‘’Fobiyi yenme zamanı‘’
Bundan sonra izleyeceğimiz Trabzonspor takımı, ideal kadrosunda radikal değişimler olmadığı sürece maçlarını kazanır diyebiliyoruz. Bunu dedirten de geldiği günden itibaren kazanma odaklı ön alan oyunları oynatmaya gayret gösteren Şenol Güneş. En baştan daha temkinli başlamasını beklerken yapmadığı şeyi bundan sonra hiç yapmaz hoca. ‘Trabzonspor böyle oynar dedi’, dediğini de yaptı. Başta kadrodaki değişimler, hak edilmemiş rotasyonlar, kötü kullanılmış şanslar derken Trabzonspor hatırı sayılır kayıplar yaşadı, ancak sonunda doğru oyuncu eşleşmeleriyle birlikte kupanın favorisi, ligde de alışkın olduğu yere doğru gideceğini gösterdi. Konyaspor’un şiddetle puana ihtiyaç duyduğu günlerde evinde kaybetmeye tahammülü olmadığı açık. Recep Uçar ’la savaşan bir takım var. Mutlak kazanmak isteyecekler.
Banza ve Sikan’a dikkat
Ancak Trabzonspor’un deplasman karnesi her ne kadar kötü olsa da o istatistiği bundan sonra epeyce bozacağını düşünüyorum. Ön alanda baskı ve topun olduğu yerde çok sayıda Trabzonsporlu oyuncu izlemeye devam ederiz. Duran top artık Trabzonspor’un en büyük silahı, onu saymaya bile gerek yok. Akan oyunda da çok koşup, sonuç alıyorlar. Trabzonspor, deplasman fobisini de yenip döner gibi duruyor Konya’dan... Banza zaten atıyor ama Danilo Sikan da maça damga vurabilir diye düşünüyorum.
‘’Mükemmeldi‘’
Trabzonspor eğer bir rotasyon yapacaksa ve mecburiyet hissediyorsa, bunun ligde olması gerektiğini sıklıkla vurgulamıştım. Avrupa’ya gitmenin en kısa yolu burası çünkü. Bir kupa kazanmanın, bir başka kupanın da kapısını açtığı en net kulvar burası. Trabzonspor, geçmişte de kupalarla yükseliş yaşamıştı. Bu gerçeklik ortadayken, durumun göz ardı edilmesi eleştirdiğimiz bir noktaydı. Nitekim İskenderunspor maçı, telafisi mümkün ama anlamsız bir gerilime sebep olmuştu.
Şenol Güneş, en ideal kadrosuyla sahaya çıkıp niyetini baştan ortaya koydu. Trabzonspor, doğrularla başladı ve doğrularla tamamladı maçı. Ön alan baskısı mükemmeldi. Uzun zamandır bu kadar kalabalık bir ön alan oyunu görmemiştik. Kadrajda Uğurcan hariç tüm oyuncuların olması, sahayı adeta bordolaştırdı. Eleştiriyoruz ama unutmamalıyız ki, Şenol Güneş’i yalnızca kendisiyle kıyaslıyoruz. Kendisiyle karşılaştırıyoruz. Duran top uygulamaları ve koşu mesafeleri ortada. Kayıp sezondaki kazanımlar artarak devam ediyor ve herkes bunun farkında!
‘’Büyük uyarı! ‘’
Oyuncu değişiklikleri konusunda bu kaçıncı kez ikmale kalmak bilmiyorum ama Trabzonspor dün akşam bir kez daha sınıfta kaldı bu konuda.
Kötü başladığı, kötü götürdüğü bir karşılaşmanın ilk yarısını en iyi yaptığı duran top uygulamalarıyla bulduğu mucizevi iki golle kapatarak soyunma odasına gitti Trabzonspor. Üç farklı skoru yakalamasına rağmen oyunda oyun üstünlüğünü yakalamışcasına hoyratça değişikliklere gitti teknik ekip. Olan da ondan sonra oldu zaten. Oyunun tüm momentumu Gaziantep lehine döndü ve bu kez korner çizgisine doğru zaman geçirmeye çabalayan bir Trabzonspor izlemek zorunda kaldı Trabzonsporlular...
Açık konuşalım. Daha önce de yazdık ve de söyledik. Trabzonspor çok kötü bir sezon yaşıyor ve yaşatıyorken çok dikkatli olmak zorunda. İskenderunspor maçını hatırlar mısınız? Şöyle demiştik; senin maç, rakip, skor seçecek sezonun değil. Sen her karşılaşmayı garanti oyunla, garanti sonuçlarla son düdüğe kadar götürmek zorundasın. İskenderun’u hafife alacak durumda olmayan Trabzonspor, bu kez 3-0 öne geçtiği Gaziantep’e aynı muameleyi yaptı. Cezası çok ağır olabilirdi. Bence müthiş bir uyarı oldu. Kazandılar ama kaybettiler de...
‘’2 ileri 1 geri!‘’
Nwakaeme’siz Trabzonspor’un gerçekleriyle yüzleşmesi adına önemli bir karşılaşmaydı. Top tutan, akıl koyan, atak başlatan, sonuçlandıran, pozisyon oluşturan, kısacası takımını rahatlatan büyük bir liderin eksikliği, Trabzonspor’un en kritik anlarını sonuçsuz bıraktı. Onsuz olmuyor. Trabzonspor, en fazla dün geceki gibi olabiliyor. Devre arasında yapılan büyük transfer operasyonunda ‘gidenler iyi ki gitmiş, gelenler de iyi ki gelmiş’ dedirtiyorsa, bu durum iyi analiz edilmeli. Trabzonspor’un yaz döneminde de büyük bir operasyonla, tabiri caizse, ağırlıklardan kurtulması gerekiyor. Her iki yarıya da kötü başlayan Trabzonspor’un oyuna ortak olma süresi hayli uzadı. İlk yarıda Uğurcan’ın kurtarışları takımı ayakta tutarken, Banza ile kazanılan gol tüm dengeleri Trabzonspor lehine çevirdi. Fark artırılabilseydi başka şeyler konuşulabilirdi ama olmadı.
Ozan ve Cham olmuyor
İkinci yarıya Beşiktaş, istekli ve arzulu başladı ve istediği golleri birer birer buldu. İlk 11 tercihi teknik adamların kararıdır ancak haftalardır işaretler, bu maçta aynı anda sahada olmaması gereken iki ismi (Ozan ve Cham) gösterirken, bu oyuncuların oyunda kaldıkları süre boyunca etkisiz olmaları kabul edilebilir değildi. İlk 11 tercihi neyse de, bu kadar uzun süre sahada tutulmaları büyük bir hataydı. Kendisi gibi kayıp bir sezon geçiren ezeli rakibine karşı zaman zaman iyi sinyaller veren Trabzonspor için, önümüzdeki sezonun planlaması yapıldığı göz önüne alındığında, bu mağlubiyetler doğru adımların vesilesi olabilir. Trabzonspor, kötü başladığı sezonu böyle, iki ileri bir geri tamamlayacak. Bunu herkes kabul etmeli. Dün gece iyi olan, istekli olan, taraftarıyla bütünleşen taraf kazanırken, Trabzonspor bir deplasmandan daha galibiyetsiz dönmüş oldu.
‘’Büyük fırsat‘’
Trabzonspor, deplasman performansı kötü olsa da oyununu sürekli geliştiriyor. Büyük maçlar, istatistiklerden sıyrılıp yeni hikayeler yazmak anlamına gelir. Bu yüzden Beşiktaş karşısında farklı bir Trabzonspor izleyebiliriz. Şenol Güneş yönetiminde takımın izlenilirlik düzeyi yükseldi. Eksikleri var, ancak kayıp sezonda pozitif yönleri daha fazla ön plana çıkıyor. Taraftar için Avrupa bileti almak, mümkünse kupayla taçlandırmak ve büyük maçları kazanırken altyapıdan oyuncu kazandırmak yeterli bir beklenti. Trabzonspor, kendisi gibi kötü bir sezon geçiren ezeli rakibine karşı yine kazanma odaklı olacak, ancak önceliği kaybetmemek. Beşiktaş’ın saha ve seyirci avantajını ilk dakikalardan itibaren presle kırmaya çalışacaklar. Defans hattı oturdu, bu büyük bir artı. Mendy’nin dönüşü de önemli. Yeni transferler Batagov ve diğer Ukraynalılar, iyi izlenim verdi. Banza büyük maçlarda etkili ve Beşiktaş’a karşı sezonun en iyi oyununu oynamıştı. Aslında asıl konu Nwakaeme! Onun varlığıyla yokluğu arasındaki fark çok belirgin. Trabzonspor, bu açığı nasıl kapatacağını iyi planlamalı. Beşiktaş’ın yeni hocasıyla en iyi maçı Bilbao karşısındaydı. Trabzonspor, o oyunu analiz edip sahaya ona göre çıkarsa kazanma ihtimali yükselir. Orta sahada direnç göstermek, kanatları verimli kullanmak ve savunmada az hata yapmak bu maçın kilit noktaları olacak.
‘’Uğurcan faktörü‘’
Trabzonspor, güçlü bir rakibe karşı hem fiziksel hem de taktiksel anlamda kritik bir mücadele verdi. Karşılaşmanın ilk bölümü, maçın gidişatı hakkında önemli ipuçları sundu. Uğurcan Çakır’ın, biri penaltı olmak üzere yaptığı kurtarışlar, takımını oyunda tutarak maçın en önemli kırılma anlarını oluşturdu. İlk yarı, ‘atan alır’ şeklinde özetlenebilecek bir dengede geçti; takımlar birbirini tartarken, her iki kalede de sonuçsuz kalan pozisyonlar yaşandı. Uğurcan, sadece bir kaleci olarak değil, aynı zamanda takımının en teknik oyuncularından biri gibi performans sergiledi. Zubkov etkili bir oyun ortaya koyarken, Banza’nın performansı beklentilerin altında kaldı. Nwakaeme ise yine klas hareketleriyle dikkat çekti. Özellikle gözlerin üzerinde olduğu Mustafa Eskihellaç, performansıyla ‘doğru transfer’ dedirtti. Lundstram, birkaç atağı kötü sonlandırsa da, Nwakaeme’nin asistiyle bu kez temiz bir vuruş yaparak takımına 3 puanı getiren gole imza attı.
En önemlisi kazanmaktı
Zubkov’un oyundan alınması soru işaretleri yarattı, ancak hemen ardından gelen gol, bu soruların cevabı oldu. İyi bir teknik adamın iyi bir takımına karşı, üstün oynayan ve büyük takımlara ayrıca kök söktüren bir ekibe karşı kazanmak önemliydi. Trabzonspor, geleceği planlarken bu sezonki hedeflerini de camiasını mutlu edecek şekilde belirlemeli. Bu da, hem ligde hem de kupada her maçı kazanmak üzerine kurulmalı. Kayıp sezonların kazanımlarını asla küçümsememek gerekir. Çünkü şampiyonluklar böyle gelir...
‘’Baskılı oyun şart‘’
Trabzonspor kafa karıştırmaya devam ediyor. Açıkçası, taraftarlarına güven veren bir görüntü sergilemiyorlar. Ligde ve kupada kaybedilen puanlar, istikrarsızlığın en net göstergesi.
Tam ‘Şimdi bir seri yakalayacaklar’ dediğimiz noktada, yine başa sardılar. Şimdi rakip Eyüpspor. Ligin en rahat takımlarından biri ve bu rahatlık oyunlarına doğrudan pozitif yansıyor. Takım olma becerileri, sahadaki kimlikleri, ne oynadıklarının belli olması... Bunlar, Trabzonspor’un henüz tam anlamıyla oturtamadığı unsurlar. Ve bu halleriyle Eyüpspor, maça psikolojik üstünlükle başlayacak gibi görünüyor. Arda Turan, teknik direktörlük dünyasında önemli izler bırakacağının sinyallerini uzun zamandır veriyor. Büyük maçlarda aldıkları sonuçlar ortada. Trabzonspor zor bir rakibe karşı galibiyet arayacak. Şenol Güneş sisteminin önemli iki oyuncusu eksik. Yeni transfer Mustafa Eskihellaç’ı sol bekte görebiliriz. Orta alanda Lundstram ’ın oynaması muhtemel görünüyor.
Derbi öncesi fırsat
İskenderunspor karşısında yaşananlar tepki çekmişti. “Trabzonspor’un hiçbir rakibe rotasyon yapma lüksü yok” demiştik. Ligde ve kupada, en en en ideali neyse onunla sahada olmak zorundalar. Ukraynalı yeni transferleri beğendim. Ancak Nwakaeme ve Visca ’lı bir 11’den ödün verilmemeli. Önde, baskılı bir başlangıç Trabzonspor için şart. Çünkü aksi hâlde Eyüpspor cezayı kesebilecek bir oyun gücüne sahip. Bütün olumsuzluklara rağmen Trabzonspor ’un sahasında kazanacağını ve derbi öncesi moral bulacağını düşünüyorum. Neticede ‘akıllar derbideydi’ denilecek bir durum da yok ortada. Tribünleri de ayrıca merak ediyorum. Hafiften dönüşler başlamışken, devamı gelmeli.
‘’Olmuyor!‘’
Trabzonspor, Türkiye Kupası’nda da istikrarı yakalayamıyor. Ligdeki dalgalanmalar yetmezmiş gibi, kupada da benzer bir tablo izliyoruz. İskenderunspor karşısında alınan beraberlik, kayıp mı yoksa kazanım mı? Hepimiz cevabını biliyoruz. Ama asıl mesele, buralara düşmemek. A takım olarak zaten bir saha içi ağırlığın yok. Hiçbir rakibi hafife alacak durumda değilsin. Ama sahaya büyük takım refleksiyle çıkıyorsun. Forma büyük ama belli ki birçok oyuncunun büyümeye pek niyeti yok. Durum net: Bu tip maçlara ya tamamen A takımla ya da tamamen B takımla çıkmak gerekiyor. Ama biraz A, biraz B yapınca ortaya çıkan “C”, işte böyle bir takım oluyor. B takım bile takımdır, ezbercidir, birbiriyle oynamıştır ama bunun ismi var, cismi yok! C takımı en kötü takımdır. Çünkü bir ezberi yok. Oyuna dair de yok, birbirlerine dair de. Zaten A takımının bile ezberi ortadayken, böylesi bir karma ile daha iyisini beklemek mümkün mü? Olmuyor. Evet yeni oyuncular fena görünmedi, tamam. Ama bazı eskiler tam anlamıyla zaman kaybı! İskenderunspor Teknik Direktörü Metin Akpunar’ı, golcüsü Muhammet Beşir’i ve tüm takımı mükemmel mücadeleleri için tebrik ederim. Yeni statları da hayırlı olsun.