‘’Kazanç gecesi‘’
Okan hoca, yaz kampını çoğunlukla arkada Eren, önünde Jakobs ile geçirmişken Kayseri’de bunun tersini yaparak aldığı riske karşılık büyük kazanç elde etti. Eren Elmalı, arkasındaki Jakobs ile soldan top taşımakta zorlandığı bir periyotta belki de sahanın vasatlarından biriyken golüyle hem maçın hem kendinin kaderini değiştirdi. Barış Alper’in yokluğunda sol forvette oynayan Eren Elmalı, bire bir baskılarda takım arkadaşı kadar iyi olmasa da doğru zamanda doğru yerde bulunmayı başararak 2 gol birden attı. Barış Alper’in çıtası çok yüksek, Arabistan’a giderse boşluğunun dolması kolay değil. Dün gece Eren harika iş çıkardı ama bir çiçekle bahar gelir mi? Emin değilim, biraz daha izlemek gerek.
Sane, Sallai ile saha içinde iyi bir iletişim kurdu, birlikte topu rahat götürdüler Kayseri kalesine. Sane henüz kendi standartlarını yakalayamamış olsa da yaklaştığını söylemek mümkün. Sane üzerindeki yabancılığı atmaya çalışıyor, tüm takım onun hatalarına karşı aşırı toleranslı, Osimhen’den Yunus’a kadar herkes onun şutuna ve ekstra çalımlarına saygı duyuyor, onu destekliyor. Dün gece ilk asistini yaptı, üstüne de golünü attı.
Yerinden oynadı...
Yunus Akgün dün gece Kayseri’ye karşı 60 dakika boyunca harikalar yarattı. Galatasaray’ın yeni Mertens’i, yerli Mertens’i olması muhtemel futbolcusu; Osimhen’in arkasında iyiydi, Sane ile yer değiştirip yardımlaştı, hızlı geçişlerde açık alanda topla yaptığı slalomlar etkileyiciydi, neredeyse tüm hücum aksiyonlarında bir şekilde kadrajın içinde yer aldı. Fakat Kaan ve Icardi’nin girişiyle Eren beke, Yunus sola geçince hücum ayarları yerinden oynadı, sonrasında Yunus peş peşe hatalar yaptı ve oyundan çıktı.
‘’Nefeslendiler‘’
Benfica maçının ardından Mourinho’nun Kocaelispor’a karşı Kadıköy’de yaptığı rotasyonda Çağlar, İsmail, Oğuz gibi isimlerin 11’e girişiyle oyunda bazı değişimler görüldü.
Semedo üçlünün sağ stoperi oldu, Çağlar Söyüncü sol stoperde sahanın iyilerindendi, İsmail Yüksek özellikle ikinci yarıda merkezi elinde tuttu. Öncelikle Fenerbahçe’nin sezon başlangıcında kaleci sorunu olduğu aşikâr. İrfan Can Eğribayat için sezonun iyi başladığını söylemek güç. Dün gece Kocaelispor’a karşı barajı kurdurup kendine kalede yanlış yer seçen İrfan Can bir frikik golüne izin vermiş oldu. Eğer kulüp Livakoviç’i göndermeyecekse Mourinho’nun yavaş yavaş Hırvat kaleciyi hazırlaması gerekecek gibi.
Kafa karıştırdı!
İsmail Yüksek sezgisi denen bir gerçek var. Milli Takımımız ile Hırvatistan’ı yendiğimiz maçta, Euro 2024 elemelerinde bir maçta hem 15+ ikili mücadele (16) hem 10+ sahipsiz top (12) kazanan ilk oyuncu olmayı başaran İsmail dün gece Kocaelispor’a karşı vasat bir başlangıç yapsa da ikinci yarıda kendine geldi. Yaptığı pas aralarını doğru atak başlangıçlarına çevirdi, kazandığı ikili mücadelelerin ardından Oğuz Aydın’a bek arkası paslar attı. Fenerbahçe’nin uzun zamandır böyle bir orta sahaya ihtiyacı vardı. O yüzden Alvarez’i getirdiler. İsmail Yüksek, Mourinho’ya kafa karıştırıcı bir seçenek sundu dün gece. Bundan sonra orta saha rotasyonunda İsmail’in dakikalarının artması gerekir. Brown, Fenerbahçe’nin sol kanadına büyük bir enerji katıyor. Fizik kalitesi çok iyi, gidiyor geliyor, oyunu dikine oynuyor, arka direğe forvet koşusu yapıyor. Dün sahada yaptığı çok şey doğruydu, attığı goldeki pozisyon sezgisinin net göstergesiydi.
‘’Sonu gelmiyor‘’
Mert Günok ile Svensson’un son dakika sakatlıklarının ardından Solskjaer’in mecburi rotasyonu belki de Beşiktaş’ı Lausanne deplasmanında doğru seçeneğe itti. Savunmayı Udokhai, Paulista, Emirhan ile üçlü yerleştiren Norveçli hoca transfer edildiği günden bu yana eleştiri oklarının hedefindeki Jurasek’i sol kanat beki, Rashica’yı da sağ kanat beki yaparak radikal bir karar verdi. Aslında bu düzen kanatsızlıktan kırılan Beşiktaş için kurtarıcı oldu denebilir. Joao Mario’yu sağ, Rafa Silva’yı sol içte değerlendirmek Beşiktaş için ufuk açıcı bir sayfa anlamına geliyor olabilir.
Pratiği eksik
Beşiktaş için pratiği eksik bir oyundan bahsediyoruz. İsviçre temsilcisi hem ilk yarı hem de ikinci bölümde net sayılacak pozisyonlar üretirken kaleci Ersin Destanoğlu’nun kurtarışları Beşiktaş’ı maçın içinde tuttu. Solskjaer bu planı ne ölçüde geliştirmek ister, üstüne ne kadar düşer kestirmesi güç ama özellikle ilk yarıda Beşiktaş’ın golü bulmasına rağmen pozisyon üretiminde yaşadığı stres gözlerden kaçmamalı.
Daha iyi okumalı
Ndidi oyunun merkezini iyi tutuyor, garanti bir oyuncu olduğunu ilk günden beri gösteriyor. Dün gece Lausanne karşısında takımın en çok ikili mücadele kazanan ismi olurken, Beşiktaş’ın en çok top kapanıydı. Ne var ki, yüzde 60’lar civarında topa sahip olan Beşiktaş’ta pas isabet oranını çok daha yukarılara taşıması gerekiyor. Öne doğru yapması gereken final paslarında hatalar yapabiliyor, Rafa’yı biraz daha iyi okuyabilmeli. Tur için avantajlı bir skor ama Beşiktaş’ın bu maçı 1-0’da tutabilmesi gerekirdi
‘’Talisca’dan sonra‘’
Mourinho’nun hafta sonu Göztepe deplasmanında rakip 10 kişi kaldıktan sonra bile arkadaki 3 stoperden vazgeçmeyişi sezona 2 puan kaybıyla başlamasının sebeplerinden biriydi. Portekizli hoca, aynı hatayı dün gece Benfica 10 kişi kaldıktan sonra yapmadı. Mert Müldür’ü çıkarıp Oğuz Aydın’ı aldıktan sonra Fenerbahçe momentumu eline geçirdi ve maçı yüksek tempoyla bitirdi. Semedo ve Brown üçlü oynarken de Fenerbahçe’nin iyilerindendi. Ama Oğuz sonrasi Talisca ile En Nesyri’nin önde kaldığı, savunmanın dörtlü oynadığı düzen Semedo’yu çok daha etkin hale getirdi. John Duran, Benfica’ya karşı sahanın en vasatıydı. Mourinho’nun 3-1-4-2’sinde En Nesyri ile birlikte oynayan Duran ne bağlantıya geldi, ne rakibi tehdit etti, ne de hücum aksiyonlarında vardı. Oyuna Talisca girdikten sonra Fenerbahçe için sahada yeni bir sayfa açıldı sanki. Fenerbahçe her zamanki gibi Benfica’ya karşı da önde az adamla baskıya gitti, sonra orta sahaya çekilip rakibi karşılamayı tercih etti. Mourinho’nun bu planı çok daha hızlı oyuncularla işleyebilir. Zaten bu yüzden de bir atletizm takımına dönmek üzere Fenerbahçe. Fakat buradaki hızdan kasıt, topla kat edilen mesafe ve topun hızı olmalı. Kerem Aktürkoğlu’nun maça ilk 11’de başlaması Benfica’nın mesaj verme çabası gibi görünse de Bruno Lage için sahada bir gereklilikti.
Manşetleri süsleyecek
Kerem sol kenarda iyi iş çıkardı, içeri devrildiğinde doğru paslarla Fenerbahçe savunmasını yıpratıcı aksiyonların içinde yer aldı. Fenerbahçe taraftarının ona ilgisi muhtemelen Portekiz medyasının da manşetlerini süsleyeceğe benziyor. Hele Mourinho’nun, oyundan çıkarken Kerem’in elini sıkması ve onu tebrik etmesi transfer sürecinin nasıl ilerleyeceğine dair ip uçları içeriyordu.
‘’Futbol(cu) takımı‘’
Beşiktaş, son yıllarda yaşadığı kabus başlangıçlardan ders çıkarabilirse bu kez sezona tutunabilir. Yeni sezon planlamasında doğru teşhisler yapılmış lakin tedavi için yönetimin aksiyon alması gerekiyor.
Eyüpspor’a karşı 6 numarada yeni transfer Ndidi’yi kullanan Solskjaer, Orkun Kökçü ve Rafa Silva’yı merkeze konumlandırarak topu orta koridordan taşımayı planladı. Aslında buna mecbur olduğunun bir itirafıydı bu tercih. Ne sağ beki, ne sol beki, ne de öndeki kanat forvetleri yeterli. Solskjaer de biliyor ki, sol bekte koca bir delik var ve forvetlerden destek gelmediğinde Beşiktaş her maçı çözmekte zorlanacak.
Solskjaer’i ipten aldı
Beşiktaş hala bir oyuncu takımı; geçen sezondan artısı sadece Rafa’nın ayaklarına bakmıyorlar, Abraham ve Orkun da Portekizli yıldıza katılmış görünüyorlar. Ne var ki, Eyüpspor’a karşı ilk yarıda tüm takım olarak kötüydüler. Fakat ikinci yarıdaki futbola ayrı bir paragraf açmak gerekir. İlk yarıda Beşiktaş ne kadar kötüyse ikinci yarıda o kadar iyiydi. Topu kalenin içine kadar getirdiler, Udokhai bile hücum aksiyonlarında kendine alan açtı, Beşiktaş Eyüpspor’a karşı bu bölümlerde oyunun momentumunu tamamen eline geçirdi. Abraham kaçırdı, Rafa atamadı derken uzatmalara kadar Beşiktaş’ın baskısı devam etti. Son dakikalarda Rafa hem Beşiktaş’ı hem Solskjaer’in ipten aldı. Norveçli hocanın koltuğunda güvenle oturabilmesi için ikinci yarıdaki futbolu geliştirmesi, Beşiktaş’ı futbolcu takımı olmaktan çıkarıp futbol takımına donusturmesi gerekiyor.
‘’Fizik farkı‘’
Kadıköy’deki Feyenoord maçındaki yüksek coşkunun ardından Fenerbahçe’nin 3 günde bu kadar negatif değişmesi şaşırtıcıydı.
Mourinho, Göztepe deplasmanında kadroda yine değişiklik yaparak Yusuf Akçiçek’i üçlü savunmanın merkezine yerleştirerek Skriniar’ı sağ stopere çekti. Fakat Göztepe geçen sezon ligin en iyi baskı takımlarından biriydi, bu yıl da kadrosunda yaptığı revizyonun ardından bu özelliğini daha da iyi hale getirdi. Fiziksel açıdan Fenerbahçe’den daha iyi seviyede görünmelerinin sebebi de buydu. Stoilov hoca, Romelu’yu kaybetmiş olmasına rağmen Janderson, Olaiton, Rhadney ve Santos gibi takviyelerle geçen hafta Rize deplasmanında dün gece de Fenerbahçe’ye karşı özellikle ilk yarıda sahanın her bir metrekaresinde bire bir baskılarla üstünlük kurdu.
Bunun izahı yok
Juan’ın 61’de ikinci sarıdan atılmasıyla Göztepe, 85’e kadar yani Oosterwolde kırmızı görene kadar bir kişi eksik oynadı. Maçın 11’e 10 oynandığı 24 dakikalık süreçte Mourinho’nun takımı baskıyı bir nebze artırmayı başardı. Ne var ki, bu baskının ardından Fenerbahçe’nin tek bir isabetli şut dahi çekememesi sadece Göztepe’nin 10 kişiyle uygulamayı başardığı bire bir baskıların ürünü değil aynı zamanda Mourinho’nun takımını geniş alanda oynatmasıydı. Talisca sakatlık yaşadı, sezona geç başladı, kabul. Ama Göztepe karşısında bitime doğru kazanılan frikikte barajı geçiremedi, son dakikadaki penaltıyı atamadı. Bu artık formsuzlukla izah edilemez.
‘’Beton kırıcı‘’
Barış Alper Yılmaz’ın gelişimi göz kamaştırıcı. Galatasaray’a geldiği günden bu yana her sezon üstüne koyuyor, güçlü diyorsun daha da güçleniyor, hızlı diyorsun daha da hızlanıyor, skor yapsa Premier Lig yapar diyorsun daha fazlasını atıyor. Barış, futbol kamuoyunun gözlerinin önünde nefis bir futbolcu gelişim hikayesine imza atıyor. Karagümrük’e attığı ilk golde Torreira’nın ileri doğru vurduğu topu kovaladı, rakibinden söktü, hızıyla fark attı ve çok iyi bitirdi.
Baskıyla başladı
Bu golün şöyle bir önemi vardı; Karagümrük Ali Sami Yen’de beklentilerin çok ötesinde bir baskıyla maça başladı. Bu gole kadar Galatasaray’ı bunalttı, sıklıkla korner kazandı, ceza sahasına akan oyunda 6-7 tane orta yaptı ve kadro zaaflarına rağmen bariz bir üstünlük kurdu. Barış Alper’in, Torreira’nın uzun vurduğu topla başlattığı geçiş hücumunu kusursuz takiple gol yapması bir beton kırıcı etkisi yaptı, Karagümrük’ün direncini azalttı. Barış’la baş edemeyen Marius Toh’un Davinson’a faulü sonrası atılması ise maçın ibresini Galatasaray’a çevirdi.
Dengeli ve kaliteli
Galatasaray’ın dengeli ve kaliteli bir kadrosu var. Karagümrük’e karşı Osimhen, Icardi kenarda beklerken Barış Alper santrforda yine harikalar yarattı. Ne var ki, 16 Eylül’den itibaren Şampiyonlar Ligi grup maçları başlayacak ve orada son 16 ötesi hedefleniyorsa orta saha rotasyonu yönetim tarafından gözden geçirilmeli. Torreira, Lemina, Sara üçlüsünden biri sorun yaşasa arkada Kaan Ayhan ve Berkan Kutlu bekliyor. Bu lig için yeterli görülebilir ama Şampiyonlar Ligi için Okan Buruk’un orta saha rotasyonuna oyuncu katması gerekecek gibi duruyor.
‘’Olması gerektiği gibi‘’
Fenerbahçe’nin Feyenoord eşleşmesinde favori olmasını sağlayan oyun gücünden önce oyuncu gücüydü. Hollanda’da oynanan maçın ikinci yarısında başlayan reaksiyonun devamını Kadıköy’de görmek belirleyici oldu. Bu sayede Fenerbahçe, oyuncu gününün yanına dün oyun gücünü de eklemeyi başardı. Archie Brown dün gece En Nesyri ile maçın kahramanıydı.
Mourinho’nun 3-4-1-2’sinde kendine yine sol kanat beki olarak yer bulan İngiliz oyuncu kariyerinin ilk kafa golüyle maçın kilidini açtı. Brown’un tüm maç boyunca ileri-geri gidişlerinin akıcılığı Fenerbahçe’yi ön alanda tutmaya yardımcı oldu. Fred’in golünden önce merkeze kadar rakibini kovalayıp topu kazanması, En Nesyri’nin attığı golde yaptığı akıl dolu asist en az attığı gol kadar kıymetliydi. Fenerbahçe bu sezon hedeflerine ulaşacaksa böyle oynamak zorunda. Geride beklemek takımın oyun boyunu çok uzatıyor. Stoperlerin arkadan oyunun boyunu kısaltabiliyor olmaları en az tur kadar değerliydi, Mourinho için. Temel mantalitenin oturuyor oluşu sonraki turda Benfica’ya karşı Fenerbahçe’nin en büyük kozu olacak.
Sahanın her yerinde
Geçen sezonun bazı bölümlerinde 2. Bölgede bekleyip, savunmadan hücuma hızlı geçme çabalarıyla çok zaman ve puan kaybetti Fenerbahçe. Kadıköy’de En Nesyri’nin başlattığı bire bir baskılar dalga dalga sahanın her yerine yayıldı. Faslı santrfor sahaya büyük enerji koydu, Fenerbahçe’nin baskı standardını belirledi. Fenerbahçe için ön alanda santrforlardan başlayan baskının kalitesi Amrabat ve Fred’i de yükseltiyor. Ne var ki, kalecisinden başlayarak arkadan oyun kurulumu hala sorunlu Fenerbahçe’nin. Özellikle İrfancan Eğribayat’ın yediği golden önce oyunu takip etmeyip topu eliyle alması kabul edilir bir hata değil.