‘’Net kartları vermedi‘’
Hakemlerimiz net kartları göstermez duruma geldiler. Mete Kalkavan da “Takımlar bizden bulmasın” düşüncesiyle dün maçı yönetti. Luyindama, Ömer Ali, Jevtovic ve Nagatomo sarı kart görmeliydi, Diagne de kırmızıyla atılabilirdi.
Ligde son düzlüğe girdiğimiz günlerde maalesef hakemlerimiz; “Takımlar bizden bulmasınlar!” moduna girdiler. Net kartları göstermez duruma geldiler. Faulleri çalıyorlar gerisine karışmıyorlar. Mete Kalkavan da dünkü yönetimiyle bu düşünceye uygun maç yönetti. 18’de Luyindama’nın rakibinin yüzüne gelen dirseği sarı kart olmalıydı. 46’da Ömer Ali sarı kart görmeliyken, hakem Konyaspor lehine faul çaldı. Benzer durum, Belhanda- Jevtovic pozisyonunda da oldu. Jevtovic Belhanda’nın bileğine bastığı için sarı kart görmeliyken, Konyaspor lehine faul çalındı. 80’de Milosevic’in yüzüne gelen elinden dolayı Nagatomo da sarı kart görmedi.
Diagne ucuz kurtuldu
Bence asıl problem 56. dakikadaydı. Diagne yerde kaldı ve penaltı bekledi. Aslında Zuta’nın Diagne’ye penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Aksine Diagne’nin eli rakibinin yüzüne geliyordu. Bana göre Diagne bunu biliçli yaptı. Bilinçli şekilde rakibin yüzüne yapılan müdahaleler-yüz hassas bölgedir- kırmızı kartı gerektirir. Dolayısıyla Diagne’nin ucuz kurtulduğu fikrindeyim.
‘’Burak'a sarı çıkmalıydı‘’
25. dakikada maçın değil, ligin bile kader anı olabilir. Hakemin göstermediği sarı kartla, Burak haftaya derbide oynama şansı yakaladı.
54’de Vida’nın golü öncesi, Canteros’un faul itirazları oldu ama Vida topu çalarken faul yapmamıştı, gol kararı doğruydu. 60’da Kulusic’in Atiba’ya müdahalesi penaltıyı gerektiriyordu, hakem yanılmadı. 75’de bu kez Atiba topu koluyla oynadı. Kaçan penaltının VAR yardımıyla tekrar edilmesi de doğru. Penaltıyı başka oyuncunun kullanmasında da kurallar açısından bir engel yok. Lig yarışı kızıştı. İş averaja kalabilir. Bir golün bile büyük önemi var. İlk yarıya 3, 2. Yarıya 6 dakika eklendi. Ne ilk yarıya eklenen ne de ikinci yarıya eklenen süre yeterliydi. Hakemler zamandan çok çalıyor.
‘’Sorunsuz bir yönetim‘’
Her yönüyle hakem ekibi için zor bir maçtı. Her şeye rağmen bir aut-korner pozisyonunda ters düşmelerinin dışında hakemler ekip olarak uyumlu bir maç çıkarttı. Saha içi yönetimiyle Çakır; ufak tefek hatalar dışında tartışılacak ve sonuca etki edecek kararlar vermedi. Çakır maç genelinde tutarlı düdükler çaldı. Gösterdiği kartlarda haklıydı, yerinde kullandı. Göstermediklerini eleştirebilirim. 23’de Jailson’un, Abdülkadir Parmak’ın ayağına bastığı pozisyon ile 83’te Valbuena’nın yine Parmak’a yaptığı hareketten sonra; birer sarı kart almaları gerekiyordu.
Devam kararları doğru
Maçta cılız penaltı beklentileri oldu. Bu beklentilere kulak asmayarak oyunu devam ettirmesi doğruydu. Pozisyonlarda penaltı yoktu. Maçtaki en kritik karar, 71. dakikada Sadık’ın kırmızı kart gördüğü pozisyondu. Sadık’ın eliyle Yusuf ’un yüzüne doğru yaptığı hamle sarı kartı gerektiriyordu. Dolayısıyla faul kararı ve çıkan ikinci sarı kart doğruydu.
‘’En kritik hafta‘’
Fenerbahçe-Trabzonspor maçına Cüneyt Çakır atandı. İtirazım yok! Kimsenin de itirazı olacağını sanmıyorum. Dünyanın ilk 5 hakeminden birisi olarak gösterilen Çakır için “Neden bu maça atandı?” diyemezsiniz. Çakır 3.5 yıldır Trabzon’a, 2.5 yıldır Kadıköy’e gidemiyordu. Bu statlara gidemediği her gün, o süreçte görev yapan MHK’lerin büyük ayıbıdır. Fakat şu şu soru zihnimi kurcalıyor: ‘Trabzon ve Kadıköy’ün kapılarını Çakır’a açmak için böylesi kritik bir haftanın seçilmesi doğru muydu?’ Bence çok doğru değil!
Arslanboğa hak etti
Bu sezon müthiş bir yükseliş yapan Suat Arslanboğa’nın liderin maçına, geçtiğimiz hafta Beşiktaş maçından başarıyla çıkan Mete Kalkavan’ın Galatasaray’ın maçına atanmasına söyleyecek bir şey yok. Beşiktaş’ın maçına atanan Halil Umut Meler; en son VAR görevi yaptığı maçta ofsayt çizgisini yanlış yerden çizerek Erzurumspor’a büyük bir mağduriyet yaşatmıştı. O hatadan sonra Beşiktaş maçıyla Süper Lig’e tekrar ‘merhaba’ diyecek olması ‘beni şaşırtmadı’ desem yalan olur...
Çınar’ın izahı yok
Serkan Çınar, aklımın hiç almadığı atamalardan biri! Geçen hafta liderin maçında VAR masasındaydı. O maçta ve önceki haftalarda majör hatalar yapan hakemin ligin kader maçlarından olan Bursaspor- Akhisar maçına atanmasının izahını bulamadım...
Tokat da şaşırtıcı
Aynı şekilde geçtiğimiz hafta çok konuştuğumuz Galatasaray- Kayserispor maçında Emre’nin surata gelen tekmesine duyarsız kalan video hakem Serkan Tokat’ın Malatya-Kasımpaşa maçına atanmasını da anlayamadım.
‘’Ofsaytlar doğru penaltıyı atladı‘’
Feghouli’nin golünden ve Malatyaspor’un kazandığı penaltıdan önce çizilen ofsayt çizgilerinde; mavi ve kırmızı çizgiler üst üste çıktı. Yani iki pozisyonda da hücum ve savunma oyuncuları aynı hizadaydı, devam kararları ve Malatya lehine verilen penaltı doğru idi.
72. dakikada Murat Akça’nın Mariano’nun koşu yoluna vücudunu koyarak yaptığı faulde Galatasaray lehine penaltı verilmeliydi, hakem ‘devam’ dedi.
Tarafsız bir futbolsever olarak, VAR incelemeleri sırasında oyunun bu denli soğuması benim hiç hoşuma gitmiyor. Malatyaspor’a VAR müdahalesi ile verilen penaltı, tam 6 dakika 21 saniyede atılabildi. Bu duraklama Türkiye’de bugüne kadar VAR için kaybolan en uzun süre oldu. Daha önce Mete Kalkavan’ın yönettiği Malatya-Antalya maçında VAR müdahalesiyle Diego ve Sadık’a kırmızı kart çıkan pozisyonda maç tam 6 dakika 16 saniye durmuştu.
‘’Golden önce ofsayt var‘’
Maç içerisinde iki penaltı beklentisi oldu. Beşiktaş’tan Burak, Sivasspor’dan Rybalka ceza sahasında yerde kaldı ve gözler Kalkavan’a çevrildi. 23. dakikada Bjarsmyr-Burak karşı karşıya geldi. İki oyuncu da alan kazanmak arzusundaydı. Burak sol ayağını Bjarsmyr’in koşu yoluna uzatarak avantaj elde etmeye çalışırken; teması hissettiğinde kendisini kolaylıkla yere bıraktı. Hakemin pozisyonu devam ettirmesi bence doğruydu.
42. dakikada ise Vida-Rybalka mücadelesinde, Vida rakibine yakın savunma yaparken; Rybalka’nın hissettiği basit bir temasta aynı ilk pozisyondaki gibi kendini kolay yere bıraktığını düşünüyorum. Bu pozisyonda da Kalkavan “devam” derken yanılmadığı düşüncesindeyim. Maçtaki tek ve önemli hata ise Beşiktaş’ın galibiyet golü öncesi gözden kaçan ofsayttı. 87. dakikada Güven’in kafa ile Burak’a gönderdiği topa doğru hareketlenen Burak ofsayt pozisyonundaydı. Yardımcı hakem Kerem Ersoy bayrağını kaldırmadı. Topla buluşan Burak yerde kalınca Kalkavan faul çaldı ve o faulü kullanan Burak Beşiktaş’ın galibiyet golünü attı. Bu pozisyona VAR neden karışmadı diye sorgulayanlar olursa, verilen serbest vuruşlar VAR’ın müdahale alanı dışındadır.
‘’Rize'ninki de penaltıydı‘’
Dün oynanan, ligin kader maçlarından biriydi. Verilecek hatalı bir karar lig sonundaki sıralamayı yakından ilgilendireceği için hakemlerin de çok dikkatli olması gerekiyordu. Maçta görevli hakemlerin bu dikkati göstermediğini düşünüyorum.
Maçın 10. dakikasında İrfan Can Kahveci serbest vuruş sırasında Awaziem’i beline sarılıp, çekerek düşürüyor. Hatta çekmiyor, asılıyor! Net bir penaltı!
Oysa ki hakem serbest vuruştan hemen önce “Gözüm sizin üzerinizde” diye de uyarmıştı bu iki oyuncuyu...
90+2. dakikada ise bu kez Musa, Mahmut’u çekti. Bu da penaltıydı ancak bir önceki penaltıdan farkı, bu penaltının VAR’daki Serkan Çınar’ın gözünden kaçmamış olmasıydı.
Hemen belirteyim, 42. dakikada Musa Çağıran’ın eline çarpan topta penaltı yoktu.
‘’Hatasız yönetim‘’
Hakem camiasının üzerinde kara bulutların dolaştığı ve hemen hemen her maçta hakemlerin hatalı kararlarının konuşulduğu şu dönemde, Suat Arslanboğa yönetimiyle göz doldurdu.
Arslanboğa, çaldığı doğru düdüklerle maçın kontrolünü ilk dakikadan itibaren eline aldı ve 90 dakikanın bitimine kadar da bırakmadı. 37. dakikada İsmail Köybaşı’na gösterdiği maçın tek sarı kartında haklıydı. Çaldığı ve çalmadığı düdüklerin çoğunda haklıydı. VAR yardımına ihtiyaç duymadan maçı tamamladı. Yardımcı hakemler Serkan Ok ve İsmail Şencan da Arslanboğa’ya ayak uydurdular ve görev alanlarında hatasız bir maç çıkarttılar.