‘’Mariano'yu atmadı penaltıyı vermedi‘’
Maçın hakemi Halil Umut Meler’i eleştirmeden önce; atamayı eleştirmek gerekir. Sezona iyi başlayamamış; Gaziantep FK-Beşiktaş ve Alanyaspor-Sivasspor maçlardaki yönetimiyle sınıfta kalmış; perşembe gecesi Norveç’te yönettiği maç perşembeyi-cumaya bağlayan gece bitmiş bir hakemi; 48 saat geçmeden, haftanın en sıkı maçlarından birine atamak çok da sağlıklı bir atama sayılmaz.
Kuralları uygulamadı
Dün sahada bir hakem vardı ama kuralları uygulamak yerine kendi istediği düdükleri çaldı. 29’da Ayite, Mariano’ya faul yaptı. Mariano da öcünü aldı ve Ayite’nin sırtına yumruk vurdu. Bu yumruğa dünyanın her yerinde kırmızı kart gösterilir ama hakem sarı kart çıkarttı. Sarı kartı dirsek hareketinden dolayı Ayite görmeliydi. Mariano ise oyundan atılmalıydı.
Ahmet’in atılması doğru
86’da Ahmet Oğuz’un atılması tartışmasız doğru... Fakat bu dakikaya kadar gösterdiği ve göstermedikleriyle zaten ipin ucunu kaçırmıştı maçın hakemi. Maçın uzatma dakikalarında Sessegnon, ceza sahası içinde Belhanda’yı çekerek düşürdü. Bence bu çekme penaltı için yeterliydi. Hakem penaltı kararı verse çok daha doğru olurdu.
‘’Disiplinde sınıfta kaldı‘’
Deniz Çoban, hakem Yaşar Kemal Uğurlu’nun kararlarını yorumladı:
Dün akşam oynanan maçta Fenerbahçeliler 2 kez hakem Yaşar Kemal Uğurlu’ya penaltı itirazında bulundular. İlk pozisyon 30’da yaşandı. İsla’nın ortasında top yakın mesafeden Diego’nun eline çarptı. Diego’nun kolları doğal konumdaydı ve kolunun topa doğru bir hareketi yoktu. Elini toptan kaçırma gayreti vardı. Hakemin devam kararı kesinlikle doğruydu. İkinci penaltı itirazı ise maçın uzatma dakikalarında yaşandı. Deniz Türüç’ün kullandığı serbest vuruşta, top barajda bulunan Doğukan’ın vücuduna bitişik olan kolundan döndü. Hakemin devam kararı yine doğruydu.
Fener lehine kolay düdükler
Maçın hakemi Uğurlu dün akşam maçın son dakikalarında Fenerbahçe lehine çok kolay faul düdükleri çaldı. Ayrıca disiplin uygulamalarında da sınıfta kaldı. 2’de Muondo’nun Emre’nin ayağına bastığı pozisyonda, 13’de Muriç’in Diago’ya kırmızı sınırlarını zorlayan faulünde, 28’de yine Muriç’in rakibi Bahadır’ın ayağına bastığı pozisyonda, Antalya golü öncesi Zanka’nın Muondo’ya arkadan yaptığı harekette; sarı kartlarını göstermesi gereken Uğurlu, bu pozisyonları es geçti.
‘’Herkes korkuyor‘’
Çok uzağa gitmeyeceğim. Son 3 yılı yazıyorum... İlker Coşkun, İlker Meral, Deniz Ateş Bitnel, Süleyman Abay, Tolga Özkalfa, Bülent Yıldırım, Serkan Çınar... Bir şekilde hakemlikten uzaklaştırılan isimler bunlar. Kimisi kulüplerin, kimisi kişilerin, kimisi yöneticilerin hırslarına kurban gitmiş hakemler bunlar... İki gün önce de bu halkaya Suat Arslanboğa eklendi. Hakemler de bu durumdan memnun olmalılar ki(!) kadroda kalan hakemlerden herhangi bir tepki veren yok. Nasılsa kadro 43 kişi, kolay kolay kendilerine sıra gelmez(!) İşin şakası bir tarafa... "Profesyonel sözleşmesi feshedilmiştir" demek Suat Arslanboğa’nın hakemliğinin teoride bittiği anlamına gelmiyor ama pratikte bir daha Süper Lig’de kolay kolay maç yönetemeyeceği anlamına geliyor.
Sebep Ljajic!
Arslanboğa için alınan bu karara sebep, yönettiği Beşiktaş-Başakşehir maçı. Ulaştığım bilgilere göre sebep kötü yönetiminden öte, Ljajic’in kendisini itmesine tepkisiz kalması. Yani, Arslanboğa’nın sonunu getiren hatası Ljajic’i atmayarak, sahada tutması. Belki de önceden kalan bazı birikimler de vardır ama Zekeriya Alp’i en çok sinirlendiren konu bu... Karar MHK tarafından alınmış. Kesinlikle TFF yönetiminin ya da herhangi bir kulübün dahli yok. MHK’nin 9 üyesi de aynı kararı onaylamış görünüyor. Hakemlere bu şekilde bir mesaj verilmeye çalışılmış. TFF ve MHK tarafında yaşananların fotoğrafı bu.
Psikoloji bozuldu
Ancak olayın bir de kamuoyuna yansıyan ve hakemler tarafından da değerlendirilen yüzü var. Her ne kadar, karar farklı bir sebeple alınmış olsa da kamuoyuna bunu anlatmanız çok kolay değil. Bu karar her şeyden önce hakemleri çok tedirgin etti. 'Yarın benim de başıma aynı son gelir mi?' korkusu yaşıyorlar. En tecrübesizinden, en tecrübelisine kadar hakemlerin psikolojisi maalesef bu... Yaşanan bu süreç bence hakemlerin performansında olumsuz bir yansımaya neden olacaktır. MHK her ne kadar, ‘Hakemliğin menfaati için bu kararı aldık’ diyorsa da benim şahsi fikrim: "Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değmeyecektir!"
‘’Onur kırıcı davranış‘’
TFF, Suat Arslanboğa’nın sözleşmesinin MHK’nin talebi doğrultusunda feshedildiğini duyurdu.
Sözleşmesi olmayıp da Süper Lig’de görev alan hakemler var. Dolayısıyla sözleşmenin feshedilmiş olması teoride Arslanboğa’nın Süper Ligde maç yönetemeyeceği anlamına gelmiyor. Pratikte ise ligde maç alması bundan böyle çok kolay olmayacaktır.
Kararın sebebi Ljajic’in Arslanboğa’ya yapmış olduğu; hakemi küçük düşüren ve onur kırıcı davranışına kayıtsız kalması. MHK sezon başında bu tür davranışlara karşı hoşgörülü olunmamasını ve gerekenin yapılmasını istemişti.
Bu kararla, MHK diğer hakemlere de bu tür davranışlara kayıtsız kalmamaları konusunda mesaj vermeye çalıştı. Hem de önemli bir tartışma zemini oluşturarak, yıpranma ihtimallerini de göze almış oldular.
‘’Palabıyık'ın kolay maçı‘’
Dün akşam oynanan maçta çok fazla kritik pozisyon yaşanmamış olsa bile hakem Ali Palabıyık açısından çok kolay bir maç olmadı. İkili mücadelelerin fazla olduğu ve fiziksel temasların çokça yaşandığı maçta, hakem çaldığı düdükler ve yerinde kullandığı kartlarla oyunu elinde tuttu. 90 dakika boyunca dikkatli tutumu sayesinde maçı başarılı bir şekilde tamamladı.
25’de Burak’ın serbest vuruşunda top barajdaki Novak’ın kolundan döndü. Novak’ın kolları doğal konumdaydı, vücudunu genişletmiyordu. Dolayısıyla devam kararı doğruydu.
42’de Trabzonspor’un Sosa ile bulduğu golden önce ofsayt itirazları oldu. Ofsayt itirazı olan atak tamamlanmış ve top kaleci Karius’un ellerinde tamamlanmıştı. O atak tamamlandıktan sonra Beşiktaşlılar'ın kaptırdığı top sonrası gelen gole ofsayt itirazı yapmak çok mantıklı değil. Bu pozisyon protokole göre VAR değerlendirmesi dışında bir pozisyon.
‘’Büyük iş başardı‘’
Galatasaray ile Fenerbahçe arasında dün akşam oynanan maç öncesi ortam çok gerilmişti. Herkes yanan ateşe odun atıyordu. Gergin geçmesi gereken bir maç, aksine çok dostane ve sakin bir ortamda oynandı. Sahadaki futbolcular sadece futbol oynamaya odaklanmıştı. Her iki teknik kulübe sadece takımıyla ilgilendi. Seyircilerin sahaya bir müdahalesi olmadı. Dolayısıyla hakem ekibini zorlayan bir dış etken olmadı.
Çok dikkatliydiler
Bu yaptığım tespitle hakem ekibinin başarısını küçümsemek niyetinde değilim. Bu tarz maçları daha önce çok izledik. Bir yanlış düdük, bir yanlış karar; ortamı germeye yeterdi. Hakem ekibi ilk dakikadan itibaren çok dikkatliydiler. Bir dakika dahi oyun kontrolünü elden bırakmadılar ve son düdüğü çaldıklarında çok büyük bir iş başarmışlardı. Her yönüyle takdiri hak eden bir yönetimdi.
Kritik kararlar doğru
En kritik an 54. dakikaydı. Lemina’ya Gustavo’nun hareketi penaltıyı gerektiriyordu ancak Çakır ‘devam’ demişti. VAR devreye girdi. Çakır, pozisyonu kenarda tekrar izledi. Penaltıdan önce Babel’in topu elle kontrol ettiği tespit edilince, maç doğru bir şekilde ‘el’ kararıyla başladı. Çakır, önemli bir kart hatası yapmadı. Emre, Marcao ve Mariano’nun sarı kartları doğruydu. Falcao’nun golünün ofsayt gerekçesiyle iptali de yerindeydi. Tarık Ongun, pozisyonu VAR’a bırakmadan kendisi doğru olarak tespit etti.
‘’2 maçı iyi, 1 maçı kötü‘’
Hakemler için zor bir hafta. Ortam çok gergin...
Oyuncunun, yöneticinin, seyircinin her türlü hatası hoş görülüyor ama hakemlerin hatalarına maalesef tahammül yok. O yüzden maçlar hakemler için kat be kat zor geçiyor. Hakem kadromuz çok yıprandı.
Yakın zamanda önemli hakemlerimiz ya hakemliği bıraktı ya da bir şekilde hakemlikten uzaklaştırıldı. Zor maçlara verilebilecek hakemlerimiz bir elin parmakları kadar bile yok. Hal böyle olunca zor maçlar aynı isimler etrafında dönüyor.
Gayet normal
Avrupa’da 1. kategoriye kadar yükselen ve ligimizin kalburüstü hakemlerinden Ali Palabıyık’ın bu akşamki Beşiktaş - Trabzonspor maçına atanması gayet normal.
Hangi ismi atasanız, kulüplerimiz o hakemle ilgili olumsuz bir hafızaya mutlaka sahip. Atamada sorun yok ancak Palabıyık’ın zorlu maçlarda da 2 maçı iyi ise 1 kötü maçı mutlaka var. Bunu da unutmamak lazım...
‘’En doğru karar‘’
Salı günü yazımda belirttiğim gibi MHK riske girmedi, tek sığınacağı limana yanaştı ve maça Cüneyt Çakır’ı atadı. Ortam bu kadar gergin olmamış olsa, ben bu maça Çakır’ın tercih edileceğini düşünmüyordum. Maçın zorluğu; açıklamalar ve yaşananlar sonucu artınca MHK riske girmedi. Bence de en doğrusunu yaptı. MHK’nin bu atmosferi taşıyacak ve bu maça uyan başka hakemi elinde yoktu.