Arama

Popüler aramalar

‘’Harika finalde Yakın Doğu güldü‘’

Son yılların en keyifli, en çekişmeli final serisini izledik. 5 maçta da büyük mücadele, kıyasıya bir savaş vardı.

Nitekim 5. maçın son saniyesinde şampiyon belli oldu, gülen taraf bu yıl ortalığın tozunu atan Yakın Doğu Üniversitesi oldu. Türkiye Kupası, Eurocup ve son olarak lig şampiyonluğunu aldı Yakın Doğu... Kesinlikle hak edilmiş bir zafer oldu onlar için. Aslında kaybedene yazık olacaktı. Çünkü özellikle dünkü maçı iki takım da kazanabilirdi ama Avrupa’nın en pahalı oyuncularının başında gelen WNBA yıldızı Candice Parker, iki serbest atışı da kaçırınca, sezon Fenerbahçe adına hayal kırıklığı ile sona erdi. İkinci yarıda Yakın Doğu iki kez çift haneli farklarla öne geçti ama özellikle Birsel önderliğinde geri adım atmayan Kanarya, her seferinde geri döndü. Hatta son 2 dakikaya 7 sayı önde girmişti. İki takımda da öyle kaliteli oyuncular var ki, rüzgarın yönünü bir anda değiştirebiliyorlar. Dün adeta sahadaki yıldızları izlerken başımız döndü. Birsel, tek başına Fenerbahçe’yi şampiyonluğa taşıyordu, yine çok büyük oynadı ama McBride buna izin vermedi. Amerikalı öyle bir şutör ki, çoğu erkek takımında bu kadar yüzdeli üçlük atan bir oyuncu yok.

Zaferin asisti Vandersloot’tan

McBride iki hücumda altı sayı attı. Serinin MVP’si Vandersloot, Hollingworth’e maç kazandıran asisti yaptı, Yakın Doğu adına gitti denilen şampiyonluk 3 saniye kala tekrar geldi. 2 saniye kala Parker bu kez Sarı-Lacivertliler’i tekrar zafere taşıma fırsatını yakaladı ama stresi kaldıramadı. Sahanın belki de en yetenekli oyuncusu o. Ama geldiğinden bu yana takıma bir türlü adapte olamadı. O birşey oynuyor, takım başka birşey. Yine de serbest atışları atsa, Euroleague şampiyonluğu için getirilen Parker, en azından takımına bir Türkiye Ligi şampiyonluğu kazandıracaktı ama başaramadı. Kadın basketbolunun yükselişi devam ediyor. Bu kadar seyirci, bu kadar yönetici, bu kadar medya mensubu, yani bu kadar ilgiyi daha önce görmemiştim. Umarız kulüp takımlarındaki bu başarılar ve rekabet, milli takıma da olumlu yansır.

18 Mayıs 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe Final-Four aşkına‘’

Anadolu Efes, bir hafta önce Olympiakos’u bu salonda yenseydi, iki Final-Four takımının mücadelesini izliyor olacaktık. Birbirine güç olarak yakın sayılabilecek iki takımın maçını... Skora bakıyoruz, 96-57.

Fenerbahçe tam 39 sayı fark atmış. Obradoviç ve takımı her geçen gün daha agresif, daha iştahlı, daha coşkulu basketbol oynuyor. Hem takımın hem oyuncuların bireysel form grafiği 19 Mayıs yaklaştıkça daha da artıyor. Obradoviç ve Fenerbahçe, bu yıl doğru zamanda hiç olmadığı kadar konsantre ve formda... Anadolu Efes ise tam tersi...

Sanki hayat onlar için bitmiş gibiydi. Amaçsız ve moralsizdiler... Bir saniye bile rakip olamadılar Fenerbahçe’ye...

Fenerbahçe ise her pozisyonu, her anı çok ciddi ve çok konsantre oynadı.

Güç gösterisi yaptı

Obradoviç, her pozisyonu yaşadı, fark 30 olmasına rağmen her hatada oyuncularına bağırdı, çağırdı. Sanki Euroleague finali oynuyordu Fenerbahçe. Zaten biraz da bu yüzden biri Final- Four’da biri değil... Final-Four öncesi adeta bir güç gösterisi yaptı Fenerbahçe. Çok istekliydiler, dünkü maçın her saniyesinden faydalandılar. Dörtlü Final’e son ciddi hazırlık olarak gördükleri bu maçı da, muhteşem bir oyundan sonra kazandılar...

As oyuncuların tamamı harika oynadı. Egehan’ın özgüveni, her topta potaya gitmesi, oyunu yönlendirmesi, Ahmet’in yine görevini en iyi şekilde yapması, ilk yarıda morali bozulan Melih’in, ikinci yarıda 3’ü üçlükten (Hele bir tanesi zor açıdan, saniye biterken, bir de Doğuş üzerine düşmüşken attığı üçlük inanılmazdı) 14 sayı bulması önemli artılardı.

11 Mayıs 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Obra'nın askerleri yükseliyor‘’

Euroleague’de Final-Four’a kalan Fenerbahçe, Avrupa’nın en güçlü liglerinden biri olan BSL’de de bitime iki hafta kala sadece 2 yenilgi alarak, büyük iş yaptı. Gerçi daha Anadolu Efes deplasmanı var ama son yıllarda Türkiye Ligi’nde bu kadar az mağlubiyet alan takım olmamıştı. Obradoviç ve öğrencileri, her iki cephenin de hakkını verdi şu ana kadar.

İkili oyunda başarısızlar

Beşiktaş kazansaydı, ikincilik iddiasını sürdürecekti. Maça da fena başlamadılar aslında ama savunma hataları pahalıya maloldu. Özellikle ikili oyun savunmasında çok başarısızdılar. Bunda oyuncuların konsantre eksikliğinin de payı büyüktü. Fenerbahçe ise tam tersi. Sanki her geçen gün kapasitelerini iki katına çıkarıyorlar.

6 oyuncu çift hanede

Fenerbahçe dün özellikle hücum performansları inanılmazdı. Topu hızlı çevirdiler, topu paylaştılar, çok pas yaptılar, sonunda da çok sayı attılar. Tam 6 oyuncu çift haneli skorlara ulaştı. En önemlisi herkesin formda gözükmesiydi. Final-Four yaklaşırken bu durum çok önemli. Obradoviç, takımın formunu ne zaman zirvede olması gerektiğini çok iyi biliyor ve bunu da çok iyi ayarlıyor. Kanarya, sağlıklı ve formda olduğu zaman hem seyir zevki yüksek bir takım, hem de karşısında durulması çok zor bir güç haline geliyor. Dün Sloukas oyunu çok iyi yönlendirdi. Vesely ve Udoh çok uyumluydu. Dış oyuncular da çok yüzdeli attı. Fenerbahçe taraftarı da takımlarını Sinan Erdem’e coşkuyla uğurladı.

07 Mayıs 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zor ama imkansız değil‘’

1-Olymipakos’u bir çok kez Dostluk ve Barış Salonu’nda izlemiş biri olarak, Anadolu Efes’i nasıl bir atmosfer bekliyor?

Atina deplasmanları her zaman zordur. Olympiakos tutkulu ve zaman zaman olay çıkarabilecek bir taraftar potansiyeline sahip. Fakat, salonun yapısı bence rakip taraftar üzerine çok büyük baskı yaratmıyor. Tribünler, parkeye çok uzak. Özellikle Olympiakos’un en ateşli taraftar grubunun olduğu ‘Gate 7’ tribünü pota arkasına doğru ve sahayla arasında mesafe var. Ama, oyuncular ve taraftar birleşip, özellikle hakem üzerinde baskı kurabiliyorlar. Bu işi de geride kalan 4 maçta Olympiakos’lu oyuncular daha iyi yaptı. Özellikle İstanbul’da bile oyunun daha başında Doğuş’a teknik faul çalındı. Efes’li oyuncuların geri adım atmadan, rakibin bu tip oyunları karşısında dik durmaları ama ortamı da çok germemeleri gerekiyor. Çünkü, Olympiakos bu konularda daha tecrübeli ve gerginlikten kârlı çıkan onlar oluyor.

2-Anadolu Efes’in kazanması için neler yapması gerekiyor?

Anadolu Efes’in en büyük sorunu, oyuncular ile Perasovic arasında kopukluk olması. Bazen kendi kafalarına göre oynuyorlar. Karar verdikleri ve bir oldukları zaman, her takımı yenebileceklerini gösterdiler. Ama çok iniş-çıkış yaşıyorlar. Gri renk yok. Ya siyahlar, ya beyaz. Umarız bugün beyaz giymeye karar verirler. Olympiakos’u, Atina’da bir kez yendiler, bir kere daha yenebileceklerine inanmalılar. Mental olarak maça hazır çıkmaları gerekiyor.

3-Zafer için kilit nokta ne olacak?

Maçın kilidi, Spanoulis savunması olacak. Efes, ilk üç maç bunu iyi başarmıştı. Doğuş’un agresif savunması ve ikili oyunlarda uzunların, Spanoulis üzerinde kalması onları hücumda ritmden çıkarmıştı. Ama 4. maçta Efes bu savunma anlayışını değiştirdi ve ikili oyunlarda uzunlar Spanoulis’in üstüne çıkmak yerine geride kalıp potayı savundu. Tecrübeli oyuncu da boş kalınca, ceza şutlarını çok iyi değerlendirdi. Perasovic’in Spanoulis savunmasında eskiye dönmesi gerekiyor.

02 Mayıs 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Klasik bir final!‘’

Banvit için bir ilkti. Tarihlerinde bu sezon ilk kez kupa kazanmışlardı. 4 Euroleague takımının arasından sıyrılıp, Türkiye Kupası’nı müzesine götürmüştü Banvit. Şampiyonlar Ligi’nin ilk yılında o gururu yaşamalarına da ramak kalmıştı. Onlar için ilkti ama Türk basketbolu için belki de klasikleşmiş bir finaldi. Orta karar bir bütçe ile, Türkiye Ligi’nin 5. ya da 6. şampiyonluk adayı olarak Şampiyonlar Ligi’nde finale kalmak, Türk basketbolunu gururla temsil etmek... Banvit için muazzam bir sezon diyebiliriz. Ama avucunun içine gelen kupayı kaptırmak, Türk basketbolunun kaderi belki de. Biri çıkar 10’da 1 serbest atış atar, kariyerinin en kötü gecesini geçirir, bir takım çıkar bir devrede 15 top kaybı yapar. Dün Banvit, şampiyonluğu çok istedi, sonuna kadar mücadele etti, bütün oyuncular formanın hakkını verdi, coach Filipovski herşeyi denedi belki ama olmayınca olmuyor. Yüzde 42 ile, Furkan’dan sonra takımın en iyi ikinci üçlükçüsü olan, 13.5 sayı ortalaması ile takımın en iyi ikinci skoreri olan Orelik, 9’da 1’le üçlük attı. Kariyerinde bu kadar kötü atmamıştı, bugüne denk geldi!!! Ligin MVP’si seçilen Theodore, 16’da 6 ile yakın mesafe atışı kullandı. Hayatta kaçırmayacağı turnikeleri kaçırdı. Muriç’ten bahsetmeye bile gerek yok. Yine sıfır katkı. İki bomboş turnike kaçırdı yanında kimse yokken.

Yazık oldu

Eee nasıl olacak?.. Rakip uzun süre İspanya Ligi’ni lider götüren Tenerife... Onlar ilk yarıda 13 üçlüğün 8’inde isabet buldular. Attıkları 34 sayının 24’ü üçlükten geldi. İkinci yarı da hiçbirşey oynamadılar. Banvit de kötüydü ama sonuna kadar ayakta kaldı. Sonunda yine sahanın yıldızları Grigonis ve White’la el üstünden, çok zor üçlükleri sokup, şampiyonluğa ulaştılar. Kazananı tamamen bireysel performanslar belirledi. Biz boş atışları sokamadık, onlar iyi savunmaya rağmen imkansız üçlükleri soktu. Bütün maçın özeti aslında bu. Yine klasik bir cümle ile bitireceğiz. Banvit’e yazık oldu! Gerçekten yazık oldu ama. Bütün bir sezonu domine ettiler, dar rotasyona rağmen harika maçlar çıkardılar, mücadele ettiler, kafa yordular, savaştılar, tırnaklarıyla kazıya kazıya finale geldiler ama final sendromunu onlarda yenemediler!!!

01 Mayıs 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hatalar zinciri‘’

16 yıllık hasreti bitirmeye sadece 40 dakika kalmıştı. Atina’da saha avantajını eline geçiren, İstanbul’da rakibi 60 sayıda tutup, adeta sürklase eden Anadolu Efes, dün bambaşka bir görüntü çizdi yine.

Her zaman söylediğimiz gibi Efes’in en büyük sorunu istikrarsızlık. Hem sezon boyu, hem de maç içinde bile çok büyük iniş-çıkışlar yaşıyor. Dün belki daha konsantre olmalarını tahmin ediyorduk ama yanıldık.

İlk maçta 16’da 2 üçlük atan Efes, dün de özellikle ilk yarıda çok boş atışlar buldu ama maalesef yine çember dövdü.

Mücadele tamam da...

İlk yarı 1/11, maç sonu ise 3/19 ile üçlük attılar. Böyle kötü bir yüzdeyle, bir yere kadar kazanabiliyorsunuz. Oysa işin mücadele tarafında sorun yoktu. Rakipten 11 fazla ribaunt aldılar. Tam 14 hücum ribaundu var Efes’in. Ama 14 top kaybı, kaçan 16 üçlük, bu mücadeleyi gölgeledi.

Yenilgide Efes’in yaptığı bir kaç bariz hata vardı. Maça fırtına gibi başladılar. Blok üstüne blok, smaç üstüne smaç. Skor bir anda 18-6 olmuştu. Tribünler de coşmuştu. Ama daha dakika 5, sanki şampiyon olmuş gibi sevinmeler, tribünlere şov yapmalar. Özellikle de Granger ve Cedi... Bir onlara baktım, bir Olympiakos benchine. Son derece sakinlerdi ve kontrolü kaybetmemeye çalışıyorlardı. Biliyorlardı ki daha önlerinde koskoca bir 35 dakika var. Bu tavırlar ayrıca rakibi de daha motive etti.

Hatada ısrar etmek

İkincisi Spanoulis savunmasındaki gereksiz değişiklikti. İlk maçta tecrübeli guard tam 7 top kaybı yapmış son 2 dakika hariç sahanın en kötüsü olmuştu. Dün, Sfairopoulos, bu yıl ilk kez Spanoulis’i 2 numara gibi oynattı. Topu başkası getirdi. İkili oyunlarda, onu sıkıştırmak yerine, gölge savunması yaptı uzunlar. O da ikili oyunlar sonrası bomboş üçlükleri potamıza gönderdi. Neden başarılı bir savunma anlayışı değiştirilir ve tutmayan bu stratejide ısrar edilir anlaşılır gibi değil. Hakem üçlüsü, özellikle de Sloven Boltauzer sanki maç Atina’da oynanıyormuş gibi düdük çaldı. Efes büyük bir fırsat tepti. Ama Atina’da yine bambaşka bir görüntüye bürünebilir. Tabii bu saatten sonra iş çok ama çok zor. Yine bizi şaşırtmalarını bekleyeceğiz!..

29 Nisan 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Potaların efendisi‘’

Obradoviç, Avrupa’nın en büyük coachu olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kariyeri boyunca 15 Final-Four oynayan, bunların 8’ini kazanma başarısı gösteren Obradoviç, rakiplere en büyük üstünlüğü ise Play-Off serilerinde sağlıyor. 3 ya da 5 maç üzerinden oynanan serilerde Sırp coachu altetmek neredeysi imkansız. Onun oyun zekası, oyun bilgisi, rakipleri çözmedeki ustalığı uzun serilerde iyice ortaya çıkıyor. Obra’yı tek maçta yenmek olası belki ama iş uzayınca, avantaj Obradoviç’ten yana oluyor. Rakibi çok iyi analiz eden, takımını buna göre hazırlayan, oyuncularından maksimum verimi almayı başaran Obradoviç, şu ana kadar oynadığı 17 Play-Off serisinin tam 16’sını kazanmayı başardı. Dile kolay... Tecrübeli coach sadece 2005-2006 sezonunda Panathinaikos’u çalıştırırken TAU Ceramica’ya elenmişti.

Real favori gösteriliyordu

Geri kalan tüm serilerde rakiplere üstünlük sağlayan Obradoviç, oynadığı 30 Play-Off maçının tam 23’ünü kazandı. Fenerbahçe’de ise olayı iyice abarttı tecrübeli antrenör. İlk sene Maccabi’yi 3-0’la geçen Obra’nın askerleri, ikinci sezon yine son şampiyon Real Madrid’le eşleşti. Vesely de sakatlanmıştı. Pota altı rotasyonu iyice daralırken, otoriteler Real Madrid’i favori gösteriyordu. Ama Obradoviç, ilk kez 5 kısalı bir düzene döndü, Real Madrid’in aklını karıştırdı. Bu sezon da OAKA faktörü vardı karşısında. O salonda hiç kazanamıştı Obradoviç.

Saha fark etmiyor

Panathinaikos da bu yıl evinde 15 maçın 14’ünü almış, sadece Olympiakos’a son topta mağlup olmuştu. Favori yine Panathinaikos’tu belki ama Obradoviç için söz konusu Play-Off oldu mu, iç saha, dış saha farketmiyor. Nitekim Panathinaikos da aynı kadere maruz kaldı. Kanarya, rakibini 3-0’la süpürürken, Obradoviç Fenerbahçe’nin başında çıktığı 9 Play-Off maçının tamamını kazanmış oldu.

28 Nisan 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efes, hedefe çok yakın!‘’

Çok enteresan bir Play-Off maçı izledik Abdi İpekçi’de... Atina’da ikinci maçı kazanan Efes, İstanbul’a büyük bir avantajla dönmüştü. Efes’in en büyük sorunu istikrarsızlık. Aslında maça çok iyi başladılar. Yine çabuk hücum ettiler ama bu kez doğru ve boş şutları buldular. Ama neredeyse hiçbirini sokamadılar. Doğuş, Spanoulis’i sahadan sildi. Avrupa’nın en iyi oyun kurucusu olarak gösterilen Yunan guard daha ilk yarıda 4 top kaybı yapmıştı. Olympiakos, hücum anlamında belki de sezonun en kötü oyununu oynarken, Efes de onlara ayak uydurdu.

18 üçlüğün 16’sını kaçırdı Efes. 16 serbest atışın sadece 8’inde isabet bulabildiler. Rakipten 8 az ribaunt aldılar belki ama savunmadaki enerjileri, kazanma arzuları Olympiakos’tan çok daha fazlaydı.

Hücumda sadece 10 dakika iyi oynadılar, Heurtel-Dunston’un ikili oyunları ile 17 sayılık farka ulaştılar. Tribünler coşmuş, takım da zafer havasına girmişti.

Olympiakos Coachu Sferopoulos da 4. periyodun başında bütün molalarını bitirmişti. Ama Efes klasik iniş çıkışlarını yaşadı. 5 dakikada sadece 2 sayı atabildiler. Sahanın en kötü ismi Spanoulis son 2.5 dakikaya üç üçlük sığdırınca maç kaosa girdi. 17 sayılık fark 1’e indi ama sonunda hak eden kazandı.

Efes artık Olympiakos’u çözdü. Çok büyük bir hata yapmazsa, yarın da kazanıp Final-Four’a kalmaya artık çok yakın...

Daçka’nın işi zor

Darüşşafaka Doğuş ise Madrid’deki maçlardan çok farklı bir görüntü sergiledi. İki kere 18-19 sayı geri düşmesine rağmen pes etmeyip geri geldi ama sonunda bütün oyunu domine eden Real Madrid zafere ulaştı. Real’i elemek için bütün oyunculardan katkı almak gerekiyor. Dün Wannamaker sonradan devreye girdi. Clyburn 10’da 2 attı. Wilbekın takımı ayakta tuttu ama kritik top kayıpları yaptı. Real ise tüm hatları ile oyunun içindeydi. Ama her şey bitmedi. Daçka seriyi Madrid’e taşıyabilirse, bir sürprize daha imza
atabilir.

27 Nisan 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI