‘’Ciddiyet!‘’
Şampiyonluğu garantiledikten sonra Göztepe’ye konuk olan Galatasaray tam bir sezon finali oynar gibiydi. Böylesi maçlar antrenörler için aşırı risklidir çünkü hedefler yakalanmış kadro şampiyonluk sevinciyle idman dozunu azaltmış ve ortam futbol kazasına çok müsait haline gelmiş olabilir. Okan Buruk kalede Günay’ı, stoperde Cuesta’yı, orta sahada Kaan, Berkan ve Kerem’i, ön tarafta Mertens, Ahmet ve Morata’yı tercih ederek önemli biri rotasyona gitti. Fakat bu kadronun sahadaki ciddiyeti rehavete olanak tanımadı, tam tersi herkes kendini ispat çabasındaydı. Galatasaray kadrosunun bu açlığı Okan hocanın da en büyük avantajı. Göztepe karşısında ilk yarı topa sahip olsa da oyunun momentumu Göztepe’nin elinde kaldı.
Bir standardı var
Kaan Ayhan, orta sahada Lemina’nın rolünü oynamaya çalıştı, hayli de başarılı oldu. Aslında bu pozisyon Kaan’ın geçen sezon Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde sıklıkla oynadığı ve alışık olduğu bir pozisyondu. Zaten Kaan Ayhan için uzun zamandır mevkisiz oyuncu tabirini kullanıyoruz. Sağ bekten stopere 6 numaradan sol beke kadar oynadığı her pozisyonda kendine bir standart oluşturmuş bir futbolcu Kaan. Sezon biterken Göztepe’ye karşı 6 numaradaki pozisyonunu jeneriklik bir frikik golüyle taçlandırması Okan Buruk’a bir şampiyonluk hediyesiydi.
‘’Heykeli dikilir‘’
Kayserispor maçı Galatasaray adına sezonun son bölümünün özeti gibiydi. Başlangıç düdüğüyle birlikte Osimhen liderliğinde herkes bire bir baskılara vatan müdafaası yaparcasına gidiyor, rakip oyun kurarken merkezde Lemina ile bir fazla kalarak topu çok hızlı geri kazanıyorlar. Bu sadece dün gece Kayserispor’a karşı böyle olmadı. 3 gün önce Trabzon ile oynanan kupa finalinde de böyleydi, geçen hafta yine Trabzonspor deplasmanındaki lig mücadelesinde de aynıydı. Galatasaray’ın bu bunaltıcı baskısı aslında Dolmabahçe’de oynanan Beşiktaş derbisinin ardından Okan Buruk’un Morata’yı sistemden çekip, bağlantıları yapması için Gabriel Sara’yı Torreira ile Lemina’nın önüne koyması sezonu kıran bir ray değişikliğiydi.
Olağanüstü performans
Samsunspor maçından itibaren Galatasaray, dün gece Kayserispor’u sürklase ettiği oyunu icra etmeye başladı. Oysa Okan Buruk için sezonu üçe ayırmak gerek. Ocak ayına kadar Mertens’li 4-2-3-1. Şubat ayında Morata ve Cuesta’nın katılımıyla 3-4-1-2. Beşiktaş yenilgisi sonrası Gabriel Sara’lı 4-2-3-1. Hayli dalgalı bir denizde, fırtınalardan kurtulmayı başardı Galatasaray ve 25. kez lig şampiyonu olmayı başardı. Dün gece Kayserispor’a karşı kazanılan penaltıyı kullanmak için topun başına gelen Muslera topu ağlara gönderdiğinde göz yaşlarına boğuldu. Belki de bu bir veda golüydü. Muslera tam 14 sezondur Galatasaray’da ve 8. kez lig şampiyonu oldu. Müthiş bir kariyer, olağanüstü bir kaleci performansı. Kemerburgaz’a bir futbolcunun heykeli dikilecekse bu herhalde Muslera’nın heykeli olurdu.
‘’Büyük fark‘’
Galatasaray, lig şampiyonluğuna sadece 1 puan kalmışken, dün gece Trabzon karşısında Türkiye Kupası’nı kazandı. Okan Buruk ve futbolcuları Gaziantep’teki finalin her bir dakikasında inisiyatifi elinde tuttu, üstün bir oyun oynadı, kupayı açık farkla kazandı. Galatasaray, pazar günü de Kayseri karşısında 1 puan dahi alsa sezonu çifte kupayla kapatmayı başaracak. Finalin bu kadar rahat kazanılmasında Galatasaray’ın süpe starı Osimhen’in rolü yine çok büyüktü. Osimhen’in insan üstü performans denemelerini izlemeye devam ediyor ülke futbol kamuoyu.
Galatasaray’ın bundan önceki iki sezondaki lig şampiyonluğunda Icardi’nin rolü büyüktü ama bazen gizli bazen açıktan kahraman Mertens’ti. Okan Buruk’un imza formasyonu olan 4-2-3-1’in işletim sistemini çalıştıran beyin görevindeydi. Okan hoca, ocak ayından bu tarafa yavaş yavaş Mertens’ten uzaklaşmaya başlasa da Mertens saha kenarında verdiği pozitif görüntülerle hep kadronun en sempatik yüzü olmaya devam etti.
Yerli Mertens
Belçikalı yıldızın sahadaki boşluğunu doldurmak kolay değil, ama Yunus Akgün sağ kenarda adeta bir Mertens etkisi yaratmaya devam ediyor. Dün Türkiye Kupası finaline, yaptığı 3 asistle yine damga vurdu yerli Mertens, yeni Mertens. Eren Elmalı tam isabet bir transfer atışı oldu. Yıllardır sol bek arayan, tam buldum derken yine boşluğa düşen Galatasaray için Eren Elmalı sanki aranan sol bekmiş izlenimi vermeye devam ediyor. Dengeli, fizik kalitesi iyi seviyede olan Eren Elmalı için Galatasaray ne kadar büyük bir şanssa, Eren de Okan Buruk için o kadar büyük bir şans oldu.
‘’Her maç derbi olsa‘’
Beşiktaş, ligde oynadığı son 9 maçta biri hariç tüm maçlarda kalesinde bir şekilde gol gördü. Gol yemediği tek maç tahmin edeceğiniz üzere geçen haftaki Fenerbahçe derbisi. Beşiktaş bu sezon takım olarak derbileri bir başka oynuyor ona şüphe yok. Bu derbi performanslarının yarattığı sevinç taraftar açısından paha biçilemez.
Haklarıdır, derbi puanları onları coşturmalı zaten. Ama yönetimin ayaklarının yere sağlam basması, lig bitmeden bu kadroyu masaya yatırmalı, siyaha siyah, beyaza beyaz demeli. Beşiktaş, 2021’deki şampiyonluğun ardından Kasım ayı geldiğinde fişi çekiyordu. Sergen Yalçın’dan Şenol Güneş’e 3 yılda neredeyse sezonda 4 bazen 5 antrenör değişikliği yapılmış. Ahmet Nur Çebi’den Hasan Arat’a, Hüseyin Yücel’den Serdal Adalı’ya kadar 3 yılda 4. Başkan koltukta oturuyor. Beşiktaş, rakiplerinden az para harcamıyor, sadece yanlış planlama yapıyor.
Serdal Adalı Başkanın yeni sezonda kadro yapılanmasını organize ederken doğru takım yapılması yönünde adımlar atmalı. Yoksa Fenerbahçe, Galatasaray 10 harcarken Beşiktaş 3 harcamıyor. Beşiktaş’ın yeni sezondaki hedefi taraftarına bir üçüncülük daha vermek olmamalı.
Başarısızlık göstergesi
Beşiktaş dün gece Adana Demirspor’a karşı maçın ilk yarısında pozisyon verdi, üstüne bir de gol yedi. Ligden düşmesi aylar öncesinden kesinleşen genç bir kadro ile onur mücadelesi veren Adana Demirspor için atılan gol ne kadar gurur vericiyse, Beşiktaş adına o yenen gol o kadar başarısızlık göstergesiydi.
‘’Rahatlık sorunu‘’
Şüphesiz Galatasaray camiasının her bir ferdi, en yakın rakibi Fenerbahçe’nin Beşiktaş derbisini kaybetmesinin ardından kafa olarak kendini şampiyon görmeye başladı.
Trabzonspor deplasmanında maça başlarken bu rahatlık Osimhen ve arkadaşlarının en büyük laneti oldu. Barış Alper’den Yunus’a kadar her Galatasaraylı futbolcu maçın bitiş düdüğünün hayaliyle oynadı 90 dakikayı. Fatih Tekke’nin kafasında da çarşamba günü Gaziantep’te Galatasaray ile oynayacağı Türkiye Kupası finali vardı. Başlangıç kadrosunda santrforda Enis, kenarlarda Visca ve Mustafa Eskihellaç arkalarından Cham Trabzonspor’un ideal forvet hattı olmasa da beklenenden iyi bir performansa imza attılar. Özellikle ilk yarıda Visca’nın yaptığı liderlik, 20. dakikada oyuna Enis’in yerine girdikten sonra Sikan’ın dinamizmi Galatasaray’ı zorlayan detaylardı.
2. yarı bambaşka
Okan Buruk, Sallai’yi sağ bek, Jakobs’u sol bekte kullanırken Barış ile Yunus’un kenar performansları ilk yarıda tam bir hayal kırıklığıydı. Fakat aynı kadro ikinci yarıda bambaşka bir seviyeye çıkmayı başardı. Maçın kilidini açan gol Abdülkerim’in kornerdeki kafa vuruşundan gelse de Galatasaray takım olarak fabrika ayarlarına döndüğü ikinci yarıda maçı kopardı. Morata ve Eren Elmalı’nın girişiyle sahaya atletizmini de koyan Galatasaray, İspanyol forvetin golüyle fişi tamamen çekti. Galatasaray, vasat geçen bir ilk yarının ardından Trabzon deplasmanında kazanarak şampiyonlukla arasındaki mesafeyi sadece 1 puana indirdi. Şayet haftaya Kayseri maçında 1 puan bile alsa şampiyonluk turu atabilecek.
‘’Baş döndürücü!‘’
Mourinho için sezonun kırılma noktası Galatasaray ile Kadıköy’de oynanan Türkiye Kupası yarı finali oldu. Portekizli hoca derbi yenilgisinin ardından Trabzon maçına 7 değişiklik, peşinden Sivas, Kayseri, Gaziantep ve Beşiktaş maçlarına benzer şekilde kadro değişiklikleriyle başlaması Fenerbahçe’yi derin bir türbülansa soktu. Benzer kadro tercihlerini dün Başakşehir deplasmanında uygulayan Mourinho hem takımının hem rakibinin başını döndürmeyi başardı.
Başakşehir’e karşı ilk yarıda kötü bir başlangıç yaptı Fenerbahçe. Stoper tandeminde Diego Carlos ile Skriniar’ın uyumsuzluğu Piatek’e yaradı ve Carlos’un bireysel hatalarından pozisyonlar peş peşe gelmeye başladı. Diego Carlos, Başakşehir’e karşı o kadar kötü bir stoper performansı gösterdi, Mourinho’nun onu çıkarmak için tek gerekçesi sarı kartı değildi doğrusu.
Senaryoyu değiştirdi
Talisca ile Tadiç kavgası kötü bir fotoğraftı. Bu kavga 4 maç önce olsa belki kadroda pozitif bir etki yaratabilirdi ama şampiyonluk yarışında bu kadar geri kalınmışken yapılan kavga sadece kaos yaratır. Carlos-Samuel değişikliği maçın senaryosunu değiştirdi denebilir. Mert Müldür’ün stopere kayıp Samuel’in sağ bekliğiyle oynanan ikinci yarı Fenerbahçe adına daha rahat geçti. Fenerbahçe bu galibiyetle puanını 78 yaptı ama sezonu maksimum 87 puanla kapatabilecek. Bu durumda Galatasaray’ın kalan maçlarda 4 puan alması şampiyonluk turu atmasına yetecek. Fenerbahçe’nin Başakşehir galibiyeti, Galatasaray’a bugün Trabzonspor maçında tur atma şansını elinden almış oldu
‘’Karakter koyan kazandı‘’
Fenerbahçe’nin ligde kendi sahasında kaybettiği bu ikinci büyük derbi. Mourinho’nun sezon değerlendirmesini yaparken objektif olması ve ligde derbileri kazanmadan nasıl şampiyon olunamayacağını açık açık anlatması gerekiyor. Fenerbahçe teknik direktörü olarak şampiyon olmak istiyorsan derbileri kazanmak zorundasın. Çünkü şampiyonluk yolundaki en büyük rakiplerin senin ezelden beri yarıştığın takımlar.
Yine 4-6-0’ı kullandı
Bu sezon Mourinho, Okan Buruk ile biri kupa ikisi lig üç kez karşılaştı. İki kez Kadıköy’de yenildi, Ali Sami Yen’deki maçı da berabere bitirdi. Beşiktaş’a iki derbiyi birden kaybetti. Böyle olunca Mourinho nasıl şampiyon olacaktı ki? Beşiktaş, Kadıköy’de sahaya büyük karakter koydu doğrusu. Solskjaer, Kadıköy’e Galatasaray’a karşı kazandıran 4-6-0 planıyla çıkarak Mourinho’ya ilk golü atmıştı aslında. Rafa Silva’yı en önde serbest kullanan Norveçli hocanın baskı merkezini orta sahaya yoğunlaştırması ve kazandığı topları Chamberlain ile Gedson ve Rashica üzerinden Rafa’ya aktarması Fenerbahçe’yi zor duruma düşürdü.
İhtimal iyice azaldı
Beşiktaş, kötü götürdüğü sezonda iki kez Fenerbahçe’yi, bir kez de Galatasaray’ı yenmeyi başardı. Fenerbahçe için şampiyonluk ihtimali biraz daha azalırken arada 8 puanlık farkı kalan 4 haftada kapatmak için hayli ter dökmesi gerekecek
‘’Yerli Mertens!‘’
Galatasaray’ın bu yıl o kadar çok itici gücü var ki; Osimhen, Torreira, Sanchez, Barış derken sağlığında Yunus Akgün belki de hakkı en az teslim edilen isim olabilir. Yunus Akgün bu sezon sağlıklı olduğu dönemlerde Galatasaray’ın oyun standardını belirleyenlerin başında geliyor. Okan hoca Morata ve Lemina transferleri sonrası kendisini iki yıl üst üste şampiyonluğa taşıyan 4-2- 3-1’den dönmeye çalışmış ama sahada ikinci bir Mertens bulamadığı için fabrika ayarlarını aramaya başlamıştı.
Nitekim o beklediği ikinci Mertens takımın bağrından çıkageldi. Yunus Akgün sakatlıktan döndüğünden bu yana sağ kenardan bir oyun kurucu olarak hücuma katılıyor, savunma arkası yüksek pasları atıyor, bire birdeki becerileriyle Osimhen’e pozisyonlar yaratabiliyor.
Yunus’un standardı
Yunus Akgün sahada olduğu sürece Okan hoca Osimhen’in arkasında Morata’yı kullanabileceği kanaatine varmış olacak ki, Sivas’a karşı Sara’yı kulübede oturtup İspanyol santrforu sahaya sürebildi. Yunus belki dün gece gol atamadı ama Galatasaray’ın oyun standardını belirleyen futbolcuydu. Galatasaray, Sivas maçını çok erken çözdüyse Yunus’un oyun kurulumuna katkısı kadar Osimhen’in yırtıcılığının rolü büyüktü. Nijeryalı santrfor için maçın kime karşı oynandığının bir önemi yok, yeter ki bir futbol topu ve bir rakip olsun. Torreira’nın attığı ilk golden önce pozisyonu hazırladı, iki de gol kaydederek ritüelini gerçekleştirdi.