‘’Kaptan terk edince‘’
Ligdeki genel form durumuna bakınca Fenerbahçe Dolmabahçe’ye bir adım önde gelmiş olabilir ama Beşiktaş’ın maç başlangıcı tüm senaryoyu değiştirecek cinstendi. Sergen Yalçın, Bilal Toure’yi santrfor oynatıp son haftaların formsuzu Abraham’ın kulübede tutunca Beşiktaş’ın geçişleri hızlandı, bitiriciliği bir üst seviyeye çıktı. Rıdvan Yılmaz’ın merkezde kazandığı topla çıkışı ve peşinden derin pası sonrası Toure golü Dolmabahçe’deki coşkuyu yükseltmeye yetti.
Nitekim Emirhan’ın ön alanda Alvarez’i yaptığı baskıyla kazandığı top ve akabinde gelen golü Fenerbahçe’yi abondone etmeye yetebilirdi. Ta ki, Orkun Kökçü, Alvarez’e yaptığı sert faul sonrası kırmızı kartı görene kadar. Orkun’un rakibinin baldırına basması sonrası gelen kırmızı kart maçın tüm senaryosunu değiştirdi, zira Sergen Yalçın da itirazdan tribüne gönderildi. Beşiktaş için kabus dakikaları başlarken Fenerbahçe tüm inisiyatifi eline geçirdi.
Güven tazeledi
Orkun Kökçü Beşiktaş’ın kaptanı, taraftarın büyük umutlar bağladığı kulüp tarihinin en pahalı transferi. Zaten bonservisi altında eziliyorken böylesi büyük bir maçta acemice kırmızı görmesi muhtemelen sezonun kalan bölümünde üzerindeki baskıyı iyice artıracağa benziyor. Beşiktaş’ın 10 kişi kalmasının ardından Fenerbahçe Asensio ve İsmail Yüksek’in ekstra çabalarıyla baskıyı o kadar arttırdı ki, 26. dakikadan devrenin bitiş düdüğü çalana kadar hem skoru eşitledi hem de tüm momentumu ele geçirdi.
Nene çıkıp Talisca girdikten sonra Fenerbahçe için ikinci yarı çok iyi başlamadı. Talisca’nın ezdiği toplar, kullandığı yanlış şutlar, En Nesyri’nin etkisizliği Tedesco’yu Jhon Duran’a yönlendirdi. Duran da ekmeğini taştan çıkardı ve bireysel baskıyla yoktan bir pozisyon yarattı ve golünü attı. Fenerbahçe sadece bir derbiyi kazanmadı, yarışta umutlarını taze tuttu, Tedesco güven tazeledi ve elbette Duran hayata döndü.
‘’Trabzon’un istediği oldu‘’
Süper Lig’de 2.02’lik Onuachu’yu tutma potansiyeli en yüksek stoper Davinson Sanchez cezalı olduğu için Okan Buruk Lemina’yı onun yerine kullandı. Oysa herkes Kaan Ayhan’ı beklerken orta sahadan Lemina’yı stopere kaydırmak savunma adına beklenenden fazla işe yaradı. Lemina, Onuachu’yla fiziksel mücadeleden geri durmadı, top kazandı ve iyi savunma yaptı. Ne var ki, Torreira, Sara ve Yunus’tan oluşan Galatasaray merkez üçlüsü topu öne taşıyıp üretmekte çok zorlandılar. Trabzonspor doğru bir orta saha kurgusuyla Ali Sami Yen’de Galatasaray’a karşı oyunu tuttu. Oulai, Trabzonspor’un bu sezonki piyango transferi. 2006 doğumlu orta saha, güçlü oyun zekasını yetenekli ayaklarıyla buluşturmayı yine başardı. Oulai, Trabzonspor’un oyun kurulumunda rol almakla kalmadı rakibi karşılarken Folcarelli ile hep doğru pozisyon aldı. Trabzonspor belki de uzun süredir aradığı orta sahasını bulmuşa benziyor. Oulai ve Folcarelli sahada bu kadar doğruyu yaparken Muçi ve Felipe Augusto geçişlerde topla fazla oyalandılar. Bu Trabzonspor’a sadece top kaybettirmedi Galatasaray savunmasını eksik yakalama fırsatından da etti.
Genç ve dinamikler
Fatih Tekke genç ve dinamik bir takım yaratma yolunda ilerliyor. Trabzon için Ali Sami Yen’de alınan 1 puan tatmin edici. Galatasaray ise kendi vasatına bile ulaşmakta zorlandığı bir maçta puan kaybetti. Maçın ismine, kadroların gücüne oranla yüksek tempo ve pozisyondan yana fakir bir maç izledik. Galatasaray, Ali Sami Yen’de Beşiktaş’tan sonra Trabzonspor’a da puan kaybetti. Okan Buruk’un, üst üste 3 şampiyonluk döneminde derbilerde fark yarattığı düşünüldüğünde bu iki büyük maçta kaybedilen puanlar sezonun ikinci yarısında başına dert açabilir.
‘’Osimhen ve Torreira’nın derbisi‘’
Galatasaray hali hazırda ligin en formda takımı. Tabii bunu sağlarken geniş ve kaliteli kadro avantajını, antrenör istikrarıyla buluşturmanın konforunu yaşıyor. Okan Buruk üst üste 3 şampiyonluğun ardından bu sezona da kafasında bazı oyun yenilikleri ile başladı. Leroy Sane’nin katılımıyla set hücumuna yeni bir yorum katmak niyetindeydi. Haftalarca bunun için sabretti, hatta bu sabır eleştiri oklarını hayli sertleştirmiş olmasına rağmen devam etti. Başakşehir maçıyla birlikte set oyununda İlkay ile Sara’nın beyin-ayak uyumuyla Sane’yi nihayet topla buluşturup skor üretimine başladı. Sanırım bu sezon Buruk’u en memnun eden oyun detaylarından biri buydu. Diğeri de İlkay ve Sara’sız oynadığı Bodo maçındaki ön alan baskı kalitesinin tüm takıma yayılması. O yüzden şu anda ligin en formda takımı Galatasaray. Takımından istediğini alan hoca ise Okan Buruk.
Beşiktaş maçındaki gibi
Trabzonspor, topa sahip olma oyunu oynamıyor. Dolayısıyla Ali Sami Yen’deki bu büyük maçta Okan Buruk’un seçeceği oyun Beşiktaş derbisi ve Başakşehir maçlarından esintiler sunacaktır. Trabzonspor’da Fatih Tekke hoca topa sahip olma konusunda takıntılı değil. Çünkü Oulai gibi 19 yaşında, yetenekli bir bağlantı oyuncusu buldu ve Onuachu ile tüm takımı doğru bir hat üzerinden bağlıyor. Dolayısıyla Okan Buruk’un bu maçtaki en kritik oyuncusu Torreira olacaktır. Uruguaylı orta saha Oulai ile forvet hattı arasındaki bağlantıyı kesme görevini yerine getirebilirse Sanchez’in stoperdeki eksikliği nispeten az hissedilebilir.
Bire birde durdurmak zor
Onuachu’yu ligimizde bire birde savunabilecek belki de tek stoper Sanchez’in yokluğunda Galatasaray’ın işi kolay olmayacaktır elbette. 2.02’lik bir santrforu durdurmak için Okan hocanın elinde başka futbolcu yok. Dolayısıyla Galatasaray, tıpkı Beşiktaş derbisinde olduğu gibi topu Trabzonspor’a bırakmayacaktır. Trabzonspor stoperleri baskıyı gördüklerinde liberoları (!) Onana’ya oynayıp Onuachu’ya isabetli uzun top gönderiyorlar, sonrası ‘One man show’a dönüşebiliyor. Okan Buruk’un rakibin en güçlü olduğu bu cephede gedik açmak için Osimhen’in atletizmine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağa benziyor.
Hocaya o konforu sunuyor
Galatasaray haftalar ilerledikçe oyun portföyünü çeşitlendirdi. Şu an sadece topla değil, topsuz oyunda da ligin en iyi bire bir baskılara giden takımı Galatasaray. Osimhen’in golcülüğünün yanında atletizm kalitesi Okan hocaya bu konforu sunuyor doğrusu. Elinde bu kadar kaliteli bir futbolcu grubu varken Okan Buruk’un önceliği makro planda Beşiktaş maçında olduğu gibi rakibe topla baskıya gitmek olacaktır. Mikro planda ise Torreira ile Osimhen’in atletizm ve oyun zekalarına güvenmek zorunda.
‘’İnce işçilik‘’
Gaziantep FK, Burak Yılmaz geldikten sonra topa en çok sahip olan 3. takım, rakip ceza sahasında en çok topla buluşan 3 takımdan biri ve maç başına 17 şutla en çok şut çeken ekip olmuştu.
Burak hocayla birlikte bir topa sahip olma oyunu oynuyorlar ve rakiplerinin birçoğunu domine ediyorlardı. Tedesco, Stutgart maçının sonrasında sadece aynı 11’le başlamadı, benzer bir taktikle topu rakibine bırakarak bire bir baskıyı sahanın her bölgesinde futbolcularına yaptırarak topu değil maçın momentumunu talep etti. Bu talebi ilk dakikadan itibaren karşılık buldu. Çünkü En-Nesyri, Kerem ve Nene’nin ön alanda stoperlere yaptıkları baskı Gaziantep’in oyun kurulumunu bozarken, Alvarez ile İİsmail oyunu öne doğru baskıyla daralttı.
En-Nesyri’nin iştahı
Fenerbahçe’de tüm takım disiplini kaybetmeden 45 dakika boyunca bütüncül bir baskı uygulayarak bu sezonun en etkili ilk yarılarından birini oynamayı başardı. En-Nesyri’nin attığı 2 gol, bu oyunun hediyesiydi elbette ama Faslı santrforun iştahı ve son dönemde maruz kaldığı baskı da bu performansta pay sahibiydi. Fenerbahçe için Gençlerbirliği ve özellikle Karagümrük maçlarının ikinci yarılarındaki enerji düşüşleri düşünüldüğünde Tedesco’nun Gaziantep deplasmanındaki ikinci 45 dakikayı harika yönettiğinin altını çizmek gerekir.
Tedesco seyirci kalmadı
Devrenin başlangıç düdüğüyle Gaziantep topu alıp oynamaya başladığında Tedesco seyirci kalmadı. Önce Oğuz ile Fred’i oyuna atıp peşinden enerjiyi eşitlemek için Szymanski ve Levent’i sahaya sürdü. Tüm bunları 15 dakikanın içinde yaptı ve rakibin tempoyu yükseltmesine hiç müsaade etmedi. Dün gecenin gizli kahramanı yine İİsmail’di. Talisca oyuna girdikten sonra iki gol birden atarak belki dikkat çekici bir resital sunmuş olabilir. Ancak 90 dakikanın tamamında bu kadar yüksek eforla, bu kadar iyi oynamak İİsmail’in yıldızını daha da parlattı.
‘’Risk varsa kazanç var‘’
Fiyakalı Bodo zaferinin ardından Göztepe ile Ali Sami Yen’de oynamak kolay değildi. İzmir ekibi, Süper Lig’in uzun topla oynayıp, düşen topa baskıyı en doğru yapan takım. Nitekim Galatasaray korner atarken Göztepe o topu karşılayıp çok hızlı çıkarak Efkan ile golü bulduğunda Stoilov hocanın planı henüz 6. dakika dolduğunda tutmuştu. Soğuk duş etkisi yaratan bu gole karşın Okan Buruk artırdığı ön alan baskısıyla Barış Alper ve Osimhen sayesinde golü bulmaya oynadı. Bu ikilinin baskı kalitesinin, Göztepe’ye karşı işe yarama ihtimali yüksekti. Aksi halde kaybedilen topların üstüne geçişlerde topla çok hızlı olan Juan, Janderson ve Efkan’ın cezayı keseceği gerçeğiyle Okan hoca çoktan yüzleşmişti. Golün üstüne bir de Sanchez’in kontra hücumu faulle kesip, sarı kart görmesi bunun çok net sağlamasıydı. 19’da Osimhen’in golü ve 42’de Bokele’nin atılması maçın momentumunu Galatasaray’a getirmeye yetmemişti.
Gerçek fenomen
Devre arasında Barış Alper’i oyundan alıp Icardi’yi sahaya sürmek, Okan hoca için Göztepe’nin birinci bölgede kalıp dar alanda savunma yapma planına alınmış riskli bir yöntemdi. Icardi belki de son bir yıldır ilk kez bu kadar istekli futbol oynayınca bu risk kazanca dönüştü. Arjantinli’nin bu iştahıyla koca ilk yarıda sadece 6 şut deneyen Galatasaray, 15 dakikaya 7 şut, 21 dakikaya ise 2 gol sığdırdı. Icardi, taraftar için gerçek bir fenomen. O gol attığında taraftar bir başka mutlu oluyor gibi. İşler Okan hocanın istediği şekilde ilerliyor. Maçın senaryosunu kendi yazmak istedi ve yine başardı.
‘’Güvenoyu aldı‘’
Kadıköy’de Stutgart ile oynadığı müsabaka hem Fenerbahçe hem Tedesco için nefes alma seansıydı. Tedesco her maçın kendisi için final olduğunun farkında. O yüzden her 90 dakika onun için kendini ispat mücadelesine dönüşüyor. Stuttgart’a karşı harika bir savunma planı kurgulamış Tedesco. Hocayı Fenerbahçe’ye geldiği günden bu yana hiç bu kadar motive ve maçı yaşarken görmemiştik doğrusu. Stuttgart’a karşı maçın genelinde az savunma hatası yapıldı, net pozisyon verilmedi, arkada az adamla ve hazırlıksız yakalanmadı Fenerbahçe. İsmail, Nene, Kerem, Skriniar ve Alvarez farkı yaratan isimlerdi. İsmail’in orta sahaya koyduğu enerji takımına kazanılan ikili mücadele ve sahipsiz top olarak dönünce Fenerbahçe’nin geri koşuları azaldı. Belki Fenerbahçe topa daha az sahip oldu ama orta sahada kazanılan her toptan sonra Kerem ve Nene ile topu rakip kaleye çok hızlı taşıdılar, Stuttgart’tan daha çok gol girişiminde bulundular.
Kendini ispat girişimi
Düne kadar Fenerbahçe’de topu ayağına isteyen futbolcu sayısı hayli fazlaydı. Bu da yetmezmiş gibi Dzeko sonrası bir de kafasına isteyen santrforla oynamak zorunda kalmak Tedesco’nun Türkiye’deki en büyük sınavlarından biriydi. Zaten takımın son yıllardaki en büyük eksiği de buydu. Topu sadece ayağına değil önüne de isteyen Kerem Aktürkoğlu ve Nene transferleri yapıldığından beri Fenerbahçe’nin oyununda hız departmanı biraz olsun çalışmaya başladı. En Nesyri yerine Jhon Duran’ın sisteme dahil olmasıyla bu hızı tabelaya yansıtabilirse Tedesco’nun Fenerbahçe serüveni uzun soluklu olabilir. Aksi halde her maç yeniden kendini ispat çabasına girişmesi kaçınılmaz olabilir. Tedesco hoca dün Stutgart planıyla camiadan güvenoyu aldı. Bundan sonra bu oyunu geliştirmesi, ligde iyice pekiştirmesi gerekecek.
‘’Ahtapot‘’
Galatasaray için hem İlkay hem Sara’nın olmadığı bir oyun bu dönemde düşünülmesi bile zor durumdu. Bodo karşısında bu ikiliden yoksun oynanan ilk 45 dakikada Osimhen, Yunus ve Sane’nin ön alandaki bire bir baskı iştahları Galatasaray’a 2 gol birden getirdi. Galatasaray, Başakşehir maçında akan oyunda sete yerleşmişken Sane’yi önce İlkay peşinden Sara ile savunma arkasında topla buluşturmuş ve gol portföyüne yeni bir silah eklemişti. Okan hoca Bodo’ya karşı Sara ve İlkay’sız bir kadroyla büyük riski sırtlanıp topa hükmetmek yerine topun karşısında pozisyon almayı seçti ve büyük kazandı. Pas yapan rakibe karşı yüksek şiddette baskıyı uzun süre yapabilen Sane ve arkadaşları harika bir iş çıkardılar. Başakşehir maçının yıldızı Sane, o kadar iştahlı gitti ki baskılara Osimhen’in golünün birinin hazırlayıcısı, diğerinin tetikleyicisiydi.
Osimhen farkı
Osimhen ile Sane dün gecenin iki yıldızıydı. Osimhen sahadayken Galatasaray, ön alan baskısını yaparken bir ahtapot gibi rakibini sarıyor. Nijeryalı santrfor büyük fark yaratıyor, baskıya o kadar iştahlı gidiyor ki aniden yön değiştirip hızlanıyor, rakibin dengesini bozuyor, bir şekilde topu söküyor. Dün 2 tane baskı sonrası gol attı ama en az 3 tane de kaçırdı. Galatasaray Bodo’ya karşı aynı tipte 3 tane gol attı. Başakşehir maçını izleyip analiz eden rakibini tek kelimeyle ters köşeye yatırdı Okan Buruk. Galatasaray, Liverpool galibiyeti sonrası Bodo’yu yenerek aslında zaferin sağlamasını yapmış oldu. İİlk 8 hedefi için büyük bir adım attı.
‘’Mourinho yansımaları‘’
Fenerbahçe, Gençlerbirliği deplasmanından sonra bu sezonun en rahat ilk yarısını oynamış olabilir. Ne var ki ikinci yarıda Fenerbahçe’nin geri yaslanması, Karagümrük’ün oyunun inisiyatifini ele geçirmesi ortaya iki devre arasında büyük bir oyun farkı çıkardı. İlk yarıdaki coşkuda Tedesco’nun ne kadar payı var tartışılır ama ikinci yarıdaki Fenerbahçe, Mourinho döneminin ezberlerini icra ediyor gibiydi. Tedesco, Samsun deplasmanı sonrası iki futbolcunun kadro dışı bırakılmasının üzerine En Nesyri, Brown, Fred gibi oyuncuları da yedek bırakıp rotasyona gitti. Bu değişim ilk yarıya olumlu yansıdı, Kerem, Asensio ve İsmail maçın kontrolünü ele aldı. Asensio müthiş iştahlıydı, ikili mücadelelerde ısrarcıydı. Kazandığı topların üstüne pozisyonların hazırlayıcısı oldu. Kerem Aktürkoğlu ile aralarındaki saha içi iletişimi Fenerbahçe’nin en büyük artısıydı. Kasımpaşa maçındaki golünün de asistini Kerem’den almıştı, dün gece de golünün hazırlayıcısı Kerem’di. Asensio şu süreçte Fenerbahçe’nin en ihtiyaç duyacağı futbolcuların başında geliyor.
Destek görmeli
Takımın büyük oynayan ve maç kazandıran karakterlerin desteğini görmesi gerekiyor. Asensio dün gece bu açığı kapattı, arkadaşlarına güven verdi. Fenerbahçe’nin bu sezon atanıyla tutanından yana yüzü henüz gülmüş değil. John Duran’ın sakatlığının üstüne bir de Cenk Tosun’un kadro dışı olayı gerçekleşince Fatih Karagümrük maçına formsuz En Nesyri’nin yerine Talisca santrfor başladı. Keza Ederson’un sakatlığı sonrasında kale Tarık Çetin’e kaldı. Asensio, Kerem, İsmail ön tarafta büyük mücadele verirken savunmanın dalgınlığı ve kaleci Tarık’ın ellerinin üstünden geçip gol olan pozisyon Tedesco’nun kabusu olabilirdi.









































