‘’Beklenen oldu‘’
Olaylı Galatasaray-Fenerbahçe derbisi öncesi Fırat Aydınus atamasını değerlendirirken: “Yine bir derbi, yine hakem Fırat Aydınus... Her derbiye iki alternatifimiz var: Çakır ve Aydınus. Çakır UEFA eğitiminde olunca, tek yol kaldı: Aydınus! Bir sonraki derbiyi de Çakır yönetir... Türk hakemliğinin tükenişini adım adım izliyoruz.” demiştim.
Başka kim kaldırabilir?
Derbiden sonra o tükeniş daha da hızlandı. Yaşananları öngörmek için kâhin olmaya gerek yok! Türk hakemliğinin yönetilmediği, Namoğlu’nun günü kurtarma gayretiyle, yarınları hesap etmediği; açıkça ortada! Namoğlu ’nun 8 ay sonra görev süresi bitiyor. Ve arkasında onarılması çok güç, büyük bir enkaz bırakarak gidiyor. Başka alternatif olmadığından maça Çakır atandı. Atamanın eleştirilecek bir yanı yok. “Çakır olmazdı” diyenler hangi ismi önerebilir? Bu atmosferi başka kim kaldırabilir?
Yanlış bir düdük...
Derbinin ardından gelen ağır cezalara, Galatasaray-Konyaspor maçında yaşananlar eklenince, var olan zorluk 3 katına çıktı. Hiç kimsenin yaşanacak bir hakem hatasına tahammülü olmayacak. Son derbide “hatalı verilen taç ” atışının tartışıldığını düşündüğümüzde, yanlış üflenen bir düdük, Riva ’da koltukları sallar! Çakır ekibiyle birlikte, bunun gibi zor maçların altından defalarca kalktı. Büyük bir aksilik olmazsa bunun da altından kalkar ama şu ortamda, ağzıyla kuş tutsa kendini beğendirme şansı da maalesef bizim futbol kültürümüzde çok az!
Çakır'ın yönettiği Beşiktaş-Galatasaray derbileri
Tarih Maç Sonuç Tür
04-01-2015 Beşiktaş-Galatasaray 0-2 Süper Lig
22-02-2014 Galatasaray-Beşiktaş 1-0 Süper Lig
20-11-2011 Beşiktaş-Galatasaray 0-0 Süper Lig
28-11-2010 Galatasaray-Beşiktaş 1-2 Süper Lig
21-12-2008 Galatasaray-Beşiktaş 4-2 Süper Lig
17-09-2006 Galatasaray-Beşiktaş 1-0 Süper Lig
10-12-2005 Galatasaray-Beşiktaş 3-2 Süper Lig
‘’MHK “Suçlu ben değilim, suçlu sadece bu iki hakemdir” diyor‘’
Merkez Hakem Kurulu’nun yapmış olduğu açıklama “Suçlu ben değilim, suçlu sadece bu iki hakemdir” mealinde yapılmış bir açıklamadır.
Elbette Halis Özkahya ve Hüseyin Gökçek’in yaşananlarda dahli vardır ancak bugün hakemlikle ilgili yaşanan bir olumsuzluk varsa, sorumluluk o kurumu yöneten kişiye aittir. Eğitim eksikliği, atama hataları, hakem kadrosundaki yetersizlik bugünki geldiğimiz kaos ortamının ana nedenleridir. Dolayısıyla bu sorunların kaynağı da Namoğlu ve onu kuruludur.
Galatasaray Konyaspor maçında yapılan hakem hatası elbette önemli bir hataydı. Ancak 13. haftaya gelene kadar bundan daha önemli hakem hataları yapıldı. Bu hatalar yapılırken hiçbir aksiyon almayan, hakemleri dinlendirme yoluna gitmeyen, aksine hemen bir sonraki hafta maç veren Yusuf Namoğlu; bugün böyle bir açıklamaya ihtiyaç duymuştur.
Açıklamada adı geçen iki hakemden biri olan Hüseyin Göçek bugün İngiltere’de Wembley Stadı’nda Türk hakemliğinin temsil etmek üzere sahaya çıkmaya hazırlanırken kendisi hakkında alınan bu karardan haberdar oldu. Halis Özkahya ise perşembe günü Avrupa liginde Türk hakemliğini temsil etmeye hazırlanıyordu.
Çok değil, bundan 15 gün önce Galatasaray’ın Avrupa sınavı öncesi, Hukuk Müşavirliği’nin disiplin sevklerini açıklaması, Galatasaraylıları isyan noktasına getirirken; Türk hakemliğini temsil ettiği söyleyen kurumun başkanı Yusuf Namoğlu Türk Hakemleri sahaya çıkmadan önce böyle bir açıklamayı yapmayı kendine nasıl problem etmedi? Onların moralinin bozulacak olması hiç umrunda olmadı mı?
Yusuf Namoğlu 72 yaşında, hayatında elde ettiği bütün şöhreti hakemlik sayesinde kazanmış bir kişidir. Kimse onun mühendis olduğunu bilmez ama geçmişte hakem olduğunu şimdilerde Merkez Hakem Kurulu başkanlığı yaptığını bilir. Hakemliğin sayesinde milletvekili seçilmiş, belediye başkanlığını yapmıştır. Belediye başkanı ve milletvekili seçilmesinde hakemliğinin en büyük rolü oynadığını kendisi ifade etmektedir.
Bugünlerde sahip olduğu tüm kariyerini hakemlikten elde etmiş, kendisi hakemlik yaparken bu ve buna benzer hataları çok defa yapmış bir kişi olan Yusuf Namoğlu bugün hakeminin yanında yer almak yerine, kamu oyunun peşine takılıp böyle bir açıklamaya gerek duymuştur. Bu açıklamanın alt metninde “koltuğunu koruma kaygısı” yer almaktadır. Bu açıklama ile Yusuf Namoğlu zorda kalınca hakemini “kurtların önüne atan başkan” olmuştur.
Yıllar önce bir abimden şunu duymuştum: “Hakem yöneticisi koltuğunda hafif eğilirse, sahada hakemi diz çöker.”
Bu açıklama ile Yusuf Namoğlu baskılara direnemediğini ve koltuğunda eğildiği hakemlere çok net göstermiştir. Birçok hakem böyle bir durumda, mesajı alacaktır. Sahaya çıkan hakem bundan böyle kulübün büyüklüğüne, taraftar kitlesinin genişliğine, çaldığı düdükten sonra başına geleceklere göre düdük çalacaktır. Sahada hakemin diz çökmesi yakındır.
‘’Halil Umut Meler'den sorunsuz performans‘’
Hakemlik kariyerinde ilk defa Trabzonspor’un üç büyük takımla oynadığı maçta sahaya çıkan Halil Umut Meler, rahat bir maç çıkarttı. Sahadaki oyuncular centilmendiler; hakeme ve rakibe karşı saygılı bir oyun oynadılar. Bu nedenle Meler, oyunda kendisini zor durumda bırakacak pozisyonlarla karşılaşmadı. 22. dakikada çaldığı penaltı düdüğünde haklıydı. Slimani’nin kolu başının üzerine kadar kalkmıştı ve doğal konumda değildi. Ancak penaltı kararı öncesi Abdülkadir’in düşüşüne çalınan faul hatalıydı. Elif Elmas’ın Abdülkadir’e faulü gerektiren bir teması olmamıştı. Her şeye rağmen Meler kendisi için basamak sayılacak bu maçı sorunsuz geçti diyebiliriz.
‘’Penaltı değil‘’
“Serdar Aziz’in Skubic’e faulü gerektirecek bir teması olmadı. Skubic topa hamle yapmak yerine Serdar’a doğru sol ayağını uzatıp, teması hissedince kendini yere bıraktı. Pozisyon penaltı değil”
Sakin giden, hakemi zorlamayan bir maç izliyorduk ki, ne olduysa 87. dakikada oldu. Serdar Aziz’in, Skubic’in ayağından kayarak aldığı topa, Hüseyin Göçek penaltı düdüğü çaldı. Ben pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyorum. Serdar’ın rakibine faulü gerektirecek bir teması olmadı. Skubic topa doğru hamle yapmak yerine, Serdar’ın geldiği yöne doğru sol ayağını uzatıp, teması hissedince kendini yere bıraktı. Oyunun devam etmesi gerekirdi.
‘Diyaloğu bilmemiz gerek’ Video başında bulunan Halis Özkahya’nın pozisyona müdahale etmemesi ise ayrı bir tartışma konusu... Net bir yorum yapmak için, Göçek ve Özkahya arasındaki diyaloğu bilmemiz gerekir. Aralarında geçen diyaloğa göre Özkahya müdahale edememiş olabilir. Diğer bir sebep de bu penaltıyı Özkahya’nın yüzde 100 hatalı bir karar olarak düşünmemesidir. Sebebin ne olduğunu bilemem ama benim şahsi fikrim bu pozisyonda penaltı olmadığı ve ne şartla olursa olsun bu penaltının verilmemesi gerektiği yönünde.
‘Kırmızı iptal edilmezdi’
Gelelim Serdar Aziz’e! Topu hakeme atarak, ‘Hakemi küçük düşürdü ve onur kırıcı bir tavır’ sergiledi. Kırmızı kart kesinlikle doğruydu. Penaltı VAR yardımıyla iptal edilmiş olsa bile kırmızı kart iptal edilmeyecek, Serdar yine de oyundan atılacaktı.
‘’'Meler'in zamanı gelmişti'‘’
Namoğlu, Trabzonspor- Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler’i atayarak, kendi adına en cesur atamasını yaptı. Bu güne kadar nerede zor maç varsa; Çakır, Aydınus veya o kalibrede hakemleri atıyordu. İlk kez bu tavrını bozdu ve yeni bir isme görev verdi. Meler, Avrupa’da emin adımlarla ilerliyor. Kendinden kaynaklanan bir sorun yaşamazsa, çok kısa sürede Türkiye’nin Avrupa’daki 2 numaralı hakemi olacak. Gittiği maçlar, katıldığı seminerler ve UEFA Hakem Kurulu Başkanı Rosetti’nin ona bakışı bu ihtimali kuvvetlendiriyor.
Disiplinde yanlışları var
Meler’in bu sezon performansı vasatın altında. Disiplin uygulamalarında ciddi yanlışlar yapıyor. Gösterdiği ve göstermediği kartlarda bu sezon hiç standardı yok. Beşiktaş-Akhisar maçı göz önündeydi ve çok eleştirildi. Diğer maçları gözlerden uzak kaldı, gündem olmadı. Trabzon atmosferi farklıdır. Maçın Trabzon’da oynanacak olması zorluğu iki katına çıkartıyor. Henüz Meler’in böyle atmosferler için tecrübesi yok. Maçta atmosfer yüksek olursa zorlanması muhtemeldir.
Şimdi tam zamanı
Sezon başından süregelen tavrını sürdürürse, kart uygulamalarından dolayı eleştirilecektir. Elle oynama yorumları da Meler’in diğer sıkıntısı olabilir. Her şeye rağmen bu tarz maçlar için Meler’e görev verme zamanı gelmişti ve Namoğlu bu kez zamanlamayı tutturdu.
‘’Kırmızıda duruyorlar!‘’
12. hafta itibariyle oynanan 108 maçta 59 kez hakem kararlarına VAR tarafından müdahale edildi. Ortalama her iki maçta bir kez VAR yardımına ihtiyaç duyuldu. 59 müdahalenin 48’inde hakemler kararını değiştirirken, 11’inde ilk kararının arkasında durdular. Oynanan 108 maçta hakemlerimiz 13 kırmızı kartı atladılar. VAR devreye girdi ve bu kırmızılar çıktı. Şu ana kadar 16 direkt kırmızı kart gösterildiğini düşünürsek, sadece 3 kez hakemlerimiz kırmızı kartı kendi inisiyatifleriyle gösterdiler. Yani kırmızı kartlarda doğru karar verme yüzdesi, yüzde 20’nin de altında, çok düşük bir oranda kaldı.
Disiplin sıkıntısı!
Son zamanlarda VAR sistemini uyguluyor olmamıza rağmen artan hakem eleştirilerinin temel nedeni bence bu istatistikte gizli. Hakemlerimiz VAR trenine bindiler ve sahada karar verme konsantrasyonlarını kaybettiler. Disipline mahsus olan konularda başarı oranları yüzde 20’nin altına kadar düştü. Bu durum sarı kartlarda, faul değerlendirmelerinde, elle oynamalarda da aynı seviyede seyredince tartışılmaları da kaçınılmaz oldu.
Bu rakamlara dikkat
Hakemin karar değiştirdiği, 48 VAR müdahalesinin dağılımı şu şekilde:
■ Geçerli sayılan golün, ofsayt gerekçesiyle iptali (4)
■ Ofsayt gerekçesiyle iptal ettiği golün, geçerli sayılması (11)
■ Verilen penaltının, öncesinde ofsayt olduğundan iptali (2)
■ Geçerli sayılan golün, gol öncesi faul olduğu için iptali (3)
■ Geçerli sayılan golün, öncesinde elle oynama olduğu için iptali (2)
■ Gösterilmeyen kırmızı kartın, VAR müdahalesiyle gösterilmesi (9)
■ Maç bittikten sonra, VAR yardımıyla gösterilen kırmızı kart (4)
■ Verilen hatalı penaltının, VAR müdahalesi ile iptali (4)
■ Verilmeyen penaltının, VAR müdahalesi ile verilmesi (9)
‘’‘VAR'ın büyük etkisi‘’
Maçtaki kararlara VAR damga vurdu. Beşiktaş’ın kazandığı golde Quaresma’nın ofsayt olmadığını VAR çizgileriyle gördük. Bu pozisyonda yardımcı hakem de ‘Devam’ kararı vererek hataya düşmedi. 69’da Sivasspor’un 3. golü VAR müdahalesiyle iptal edildi. Robinho’nun ofsaytta olduğu çıplak gözle de belli oluyordu. 74’te hakem Beşiktaş lehine doğru bir penaltı düdüğü çalmıştı ancak VAR, Quaresma’nın ofsayt olduğunu tespit etti ve penaltıyı ‘VAR’ Protokolü’ne uygun şekilde iptal etti. Bu maç sonrası ‘Kural hatası’ tartışmaları yaşanacaktır. 79’da top oyundayken, oyun alanına ikinci topu atan Sivas kulübesindeki Paul’a sarı kart gösteren hakem, oyunu hakem atışıyla başlattı. Oyun Beşiktaş’ın kullanacağı ‘Direk Serbest Vuruş’la başlamalıydı.
‘’Terim'e ekstra ceza gelecektir‘’
Terim, “hakaret, tehdit ve maç sonu yaptığı açıklamalar” nedeniyle sevk edilmişti. Terim’e “Hakemi tehdit”ten dolayı ceza verilmedi. Hakaret ve açıklamalarının karşılığı 3+4=7 maç ceza takdir edildi. Schalke maçının olduğu gün yaptığı açıklamalarla ilgili de ilave bir ceza önümüzdeki günlerde ayrıca gelecektir. Hasan Şaş ise “Saldırgan” tavırlarına karşılık, alt sınırdan uzaklaşılarak beklendiği şekilde 8 maçla cezalandırıldı.
Ateşe benzin döken kişi...
Futbolcuların 5 ila 10 maç arasında ceza almaları kaçınılmazdı. Donk’un hareketin şiddeti, Soldado’nun Belhanda ile yaşadığı gerginlikle, “olayların fitilini ateşlemesi”, Jailson’nun ise attığı tokatla “ateşe benzin döken kişi” olması; bu üçlünün cezalarını alt sınırdan uzaklaştırmıştır. Rodrigues’in 5 maç yerine 3 maç alması ise “Saldırının teşebbüste kalması”ndan kaynaklanmıştır.
Ciddi indirim beklemiyorum
FIFA, hakemin görüp değerlendirdiği bir eylemin, disiplin kurulları tarafından tekrar değerlendirilmesine izin vermez. Dolayısıyla maç sırasında Aydınus, Belhanda’nın eylemlerini değerlendirip, sarı kart verdiği için, Hukuk Müşavirliği Belhanda’yı sevk edememiş, doğal olarak da ceza verilememiştir. Bu cezaların elbette Tahkim aşaması var. Ben cezalarda ciddi bir indirim beklemiyorum. Terim’in cezası bir ihtimal 6 maça inebilir. Hasan Şaş’ın cezası değişmez. Futbolculardan Donk, Soldado ve Jailson’un cezaları 1 maç eksilebilir.