Arama

Popüler aramalar

‘’Konsantrasyon meselesi!‘’

Acemisilin enjeksiyonlu & neokafakoparal donanımlı Galatasaray “nev yönetimi” politikalarının, olgunlaştırdığı güvencesizlik ve belirsizlik kaynaklı psikolojik depremler, futbolcuları da etkilemiş fena halde! Ziyadesiyle belliydi dün gece. Henüz 20. saniyede Olcan’ın kornere yönelttiği, daha sonra Balta’nın Muslera’yı neredeyse bel fıtığı ettiği kafa vuruşlarının başka türlü izahı olabilir mi? Selçuk üst düzey çaba gösterse bir türlü, göstermese başka türlü! Burak benzer özürlü! Konsantrasyon yerlerde, bir yerlerde dün gece yani! Taffarel mesajı almış oysa. Hamzaoğlu’nun “kiralık” dediği Denayer sahada, “adamdır” dediği Umut da kenarda! 9. dakikada önce Antalya savunması, ardından da Semih ve Podolski topu “es” geçti, Yasin’in golü geldi 1-0. Eto’o “ayakta uyuyor, otel parası vermiyorsunuz” diye boşuna söylenmedi arkadaşlarına!

37’de aynı Eto’o öyle bir iş etti ki, kaçırdığı pozisyona bu kez kendi takım arkadaşları “la-havle” çekti, Galatasaraylılar da şükür duası etti. Konuğun baskılı gözüktüğü anlarda Burak kontrada öyle bir çalım atıp gitti ki, işe kendisi de şaşırdı ve olmayacağı yapıp topu dışarı attı. 41’de sezon boyu “41 kere maşallah” dediğimiz Balta, baltayı taşa, Allah’tan da Diarra’nın vuruşunu Muslera kornere vurdu. İkinci yarı Antalyaspor direnişi Galatasaray “çöküşü” örnekledi ve goller geldi!

Afilli penaltı!

Rodriguez önce 64’te Sezer’in attığı golde, sonra da Podolski’ye 66’da yaptığı asistte gözüktü ve İspanyol sahneden alındı. Önce Sezer sonra Podolski 2-1 vaziyet. 69’da Burak bir kolay pozisyonu daha heba etti, Antalyaspor sonuca direndikçe direndi ve Palabıyık’tan afili bir penaltı geldi! Kolay ve hovardavari bir penaltı yani Eto’o geldi 2-2’ ye getirdi. Sonra avantür filmi gibi 90+1’de Selçuk 3-2 ve 90+3’te de Mbilla 3-3. Burada Semih’in uyumasını, ötekisinde Burakın atamamasını bırakın. Rodriguez veya Balta defolarınıda kenara atın. Asıl siz Galatasaray’ın acemioğlu acemi, otel standartlarında kulüp yönetmeye çabalayan yönetim modeline bakın! Kasım ayında şampiyonluğa sırtını dönen anlayışa da bakın... Dursun mu durmasın mı? Daha çoook vakit var kongreye nasılsa, tabii apar topar Aysal misali kaçmazlarsa!

22 Kasım 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çınarın gölgesi!‘’

Karaman’ın zaten Akyüz’ü, şövalyesi var. Hood’u eksik olsa da Robin’i de var. E bir de üzerine Çınar gölgesine, gerek yok ki be birader! Koray’ın Oscar’lık gösterisine Çınar bayıldı. O baygınlıkla sağlam karakter ödüllü oyuncu Umut’u da, Galatasaray’ı da harbiden harcadı! Ey MHK Koray’ı artistliği nedeniyle arzu edersen ödüllendir ama Umut’un kartını da, mutlaka geri çek! Etik değerlere adamlığa sportmenliğe bu sarı kart haksızlık, üzerine bir de kırmızı oldu mu yani? Çınar’ın neyi görüp, ne için cezalandırdığı da, esrarengiz bir bir muammadır! Araştırılmalı, düşünülmeli, Umut’a reva görülen haksızlığın nedenleri çözülmeli...

Rezillik!


Mekanı cennet, rahmeti çok olsun bizlerin evladı, Selçuk’un kuzeni acısına karşın, Galatasaray gayretli ve iyi başladı 90 dakikaya. Sabri’nin ters kafa vuruşuyla Muslera cebelleşirken, Karaman yedek kulübesine döndü ve seslendi “şok, şok bir de gol olsa bu manşet be manşet..” Kulübeden de yardımcısı fısıldadı “Hocam manşeti şoku moku boş ver de Sneijder nasıl gol atıyor onu seyret!” Dakika 4’te Burak, Podolski, Sneijder iş birliği şahane bir gol getirdi konuğa ve 0-1. 18’de Selçuk’un üzüntü kaynaklı gerginliği adelesine de sırayet etti ve Kaptan çıktı Rodriguez girdi, pas hatası Rizespor’a Mehmet Akyüz’le beraberliği getirdi: 1-1. Sonra Çınar’ın uydurduğu bir pozisyon ve sarı kart var...

Ki sonra Rizespor’un sıkışık vaziyetinde, o sarı kırmızıyla süslenecek ve Galatasaray’ın emeğinin içine edilecek! Serbest vuruşu Eren kullandı, Akyüz vaziyeti 2-1’e taşıdı ve devre de bitti. Aslanlar mücadelesini sürdürdü önce Podolski beraberliği, ardından da Olcan 2-3’e taşıdı skoru. Çınar çıktı yine meydana ve Umut’a olmayan bir pozisyonda bir kart daha uydurdu. Bu rezilliğe delikanlı aleminde “Yazıklar olsun” derler, zaten gerisini de RTÜK engeller! Rizespor 2 gol daha kazanarak, 3 puanı hanesine yazdırdı! Hayırlı uğurlu kademli olsun hakeme de yandaşlara da! Galatasaray kaybetmedi... Çınar ve gölgesi himmetiyle, ÇAYKUR Rizespor kazandı, meselenin aslı budur.

08 Kasım 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rotasyon ve Operasyon‘’

Hamzaoğlu kadrosunda bana göre operasyon, kimilerine göre de rotasyon yapmış. Rotasyon acaba operasyonun sosyetikçesi ya da Etiler semti lehçesi olabilir mi? Neyse onca organ nakline rağmen, çok kombine ve compact başladı ev sahibi. Derli, toplu, hırslı, tempolu, bütün halinde yani. Ne zamana kadar? 9. dakikada Selçuk'un artık retroklasik statüsünde yer alan, şahane golüne kadar.

O kadar güzel vurdu ki Galatasaray kaptanı, bu gol anlatılamaz ancak piero eşliğinde zaviye mesafesi ve sürati tekrar tekrar izlenerek yaşanır! 11'de Podolski vuruşu, daha sonra dakika 66 'da olduğu gibi direkten döndü ve eldeki mevcutlarla içtimaya çıkmış manga manzarasındaki Es Es, Galatasaray alanında gözükmeye başladı sonra! Dakika 14'te Selçuk'un rakibine hareketi, 45+2'de kendisine yapılan hareketten daha etkiliydi gibi. Yıldırım belki 'ben bile düşmezdim' dedi ve devam etti. Sonra Selçuk için verdiğine, bilemem ne dedi? Toko belki de yabancılar statüsü kapsamında kaybetti! Bülent Yıldırım'ın babasını da severdim, kendisini sever ve çok güvenirim. Yani 'beşer şaşar' der geçerim. 23'te Engin şahane vurdu, direkten dışarı gitti. Dakika 34'te Selçuk sarı kart gördü, orada öncelikle olması gereken arkadaş kendisini biliyor, şu anda asla afişe etmem!

Galatasaray galip ya o yüzden etmem. Zaten Anıl'da arzu ettiği yere atamadı ceza vuruşunu. 41'de Emre topu kale alanına kaldırdı ve olacak gol Kral daha topa gelir ve köşeyi belirlerken kendini belli etti 2-0. Devre biterken de, outlet penaltı sonucu Burak 3-0'a taşıdı vaziyeti. İkinci yarı Emre GÜRAL porselen gibi sert kararlı ve gole odaklıydı. Bu güzellikte Anıl'ın 2B arazisinde emaneten değil kendi tapulu arazisinde işini yapmasıydı. 49'da Gekas, Emre, Anıl sırayla müthiş gol şansında şanssızdı. hani 'top istemedi' derler ya işte öyle bir şey. Dakika 84'e kadar Es Es esti ama ne yaptıysa gürleyemedi ve 85'te Bilal Kısa, uzun operasyonu 4'ledi. Bol pozisyonlu keyifli bir 90 dakika izledik, Galatasaray hem dinlendi, hem keyiflendi, hem de 4 golle galip geldi. Bundan âlâsı Şam'da kayısı yani.

Galatasaray ultrateknik U45 bilemedin U48 kadrosuna, yani Hamza Hamzaoğlu ve castına güven ve gerisini merak etme sen Galatasaraylı...

29 Ekim 2015, Perşembe 23:40
YAZININ DEVAMI

‘’Rize ayağa kalkamıyor‘’

Geçtiğimiz haftanın hariçte kazananıyla dahilde kaybedeni buluşunca, ilk 45 dakika futbolunun tadına doyulmadı! Kafkas Eskişehir’de yakaladığı karizmayı çizdirmeme adına son derece dikkatli. Karaman’sa Akhisar’dan ‘tehlikenin farkına varın!’ uyarısını almış ipleri sımsıkı bağlamış, kuzularını muhafaza çabasındaki celepten farksızdı. E bu vaziyet de azami kontrollü, hamle sınırlı, gerginliği yoğun ama heyecanı zero bir futbol oynaşması ortaya çıkardı.

Furkan damgası

Kayserispor iyi oynuyor gibi gözükse de, gol üretemiyor ve bana geçen sezonun Karabükspor’unu anımsatıyor. Onlar da topa hakim gibi oynar ama forvetlerinde gol yapacak pek bulunamazdı, dikkat! Furkan 80’de Rizespor’un mutlak golünü çizgiden iki hamlede çıkardı, aynı Furkan 85’te de İtandje’yi az daha milli yapacaktı, kaleci topu kurtardı. Müsabaka başladığı gibi sona erdi ve iki teknik adam da karizmalarını çizdirmeden eve gitti. Kim demiş ki ‘Rize&Kayseri arasında huzur yok’ diye? Bal gibi vardı ve 0’a 0, elde var 0’a bağlandı...

29 Ekim 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Afilli düdük!‘’

Kadıköy’de Fenerbahçe’ye kıyak adına öttürülen çok düdük duymuştum ama Fırat Aydınus kadar afilli, teşkilatlı ve yanlısını düttüreni hatırlamıyorum! Koskoca ilk yarı boyunca bir başlama, bir de devre arası için ötmesi dışında, zerre doğrusu olmaz mı hiç düdüğün? Keşke Aydınus Fenerbahçe’nin 60’ta attığı ofsayt golü de verseydi. Tabela 2-0 eder, ‘hakemleri&medyasına’ hiç güvenmeyen ve akut gerilim yaşayan Aziz Yıldırım’ın ‘geçer’ notu ‘Aydınus’la 90 dakika’ derbi karnesine işlenir, böylece Olcan’ın attığı helal gol sonrası ev sahipleri fenalık geçirmezdi değil mi yani? Galatasaray’ın iç güveyinden dahi hallice olamadığı gibi bilinen ve beklenilen futbolunu özellikle ilk yarı ortaya koyamadığı Kadıköy gecesi! İlk 45’te takım halinde arzu edilen konsantrasyona haiz olmadıkları gibi, karşılarında da retrokonsantre Fenerbahçe. E hakem de ev sahibiyle el ele olunca mesele ne?

Yüzde 100 ofsayt

76’da Nani’ye yapılan için Chedjou’ya çalıyor, 72’de de Burak’a Kjaer’in yaptığına ötüyorsan ‘adalet istiyoruz’ diyenler çok haklı. Adalet denilen kavram aynen işte böyle olmalı! Açık ve net iddia ediyorum Diego’nun attığı gol ofsayttır. Sneijder’e yapılan sertlikler, Bilal’e dönük girişimler kartlıktır. Üst üste yapılan agrasiflikleri görmezden gelmek, bilemem hangi vicdan faslındadır?

Allah’ın sopası yok... Düdüğü de yok ! O zaman işler dünyevi derslere kalıyor ve mutlaka da yaşanıyor! Fenerbahçe’nin kulelerden oluşturduğu, ‘starsman longelitler’ savunması arasından sınırlı ölçülerdeki Olcan kafayla gol atabiliyorsa, 1-1’lik sonuç yüce Yaradan’ın kesin uyarı mektubudur 1-1 nokta.

26 Ekim 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zeybek'n'roll komparsitaya karşı!‘’

Benfica daha ilk dakikada kazandığı serbest vuruşa estetik ‘la cumparsita’ rengi kattı ve Gaitan’ın şık figürlerine Sarı- Kırmızılı savunma adeta saygıyla reverans yaptı! Portekiz temsilcisi Gaitan’la 0-1 önde. Konuğun keyifli başlangıç ritmine, 10 dakika kadar seyirci kalan Cim Bom, yavaş yavaş sahne alıyor ve Zeybek ve Rock’n’roll karışımı, Turkish ‘Zeybek’n’roll özgüveni zevkle izleniyor.

Bu arada Bilal’in vuruşu Almeida tarafından ellenince 19’da Selçuk mükemmel vuruşuyla vaziyeti 1-1’e getirdi. Yasin dışında kalanların savunma aksiyonlarında samimiyetle iş yaptığını söylemeli, 51’de muhakkak gol şansından olan Umut’u eleştirmektense, başta Luisao olmak üzere tüm Benfica savunmasını umutsuz ev kadınlarından beter hale getirdiği için de teşekkür etmeliyiz. Helal olsun mücadelesi ve iyi niyetine Umut’un. Yasin’e de elbette ama gönlüm savunma işlerinde daha fazla görmeyi de arzu ederdi.

Olcan ve Burak nefes verdi

Podolski geldiği günden beri mükemmel bir kültürü örnekliyor, bravo. Cesar’ı Brütüs bağrından vurmuştu, Podolski apış arasından yaraladı! Dakika 33’te Chedjou olağanüstü nefasette bir top uzattı ve tünel ustalarıyla ünlü Poland kökenli Made İn Germany Julie Cesar’a doğru topu bir çaktı kaleciyi harbiden Juliette etti: 2-1. 48’de Jonas’ı Muslera önledi, ardından Podolski direği sökecekti sökemedi, bu sefer Cesar’ın kulak memelerini titretti. Umut, Benfica savunmasını külliyen hoplattı ama şans işte olmadı. Olcan ve Burak adeta nefes verdiler. 87’de Sneijder eski arkadaşının hatırını sordu ama gol olmadı.

Bu arada Benficalılar’ın inceden rutubetlendiklerini görüyorum! Hele hele Umut’a bir refakat timi oluşturdular, aman ki aman! Galatasaray ve Hamza Hamzaoğlunu zaten çok beğeniyor nurlu ufuklardan katiyyetle emin vaziyette, bu tür mutluluklar ve çok daha fazlalarını bekliyordum. Chedjou’nun uzatma anlarındaki ters vuruşunda ummadığım işler olsa bile bu yazacaklarım asla ve katta değişmezdi. Galatasaray başarı yolunda, emin olabilirsiniz: 2-1.

22 Ekim 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şaban mıydı acaba?‘’

Müsabakanın ilk 45 dakikasında, hakemlik müessesesi adına, öyle dangul dungul işler oldu ki! Nüfus memurunun kayıt esnasında, aslında olması şart ‘Şaban’ yerine ‘b’ harfini kapatmayı ihmal edip kerhen ‘Şahan’ yazdığını düşündüm nedense? Neyse açıkça ifade ediyorum dün gecenin düdüğü ‘şahane’ değil, ancak ‘şabane’ olabilir bence. Ayıptır, yazıktır, günahtır! Eğer konuğun hatalı kullandığı tacı, Bilal’e yapılan ve Galatasaray’ın
yediği gole neden olan itmeyi, Carole’ye yapılan çekmeyi, Rodriguez’in topta olmayan elini, Hakan Balta’ya uzanan tabanı süzmekten, idrak edebilmekten uzaksan hakemlik mesleğinde de fuzuli işgalde bulunmayacak, ruhsatı MHK kapısına asacaksın. Böylesi düdüklere karşı çok deneyimli ve sabırlı, olağanüstü de akıllı 110 yıllık Galatasaray camiası, tribünleri ve Hamzaoğlu duruşu futbolcularıyla el ele zerre terbiyesini bozmadı ve zamanı geldiği anda, Aslan’ın pençesini vurmasını sağladı hem de 4 kere.

Chedjou süperdi

İlk yarı futbol adına gol dışında hemen her futbol etkinliğini devreye sokan Galatasaray, elbette gol yapmayı da sağlayacaktı şartlı ve şarjlı düdüğe rağmen! Rodriguez yerine Yasin ve bilmem kaç tane de Chedjou vardı? Çikolata renkli şahane savunma sanatçısı, hemen her hücum pozisyonunda ve golde vardı. 49’da Bilal, 53’te Chedjou, 68’de Yasin Galatsaray’ı 3-1 galibiyete taşıdı. Aslanlar topluluğu onca şut, bunca korner attı ve Gençler savunmasını harbiden ‘topkolik’e çevirdi ve penaltıyı nevi sağlam Burak adeta çaktı ve ‘4you Şahan’ mı yoksa şaban mı dedi duyamadım buradan! Galatasaray ve Hamzaoğlu birçok futbol alemince maruf ‘ağlama sanatı ustasına’, çok büyük ders vermiştir dün gece... Adam gibi mücadele etmekten ve futbol oynamaktan asla vazgeçmezseniz, mutlaka kazanırsınız diye! Galatasaray 4-1 Gençlerbirliği.

18 Ekim 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İştah meselesi‘’

Bayram sofrasına oturursunuz, sürahi devrilir veya çorba tabağınız dökülür! İşte böylesi tersliklere rağmen, keyifle devam edersiniz yemeğinize. Dakika 56’da Hakan Balta asisti ve Umut Bulut golü, bu iki klâs adamın ‘imrenilesi futbol iştahı’ realitesini hatırlattı bana dün gece. Galatasaray şık bir futbol gustosuyla başladığı gecenin henüz 9. dakikasında Muhammed’in attığı usta golle adeta haşlanmasına rağmen, istifini bozmadı. Katiyen futbol iştahını köreltmedi ve Podolski dakika 11’de başlattığı pozisyonu Denayer’in asistiyle süsledi: 1-1.

Bilal ve Rodriguez başarılı

Beraberlik sonrası iki tarafın da hücuma dönük oyun anlayışları, tribünleri heyecanlandırdı. Galatasaray’ın Yasin ve Sneijder’le denediği şutlar tribünler için şık ama futbol doğruları adına müsriflikti bence! Takım savunması konusundaki olmayan, olması gerekenlerin takdirini de siz saygı değer izleyenlere bırakıyorum efendim! Yani geri dörtlüye yansıyan, Muslera’da sonlanan Gaziantepspor tehlikelerinde, Muhammed Demir kadar, Sarı-Kırmızılı forvetlere de bakmak gerek herhalde! Bilal ve Rodriguez son derece başarılı oldular, mükemmel toplar attılar fakat öndeki arkadaşları tarafından yalnız bırakıldılar. Ön ve orta alan yardımlaşması istenilen düzeye savunma anlamında da gerçekleştiğinde, bu iki virtüözün seyrine doyum olmaz diye düşünüyorum.

Öndekiler destek olursa

İlk yarıda Umut’un tribünlerce üretilen mırıltılara maruz kalması burukluğumu, ancak atacağı bir gol sona erdirirdi. Sabırlı, iyi niyetli, özverili Aslan çocuk umudumu gerçekleştirdi ve ekibinin bu sezon Arena’dan ilk kez sevinçle ayrılmasını sağladı. Galatasaray bir türlü 4 ve 5. viteslere taşıyamadığı futbolunu, öndekilerin daha yoğun ve olması gereken düzeydeki gayretleri neticesi sağlayacak ve şimdilik sabırla sevinçlere ulaşıyor olsa da, beklenen hızlı futboluyla hedeflediği yerde olacak. Eminim... Bir kısım Galatasaraylı taraftar ezeli rakipleri tribünlerine özenmekten vazgeçip, futbolcularını yürekten ve gereği gibi içten desteklesin yeter. Lüzumsuz mırmırın lüzumu yok yani!

27 Eylül 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI