan, Meija ve Kadji gibi kilit oyuncular skora katkı yapınca, maç uzun süre başa baş geçti. Obradoviç, 8 yabancısını sürekli olarak rotasyona sokuyor. Dün, Datome ve Sloukas dışarıdaydı. Ama Sloukas’ın yokluğunda, Sinan normal istatistiklerinin çok üzerine çıktı, Yunan guardı aratmadı. Derin rotasyonun faydasını gördü Kanarya. Bir ara 16 sayı öne geçmesine rağmen, Tofaş bir şekilde oyuna tutundu ama kritik hücum ribaundlarını alan Fenerbahçe, Play-Off’taki yenilgisizlik serisini sürdürdü.

Kısa mesaj

Fenerbahçe, 3 sezondur Play-Off yenilgisi almıyor. Bu gidişle Efes’in 18 maçlık rekorunu kırabilirler.

Maçın starı

Melli o kadar bilerek oynuyor ki, bir tane bile hata yapmıyor belki. Oyunu çok iyi okuyor, topun ona gelmesini bekliyor. Gereken yerde de işi bitiriyor. Dün de Tofaş’ın öne geçtiği anlarda 3. periyotta 3 üçlük attı, Fenerbahçe birden 16 sayılık farkı yakaladı.

Gecenin sorusu

Tofaş finale gelene kadar yıprandı. Maç içinde de düşük enerjileri gözleniyor. Kendi evlerinde taraftar desteği ile yorgunluğu unutabilecekler mi? Seriye tutunabilmelerinin ilk şartı bu olacak.

Maçın olayı

Galibiyetin kilit noktalarından biri hücum ribauntlarıydı. 44 saniye kala Wanamaker 2 serbest atışı kaçırırken, Melli hücum ribaundundan sayıyı bulup farkı tekrar 6’ya çıkarırken, Kanarya toplamda 13 hücum ribaundu alırken, sadece 11 savunma ribaundu toplayabildi.

Fenerbahçe taraftarını bu salonda iki yıl önceki Real Madrid serisinden sonra bu kadar coşkulu ve heyecanlı görmemiştim. En önemlisi çok mutlulardı, gözlerinin içi parlıyordu hepsinin... Takım sanki Avrupa Şampiyonluğu’nu kutluyordu salonda. Ülker Arena, bu yıl bir lig maçında ilk kez tamamen dolmuştu... Tofaş’ın şanssızlığı, Ali Koç rüzgarına denk gelmeleri oldu.

Nitekim Crocker atmosferden o kadar etkilendi ki, kontrolü kaybetti ilk yarıda oyundan atıldı. İkinci yarıda da Morgan...

Bu oyuncuları sezon içinde hiç bu kadar agresif görmemiştik. Tabii ki Fenerbahçe oyuncuları. Banvit serisini boş tribünler önünde rölantide geçiren takım, dün ‘aç kurt’ gibiydi.

Savunmada ve hücumda son derece saldırganlardı. Zaten güçlü olan taraf olan Fenerbahçe, bir de arkasına büyük taraftar desteğini alınca, ortaya bu farklı tablo çıktı. Maçı teknik olarak analiz etmenin de çok anlamı yok aslında. 40 sayılık bir fark var finalde. Sarı- Lacivertliler, normal sezonda hiçbir takımı bu kadar kolay yenememişti. Bunu finalde başardılar. Oynanan istekli basketbolun, taraftardaki coşkunun sebebi Ali Koç’tu...

Serinin geri kalanında Tofaş’ın ne yapacağı çok önemli artık. İkinci maçta da onları farklı birşey beklemeyecek. Bakalım ayağa kalkabilecekler mi, yoksa baskının altında yine ezilecekler mi?

Normal sezonu domine eden, en iyi basketbolu oynayan, yani hak eden iki takım finale çıktı. Fenerbahçe Doğuş ligin uzak ara favorisiydi. İki yıl önce lige çıkan ve beklenenden fazla aşama kaydeden Tofaş, 18 yıl sonra finalde.

Orhun Ene yönetimindeki Tofaş, doğru planlama, profesyonel kulüp yapısı, bütçeyi verimli kullanması ile örnek bir takım oldu. Normalde Fenerbahçe Doğuş’un bu seriyi 4-0’la kazanmasını beklerdik ama takım Euroleague’den çok moralsiz döndü.

Enerjisi ve morali düşük görünüyor. Banvit serisini de çok zor geçtiler. Tofaş’ın, Banvit’ten daha tempolu ve coşkulu oynadığını gözönüne aldığımızda Sarı-Lacivertliler için kolay bir seri olmayacaktır.

Yarı finallere ilgi her ne kadar yüksek olmasa da, gerek basketbol kalitesi, gerekse çekişme açısından bence çok keyifli geçti. Tofaş, ‘finale çıkıp hedefe ulaştım’ moduna girmez, maksimum direnç koyarsa, bu seride de aynı heyecanın yaşanacağını düşünüyorum.

Fenerbahçe Doğuş’ta Eurolegue finali ile başlayan durgunluk, Play- Off’ta da devam ediyor. Basketbol Ligi’nin uzak ara favorisi Fenerbahçe’ydi. Hele ki Play-Off’ta Fenerbahçe gibi bir takımı 3 ya da 4 kere yenmenin imkansız olduğunu düşünüyordum. Ama Banvit öyle bir seri oynuyor ki, şu an 2-0 önde olması işten bile değildi. Küçük detaylar, küçük hatalar ve tecrübe farkı sonucu belirledi yine Ülker Arena’da... Başa baş geçen ilk yarının ardından Sarı-Lacivertliler, Guduriç ile oyuna ağırlığını koydu.

Rakibini yakaladı ama...

4. periyodun başında da 64-56 öne geçip kazanacak hamleyi yaptı. Ama Banvit aynı ilk maçta olduğu gibi yine reaksiyon göstermeyi başardı. O zaman da iki kez çift haneli farklarla geri düşmesine rağmen maç sonuna önde girmeyi başarmışlardı. Filipovski molası sonrası sahanın yıldızlarından Rautins’in üçlükleri ile 8-0’lık seri yakalayan Bandırma ekibi, önce rakibini yakaladı bitime 2 dakika kala da 77-72 öne geçti. Burada sonucu serbest atışlar belirledi.

14 serbest atış kaçtı!

Vesely akıllıca Vidmar’a faul yapınca, Sloven pivot çizgiden 2’de 0’la döndü. Banvit maç boyunca da 27 serbest atışın 14’ünü kaçırdı. Normal sürenin sonunda da Taylor çizgide 2/2 yapsa fark 3 sayıya çıkacaktı. Ama kaçan topun hücumunda Wanamaker’ın turnikesi sonucu belirledi: 80-80. Uzatmada ise Wanamaker-Sloukas ikilisi tecrübelerini konuşturdu ve Kanarya kabus gördüğü maçı 98-93 kazanıp seride 2-0 öne geçti.

Tahincioğlu Basketbol Ligi Play-Off yarı final ilk maçında Anadolu Efes'i 28 farkla yenen Tofaş, dün de evinde galibiyete ulaştı, durumu 2-0 yapıp finale kalma yolunda büyük avantaj yakaladı.

Tofaş, Play-Off’ta da normal sezonda bıraktığı yerden devam ediyor. Zorlu ligi Fenerbahçe’nin ardından ikinci sırada bitiren Bursa ekibi, finale kalma yolunda büyük avantaj elde etti.

İlk maçta Anadolu Efes’i sürklase eden Tofaş, dün de oyunun büyük bölümünü domine edip haklı bir galibiyete imza attı. İlk yarıda Henry 8/8 isabet oranı ile 17 sayı atması, Morgan’ın müthiş performansı, bu seride büyük katkı veren Yiğit ve üçüncü çeyrekte yaptıkları savunma ile farkı çift hanelere çıkarmaları, Tofaş’ı galibiyete taşıdı.

Coach Orhun Ene, Tofaş’a çok iyi basketbol oynatıyor. Hem sezon boyunca genç oyunculara fırsat verdiler hem de hedefleri doğrultusunda ilerlediler, hem de göze hoş gelen basketbol oynadılar. Demek ki, plan-proje üretip buna sadık kalındığında hem sonuç alınıp, hem de oyuncu yetiştirilebiliyormuş. Bunun en güzel örneği Tofaş ve Banvit.

Efes için artık çok zor

Efes’te belki de kariyerinin en kötü sezonunu geçiren Birkan, 6’sı üçlükten olmak üzere 22 sayı attı ama bu parlak performansı galibiyete yetmedi. Artık işler Efes için çok zor. Daha önce bu tip geri dönüşler yapmışlardı ama enerjileri düşük ve savunma zaafları var. Tabii ki pes etmeyeceklerdir ama Tofaş son derece kararlı görünüyor.

Tahincioğlu Basketbol Ligi Play-Off yarı final ilk maçında Fenerbahçe, çok zorlandığı maçta Banvit’i son 2 dakikada Sloukas’tan bulduğu 7 sayı ile devirdi, seride 1-0 öne geçti.

Ligin en kaliteli maçlarından birini izledik Ülker Arena’da... Bu yıl Fenerbahçe’yi yenmeyi başaran 3 takımdan biri olan Banvit, fazlasıyla zorluk çıkardı Euroleague finalistine karşı. 12 sayı geri düştü, ardından 7 sayı öne geçti ama son sözü Kostas Sloukas söyledi. Aslında Sloukas’a gelene kadar maçın bir çok hikayesi, bir çok yıldızı vardı. Banvit, Fenerbahçe presi sonrası altyapı takımları gibi tam 4 kez topu oyuna sokarken kaybetti. 25-16 geri düştüler. Motive görünmüyorlardı sanki ama öyle olmadığını kalan 3 periyotta gösterdiler.

Caloiaro coştu

Kahramanlardan biri Caloiaro’ydu. 6/7 ile üçlük isabet oranı ile 29 sayı attı Amerikalı, 5 ribaunt, 5 de asist yaptı. Genç Rıdvan, süratiyle bütün Fenerbahçe savunmasını peşine takıp, turnike üstüne turnike attı. 12 sayıdan gelip, 42-40 öne geçti Bandırma ekibi. İkinci yarıda 21 sayı ve 7 asistle oynayan Taylor’la skoru 59-52’ye getirdi Banvit. Final-Four’un yıldızı Melli arka arkaya 5 sayı atıp Fenerbahçe’yi tekrar oyunda tuttu. 10 sayı, 8 ribaunt, 8 asistle oynadı İtalyan uzun. Neredeyse ‘triple-double’ yapıyordu.

Assolist Sloukas

Kahramanlardan biri de 6/6 gibi inanılmaz bir üçlük performansı sergileyen Nunnally idi. Kritik uzak mesafe şutları ile takımını öne taşıdı. Rıdvan ‘ben hala buradayım’ dedi. 4 sayı atıp 38’de durumu 79-79’a getirdi. 40 dakika boyunca bir çok yıldız gösteri yaptı ama Sloukas da ‘en son assolistler sahne alır’ dedi. 2 dakikada 7 sayı atıp, Fenerbahçe’yi de ipten aldı: 86-81. Harika bir yarı final serisi vardı sahada. Umarız kalan maçlar da böyle yüksek kalitede geçer.

Final oynamak güzel, üst üste 3. kez burada olmak harika bir duygu ve büyük bir başarı. Ama hedef sonuçta şampiyon olmak. Bütün sezonu iyi götüren Fenerbahçe Doğuş finalde belki de sezonun en kötü performanslarından birini sergiledi Belgrad’da... Bütün tribünler sapsarıydı. Evinde oynuyordu sanki Fenerbahçe. Ama bir türlü ritmini, normal oyunun bulamadı Kanarya. Bunun birçok nedeni var. Takımın MVP’si Vesely, bir finalde daha ortalarda gözükmedi. Sloukas, Nunnaly, Datome, Guduric, Kalinic, Thompson çok az katkı verdi. Bütün maçı Melli götürdü. Bir oyuncuyla da yıldızlar topluluğu Real Madrid’i yenemezsin. Her şeye rağmen, Fenerbahçe hep oyunun içinde kaldı. Ama en kritik ribauntları alamadık. Vesely, Wanamaker çok kolay turnikeler kaçırdı. Ortaya düşen bütün toplar da Realli oyuncuların eline geldi. Şans da onların yanındaydı. Bir gün önce Bobby Dixon’un yaptığını bu kez Fabien Causer yaptı. Onun bu performansı hiç hesapta yoktu.

Gecenin sorusu

Lamonica, skandallarla dolu kariyerini bitirdi. Dün de Vesely’ye çaldığı erken fauller, Wanamaker’e verilmeyen centilmenlik dışı faul vs... Yenilgiyi hakeme bağlamıyoruz, ama dün niyeti çok belliydi.

Maçın starı

Causeur... 3/3 üçlükle 17 sayı attı. Fener savunması Doncic, Llull’a konsantreyken o piyangodan çıktı, canımızı fazlasıyla yaktı. MVP ödülünü ünlü olduğu için Doncic’e verdiler herhalde! Melli’nin 28 sayı, 6 ribaunt ve 1 asistlik performansı güme gitti.

Maçın olayı

Real’de 12 oyuncu da forma giydi, 11’i sayı attı. Hepsi katkı verdi. Daha iyi oynadılar, daha iyi savunma yaptılar ve şampiyonluğu hak ettiler. Hem CSKA’yı, hem de Fenerbahçe’yi yenmek kolay iş değildi.

Kısa mesaj

Fenerbahçe Doğuş her sene buralarda olacağını gösterdi yine. Ama final oynamak başka bir şey. Sezon boyunca Bogdanovic ve Udoh’tan bahsedildi. Bu anlarda ‘lider oyuncu’ gerekiyor. ‘Winner’ oyuncu eksikliği finalde kendini hissettirdi.

Üst üste 3. final ve 2. şampiyonluk beklentisi... Finaldeki rakip bu sefer Real Madrid... Fenerbahçe’nin son yıllarda en çok yendiği takım.

Finali onlarla oynayacağımızı tahmin ediyordum. İki takım, iki coach birbirlerini çok iyi tanıyor. Farklı basketbol karakterlerine sahip iki takım karşı karşıya gelecek. Burada istediği basketbol tarzını sahada kabul ettiren avantaj sağlayacak. Fenerbahçe, normal sezonda da olduğu gibi tempoyu ve açık alanları rakibe vermemeye çalışacak. Zalgiris karşısında çok iyi hücum edememesine rağmen, iyi savunma yaparak kazanmıştı Sarı-Lacivertliler.

Zalgris değiller...

Bu kez karşılarında Zalgiris kadar iyi savunma yapamayan bir takım bulacaklar. Daha akıcı hücum edeceklerini düşünüyorum. Belli bir savunma stantardını da mutlaka yakalayacaklardır. Ben, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunun yaşandığı bugünlerde 2. şampiyonluğun geleceğini düşünüyorum. 12 bin Fenerbahçe taraftarı da Belgrad’da bayramı yaşamaya hazır.