‘’Muslenettin ayyy gol doğdu!‘’
Hamzaoğlu kendine göre doğru, bence de yanlış bir kadro oluşturdu. Hele hele Aatif’in sallaparti vuruşunda Muslera dedirtti ki, ‘Muslenettin ayyy gol doğdu!’ Sivasspor 1- Galatasaray 0 hem kurtaran saçmalayıp, hem de atan teknik direktör Hamza Hamzaoğlu’nun hışmına uğrayınca, 3 Kupalı, 4 yıldızlı armada feleğini şaşırdı! Dursun bey riyasetinde Galatasaray elbette kupalarıyla daim dursun da, futboldan böyle aykırı durmasın ama... Böyle de boş tenekeden farksız, durulur mu ama? Chedjou olmasa savunma külliyen tel maşa. Burak’ın Antalya’da ön libero, orta saha oynadığını hatırlarım. Yani demem şu, benim hatırlayıp düşündüğümü sorumlular nasıl akıl etmez? Burak oralarda bulunsa dahi, yeterdi. Yetti de! Kim kesilmeliydi peki? Söylemem... O bilir kendini. Penaltıda Bilal’e değil, Selçuk’a bakın ve Barış’ı bozmayın! Aatıf’ın mıh gibi çakışı ve 2-0 önde ev sahibi. Selçuk sol kanattan duran topa vurdu, Burak nefis bir ön direk hamlesi yaptı ve attı 2-1 şimdi. Burak renk, Hamzaoğlu da Olcan’ın yerine Carol’u oyuna kattı. Podolski 81’de kafasıyla 2-2’yi sağladı... Real Madrid derbisi öncesi Aslan hiç keyif vermedi yani... Rakibe bu kadar da pozisyon verilir mi?
‘’Müper oldu da!‘’
Bursaspor oyuna mükemmel başlayıp ciddi gol fırsatları da yakaladı. Bu sürede dikkatimi çeken ne oldu? Yeşil-Beyazlı forma hamili iki oda bir salon, dubleks forvet yokluğu! Timsah bu sezon, geçmiş sezon gol Kral’ını çok arayacak! Belli... Galatasaray kalecisinin adını değiştirmeli! ‘Mislera’ adı çok yakışır genç adama. Muslera’nın kaleciliğine ve muhteşem kurtarışlarına bir baktım... Mis gibi valla. Timsah saldırısını kazasız belasız atlatan Galatasaray, o dakikaya yani 21’e kadar sessiz sedasız dolanan Yasin ve birbirinden güzel işlerle takdir alan Mert nöbet değiştirdi (!) çift kupalı şampiyon 1-0 öne geçti.
Abartmış olmam
Gol sonrası temponun da Galatasaray adına şeker orta, ya da iç güveyinden halice olduğunu söylersem abartmış olmam diye düşünüyorum. Neyse gelelim sadede, ligimizin sürprizi ve şampiyonluk aday adayı Sarı-Kırmızılılar savunma defolarına, orta alan boşluklarına mutlaka çare bulmak zorunda! Aksi halde Mislera’nın ‘Vahlera’ , taraftarın da ‘Ahlera!’ olması kaçınılmaz elbette! Bir başka ‘Ahhh’ta Emre Çolak’a... Yapma be arkadaş!
Süper Kupa harbiden ‘müper’ oldu ama oldu, Mislera yine adını kupaya koydu... Galatasaray.
‘’Favori Fenerbahçe!‘’
Haziran, temmuz, ağustos dönemleri daim favorisi Fenerbahçe, plasesi Beşiktaş, sürprizi de Galatasaray olur hemen her sene. Futbol hünerleri uygulama mevsimi geldiğinde, sürpriz öne geçer, şampiyonluğa gider ve kupaları müzesine sıralar. İnter karşısında izlediğim Aslanlar’ın elbette eksikleri, savunma gedikleri, çabukluk ve zamanlama problemleri vardı. Sıkıntıları giderecek reçeteler de, mutlaka Hamzaoğlu’nun notları arasında ve zaten kalede de Muslera vardı! Galatasaray bir kısım medyanın alışılagelmiş tavırları ve tutumlarıyla algı yaratmaya çalıştığı gibi ekside değil, belirtilen değerlerin oldukça üzerinde. Hazırlık oyununda elbette lig ciddiyeti göremezsiniz fakat geleceğin umut ışıklarını sezebilirsiniz. Açık söylemek gerekirse sadece sezgi değil, nurlu ufukları gördüğümü söylemeliyim,
Galatasaray’ın bu sezon da ezeli ve ebedi umutsuzlar ordusuna ilginç sürprizler üreteceğinden emin olunuz. Keyifli Arena gecesinde, 4 yıldızlı Sarı-Kırmızı armada yabancılara yine
dersini verdi. Hamzaoğlu 1-0 Mancini.
‘’Kasımpaşa zaferi...‘’
Türk Milli Takımı ilk 45 dakikası Fatih Terim dahil sanırım hiç kimseye tat vermedi. Planlanan hücum ve savunma aktivasyonları, arzu edilen çabukluk, pas isabeti ve güç temposunu bir türlü yakalayamadı. Öyle olunca da Bulgarlar'ın ilk yarının son 5 dakikasındaki gol girişimlerinde Volkan Babacan becerilerini beğeniyle izledik. Devre arasında acaba 'Ufuk Sarıca müthiş Karşıyaka'sı hücum, savunma, elbette pas isabeti ve çabukluk aksiyonlarını basketboldan futbola monte asla mümkün olamaz mı' diye düşünmek zorunda kaldım.
Bu konuda istenilen seviyenin sağlanabilmesi için, sporcu yeterliliğinin ne denli önemli olduğunu da Fatih Terim yaptığı değişikliklerle sahneledi. Bir anda dekorun değiştiğini ve gollerin de geldiğini memnuniyetle izledi Türkiye. Gününde bir Burak çok önemli isim. Selçuk ve Mehmet Topal'da sahne alınca Ay-Yıldızlı takımımızın ilk yarıda bulutlar arasında kalan ışıltısı ortaya çıktı ve 'Kasımpaşa zaferi' de kazanıldı.
Hakan Çalhanoğlu muhteşem bir sanatkar! Özellikle duran topları öyle bir süslüyor ki, kaleci hayranlıkla izlemekten ötesini beceremiyor, 49'da şahane bir serbest vuruş ve 1-0 öndeyiz. Burak Show, Çalhanoğlu serbest vuruşu öncesi başlamıştı ve tüm güzelliğiyle devam etti. 54'te Burak'ın asisti ve yine Çalhanoğlu 2-0. 50 ve 80'de Kral geceyi 3 ve 4. golleriyle bitirdi.
Kazakistan kritik müsabakası öncesi Terim ve ekibi önce neyin olmayacağını, ardından da neyin nasıl olacağını çok net gördü. Elbette futbolseverlere de örnekledi ve son vaziyet kırık dökük kalmışta olsa ümitlerimizi tazeledi... Çok başarılı futbol değerleri ve etkinliklerini barındıramadığını düşündüğüm sezonun sonunda izlenen ikinci 45 dakika sanırım tüm insanlarımıza, bir nebze de olsa ümit zerk etti. Türkiye 4-0 Bulgaristan tarihi Kasımpaşa zaferi yani...
‘’4. yıldız inşallah kapıda!‘’
Tribünleri ve semayı taraftar tamamen, sahayı da 10 dakikalığına futbolcular kapatmış, Kara Kartallar’a değil uçacak; kanat çırpacak dahi alan kalmamıştı! İşte bu baskı Galatasaray’a 11. dakikada golü kazandırdı. Ya sonra kabus 80’e kadar! İlk yarının skor galibi ev sahibi, futbol hamiliyse Beşiktaş’tır. Yasin futbol hünerlerini önce çalım şovu, ardından da şık golüyle sahneledi. Günay’ın çabası ve direnci de, Yasin’in süsleme sanatını önleyemedi: 1-0. Golün ardından her şey değişti. Beşiktaş oynadı, bizler ve Galatasaraylı futbolcular, külliyen seyrettik. Bu stratejinin mimarı Selçuk, taşeronu da maalesef Burak’tır. Kaptan inanılmaz pas ve zamanlama hataları örneklerken, Burak en ufak darbede dahi kendini yere bıraktı. Evet Necip sert ve acımasız, Atınç da acemi damattan farksız ama şampiyonluğa giden yoldaysan, hiçbir aksiyona pabuç bırakmayacak, savaşacaksın arkadaş! Demba Ba’nın direkten dönen topu, Galatasaraylılar’ı ilk yarı sadece bir kez hoplatırken; ikici yarı tribünler dahil ev sahibinin tamamını ispermoz nöbeti tuttu! Burak çıktı, 1-0’ı korumanın umudu Umut oldu.
Muslera bırakmadı
Beşiktaş orta alanı her şekilde Muslera’yı yoklarken, Galatasaray orta alanında Sneijder hücumda, Melo ve Hamit ise savunma işleriyle meşgul gözüküyor. Karakartal, Aslan’ı gagaladı, ama Allah’tan Muslera kaleyi bırakmadı. Sarı-Kırmızılı kontralar, bu ara havada kaldı. Umut ve Melo’da Beşiktaş alanında harbiden yerde kaldı! 80’den itibaren Aslan birden kükredi. Gol kokusu misler gibi önce Hamit, sonra Selçuk’tan geldi ve Galatasaray’ın Aslan’ı Sneijder attı: 2-0. 4. yıldız pasta kalıbında değil, şimdi inşallah kapıda... Hazırlan Galatasaraylı!
‘’Başka diyeceğim yoktur!‘’
Galatasaray 4 eksikle oynuyor demiştim cuma akşamı ama dün akşam MİY karşısında sanki daha da eksik sahada valla! Henüz dakika 3 ve 5’te önce Muslera sonra Semih, MİY tehlikesini kornerle atlattı. Şampiyonluğun en büyük adayının takım savunması baştan sona akordu bozuk laterna! Tamam, bu süreçte beklenen futbolu görebilmek zor mesele de! Topu kazanamamak, saklayamamak, doğru dürüst kullanamamak; dönene, sekene sahip olamamak ne? İlk tehlikeyi ancak 15. dakikada Sneijder’in serbest vuruşuyla rakibe yaşatan konuk, 16’da Yasin’in şahane hareketleriyle öne geçmeyi başardı. Rakip açık düşürülür de bu kadar mı olur be birader? Yasin ne kademe bıraktı, ne de nefes MİY savunmasında ve süsleme sanatına olağanüstü de bir gol vuruşu ekledi: 0-1. Avantaj Galatasaray’ın sıkıntılı oyununu olumlu etkiler diye düşündüm ama ne gezer? Muavin hattı her gidenin arkasından bakıp, yalan telaşe yapmaktan başka iş yapmıyor. Muslera’ya doğru giden gidene! 24’te akıl almaz iki kurtarış ve pozisyonun başlangıcında defansif yükümlülük defosu gözden kaçmıyor! 32’de Muslera’dan bir retrokaleci gösterisi daha... Ardından da onur tribününden nara ‘ay lav yu Muslera camel kurban olsun sana!’ Çalımbay baskısıyla biten ilk yarı ve dualarla gidilen soyunma odası!
Muslera geçit vermedi
49’da Burak, şahsi gayretiyle pozisyona girdi olmadı. 67’de Galatasaray, bir fırsatı daha kullanamadı ve bu dakikalar haricinde ortada hep ev sahibi etkinlikleri vardı. Hele hele Nakaulma, Galatasaray’ın sağını, solunu, göbeğini delik deşik etti ama Musleratox vızıltıdan ötesine müsaade etmedi! Maşallah barek Allah la havle vela kuvvete illa billah, Rabbimiz Galatasaraylılar’ın elini bırakmaz İnşallah... Başka diyeceğim yoktur!
‘’Şişman kadın!‘’
Hamza Hamzaoğlu'na sormak isterim 'acaba neden 4 eksikle oynamayı göze aldın da, yükü 7 kişinin üzerinde bıraktın? Olcan, Yasin sol kanatta nafile. Sağda Bruma bay müstakbel kalifiye! Ya Selçuk? Arkadaş orta alanda sözde öne dönük oynadığı halde, bu denli geriye doğru oynayan ve sorumluluktan kaçan, daim dinlenik kalan Galatasaray kaptanı olur mu? Kendi arkadaşlarını bir kere dahi pozisyona sokamadığı yerde, rakibi 2 kez pozisyona sokmayı becerdi. Attığı golle de, sıkıntılı geceyi kurtardı ya helal olsun valla! Galatasaraylı'nın Muslera'ya dua ettiği ilk 45 dakikayı, bizim gibi izleyen bir teknik yapı! Aykut Kocaman kilit taşı anlayışıyla organize etmiş Konyaspor'u. Birbirlerine yakın, rakibe yakın, koşu alanı bırakmayan beraberlik anlayışı ve bu sızdırmazlık evsafına adeta saygı duyan Galatasaray tertibi ve taktiği! Burak, Ali Turan'ı sararttırdı ama mayına dönüşmüş stoperi hiç kimse zorlayamadı. Pas alışverişi yok, rakibi eksiltme savunma dengesini bozma girişimi yok. Kenan ve Kabze daha iyi vursa, ya da Muslera davranmasa Konyaspor'un öne geçmesi dahi mümkün ilk 45 dakikada.İkinci yarı ortasına doğru, değişiklikler başladı Galatasaray'da! Umut, Çolak ve sakatlanan Chedjeu'nun yerine Balta. Bu arada Balta katkılı akıl almaz bir gol fırsatı Burak'ın kafasından kaçtı. Sneijder vuruşunda Olcan'ı yerle bir eden Kenan' da Şimşek'in gözünden kaçtı! Sonra Angelov oyunda. Mehmet Güven'in şutunda eller yine Muslera'ya dua için açılıyor! 82'te Şimşek'in kart bunalımı! 84'te Selçuk operada sahneye son çıkan şişman kadın rolünü üstlendi ve gösteriyi alkışlarla bitirdi. Kötü temsil, güzel netice yani... Seyirci memnun da bunca detone üretim sonrası ya rejisör?
‘’Gazoz olma, final oyna!‘’
Kupa mücadelesine 'finali oyna kupayı kazan, gazoz olma efsane ol!' felsefesiyle çıkmış iki taraf ta. Hızlı, tempolu, hücuma daha sıcak bakan oyun anlayışı keyifli bir mücadele izleyeceğimiz sinyalini verdi. Verdi de biz 3'ü bir arada kahveyi mükemmel beceriyor ama ikisi bir arada futbolu, yani hem savunma hem de hücum bir arada anlayışını hakkıyla 100 yıldır sahneye koymayı bir türlü başaramıyoruz. Hani 'oyunun iki tarafı da' mı diyorlar ne, bilimsel alemde!
9. dakikada sol önde Melo topu kaptırdı, İlker Meral 'devam' dedi ve Cicinho gitti. Şimdi Melo'nun topu kaybettiği yerden, Cicinho kaynaklı asistle top ağlarla buluşana kadar süreçte, alanda olması gerekenleri sıralamak istiyorum. Yasin, Olcan, Selçuk, Semih kademede de Chedjou, Sabri kaç etti? Altı! Bu kadar adamın müdahil olmadığı, olamadığı oyunda Utaka kale alanı köşesinde rahatça vurdu ve konuğu öne geçirdi 0-1.
Bu denli pahalı ve futbolcu giderleri uçmuş bir futbol panayırında, böylesi ucuz paslar ve sıradan üretimler inanınız aklın alacağı işler değil. Allah'tan Sneijder ve benzeri birkaç star aramıza karışmış yoksa sahadaki gösteriler çekilir çile olmayacak inanınız! Özellikle hücum alanına bin bir zahmetle getirilen toplar öylesi tuhaf paslara dönüştürülüyor ki tribünlerdeki taraftarın, futboldan anlayanı hasta olup ölecek ve cinayet aletlerini de, hiç kimse bulamayacak!
Sivaspor'un etkili ve kendinden emin, Galatasaray'ın sakin gözüktüğü dakikalarda kolayca düşenler, kolay kaybedilen toplar ve bu vaziyetin seyri adeta yaşam biçimi olmuş futbol hünerleri. Sabri... Yıllardır kendini anlatmaya çalışan Sabri öyle mükemmel işler yaptı ki, sanırım devre arası maharetini tasdik ettirmek için Maslak 32. Noterine gitti.
Çok güzel hareketlendi ve beklenmeyen ayağından, beklenmeyen bir şaheser çıkardı 'Salvador Dali' dahi bu golü kıskanırdı 1-1. Sonra Melo'nun golü var 36'da. Bir anlık 'trans halinde uyurgezer' modundaki Sivasspor savunması önünden Brasilian King adeta 'kafa-gol' kıvamında vurdu ve 2-1'i sağladı.
İkinci yarı 48'de Umut golü kaçırdı ardından Burhan direğe takıldı, Utaka karavana attı ve Sivasspor bu pozisyondan itibaren sanırım maneviyatını saldı! Maestro Sneijder bir demet serbest vuruş güzelliği üretti ve mis gibi bir golle 64'te Galatasaray'ı 3-1 öne geçirdi. Günün başarlısı Sabri yine katkı yaptı ve penaltıyı Selçuk süsledi 78'de 4-1 oldu.
Bildiğimiz ustaların bölüm bölüm süslediği Kupa mücadelesinde, Galatasaray'ın futbol genetiği beni düşündürse de, finale doğru bayağı mesafe kat etti...